DÜNYA - 01 Eylül 2014 Pazartesi 18:21

Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Kabul etmemiz mümkün değil'

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Kabul etmemiz mümkün değil'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kıbrıs sorununun çözümünde kararlılıklarının sürdüğünü belirterek, “Önümüze bizim adil olmayan projelerle gelenler şunu bilsin böyle bir şeyi kabul etmemiz mümkün değildir” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kıbrıs sorununun çözümünde kararlılıklarının sürdüğünü belirterek, “Önümüze bizim adil olmayan projelerle gelenler şunu bilsin ki böyle bir projeyi kabul etmek bizim tarihimizi reddetmek olur ki bizim böyle bir şeyi kabul etmemiz mümkün değildir” dedi.

Cumhurbaşkanı seçildikten sonra ilk resmi ziyaretini KKTC’ye düzenleyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan KKTC Cumhurbaşkanı Eroğlu’yla gerçekleştirdiği görüşmenin ardından basın toplantısı düzenledi. Erdoğan, Kıbrıs sorununu enine boyuna değerlendirdiklerini belirterek, “Cumhurbaşkanı seçilmem sonrasında ilk yurtdışı ziyaretimi KKTC’ye yapıyorum ve bugün Sayın Cumhurbaşkanıyla ikili görüşmelerimizi yaptık. Az önce Bakanlar Kurulu üyeleriyle bir araya gelme imkânımız oldu. Cumhurbaşkanı Sayın Eroğlu ile çalışma yemeğinde ağırlıklı olarak tabi Kıbrıs sorununu ele almak suretiyle bunu enine boyuna değerlendirme fırsatımız oldu. Geçmişi çok çok uzun ama o günden bu güne gerçekten sabırla hareket eden ve bu sabrının karşılığını da şu ana kadar göremeyen bir Kıbrıs Türk halkı var” dedi.

“KIBRIS SORUNUNDA KARARLILIĞIMIZ DEVAM EDİYOR”
Kıbrıs sorununun çözümünde kararlılıklarının sürdüğünü belirten Erdoğan, “Kararlılığımız aynen devam ediyor. Temenni ederim ki sabrın sonu selamettir sözü gerçekleşir. Baştan beri hep şunu söyledik, adil, kalıcı ve kapsamlı bir çözümden yanayız dedik. Önümüze bizim adil olmayan projelerle gelenler şunu bilsin ki böyle bir projeyi kabul etmek bizim tarihimizi reddetmek olur ki bizim böyle bir şeyi kabul etmemiz mümkün değildir. Bu bakımdan garantör ülkeler olarak bizim samimi gayretlerimizi aynen Yunanistan’ın da ortaya koyması lazım, aynen İngiltere’nin de ortaya koyması lazım. Ve bunların dışında garantör ülke veya garantör uluslararası kuruluş arama gayreti içerisine girenler de boşuna bu tür gayretlerin içerisine girmiş olurlar, böyle bir şeye evet dememiz de asla mümkün değildir. Biz bu iyi niyet ve çözümden, uzlaşmadan yana yaklaşımımızı koruyoruz. Hedefimiz halen devam etmekte olan müzakere sürecinin bir an evvel eş zamanlı referandumların yapılması aşamasına getirilmesidir” dedi.

Kıbrıs’ta birleşmenin yaşanması için dönemin BM Genel Sekreteri Annan ile birçok müzakere gerçekleştirdiklerini hatırlatan Erdoğan, “Sayın Annan’ın BM Genel Sekreterliği döneminde Davos’ta kendisine bir sözümüz olmuştu. Dedim ki ‘Bu süreci başlatalım Türkiye ve Türkler KKTC, her zaman Rumların bir adım önünde olacağız’. ‘Ben yaptığım her girişimde maalesef başarısız oldum artık buna bir daha giremem’ demişti. Israr edince bu defa bana dedi ki ‘Bana biraz müddet. Şöyle bir görüşmelerimi yapayım, size kararımı bildireyim’. Daha sonra kararı bildirdi, tamam başlayalım dedi. Biliyorsunuz en sonunda İsviçre’de odadan dumanı çıkartalım, Dışişleri Bakanım, şahsım bütün teknokrat, bürokratlar orada çalışmalarımızı yaptık ne yazık ki o gün orada zorla Sayın Annan’ın da ağırlığını koymasıyla referandum kararı çıktı” dedi.

“KIBRIS MESELESİNDE SAMİMİ GAYRETLERİMİZİN KARŞILIK BULMASINI BEKLİYORUZ”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kıbrıs sorunu ile ilgili Türkiye’nin gayretlerine karşı samimi bir karşılık bulmak istediklerini ifade etti.

KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ile düzenlediği basın toplantısında KKTC ve Türkiye’nin Kıbrıs sorununun çözümünde her zaman istekli ve samimi olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “KKTC referandumda onuruna, gururuna düşeni yaptı ama Güney Kıbrıs orada maalesef aynı yanlışı yaptı ve orada da ters bir kararlı Burgerstein’daki çalışmaları adeta boşa çıkardı. Fakat burada tarihi bir gerçeği daha sizlerle paylaşacağım. Kimin samimi, kimin samimi olmadığını ortaya koyması bakımından bu önemlidir. AB orada aynen şunu söylemişti. ‘Biz bu noktada referandumda KKTC’nin gösterdiği tavrın yanında olacağız’ demişti. Ve mali, idari süreçle ilgili bile bu adımları AB hala atamamıştır, atmamıştır. Aynı şekilde BM Güvenlik Konseyi de bu noktada başta genel sekreterlik olarak bu konuda önemli adımı atmadıkları gibi bu arada tabi biliyorsunuz Güney Kıbrıs’ı bir de AB’ye almışlardır” dedi.

“GÜNEY KIBRIS’IN AB’YE ALINMASINA SONRADAN ‘SİYASİ KARARDI’ DEDİLER”
Güney Kıbrıs’ın AB’ye alınmasını da eleştiren Erdoğan, “O zaman 15 tane AB ülkesi vardı. Bir hamlede Güney Kıbrıs’ı ki bunu daha sonra liderler bu ‘Bu bir siyasi karardır. Yoksa Güney Kıbrıs AB’ye AB müktesebatına layık olduğu için buraya alınmış değildir’ demişlerdir. Yazdıkları eserlerinde de bu zaten vardır. Eğer bunları yakından takip edenler varsa bunu gayet yakından bilirler. Biz tabi samimi gayretlerin karşılık bulmasını hala bekliyoruz. Kıbrıs meselesinin çözüme kavuşturulması adadaki her 2 tarafa da önemli getiriler kazandıracağı gibi bölge açısından da huzur, istikrar ve refaha bir katkı sağlayacaktır. Meseleye çözüm bulunması Doğu Akdeniz’in bir barış, istikrar ve işbirliği sahasına dönüşmesi açısından da önemli bir adım olacaktır. Bizler gerek Türkiye’de gerek KKTC’de pek çok hükümetin hayali olan KKTC’nin verimli topraklarına anavatandan hayat suyu getirilmesi çalışmalarını yapıyoruz. Bildiğiniz gibi şu anda çalışmalar hızla devam ediyor. Tahmin ediyorum ki 2-3 ay içerisinde hayat suyu Türkiye’den KKTC’ye ulaşmış olacak. Baraj çalışmaları bitmiş durumda. Bunun yanında bir de enerji elektrik enerjisiyle ilgili çalışmalar devam ediyor, inşallah onu da süratle elektrik enerjisini KKTC’ye getirmek suretiyle buradaki hava kirliliğine yönelik olayı da ortadan kaldırmak suretiyle Kuzey Kıbrıs halkına, kardeşlerimize hem daha ucuz, hem de hava kirliliğinden uzak çevreci bir enerjiyi sağlamış olacağız” dedi.

“TÜRKİYE, KIBRISLI TÜRKLERİN BİR KIBRIS RUM DEVLETİ’NDE AZINLIK HALİNE GETİRİLMESİNE ASLA İZİN VERMEYECEKTİR”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin Kıbrıslı Türklerin bir Kıbrıs Rum Devlet’inde azınlık haline getirilmesine asla izin vermeyeceğini söyledi.

Cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından ilk ziyaretini KKTC’ye yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, KKTC’li mevkidaşı Derviş Eroğlu ile gerçekleştirdiği görüşmenin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu. Kıbrıs meselesine ilişkin açıklamalarda bulunan Erdoğan, adada barışın elde edilmesine yönelik isteklerinin yalnızca adanın kuzeyine değil tamamına hayat verebileceğini dile getirerek, “Yeter ki bizim uzattığımız barış eline karşı taraftakiler de aynı şekilde mukabelede bulunsun. Bizim isteğimiz Doğu Akdeniz’in bu güzel adasında yeşerecek barış ortamının bölgenin çok daha ötesinde, çok daha büyük ve kapsamlı bir barışın, kalkınmanın, işbirliğinin yolunu açmasıdır” dedi.

“TÜRKİYE, KIBRISLI TÜRKLERİN AZINLIK HALİNE GETİRİLMESİNE İZİN VERMEYECEKTİR”

Bu süreçte Birleşmiş Milletler başta olmak üzere diğer anavatan ve garantör Yunanistan, garantör İngiltere ve Türkiye’nin müttefiki ABD dahil olmak üzere ilgili ülkelerle de tam bir işbirliği içerisinde hep bir adım önde olma konusunda kararlı olduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Mevcut durumun ilanihaye devam etmesine izin verilmesi asla mümkün değildir. Bunun da özellikle altını çiziyorum. Adanın ortak sahibi olan Kıbrıs Türk halkının eşit statüsünü güvence altına alacak kalıcı bir anlaşmaya bir an önce varılması müşterek hedefimizdir. Bu hedef ve anlayış çerçevesinde Kıbrıs’ta iki kesimlilik, siyasi eşitlik, eşit statüyü haiz iki kurucu devleti içeren yeni ortaklık gibi Yerleşik Birleşmiş Milletler Parametreleri temelinde bir çözümün ortaya çıkması için Kıbrıs Türk tarafının sürdürdüğü çabalara tam destek veriyoruz. Temennimiz 2008’den beri devam eden bu son süreçte bugüne kadar sarf edilen çabaların heba edilmemesi, zamanın boşa harcanmamasıdır” şeklinde konuştu.

Erdoğan şöyle devam etti:
“Mevcut fırsat penceresinin sonsuza kadar açık kalamayacağı herkes tarafından artık idrak edilmelidir. Birleşmiş Milletler sürecini zamana yayıp Türk tarafını ve uluslararası camiayı oyalamaya kimsenin hakkı yoktur. 2004 yılında düzenlenen referandumlar başta olmak üzere uzlaşı ve ortaklık yönündeki iradesini en açık şekilde ortaya koyan Kıbrıs Türk halkının çözümsüzlüğün mağduru haline gelmesine asla izin vermeyiz. Şu gayet iyi bilinmelidir ki; Türkiye, Kıbrıslı Türklerin bir Kıbrıs Rum Devleti’nde azınlık haline getirilmesine de asla izin vermeyecektir.”

“KIBRIS TÜRKÜ’NÜ GÜVENLİ, HUZURLU VE AYDINLIK BİR GELECEK BEKLEMEKTEDİR”

Türkiye’nin de katkılarıyla KKTC’de son yıllarda gerçekleşen kalkınma hamlesi ve ona bağlı ekonomik büyümenin kendilerini gururlandırmakta olduğunu belirten Erdoğan, “Bugün karşımızda 30 yılını geride bırakmış, kendi ayakları üzerinde duran ve bölgede örnek olabilecek modern bir demokratik devlet yapısı bulunmaktadır. Bu bağlamda Kıbrıs Türk halkının refah düzeyinin daha da arttırılması için adımlar atılırken saydam, verimli, etkin ve hesap verebilir bir yönetim anlayışının kamu yönetimine hakim kılınması gereklidir” diye konuştu.

Ekonomideki gelişmeyi kalıcı hale getirmek için öncü sektörler olan turizm ve yüksek öğretim alanlarındaki başarıların önemli olduğunu ancak bunu yeterli bulmadıklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Bu noktadan daha ileri gitmek ve önümüzdeki 10 yıl içinde KKTC’yi Doğu Akdeniz’de bir çekim merkezine dönüştürerek kişi başına milli geliri 2 katına çıkartmak ortak hedefimiz olmalıdır. Türkiye de Kıbrıs Türk halkı da bu konuda gerekli kararlılığa sahiptir. Türkiye Cumhuriyeti, Kıbrıs Türkü’nün huzur, refah, kalkınma ve güvenliğinin sağlanması, hukukunun korunması için üzerine düşeni yapmayı bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da sürdürecektir. Büyüyen ve gelişen Türkiye, her zaman olduğu gibi Kıbrıslı Türk kardeşleriyle tam bir dayanışma içerisinde olacaktır. Kıbrıs Türkü’nü güvenli, huzurlu ve aydınlık bir gelecek beklemektedir” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Tabi özellikle şundan dolayı da çok çok mutluyum; uluslararası camianın, yavrularını Kuzey Kıbrıs’ı seçmek suretiyle buraya göndermesi buradaki üniversitelerimizde okuyan öğrenci sayımızın artık 60 bini aşarak, 63 bin civarına varmış olması aslında Kuzey Kıbrıs’ın nasıl bir çekim merkezi haline geldiğini göstermesi bakımında çok çok önemli. Tabi burada kalmayacağız, bu daha da gelişecektir. Buna da inancım tamdır.”
“Turizmde gelir itibariyle artık yarım milyarı aşkın bir rakama ulaşan bir Kuzey Kıbrıs var” diyen Erdoğan, bunun, Kuzey Kıbrıs turizminin bu noktada nasıl bir geleceğe yürüdüğünü göstermesi bakımından önem arz ettiğine dikkat çekti.

“SABRIN, TAHAMMÜLÜN DE ARTIK BİR NİHAYETİ VARDIR”

 

Gittiği her yerde, uluslararası bütün görüşmelerde, buluşmalarda Kıbrıs ve Kuzey Kıbrıs’ın bir numaralı gündem maddesi olduğuna dikkat çeken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Konuyla ilgili olarak da uluslararası camiada açılan ofislerle birlikte Kuzey Kıbrıs altyapısını oluşturmaya devam etmektedir. Temennim odur ki adil, kapsamlı, kalıcı bir çözümle inşallah neticeye varırız ama dediğim gibi sabrın, tahammülün de artık bir nihayeti vardır ve bir an önce bu konuda bir neticeye ulaşırız diye düşünüyorum” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tokat Bakan Yardımcısının basın açıklaması sırasında deprem oldu İçişleri Bakan Yardımcısı Münir Karaoğlu depremin merkez üssü Tokat’ın Sulusaray ilçesinde basın açıklaması yaparken deprem meydana geldi. İçişleri Bakan Yardımcısı Karaloğlu, depremin merkez üssü Tokat’ın Sulusaray ilçesinde incelemelerde bulundu. Karaloğlu 4 ilçe 37 köyde 385 konut, 87 ahır, 11 cami ve 1 fırında hasar meydana geldiğini belirterek, “Sulusaray merkezli 5 deprem meydana geldi şu ana kadar, 41 de artçı oldu. Ben Tokat ve Yozgat’taki tüm hemşerilerimize geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Rabbim beterinden korusun, muhafaza etsin. En büyük tesellimiz şu ana kadar herhangi bir yaralımız ve can kaybımız yok. Arkadaşlarımız, ekiplerimiz şu anda sahada köylerin tamamı tarandı. Tokat’ta 3 ilçe, Yozgat’ta 3 ilçede olmak üzere depremden etkilenen tüm köylerimiz şu anda taranmış durumda. Tokat’ta şu ana kadar 112 acil çağrı merkezimize 576, Yozgat’ta 250 deprem kaynaklı vatandaş ihbarı var. Ön incelemeler sonucunda Tokat ilimizde 3 ilçe, 30 köyde, 191 konutta ve 84 ahırda, 7 cami ve 1 fırında hasarlar var, bunlar yıkık değil hasarlı. Yozgat ilinde 1 ilçede 7 köyde 94 konutta, 4 cami ve 3 ahırda ön hasar tespitlerimiz var” dedi. “Hasarlı evlere girmeyin” Hasarlı evlere girilmemesi çağrısında bulunan Karaloğlu, "Evinde hasar olan, çatlağı olan hiçbir vatandaşımız evini kullanmasın. Biz onları alıp misafir etmeye hazırız. Yurtlar hazır hale getirildi. Vatandaşımıza çağrı yapıldı. Şu ana kadar 30 vatandaşımız yurtlarda kalmak için müracaatta bulundu. Sayın valimizin verdiği bilgiye göre şu anda bölgedeki kamu kurum ve kuruluşlarında bir hasarımız yok. Okullarımızda, kamu hizmet binalarında herhangi bir hasarımız yok, inşallah binalarımızda kamu hizmeti vermeye de devam edeceğiz. Kumanyalar hazırlandı şu anda dağıtılıyor. Yine Tokat’ta üç ilçemizde sıcak yemek çıkartmak üzere aş evlerimiz oluşturuluyor. İnşallah vatandaşımıza sıcak yemek imkanımızda sunulacak. Şu anda bölgede ulaşımda, alt yapıda, elektrik ve haberleşmede herhangi bir sorunumuz yok. Yollarımız açık, enerjisi olmayan ve haberleşme imkanı olmayan köyümüz yok. Tedbir olarak Tokat’ta bir gün eğitime ara verdik. Yozgat ilimizde ise Çekerek, Kadışehri ve Aydıncık ilçelerinde yine eğitime bir gün ara vermiş olduk” dedi. “750 Personel 150 araç bölgede” Karaloğlu, 150 araç ve 750 personelin bölgede görev aldığını ifade ederek, “Diyarbakır’dan Van’a kadar birçok ilimizden arama kurtarma ekipleri bölgeye ulaşmış durumda. Yerel ekipler de bölgeye ulaştı. Şu anda bölgede 750 personelimiz vatandaşlarımıza yardımcı olmak üzere bekliyor. 150 yardım aracı da bölgeye ulaşmış durumda” şeklinde konuştu. “Dezenformasyon uyarısı” Karaloğlu açıklamasında dezenformasyon uyarısında bulunarak şunları söyledi: “Sosyal medyada maalesef yine dezenformasyonlar var. Vatandaşımıza çağrımız AFAD tarafından açıklanmayan hiçbir bilgiye itibar etmemeleridir. Biz vatandaşlarımızı AFAD üzerinden çok hızlı bir şekilde bilgilendiriyoruz. Vatandaşımızın tereddüdü olmasın.” Öte yandan İçişleri Bakan Yardımcısı, açıklama yaptığı sırada deprem meydana geldi. Karaloğlu, "Şu anda artçı sarsıntıyı hep birlikte yaşadık. Rabbim hepimizi, ülkemizi korusun" dedi.
İstanbul Jose Mendilibar: "Dayanma gücümüzü sonuna kadar kullandık" Olympiakos Teknik Direktörü Jose Mendilibar, Fenerbahçe ile çok zor bir maç oynadıklarını belirterek, "Dayanma gücümüzü sonuna kadar kullandık. Penaltılara kalması, futbolcuların becerisine kalıyor" dedi. UEFA Avrupa Konferans Ligi Çeyrek Final ikinci maçında Fenerbahçe ile karşılaşan Olympiakos, penaltı atışları sonunda galip gelerek yarı finale yükseldi. Müsabakanın ardından düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulunan Olympiakos Teknik Direktörü Jose Mendilibar, "Çok zor bir oyun oynadık. Dayanma gücümüzü sonuna kadar kullandık. 10. dakikada golü yemiştik fakat dayandık. İlk devrede dayanma gücümüzü iyi kullandık. Topu rakibe verip yorma yoluna gittik. Penaltılara kalması, futbolcuların becerisine kalıyor" ifadelerini kullandı. "Kendimi şanslı hissediyorum" Mendilibar, "Avrupa kupalarında yarı finale kalmasında takımın başında antrenör olduğum için kendimi şanslı hissediyorum. Umarım daha ileriye taşıyabiliriz. Şu anda kalemizi koruyan Tzolakis, başta ikinci kalecimizdi. Sonra kaleyi devraldı. Topun auta gitmesine şans diyebilirsiniz ancak kalecinin kurtarışına şans diyemeyiz. Bir çalışma sonucu oluyor bunlar" diye konuştu. "Kariyerim boyunca penaltılara bakmadım" Penaltı atışlarını izlemediği ve sırtını dönmesiyle ilgili sorulan soruya İspanyol teknik adam şu yanıtı verdi: "Ben bütün kariyerim boyunca penaltılara bakmadım. Bunu totem olarak yaptığımı size açıklamak isterim."