POLİTİKA - 16 Temmuz 2016 Cumartesi 04:17

Cumhurbaşkanı Erdoğan: İhanetin bedelini çok ağır ödeyecekler

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: İhanetin bedelini çok ağır ödeyecekler

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım’ın havadan ateş edenlerin imha edilmesi talimatını verdiğini söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu bir ihanet ve ayaklanma hareketidir. Bu vatana ihanet hareketin bedelini de çok ciddi ödeyeceklerdir.” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Buraya gelmeden önce Marmaris’teydim. Ayrıldığı yerde hemen arkamdan oraları ne yazık ki bombalamışlar. Herhalde halen orada olduğumuz zannediyorlardı" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Atatürk Havalimanı’nda açıklamalarda bulundu. Bugün öğleden sonra Türk Silahlı Kuvvetleri’nde bir hareketlilik başladığını vurgulayan Erdoğan, “Bu hareketliliğin neticesinde TSK içinde bir azınlık ne yazık ki ülkemizin birliğini, beraberliğini hazmedemeyen, milletimiz birliğin beraberliğin kabullenemeyen bu grup paralel devlet yapılanmasının ta kendisiydi. Bu yapılanma tabii 40 yıllık bir sürecin neticesinde silahlı kuvvetlerimizin içinde de, emniyet teşkilatımızda da kendine yer bulmuş, her türlü kılığa girmiş ve bu günlere kadar bu şekilde gelmişti. Şu anda yapılan hareket bir ihanet hareketidir. Bir ayaklanma hareketidir. Bu vatana ihanet hareketinin bedelini de çok ağır ödeyecekler. Burada milletin oyları ile işbaşına gelmiş bir hükümete, anayasa ifadesi ile başkomutan Tayyip Erdoğan’ı hazmedemeyişleri bu iş onları için bitiş olmayacak. Onlar hangi yola başvurularla şunu bilsinler; biz bu kutlu davaya başımızı koymuşuz. Biz buraya canımızla, kefenimizle bu yola çıkmışız. Her olanda hayır vardır anlayışından harekete şu anda bu hareket Allah’ın bize büyük bir lütfü. Çünkü bu tertemiz olması gereken silahlı kuvvetlerimizi temizlenmesine vesile olacak olan bir hareket” dedi.

Ağustos başında Yüksek Askeri Şura (YAŞ) toplantısının yapılacağını hatırlatan Erdoğan, “YAŞ öncesinde böyle bir adımın atılmış olması manidardır. Çünkü birileri ne olacağını çok iyi biliyorlardı, onun için böyle bir adımı attılar. Ne yaparlarsa yapsınlar Türkiye eski Türkiye değil. Yeni Türkiye’nin davranış biçimleri çok daha farklı. Bu davranış biçimlerini kullanarak bu adımı atıyoruz. Şu anda Yeşilköy Atatürk Havalimanı kısa bir süre önce DAİŞ militanlarının adeta işgaline uğramış, onlarca insanı kaybetmiştik. Şimdi de paralel devlet yapılanmasının bir işgali söz konusu, düşünebiliyor muşunu havalimanı üzerinde F-16 lar uçuyor. Bunlar niye uçuyor. Bunu biz düşmana karşı bu ülkeyi savunsun diye aldık. Şimdi bu F-16 ları uçuranlar düşünebiliyor musunuz şu anda bu havalimanına normal yolcuların inmesine kalkmasına bile müsaade etmemek üzere bunu yapıyor ve bir tarafta cumhurbaşkanın tehdit ediyor. Buraya gelmeden önce Marmaris’teydim. Ayrıldığı yerde hemen arkamdan oraları ne yazık ki bombalamışlar. Herhalde halen orada olduğumuz zannediyorlardı. Şimdi yaptıkları iş bu. Aynı şekilde devletin kurumlarına, MİT’e, Cumhurbaşkanlığına, Başbakanlığa ve benim şu an genel sekreterimi alıp götürdüler. Ne yapacaksın alıp götürmekle. Genel Kurmay Başkanımızın şu anda durumunu bilemiyorum” diye konuştu.

Ordu mensuplarına çağrıda da bulunan Erdoğan, “Sizler inanıyorum ki bu milletin değerlerine sahipsiniz. Bir de bu milletin değerlerine sahip olduğunu zannettiğiniz komuta kademelerinde belki bu güne kadar arkadaşlarınız oldu. Bilin ki onlar sizin gibi bu ülkenin değerlerine sadık değildiler. Onlar Pensilvanya’dan talimat alıyorlardı. Onlar ordunun içindeki ast üst zincirine bağlı çalışma yapmıyorlardı. Er erbaş askerimize sesleniyorum. Sizler bizim evladımızsınız. Mehmetçiğimiz olarak şu anda karşınızda bulunan halka karşı silah doğrultmanızı asla kabul etmemiz mümkün değil. Bu silahlar size millet tarafından verildi. Siz bu silahları milletine doğrultursanız bunun bedelini de ağır ödersiniz. Şu anda yargı tutuklamaya başladı. Birçok yerde şu anda albay, binbaşı, yarbay tutuklanıyorlar. Daha yukarılara da gidecek. Ordumuz temizdir, silahlı kuvvetlerimizin tertemiz haline leke getirilmemesi lazım. Bu lekeyi getirenleri bu lekede kalması silahlı kuvvetlerin geleceğini mahveder. Bugün bu iş başladı, bunun devamı nasıl terör örgütleri ile olduysa bu da devam edecek. Bu da bir terör örgütüdür demiştik. Aynı zamanda silahlı bir terör örgütü olduğu da ortaya çıktı. Bunlar üstelik bu milletin silahları ile bu milleti vuruyorlar. Bu bambaşka bir felaket” şeklinde konuştu.
Dünya medyasına da tepki gösteren Erdoğan, “Dünya medyasında ülkemizin bu gelişmesini hazmedemeyenler ‘asker duruma el koydu’. Nereye el koydu. Asker içinde bunlar bir grup azınlık. Türkiye’de milletin oyları ile seçilmiş bir iktidar, Cumhurbaşkanı vardır. Bizler görevimizin başındayız. Sonunda kadar bu görevimizi yürüteceğiz. Bu işgalcilere ülkemizi asla bırakmayacağız. Sonu iyi olacak Bakanlar kurulu çalışmalarını sürdürüyor, başbakanımız da kısa süre içinde onlarla olacak. Şu anda Türkiye genelinde milyonlarca vatandaş sokaklarda. Niye bu millet sokakta. Bu bir şeyi gösteriyor. Hep söyledik ‘bir olacağız, diri olacağız, iri olacağız’ Birlikte Türkiye olacağız. Milyonlarca insan şu anda sokaklarda ise bu şu demektir; biz sonuna kadar bu işi götüreceğiz ve bu tanklarla sokaklarda dolaşanlar aynı şekilde çıktıkları yere geri dönecekler. Bu tanklar onlara emanettir. Bunlar emanete hıyanet etmiştir. Şu anda yargı bunlarla ilgili operasyonları sürdürüyor” ifadelerini kullandı. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Reklam Kurulu, aldatıcı reklamlar ve haksız ticari uygulamalar için 3,5 ayda 94 milyon TL ceza kesti Reklam Kurulu’nun 16 Nisan 2024 tarihinde gerçekleştirilen 344 sayılı toplantısında, tüketicileri aldatan, yanıltan, tecrübe ve bilgi eksikliklerini istismar eden reklamlar ile haksız ticari uygulamalar incelendi. Toplantıda görüşülen 161 adet dosyadan 139’u mevzuata aykırı bulunurken, söz konusu reklam ve ticari uygulamalar hakkında durdurma cezası ile birlikte toplam 28 milyon 884 bin 143 lira idari para cezası uygulanmasına karar verildi. Ticaret Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, Reklam Kurulu, yılın ilk 3,5 ayında toplam 639 adet dosya hakkında görüş ve değerlendirmelerde bulundu. Aldatıcı reklam veya haksız ticari uygulama olduğu tespit edilen 554 adet dosya hakkında durdurma cezasının yanı sıra, toplam 94 milyon 139 bin 110 lira idari para cezası uygulanmasına karar verildi. Son toplantının gündem konusunu tüketicileri yanıltan indirimli satış reklamları oluşturdu Açıklamada, çok sayıda üründe çeşitli oranlarda indirimlerin yapılacağının ilan edildiği indirimli satış kampanyalarının, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de çokça tercih edilen bir pazarlama yöntemi olduğuna dikkat çekilerek çeşitli ürünlere uygun şartlarda ulaşabilmeye imkan sağlayan çevrimiçi alışveriş kanallarının yaygınlaşmasıyla birlikte indirim kampanyalarının sıklaştığı ve çeşitlendiği, bununla beraber çeşitli tüketici mağduriyetlerinin de arttığı gözlemlendiği vurgulanarak, "Bu çerçevede, yakından takip edilen tüketicileri aldatan, yanıltan, gerçekte olduğundan daha fazla indirim yapılıyormuş algısı oluşturulan indirimli satış reklamları ve uygulamaları hakkında incelemelere devam edildi. Nisan ayı kurul gündeminde görüşülerek karara bağlanan dosyalarla birlikte yılın ilk dört ayında Reklam Kurulu tarafından 51 adet indirimli satış dosyası hakkında durdurma cezası ve toplam 11 milyon 457 bin 805 lira idari para cezası uygulanmasına karar verildi" denildi.
İstanbul Define paylaşımı konusunda anlaşmazlık yaşadıkları şahsı öldüren 5 sanıklı davada 1 sanığa 23 yıl hapis cezası Eyüpsultan’da define paylaşımı konusunda anlaşmazlık yaşadıkları Abdullah Koşar’ı plan yaparak çağırdıkları evde silahla öldürdükleri iddia edilen 5 sanığın yargılandığı davada karar çıktı. Mahkeme, 1 sanığı 23 yıl hapis cezasına çarptırırken, diğer 4 sanığın ise beraatına hükmetti. Eyüpsultan’da 19 Haziran 2022’de iddiaya göre 5 kişi, define paylaşımı konusunda anlaşmazlık yaşadıkları Abdullah Koşar’ı (39) öldürmeyi planladı. Bunun üzerine Koşar’ı, inşaat işleri bahanesiyle 5 şüpheliden biri olan Aslan İ.’nin evine çağırdılar. Şüpheli Aslan İ.’nin evine gelen Koşar, daha sonra silahla 3 yerinden şüpheli Aslan İ. tarafından vurularak hayatını kaybetti. ‘’Namussuzluğun bedeli budur’’ notu bulundu Konuya ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede ise ölen Koşar’ın cesedinin yanında ‘namussuzluğun bedeli budur’ yazılı not olduğu, şüpheli Aslan İ.’nin ifadesinde ise eşine tecavüz etmesi gerekçesiyle olayı gerçekleştirdiğini söylediği belirtildi ancak şüpheli Aslan İ.’nin aynı zamanda eşi olan diğer şüpheli Semanur İ. ile Koşar’ın herhangi bir telefon görüşmesinin olmadığı, cep telefonları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesinde herhangi bir irtibatlarının bulunmadığı ve Koşar’ın, eşine tecavüz ettiğine dair delil elde edilemeyerek olayın define paylaşımı konusunda yaşanan anlaşmazlık sonucu gerçekleştiği kanaatine varıldığı aktarıldı. Hazırlanan iddianamede, şüpheliler Aslan İ., Erdal İ., Nedim İ. ve Semanur İ.’nin ‘tasarlayarak kasten öldürme’ suçundan ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılması talep edildi. Şüphelilerden Aslan İ.’nin ayrıca ‘ruhsatsız silah bulundurma’ suçundan da 1 yıldan 3 yıla kadar hapsi talep edilen iddianamede, şüpheli İlhan A.’nın ise ‘suçluyu kayırma’ suçundan 6 aydan 5 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istendi. Hazırlanan iddianamenin kabul edilmesiyle dava açıldı. İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen karar duruşmasında ise tutuklu sanık Aslan İ. ile 3 tutuksuz sanık hazır bulundu. Duruşmaya öldürülen Abdullah Koşar’ın babası Muhammed Şefik Koşar ve tarafların avukatları da katıldı. ‘’Tarihi eser yüzünden planlayarak eve çağırıp öldürdüler oğlumu’’ Duruşmada Abdullah Koşar’ın babası Muhammed Şefik Koşar, oğlunun sanıklar tarafından tasarlanarak öldürüldüğünü belirttiği beyanında “Gencecik oğlumu öldürdüler. Tarihi eser yüzünden planlayarak eve çağırıp öldürdüler oğlumu. Sanıktan şikayetçiyim. Cezalandırılmasını istiyorum” ifadelerini kullandı. “Öldürme niyetim olsaydı ormana gider, onu yakar ve yurt dışına kaçardım” Duruşmada savunma yapan sanık Aslan İ., ‘’Tasarlayarak suç işlemiş olsaydım bu suçu evimde, çocuğumun gözünün önünde yapmazdım. Benim Abdullah Koşar’ı öldürme niyetim olsaydı ormana gider, onu yakar ve yurt dışına kaçardım. Ben Abdullah’ın yanına ‘onca iyiliğe rağmen bana bunu neden yaptın’ diye sormaya gittim. Abdullah’ın yanında silah olabileceğini düşündüğüm için üzerime geldiği an beni vuracak sandım” şeklinde konuştu. “Beni evlatlarımla sınadılar” Son sözü sorulan sanık Aslan İ. mahkemede, “Adaletinize inanıyorum. Beraatımı talep ediyorum” şeklinde konuştu. Diğer tutuksuz sanıklar ise son sözlerinde mahkeme heyetinden beraatlarını talep ettiler. 23 yıl hapis cezasına çarptırıldı Duruşmada kararını açıklayan mahkeme, sanık Aslan İ.’yi ‘tasarlayarak kasten öldürme’ suçundan önce ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı. Sanığın eylemini haksız tahrik altında işlediğini belirten heyet, bu gerekçeyle bu cezayı 22 yıl hapis cezasına çevirdi. Sanık ayrıca ‘ruhsatsız silah bulundurma’ suçundan da 1 yıl hapis cezasıyla cezalandırıldı. Toplamda 23 yıl hapis cezasına çarptırılan sanığın tutukluluk halinin de devamına hükmedildi. 4 sanığa beraat Mahkemeye heyeti, sanıklar Erdal İ., Nedim İ., Semanur İ. ve İlhan A. hakkında ise üzerlerine atılı suçu işlediklerine dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği gerekçesiyle ayrı ayrı beraatlarına karar verdi.
Antalya 15 metrelik uçurumdan uçtular, hayatlarını ağaç kurtardı Antalya’da yaklaşık 15 metrelik yükseklikten uçarak bir ağacın üzerine düşen otomobildeki karı koca emekli öğretmen, itfaiye ekiplerinin film gibi operasyonuyla kurtarıldı.Kaza, saat 19.30 sıralarında Kepez ilçesi Antalya Bulvarı üzerindeki seyir terası olarak bilinen noktada yaşandı. Alınan bilgiye göre, Hasan T. (68) idaresindeki 60 HF 563 plakalı otomobil, sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu önce demir bariyerlere çarptı ardından yaklaşık 15 metre yükseklikteki uçurumdan bir ağacın üzerine oradan da toprak zemine düştü. Kazayı gören vatandaşlar, araçta bulunan sürücü ile eşi Gülseren T.’yi (68) araçtan çıkardılar. Durumun 112 Acil Çağrı Merkezine bildirilmesinin ardından olay yerine itfaiye, sağlık ekipleri ve polis sevk edildi.Hastanede tedavi altına alındılarBelirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, kaşık sedyeye alıp halat yardımıyla yukarı çıkardı. Çifi, ambulansla kaldırıldıkları Antalya Şehir Hastanesinde tedavi altına alındı. Çiftin bilinçlerinin yerinde olduğu öğrenildi. Hurdaya dönen araç ise vinç yardımıyla bulunduğu noktadan alındı."Ağaç olmasaydı muhtemelen ölürlerdi"Kazanın görgü tanıklarından Burak Ürün, "Araba fren sıkarken aşağıya uçtuğunu gördüm. O anda yardıma gidip yaralıları çıkarmaya çalıştım. O ağaç olmasaydı araba aşağı yuvarlanacaktı. Ağaç sayesinde kurtuldular" dedi.Yaralı çifti araçtan çıkarmaya yardım eden bir vatandaş da, "Teyzeyle amcayı çıkardık sonrasında ambulans ekibi ile itfaiye ekibi geldi. Sedye ile buradan çıkarmak 2,5 saat sürdü. 5 metre ileriden uçmuş olsalardı muhtemelen ölürlerdi. Çünkü onları kurtaran ağaç oldu" diye konuştu.