POLİTİKA - 22 Haziran 2018 Cuma 00:20

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kimse diğeri üzerinde tahakküm kurmayacak

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kimse diğeri üzerinde tahakküm kurmayacak

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Özetle yeni sistemde herkes kendi işini yapacak. Kimse diğeri üzerinde asla tahakküm kurmaya çalışmayacak” dedi.

İstanbul'un yapımı devam eden 3. havalimanının inşaatında tüm hazırlıklar hız kesmeden devam ederken, piste ilk inişi ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın içinde bulunduğu uçak gerçekleştirdi. Tarihi iniş sonrası Cumhurbaşkanı Erdoğan, ATV ve A Haber ortak yayınına katıldı.

“Yeni sistemde herkes kendi işini yapacak”
Cumhurbaşkanlığı sistemini anlatan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Yeni sistem demokrasinin ve Cumhuriyetin temel niteliği olan güçler ayrılığını asla zayıflatmıyor, tam tersine güçlendiriyor, parlamenter sistemde hükümet meclisi çokluğu içinden çıktığı için pratikte yasama ve yürütme aynı gücün kontrolünün de oluyordu. Hükümetten gelmeyen tasarı meclis genel kurulundan geçme şansı yoktu. Hükümetle meclisin irtibatını kopartıyoruz. Yeni sistemde hükümetin bütçe dışında kanun tasarısı gönderme yetkisi bulunmuyor. Kanun teklifi yetkisi sadece milletvekillerine ait, milletvekilleri ilk defa yasama çalışması yapacak. Meclisin hükümeti denetim araçları daha da güçlendirildi. Yargıda bu denge içinde çok daha sağlıklı bir imkanının bulacak. Yüksek yargı organının üye seçiminin bir kısmının cumhurbaşkanı ile meclis arasında dağıtılmış olması bu dengeyi güçlendiriyor. Özetle yeni sistemde herkes kendi işini yapacak. Kimse diğeri üzerinde asla tahakküm kurmaya çalışmayacak” dedi.

“Adeta bir Anonim şirket gibi devleti yönetme kabiliyetidir ”
Göreve geldikleri günden bugüne kadar çalışmalarını sürdüklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Göreve geldiğimiz günden itibaren, eğitimden sağlığa, ulaşım enerji ve her alanda öneli projeler yaptık. Geçmişte olan şeyler değildi. Bu çalışmaları yaparken sonuç odaklı olmaya ve projeleri bir an önce hayata geçirmeye önem verdik. Mevcut yapının zorlukları nedeniyle çalışmaları önemli bir bölümünü istediğimiz zamanda hayata geçiremedik. Çok çileler çektik. Bürokratik oligarşi diye benim sürekli ifade ettiğim yapıların hantallığı önümüze engel olarak çıktı. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle bu engelleri ortadan kaldıracağız. Yeni dönemde çözüm üreten, sorun çözen devlet, sonuç odaklı devlet olarak çalışacağız. Özetlemek gerekirse yeni sistemle bürokrasiyi azaltacağız. Daha hızlı karar alıp tüm hizmetlerde sonuç odaklı olacağız. Tüm süreçlerde verim odaklı çalışacağız ve yeniliklere hızla adapte olacağız. Patenti bana ait, bundan dolayı eleştiri aldım. Adeta bir anonim şirket gibi devleti yönetme kabiliyeti demişimdir. Bundan niye çekiniyoruz, aynı şekilde devleti yönetelim ki hızla mesafe alalım” diye konuştu.

“Bunun bir markası olması lazım, bu marka Türkiye modeli”
Cumhurbaşkanlığı sistemi oluştururken geniş çaplı incelemelerin yapıldığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cumhurbaşkanlığı sistemiyle ilgili çalışırken, çok detay çalışmaları geniş bir kadro ile yaptık. Bu çalışmada hem kendi tarihimizdeki hem de dünyadaki yönetim modellerini inceledik. Bu tip yönetim pratiklerini uygulayarak milletimize hizmet etti. Yeni yönetim modelinde yalın, makamların azaldığı, yeniliklere hızlı adapte olan, insan kaynağının gelişmesini imkan sağlayan, yetki ve sorumluluk alanları net, dijital dönüşümü gerçekleştiren, karar alma süreçleri hızlı, küresel rekabet gücü yüksek, ortak aklı kurumsallaştıran olan bir sistem. Bu uygulamayı yapan ülkeler birçok ülke var. Hepsi hangi sorunu çözmüş bunları detaylı inceledik. Yeni modeli oluştururken, kendi sorunları masaya yatırdık ve nerede hantal bir durumda kalıyoruz ona göre çalıştık. Bizim sorunlarımız diğer ülkelerle farklılık gösteriyor. Dolayısıyla ortaya koyduğumuz modelin kendimize özgü olması gerekir dedim. Biz bu modele Türkiye modeli diyoruz dedim. Çok eleştiri aldım, bunun markası olması lazım, bu markada Türkiye olacak. Bizim hedeflerimize katkı sağlayacak bir sistem, patenti bize Türkiye’ye ait” dedi.  

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Başbakan olduğumda 37 bakanlık vardı, hemen bu sayısı 26’ya indirdik. Geri kalmış ülkelerde bol bol bakanlık dağıtıyorlar. Koalisyonları kurmak için bakanlık dağıtıyorlardı. Biz bunu koalisyon olmadığı için rahatladık ve indirdik. Şimdi ise 16 ya indiriyoruz” dedi.
İstanbul'un yapımı devam eden 3. havalimanının inşaatında tüm hazırlıklar hız kesmeden devam ederken, piste ilk inişi ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın içinde bulunduğu uçak gerçekleştirdi. Tarihi iniş sonrası Cumhurbaşkanı Erdoğan, ATV ve A Haber ortak yayınına katıldı.

“26 olan bakanlık sayısını 16’ya indiriyoruz”
Cumhurbaşkanlığı sistemini anlatan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Yeni yönetim modeli özellikle yürütme çok daha hızlı sonuç odaklı harekete geçecek. Bakanlıklarımızı sayısın azaltmak, bakanlıkların işlevselliğini ve verimliliğini artırmak için birleşmeler gerçekleştirdik. Örneğin başbakan olduğumda 37 bakanlık vardı, hemen bu sayısı 26’ya indirdik. Geri kalmış ülkelerde bol bol bakanlık dağıtıyorlar. Koalisyonları kurmak için bakanlık dağıtıyorlardı. Biz bunu koalisyon olmadığı için rahatladık ve indirdik. Şimdi ise 16 ya indiriyoruz. Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı, hazine bakanlık değildi müsteşarlıktı. Şimdi Maliye ile birleştirerek Hazine ve Maliye Bakanlığı haline getiriyoruz. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı da Avrupa Birliği Bakanlığı ile birleşerek sadece Dışişleri Bakanlığı haline geliyor. Çalışma, Sosyal Hizmetler ve Aile Bakanlığı, Çalışma ve Sosyalle Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığını birleştirmek suretiyle tek bakanlık haline getiriyoruz. Tarım ve Orman Bakanlığı, Orman ve Su İşleri Bakanlığıyla Gıda Tarım Bakanlığını birleştirmek suretiyle tek bakanlık haline getiriyoruz. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığını ise Kalkınma Bakanlığıyla Bilim Sanayi Teknoloji Bakanlığını birleştirmek suretiyle tek bakanlık haline getiriyoruz” diye konuştu.

“Ekonomide 6 bakanlık sayısını 3’e indiriyoruz”
Ekonomide önemli bir adım atıldığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bir diğeri de ekonomi noktasında 6 bakanlık vardı, orada da önemli bir adım atarak Ticaret Bakanlığı dönüştürüyoruz. Burada 3 bakanlığı bir araya getirdik. Ekonomi yönetimi böylece sadeleşmiş oluyor. 6 olan bakanlık sayısını 3 indiriyoruz. Burada da ekonomi yönetimi, üretim, finans ve ticaret sacayaklarına oturtuluyor. Yatırım Ofisi ile büyük yatırımlar desteklenerek Türkiye cazibe merkezi haline getiriliyor. Finans Ofisi ile İstanbul dünya finans merkezi projesi yürütülüyor” diye konuştu.

“9 Kurul, Ofisler ve 8 Başkanlık yeni sistemde görev yapacak”
Kurulların oluştuğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Böyle yeni bakanlıkların yanı sıra politika önerileri geliştirilerek, icrai raporları inceleyecek 9 kurul oluşturduk. Yerel Yönetim Politikaları Kurulu, Sosyal Politikalar Kurulu, Sağlık ve Gıda Politikaları Kurulu, Kültür ve Sanat Politikaları Kurulu, Hukuk Politikaları kurulu, Güvenlik ve Dış Politikalar Kurulu, Ekonomi Politikaları Kurulu, Eğitim ve Öğretim Politikaları Kurulu, Bilim Teknoloji ve Yenilik Politikaları Kurulu, bunlar Cumhurbaşkanı ile birebir çalışacak kurullar. Aynı zamanda da bakanlara fetback verecekler. Finans Ofisi, İnsan Kaynakları Ofisi, İnsan Kaynakları Ofisi, Dijital Dönüşüm Ofisi ve Yatırım Ofisi bunlar direk cumhurbaşkanlığına bağlı olarak çalışacaklar. Bizim arka bahçemiz olarak çalışacaklar. Cumhurbaşkanlığına bağlı başkanlıklar var. Genelkurmay Başkanlığı, Milli İstihbarat Başkanlığı, Savunma Sanayi Başkanlığı, Milli Güvenlik Kurulu Başkanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı, Devlet Denetleme Kurulu, İletişim Başkanlığı, Strateji ve Bütçe Başkanlığı olmak üzere 8 başkanlık olarak çalışacaklar. Kurullarımızda iş dünyasından, üniversitelerden, kültür ve sanat alanında teknoloji, bilim alanında, ekonomi gibi uzman kişileri politika inşa süreçlerine dahil edeceğiz. Yeni modelde İnsan Kaynakları Ofisi, Dijital Dönüşüm Ofisi ve Yatırım Ofisi olarak bu ofisler çok önem arz ediyor. Başkana en yakın çalışan kadrolar. Bu ofisler cumhurbaşkanı ile birebir çalışırken, bürokrasiye takılmadan Cumhurbaşkanının önceliklere göre çalışacaklar. Cumhurbaşkanına Bağlı Strateji ve Bütçe Başkanlığı ise iletişimle beraber bu iki başkanlık büyük önem arz ediyor. Strateji ve Bütçe Başkanlığıyla artık cumhurbaşkanının uhdesinde olan bütçe yapımı ve yönetimini daha etkin şekilde yürütmeyi ve mali disiplini verimliliği sağlamayı hedefliyoruz. Onun için bu başkanlık çok önem arz ediyor. İletişim Başkanlığı ise devletin ve cumhurbaşkanlığının basın yayın, iletişime dair bütün çalışmalarını koordine edecek. Mevcut sistemde farklı isimle çalışan bazı kurumları başkanlık adıyla buraya alıyoruz” diye konuştu.

“Artık bizim için durmak yok, koşacağız, üreteceğiz ve hep birlikte başaracağız”
Ülkenin ekonomide sıçrama gerçekleştirdiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Burada ekonomi yönetiminin birleşmesiyle bir defa ülke ekonomide bir sıçrama gerçekleştirdi. Sıçrama neticesi halka olacaktır. Mali disiplin sağlandı, istikrar ve güven sağlandı ve buraya geldik. Milli gelir 3 bin 84’tü, 2017’de 10 bin 596 ve yükseliş devam ediyor. Buraya yatırımlarla geldik. Türkiye bu yakaladığı heyecanı ivmeyi aynı zamanda vatandaşı ve halkı için onlara bir imkan, milli gelir kaynağını dönüştürüyor. Size gelip eğitimde sıralara kitapları koy, çocuklar gelsin bunları alsın. Vatandaş ilaçlarını hastaneden rahatlıkla alıyor. Bunlar daha önce yoktu. Bana ne olacak, nasıl yansıyacak dendiği zaman bütün istişare mekanizmaları girmek nedeniyle bu verimlilik halka yansıyacak. Yüzde 20 olan savunma sanayindeki yerli üretim yüzde 65 çıktığı zaman büyük ölçüde cari açığı hallediyorsunuz. Bu kazanım benim vatandaşıma gidiyor. Bütün suistimaller ve yolsuzluklar, bu yoksulluğu, yasakları bunların hepsini ortadan büyük oranda kaldırdık. Bundan sonra da bunu yine başarılı bir şekilde sürdüreceğiz. Bakanlıkların birleşmesiyle belirli imkanlar elde ediyoruz. Bizlere aynı zamanda ciddi bir zaman tasarrufu sağlıyor. Daha çok proje yapıp hayata geçirmemizi sağlayacak. Artık durmak bizim için yok, koşacağız, üreteceği ve hep birlikte başaracağız. Yeni modelle yatırım ve yatırımcıların önünü açıyoruz. Yatırımlarla ülke daha da büyüyecek. Milli gelir artınca istihdam artacak. Milli gelir artıyor. Türkiye ilk çeyrekte 7,4 büyüme yakaladı. En büyük imkanı istidama ve bu devam edecek. 10,1 istihdam da çok iyi bir noktaya geldik” şeklinde konuştu.

“65 kurul, komite, konsey yerine 9 adet kurul çatısı altında toplanıyor”
Ortak aklın cumhurbaşkanına bağlı olarak çalışacağını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Herhangi bir atamayla ilgili adım atıyorsunuz, cumhurbaşkanı önünüzü kesiyor. Halka bunun hesabını siz veriyorsunuz. Hesabı veren siz olduğunuz halde diyorlar ki hayır. Aşağıda bürokratlarına bakıp talimat veriyorsun, o da kendine göre oyalıyor. Başbakan olsan da, cumhurbaşkanı olsan da bunu yapıyor. Başkanlık sistemi bun ortadan kaldırıyor. Başkanlık sisteminde adımı atınca birçok olaylar yoluna girecek. Açıkladığım takdirde başka sıkıntılar meydan gelir. Bu ülkede halka hesabı veren bürokrat değildir. Halka hesabı siyasetçi verir. Sen siyasetçiyi nasıl oyalarsın. Onlar bir kenara çekiliyor ve kurullar ve ofisler geliyor. Yerel Yönetimler Politika Kurulu özellikle bunlardan bir tanesidir. Boğaziçi yüksek imar koordinasyon kurulu, yüksek çevre kurul bunlar ciddi manada sıkıntı yaşattılar. Bundan sonra bu sıkıntıları yaşatamayacaklar. Başkan talimat verdiyse bu iş bitmiştir. Burada hepsinin toplam olarak aldığımız zaman 65 kurul ortada var, 65 adet kurul komite, konsey kaldırılıyor. 9 adet kurulun çatısı altında toplanıyor. Kurullar politika önerileri geliştiriyor. Talep ihtiyaç, etki analizi yapılıyor. Bir ortak akıl cumhurbaşkanına bağlı olarak çalışıyor. Yapılacak olan bu. Bunların hepsinde 3-5-7 kişiden oluşan bu kurullar sürekli üretim yapacak ve cumhurbaşkanına takdim edecekler. Politika önerisi geliştiren 9 kurul, icrai faaliyetleri izlenerek ilerleme raporu hazırlanıyor. STK’lar akademi ve sektör temsilcileri politika yapım sürecine dahil ediliyor” dedi.

“Başkan yardımcıları parlamentodaki sayıya bağlı olacak”
Başkan yardımcısı sayısıyla ilgili konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu sayıyı vermek parlamentodaki yapıya bağlı olacak. Parlamentoda oluşum ne durumda olacak. Oralardan değerlendirmeler onların milletvekilliğini düşürecektir. Parlamentodaki sayı, başkan yardımcıları noktasındaki kararı etkileyecektir. En ideal şekilde böyle bir yapıyı ortaya koymak ve bu yapıyla ülkeyi yönetmek” dedi.  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kütahya Kütahya’da "Oyunuzu hizmet ve eser siyasetinden yana kullanın" çağrısı AK Parti Kütahya İl Başkanı Mustafa Önsay, AK Parti Kütahya Belediye Başkan Adayı Kamil Saraçoğlu ve AK Parti Kütahya İl Genel Meclisi Adayı Muhterem Kılıç, 31 Mart’ta halka "Oyunuzu hizmet ve eser siyasetinden yana kullanın" çağrısında bulundular. AK Parti Kütahya İl Başkanı Mustafa Önsay, seçim sürecinde Kütahya merkezde 58 bin haneye ziyaret gerçekleştirdiklerini ifade etti. Önsay, "Artık pazar günü sandığa gidiyoruz. Bir seçim kampanyası sürecinin daha sonuna geldik. Bu süreçte Kütahyalı hemşehrilerimize bizlere kapılarını açtığı için teşekkür ediyoruz. Hakikaten güzel bir kampanya süreci geçirdik. Tabii AK Parti seçimden seçime kampanya yapan bir parti değil, biz 28 Mayıs günü akşam Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla 31 Mart seçimleri için hazırlık yapmaya başladık. Bu süreçte, öncesinde henüz adayımız belli değilken ‘Mahallede gezek var’ programı ile 41 mahallemizde vatandaşlarımızla bir araya geldik. Dertlerini dinledik, taleplerini aldık. Sonraki süreçte 18 Ocak’ta Sayın Kamil Saraçoğlu adayımızın Cumhurbaşkanımız tarafından Kütahya AK Parti belediye başkan adayı gösterilmesinden sonra da yine sahada olmaya gayret ettik. Bu süreçte pek çok faaliyet yürüttük. ‘Mahalle Bizim Kütahya Bizim’ programımızı gerçekleştirdik. Yine 41 mahallemizde, mahallelerimizin sorunlarına hakim olduğumuzu, önceki ziyaretlerimizde o mahalleye dair beklentileri Başkanımız vatandaşlarımıza izah etti, projelerini anlattı. Bütün bu sürecin devamında yine son 10-15 günden beri Ramazan akşamlarını bir fırsat olarak görerek kapıları çalmaya devam ettik. Bütün bu süreçte toplam 58 bin hane ziyareti gerçekleştirdik. Bu tabi Kütahya için önemli bir sayı. 100 bin civarında seçmene ulaşabildiğimiz anlamına geliyor. 100 bin insana ulaşmak 58 bin kapıyı çalmak çok kolay bir süreç değil. Bu süreçte vekalet gösteren kadın kollarımıza, gençlik kollarımıza Merkez ilçedeki arkadaşlarımıza, ana kademedeki yönetim kurulu arkadaşlarıma, herkese teşekkür ediyorum. Tabi sadece 150 kişilik teşkilatımız değil, bunun dışında gönüllü olarak yine bu faaliyetlerde bize destek olan tüm gönüldaşlarımıza çok teşekkür ediyoruz. İnşallah hayırlısıyla pazar günü hep beraber sandıklara gidelim, reyimizi ortaya koyalım. Kütahya’mızın bundan sonraki 5 yılda ne olacağına hep birlikte karar verelim. AK Parti belediyecilik anlamında önemli bir marka. Sayın Cumhurbaşkanımızın bütün bu hareketi 1994’ten itibaren belediyecilikle başlamış bir hareket ve hakikaten önemli başarılara imza atıldı. Biz son 5 yıldan beri AK Parti olmayan bir belediye ile yaşadık. Bunun neler getirdiğini hep beraber gördük. İnşallah 31 mart günü ben inanıyorum ki Kütahyalılar Sayın Cumhurbaşkanımıza bir vefa göstereceklerdir ve yine Ak Parti’ye Sayın Cumhurbaşkanımıza, Kamil Saraçoğlu Başkanımıza destek vereceklerdir ve inşallah hep beraber bundan sonraki 2028 seçimlerine kadar Kütahya’da 3 vekilimizle, teşkilatımızla ve Belediye Başkanımız Kamil Saraçoğlu ile beraber şehrimizi büyütmeye ve geliştirmeye yönelik çalışmaya devam edeceğiz" diye konuştu. "Kütahyalılar demokrasinin unsurlarını yerine getiren bir yapıya sahip" AK Parti Kütahya Belediye Başkan Adayı Kamil Saraçoğlu, 31 Mart’ta Kütahya’nın tekrar AK Belediyecilikle tanışacağını dile getirdi. Saraçoğlu, "Süreç Cumhurbaşkanımızın AK Parti Kütahya Belediye Başkan Adayı olarak 18 Ocak’ta bizi ilan etmesiyle başladı. O günden bugüne yaklaşık 70 günlük bir süreyi geride bıraktık. 70 günlük süre boyunca biz hem hemşehrilerimizle bir araya geldik, esnaflarımızla bir araya geldik. Onları tek tek ziyaret ettik. Mahallelerimizde toplantılar gerçekleştirdik ve bu süre zarfında da biz geçmiş dönemde yaptığımız tüm projeleri halkımızla paylaştık ve yeni dönemde de hangi projeleri hayata geçireceğiz, hangi çalışmaları Kütahya’da yapacağız anlattık. Kütahya’yı daha iyi yerlere götürmenin gayreti içerisinde olacağımızın sözlerini verdik. Tabii ki geçmişte yaptığımız projelerimizi gelecekte yapacağımızın teminatı olarak gösterdik. Bu süreçte tüm hemşehrilerimize çok teşekkür ediyoruz. Artık seçim çalışmalarımızı noktalıyoruz. Bundan sonra 31 Mart’ta İnşallah tüm Kütahyalı seçmenlerimiz sandığa gidecek, biz susacağız onlar konuşacaklar ve tercihlerini gerçekleştirecekler. Tabi Kütahya halkı demokrasiye bağlı ve demokrasinin unsurlarını yerine getiren bir yapıya sahip. Geçmiş dönemde de belki Türkiye genelinde en yüksek seçime katılım oranları Kütahya’dadır. Bu dönemde de ben tüm seçmenlerimi özellikle AK Parti seçmenlerini sandığa davet ediyorum. Onlar da vatandaşlık görevlerini yapacak İnşallah 31 Mart’ta da biz tekrar AK Parti belediyeciliğini Kütahya Belediyesi’nde başlatmaya hemşehrilerimizle beraber hazır olduğumuzu dile getirmek istiyorum. Bir fetret dönemi yaşandı. Artık onun sonu geldi. İnşallah 31 Mart’ta sandıklar açılacak ve herkes bu çıkan sonuca razı olacak. Biz de hemşehrilerimizin kullanmış olduğu oyların başımızın üstünde yeri olduğunu beyan etmek istiyorum. İnşallah bu seçimi aldığımız andan itibaren de kollarımızı sıvayarak Kütahya halkına hizmetkar olmaya devam edeceğiz. Seçimlerin hem Kütahya’mıza, hem ülkemize hem de İslam coğrafyasına hayırlı olmasını temenni ediyorum. Bu süre zarfı boyunca, tüm teşkilatımızla beraber il teşkilatımız, Merkez ilçe teşkilatımız, Kadın Kolları, Gençlik Kollarıyla, Belediye Meclis üyelerimizle beraber, çalmadık kapı, sıkmadık el bırakmadık ve bu nokta itibarıyla da tüm hemşehrilerimizle kucaklaşma imkanı bulduk. İnşallah seçimler hayırlı uğurlu olsun diyorum" ifadelerini kullandı. "31 Mart pazar günü, sadece bu yerel seçim olarak görülmemeli" AK Parti Kütahya İl Genel Meclisi Adayı Muhterem Kılıç, AK Parti’nin 22 yılda yaptıklarının bundan sonra da yapacaklarının teminatı olduğunu belirtti. Kılıç, "Adaylık süreci 2 aya yakın bir süre önce belli oldu. Biz bu adaylık sürecinden beri merkez köylerimizin hemen hemen tamamını gezdik, vatandaşlarımızla hasbihal ettik, taleplerini aldık, beraber istişareler yaptık. Köylerimize yol, su, altyapı hizmetleri konusunda neler yapılabilir, yerinde gördük, gezdik, notlarımızı aldık. Tabi, malum iki gün kaldı seçimlere. 31 Mart pazar günü, sadece bu yerel seçim olarak görülmemeli, bu seçimde belediye başkanı, belediye meclisi, il genel meclisi, muhtar ve ihtiyar heyetini seçeceğiz ama sadece bu şekilde bir seçim olarak görülmemeli. Bu yaşadığımız bölgenin ve Türkiye’mizin önümüzdeki 5 yılını kapsayacak bir geleceğimizin oylamasıdır. Geçen yıl da milletvekili ve cumhurbaşkanlığı seçimlerimizi yaptık. Bu seçim daha da önem arz ediyor çünkü 5 yıl bir seçimsizlik süreci olacak ve AK Parti’mizin 22 yılda yaptığı hizmetlerin artık doruk noktasında yapılabilecek olan hizmetleri yapmamız için vatandaşımızın oylarını daha dikkatli kullanmalarını ve küçük bazı olumsuzluklara bakarak kanmamalarını dolayısıyla AK Parti’yi oylarıyla ve dualarıyla desteklemelerini talep ediyoruz. İnşallah önümüzdeki süreçte yapılması gereken, eksik kalan hizmetleri son derece gayretli bir şekilde yapacağız çünkü AK Parti’nin 22 yılda yaptıkları, yapacaklarının teminatıdır ve bu şekilde bir çalışma gerçekleştireceğiz" şeklinde konuştu.
Kütahya Bakan Özhaseki: "Deprem bölgesinde evleri teslim ediyoruz" Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Kütahya’da AK Parti önceki dönem ve mevcut yönetim kurulu üyeleri ile sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle iftarda bir araya geldi. AK Parti Kütahya İl Başkanı Mustafa Önsay ve AK Parti Kütahya Belediye Başkan Adayı Kamil Saraçoğlu’nun ardından kürsüye gelen Bakan Özhakesi, deprem bölgesinde halen 300 binden fazla konut inşaatının devam ettiğini ifade etti. Özhaseki, "Son 6 Şubat’ta bile tam 18 ilimiz etkilendi. 14 milyon insan zarar gördü. 680 bin konutumuz yıkıldı. 170 bin kadar da iş yerimiz yerle bir oldu. 850 bin bağımsız birim. Dile kolay. Zarar 104 milyar dolar olarak ifade ediliyor. Manevi zarar, onu ölçecek bir alet daha çıkmadı. Evleri teslim ediyoruz, hangi eve gitsek oturup çay içtiğimizde, o geceye geliyor konu. Evin sahibi biraz sonra olayları anlatmaya başlıyor hem o ağlıyor hem de biz ağlamaya başlıyoruz. Şu anda 300 binden fazla inşaatımız devam ediyor. Köylerde çelik karkastan evler yapıyoruz. Aslında yıkılan evler belki taştandı, basit evlerdi, aralarında harç bile yoktu bazılarının. Olsun Cumhurbaşkanımızın talimatı, ‘Madem o evler yıkıldı, hepsini en iyisiyle yapacağız’ dedi. Ve şimdi çelik karkastan evler yapıyoruz. Şehirlerin merkezlerini yapıyoruz bir taraftan. Bir taraftan altyapılarıyla ilgili büyük bir bütçe temin ettik. Altyapılarına başladık, gece-gündüz çalışıyoruz. 76 bin evimizi teslim ettik. Her ay bundan sonra da 10-15 bin evi vermeye devam edeceğiz" dedi. "Şimdi bütün bilim adamları diyor ki, İstanbul’da deprem gelmek üzere" Bakan Özhaseki, konuşmasında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu eleştirdi. Özhaseki, "Son dönemde hiç anlayamadığımız başka bir şey çıktı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı başını çekiyor. Sonra onun kuyrukları Anadolu’da devam ediyorlar. Algı belediyeciliği diyorlar. Ne oluyor algı belediyeciliği olunca? Yapmadığını yapmış gibi sunma. Olmadığı halde olmuş gibi. Beyefendi tatilde çalışıyormuş gibi yan gelip yatıyor veya İngiliz büyükelçisiyle bir yerde, restoranda yemek yiyor ama iş başındaymış gibi gösteriyor. Ne kadar ayıp bir şey ya. Bunu da belediye bütçesinden yapıyorlar. Şimdi bütün bilim adamlar diyor ki, İstanbul’da deprem gelmek üzere. Evet hepimiz takip ediyoruz. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin geçen seneki ayırmış olduğu pay, 485 milyon lira. Ama algı operasyonları için beyefendiyi övmek için, beyefendi Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı veya da cumhurbaşkanı yapabilmek için tuttukları trol ordusuna verdikleri, ayırdıkları para 900 milyon lira. Bu para cebinizden çıkıyorsa bir şey demem, hoş karşılamam, bir şey demem. Eğer belediye bütçesiyse benim bir kuruşluk da hakkım varsa, haram olsun arkadaşlar. Doğru değil arkadaşlar. Bu dönemde böyle bir belediyecilik gördük. Hükümetin yaptığının üstüne yatmak, onun yaptıklarını kendi yapmış gibi anlatmak. Ya ayıptır günahtır" diye konuştu.
İzmir Hamza Dağ: “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, “‘Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerimi anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim” dedi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, Selçuk’ta düzenlenen mitinge katıldı. Dağ’a binlerce hemşehrisinin yanı sıra, AK Parti İzmir milletvekilleri Şebnem Bursalı ve Mehmet Muharrem Kasapoğlu, MHP İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu, Cumhur İttifakı Selçuk Belediye Başkan Adayı Dahi Zeynel Bakıcı, MHP İzmir İl Başkanı Veysel Şahin, AK Parti Selçuk İlçe Başkanı Hakan Bayraklı ve MHP Selçuk İlçe Başkanı Nuri Yılmaz da eşlik etti. “İzmir kararını vermiştir” Hamza Dağ, 2 ayı aşkın süredir İzmir’in her yerinde hemşeriyle kucaklaştığını belirterek, “Ben, İzmir’imizde artık şunu net bir şekilde görüyorum. 31 Mart için İzmir kararını vermiştir. Bugün de görüyorum ki Selçuk kararını vermiş. Hemşehrim İzmir’in, Selçuk’un her sokağına hizmet istiyor, proje istiyor. İnşallah biz bu hizmetleri de projeleri de şehrimize kazandıracağız” ifadeleri kullandı. “Tek gündemimiz İzmir” Bugüne kadar hiç kimseyi ötekileştirmediğini vurgulayan Dağ, “Bundan sonra da ötekileştirmeyeceğiz. Hiç kimse bizim nezdimizde ayrımcılığa maruz kalmamıştır, kalmayacaktır. Kimse bildiği işin dışında başka bir iş yapmak zorunda kalmayacaktır. Belediye başkanına ne için oy verilir? ‘Eser üretsin, hizmet getirsin, yatırım yapsın, sorunları çözsün.’ Evet; bizim tek gündemimiz İzmir, mesaimizin tamamı bin 294 mahallemiz her sokağında, hanesinde geçecek. İzmir’de istişareyi, ortak aklı merkeze alacağız. İzmir’de tüm projelerimi beraber hazırladık, beraber hayata geçireceğiz. Sorunlara anlık değil sürdürülebilir çözümler üreteceğiz” diye konuştu. “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Seçim çalışması süresince 4 önemli lansman yaptığını vurgulayan, Selçuk için yapacaklarına da değindi. Hamza Dağ, konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerim anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim. İzmir’in, Selçuk’un tarihi dokusunu, kültürel mirasını, asırlara sari olan medeniyet birikimini koruyacağız. Selçuk tarımıyla, turizmiyle bereketli ilçelerimizdendir. Bizler de oluşturacağımız eser ve hizmet ekosistemiyle destek olarak parlayan bir yıldız olmasını sağlayacağız.” Miting, Selçuk Belediye meclis üyesi adaylarının tanıtımıyla sona erdi.