POLİTİKA - 21 Eylül 2014 Pazar 12:13

Cumhurbaşkanı Erdoğan: İçeride ve dışarıdaki siyasi oyunlara gelmedik

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: İçeride ve dışarıdaki siyasi oyunlara gelmedik

Çankaya Köşkü’nde 102 gün sonra kurtarılan Musul Konsolosluğu kabul eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan "İçeride ve dışarıdaki siyasi oyunlara gelmedik" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Musul Başkonsolosluğu personellerinin kurtarılmasında MİT, Emniyet, TSK'nın birlikte çalıştığını vurgulayarak, "Konuştuklarımız, konuşacaklarımız ve bir de tabii konuşamayacaklarımız var. Çünkü devlet yönetmek bakkal işletmeye benzemez. Buradaki bu hassasiyetleri korumak durumundasınız. Korumadığınız zaman bunun farklı faturaları gelir" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 101 gün sonra kurtarılan Musul Başkonsolosu Öztürk Yılmaz, Musul Başkonsolosluğu personelleri ve ailelerini kabul etti.

"BU İŞ ÖYLE HEYECAN İLE DUYGUSAL OLARAK OLMAZDI"
Görüşmede bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sizler bu çileyi çektiniz. Bu çileyi vatanda yaşayan eşleriniz, kardeşleriniz, analarınız, babalarınız aynı çileyi burada yaşadı. Hepsine geçmiş olsun diyorum. Metanetle kurtuluşu beklediniz. Bundan dolayı hepinizi kutluyorum.
Hiçbir oyuna gelmediniz tahriklere kapılmadınız. Bu sabrınız metanetiniz her tülü takdirin üzerindedir. Hepinizi bundan dolayı tebrik ediyorum. Buradaki bu vakur duruş aslında bu milletin vakur duruşunun da ayrı bir ifadesidir. Hadisenin vuku bulduğu andan itibaren o günlerde Başbakan olarak bu görevi sürdürüyordum. Cumhurbaşkanı olduğum andan itibaren de aynı şekilde bulunduğum makamın sorumluluğu neyse bu şekilde bu takibi sürdürdüm. Bu bizim her zaman acil gündem maddemiz oldu. Bu iş öyle heyecan ile duygusal olarak olmazdı.

Eğer öyle bir şey yapmış olsaydık orada bir kardeşimizin burnunun kanaması bizi kahrederdi. İngilizlerin, Amerikalıların başına gelenleri duydunuz, gördünüz. Böyle bir şeyi biz yaşamak istemezdik. Burada başta MİT Müsteşarı ve ekibine, TSK’nın değerli Genelkurmay Başkanı ve tüm ekibine. Çünkü onlar da aynı hassasiyetle bu işi sürdürdüler. Burada MİT, Emniyet, TSK ayrı bir şey içerisinde olmadı. Hepsi birlikte bir hazırlığın içerisinde olduk ve bu çalışma birlikte yürüdü. Çünkü burada et tırnak gibiydik. Ayıramazdık. Konuştuklarımız, konuşacaklarımız ve bir de tabii konuşamayacaklarımız var. Çünkü devlet yönetmek bakkal işletmeye benzemez. Buradaki bu hassasiyetleri korumak durumundasınız. Korumadığınız zaman bunun farklı faturaları gelir” ifadelerini kullandı.

"TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN İTİBARINI MUHAFAZA ETMEK BİZİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİYDİ"
Umudu hiçbir zaman yitirmediklerini sözlerine ekleyen Erdoğan, şöyle devam etti:
“Bu umudu koruduk. Bu umudu koruduğumuz zaman da inanın başarısız olmayı aklımızın ucundan dahi geçirmedik. Burada sizlerin can güvenliği, bunu düşünmek bizim asli görevimizdi, özgürlüğe kavuşturmak asli görevimizdi. Aynı zamanda da tabii Türkiye Cumhuriyetinin itibarını muhafaza etmek bizim için çok önemliydi. Eğer biz bazı koalisyon taleplerine o anda hemen 'ne demek biz de varız' denilebilirdi. Ama biz hemen bu işe evet diyemezdik. Çünkü bizim 49 canımız var. 'Bunlar hallolmadan biz adım atmayız, atamayız' dedik. Personelimizin can güvenliğini düşünerek, onların özgürlüğünü düşünerek yol haritamızı ona göre belirledik. 102 gün aradan sonra personelimizin alıkonulma hadisesini son derece isabetli bir yaklaşımla kamuoyu gündeminden nasıl ki uzak tutma çabası içerisinde olduysak bu son derece hassas ve nazik konuyu, istismara açık olan konuyu koruma altına aldık ve istismarına da fırsat vermedik.”

"BUGÜN TEDBİRLİ VE TEMKİNLİ TAVRIMIZIN NETİCESİNİ ALDIK"
İçeride ve dışarıda bazı siyasetçiler ve bazı medya kuruluşlarının bilerek yada durumun nezaketini bilmeden oldukça sorumsuz tavır sergilediklerine dikkat çeken Erdoğan, “Bu oyuna da gelebilirdik ama gelmedik. Biz personelimizin can güvenliğini düşünüp, sükutu tercih ederken, konuşmak yerine iş yapmanın mücadelesini verirken, durumun hassasiyetinden maalesef rant sağlama gayreti içerisinde olanlar da oldu. Onlar söyledikleri sözlerin, maalesef attıkları manşetlerin yaptıkları yorumların personelimizin canına malolabileceğini düşünmezken, biz sabırlı davrandık. Bugün tedbirli ve temkinli tavrımızın neticesini aldık. Açıkçası tarihe malolacak imtihan sürecinden geçtik. Bu imtihan başarılı bir şekilde neticelendi. Tüm personelimizin sağ salim evlerine ulaşması, annelerine, babalarına, eşlerine, yavrularına kavuşması bizleri çok mutlu etti. O duygulu anlarınızı ekranlarda izledik ve bizde duygulandık.

Türkiye artık eski Türkiye değil. Türkiye yeni Türkiye vurgusunu yaparken esasında biz bunu kastediyoruz. Yeni Türkiye bu. Büyük bir devlet olarak bir takım risklerle karşılaşmamız, bir takım imtihanlara maruz kalmamız son derece doğaldır. Şuanda bir milyon 300 bin Suriyeli ve Iraklıyı eğer topraklarımızda biz bir ensar anlayışı ile misafir ediyorsak bu, bu milletin büyüklüğünün ifadesidir. Bazıları bunu kavrayamayabilir. Bunun bize getirdiği bazı sıkıntılar var ancak hiç unutmayın ki bombaların altında onları bırakmak çok büyük bir zulüm olurdu. Büyüklüğümüze yakışan da; bırakın biraz sıkıntı biz çekelim ama o insanlara ev sahipliği yapmak bizim tarih boyunca bu Türkler var ya bunlar o bombaların altında kaçan hele hele dün televizyonda engelli bir yaşlı teyzenin sürünerek bizim topraklara geçişini gördüm. İzleyenleriniz herhalde o geçişi gördüler.

Onu siz nasıl bombaların altında bırakabilirsiniz ufacık yavruları nasıl sınırda bırakırsın, annenin bir tanesi sırtında bir tanesi kucağında, kim bilir kaç kilometre yürüdüler, çıkışları geçişleri seyredilebilir mi, izlenebilir mi? Bunlara karşı biz ecdadımızdan aldığımız o ahlak anlayışını, o medeniye anlayışını, o ulusal kültürümüzü bizim bu günde yaşamak gelecekte de yaşatmak durumundayız. Şu anda yaptığımızda budur. Bakın ayrımcılığımız var mı.. yok. Arabı da geliyor Kürdü de geliyor, Ezidisi de geliyor ne mezhep ayrımı ne etnik unsur ayrımı hepsini biz şu anda bağrımıza bastık, ve kucaklıyoruz” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’den dinlediği bir olayı da anlattı. Erdoğan şöyle devam etti:

“Diyanet İşleri Başkanı çok enteresan bir şey anlattı. İstanbul’da 13-14 yaşında bir kız çocuğu, Suriyeli, trafikte maalesef bir arabanın kullandığı arabanın altında kalıyor. Adeta kemikleri kırılarak araba üstünden geçiyor ve çocuğu hastaneye kaldırıyorlar, yoğun bakıma alıyorlar, annesi-babası aranıyor bulunuyor. Polisler, zabit tutacaklar, tutanaklar oluşturulacak, Baba diyor ki , ‘Ben davacı değilim’ diyor. Çocuk yoğun bakımda her an ölebilir… ’Niye davacı değilsin’ diye soruyorlar. Suriyelinin verdiği cevap çok enteresan; ‘bana, şahsımın ismini de vererek Erdoğan kucak açtı.

Türk milleti kucak açtı, bizi bu vatana kabul ettiler, biz ölümden kurtularak buraya geldik. Benim çocuğumun yaralı olmasını bırakın ölse dahi ben davacı değilim.’ Bu arada diğer arabayı kullanan bayan beyi ile beraber geliyor ve davacı olmadığını öğrenince merak ediyor, ‘niye davcı değil’ diye. Çok enteresan verdiği cevap, ‘Çocuğum ölse de davacı değilim’ yine aynı şeyi tekrar ediyor, ‘Çünkü bizi Türkler bombalardan, ölümden kaçarken onlar bize gönlünü açtı, bizi bu topraklarda ağırlıyorlar. Şimdi tabii ki oradan kaçanların içinde böylesi de var maalesef farklı durumda olanın da var. Biz bardağın dolu tarafına bakacağız her toplumun tabi ki kötüsü de var iyisi de var. Biz bütün geleceğimizi bu iyilikler üzerine inşa edeceğiz. Biz her şeyden önce insani vazifemizi , vicdani vazifemizi, İslami vazifemizi de böylece yerine getirmiş olacağız.“

BİR AY İZİN
Türkiye kriz bölgelerinde vatandaşlarını anında tahliye edebildiğini hatta başka ülke vatandaşlarını da tahliye edebildiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları dedi:
“Bu konuda Libya’da bunu en açık şekilde gösterdi. Yüzlerce, binlerce oradaki hem bizim vatandaşlarımızı hem de başka ülke vatandaşlarını tahliye etmiş bir ülke görevini ortaya koyduk. Kimsenin ırkına, mezhebine bakmaksızın bu adımları atmış ülkeyiz.

Üstelik Türkiye bütün bunları diz çökmeden yerine getirdi. Bu vesile ile Musul Başkonsolosluğu personelimize ve ailelerine geçmiş olsun diliyorum. Özellikle Başkonsolosumuz Öztürk kardeşimizin bu süre içerisinde ki tavrını, burada ki gerek MİT ile gerek Dışişleri teşkilatımızla kurdukları diyaloglardaki vakur duruşlarını ve bu noktada istihbarı anlayışları iyi yönetmeleri sebebiyle takdir ile yad ediyorum. Tüm ailelere gösterdikleri sabırlı duruşları sebebiyle şahsım ve milletim adına şükranlarımı bildiriyorum. Çok ayrı kaldınız. Şöyle bir ay izinli sayalım. Bir ay izin kullanmak suretiyle ailece bir arada olun. Hayat devam ediyor. Allah yar ve yardımcımız olsun.”  

İLKER TURAK

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Karısıyla bastığı kişiyi bıçaklayan koca tutuklandı Adana’da bir kişi karısıyla yasak ilişki yaşadığını öne sürdüğü şahsı bıçakla yaraladı. Seyhan polisi tarafından yakalanan koca tutuklandı. Yaralının durumunun iyi olduğu öğrenildi. Olay, 22 Nisan’da saat 12.00 sıralarında Seyhan ilçesi Gülpınar Mahallesi’ndeki müstakil evde meydana geldi. İddiaya göre, Gündelik işlerde çalışan Suriye uyruklu Ahmed M. (27), öğlen yemek için evine döndü. Ahmed M., 2 çocuğunun annesi S.Ç.’nin (26), kapıyı geç ve yarı çıplak açmasından şüphelenip, odaları aradı. Mutfağa giren Ahmed M., arkadaşı Memduh S.’yi (25) tezgahın altında saklanmaya çalışırken buldu. Eşinin kendini aldattığını düşünen Ahmed M., Memduh S.’yi darbedip, tezgahtan aldığı ekmek bıçağıyla bacak ve kalçasından bıçakladı. İhbar üzerine adrese polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. İlk müdahalesi yapılan Memduh S., ambulansla Seyhan Devlet Hastanesi’ne götürüldü. Seyhan İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı devriye görevindeki ekipler, şüpheliyi olay yerinde bıçakla birlikte yakaladı. Şüphelinin, eşi S.Ç. ve Memduh S.’nin sürekli telefonda konuştuğunu, ikisini de görüşmemeleri konusunda uyardığı öğrenildi. Hastanede tedaviye alınan Memduh S.’nin, hayati tehlikesinin bulunmadığı bildirildi. Gözaltına alınıp, polis merkezine götürülen Ahmed M., ifadesinde, “Memduh’a, eşimden ve ailemden uzak durmasını söylemiştim. Evin kapısı, çaldıktan 10 dakika sonra açıldı. Eşimin üzerinde sadece tişört vardı ve iç çamaşırları yoktu. Memduh’u tezgahın altında görünce bir anlık öfkeyle bıçakladım” dedi. İşlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen Ahmed M., çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.
Kayseri Başkan Palancıoğlu’ndan yeni proje: ‘Sokak Hayvanları Köyü’ Yenilikçi projeleriyle adından söz ettiren Melikgazi Belediye Başkanı Doç. Dr. Mustafa Palancıoğlu Melikgazi’de sokak hayvanları için köy kuracağını ifade etti. Kimsesiz sokak hayvanlarına sevgi dolu bir yuva sunmayı hedeflediklerini belirten Başkan Palancıoğlu, “Bizlerle aynı dünyayı paylaşan, sevgiye, ilgiye, bakıma muhtaç olan sokak hayvanlarımız için Melikgazi’mizde kapsamlı bir köy kuruyoruz. Hem sokak hayvanlarının bakım ve ihtiyaçlarının karşılanması hem de vatandaşlarımızın güvenliği ve huzuru için Melikgazi Belediyesi olarak böyle güzel bir projeyi hayata geçiriyoruz. Bu proje, bakım, tedavi ve rehabilitasyon hizmetleriyle birlikte sokak hayvanlarının yaşam koşullarını iyileştirmeyi ve onlara barınma imkanı sağlamayı amaçlıyor. Köy ortamında sokak hayvanlarını misafir ederek iyileştireceğiz. Sokak hayvanları köyümüzün içerisinde doğal yaşam alanı, cafe, etkinlik alanı, ve köpek eğitim parkuru yer alacak. İmar planı, tahsis ettiğimiz alan ve projemiz hazır. İnşallah kısa zamanda projemizi hayata geçireceğiz” dedi. Sokak hayvanları için üç önemli işlem Sokak hayvanlarına gereken bakım ve rehabilitasyon sağlandıktan sonra sahiplendirileceğini belirten Başkan Palancıoğlu, “Sokak hayvanları ile ilgili yapmamız gereken üç önemli husus bulunuyor. Bunlardan ilki kısırlaştırma. Bildiğiniz üzere sokak hayvanları tek doğumla ondan fazla yavrulama yapıyor. Bu durum beraberinde sokak hayvanlarının nüfusunda ciddi bir artış sağlıyor. Bu nedenle Belediye olarak yapmamız gereken önemli işlemlerin başında kısırlaştırma geliyor. Bir diğer önemli işlemimiz ise rehabilite etme. Veterinerlik hizmetinin olduğu güzel bir ortamda sokak hayvanlarını rehabilite edeceğiz, bakımla iyileştirip sahiplendireceğiz. Minik dostlarımız için çok önemli bir husus. Dışarıdaki pek çok tehlikeden hayvanlarımızı korumanın yanı sıra nitelikli bakım hizmetimizle iyileştireceğiz. Son önemli husus ise kulak küpelerinin vurulması. Kulak küpeleri vurulan hayvanlarımızın belediyemizin bakım hizmetinden yararlandığını, sokak hayvanları köyümüzün bir üyesi olduğunu, rehabilite edildiğini, sağlıklı olduğunu anlayacağız“ şeklinde ifade etti.
Adana Annesi kazada ölüp sezaryenle dünyaya gelen bebek hayata tutundu Adana’da annesi trafik kazasında hayatını kaybeden ve annenin karnından sezaryenle alınan erkek bebek, solunum cihazı olmadan nefes alması sağlanarak hayati tehlikeyi atlattı. Doktorların ‘yaşaması imkansız’ olarak nitelendirdiği bebek, birkaç hafta sonra taburcu edilecek. Kaza, 17 Nisan gecesi Yüreğir ilçesi Seyhan Mahallesi Karataş Caddesi’nde meydana geldi. Suriye uyruklu 9 aylık hamile Nur Abbud, yolculuk sırasında eşi Raid Abbud’un (40) kullandığı elektrikli bisikletten yola düştü. Bu sırada Ali D.’nin kullandığı 01 J 0142 plakalı özel halk otobüsü, hamile kadına çarptı. Abbud ambulansla Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne götürülürken, Ali D. ise gözaltına alındı. 4’üncü çocuğu olan erkek bebeği sezaryen ile alınan Nur Abbud kurtarılamadı. İşlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen Ali D., tutuklandı. Eşi tarafından Suriye’nin Azez kentine götürülen Abbud’un cenazesi ise toprağa verildi. Doğduğunda nefes almıyordu Doğum sırasında oksijensiz kalması yüzünden nefes alamayan ve doktorların hayatta tutmak için 15 dakika kalp masajı yaptığı erkek bebek, 5 gün önce Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi’ne sevk edildi. Doktorların ‘yaşaması imkansız’ olarak diye nitelendirdiği bebek, yeni doğan yoğun bakım servisinde yapılan müdahalelerin ardından solunum cihazlarından kurtularak nefes almaya başladı. Bebeğin sağlık durumuyla ilgili gazetecilere bilgi veren Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hacer Yapıcıoğlu, oksijensiz doğum vakalarının sıkça yaşandığını ancak kazaya bağlı böylesi bir travmayla ilk kez karşılaştığını ifade etti. Prof. Dr. Yapıcıoğlu, Şehir Hastanesi’ndeyken bebeğin kalp sesinin fark edilmesinin ardından ameliyatla alındıktan sonra solumadığını ve kalp tepe atımının alınamadığını, 15 dakika kalp masajı yapılan bebeğin, solunumunu başlatmak için akciğerlerine tüple ilaç verildiğini anlattı. Yapıcıoğlu, "Bebeğimiz oksijensiz doğum olduğu için hipotermi dediğimiz vücut soğutma yaparak vücut ısısını 34.5 dereceye indirdik. Böylelikle beyin hücrelerinin oksijen tüketimi azaldı. İlk geldiğinde daha kötüydü ancak 72 saatlik tedavinin ardından şu an solunum cihazını çıkarttık. Kötü öyküsüne rağmen beklenenden daha iyiye gidiyor. Şu an tüple besleme yapıyoruz ancak emme refleksi de gelişmiş durumda. Yapacağımız birkaç tetkik daha var. Ağızdan beslenmesi normale dönerse, havale geçirme durumu da olmazsa 1-2 hafta içerisinde taburcu etmeyi planlıyoruz" dedi. Öte yandan Prof. Dr. Yapıcıoğlu, hamilelerin ve çocukların motosikletle yolculuk yapmaması gerektiğini söyledi.
İstanbul Sancaktepe’de 23 Nisan coşkusu Cumhuriyetimizin Kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün tüm dünya çocuklarına armağan ettiği, Cumhuriyet’in temellerinin atıldığı, Milli Egemenliğin ilan edildiği 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Sancaktepe’de düzenlenen çeşitli etkinliklerle coşkuyla kutlandı. Sancaktepe’de 2 gün boyunca dğzenlenen etkinlikler çerçevesinde Sancaktepe halkı Atamızın tüm Dünya çocuklarına Armağan ettiği 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını büyük bir coşkuyla kutladı.Sancaktepe’de ilk resmi program Sancaktepe Atatürk Anıtına Çelenk Sunumu ile başladı. Sancaktepe Belediyesi adına Belediye Başkanı Alper Yeğin’in çelenk sunumunu yaptığı program İstiklal Marşı ve Saygı duruşu sona erdi. Sancaktepe Belediyesi tarafından vatandaşların yoğun katılımı altında Sancaktepe 100.yıl Cumhuriyet Meydanı ve Ayazma Yaşam Vadisi’nde çeşitli etkinlikler düzenlendi. 22-23 Nisan tarihleri arasında gün boyu düzenlenen etkinlik ve atölyelerde çocuklar bayramın tadını doyasıya çıkardı. Kutlamaların adresi olan Ayazma Vadisi’nde elinde bayraklarla buluşan Sancaktepeli vatandaşlar Derya Yıldırım ve Manuş Baba’nın sahne aldığı konserde unutulmaz bir gece yaşadı. Etkinliklerde gençler ve vatandaşlarla bir araya gelerek onlarla hatıra fotoğrafı çeken ve eğlencelerine ortak olan Sancaktepe Belediye Başkanı Alper Yeğin, ’Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir’ diyerek, millet egemenliğine yürekten bağlı Baş Komutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ülkemize ve Dünya çocuklarına armağan ettiği ilk ulusal Bayram olan 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk bayramını kutladı.
İstanbul Avcılar’da çocuklar, Irmak Arıcı konseri ile 23 Nisan coşkusunu doyasıya yaşadı Avcılar Belediyesi tarafından 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nedeniyle Irmak Arıcı konseri etkinliği düzenlendi. Etkinliğe katılan çocuklar konserde doyasıya eğlendi. Avcılar Belediyesi tarafından 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamaları çerçevesinde sanatçı Irmak Arıcı konseri düzenlendi. Halide Edip Adıvar Parkı’nda yapılan konsere Avcılar Belediye Başkanı Utku Caner Çaykara, ve birçok vatandaş katıldı. Sanatçı Irmak Arıcı, en sevilen şarkılarını Avcılarlı vatandaşlar için söylerken çocuklar ise doyasıya eğlendi. Konser sırasında sahneye çıkan Avcılar Belediye Başkanı Utku Caner Çaykara, Arıcı’ya iki adet plaket verirken adına da fidan dikildiğini söyledi. Gün içerisinde 23 Nisan kutlamaları kapsamında çocuklar için çeşitli etkinlikler de yapıldı. Etkinlikte konuşan Avcılar Belediye Başkanı Utku Caner Çaykara, ”Bugün 23 Nisan 2024. Bundan 104 yıl önce Başkomutanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Birinci Meclis’i açtığı ve kurtuluş mücadelesini başlattığı günün 104. yıl dönümü. Böylesine bir anlamlı günde ve çocuklara armağan ettiği günü, yine çocuklarımızla gündüzden başlayan etkinliklerimizle doyasıya kutladık. Şimdi de konserimizle beraber bayramımızı tamamlayacağız. Mutluyuz. Çocuklarımız gün boyunca eğlendi. Günün anlam ve önemine dair birçok aktivitede bulundular. Onların eğlenmesi bizleri de eğlendirdi. Tabi 2024’e geldiğimizde o günleri çok daha iyi anlıyoruz. O günler bir milletin geleceğini tayin edecek bir ortak akıl hareketiydi. Anadolu’nun, Trakya’nın bütün bölgesi ile bir arada kardeşliğin, birlikteliğin, zafere yansımasıydı aslında o günkü fikir ve temel. O anlamıyla bugüne baktığımızda yine birliğe, beraberliğe, kardeşliğe her zamankinden çok daha fazla ihtiyacımız olduğu dönemden geçiyoruz. Biz Avcılarımızda bu güzel kentimizde yine kardeşçe bir arada yaşayacak ve Avcılarımıza en iyi şekilde hizmet edeceğiz” dedi.