POLİTİKA - 08 Ağustos 2017 Salı 19:47

Cumhurbaşkanı Erdoğan bankalara tepkisini sürdürdü

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan bankalara tepkisini sürdürdü

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Geçtiğimiz yıl çektiğimiz onca sıkıntının sonunda Türkiye yüzde 2,9 büyürken bankalar bakın bu çok önemli; yüzde 40 civarında kar artışı elde etmişse burada bir sorun var demektir. Hale bak. Üstelik bu yıl bankaların kar oranlarını neredeyse ikiye katladıkları görülüyor. Bu bir felaket” dedi.

Beşikdüzü ilçesinin ardından Trabzon şehir merkezine geçen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası’nda iş adamları ve sivil toplum kuruşlarının temsilcileri ile bir araya geldi. ‘Türkiye yürürken Trabzon yerinde durursa olmaz” diyen Erdoğan, “Tam tersine beraber koşmamız lazım. Son 3 yıldır hem terör hem de ekonomi özellikle çok yoğun saldırısında altında olmamıza rağmen ülkemizi yeni bir yükseliş trendine sokmayı başardık. Terörle mücadelede çok iyi bir noktaya ulaştık. Bölücü terör örgütünü adeta eylem yapamaz hale getirdik. Elhamdülillah. Tarihimizin en büyük ihanete olan FETÖ’cülerin darbe girişimini milletimizle birlikte akabete uğrattık. Bazen böyle yanımıza geliyorlar benim oğlumun suçu yok benim oğlum tertemiz aldılar götürdüler. Yok şöyledir yok böyledir. Oğlunun çevirdiği fırıldaklardan haberin yok. Hiç kimse kalkıpta ben FETÖ’cüyüm, benim Pensilvanya’da bir tanrım var demiyor ki. Öyle inanmış. Bize şah damarından daha yakın diyor. Böyle bir şey olabilir mi? Bize Allah’tan başka şah damarından daha yakın olan bir güç yoktur. O bir şarlatan bir şarlatan için bu yakıştırmayı yapıyorlar. Neler yaşadı bu ülke. 40 yıl buna hazırlandılar. Dertleri bu ülkeyi devirmekti, yıkmaktı. Bu ülkeyi ele geçirmekti. Ama Allah’a hamdolsun milletim çağrımıza anında cevabı verdi, döküldü caddelere, meydanlara, sokaklara ve bu ahlaksızlara, alçaklara ülkeyi teslim etmedi. F16’lardan yılmadı, tanklardan, toplardan yılmadı. Ölümü korkuttu. Ölümün üzerine gitti. Şahadete inandı. Gerçi 250 şehidimiz oldu ama hamdolsun milletimizde 80 milyon oldu. Tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum” şeklinde konuştu.

“Bunlar sadece İslam’ı istismar eden neyidü belirsizlerdir”

Türkiye’nin DAEŞ’le mücadelesini anlatan ve bu örgütü “Bunlar sadece İslam’ı istismar eden neyidü belirsizlerdir” diye tanımlayan Erdoğan “Onlara da Allah’ın izniyle bu topraklarda fırsat vermeyeceğiz. Diğer terör örgütlerine de nefes aldırmıyoruz. Suriye’de sahnelenmeye çalışılan terör devleti oyununu bozduk. Irak’ta benzer çabalar var onları da bozmakta kararlıyız. Aynı şekilde ekonomi alanında tüm göstergeler yükselişi, gelişmeyi ileriye doğru gidişi işaret ediyor. İyi yoldayız, iyi yoldasınız. Daha iyi olacak. Bu yılın ilk çeyreğinde elde ettiğimiz yüzde 5’lik büyüme oranını yılın sonuna kadar sürdüreceğimize inanıyorum. İhracatta geçen ay itibariyle yıllık bazda 150 milyar doları geride bıraktık. İnşallah bunu daha da arttıracağız. İstihdamda işsizliği yeniden tek haneli rakamlara indirdik. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’ndeki kardeşlerimde biliyor orada bir çağrı yaptık ve bu çağrıyı yaptığımız andan itibaren dedik ki en az 1 ama 1 yeterli değil dedik. Ne olur yani herkes yanına 3-5 tane daha kendi potansiyeline, kapasitesine göre eleman asla dedik. Alınan bu elemanlarla birlikte bir anda hamdolsun 1 milyon 600 bine filan istihdam ulaştı. İşsizlik şimdi tek haneli rakama düştü. Bu güzel bir gelişme” dedi.

“Hem dışarıda hem de içeride birileri ısrarla ülkemizin aleyhine çalışmaya devam etse de”

Merkez Bankası’nda döviz rezervinin 107 milyar dolar gibi hiçte fena olmayan bir seviyeyi yakaladığını kaydeden Erdoğan, şunları söyledi:
“Yatırımlarda gözle görülür bir kıpırdanış var. Borsa İstanbul pik yaptı. Tarihine rekorlar kırıyor. Geçtiğimiz günlerde yapılan rüzgar enerjisi ihalesiyle 1 milyar dolarlık bir yatırımı ülkemize kazandırdık. İnşallah rüzgar enerjisinde üretim başladığı andan itibaren enerji fiyatları aşağıya doğru inecek. Artık kaynakları çeşitlendiriyoruz. Tek tip kaynak yok. Hidroelektrik, termik santraller öbür tarafta rüzgar ve güneş enerjisi bütün bunlarla beraber artan bir çeşitlilik var. Geçmişte böyle bir durum söz konusu değildi. Ama şimdi bu kaynaklar artıyor. Arttıkça da hamdolsun bunların fiyatları daha da düşecek. Hem dışarıda hem de içeride birileri ısrarla ülkemizin aleyhine çalışmaya devam etse de turizmde kayıpları telafi etme yönünde bu yıl ciddi bir mesafe aldık. Ana muhalefetin başındaki zat bir Alman dergisine Türkiye’nin gidilmeyecek yer olmasından bahsediyor. Tabi üzerlerine gelinince de bu sefer biz öyle bir şey demedik filan diyor. Bütün kayıtlar ortada o dergi ortada. Kimi aldatıyorsun. Sizin hayatınız bu. Akşam başka sabah başka. Dürüstlük yok. Bizi atlatmanız mümkün değil. Onlarla beraber hareket ediyorsunuz. Önümüzdeki dönemlere dahil öncü ekonomik göstergelerde oldukça olumlu bir seyir ortaya koyuyor. Hükümetimiz tarafından hayata geçirilen bir çok teşvik paketleriyle genç girişimcilerimi, esnaf ve sanatkarlarımıza işini büyüterek istihdam üretmesi noktasında heyecan veriyoruz. Ticaret erbabından uluslararası yatırımcılara kadar her kesime çok önemli destek verdik, vereceğiz. Bu teşvikler aynı zamanda piyasada nakit sıkışıklığının azaltılmasına da önemli katkıda bulunuyor.”

"Bankalar vatandaşın parasını soyup soğana çevirme aracı olarak kullanıyor"

Konuşmasında bankalara eleştirilerde bulunan Erdoğan “Tabi piyasaya asıl finans desteği sağlaması gereken kurumlar bankalar. Bankalar rahat durmuyor. Niye hala biz faizler düşmesi lazım diyoruz. Bankalar ise vatandaşının oraya yatırdığı paraları kendisi için adeta bir soyup soğana çevirme aracı olarak kullanıyor. Kendi parası değil. Vatandaşın oraya emanet ettiği para. Ve o bunu kalkıyor kendisi acımasızca yüksek faizle kendisine bir rant aracı haline çeviriyor. Ama ben inanıyorum ki gerek merkez bankamız, devlet bankalarımız bu konuda kararlı adım atmak suretiyle inşallah bu işi aşağı çekeceklerdir. Geçtiğimiz yıl çektiğimiz onca sıkıntının sonunda Türkiye yüzde 2,9 büyürken bankalar bakın bu çok önemli yüzde 40 civarında kar artışı elde etmişse burada bir sorun var demektir. Hale bak. Üstelik bu yıl bankaların kar oranlarını neredeyse ikiye katladıkları görülüyor. Bu bir felaket. Bu para bunların cebinden çıkmıyor kendi öz sermayeleri değil. Biz kimseden zararına bir iş yapmasını istemiyoruz. Ancak bankalardan kredi şartlarını ve faiz oranlarını makul seviyelerde tutarak ülkemizin gelişmesine, kalkınmasına katkı sağlamalarını beklemekte hakkımızdır diye düşünüyorum. Parayı değerli kılan bankaların kasasında yatması değil esnafın, sanatkarın, girişimcinin tezgahında bulunmasıdır. Bankacılık sektörü piyasayı fonlama konusunda biraz daha cesaretli olursa ekonomide yükselişimiz hızlanacaktır. En azından tüm göstergelerin olumlu yönde seyrettiği şu dönemde bankacılık sektöründen bu yönde güzel haberler beklediğimi özellikle belirtmek istiyorum. Yarın gazeteler bunu yazar” ifadelerini kullandı. 

Ozan Köse - Bekir Koca
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kırıkkale Kırıkkale’de ortaya çıktı: Kızıl tuygun çiftçilerin dostu oldu Kırıkkale’de, nesli tükenme tehlikesi altında olan saz delicesi olarak bilinen yırtıcı kuş "kızıl tuygun", dron ile görüntülendi. Saz delicesinin görüldüğü bölgede çiftçilik yapan Emre Doğan, "Bize keyifli çalışma ortamı sunuyorlar, bize arkadaşlık ediyorlar. Bize burada moral motivasyon sağlıyorlar. Fareleri avlıyorlar. O yüzden bizim en büyük dostumuz" dedi. Kırıkkale’de ’saz delicesi’ olarak da bilinen yırtıcı kuş kızıl tuygun, Kızılırmak nehrinin beslediği Kapulukaya Barajı kıyısındaki tarım arazileri üzerinde dron ile görüntülendi. Nesli tükenme tehlikesi altında olan saz delicesi, genellikle sazlık ve sulak alanlarda görülüyor. Saz delicesi, tarım arazilerindeki sürüngen, böcek, fare ve küçük memeliler ve kuşlar dahil olmak diğer birçok etçil hayvan gibi leşle de beslenebiliyor. Tarım arazilerinde bulunan ve mahsullere zarar veren farelerle de beslenen saz delicesi, çiftçilerin dostu durumuna geldi. Karakeçili ilçesinde çiftçilik yapan Emre Doğan (30), İHA muhabirine yaptığı açıklamada, tarım arazisinde çalışırken kendilerine moral ve motivasyon sağladığını belirterek, keyifli çalışma ortamı oluşturduklarını söyledi. Doğan, "Burası onların evi bizim de ekmek kapımız. Burada avlanıyorlar, besleniyorlar. Biz de burada çalışıyoruz, çalışırken de arkadaşlık ediyorlar. Biz de kendileri hakkında bir şeyler öğrenmeye çalışıyoruz. Bize keyifli çalışma ortamı sunuyorlar, bize arkadaşlık ediyorlar. Bize burada moral motivasyon sağlıyorlar. Fareleri avlıyorlar. O yüzden bizim en büyük dostumuz. Fareler mahsullerimize zarar veriyor, onlarda bize yardımcı oluyor. Doğanın dengesi gereği" dedi. Kırıkkale Valiliğinin teklifi ve Tarım ve Orman Bakanlığı, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünün oluruyla, sulak alanların korunması yönetmeliği çerçevesinde 30 Ocak 2024 tarihinde mahalli öneme haiz Çeşnigir sulak alan olarak ilan edildiği bildirildi. Bin 213 hektar büyüklüğünde olan Çeşnigir sulak alanı, göçmen su kuşlarına da ev sahipliği yapıyor.
Muş Malazgirtli vatandaşlar şifalı bitkileri satarak geçimlerini sağlıyor Muş’un Malazgirt ilçesinde yaşayan vatandaşlar, dağlardan topladıkları şifalı bitkileri satarak geçimlerini sağlıyor. Baharın gelişiyle birlikte dağlarda yeşeren şifalı bitkileri toplayarak tezgahlarda satan vatandaşlar, ailelerinin geçimini sağlamaya çalışıyor. Dağların yüksek kesimlerinde yetişen mantar, uçkun, çiriş, kenger, sirmo, soryaz, cağ, kaniberg gibi bitkileri toplayarak çarşı merkezinde kurdukları tezgahlarda satışa sunan vatandaşlar, müşterilerinin ilgisinden oldukça memnun. Topladıkları şifalı bitkileri satarak ailesini geçimini sağladığını ifade eden Serhat Karataş, “Memleketimizde yapacak başka bir iş yok. Bu işi yaparak ekmeğimizi kazanıyoruz. Bahar aylarında şifalı bitkiler, kış aylarında ise balık, sebze ve meyve satarak aile bütçeme katkı sağlamaya çalışıyorum” dedi. Doğal yetişme alanı bulunan şifalı bitkilerin ömrünün az olduğunu dile getiren Ramazan Yıldırım ise “Karların erimesi ile birlikte dağlarda şifalı bitkiler çıkmaya başlar. Bizler de bu bitkileri toplayarak şehirde satıyoruz. Uçkunun destesini 50 TL, mantar 350 TL, çirişin 3 kilosu 100 TL, kengerin kilogramını 20 TL’den satıyoruz. Bitki satışı bizim için oldukça güzel bir iş. Ama zaman kısa olduğu için kötü. Tüm işimiz bir ay içerisinde bitiyor. Bir ay içerisinde ne kadar çok çalışırsak, o kadar fazla kazanıyoruz. Genelde guruplar halinde çalışıyoruz. Bir ayda olsa iş bulup çalışmak güzel” ifadelerini kullandı.
Kayseri Uzmanından ‘excimer lazer’ tavsiyesi: “Kendi gözlerinizle görmeniz hiç de uzak değil” Kayseri Doktoröz Göz ve Cerrahi Lazer Merkezi Başhekimi ve Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Abdullah Özkırış, excimer lazer tedavisinin hipermetrop, miyop ve astigmat tedavisinde kullanılan en yaygın tedavi olduğunu ve özellikle asker, polis adaylarının bu tedaviden yararlanarak meslek sahibi olabileceklerini söyledi. 18 yaşından büyük, son 6 ayda gözlük numaraları 0.50 dioptriden fazla değişmemiş, -9.0 dioptriye kadar miyop ve 6 numaraya kadar hipermetrop ya da astigmatı olan bireylere excimer lazer tedavisinin uygulanabileceğini dile getiren Kayseri Doktoröz Göz ve Cerrahi Lazer Merkezi Başhekimi ve Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Abdullah Özkırış, “Hastaların yapılan ölçümleri sonucunda yeterli kornea kalınlığı olmalı, şeker romatizma gibi sistemik hastalığı bulunmamalı ve gözlerinde başka herhangi bir hastalık olmamalıdır. Keratokonus, katarakt, göz tansiyonu, göziçi iltihabı ve ciddi göz kuruluğu olan hastalara uygulanmaz. Excimer lazer tedavisinde önemli olan ameliyat öncesi muayenede gözün ameliyata uygun olup olmadığına karar vermektir. Bu yüzden ameliyat öncesi yapılan muayene ve tetkikler önemlidir. Muayenede hastanın göz numaraları belirlenir, kornea kalınlıkları ölçülür, kornea haritası çıkartılır ve kapsamlı bir göz muayenesi yapılır. Göz tansiyonu ölçülür, gözyaşı testi yapılır göz bebeği genişletilerek, biyomikroskobik muayene ile ön segment ve retina tabakası kontrol edilir. Bu muayeneler sonucunda herhangi bir patolojik bulguya rastlanılmaz ise ameliyat kararı alınır” ifadelerini kullandı. “İğnesiz ve dikişsiz tedavi” Excimer lazerin damla anestezi ile yapıldığını ve ağrısız olduğunu dile getiren Özkırış, “Doğru göze, doğru zamanda ve doğru yöntemle laser yapılmış ise tekrarlama imkanı çok düşüktür. Nadiren de olsa tekrarlayan vakalarda göze uygunsa 2. kez lazer yapılabilir. Lasik yöntemi en sık uygulanan yöntemdir. Bu yöntemde korneanın üst yüzeyinde ince bir tabaka kesilir, kapak şeklinde kaldırılır ve altta kalan kornea yüzeyine excimer lazer uygulanarak, gözdeki kırma kusuru düzeltilir. Bu yöntem damla anestezisi ile yapılır ve ağrılı değildir. Bu ameliyatta iğne yapılmaz ve dikiş atılmaz. Lasik yöntemi dışında PRK ve LASEK yöntemleri de vardır. Laser tedavisi herhangi bir göz rahatsızlığını tedavisine engel değildir. Kornea kalınlığınıza bağlı olarak 4-6 D’ye kadar astigmatizma laser ile düzelebilir. Laser sonrası gözler açık kalıyor ve görerek gidiyorsunuz. Ancak 2-3 saat yanma batma ve sulanma ve ağrı olabiliyor. Laser göz ile ilgili herhangi bir ameliyatın yapılmasına engel değildir. Laserden 3 gün sonra yüzünüzü yıkayabilirsiniz. Ancak deniz, havuz ve kaplıca gibi genel kullanıma açık sulara ise 20-30 gün girmemeniz gereklidir” dedi. Özkırış son olarak, gözü uygun olan hastaların excimer lazer konusunda uzman kişilere ameliyat olduklarında kendi gözleri ile görmenin hiç de uzak bir hayal olmadığının altını çizdi.