GÜNDEM - 19 Ekim 2017 Perşembe 18:05

Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Bu adam sembolik, idare edenler başka'

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Bu adam sembolik, idare edenler başka'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "99'da Amerika'ya giden FETÖ denilen adama Pensilvanya'da 400 dönüm arazi tahsis edildi. Oradan 170 ülkeyi bu adam idare ediyor. Tabii bu adam sembolik, idare edenler başka. Yoksa onun idare edebilecek kabiliyeti yok" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan TRT World Forum'unda konuştu.Dünyada bugün adaletin olmadığını ifade eden Erdoğan, "Özellikle ekonomik noktada güçlü olanın 'haklı' olarak takdim edildiği bir dünyada yaşıyoruz. Haklı olanın güçlü olduğu değil, güçlü olanın haklı olduğu bir dünya. Böyle bir dünyayı kabullenmek mümkün değildir. Bu dünyada yaşamak bizim için bir zul. 7'den 70'e masum, mağdur insanların üzerine varil bombalarının indirildiği bir dünyada yaşamak, bizim için zuldür. Böyle bir dünyada yaşayıp da ne yapacaksınız? Bunu gündeme getirdiğiniz zaman, güçlü olan ülkelerle bunu paylaştığınız zaman kimse kalkıp da 'Doğru söylüyorsunuz burada bir şeyler yapmamız gerekir' demiyorlar. Şu anda Türkiye bildiğiniz gibi Suriye'den kaçan 3,5 milyon insana ev sahipliği yapıyor. Şu ana kadar harcadığımız para, 30 milyar doların üzerinde. Peki, bizim bu yaptığımız harcamaya destek veren var mı? Yok. Yaklaşık 800 milyon avro, Avrupa Birliği'nin söz verdiği 3 milyar avrodan, 2016 Temmuz'u itibarıyla bunu ödeyecekti ki bu ödenmedi, aynı şekilde Birleşmiş Milletler Mülteciler Komiserliği'nin de verdiği şu ana kadar 550 milyon dolar. Ama bizim yaptığımız harcama 30 milyar doları aşmış vaziyette. Bütün bunları ilgili yerlere ilettiğimizde aldığımız cevap ne? Aldığımız cevap şu: Diyorlar ki 'Türkiye takdire şayan çalışmalar yapıyor.' Tamam da Türkiye'ye olan desteğiniz ne? Bunu bizimle ikili yaptıkları görüşmede söylüyorlar da uluslararası toplantıya gelince orada söylemiyorlar" diye konuştu.

“DEAŞ'ı beraber yok edelim' diyorum, diyorlar ki 'PYD, YPG ile yapacağız”

Erdoğan, panelin moderatörünün, "Size destek veren ülkelerin sayısı giderek artıyor değil mi?" sorusuna, "İkili görüşmeleri yaptığımız zaman artıyor. Fakat o güçlerin karşısına geldikleri zaman, kalkıp da 'Dünya beşten büyüktür.' diyemiyorlar. Niye? Bir yerden bağlılıkları var" şeklinde yanıtladı.

Türkiye'nin Suriye ile sınırı 911 kilometre olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan “Terör örgütü PKK, onun düşük çocukları var: PYD, YPG. PYD ve YPG'yi DEAŞ denilen bir terör örgütüne karşı kim yanına alıyor? Amerika. Şimdi bir terör örgütünü bir başka terör örgütü ile ıslah etmek, yok etmek akıl karı mıdır? 'Hem böyle konuşuyoruz, gelin bunu beraber yapalım. DEAŞ'ı beraber yok edelim' diyorum. 'Bak bunun için iki tugay da hazırladık' diyorum. 'Beraber yapalım bu işi.' Diyorlar ki 'PYD, YPG ile yapacağız.' 3 bin 500 tır zırhlı taşıyıcılar, silahlar ne yazık ki Kuzey Suriye'ye girmiştir. Orada beş tane hava üssü var, 8 tane de üs var. Bunların dışında terör örgütüne bunlar veriliyor. Bundan DEAŞ da istifade ediyor. Velev ki istifade etmediğini kabul edelim. Bunlar benim için, ülkem için yarın tehdit oluşturmaz mı? Kimse buna 'Oluşturmaz' diyemez ifadelerini kullandı.

Moderatörün Avrupa ülkelerinin terör saldırıları sonrasında gösterdikleri tepkide çifte standart yaptığını hatırlatması üzerine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan şöyle konuştu: “Bunların birbirleriyle dayanışması yeni değil. Bakın Almanya'ya ben PKK ile ilgili 4 bin 500 dosya verdim ve bu 4 bin 500 dosyanın hiçbirinden bize geri dönüş olmadı. Bunların hepsi elini kolunu sallaya sallaya başta Almanya olmak üzere, Avrupa'da dolaşıyor. Hani PKK, Avrupa Birliği kayıtlarında terör örgütü olarak görülüyor. Terör örgütüyse bak ben sana dosya veriyorum."

“Alman polisinin nezaretinde benim idam fermanımı açıkladılar”

FETÖ ile ilgili de benzer durumun yaşandığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Alman polisinin nezaretinde benim idam fermanımı açıkladılar. G-20'ye gittik. Hamburg'da ve Berlin'deki başbakanlığın önünde bir pankart, bir de Mercedes otomobil. Pankartta benim resmim var, Sayın Putin'in resmi var, bir de Suudi Arabistan Kralı'nın resmi var. 'Öldüren Mercedes'i alır. 'Ben bunu Bayan Merkel'e söylediğim zaman, Bayan Merkel yanındakilere bakıyor, farklı bir duruma yatıyor. Dürüst olalım. Yani bu başbakanlığın önünde oluyor, senin bundan haberin yok, böyle bir şey olabilir mi?" dedi.

"99'da Amerika'ya giden FETÖ denilen adam sembolik, idare edenler başka"

Cumhurbaşkanı Erdoğan devamla şöyle konuştu; “Türkiye'de partim açık ara önde seçim kazanıyor. Açık ara benim partim seçim kazandığı halde kalkıp da Batı eğer benim partimi yargılıyorsa ben bu Batı'dan şüphe ederim. Demokrasi değil mi? Soruyorum. 15 Temmuz gecesi bu ülkede darbe girişiminde bulunuldu mu? Bulunuldu. Peki, biz bu ülkede otoriter, totaliter bir rejim mi kurduk? Yok. Halkımın verdiği oylarla iktidar olmuş bir partiyiz ve 15 yıldır da ülkemizi yönetiyoruz ve 3,5 kat ülkemizin bütün maddi olarak gücünü katladık. Darbe girişiminde bulunuldu ve darbe girişiminde bulunulmasına rağmen demokratız diye geçinen ülkelerden inanın bizi üç gün, bir hafta sonra aramaya başladılar. Baktılar ki darbe netice getirmedi bu defa arayarak dostlar alışverişte görsün kabilinden bize 'geçmiş olsun' demeye başladılar. Böyle şey olabilir mi? Şu anda çok açık konuşuyorum, 99'da Amerika'ya giden FETÖ denilen adam, Pensilvanya'da 400 dönüm arazi kendisine tahsis edildi veya satın aldılar, bilmem. Oradan 170 ülkeyi bu adam idare ediyor. Tabii bu adam sembolik, idare edenler başka. Koyarsın ön tarafa birisini, suflörler arkadan işi idare ederler. Yoksa onun idare edecek bir kabiliyeti de yok, gücü de yok. Şimdi bütün bu olaylar olurken eğer ben stratejik ortağıma 85 koliyi veriyorum da benim stratejik ortağımdan bize herhangi bir destek gelmiyorsa bunun karşısında demokrasiye inanmış bir insan olarak biz ne yapacağız? Demokratik bir hukuk devletinin gereği neyse onun gereğini yapacağız. Kalkıp da yani adeta bizi emir kulu gibi görüp 'İşte birisi var içeride, onu bize verin.' Sen onu alacaksan önce sen kendindekini bize ver. Bizimki yargıdan geçmiş ve hakkında tutukluluk var. Seninki yargıdan geçmemiş, orada çiftlikte duruyor. Sen çiftliktekini ver bakalım. Ona göre biz ne kadar stratejik ortağız biz bunu görmüş olalım. Maalesef bu şekilde işte başkalarına da yaptıkları gibi, 'Türkiye'ye de biz böyle yaparsak buradan nasıl netice alırız bunu görelim’ diyorlar."

" Stratejik ortaklığımı masaya yatırırım"

Türkiye ile ABD'nin vize işlemlerini karşılıklı askıya almasına değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İşte şimdi en son açık, net bir örnek, vize meselesi. Ne diyor vizede? Kalkıyor, hemen bir paragraf 'Vizeleri kaldırdık.' Bunu diyen kim? Ankara'da büyükelçi, kim bu büyükelçi? Koskoca ABD adına stratejik ortağıyla ilişkide hemen şöyle bir paragrafla 'Vizeleri kaldırdık' diyebiliyorsa o zaman ben bu stratejik ortaklığımı masaya yatırırım. Biz de ne yaptık? 2 saat içinde aynı şekilde, aynı kelimelerle biz de vizeleri kaldırdık. Niye? Burada adalet bunu gerektiriyor da onun için. Şimdi iki gündür Ankara'da görüşmeler yapıldı. Bakalım nereye varacak? Bu duruşlar önem arz ediyor ama ben bunu sadece ülkem için konuşmuyorum. Tüm dünyaya sesleniyorum. Diyorum ki, eğer demokrasiye sahipsek, eğer adaleti arıyorsak ve buna da inanıyorsak gelin hep beraber el ele verelim, omuz omuza verelim 'Dünya 5'ten büyüktür.' diyelim ve 196 ülke dünyada bu hakkını istesin ve alsın" şeklinde konuştu. 

Oğuzcan Yazar- Murat Ergin
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa Manisa Adliyesinde gerginlik Manisa’nın Şehzadeler ilçesinde kaçırmaya çalıştığı üniversite öğrencisi Hilal Sultan Kırgöz’ü sırtından vurarak ölümüne neden olduğu iddiasıyla yargılanan direksiyon eğitmeni tutuklu Önder Lafçı hakkında açılan davanın görülmesine devam edildi. Duruşma sırasında Kırgöz’ün ailesi ile sanık ailesi arasında mahkeme salonunda başlayan gerginlik adliye önüne taşarken Kırgöz ailesinin avukatı Yalçın Arcak, mahkeme çıkışında sanık yakınlarının üzerine yürüdü. Manisa’nın Şehzadeler ilçesinde 6 Eylül 2022 tarihinde meydana gelen olayda Manisa’daki bir sürücü kursunda eğitmenlik yapan Önder Lafçı (45), daha önce direksiyon eğitimi verdiği Hilal Sultan Kırgöz’ün (21) evinin önüne gelerek Kırgöz’ün evden çıktığı sırada kaçırmaya çalıştı. Direnerek Lafçı’nın elinden kaçan Kırgöz, Lafçı tarafından tabancayla vurularak ağır yaralandı. Merkezefendi Devlet Hastanesine kaldırılan Hilal Sultan Kırgöz, buradaki ilk müdahalenin ardından da Manisa Celal Bayar Üniversite Hastanesine sevk edildi. Kırgöz, burada bir hafta yoğun bakımda tedavi gördükten sonra taburcu edildi. Kırgöz’ün sırtındaki kurşun ise Şehzadeler ilçesindeki bir özel hastanede yapılan ameliyatla çıkartıldı. İkinci kez taburcu edildikten sonra evde fenalaşan Kırgöz’un tedavisine Merkezefendi Devlet Hastanesinde devam edildi. Kırgöz, olaydan 48 gün sonra 23 Ekim’de yaşamını yitirdi. Öte yandan, direksiyon eğitmeni Önder Lafçı’nın olayın ardından İzmir’in Buca ilçesindeki saklandığı evde yakalanırken kendisine yardım eden arkadaşları Muhammed Ç. ile Cumali C. de gözaltına alındı. Lafçı ve Muhammet Ç. tutuklanırken Cumali C. tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Davada bilirkişi raporu mahkemeye ulaştı Önder Lafçı tarafından vurulan Hilal Sultan Kırgöz’ün 48 gün sonra yaşamını yitirmesi olayıyla ilgili mahkeme tarafından adli tıp kurumundan istenen bilirkişi raporu mahkemeye ulaştı. Raporda Hilal Sultan Kırgöz’ün vurulmasının üzerinden 48 gün sonra yaşamını yitirmesine rağmen ölümüyle saldırı arasında illiyet bağı kurulduğu belirtildi. Mahkeme raporun bir üst kurula gönderilerek teyit edilmesini istedi. Öte yandan Hilal Sultan Kırgöz’ü vuran Önder Lafçı’nın, Kırgöz’ü kurtarmaya çalışan Beyti Ç. isimli mahalle sakinine de silah doğrultarak tetiğe bastığı ancak silahın patlamamasıyla Beyti Ç.’nin olaydan yara almadan kurtulduğu belirtilirken Beyti Ç.’yi öldürmeye teşebbüs suçundan da Önder Lafçı’ya ayrı bir dava açıldı. Açılan dava Hilal Sultan Kırgöz davasıyla birleştirilirken mahkeme Beyti Ç.’yi ifade vermek üzere bir sonraki duruşmaya çağırdı. Dava 7 Mayıs 2024 tarihine ertelendi. Adliye önünde gerginlik Duruşma sırasında sanık ailesi ile Kırgöz ailesi arasında tartışma yaşandı. Davanın ertelenmesi sonrası Kırgöz’ün ailesiyle sanık ailesi arasında mahkeme salonunda başlayan gerginlik dışarı taştı. Adliye önünde sanık ailesinin üzerine yürümek isteyen Kırgöz’ün ailesi polis ekipleri tarafından güçlükle sakinleştirildi. Polis ekiplerinin elinden bir anlığına kurtulan Kırgöz’ün avukatı Yalçın Arcak ise sanık yakınlarıyla tartışarak üzerine yürümeye çalıştı. Polis ekipleri avukat Arcak’ı güçlükle sakinleştirdi. “Herkes sevdiklerine gidecek ben mezara gideceğim” Davanın ardından gözyaşlarına hakim olamayan anne Zeynep Kırgöz, “Herkes bayramda sevdikleriyle buluşacak, ben mezara gideceğim. Herkes sevdikleriyle dışarda dolaşıyor. Ama benim bayramım yok. Ben kızımı toprağa verdim. Bir bez parçasının içinde toprağa koydum. O cani açık görüşte sevdikleriyle buluşup kucaklaşacak. Ben mezara gideceğim. Adalet yerini bulsun istiyorum. Ben cehennemi yaşadım. Onların bedelini istiyorum. Adalet varsa o adaletten ben de istiyorum” dedi.
Bursa Üniversite öğrencilerine ‘Çevre Akademisi’ Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından Bursa Uludağ Üniversitesi ve Bursa Teknik Üniversitesi işbirliğinde çevre mühendisliği öğrencilerinin teorik bilgilerin yanında uygulama alanlarını görmesi, çevre meselelerine karşı çözüm önerileri geliştirebilmeleri amacıyla ‘Çevre Akademisi’ projesine start verildi. Daha yaşanabilir ve daha yeşil bir Bursa için amacıyla çalışmalarını yürüten Büyükşehir Belediyesi, diğer kurumlarla işbirliği yaparak üniversite öğrencilerine kendilerini geliştirme imkanı da sunuyor. Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanlığı, Bursa Uludağ Üniversitesi ve Bursa Teknik Üniversitesi işbirliğinde ‘Çevre Akademisi’ projesi başlatıldı. Projeyle, çevre mühendisliği öğrencilerinin teorik anlamda edindikleri bilgileri uygulama alanlarında görmesi, şehrin çevre meseleleriyle ilgili çözüm önerileri geliştirmeleri ve Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere şehirde çevre yönetimi alanında yapılan çalışmalar hakkında bilgi edinmeleri amaçlanıyor. Projenin tanıtım toplantısına, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Ahmet Aka, Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanı Yıldız Odaman Cindoruk, üniversitelerin bölüm başkanları, akademisyenler ve projede yer alacak öğrenciler katıldı. Genel Sekreter Yardımcısı Ahmet Aka, projenin öğrencilere aldıkları teorik eğitimin pratiğe dönüşmesine büyük katkı sağlayacağını söyledi. Daire Başkanı Yıldız Odaman Cindoruk ise projenin içeriğiyle katılımcılara bilgi verdi. Proje çerçevesinde üniversitelerin ilgili bölüm yöneticilerinin katılımıyla 12 konu başlığından oluşan toplam 7 haftalık eğitim modülü oluşturuldu. Büyükşehir Belediyesi teknik personeli tarafından verilecek eğitim programlarının yanı sıra saha ziyaretleri ve atölye çalışmaları da yapılacak. Projenin bitiminde çalıştay düzenlenmesi ve öğrencilerden proje önerilerinin alınması planlanıyor.
Gaziantep Sabah bakırları, akşam iftar sofralarını süslüyor Gaziantep’te bakırcılık mesleğini icra eden kadınlar, sabah bakırları, akşam ise iftar sofralarını süslüyor. Gaziantep’te yaşayan Nurcan Keni, başlangıçta bir kursiyer olarak adım attığı el sanatlarıyla dolu bakırcılık mesleğini büyük bir tutkuyla icra ediyor. Her gün sabahın erken saatlerinde kurs atölyesine giderek bakır hediyelik eşyaları ustalıkla süsleyen Keni, bu işteki ustalığını ve özverisini gözler önüne seriyor. Kursiyer kadınlar arasında yer alan Nurcan Keni ve meslektaşları olan diğer kadınlar akşam saatlerine doğru evlerine döndüklerinde ise bir başka sanatla meşgul oluyorlar. Ürettikleri bakır ev eşyalarıyla iftar sofralarını şenlendiren bu kadınlar sofraları sanat ve lezzetle buluşturuyorlar. El emeği bakır işlemeleriyle donatılan yemekler, sadece birer yemek değil, aynı zamanda birer sanat eseri haline geliyor. “Hem aile ekonomime katkı sağlıyorum hem de burada huzur buluyorum” Severek yaptığı bakırcılık mesleği ile aile ekonomisine katkı sağladığını belirten Bakır Ustası Nurcan Keni, “8 yıldır burada bakır işliyorum. Kursiyer olarak başladığım bu işte parça başı olarak devam ediyorum. geçmişte meraklı olduğum bir meslekti bakır işlemeciliği bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine buraya geldim ve 8 yıldır devam ediyorum. Severek yapıyorum. Hem aile ekonomime katkı sağlıyorum hem de burada huzur buluyorum. Çalışma saatlerimiz esnek, istediğimiz saatte gelip gidebiliyoruz. Ailemizi aksatmadığımız gibi işimizi de yaparak para kazanabiliyoruz” dedi. “Sabah bakırları, akşam iftar sofralarını süslüyorüz” Sabah bakır işlediğini akşam ise iftar sofraları süslediğini söyleyen Bakır Ustası Nurcan Keni, “Sabah işe geliyoruz, işleyeceğimiz işleri alıyoruz bunlar genelde cezve, tencere, kazan, çaydanlık ve matara oluyor. Ramazan ayında çalışırken ise hiç etkilenmiyoruz. Çalışma saatlerimiz esnek olduğu için erkenden eve gidip iftar sofralarımızı hazırlayabiliyoruz. Gündüz burada bakır süslerken akşam ise kendi yaptığımız el emeği bakırlar ile iftar sofralarını süslüyoruz. Çevremdeki insanlardan çok güzel tepkiler alıyorum. Onlarda merak salıyorlar. Birçok arkadaşım ise buraya gelip başladı. Diğer insanlarında buraya gelerek başlamasını tavsiye ederim. Hem öğrenip hem de aile ekonomilerine katkı sunuyorlar” diye konuştu.