POLİTİKA - 07 Ekim 2018 Pazar 15:39

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan af açıklaması!

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan af açıklaması!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, af tartışmalarıyla ilgili, “Geçmişte çok aflar çıkarıldı, bu affı çıkarır da bundan ne kadar siyasi rant elde ederiz diye düşünemeyiz. Geçmişte bunları gördük. Efendim cezaevleri dolmuş, cezaevlerini boşaltmak için af çıkarılmaz. O zaman adama sorarlar cezaevlerini niye yaptınız, niye var?” dedi.

Partisinin Kızılcahamam kampında kapanış toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti siyasetinin sadece akıl, sadece proje ve sadece hizmet değil aynı zamanda vicdan siyaseti olduğunu dile getirdi. Bir işin doğruluğunu yanlışlığını anlamanın en güzel yolunun, dönüp onu kendi vicdan terazimizde tartmak olduğuna değinen Erdoğan, "Şayet vicdanlarımız kurumamışsa, nasır tutmamışsa, oradan gelen cevap daima en doğru cevap olacaktır. Hukuk dediğiniz kanun dediğiniz adalet dediğiniz iş, işte vicdanlardaki bu ölçünün yazıya, sisteme, uygulamaya dökülmüş halidir. Vicdana uymayan kanun atıl kalmaya mahkumdur. Aynı şekilde vicdanı olmayan bir tasarrufun da eninde sonunda dönüp sahibinin başına yıkılması kaçınılmazdır. AK Parti teşkilatlarında görev alan yönetici demek vicdanıyla siyaset yapan kişi demektir. AK Parti hükümetlerinde görev alan bakan, bürokrat demek mevzuat yanında vicdanını da işine katan kişi demektir. AK Partili Belediye Başkanı demek, vicdanını aldığı her kararın attığı her adımın önünde tutan kişi demektir" diye belirtti.

"Adama sorarlar cezaevlerini niye yaptınız, niye var?" 

MHP’nin seçim beyannamesinde sunduğu ve ardından Meclis’e taşıdığı af konusuyla ilgili Erdoğan, şunları kaydetti: 

"Son günlerde birtakım tartışmalara bir takım tekliflere şahit oluyoruz. Af meselesinden, çocuk istismarına geniş bir yelpazeye yayılan bu tartışma konularında AK Parti olarak bizim öncelikli ölçümüz maşeri vicdandır. Şu veya bu kesimin, şu veya bu şahsın çıkarına faydasına ama milletimizin ortak hissiyatına aykırı hiçbir iş, bizim için makbul değildir. Geçmişte çok aflar çıkarıldı, bu affı çıkarır da bundan ne kadar siyasi rant elde ederiz diye düşünemeyiz. Geçmişte bunları gördük. Biz aynı şekilde adım atamayız. Ölçü belli, bu ölçüye göre biz talimatımızı başta Adalet Bakanımız olmak üzere kendilerine verdik, çalışmalarınızı yapın yapılabilecek, ki o da onu af olarak değerlendirmeyi kendimiz için zül addederiz, yapılabilecek bir şey varsa bunu en geniş anlamda siz de çalışmalarınız yapın ve o çalışmalardan sonra bu konuda ne gibi bir adım atarız buna bakalım. Efendim cezaevleri dolmuş, cezaevlerini boşaltmak için af çıkarılmaz. O zaman adama sorarlar cezaevlerini niye yaptınız, niye var? Bunun bir caydırıcılığı var onun için yapılıyor. Bu konudaki çalışmamızı sağlam zemine oturtmak suretiyle, adaleti tesis hukukla olur, anlık ayaküstü düzenlemelerle değil. Adaletin tesisi farklıdır, hukuktur, yasal düzenlemede değildir. Hukuk hakların sahibine iradesidir. Biz bunu korumaya mecburuz. Şayet geçmişten beri böyle davranmamış olsaydık siyasi, ekonomik ve sosyal alanda ülkemize bugünkü itibarını kazandıran duruşlarımızı da gösteremezdik. Bu tavrı sadece ülkemizdeki kimi odaklarla değil aynı zamanda dünyanın siyasi ekonomik ve askeri olarak en güçlü ülkeleri ile karşı karşıya gelme pahasına hayata geçirdik. Filistin'de, Bosna'da, Kıbrıs'ta Irak’ta, Suriye'de, Libya'da, Körfez'de ve daha nice meselede tercihimizi hep erdemden, ahlaktan, vicdandan ve hukuktan yana bunun için kullandık. Bugün de yarın da aynı şekilde yolumuza devam etmek zorundayız. Gündemimize gelen meseleler konusunda önce vicdan terazimizde tartmadan alelacele kararlar vermeyeceğiz. Geçmişte yapılan ve milletimizin vicdanını yaralayan yanlışlara biz düşmeyeceğiz. Tüm arkadaşlarımız bu konuda müsterih olsun.” 

Erdoğan, AK Parti kampında gerçekleşen bu toplantının 2019 Mart seçimlerinin bir startı olarak kabul ettiğini dile getirdi. Sürecin her aşamasını yakından takip edeceğinin altını çizen Erdoğan, hiçbir ihmale yer verilmeyeceğini vurguladı.  

Toplantının yeni yasama yılının başlangıcı olması sebebiyle parti genel merkezi, meclis grubu ve kabine arasındaki koordinasyon bakımından önemli olduğunu söyleyen Erdoğan, “Üstlendiğimiz sorumluluklar itibariyle Türkiye’nin bölgemizin ve dünyamızın her meselesi unutmayalım ki AK Parti’nin meselesidir. 81 milyon vatandaşımızın her birinin eğitimden sağılığına, güvenliğinden istihdamına ve ulaşımına kadar hayatının her alanına ilişkin hizmetleri kendilerine en güzel şekilde sunmakla mükellefiz. Türkiye’nin siyasi ve ekonomik gücüyle dünyanın saygın devletleri arasında yer alması üzerinde bayrağımızın bulunduğu, pasaportumuzun onurunun korunması da yine bizim görevimizdir. Bölgemizden başlayarak umudunu bize bağlamış tüm mazlum ve mağdurlara sahip çıkmayı, el uzatmayı, imkanlarımız nispetinde onlara destek olmayı da vazifemiz olarak görüyoruz. AK Parti medeniyetimizin ve tarihimizin kendisine yüklediği işte bu büyük davayı 17 yıldır hep ileriye taşımayı başarmıştır. Necip Fazıl hepimizin fikir dünyasının şekillenmesinde çok önemli yeri olan ve çoğumuzun ezbere bildiği Sakarya şiirinde, ‘Eyvah, eyvah, Sakaryam, sana mı düştü bu yük? Bu dava hor, bu dava öksüz, bu dava büyük! Ne ağır imtihandır, başındaki, Sakarya! Binbir başlı kartalı nasıl taşır kanarya? İnsandır sanıyordum mukaddes yüke hamal. Hamallık ki, sonunda, ne rütbe var, ne de mal.’ Biz ne rütbe ne de mal derdine düşmeden bu mukaddes yükün hamalı olmaya talip bir kadroyuz. Toplantımızın sloganında, ‘Tevazu, samimiyet ve gayretle önce millet, önce memleket.’ Bizim 17 yıllık yolculuğumuzun özeti bu kelimelerdir. Bu yola birlikte çıktığımız arkadaşlarımızdan pek azı dışında neredeyse tamamının bugün burada olması imtihanı alnımızın akıyla vermekte olduğumuzun işaretidir. Bir kez daha büyük AK Parti ailesinin her bir ferdine, davamıza sadakatleri, milletimizin her bir ferdine de vefaları için teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.

İnsanlar gibi ülkelerin ve partilerin de sürekli sınamalara maruz kaldığını kaydeden Erdoğan, AK Parti olarak son yıllarda siyasi, ekonomik ve sosyal pek çok sınamalarla karşılaştıklarına dikkat çekerek, “Gün oldu vesayetin kıskacında bizi boğmaya çalıştılar, gün oldu sokaklarımızı karıştırmak istediler, gün oldu terör örgütlerini üzerimize saldılar, gün oldu FETÖ ihanet çetesini kullanarak topyekun ülkemizi işgal etmeye kalktılar, gün oldu sınırlarımızın ötesinden üzerimize ateş yağdırdılar, gün oldu ülkemizi uluslararası alanda tecrit etmeye kalktılar. Milletimizle beraber, ülkedeki milli ve yerli duruş sahibi kesimlerle birlikte bu tuzakların, bu senaryoların hepsini boşa çıkardık. Tüm bu süreçte bizi ne karşımızdakilerin cesametleri, ne üzerimize salınan piyonların alçaklıkları üzmüştür. Bizi en çok üzen bu ülke de siyasi alternatif konumunda bulunması gereken bir partinin her defasında Türkiye’nin ve Türk milletinin düşmanları ile aynı safta yer almış olmasıdır. Bizim sorunumuz asla siyasi muhalefet değil, muhalefetin muhasebe ve murakabe yönüyle demokrasinin vazgeçilmez unsuru olduğunu biliyoruz. Bizim sıkıntımız herhangi bir konudaki eksiğimizin, varsa yanlışımızın ifade edilmesi de değildir. Biz en kritik dönemlerde düşmanlarımızın safında yer alanlardan, onların bize yönelmiş siyasi ve ekonomik silahlarına adeta cephane taşıyanlardan muzdaripiz. Bölücü terör örgütünün güdümündeki HDP’yi bu ilişkisini kesemediği sürece meşru siyasetin bir aktörü olarak görmemiz zaten mümkün değildir. Maalesef bizi üzüntüye derk eden zihniyetin en büyük temsilcisi CHP’dir. Gezi olaylarında Vandallarla mücadele ediyoruz CHP’yi onların yanında görüyoruz, ülkemizi FETÖ’cülerin tuzaklarından kurtarmak için can pahasına bir mücadeleye girişiyoruz, CHP’yi onların saflarında görüyoruz” açıklamasında bulundu.

“Bunun adı muhalefet değildir, bunun adı alçaklıktır” 

15 Temmuz hain darbe girişimi sırasında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Bakırköy Belediye Başkanı’nın evine gittiğini hatırlatan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: 

“Biz gece Atatürk Havalimanına iniyoruz, meğerse bizden yaklaşık 2,5 saat önce Bay Kemal oraya geliyor ve oradan tanklar öncülüğünde bir otomobile bindiriliyor ve Bakırköy Belediye Başkanın evine gidiyor ve oradan devlete, ülkemize yapılan ihaneti kahvesini yudumlayarak izliyor. Ondan sonra da utanmadan, sıkılmadan benim bu işlerle alakam yok diyor. Hepsi kayıtlarda var. Sen böyle bir adamsın, korkaksın, ürkeksin, ne millisin ne de yerlisin. Bölücü terör örgütünün çukur eylemlerine karşı destansı bir mücadele yürütüyoruz, CHP’yi yine karşı cephede buluyoruz. Sınır ötesinde pusuya yatarak ülkemizin huzurunu ve güvenliğine tehdit oluşturan terör örgütlerinin üzerine yürüyoruz, CHP’yi yine karşı safta görüyoruz. Uluslararası alanda ülkemizin şerefinin, haysiyetinin, itibarının müdafaası için var gücümüzle çalışıyoruz CHP’yi yine yeminli düşmanlarımızın diliyle bize saldırırken suçüstü yakalıyoruz. Yaşadığımız son hadiselerde yine benzer bir durumla karşı karşıya kaldık. Ama artık milletim yutmuyor, şehitlerimizin aileleri artık yutmuyor. ‘Hangi yüzle sen buraya geldin’ demeye başladılar. Türkiye, ekonomik bağımsızlığına yönelik sistematik bir saldırıya karşı kamusuyla, özel sektörüyle tarihi bir mücadele veriyor. Peki Ana Muhalefet Partisi ne yapıyor? Her zamanki gibi safını ülkesinin ve milletinin değil, karşı tarafın yanında belirleyerek olmadık hezeyanlarla ortalığı karıştırmaya çalışıyor, Bunun adı muhalefet değildir, bunun adı fırsatçılık bile değildir, milletin geleceğine umutla bakmaya ihtiyaç duyduğu dönemde bühtanlarla umut cellatlığı yapmanın adı olsa olsa alçaklıktır.”

“Türkiye IMF’nin yardımına ihtiyaç duyabileceği seviyenin çok ama çok uzağında duruyor” 

“Şahsıma, AK Parti hükümetlerinin en çok gurur duyduğum icraatları sorulsa en başta ifade edeceğim hususlardan biri ülkemizi IMF boyunduruğundan kurtarmamız olur” diyerek sözlerini sürdüren Erdoğan, “Biz göreve geldiğimizde 23,5 milyar dolar IMF’ye borçla devraldık ve 2013’te tamamen sıfırladık. Bunu yapan Bay Kemal biz değil miyiz? Bu IMF meselesi niye bu kadar önemli? IMF’nin misyonu ödemeler bilançosu bozulmuş olan ülkelere kredi vermek ve onların sadece mali değil aynı zamanda siyasi yapılarını da dönüştürmektir. Bu misyonu gereği IMF kurumlara veya özel firmalara değil, sadece devletlere borç verir. Türkiye, 1960 darbesinin ardından IMF’nin pençesine düşmüş ve AK Parti’ye kadar kurtulamamıştır. İlk IMF anlaşmasının altında darbe yönetiminin başı Cemal Gürsel’in, onu takip eden 4 anlaşmanın altında da devrin CHP Genel Başkanı İnönü’nün imzası vardır Bay Kemal. IMF ile yaptığımız 19 anlaşmadan Türkiye’nin ne kazandığını bilemiyoruz ama çok ciddi siyasi bedel ödediğimiz gerçektir. Biz hükümete geldiğimizde bu 23,5 milyar dolarlık IMF borcunu kucağımızda bulduk ama yılmadık, usanmadık ve ödedik. Ödedik ve nihayet 2013 Mayıs ayında IMF borcunu sıfırlayıp yarım asrı aşkın bir defteri kapattık. Zaten ne olduysa ondan sonra oldu ve çılgına döndüler. Gezi Olayları ile başlayan ve halen devam eden bu dönemde yaşadıklarımızı IMF boyunduruğundan kurtulmamızdan bağımsız kabul etmiyorum. Bazı yaptığımız ziyaretlerde birileri bize halen utanmadan ‘IMF’den size destek verelim, bunu sağlayalım.’ Bizim öyle bir şeyimiz yok, o defteri kapattık. Biz şu anda ülkemize yatırım için arayıştayız. Varsa yatırım yapacak ülkemize, biz onların önünü açarız, buyursunlar gelsinler. Siyasi bağımsızlık gibi ekonomik bağımsızlığın bedelinin de yüksek olduğunu hep birlikte yaşayarak gördük. IMF’nin bir ülkeyi kıskaca alabilmesi için önce belli şartların oluşması gerekiyor. Bugün Türkiye IMF’nin kredi desteğine ve buna bağlı teknik yardımına ihtiyaç duyabileceği seviyenin çok ama çok uzağında duruyor” dedi.

“Türkiye, IMF defterini tekrar açmamak üzere kapatmıştır” 

Türkiye’nin ekonomik göstergelerinin diğer ülkelerle karşılaştırıldığında çok iyi bir noktada olduğunu vurgulayan Erdoğan, “Özellikle kamu, hane halkı, bankalar ve özel sektör borçluluk oranlarında uluslararası kriterlere göre gayet olumlu bir görüntüye sahibiz. Türkiye ve kamu borcunun gayri safi yurtiçi hasılaya oranı yüzde 28’dir. Gelişmekte olan ülkelerin ortalamasında bu oran yüzde 49’dur. OECD ülkelerinin kamu borcunun yurtiçi hasılalarına oranının ortalaması ise yüzde 111’dir. Türkiye’nin hane halkı borçlanmasının milli gelirimize oranı ise yüzde 16’dır. Üstelik bu borçların kur riski de bulunmuyor. Vatandaşların dövizle borçlanmalarının önüne daha önce çıkardığımız bir kanunla zaten geçmiştik. Bizde yüzde 16 olan hane halkı borçluluklarının gelişmekte olan ülkelerdeki ortalaması yüzde 36’dır. Fark bu kadar büyük. Aynı şekilde küresel ortalama ise yüzde 60. Özel sektörümüzün borçluluk oranlarında da yine dünya ve OECD ortalamasının çok altında bir orana sahibiz. Ülkemizde özel sektör borçlarının milli gelire oranı yüzde 65 iken gelişmekte olan ülkelerde bu oranın ortalaması yüzde 94’tür. Toplam borçluluk oranındaki tablo da Türkiye’nin güçlü durumuna işaret ediyor. Bu oran Türkiye’de yüzde 137 iken gelişmekte olan ülkeler ortalaması yüzde 211, dünya ortalaması ise yüzde 318 düzeyindedir. Sonuç itibariyle Türkiye kamu, hane halkı ve özel sektör borçları noktasında endişe duyulması gereken hiçbir sorunla karşı karşıya değildir. Türkiye güçlü mali disiplini ve ortaya koyduğu ayakları yere basan ekonomi politikalarıyla borç yönetimini kolayca gerçekleştirme kapasitesine sahiptir. Son dönemde gerçekleşen küresel spekülatif saldırılara ve algı operasyonlarına rağmen Temmuz ayında yüzde 123 olan borcu çevirme oranımız Eylül ayı itibariyle yüzde 109’a gerilemiştir. Ayrıca yıl sonuna kadar 5 milyar lira faiz dışı fazla vermeyi hedefliyoruz. Böyle bir tablo karşısında Türkiye’nin ne kredi açısından ne de teknik destek açısından IMF ile yolunun kesişmesi söz konusu değildir. Bir kez daha ilan ediyorum. Türkiye, IMF defterini tekrar açmamak üzere kapatmıştır. Bu açık gerçeklere rağmen IMF konusunun gündeme getirilmesinin gerisindeki hesapları gayet iyi biliyoruz. Başaramayacaklar. Ülkemizin başına IMF musibetini saran CHP’nin geçmişi daha vahim siyasi ve ekonomik sabıkalarla doludur. Bu meşhur Marshall yardımı meselesi var. Bu yardımın da öncülerinden bir tanesi de İnönü’dür. İnönü’nün o işe sadakati o kadar ileridir ki” diye konuştu.

“Seçimlerde CHP’nin bir kez daha boyunun ölçüsünü alacağına inanıyorum” 

Erdoğan, 1940’lı yıllara ait gazete kupürlerini gösterdi ve şöyle devam etti:
“Burada İnönü’yü görüyorsunuz, elindeki bayrak Türk bayrağı değil, elindeki bayrak Amerika bayrağıdır. Bunların geçmişi hep böyle. Dün neydi ki bugün ne olacak. Yaptıkları iş bu. Bunu elinde niye taşıyor. Bu bir teşekkürname. Şu anda güneyimizde ABD’nin kokartlı komandoları teröristlerle yan yana. Kim onlar? PYD, YPG, PKK. Onlarla kol kola, el ele, omuz omuza. Bunlar kiminle kol kola. Bunlarda yine CHP ve HDP ile kol kola. Bunlara karşı mücadeleyi veren ise benim Mehmedim. Mehmetçiğimizi bu noktada istismar edenler kim? Yine CHP, HDP. 8 şehidimizin olduğunda bunun sorumlusu kimler, PKK değil mi? Onların perde arkasında kimler? HDP, CHP değil mi? Bunların en ufak bir rahatsızlığını duyduk mu? Yok. Sadece dostlar alışverişte görsün kabilinden gelirler bir cenaze merasiminde görünürler veya eve bir ziyaret yaparlar, bununla da bu işi hallettik derler. Artık bu millet bunları yutmaz. İnönü’nün ülkenin başında bulunduğu dönümde Amerikan yardımları bahane edilerek tüm stratejik savunma sanayi projelerimiz iptal edilmiş, araştırma-geliştirme ve üretim faaliyetleri durdurulmuş, fabrikaların kapısına kilit vurulmuştur. Bay Kemal hatırlatayım diye gösteriyorum. Tablo burada. Ne oyunlara gelmişiz. Hepsinden öte ‘Amerikan ayağını, yardımı kabul etti.’ ‘Uçak yapımına ABD yardımı sonrasında son verildi.’ Ne dediler; ‘siz niye yapıyorsunuz biz size veririz.’ Bütün o adımlar gerek Hürkuş olsun gerek diğerleri hepsi böyle durduruldu. Eğer o gün bunlar yapılmış olsaydı bugün biz çok ama çok farklı yerdeydik. Bu utanç verici mirasın sahibi CHP bugün çıkmış bizi IMF ile suçluyor. Önce siz geçmişinizdeki lekeleri temizleyin. Bir parti düşünün Amerikan yardımını sevinç naraları ile karşıladığı dönemin ardından geçen 70 yılı aşkın geçen süreye rağmen hala aynı zihniyette ısrar ediyor. Dünya değişmiş, Türkiye değişmiş, siyasi ve ekonomik mantık değişmiş ama CHP hiç değişmemiş. Bunun adı istikrar değil, bunun adı ilkelliktir. Biz tekamüle değişerek gelişmeye inanan bir partiyiz. Tek parti zihniyetinde çakılıp kalmakla övünenler elbette ne demokrasi de, ne ekonomi de, ne dış politika da geldiğimiz yeri hazmedemezler. Bu parti mevcut zihniyeti ile Türkiye’yi ileriye taşımayı değil, geriye götürmeyi hedefliyor. Milletimiz bunların gericiliğini gördüğü için de kendilerini yüzde 25’lik bir dilime hapsetti, hatta son seçimde onun da altına düşürdü. 2019 mali seçimlerinde CHP’nin bir kez daha boyunun ölçüsünü alacağına inanıyorum. Hizmet adına, yatırım adına, proje adına hiçbir varlık ortaya koyamayan, sadece ülkemizin ortak değerlerinin istismarı ile siyasette tutunmaya çalışan bu partiye milletimiz hak ettiği dersi sandıkta verecektir.”  

Yağmur Yıldız - Derya Yetim - İlker Turak
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa Doğaseverlerden Başkan Çelik’e destek teşekkürü Niobe Dağcılık Doğa Sporları Kulübü Derneği Başkanı Şerif Mehmet Kököz ve Yönetimi, düzenledikleri etkinlikler için araç desteğinde bulunan Şehzadeler Belediye Başkanı Ömer Faruk Çelik’i ziyaret ederek, teşekkür etti. Başkan Çelik’e destekleri için plaket takdim eden Kököz, bundan sonra Başkan Çelik’i de doğa yürüyüşlerinde görmeyi beklediklerini söyledi. Şehzadeler Belediyesi Niobe Dağcılık Doğa Sporları Kulübü Derneği’nin bu yıl ki etkinliklerine destek olarak doğaseverler için araç desteğinde bulundu. Dernek Başkanı Şerif Mehmet Kököz ve Yönetimi, Şehzadeler Belediye Başkanı Ömer Faruk Çelik’i ziyaret ederek, destekleri için teşekkür etti. Niobe Dağcılık Doğa Sporları Kulübü Derneği Başkanı Şerif Mehmet Kököz ziyarette şöyle konuştu: "Bu yıl yapmış olduğumuz doğa yürüyüşü etkinliklerinde bize araç tahsis ederek yardımcı olduğunuz için size teşekküre geldik. Bizi kabul ettiğiniz için çok teşekkür ederiz. Bundan sonraki etkinliklerimizde sizi de müsait olursanız yürütmek isteriz. Doğa yürüyüşlerimize bekleriz." Ziyaretten duyduğu memnuniyeti ifade ederek teşekkür eden Başkan Çelik ise şöyle dedi: "Spor son derece önemli ve sporun tüm halk katmanlarına yayılması noktasında sizlerin öncülüğünde yapılan doğa sporlarını çok önemsiyorum. Sağlık açısından, sosyalleşmek açısından son derece önemli. Bu vesileyle emekleriniz katkılarınız için çok teşekkür ediyorum. Ziyaretiniz, vefanız için de memnun olduğumu ifade etmek istiyorum. Tabi biz hanımla yürüyüşler yapıyoruz ama doğa yürüyüşlerine daha başlamadık. Nasip olursa belki bundan sonra başlarız. Allah güzelliklerde hepimizi bir araya getirsin."
Uşak Türkiye’nin ilk astronotu Gezeravcı Uşak’ta gençlerle buluştu Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ile Türkiye’nin ilk astronotu Alper Gezeravcı, ‘Gençlik Buluşmaları’ kapsamında Uşak Üniversitesinde öğrencilerle bir söyleşi gerçekleştirdi. Recep Tayyip Erdoğan Kongre ve Kültür Merkezinde gerçekleşen etkinliğe Uşak Valisi Dr. Turan Ergün, Uşak Milletvekilleri Opr. Dr. İsmail Güneş ile Fahrettin Tuğrul, Uşak Belediye Başkanı Mehmet Çakın, Rektör Prof. Dr. Ekrem Savaş, il protokolü, akademik ve idari personel ile öğrenciler yoğun ilgi gösterdi. Programın açılış konuşmasını gerçekleştiren Rektör Prof. Dr. Savaş, Uşak Üniversitesi ailesi olarak Bakan Mehmet Fatih Kacır’ı ve ülkemizin ilk astronotu olan Alper Gezeravcı’yı ağırlamanın coşkusunu yaşadıklarını söyleyerek ‘‘Önemli bir buluşmaya ev sahipliği yapıyoruz. Türk milleti için bir gurur kaynağı olan Alper Gezeravcı, Cumhuriyetimizin 100. Yılında, ülkemizin uzay çalışmalarında yeni bir sayfa açılmasına öncülük etmiştir. Türkiye’nin ilk astronotu olan çok kıymetli Alper Gezeravcı’nın burada olması bizlere ve gençlerimize bilim, teknoloji, uzay ve havacılık alanındaki potansiyelimizi hatırlatıyor. Uzay keşifleri ve havacılık teknolojileri, ülkemizin geleceği için büyük bir öneme sahiptir. Gençlerimize bu alanda ilham vermek ve onları teşvik etmek, ülkemizin uluslararası alanda daha da güçlenmesine katkı sağlayacaktır’’ dedi. Kacır: ‘‘Türkiye’nin en önemli kuvvet çarpanı, inançlı genç ve dinamik nüfusudur.’’ Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır konuşmasında Türkiye’nin ilk astronotu Alper Gezeravcı’yı gençlerle buluşturduklarını ve bugün de Uşak Üniversitesinde olmaktan mutlu olduklarını belirtti. Türkiye’nin ‘Milli Teknoloji’ hamlelerini ve ‘Uzay Bilim Misyonu’nu anlatan Bakan Kacır, Türkiye’nin en önemli kuvvet çarpanı inançlı, genç ve dinamik nüfusu olduğunu söyleyerek ‘‘Yenilikçi teknolojiler genç insanların oluşturduğu takımlardan çıkıyor. Biz gençleri desteklediğinizde gençler önemli projeler yapıyor. Gençliğimizin önünü açmaya devam ederek, Allah’ın izniyle Milli Teknoloji Hamlesi hedeflerimize bir bir ulaşacağız. Son yılarda Milli Teknoloji Hamlesinde elde ettiğimiz kazanımlar, Türkiye’nin kritik teknolojileri kendi imkanlarıyla geliştirebilen, üretebilen ve rekabetçi bir şekilde dünyaya ihraç eden bir ülke olma yolculuğu hep sizler gibi gencecik insanların sayesinde oldu’’ ifadelerini kullandı. Özellikle son yıllarda savunma sanayisi ve uzayla ilgili yapılan çalışmaların tam bağımsız Türkiye için çok önemli olduğunu ifade eden Bakan Kacır, Gezeravcı’nın uzaya gidişinin bilimsel bir misyon olduğunun da altını çizerek Gezeravcı’nın uzayda 13 bilimsel deney yaptığını ve bu çalışmaların Türk gençlerine ilham olması için yapıldığını anlattı. Bakan Kacır’a konuşmasının ardından Vali Dr. Turan Ergün ve Rektör Prof. Dr. Ekrem Savaş tarafından teşekkür plaketi takdim edildi. Astronot Gezeravcı: ‘‘Gençlerimize özgüven kaynağı olabilecek bir hedef koydum’’ Yoğun ilgi gören etkinlikte öğrencilerle bir araya gelerek bir söyleşi gerçekleştiren Milli gururumuz Türkiye’nin ilk astronotu Alper Gezeravcı, ‘‘Gençlerimize özgüven kaynağı olabilecek bir hedef koydum’’ diyerek astronot olma yolculuğunu ve uzay istasyonunda geçirdiği süre zarfında yaşadığı tecrübeleri anlattı. Gezeravcı, Türkiye Uzay Ajansı ve kurumlar tarafından yürütülen süreci internet sayfası üzerinden incelemeye başladığını aktararak; ‘‘Yaklaşık 4 sayfalık gereklilik listesindeki tüm kriterleri karşıladığımı fark ettim. O güne dek hayal dahi etmekten uzak durduğum bir konuda, ülkemizin 100’üncü yılında geleceğimizin teminatı olacak gençlerimize özgüven kaynağı olabilecek bir hedef koydum. Bu işi yapmış olan ve hâlâ yapmakta olan astronotların, ajansların, otoritelerin kaynaklarını okumaya çalıştım. Daha sonra başvurumu gerçekleştirdim. Pek çok testten geçtim ve seçildim. Sonrasında uzaya gitmek için ‘Türk Astronot ve Bilim Misyonu’ eğitimini aldım. 193 ülke arasında insanını uzaya taşıyabilmiş ve uzayda bilim misyonu yürütebilmiş 22’nci ülke olduk” diye konuştu. ‘Yeni bir Türkiye Yüzyılına’ imza atmanın heyecanını gençlerle paylaşmaktan dolayı mutlu olduğunu ifade eden Gezeravcı ‘‘Gençler bizim en büyük zenginliğimizdir. Potansiyelinizden şüphe duymayın. Size ‘yapamazsın, başaramazsın’ diyenleri dinlemeyin ve arkanızı dönüp yolunuzda yürümeye devam edin’’ dedi. Gezeravcı konuşmasının ardından gençlerden gelen soruları cevapladı. Etkinlik, Türkiye’nin ilk astronotu Alper Gezeravcı’ya teşekkür plaketi takdiminin ardından fotoğraf çekimi ile sona erdi.
Bursa Başkan Aktaş: “Biz Bursa’nın her köşesinde gülümsüyoruz” Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Gemlik 15 Temmuz Demokrasi Meydanı’nda düzenlenen gece döneri sahur programında vatandaşlarla bir araya geldi. Başkan Aktaş, “Zannediyorlar ki sadece Nilüfer’de gülümseniyor. Bilmiyorlar ki biz Bursa’nın her köşesinde gülümsüyoruz. Bu şehirde yaşamaktan hamdolsun çok mutluyuz” diye konuştu. Gemlik 15 Temmuz Demokrasi Meydanı’nda düzenlenen gece döneri sahur programına Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın yanı sıra Bursa Milletvekili Mustafa Varank, AK Parti Gemlik Belediye Başkan Adayı Refik Yılmaz, MHP Bursa İl Başkanı Muhammet Tekin, siyasi parti temsilcileri ile çok sayıda vatandaş katıldı. “Biz Bursa’nın her köşesinde gülümsüyoruz” Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, gece dönerinin Türkiye’nin literatürüne Gemlik sayesinde girdiğini belirterek “Bursa’da her yerde döneri rahatlıkla yiyebiliriz. Ama gece döneri Bursa’ya mahsus ve Gemlik’ten başlamış bir özellik” dedi. Başkan Aktaş, “İlçelerimizi yönetecek, ilçelerimize vizyon katacak belediye başkanlarını ve belediye meclis üyelerini seçiyoruz. Biz Cumhur İttifakı çatısı altında bir araya geldik. Biz bir sokağı daha düzeltebilir miyiz? Bir kişinin daha hayatına dokunabilir miyiz? İlçelerimizi daha güzel bir hale getirebilir miyiz? Biz bunun derdi ve hesabı içerisindeyiz. Gemlik, hizmet kervanına bir beş sene ara verdi. Cumhur İttifakı çatısı altında Bursa’mızın 1060 mahallesi ve 17 ilçesine, Gemlik’in her bir köşesine, hizmet etmeye devam edeceğiz. Beş tane medeniyete ev sahipliği yapmış bir şehir, Bursa. Gülümseyin Nilüfer’desiniz diyor. Zannediyorlar ki sadece Nilüfer’de gülümseniyor. Bilmiyorlar ki biz Bursa’nın her köşesinde gülümsüyoruz. Bu şehirde yaşamaktan hamdolsun çok mutluyuz” diye konuştu. "Bursa’nın 17 ilçesi de gerçek belediyeciliği istiyor" Yerel seçime sayılı günler kaldığını belirterek söze başlayan Bursa Milletvekili Mustafa Varank, “Biz inanıyoruz ki Bursa’da 31 Mart’tan sonra hizmete susamış, yatırımlara susamış, belediyeciliğe susamış vatandaşlarımız 17’de 17 yapmak istiyor. Bursa’nın 17 ilçesinde de Cumhur İttifakı “gerçek belediyecilik” istiyor. 31 Mart’ta işinin ehli, hizmet sevdalısı ve sizleri yatırımlarla buluşturmak için, sizlerin konforunu arttırmak için, daha yaşanabilir ilçeler, daha yaşanabilir bir Bursa inşa etmek için gayret gösteren belediye başkan adaylarımız var. Biz aldanan da olmayacağız, aldatan da olmayacağız. Siyaset, makam mevki için yapılmaz. Siyaset, sizlerden gelecek bir “Allah razı olsun” cümlesi için yapılır. O, en yüce rütbedir. Onun için sizlerden ricam sizi aldatmaya çalışanlara lütfen itibar etmeyin” dedi. “Gemlik, bir 5 yıl daha kaybedemez” Gemlik’in hizmete susadığını belirten AK Parti Gemlik Belediye Başkan Adayı Refik Yılmaz, “Gemlik’in tüm sokaklarında, caddelerinde altyapı ve içme suyu hatlarını Büyükşehir ile değiştirdik. Gemlik’in tüm arıtma tesislerini, sahil düzenlemelerini de yine Büyükşehir ile yaptık. Gemlik’i tanımayan, Gemlik’te yaşamayan, sokaklarını bilmeyene Gemlik’i teslim etmemeliyiz. Gemlik bir beş yıl daha kaybedemez. İnşallah Gemlik’e yakışan hizmetler için 31 Mart’ta zaferimizi kutlamak için yeniden bir arada olacağız” diye konuştu. Programda dönerleri Başkan Aktaş, Bursa Milletvekili Mustafa Varank ve Ak Parti Gemlik Belediye Başkan Adayı Refik Yılmaz dağıttı. Gemlik 15 Temmuz Demokrasi Meydanı’nda düzenlenen gece döneri sahur programına Gemlikli vatandaşlar yoğun ilgi gösterdi.
Antalya Rıza Sümer’den Kepezlilere sandık çağrısı Cumhur İttifakı AK Parti Kepez Belediye Başkan adayı Rıza Sümer, 31 Mart Yerel Seçimleri için vatandaşlara sandığa gitmeleri konusunda çağrıda bulundu. Sümer, 100 avukat ve 2500 müşahitle seçim güvenliğini izleyeceklerini kaydetti. Kepez Belediye Başkan adayı Av. Rıza Sümer, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından adaylığı açıklandığı 9 Şubat 2024 tarihinden itibaren Kepez ilçesinin 68 mahallesini gezdi. Kepez’in sokaklarında, pazar yerlerinde, mahalle buluşmalarında, ev ziyaretlerinde esnaf ve vatandaşların taleplerini dinleyen Sümer, Kepez’de 20 yıldır süren istikrarın devam etmesi için vatandaşları seçim sandıklarına oy kullanmaya davet etti. Sümer, 31 Mart 2019 yerel seçimlerinde Kepez ilçesinde yüzde 50,50 oy oranı aldıklarını hatırlatarak, “Kepez’de 20 yıllık hizmet süresi boyunca mazeret üretilmedi, tapu, imar ve mülkiyet sorunları çözüldü. Özenle inşa edilen vizyon projeler ve eserler, kentin en önemli noktalarına adeta nakış nakış işlendi, ilçemiz hak ettiği konuma emin adımlarla ilerledi, şehrimizin parlayan yıldızı haline geldi. Kıymetli vatandaşlarımız da desteğini hiçbir zaman eksik etmedi, teveccühlerini 2019 yerel seçimlerinde yüzde 50,50 oy oranı ile gösterdiler. Şimdi yeni hedeflerle yola çıkıyoruz. Türkiye Yüzyılı’nı, mahallelerimizi kalkındırarak başlatacağız diyerek, 100 yıllık hedefler koyan bir yönetim anlayışıyla geliyoruz. Biz hazırız, Kepez hazır. Türkiye Yüzyılı Kepez’in Yüzyılı olacak. Büyük hedefler koyarken geçmişimizden aldığımız güç,istikrar ve sağlam iradeyi referans aldık. İstikrarın sürmesi ve ilçemizi yapacağımız sosyal belediyecilik hizmetleriyle buluşturmak için, 20 yıldır olduğu gibi tek bir fire vermeden, 31 Mart’ta tüm vatandaşlarımızı oy kullanmak için sandığa davet ediyorum” diye konuştu. Vatandaşlara teşekkür Oy kullanmanın demokrasinin en büyük göstergelerinden biri olduğunu kaydeden Rıza Sümer, konuşmasını şu şekilde sonlandırdı: “Hiçbir vatandaşımız ‘Ben oy kullanmasam bir şey değişmez’ diye düşünmemeli. Genç yaşlı demeden bütün vatandaşlarımız sandığa gidip oyunu kullanmalı. Kepez’de 100 avukat ve 2500 müşahitle seçim güvenliğini takip edeceğiz. Adaylığımızı duyurduğumuz ilk gün de söylediğimiz gibi vatandaşlarımızın kararına saygımız sonsuz. Bu seçim, ideoloji değil hizmet seçimi, ilçe sakinlerimizden bu hususu esas almalarını rica ed. Başta bizi bu göreve layık gören Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a, yaklaşık 2 aydır her aşamada yanımızda olan İl Başkanımız Ali Çetin’e, Antalya Milletvekillerimize, Kepez İlçe Başkanımız Mehmet Çivik’e, Kadın Kolları Başkanımız İlknur Kurt’a, Gençlik Kolları Başkanımız Eyüp Akbalık’a, Cumhur İttifakı ortağımız MHP Kepez İlçe Başkanımız Servet Ersoy’a, bizi evlerinde mahallerinde ağırlayan, dükkanlarında sokaklarda Pazar yerlerinde kucaklaştığımız, saha çalışmalarımızda yalnız bırakmayan tüm vatandaşlarımıza, ve sesimizi duyuran, projelerimizi anlatan partililerimize yürekten teşekkür ediyorum.”