DÜNYA - 11 Kasım 2016 Cuma 14:01

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Belarus'ta cami açılışına katıldı

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Belarus'ta cami açılışına katıldı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, temaslarda bulunmak üzere geldiği Minsk’te Belarus Cumhurbaşkanı Aleksandr Lukaşenko ile birlikte Minsk Camii’nin açılışını yaptı.

Belarus’a günübirlik ziyaret gerçekleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Belarus Cumhurbaşkanı Aleksandr Lukaşenko ile birlikte Minsk Camii’nin açılışını gerçekleştirdi. Açılış törenine Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez ve Avrasya bölgesinden dini temsilciler de katıldı. Törende konuşan Erdoğan, tarihi bir ana şahitlik edildiğini kaydederek, caminin açılışında emeği geçen herkese teşekkür etti. Bu ibadethanenin aynı zamanda Türk-Belarus dostluğunun da simgelerinden biri olacağını ifade eden Erdoğan, “Belarus farklı köken, inanca sahip insanların aynı çatı altında huzur ve barış içinde yaşadığı bir ülkedir. Burada farklılıkların bir tehdit ve tehlike olarak değil, büyük bir zenginlik olarak görüldüğüne şahit oluyoruz. Dinleri, kültürleri, inançları farklı olan insanlar aynı ortak gelecek vizyonuyla Belarus’un istikrarı, büyümesi, uluslararası alanda hak ettiği alanda yerini alması için var gücüyle çalışıyor. Belarus’un bu özelliğinin bilakis içinden geçtiğimiz sıkıntılı dönemde çok değerli olduğunu biliyorum. Bu güzel manzaraya maalesef dünyanın birçok ülkesinde rastlamak mümkün değil. Avrupa ülkelerinin bir kısmında hoşgörüsüzlük, tahammülsüzlük, kendinden olmayanı düşman görme gibi hastalıklar adeta veba gibi yayılıyor. Sırf kimliği, kılık kıyafeti, inancı farklı olduğu için insanlar ayrımcı politikaların, şiddetin muhatabı olabiliyor. Bilhassa canlarını kurtarmak, kendilerine güvenli bir gelecek kurabilmek için dünyanın çalkantılı bölgelerinden kaçan mazlumların Avrupa kapılarına dayandıkları, burada yaşadıkları dramları hepimiz izliyoruz. Türkiye olarak 6 yıldır Suriye ve Irak’tan ülkemize gelen mültecileri burada anlatacak değilim. Onlara ev sahipliği yapmaya devam ediyoruz, edeceğiz. Çünkü inancımızın gereği budur. Bombalar altından kaçan insanlara kapılarımızı kapatamayız. Ben açılışını yaptığımız bu cami kendisinin ülkesindeki Müslümanları sahiplendiğini, Sayın Lukaşenko’nun bu noktadaki hassasiyeti sebebiyle şahsım ve milletim adına kendilerini kutluyorum Belarus halkının turizmde en önemli destinasyon olarak ülkemizi görmesinin de aramızda halklarımızın kaynaşması bakımından ne kadar önemli olduğunu ifade etmeyi görev telakki ediyorum" dedi.

Minsk Camisi
Belarus’un başkenti Minsk’te inşa edilen caminin yapımına Türkiye Diyanet Vakfı tarafından 2014 yılında başlandı. Yaklaşık 100 bin Müslümanın yaşadığı Belarus’a Türkiye tarafından bir hediye olarak inşa edilen caminin tarihi 15'inci. yüzyıla dayanıyor. İlk olarak ahşap olarak inşa edilen cami, 1890 yılında mevcut görünümünde yığma olarak yapılırken, rejim değişikliği ve tarihi süreçte faklı amaçlar için kullanılan cami yerine otel yapılması maksadıyla 1962 yılında yıkıldı.

Sovyetler Birliği’nin dağılması üzerine 1991 yılında bağımsızlığını kazanan Belarus’ta, 1994 yılında Müslüman Birliği kuruldu. Bölge Müslümanlarının talebi doğrultusunda yıkılan caminin yeniden yapılması için girişimler 2003 yılında başladı. 15 bin yerli Tatar Müslüman ile toplam 100 bin Müslüman’ın yaşadığı Belarus’ta caminin yapımına 2014 yılında başlandı. Cami, aslına uygun olarak projelendirildi. Ayrıca camiye bir kat daha ilave edilerek Müslümanların ihtiyacını karşılayacak bir merkez olarak tasarlandı. Konferans salonu, İslam eserlerinin sergilendiği bir salon, Ramazan aylarında program yapmaya uygun şekilde tüm donanımları ile inşa edildi. Giriş katında konferans salonu, sergi salonu-fuaye, abdesthaneler, bilgisayar odaları bulunan caminin mimarisi Tatar izlerini taşırken, Diyanet Vakfı iştiraklerinden KOMAŞ A.Ş tarafından Ankara’da yapılan mihrap, minber, kürsü ile halı, tezyinat çalışmaları da klasik Osmanlı izlerini yansıtıyor. Camii külliyesi toplam inşaat alanı olarak yaklaşık 2 bin 800 metrekare olurken, cami 2 bin 500 kişilik cemaat kapasitesine sahip. Yapımı tamamlanan cami yaklaşık 7 milyon dolara mal oldu.

Derya Yetim
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kütahya Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencileri farklı ülkelerde Kütahya’yı tanıtıyor Kütahya Anadolu İmam Hatip Lisesi İngilizce Öğretmeni ve proje koordinatörü Özlem Çalışkan Yoğunlaştırılmış Yabancı Dil Ağırlıklı 5/C sınıfıyla birlikte faklı ülke ve şehirlerden öğretmen ve öğrencilerle bir araya gelerek Kütahya’yı tanıtıyor. Okul Müdürü Rüştü Benli konuyla ilgili yaptığı açıklamada, kuruculuğunu Trabzon Mahmut Celaleddin Ökten Anadolu İmam Hatip Lisesi Fen ve Sosyal Bilimler Proje Okulu’nun üstlendiği, Romanya’nın kurucu ortak olduğu “My History,My Town, My Culture” ( Tarihim,Kasabam,Kültürüm) isimli eTwinning Projesine ortak olarak katılan Kütahya Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencilerinin proje çerçevesinde Kütahya’yı tanıttıklarını ifade etti. Müdür Rüştü Benli, “ Her ülkenin ve şehrin kendi kültürel, tarihi zenginliklerinin öğrenciler tarafından tanıtıldığı proje faaliyetleri çerçevesinde Türkiye’nin kuruculuğunda Romanya, İtalya, İspanya, Azerbaycan, Yunanistan, Polonya, Litvanya ve Arnavutluk’taki okullarla ortak faaliyetler yürütülmektedir. Bu çerçevede Kütahya Anadolu İmam Hatip Lisesi İngilizce Öğretmeni ve proje koordinatörü Özlem Çalışkan “Yoğunlaştırılmış Yabancı Dil Ağırlıklı 5/C sınıfımızla birlikte faklı ülke ve şehirlerden öğretmen ve öğrencilerle bir araya geliyor ve biz de kendi şehrimiz Kütahya’mızı tanıtıyoruz. Efelerimizi ve Efe oyunlarımızı anlatarak başladığımız projemizde, Kütahya’mıza özgü şalvar, çini, iğne oyası, hamam bohçası, bor madeni ve benzeri ürünler ile Kütahya Kültür köşesi oluşturduk. E müzede sergilenecek olan bu çalışmamızdan sonra okulumuzda Kütahya’mıza özgü yemeklerin yer aldığı Kütahya Yöresel Yemek günü düzenledik. Sıkıcık çorbası, dolamber böreği, leblebi, haşhaşlı lokum, gözleme, ılabada dolması gibi pek çok yöresel yemeği yapılış aşamaları ile birlikte ortaklarımızla paylaştık. Bundan sonrası için de proje faaliyetlerimiz çerçevesinde Kütahya’mızı tanıtmaya devam edeceğiz. Kütahya’mızın sahip olduğu tüm bu güzellikleri paylaşmaktan çok mutluyuz. Kütahya Anadolu İmam Hatip Lisesi olarak okulumuzun da adı olan şehrimiz Kütahya’yı tanıtıyor olmanın mutluluğunu yaşıyoruz ve bu süreçte desteklerini esirgemeyen velilerimize de çok teşekkür ediyorum” dedi.
Kocaeli İki belediyenin çalışanları birbirine girdi Kocaeli Şehir Hastanesi’nin etrafının düzenlenmesi sırasında iki belediyenin çalışanları karşı karşıya geldi. Yaşananlar üzerine Genel Sekreter Yardımcısı Hasan Aydınlık ile İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet görüştü. İddiaya göre İzmit Belediyesi ekipleri, şehir yanında bulunan ve Tavşantepe Mahallesi’nde kalan sokağın asfalt çalışması için bölgeye gitti. Bu sırada aynı sokakta çalışma yapan Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ekipleri ile İzmit Belediyesi çalışları karşı karşıya geldi. İki grup arasında zaman zaman kavgalar da yaşanırken, İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet bölgeye geldi. İzmit Belediyesi ile gelen grupta yer alan bir kişi İzmit Belediyesi meclis üyesi İbrahim Efe’yi ittirdi. Yere düşen İbrahim Efe’ye İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet ile yanında bulunanlar, "Kendini yere atıyorsun, numara yapma" diye tepki gösterdi. Bu sırada Fatma Kaplan Hürriyet’in yanında bulunan bir kişi de yere düştü. Yaşananlar an be an kaydedildi. Ayağa kalkan İbrahim Efe, "Başkanım bu yapılanlar doğru mu?" diyerek Fatma Kaplan Hürriyet’e tepki gösterdi. Yaşananların ardından Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Hasan Aydınlık’ta bölgeye geldi. Fatma Kaplan Hürriyet ile Hasan Aydınlık karşılıklı görüşme gerçekleştirdi. Fatma Kaplan Hürriyet açıklama yaptı Yaşananların ardından Fatma Kaplan Hürriyet yaptığı açıklamada, "Lütfen biraz uzlaşı. Lütfen beraber hizmet edelim. Birbirimize bilgi verelim. Biz bu konuda erinmeyiz. Teşekkür etmekten de asla gocunmayız. Sonuçta seçilmiş belediye ve belediye başkanlarıyız. Dolayısıyla nezaket gereği birbirimize bilgi vermek çok zor olmasa gerek. Bundan sonra biz yapıcı tavrımızı devam ettireceğiz. Uzlaşı arayışımızı devam ettireceğiz. İnşallah bu uzlaşı arayışımıza olgunlukla cevap gelir" dedi.
Denizli Arıcılardan çevre örgütlerine ilginç sitem: "Arı yoksa peşinden koştukları hayvanlar da olmayacak" Denizli’de plansız yapılan ilaçlama, polen toplayan arılara zarar verdi. Gelişmiş ülkelerde aynı zamanda tohumlama yapan arılar için ücret ödendiğine savunan arıcılar, bu konuya duyarsız kalan çevreci örgütlere, “Arı yoksa peşinden koştukları hayvanlar da olmayacak ancak belgesellerde izleyebilecekler” diyerek sitem etti. Baharla birlikte arıların polen mesaisi de yoğun bir şekilde devam ederken, arıcılar için de korku dolu günler başlamış oldu. Arıların polen topladığı gün içinde yapılan ilaçlamalar, kolonilerde kayıplara yol açtı. Denizli’nin Buldan ilçesinde arı yetiştiriciliği yapan ve Denizli Arı Yetiştiricileri Birliği Yönetim Kurulu üyesi olan Hakan Aytekin, polen toplayan arıların bu dönemde badem, erik, kiraz, vişne, şeftali, ayva ve armut ağaçlarında dölleme yaptığına dikkat çekti. Meyve üreticilerinin ilaçlamalarını akşam saatlerinde yapmalarının önemine değinen Aytekin, “Arıların doğal yaşama yaptıkları katkı tartışılamaz. Arı yaşamazsa hayat olmaz. Çiftçilerimiz ilaçlamalarını akşam saatlerinde yapsınlar ki arı ölümleri olmasın” dedi. Ailesinin tek geçim kaynağının arıcılık olduğuna işaret eden Aytekin, “Baharın gelmesiyle arılarımız hummalı bir çalışmaya başladı. Arılarımız çiçek açan meyve ağaçlarından polen toplarlarken bir taraftan da dölleme yapıyorlar. Bahar gelince işlerimiz yoğunlaşıyor ama biz arı yetiştiricileri için sıkıntılarda başlamış oluyor. Bizim en büyük sıkıntımız, zamansız yapılan ilaçlamalar. Meyve üreticilerimiz zamansız ilaçlama yapmalarından dolayı arılarımız zarar görüyor, zehir alıyorlar. Bugün dünyanın pek çok gelişmiş ülkesinde arıcılara arılar meyve ağaçlarında tohumlama yaptıklarından dolayı ekstra ücret ödenirken, bizler tohumlama sırasında arılarımız zehir almasın diye uğraşıyoruz. Üreticilerimizden ricamız ilaçlamalarını akşam saatlerinde yapmalarıdır. Albert Einstein’ın da dediği gibi ‘Arılar olmazsa, dünya olmaz. Arı yoksa hayat yoktur’ Bu dünyayı biz dedelerimizden değil, çocuklarımızdan ödünç aldık. Özellikle kimyasal ilaçlardan uzak durmamız gerekiyor” diye konuştu. “Çevreci örgütler arı ölümlerine duyarsız kalıyor” Arılar konusuna duyarsız kalan çevre örgütlerine sitem eden Aytekin, tepkisini şu sözlerle ifade etti: “Doğa dernekleri ve doğa ile ilgili çevreci sivil toplum örgütlerine sitemde bulunuyorum. Bu konuya önem vermelerini istiyoruz. Eğer arılar olmazsa, onların peşinden koştuğu hiçbir hayvan ve bitki topluluğunun yaşama şansı yoktur. Arı yoksa hayat yok. Arı yoksa peşinden koştukları hiçbirinin hayvanın resmini çekme gibi şansları olmayacak ancak doğayı belgesellerde veya eski çektikleri arşivlerinden izleyebilirler. Arıların zehirlenmesi noktasında lütfen bize destek çıksınlar. Arıların yaşaması, doğanın var olması gerçeğinden yola çıkarak bizlere destek vermeleri gerekiyor. Bu anlamda arıcılarımızın bereketli bir sezon geçirmelerini temenni ediyorum.”