POLİTİKA - 12 Nisan 2018 Perşembe 12:19

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan ABD-Rusya restleşmesine ilk tepki!

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan ABD-Rusya restleşmesine ilk tepki!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Askeri güçlerine güvenen kimi ülkelerin Suriye’yi adeta bir bilek güreşi sahasına çevirmelerinden rahatsızlık duyuyoruz" dedi.

Şehir içi yolcu taşımacılığına yönelik İstanbul’da Marmaray ve İzmir’de Egeray’ın ardından Ankaralılara metro konforunda banliyö hizmeti vermek üzere TCDD tarafından yapımı tamamlanan Başkentray’ın açılışı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan TBMM Başkanı İsmail Kahraman ve Başbakan Binali Yıldırım’ın katılımıyla yapıldı.

Ankara’da şehrin doğu ve batı aksını oluşturan Sincan-Ankara-Kayaş hattı arasında başlangıçta 15 dakikada, daha sonra 5 dakikada bir sefer yapacak olan Başkentray, günlük 520 bin yolcuya hizmet verebilecek şekilde tasarlandı. Kızılay Metro’suna Yenişehir istasyonundan, Ankaray’a Kurtuluş ve Maltepe istasyonundan yolcu aktarması yapabilecek olan hattın uzunluğu 36 kilometre. Yatırım bedeli 1 milyar 227 milyon lira olan projede 23 adet durak, 12 adet karayolu üst geçidi, 10 adet yaya alt ve üst geçidi, 1 adet aç kapa tünel, 70 adet menfez yapıldı.

"Bu alt yapı üzerinde yepyeni bir ulaşım hakkı kurduk"

Başkentray’ın Kayaş tren istasyonunda miting havasında yapılan açılışında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İstanbul’daki Marmaray ve İzmir’deki Egeray’ın ardından üçüncü projemizi de hayata geçirmiş olduk. Kayış-Sincan Banliyö Hattı oldukça eski bir hat. Biz artık tamamı şehir içinde kalan bu alt yapı üzerinde yepyeni bir ulaşım hakkı kurduk. Toplam 156 kilometrelik yeni demiryolu döşeyerek, alt ve üst geçitlerle güzergah güvenliğini sağlayarak, Ankara’ya gerçekten iftiharla anlatılacak bir banliyö hattı kazandırdık. Ankara’nın bir ucundan diğerini ifade eden Kayaş’tan Sincan’a 49 dakikada gidilmesini sağlayacak Başkentray alt yapısı aynı zamanda yüksek hızlı trenin Eryaman-Gar mesafesini de kısaltıyor. Hem zamandan kazandıracak hem de konforlu seyahat imkanı sağlayacak bu güzel hizmetin hayırlı olmasını diliyorum" diye konuştu.

"Benim vatandaşım da modern bir hayatı buralarda yaşayacak"

Geçen 15 yılda Ankara’ya da şehircilik bakımından çağ atlattıklarını kaydeden Erdoğan, "Çevresi gecekondularla kuşatılmış, havası kirden, dereleri kokudan, sokakları pislikten geçilmeyen bir şehirden Başkent sıfatına yakışan görüntüye kavuşan bir Ankara’ya geliyoruz. Bak geldik demiyorum. Kentsel dönüşüm diyoruz, inşallah bu görülen bütün yerlerde yeniden dönüşümü gerçekleştireceğiz ve her taraf pırıl pırıl olacak, benim vatandaşım da modern bir hayatı buralarda yaşayacak. Kayaş’ın tepelerinde kurulmuş derme çatma gecekonduların dili olsa da eski Ankara’yı bir anlatsa. 1970’lerde yokluğun ve yoksulluğun bir yandan terörün, diğer yandan sıkıştırdığı Kayaş, Türkiye’nin nereden nereye geldiğinin en somut ifadesidir. Gençler, odun kömür ile tek odası ısınan evlerde soğuktan titreyerek kışı geçirmenin ne demek olduğunu, tüp kuyruklarında beklemenin ne demek olduğunu anlayamazlar. Büyüklerinizden bunları dinleyin. Gençler, Peygamber Efendimizin nübüvvetinden bugüne medeniyetimizi lütfen çok iyi öğrenin. Malazgirt’ten bu yana tarihimizi çok iyi öğrenin. Dedelerinin, babalarının yaşadıklarından bugüne yakın dönemi de iyi öğrenin. İşte o zaman kimin bu ülkeye ve millete hizmet ettiğini, kimin takoz olduğunu anlayacaksınız. Ben gençlerimize güveniyorum" şeklinde konuştu.

"4 bin 123 teröristi etkisiz hale getirdik"

Bin yıldır insanlığın kadim tarihi boyunca cazibe merkezi olan bir coğrafyada yaşadığımızı, bu topraklarda yaşamanın bir bedeli olduğunu kaydeden Erdoğan, "Türk milleti olarak bin yıldır bu bedeli ödedik. Bugün de ödüyoruz. Terör örgütleri ile yürüttüğümüz mücadele aslında bir bedel ödemedir. Güney komşularımız Suriye ve Irak’ta yaşanan hadiseler nedeniyle yüklendiğimiz riskler bir bedel ödemedir. Fırat Kalkanı Harekatı’nı yaşadık, kısa sürede orayı hallettik. Buraya gelirken Afrin’i sordum, 4 bin 123 teröristi etkisiz hale getirdik. Kuzey Irak’ta 337 teröristi etkisiz hale getirdik, yurt içinde Cudi’de, Gabar’da, Tendürek’te, Bestler Deresi’nde 337 teröristi eksisiz hale getirdik. Bu devam edecek. Sınırda Rayhanlı’da bir ziyaret yaptık, bu ziyarette bizimle beraber olan sanatçılarımıza, sporcularımıza, yazarlarımıza şahsım ve milletim adına teşekkür ediyorum. Onlar bir şeyi kendileri için hedef aldılar, ‘biz askerimizin yanındayız’ diyerek bir moral değeri olarak orada oldular ama Bay Kemal bunu hazmedemedi. Bay Kemal vatan millet meselesi olduğunda neyi bugüne kadar hazmetti ki. 15 Temmuz akşamı Atatürk Havalimanına indiği zaman geldiler, oradan tanklar kenara çekildi, aldılar bunu bir arabaya, Bakırköy Belediye Başkanının evine gitti. Sonra bir televizyon programında sorulunca, ‘bana haber verseydiler bende havalimanında beklerdim’ dedi. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı havalimanına gelirken açıklamasını bazı televizyon kanallarından yapınca onbinler Atatürk Havalimanına, meydanlara akın etti. Sen oradan kaçıp gittin. Saat 23.16. Ardından biz oraya geldik. Ertesi gün öğlen saatlerine kadar oradan bütün operasyonları yürüttük. Üzerimizde yine F-16’lar vardı, benim halkım bunlardan kaçmadı. Sonunda bu FETÖ denen alçaklara hamdolsun ülkemizi kaptırmadık. Şimdi onlar kaçtı. Pensilvanya’ya, Avrupa’ya kaçtı. Şimdi de toplamaya başladık, Kosova’dan 6 tanesini aldık şimdi içerideler, Gabon’dan 3 tane aldık, toplamda 80 tane kaçağı aldık" ifadelerini kullandı.

"Tüm dünyaya insanlığı öğretecek şekilde bu süreci yönetiyoruz"

Birilerinin Türkiye’de yaşayan Suriyeliler üzerinden ülkeyi kışkırtmaya çalıştığını kaydeden Erdoğan, "Halbuki bugün Suriyeli, Iraklı, Mısırlı, Libyalı, Afganistanlı, Batı Trakyalı, Boşnak, Kırımlı, Gürcü dediğimiz insanlar daha bir asır önce benim, sizin gibi bu ülkenin vatandaşıydı. Aramıza nasıl ve ne şekilde oluştuğunu gayet iyi bildiğimiz sınırlar konuldu diye bu kardeşlerimizi el olarak mı göreceğiz? Asırlar boyunca birlikte yaşadığımız, akraba, hısım olduğumuz bu insanlara şimdi arkamızı dönmemiz mümkün mü? Unutulmamalıdır ki, Anadolu’nun büyük bir bölümü bir başka coğrafyadan kopup gelmiş insanlardan oluşuyor. Türkiye olarak bugün kendi sınırlarımız içinde güven ve refah içinde yaşıyorsak bunun gerisinde şuanda sınırlarımız dışında kalmış kardeşlerimizin hakkı vardır, payı vardır, fedakarlığı vardır. Kardeşin kardeşe vefası zamanla, mekanla sınırlı olamaz. Devletimizin sınırları olabilir ama biz gönüllerimize sınır koyamayız. Nerede bir kardeşimiz varsa ihtiyaç duyduğu her an onun yanında olmak boynumuzun borcudur. Yurtlarında can güvenliği kalmadığı için muhacir sıfatıyla bize gelen insanlara Ensar olmaktan şeref duyuyoruz. Ensar olmak kolay, Türkiye’nin imkanları 3 milyon da olsa, 5 milyon da olsa kardeşleri ile ekmeğini suyunu paylaşmaya müsaittir. Suriye’den ve Irak’tan ilk mülteci dalgası başladığında birileri sandılar ki, Türkiye bunun altında ezilecek. Biz ise ezilmek bir yana tüm dünyaya insanlığı öğretecek şekilde bu süreci yönetiyoruz. Sırf kendi konforları bozulmasında Türkiye’ye yardım vaat edenler sözlerini tutmamış olsalar da biz Suriye topraklarını bu insanlar için güvenli hale getirene kadar kendilerini misafir etmeyi sürdüreceğiz. İşte Fırat Kalkanı bölgesine 160 bin Suriyeli geri döndü, Afrin’de kontrol altına aldığımız bölgeleri terörist artıklarından tamamen temizledikten sonra oraya da yüzbinlerce kardeşimizin döneceği görülüyor. İnşallah İdlib, Ayn El Arap, Tel Rıfat, Menbiç, Rasulayn, Kamışlı taraflarını da güvenli hale getirecek ve tüm Suriyelilerin evlerine, yuvalarına kavuşmalarını sağlayacağız. Bu kardeşlerimizin gerekli şartlar oluştuğunda vatanlarına döneceklerinden şüphem yoktur. Ülkemizde kendilerine bir gelecek kurmak isteyenlere de elbette bu imkanı sağlayacağız" açıklamasında bulundu.

Derya Yetim - İlker Turak - Ömer Çetin
ANKARA (İHA) - 

"Bölge sorunlarının çözümünde birlikte çalışmaktan vazgeçmek gibi bir niyetimiz yoktur"

Suriye’deki gelişmelerin Türkiye ve bölge ile birlikte tüm dünya çapında bir güvenlik krizine yol açtığının altını çizen Erdoğan, "Askeri güçlerine güvenen kimi ülkelerin Suriye’yi adeta bir bilek güreşi sahasına çevirmelerinden rahatsızlık duyuyoruz. Suriye’deki rejim 1 milyona yakın insanın ölümüne yol açmış olması sebebiyle bizim gözümüzde zaten kapkara bir sile sahiptir. Suriye krizi, rejimin hışmına uğrayan çocuklarına sahip çıkan ailelere yapılan saldırı ile başladı. İnşallah Duma’da kimyasal saldırı ile katledilen masum çocuklar için harekete geçireceğine umduğumuz mahşeri vicdan bu krizi sona erdirecektir. Dün akşam Sayın Trump ile görüştüm, bugün Sayın Putin ile görüşmem var. Birlikte bu kimyasal katliamı nasıl durdururuz kendileri ile tekrar konuşacağım. Türkiye olarak en başından beri gayemiz Suriyeli kardeşlerimizin geleceği olmuştur. Suriye toprakları herkes için güvenli hale gelene kadar oradaki varlığımızı ve faaliyetlerimizi sürdüreceğiz. Açık konuşmak gerekirse, Suriye’de DEAŞ ile tek netice alıcı mücadeleyi Türkiye yürütmüştür. Bizim dışımızdaki herkes DEAŞ’ı Suriye topraklarındaki farklı emellerini gerçekleştirmenin bir bahanesi olarak kullanmıştır. PYD gibi eli kanlı terör örgütü DEAŞ bahanesiyle Suriye’yi bölmek için sahaya sürülmüş, desteklenmiş ve bölgeye bela olarak gönderilmiştir. Ülkemizin PYD’ye dönük operasyonlarını kendi gövdelerini ortaya koyarak engellemeye çalışanların derdinin Suriye olmadığı, terör örgütleri ile mücadele olmadığı açıktır. Bakıyorsunuz birçok Batılı dostların bayrakları bunların tanklarının üzerinde görülüyor. PYD’li teröristleri kurtarabileceklerini sanıyorlarsa çok yanılıyorlar. Biz PYD’li teröristlerin her birini öyle veya böyle imha edeceğiz. Elbette müttefiklerimizin askerlerine silah doğrultmak gibi bir düşüncemiz asla olamaz. Bu ülkenin askerlerini PYD’li teröristlerle çok da yan yana durmamalarını bir dost olarak kendilerine tavsiye ediyoruz. Sınırlarımız boyunca ne DEAŞ’lı ne PYD’li ne başka bir isim altında tek bir teröristin bile varlığını kendimize yönelik tehdit olarak görüyor, gereğini yapmayı da bekamızın bir şartı olarak kabul ediyoruz. Biz artık Suriye ve Irak’ta oynanan bu tiyatronun bir tarafa bırakılmasını, maskelerin indirilmesini, herkesin gerçek niyetiyle sahada kendisini göstermesini istiyoruz. Bu tiyatro yüzünden dünya yakın tarihinin en büyük tehdidi ile karşı karşıyadır. Kimsenin Akdeniz ve Suriye topraklarını siyasi ve askeri güç mücadelelerinin ateşinde yakmaya hakkı yoktur. Kimyasal ve konvansiyonel silahlarıyla kendi vatandaşlarına saldıran rejimi korumak ne kadar yanlışsa aynı şekilde terör örgütleri üzerinden Suriye’yi bölmeye çalışmak da o kadar yanlıştır. Biz bunların hepsine karşıyız. Ne Amerika ile olan müttefikliğimizden ne Rusya ile enerjiden güvenliğe kadar geniş bir alanda kurduğumuz stratejik ilişkilerimizden ne de İran ile bölge sorunlarının çözümünde birlikte çalışmaktan vazgeçmek gibi bir niyetimiz yoktur. Bizim Rusya, İran, Çin gibi ülkelerle kurduğumuz ilişkiler Batı ile olan ilişkilerimizin alternatifi değil, tamamlayıcısıdır. Bu durum her iki tarafın da başka alanlardaki yanlışlarını ifade etmemize engel değildir. Katil Esed rejimini destekleyenler yanlış yapıyorlar, PYD terör örgütünü destekleyenler de yanlış yapıyorlar. Suriye’de bulunduğu yere güven ve huzur getiren tek ülke biziz, Türkiye’dir. Bizim dışımızda Suriye sahasında etkili olan güçlerin bulunduğu her yerde zulüm ve yıkın vardır. Suriye’ye hem gönüller yapmaya, hem şehirler imar etmeye gittik, bunu başarana kadar" dedi.  

Derya Yetim - İlker Turak - Ömer Çetin

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tokat Bakan Yardımcısının basın açıklaması sırasında deprem oldu İçişleri Bakan Yardımcısı Münir Karaoğlu depremin merkez üssü Tokat’ın Sulusaray ilçesinde basın açıklaması yaparken deprem meydana geldi. İçişleri Bakan Yardımcısı Karaloğlu, depremin merkez üssü Tokat’ın Sulusaray ilçesinde incelemelerde bulundu. Karaloğlu 4 ilçe 37 köyde 385 konut, 87 ahır, 11 cami ve 1 fırında hasar meydana geldiğini belirterek, “Sulusaray merkezli 5 deprem meydana geldi şu ana kadar, 41 de artçı oldu. Ben Tokat ve Yozgat’taki tüm hemşerilerimize geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Rabbim beterinden korusun, muhafaza etsin. En büyük tesellimiz şu ana kadar herhangi bir yaralımız ve can kaybımız yok. Arkadaşlarımız, ekiplerimiz şu anda sahada köylerin tamamı tarandı. Tokat’ta 3 ilçe, Yozgat’ta 3 ilçede olmak üzere depremden etkilenen tüm köylerimiz şu anda taranmış durumda. Tokat’ta şu ana kadar 112 acil çağrı merkezimize 576, Yozgat’ta 250 deprem kaynaklı vatandaş ihbarı var. Ön incelemeler sonucunda Tokat ilimizde 3 ilçe, 30 köyde, 191 konutta ve 84 ahırda, 7 cami ve 1 fırında hasarlar var, bunlar yıkık değil hasarlı. Yozgat ilinde 1 ilçede 7 köyde 94 konutta, 4 cami ve 3 ahırda ön hasar tespitlerimiz var” dedi. “Hasarlı evlere girmeyin” Hasarlı evlere girilmemesi çağrısında bulunan Karaloğlu, "Evinde hasar olan, çatlağı olan hiçbir vatandaşımız evini kullanmasın. Biz onları alıp misafir etmeye hazırız. Yurtlar hazır hale getirildi. Vatandaşımıza çağrı yapıldı. Şu ana kadar 30 vatandaşımız yurtlarda kalmak için müracaatta bulundu. Sayın valimizin verdiği bilgiye göre şu anda bölgedeki kamu kurum ve kuruluşlarında bir hasarımız yok. Okullarımızda, kamu hizmet binalarında herhangi bir hasarımız yok, inşallah binalarımızda kamu hizmeti vermeye de devam edeceğiz. Kumanyalar hazırlandı şu anda dağıtılıyor. Yine Tokat’ta üç ilçemizde sıcak yemek çıkartmak üzere aş evlerimiz oluşturuluyor. İnşallah vatandaşımıza sıcak yemek imkanımızda sunulacak. Şu anda bölgede ulaşımda, alt yapıda, elektrik ve haberleşmede herhangi bir sorunumuz yok. Yollarımız açık, enerjisi olmayan ve haberleşme imkanı olmayan köyümüz yok. Tedbir olarak Tokat’ta bir gün eğitime ara verdik. Yozgat ilimizde ise Çekerek, Kadışehri ve Aydıncık ilçelerinde yine eğitime bir gün ara vermiş olduk” dedi. “750 Personel 150 araç bölgede” Karaloğlu, 150 araç ve 750 personelin bölgede görev aldığını ifade ederek, “Diyarbakır’dan Van’a kadar birçok ilimizden arama kurtarma ekipleri bölgeye ulaşmış durumda. Yerel ekipler de bölgeye ulaştı. Şu anda bölgede 750 personelimiz vatandaşlarımıza yardımcı olmak üzere bekliyor. 150 yardım aracı da bölgeye ulaşmış durumda” şeklinde konuştu. “Dezenformasyon uyarısı” Karaloğlu açıklamasında dezenformasyon uyarısında bulunarak şunları söyledi: “Sosyal medyada maalesef yine dezenformasyonlar var. Vatandaşımıza çağrımız AFAD tarafından açıklanmayan hiçbir bilgiye itibar etmemeleridir. Biz vatandaşlarımızı AFAD üzerinden çok hızlı bir şekilde bilgilendiriyoruz. Vatandaşımızın tereddüdü olmasın.” Öte yandan İçişleri Bakan Yardımcısı, açıklama yaptığı sırada deprem meydana geldi. Karaloğlu, "Şu anda artçı sarsıntıyı hep birlikte yaşadık. Rabbim hepimizi, ülkemizi korusun" dedi.
İstanbul Jose Mendilibar: "Dayanma gücümüzü sonuna kadar kullandık" Olympiakos Teknik Direktörü Jose Mendilibar, Fenerbahçe ile çok zor bir maç oynadıklarını belirterek, "Dayanma gücümüzü sonuna kadar kullandık. Penaltılara kalması, futbolcuların becerisine kalıyor" dedi. UEFA Avrupa Konferans Ligi Çeyrek Final ikinci maçında Fenerbahçe ile karşılaşan Olympiakos, penaltı atışları sonunda galip gelerek yarı finale yükseldi. Müsabakanın ardından düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulunan Olympiakos Teknik Direktörü Jose Mendilibar, "Çok zor bir oyun oynadık. Dayanma gücümüzü sonuna kadar kullandık. 10. dakikada golü yemiştik fakat dayandık. İlk devrede dayanma gücümüzü iyi kullandık. Topu rakibe verip yorma yoluna gittik. Penaltılara kalması, futbolcuların becerisine kalıyor" ifadelerini kullandı. "Kendimi şanslı hissediyorum" Mendilibar, "Avrupa kupalarında yarı finale kalmasında takımın başında antrenör olduğum için kendimi şanslı hissediyorum. Umarım daha ileriye taşıyabiliriz. Şu anda kalemizi koruyan Tzolakis, başta ikinci kalecimizdi. Sonra kaleyi devraldı. Topun auta gitmesine şans diyebilirsiniz ancak kalecinin kurtarışına şans diyemeyiz. Bir çalışma sonucu oluyor bunlar" diye konuştu. "Kariyerim boyunca penaltılara bakmadım" Penaltı atışlarını izlemediği ve sırtını dönmesiyle ilgili sorulan soruya İspanyol teknik adam şu yanıtı verdi: "Ben bütün kariyerim boyunca penaltılara bakmadım. Bunu totem olarak yaptığımı size açıklamak isterim."
İstanbul İsmail Kartal: “Turu geçmek adına her şeyi hak etmiştik” Fenerbahçe Teknik Direktörü İsmail Kartal, Olympiakos maçında oyuncuların 2. golü bulamamanın stresini yaşadığına dikkat çekerek, “Turu geçmek adına her şeyi çok hak etmiştik. Bugüne kadar penaltı kaçıran oyuncular, en az penaltı kaçıran oyunculardı” dedi. UEFA Avrupa Konferans Ligi Çeyrek Final ikinci maçında Fenerbahçe, sahasında karşılaştığı Yunan temsilcisi Olympiakos’a penaltı atışları sonunda kaybederek turnuvaya veda etti. Fenerbahçe Teknik Direktörü İsmail Kartal, müsabakanın ardından düzenlenen basın toplantısında değerlendirmelerde bulundu. İlk yarı iyi futbol oynadıklarını belirten Kartal, "Bugün oyuna çok iyi başladık. İlk devre muhteşem bir Fenerbahçe vardı. Muhteşem taraftar önünde golü de bulduk. İkinci yarı oyun dengelendi. Sonra tempoyu arttırdık sadece 2. golü bulamadık. Oyuncuların turu geçebilmek adına rahatlığı, o golü bulamamanın stresini yaşadık. Uzatmalarda mecburi değişiklikler yaptık. Uzatmalar iki takım adına dengeli geçti. Turu geçmek adına her şeyi çok hak etmiştik. Oyuncularımı tebrik ediyorum. Bugüne kadar penaltı kaçıran oyuncular, en az penaltı kaçıran oyunculardı. Sadece 2. golü bulamadığımız için turu geçemedik. Taraftarlarımıza karşı mahcup olduk. Her şeye rağmen önümüze bakıyoruz. Ligde devam edeceğiz" diye konuştu. “Bugün bazı oyuncular karşılık veremedi” Müsabakada yapılan değişiklikler ile ilgili Kartal, “Bazen oyuncuları değiştirirsin, hamlelere karşılık bulursunuz. Bazen de istediğiniz verimi alamazsınız. Bugün de bazıları karşılık verdi, bazıları veremedi. Bunlar futbolun içinde olan doğal şeyler” ifadelerini kullandı. "Mecburi değişiklikler oldu" Tadic’in vuruş stili ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Kartal, “Tadic’in çok fazla şut atma değil de ayak içi plase vuruşları var. Onun kendine göre vuruş stili var. 86. dakikada Fred ile konuştuk uzun zaman sakatlık yaşadı. Uzatmaları da düşünerek yerine daha mücadeleci birini alarak tüm planlarımız buydu. Szymanski’ye kramp girdi, Becao’nun kasığında ağrı oldu. Mecburi değişiklikler oldu” şeklinde konuştu. “En güvendiğimiz isimler penaltıları kaçırdı” Penaltı atışlarını da değerlendiren Kartal, “Bonucci çok kariyerli oyuncu, Cengiz de aynı şekilde. Tadic penaltı atışlarında, kariyerinde kaçırdığı penaltı sayısı çok az. Beni şaşırtan bunlar oldu. En güvendiğimiz isimler penaltıları kaçıran isimler oldu. Bu kadar mücadele ettik. Bu mücadelenin karşılığında 2. golü atarak turu geçebilmek varken, penaltılarla elenmek üzücü oldu” diyerek sözlerini noktaladı.