POLİTİKA - 21 Şubat 2018 Çarşamba 03:47

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Önümüzdeki günlerde Afrin merkezinin kuşatmasına geçilecek

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Önümüzdeki günlerde Afrin merkezinin kuşatmasına geçilecek

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Zeytin Dalı Harekatı'na değinerek "Adım attığımız her yerin güvenli olarak kalması bizim için çok önemli. Sahada belirli hazırlıkların da yapılması zaman alıyor. Önümüzdeki günlerde Afrin şehir merkezinin kuşatmasına geçilecektir" dedi. Çocuklara cinsel istismarla ilgili yasal düzenleme için hazırlık yapıldığını belirten Erdoğan, "Caydırıcı olması bakımından en ağır müeyyideler neyse alınacaktır, adımları atılacaktır.'' diye konuştu.

TBMM’de partisinin grup toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu sabah itibariyle Zeytin Dalı Harekatında bin 715 teröristin etkisiz hale getirildiğini, operasyonda 32 güvenlik görevlisinin şehit olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Harekat hem güvenlik güçlerimizin hayatını riske atmamak hem siviller hassasiyeti ile hareket etiğimiz için yavaş ilerliyor görünebilir, biz oraya önümüze gelin yakın yıkmak için gitmedik. Biz orayı halen ülkemizde yaşayan yüz binlerce bölge halkı için güvenli bölge haline getirmek için girmiş bulunuyoruz. Adım attığımız her yerin bundan sonra güvenli olarak kalması bizim için çok önemli. Sahada belirli hazırlıkların da yapılması zaman alıyor" dedi.

"Afrin şehir merkezinin kuşatmasına geçilecek"

"Önümüzdeki günlerde hızlı bir şekilde Afrin şehir merkezinin kuşatmasına geçilecek" diyen Erdoğan, "Böylece hem şehre ve bölgeye dışarıdan gelen yardımların önü kesilecek hem de terör örgütünün kimseyle pazarlık yapabilme imkanı kalmayacaktır. Türkiye’yi güneyinde oluşturacakları terör koridoru ile çevrelemeye, esir almaya çalışanlara bu işin öyle kolay olmadığını göstermek zorundayız. Türkiye’nin ve Türk milletinin kırmızı çizgilerini yok sayanlara gerekiyorsa alınlarının ortasına bu çizgileri nakşederek var olduğumuzu göstermek boynumuzun borcudur. Birileri Osmanlı tokadının ne olduğunu soruyor, bu soruyu soranlar bizim tarihçilerimize itibar etmezlerse en azından batılı tarihçilerin yazdıkları Osmanlı tarihi ile ilgili kitaplarını okusunlar. Dedelerinden ya da onların babalarından 1. Dünya Savaşı’nda, Çanakkale’de Kut’ül Amare’de veya diğer cephelerde savaşmış olanlar varsa onlara sorsunlar Osmanlı tokadının ne olduğunu. Daha da merak ediyorlarsa buyursunlar Afrin’e gelsinler. Bu tokadın hak edenden başka kimseye atılmadığını da öğrensinler. Bu aziz milletin geçmişinde ne sömürge lekesi ne de soykırım ayıbı vardır. Kendini savunurken bile vicdanını ve ahlakını kaybetmeyen bir millete aksi yönde ithamlarda bulunmak bühtandır. Şuanda Zeytin Dalı Harekatımızı gölgelemek için pek çok iftirayı ardı ardına ortaya atıyorlar. Medya kuruluşlarımızın hepsi de bu yalanları süratle ortaya çıkartarak iftiracıları hakikatlerle terbiye ediyorlar. Bizi kendileri ile karıştıranların riyakarlıklarını ifşa etmeyi de bu büyük mücadelenin bir parçası olarak görüyor ve önemsiyoruz. Tüm vatandaşlarımızdan, dostlarımızdan ülkemize yönelik bu tür iftiraları tespit edip doğruları ortaya koyarak etkisiz hale getirmelerini bekliyoruz" diye konuştu.

"Üzüntünün ötesinde öfkeliyiz"

Fırat Kalkanı Harekatı’nda bölgenin terör örgütlerinden temizlendiğini, Afrin’de, İdlip’te, Menbiç’te de aynısının olacağını kaydeden Erdoğan, bölgenin tamamındaki mücadelenin süreceğini söyledi. Türkiye’nin bulunduğu hiçbir yerde zulüm, korku, sefalet ve baskı olmayacağının altını çizen Erdoğan, "Ülkemizin varlığından sadece terör örgütleri ve onları destekleyenler hoşnutsuzdur. Bölge halkının ülkemizle ilgili en küçük sorunu söz konusu değildir. Sahadaki varlığımızı sürdürürken, diplomasinin imkanlarını da asla ihmal etmiyoruz. Bize ‘terör örgütlerine silah vermiyoruz’ dedikleri anda bile silah teslimatlarının yapıldığını belgelediğimiz halde büyük bir pişkinlikle iddialarını sürdürdüklerini görmekten elbette üzüntü duyuyoruz. Biz bütün video kayıtları ile beraber bu tespitlerimizi kendilerine tek tek gösterdik. Bunların kimin askeri, bunlar batıdan gelen, bunlar Suriyeli değil, bizim askerimiz değil, bunlar sizin askerleriniz, bak sizin bayrağınız, hala ‘yok’ diyorsunuz, sizin zırhlı taşıyıcılarınız, sizin tanklarını ve toplarınız, bunlar buraya havadan zembille inmedi. Bunlar buraya 5 bin tır ile taşındı, 2 bin uçakla geldi. Biz bunları görüyoruz, onun için de madem ki stratejik ortağız sizi de uyarıyoruz. Bunları tespit edip yüzlerine vurduğumuz yanlışları karşısında bize ‘üç beş gün içinde çözeceğiz’ dedikleri halde hala aynı işleri yaptıklarını görmekten dolayı üzüntünün ötesinde öfkeliyiz. Buna rağmen diyalog yollarını kapatmayı da asla düşünmüyoruz. Sadece belli bir kesimle değil Suriye meselesinin tüm tarafları ile kesintisiz iletişim halinde olmaya çalışıyoruz" ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Mansur Yavaş’tan büyükelçi ve misyon şeflerine 23 Nisan resepsiyonu Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla Başkent’teki büyükelçiler ve misyon şefleri için resepsiyon düzenledi. 65 ülkenin büyükelçisi ile misyon şeflerinin katıldığı davette konuşan Yavaş, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün zor şartlar altında milleti bir araya getirerek Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni açtığını ve bu günün ulusun geleceğini çocuklara adadığı özel bir gün olduğunu belirterek, “Dünyadaki ilk ve tek çocuk bayramını kutlamanın gururunu yaşıyoruz” dedi. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, Ankara’da coşkuyla kutlandı. Kutlamalar çerçevesinde Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Başkent’teki büyükelçiler ve misyon şefleri için resepsiyon düzenledi. Yavaş’ın ev sahipliğinde Mogan Park Konuk Evi’nde gerçekleştirilen 23 Nisan resepsiyonuna Ankara Valisi Vasip Şahin, büyükelçiler ile yabancı misyon temsilcileri, Ankara ilçe belediye başkanları, belediye meclis üyeleri, basın mensupları, Büyükşehir Belediyesi bürokratları ve çok sayıda davetli katıldı. Konuşmasına 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın anlam ve önemine değinerek başlayan Yavaş, “Bugün, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün zor şartlar altında milleti bir araya getirerek Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni açtığı ve ulusun geleceğini çocuklara adadığı özel bir gün. Bu anlamda dünyadaki ilk ve tek çocuk bayramını kutlamanın gururunu yaşıyoruz” dedi. “Başarımızdaki en büyük rol yönetim anlayışımız” Türkiye’deki son yerel seçimlerden bahseden Yavaş, yüzde 60,4 gibi rekor bir oy oranı ile tekrar Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı seçildiğini dile getirerek, “Bu başarıda hiç şüphesiz geçtiğimiz 5 yılda ortaya koyduğumuz adil, tarafsız, şeffaf, hesap verebilir, katılımcı, insan ve çevre odaklı yönetim anlayışımız önemli rol oynadı. Betona ve ranta değil, vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını merkeze alan projelerimiz Ankara halkı tarafından kabul gördü. Bundan dolayı önümüzdeki dönem de aynı anlayışla halkımıza hizmete devam edeceğiz” diye konuştu. “Halkın refah ve mutluluğunu artırmaya yönelik çalışmalarımıza devam edeceğiz” Ankara halkının refah ve mutluluğunu artırmaya yönelik çalışmalarına artan bir azimle devam edeceğinin altını çizen Yavaş, “Akıllı şehir, yeşil dönüşüm, kırsal kalkınma, kent turizmi ve termal turizm gibi alanlarda söz verdiğimiz projeleri gerçekleştirmek için azimle çalışacağız. Tüm bu çalışmaları yaparken dünyadaki gelişmeleri de dikkate alarak sizlerle yakın işbirliğimizi devam ettirmek istiyoruz. Sizlerin de bir Ankara sakini olarak ülkelerinizdeki tecrübeleri bizimle paylaşmanızdan ve iş birliklerimizi artırmaktan büyük mutluluk duyacağımızı bir kez daha belirtiyoruz” diyerek iş birliği çağrısında bulundu. "Avrupa Birliği temel hedeflerimiz arasında" Avrupa Birliği’ne girişi önemsediklerini belirten Yavaş, Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğinin temel hedefleri arasında yer aldığını ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün hedef olarak gösterdiği muasır medeniyetler seviyesine ulaşma yolunda Avrupa Birliği’ne giriş projesine büyük önem verdiklerini, bunun Türkiye için vazgeçilmez olduğunu dile getirdi. Türkiye’nin son dönemdeki Avrupa Birliği ile olan ilişkilerine de dikkat çeken Yavaş, şunları kaydetti: “Türkiye’nin üye statüsü yerine ’dış ilişkiler’ çerçevesinde yer alması oldukça düşündürücüdür. Benzer şekilde geçtiğimiz hafta Avrupa Konseyi Liderler Zirvesi’nde Türkiye’nin Kıbrıs çözümü çerçevesinde ele alınması da cesaret kırıcıdır. Ne yazık ki, Avrupa Birliği’nin Türkiye’ye yönelik adımları geleceğe dair net bir yol göstermiyor ve ciddi bir jeostratejik vizyon veya tutarlı bir eylem planı içermiyor. Avrupa Birliği ve Türkiye’nin stratejik çıkarları, Gümrük Birliği’nin siyasi şartlara bağlı kalmadan ve daha fazla gecikme olmadan yeşil ve dijital politikalar doğrultusunda modernize edilmesini gerektiriyor. Bu, sadece Avrupa Birliği ve Türkiye’nin rekabet gücünü ve stratejik özerkliğini artırmakla kalmayacak, aynı zamanda zorlu siyasi ve jeopolitik sorunların üstesinden gelinmesi için gerekli olan karşılıklı güvenin oluşmasına da destek olacak.” “Milletimiz ‘mülteci tampon bölgesi’ işlevini reddetmektedir” Yavaş, 18 Mart 2016’da gerçekleşen Türkiye-Avrupa Birliği Zirvesi’nde alınan kararlarla ilgili de şunlara değindi: “Türkiye’nin üzerindeki sığınmacı yükünü iyice artırdı ve kontrol edilemeyen bir göç akışına yol açtı. Türkiye artık sadece göçmenler için bir geçiş ülkesi olmaktan çıkıp, bir kalış ülkesi haline gelmiştir. Bunun oluşturduğu toplumsal huzursuzluk, demografik baskı, sosyo-kültürel ve ekonomik çatışmalar, mevcut durumun sürdürülemez olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Bu bakımdan milletimizin endişeleri gözetilmelidir. Türkiye coğrafyasındaki müstesna rolünün bilincindedir. Tam da bu sebeple milletimiz ’bir mülteci tampon bölgesi’ işlevini reddetmektedir. Ülkemizin üzerine yüklenen bu yük, hakkaniyetle ve rasyonellikle bağdaşmamaktadır. Bu bakımdan mültecilerin kendi ülkelerinde doğru bir planlama ve insan haklarına uygun şekilde yeniden iskan edilmesi konusunu önemsiyorum.” “Filistin halkının yanındayım” Atatürk’ün "Yurtta sulh, dünyada sulh" ilkesinin her zaman yol gösterici olduğunu söyleyen Yavaş, çocuk ve sivillere yapılan saldırılarda Filistin halkının yanında olduğunu belirterek, “21. yüzyılda çocukları, sivilleri öldürmek, susuz ve elektriksiz yaşamaya zorlamak sadece savaş değil, insanlık suçudur. Çocuk ve sivillere yapılan bu saldırılarda Filistin halkının yanında olduğumu belirtiyorum. İsrail hükümetini sağduyulu hareket etmeye davet ediyorum. Gazze’de, Filistin ve İsrail’in her yerinde en kısa sürede savaşın sona ermesini ve daha fazla çocuk ve sivilin hayatını kaybetmemesini umuyorum” diye konuştu. "Uluslararası çatışmaların sebep olduğu insani dram tüm dünyayı etkilemektedir" Zor zamanlarda belediye başkanları olarak etkilenen bölgelere ve insanlara yardım sağlamak için ellerinden geleni yapacaklarını söyleyen Yavaş, sözlerine şöyle devam etti: “Uluslararası çatışmaların sebep olduğu insani dram, sadece savaş bölgelerinde yaşayan insanları değil, tüm dünyayı etkilemektedir. Ayrıca Ankara’da yaşayan herkesin seslerinin duyulduğu ve endişelerinin dikkate alındığı bir istişare ortamı oluşturmak için buradayız. Savaşların gölgesinde barışın değerini bir kez daha anlamamız ve içselleştirmemiz gerekmektedir. Barışı korumak ve barışın yeniden tesisini sağlamak, sadece ulusal bir görev değil, aynı zamanda uluslararası bir sorumluluktur. Uluslararası toplumun bir parçası olarak Türkiye’nin barış ve istikrarın sağlanmasına yönelik çabaları, dünya genelindeki barış çabalarını destekleyici bir role sahip olduğunu düşünüyorum. Bizler, belediye başkanları olarak bölgesel çatışmalara insani açıdan, barışçıl açıdan bakmaya devam edeceğiz.”
Bolu Orman yangınlarıyla mücadele için ormancılara İHA pilot eğitimi verildi Bolu’da orman personeline, orman yangınlarıyla mücadele için kullanılacak olan İnsansız Hava Aracı (İHA) pilot eğitimi verildi. Bolu Orman Bölge Müdürlüğü sınırları içerisinde başta orman yangınlarıyla mücadele çerçevesinde kullanılacak olan, orman alanlarındaki dumanın, orman yangınlarında tehlike arz eden noktaların tespitini ve yayılış yönünü görme imkanı sunan İnsansız Hava Aracı (İHA) pilot eğitimi orman personeline verildi. Orman suçları ile mücadele ve orman koruma çalışmalarında, kaçak hafriyat döken araçların veya şahısların koordinatını hassas şekilde veren, belirlenen hedefleri 8 kilometre yarı çapında takip edebilen ve en önemlisi termal kamerası ile gece net görüş sağlayan İnsansız Hava Aracı (İHA) kullanımına yönelik eğitim alan ormancılar, artık ormanlarda İHA’ları kullanacak. Bursa Teknik Üniversitesi Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali İhsan Kadıoğulları tarafından verilen eğitime Aladağ Orman İşletme Müdürü Ahmet Toklu ve Mengen Orman İşletme Müdürü Emre Koçak ile tüm işletme müdürlüklerinden işletme müdür yardımcıları ve işletme şefleri ile Bolu Orman Bölge Müdürlüğü teknik personeli katıldı. Özellikle maden ve izin saha kontrolleri, kaçak hafriyat dökümlerinin takibi, açma ve işgal suçlarının tespiti, kaçakçılık ile mücadelede gece korumaları, orman yangınları, kadastro çalışmaları, arama-kurtarma çalışmaları, ağaçlandırma çalışmaları, fidan sayımları, teras ve yol ölçümleri görüntüleme, tespit ve sayısallaştırma çalışmaları olmak üzere birçok konuda kullanım alanına sahip olan İHA ve entegre kamera sistemlerinin aktif olarak daha verimli kullanımına yönelik eğitimlere devam edileceği öğrenildi.
Afyon ‘Geçmişe Yolculuk’ isimli tiyatro oyunu büyük beğeni topladı Afyonkarahisar’da Sandıklı Gönüllü Hanımlar Derneği, İçişleri Bakanlığı desteğiyle ’Sandıklı’dan Türkiye’ye açılan kültürel miras kapısı’ projesi kapsamında İstanbul’da tiyatro oyunu sergiledi. Sandıklı Gönüllü Hanımlar Derneği’nin ’Sandıklı’dan Türkiye’ye açılan kültürel miras kapısı’ projesi İçişleri Bakanlığı tarafından kabul gördü. Proje kapsamında 16 kişilik ekip 5 skeçten oluşan “Geçmişe Yolculuk” isimli tiyatro gösterisini İstanbul Pendik Yunus Emre Kültür Merkezinde sahneledi. Tiyatro gösterimlerinde kayınvalide-gelin ilişkisi, Afyon gastronomisi ve davet kültürü, düğün gelenekleri, şifalı su tanıtımı ve kadına şiddet konuları ele alındı. Gönüllü Hanımlar Derneği Başkanı Fulya Bolcal, "Gerçek bir tiyatrocu nasıl olur, kimdir, bu soruların cevapları bizlerde yok aslında. Doğuştan yetenekli ya da ömrümüzü bu işe adamış da değiliz. Öğrenmeye çalıştık, gönül verdik. En önemlisi, her ayrıntısı gizemle dolu bu sanat dalını çok sevdik. Ocağımızdaki yemeğimizin altını kısıp koştuk eğitimlere, kekimizi fırından çıkarıp sıcağıyla paketleyip geldik provalara. Bu yaştan sonra ne çok alışkanlığımızdan vazgeçtik sahnelerde sesimiz daha gür çıksın diye. Kimimiz anne, kimimiz anneanne, kimimiz babaanne, kimimiz ev hanımı, kimimiz iş kadını olan bir avuç kadınız" dedi.