FATİH KEÇE-YUSUF KOYUN
ADANA
Tarım işçisi olarak geçimini sağlayan Veysel Köroğlu (31), 8 yıl önce Nuray (33) isimli bir bayanla evlendiğini ve bu evlilikten 2 çocukları olduğunu kaydetti. Köroğlu daha önceki çocuklarının kız olmasından dolayı bir çocuk daha istediklerini ve eşinin hamile kaldığını bu süre içinde sürekli doktora kontrole gittiğini ve 26 Kasım 2011 günü bir erkek çocuk dünyaya getirdiğini söyledi.
Köroğlu, erkek çocuğu olduğu için çok sevindiğini ancak sevincinin yarı kaldığını ifade ederek, "Oğlumun doğuştan çenesinde ve boğazında şişlik var. Bu nedenle hemen tedavi altına alındı. Doktorların söylediğine göre çenesinde ve boğazında kist varmış.
Anne karnında oluşmuş ama kimse fark etmedi" dedi.Kahramanmaraş'tan Adana Seyhan Başkent Hastanesi'ne çocuklarının sevk edildiğini anlatan baba Köroğlu, şunları kaydetti:
"Oğlum 25 gündür hastanede yatıyor. Doktorların dediğine göre tedavisi için ilacın Japonya'dan gelmesi gerekiyormuş, ama benim bu ilacı alacak gücüm yok. İlacı devlette karşılamıyor, en az 10 bin TL masrafı olur diyorlar.
Benim o kadar param hiç olmadı. Ne yapacağımı bilmiyorum oğluma bir kez doya doya sarılamadım. İlacın biran önce gelmesi gerekiyor ama aradan 25 gün geçmesine rağmen hala ilaç gelmedi. Oğlumun çenesindeki ve boğazındaki kist büyümeye devam ediyor."
"İLAÇ TÜRKİYE'DE BULUNMUYOR, GETİRİLMESİ İÇİN BÜTÜN YAZIŞMALAR YAPILDI"
Seyhan Başkent Hastanesi Çocuk Cerrahisi Bölümü'nde görev yapan Prof. Dr. Oğuzkurt, Ümit bebeğin rahatsızlığının Kistik Higroma (Cystic Hygroma) olduğunu belirterek, "Fetal gelişim sırasında ortaya çıkan lenfatik malformasyonlara bağlı olarak gelişen doğumsal vasküler bir anomalidir.
Genellikle boynun arka tarafında ortaya çıkan tek veya çok sayıda içi sıvı dolu keselerden oluşan ve boyunda kitle görünümü veren anomalilerdir. Çoğunlukla doğum öncesi gebelik ultrasonografilerinde tanı konulur.
Kist içine kanama enfeksiyon ve ani büyüme olabilmesi nedeniyle çevre dokulara baskı yapabilir. Doğum öncesi kaybedilen olgular vardır. Doğum sonrası bazı bulguları ve solunum sıkıntısı nedeniyle mortalitesi yüksek olabilir" diye konuştu.
Oğuzkurt, geçmişte hastalıktan kurtulmak için cerrahi tedavi tercih edildiğini ancak cerrahi sonrası kalıcı hasar ve ölüm riskinin yüksek olması nedeniyle artık skleroterapi tercih edildiğini vurgulayarak, "Skleroterapi ajanları kistin epitelini dejenere edrek yavaş ancak güvenli küçülme sağlar.
Tekrarlayan tedaviler yapılabilir. En sık kullanılan skleroterapi ajanları bleomycin, doxycycline OK-432dir. Ancak bu ilaçların hiçbiri ülkemizde bulunmamaktadır. Kullanım indikasyonlarını açıklayan
hastane raporları Türkiye Eczacılar Birliğinin denetimi ve onayıyla Sağlık Bakanlığına iletilmekte, Sağlık Bakanlığının onayıyla Eczacılar Birliği bu tür ilaçları yurtdışından getirtmekte ve ilaç bedeli hasta yakınlarından alınmaktadır" dedi.