POLİTİKA - 21 Şubat 2018 Çarşamba 06:32

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan çiftçilere müjde

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan çiftçilere müjde

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “23 Şubat 2018 tarihinden itibaren çiftçilerimizin mazot maliyetinin yarısını biz ödemeye başlayacağız. Bu proje ile talep eden tarım kredi kooperatifleri üyesi yetiştiricilerimize TİGEM aracılığı ile Ziraat Bankasından kredi kullandırılarak 300 başa kadar damızlık koyunu ve yemini temin ediyoruz. Üreticinin bakım, hizmet bedeli ve sigortasını avans olarak ödüyor, doğacak kuzulara da alım garantisi veriyoruz” dedi.

“Çiftçilerimiz Milletin Evinde Cumhurbaşkanımız ile Buluşuyor” programında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin 81 ilinden gelen yaklaşık 2 bin çiftçiye hitap etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında çiftçilere müjde üstüne müjde verdi.

“Avuçlarını yaladılar”

Elinde zeytin dalı ile kürsüye çıkan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinden “Gazi mekan” olarak bahsederken, “Birilerinin ‘burası niye yapıldı, niçin yapıldı’ dedikleri şu milletin evinin sizlerle beraber niçin yapıldığı ortada. Buralarla ilgili yargıya gittiklerini biliyorsunuz. Gittiler, avuçlarını yaladılar. Yapılan yanlış bir şey yoktu, her şey bu millet için, her şey bu vatan için, bu ülke içindi, dolayısıyla hak yerini buldu” dedi.
15 Temmuz ihanet gecesinde çiftçilerin en ön safta hainlere karşı mücadele ettiklerini kaydeden Erdoğan, “Kimi bir yıllık hasadını, kimi traktörünü, kimi canını, kimi de canından aziz bildiği evladını feda etti. Bir dönem kılık kıyafetinden dolayı Kızılay’a alınmayanlar 15 Temmuz gecesi Kızılay’da demokrasi destanı yazdı. ‘Benim oyum ile dağdaki çobanın oyu bir mi’ diye soran kibir abidelerine büyük bir ders verdiniz. Sizler lafa gelince ‘tankın üzerine ilk ben çıkacağım’ diyen, ancak tankları görünce ilk kaçan korkaklara da cesaret ne demek onu öğrettiniz” diye konuştu.

“Güçlü Türkiye’nin yolunun güçlü tarımdan geçtiğini asla unutmamak zorundayız”

Açıklanacak yeni teşviklerin Türkiye’deki hayvan yetiştiriciliğine yeni bir ivme kazandıracağını söyleyen Erdoğan, “Güçlü ülke sadece ekonomisi, ordusu, diplomasisi güçlü olan ülke değildir. Güçlü ülke tarım, hayvancılık ve gıda alanlarında da kendini ispatlamış ülkedir. Bir milletin özgürlüğü için ekonomik imkanlar ne kadar elzemse tarım ve hayvancılıkta da kendi kendine yeter olması o kadar şarttır. Nüfus, silah ve asker bakımından güçlü olduğu halde gıda kaynakları yeterli olmadığı için yeryüzünden silinen toplumlar, devletler olduğunu biliyoruz. Bunun için Türk milletinin tarih boyunca iki ana mesleğe büyük önem verdiğine şehit oluyoruz. Bunlardan ilki askerlikse, diğeri de rençperliktir, tarım ve hayvancılıktır. Biz bu iki özelliğini daima korumuş bir milletiz. Biz toprağa sevdalı, gönülden bağlı bir milletiz. Toprak bizde anadır. Biz topraktan geldik, tekrar toprağa gideceğiz. Toprak bu kadar önemli. Bin yıldır onca saldırıya, ihanete rağmen Anadolu’da tutunmamızın sırrı işte buradadır, bu sevdadadır. Tarih boyunca sömürgeciler bizi vatan kıldığımız bu topraklardan atamamışsa bunda askerlik yanında tarım alanındaki gücümüzün çok büyük payı vardır. Güçlü Türkiye’nin yolunun güçlü tarımdan geçtiğini asla unutmamak zorundayız. Toprağın kahrını çekmeyenler onun kıymetini bilemez. Toprakla yaşamayan insanın toprağı anlaması mümkün değildir. Hayatında köye gitmemiş, çiftçi kardeşlerimizin nasırlı ellerinden tutmamış, yer sofrasına bağdaş kurup tandır ekmeğinden bölmemiş kişiler tarımla ilgili ahkam kesiyor. Kimi grup kürsülerinde, kimi televizyon ekranlarında sabah akşam hükümetimizin tarım politikalarını eleştiriyor. Atalar ‘cahil cesur olur’ derler. Namık Kemal de ‘zihni fukara olanın aklı ukala olur’ der. Bunlar da tarım konusundaki cehaletlerini, bilgisizliklerini ukalalıkları ile yüzsüzlükleri ile örtmeye çalışıyorlar. Oysa Türkiye’nin en başarılı olduğu alanlardan birisi tarım ve hayvancılıktır” şeklinde konuştu.

“Çiftçilerimizin mazot maliyetinin yarısını biz ödemeye başlayacağız”

“Ben özellikle grup kürsüsünde ahkam kesen, şecaat arz ederken sirkatin söyleyen, her konuşmasında tarım ve hayvancılık konusundaki cehaletini ifşa eden ana muhalefetin başındaki zata şunları hatırlatmak istiyorum” açıklamasında bulunan Erdoğan, tarım ve hayvancılık konusunda yapılan çalışmaları anlattı. Erdoğan, “Son 15 yılda nasıl ekonomide, ulaşımda, sağlık ve eğitimde ülkemizde çağ atlatmışsak hamdolsun tarım hayvancılık ve gıda alanında da Türkiye’yi çok farklı bir noktaya taşıdık. Tarım cumhuriyet tarihinin hiçbir döneminde görmediği desteğe bizim zamanımızda kavuştu. Üreticilerimize son 15 yılda 103 milyar lira nakit hibe desteği verdik. Ana muhalefetin başı sen böyle bir rakamla hiç tanıştın mı? 2002’de göreve geldiğimizde 1,8 milyar lira olan yıllık tarımsal destek rakamını 2012 yılında 13 milyar liraya çıkarttık. Çiftçilerimizin üretim maliyetini azaltmak için 2003 yılında ilk kez mazot desteğini biz başlattık. 23 Şubat 2018 tarihinden itibaren çiftçilerimizin mazot maliyetinin yarısını biz ödemeye başlayacağız. Hayırlı olsun. Rabbim bununla birlikte bereketini de lütfetsin. Gübre desteğini 2005 yılında yine doğrudan çiftçimize biz verdik. 2002 yılında sadece 4 ürüne veren prim desteğini 21 ürüne çıkarttık. Bu kapsamda 2003-2017 döneminde 30 milyar lira prim desteği verdik. Ayrıca üreticilerimizin uygun koşullarda finansmana ulaşmasını sağlayarak çiftçilerimizin omuzlarındaki faiz yükünü hafiflettik. 2002 yılında Ziraat Bankasından yüzde 59, tarım kredi kooperatiflerinden yüzde 69 faiz oranı ile kredi kullanıyorlardı biz göreve geldiğimizde, bu faiz oranlarını zaman içinde konulara göre sıfır ile yüzde 8,25 oranına kadar düşürdük. 2005 yılındaki Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile tarım topraklarımızın amaç dışı kullanımını engellemek suretiyle farklı bir adımı attık. 2014 yılında yapmış olduğumuz yasal düzenleme ile ülkemizin kanayan yaralarından olan verimli arazilerinin miras yolu ile bölünmesine son verdik. Arazi toplulaştırma çalışmaları ile yıllar içinde parçalanmış, küçülmüş, verimi düşmüş tarım arazilerimizi tekrar üretime kazandırmak için adımlar attık. Meşhur Toplulaştırma Yasası. Bizden önceki 41 yılda 450 bin hektar arazide toplulaştırma yapılmışken, son 15 yılda bu rakamı 13,5 kat artışla 6,1 milyon hektara çıkarttık. 2023 yılına kadar 14,3 milyon hektar alanda arazi toplulaştırmasını tamamlamayı, 8,5 milyon hektarlık alanın tamamını da modern sulama teknikleri ile suya kavuşturmayı hedefliyoruz. Tarımsal üretim potansiyeli yüksek toplam alanı 6,1 milyon hektar olan 192 büyük ovayı koruma altına aldık. Toplamda 834 bin hektarlık 59 büyük ovayı daha koruma altına alıyoruz. Böylece koruma altına alınan ova alanını 7 milyon hektara çıkartıyoruz. Milli Tarım Projesi kapsamında havza bazlı destekleme modeline geçtik. Belirlenen 941 havzada destekler bu modele göre verilmeye başlandı. 453 bin dekar alanda mera ıslahı yapıldı. Üretimde verimliliği ve kaliteyi doğrudan etkileyen sertifikalı tohum ve fidancılık ilk kez 2005 yılında destek kapsamına alındı. Son 10 yılda bu alana 1 milyar liranın üzerinde destek sağlandı. Ar-ge ve inovasyona yaptığımız yatırımlarla tohumluk üretimimizi yıllık 145 bin tondan 958 bin tona çıkarttık. Türkiye’yi tohum ihraç eden ülke konumuna getirdik. Tohumluk ihracatımız 17 milyon dolardan 1+53 milyon dolara çıktı. Türkiye tarımsal hasılada Avrupa birincisi oldu. 2002 yılında 3,7 milyar dolar olan tarımsal ihracatımız 2017 yılında 17 milyar dolara çıktı. Ama bunu ana muhalefetin başı bilmiyor, hangi ülkede yaşadığının farkında değil” ifadelerini kullandı.

“300 başa kadar damızlık koyunu ve yemini temin ediyoruz”

Rekabetin en yoğun olduğu sektörlerin başında tarımın geldiğini kaydeden Erdoğan, “Tarım ve hayvancılık alanında yeni bir dönemin kapılarını aralayacağını düşündüğüm bir projeyi bugün hayata geçiriyoruz. Ülkemizde hayvan yetiştiriciliğini geliştirmek, damızlık koyun ve sığır sayısını artırmak ve kırmızı et ihtiyacının karşılanmasına önemli katkı sağlanmak üzere bugün önemli bir adım atıyoruz. Bu proje ile talep eden tarım kredi kooperatifleri üyesi yetiştiricilerimize TİGEM aracılığı ile Ziraat Bankasından kredi kullandırılarak 300 başa kadar damızlık koyunu ve yemini temin ediyoruz. Üreticinin bakım, hizmet bedeli ve sigortasını avans olarak ödüyor, doğacak kuzulara da alım garantisi veriyoruz. Bunlara evlatlarınız gibi bakacaksınız. Yetiştiriciye verilen avansları da üreticilerden alınacak kuzuların bedelinden mahsup edeceğiz. Sığır yetiştiriciliğini geliştirmek, damızlık sığır sayısını artırmak ve kırmızı et ihtiyacının karşılanmasına katkı sağlamak üzere Ziraat Bankası kanalı ile yetiştiricilerimize hayvan ve yem temini için yüzde 10 sübvansiyonlu kredi sağlıyoruz. Tarım kredi kooperatifleri aracılığı ile damızlık düve ve bu düvelerin koyunlarda olduğu gibi veterinerlik, aşı ve küpe hizmetlerini bedelsiz karşılıyoruz. Ayrıca TARSİM sigortasının yetiştiriciye düşen kısmını devletin ödemişini sağlıyor, yetiştiricimizi sosyal güvence kapsamına alıyoruz. Yetiştiricimiz kredi borcunu ilk 2 yılı geri ödemesiz, bak bu kıyağı da unutmayın, 7 yılda bankaya ödüyor. Böylece hem başlangıçta imkan sağlayarak hem de üretime alım garantisi vererek hayvancılıkta yeni bir dönemin kapılarını aralıyoruz. Her köy bir işletme mantığı ile bitki üretimini de farklı bir vizyon kazandırıyoruz. Tarım kredi kooperatifleri aracılığı ile üreticilerimizin girdi teminlerini kolaylaştırıyor, elde ettikleri ürünlere yine alım garantisi veriyoruz. Bakanlık ve çiftçinin üretimin her aşamasında birlikte hareket ettiği bir sistemi hayata geçiriyoruz. Girdi temini ile çiftçilerimizin ekim sezonu öncesindeki finans problemini çözüyor, aracılara olan bağımlılığı azaltıyoruz. Bizim en önemli geleneklerimizden olan imece sistemini geliştireceğiz. Tüm bu yeni hizmetlerin hayırlı olmasını diliyorum” dedi. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Bakan Tunç: "Mehmet Selim Kiraz’a sıkılan kurşun Türkiye’ye sıkılan kurşundu, adalete, hukuka sıkılan kurşundu" Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz anısına düzenlenen iftar programında hakim ve savcılarla bir araya gelen Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Mehmet Selim Kiraz’a sıkılan kurşun Türkiye’ye sıkılan kurşundu. Ona sıkılan kurşun adalete, hukuka sıkılan kurşundu. Hakim ve savcılarımız, yargı mensuplarımız şehidimizin emanetine sahip çıkma noktasında hep beraber mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz” dedi. Çağlayan’da 2015 yılında İstanbul Adalet Sarayı’ndaki makam odasında DHKP-C’li teröristlerce şehit edilen Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz anısına Haliç Kongre Merkezi’nde iftar yemeği düzenlendi. İftar programına Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Şaban Yılmaz, bakan yardımcıları, HSK üyeleri ve İstanbul’da görev yapan 500 hakim ve savcı katıldı. Şehit Savcı Mehmet Selim Kiraz anısına tertip edilen iftar yemeğindeki konuşmasına Selim Kiraz’ı yad ederek başlayan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Bugün şehidimiz Mehmet Selim Kiraz’ın şehadete ulaşmasının 9. yıldönümü münasebetiyle İstanbul Adliyesi’ndeydik. Bir anma programı gerçekleştirdik, onu dualarla yad ettik. Terörle mücadelemizdeki kararlılığımızdan taviz vermeden yolumuza devam edeceğiz. Ona sıkılan kurşun Türkiye’ye sıkılan kurşundu. Ona sıkılan kurşun adalete, hukuka sıkılan kurşundu. Hakim ve savcılarımız, yargı mensuplarımız şehidimizin emanetine sahip çıkma noktasında hep beraber mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. Adaletin tecellisi hususunda hem fiziksel kapasite hem yargı reformları gerçekleştirildiğini belirten Tunç, “Sizler kürsüde adaletin tecellisi için fedakarca çalışıyorsunuz. İstanbul’daki yargı hizmetlerinin aksamadan devam etmesi, adaletin tecellisi ve sizlere destek olma noktasında gerek Adalet Bakanlığımız gerekse Hakimler ve Savcılar Kurulu olarak yoğun bir çalışma içerisindeyiz. Fiziki mekanların teknoloji ile donatılması önemli. Ama kürsüde görev yapan insan unsuru, adaletin tecellisi noktasında sizlerin gayretleri her şeyden daha önemli. Kıymetli yargı mensuplarımız, ülkemiz 22 yıldan bu yana güvenilir adalet sisteminin tesisi bakımında önemli mesafe kat etti. Fiziki mekanların, kapasitenin artırılması konusunda önemli mesafe aldık. Müstakil adliye sarayları bakımından bakıldığı zaman, 500 bin metrekare kapalı alandan bugün 6 milyon metrekare kapalı alana çıktık. Sadece fiziki kapasite yargı teşkilatımızın, güvenilir bir yargı sisteminin tesisi bakımından elbette yeterli değil. İyi ve ihtiyaca cevap veren bir mevzuatın olması gerekiyor. Dolayısıyla bu konuda da temel kanunlarımızı çağın ihtiyaçlarına uygun hale getirdik. Hukuk fakültelerinde kontenjanın azaltılıp kalitenin yükseltilmesi, hukuk fakültesi mezunlarının hukuk mesleklerine giriş sınavlarını kazandıktan sonra hakim, savcılık sınavlarına katılabilmesi, avukatlık stajına başlayabilmesi 2024’ten itibaren uygulamaya geçecek. Hem savunmayı güçlendireceğine hem de hakim savcı sınavından önce bir ön elemenin yapılması gerektiğine inanıyoruz. Mevzuatımızın iyileştirilmesi bakımında yargı reformu strateji belgemizi de seçimden sonra inşallah Sayın Cumhurbaşkanımız açıklayacak. Hazırlıklarımızı tamamladık. Sizlerle beraber vatandaşımızın yargıya güvenini daha üst noktaya taşımanın gayreti içerisinde gece gündüz çalışacağız. Hedefimiz daha güvenilir bir adalet sistemini tesis etmek ve bu uğurda da sizlerin gayretlerine müteşekkiriz” şeklinde konuştu.
İzmir Karşıyaka, stadyum için taraftar mitingi düzenledi Yıllar önce yıkılan stadyumunu geri isteyen Karşıyaka taraftarı, bir ilke imza atarak taraftar mitingi düzenledi. Mitingde açıklamalarda bulunan Karşıyaka Spor Kulübü Başkanı İlker Ergüllü, “10 yıl önce burası bilmediğimiz bir sebepten dolayı yıkıldı ve artık biz stadyumumuzu geri istiyoruz” dedi. İzmir’in en köklü kulübü olan Karşıyaka, 31 Mart Yerel Seçimlerine az bir süre kala yönetim, sporcular, camia ve binlerce taraftar birleşip, senelerdir yapımını bekledikleri yeni stadyum için Türkiye’nin ilk taraftar mitingini gerçekleştirdi. 2015 yılında yeni stadyum projesi kapsamında yıkılan eski Karşıyaka İlçe Stadı’nın atıl kalan arazisinde düzenlenen mitingde açıklamalarda bulunan Karşıyaka Spor Kulübü Başkanı İlker Ergüllü, “Öncelikle değerli vaktini ayırıp buraya gelen herkese çok teşekkür ediyorum. Taraftarımızın bu hafta başı yaktığı ateşe biz de yönetim olarak eşlik ettik. Sonucu da şu anda gördüğüm kadarıyla muhteşem oldu. Karşıyaka Spor Kulübü her şeyden önce bir eğitim öğretim kurumudur. Yıllarca birçok gence spor hayatıyla birlikte kötü alışkanlıklara bulaşmadan büyüme imkanı sağlamıştır. Birçok sporcu yetişmesini sağlamıştır. Burası da bizim okul binamızdır. 10 yıl önce burası bilmediğimiz bir sebepten dolayı yıkıldı ve biz artık geri istiyoruz. İzmir’in önde gelenleri bize destek olmalı ve Karşıyaka stadyumunu geri almalı. Sizlere de bunun için büyük bir iş düşüyor. Hep beraber bunu başaracağız” dedi. “Karşıyaka’nın stada ihtiyacı var” Söz hakkı verildiği için mutlu olduğunu ifade eden Karşıyaka Spor Kulübü Kaptanı Haydar Yılmaz, “Bu tarz konuşmalara çok alışık değilim. Karşıyaka’nın bu stada çok ihtiyacı var. Bu haklı bir isyan ve haklı bir direniştir. Karşıyaka stadını istiyor. Hep birlikte bunu başaracağız” dedi. “Yeter diyoruz” Karşıyaka Voleybol oyuncusu Selen Naz Kıran, “Kulübümüzün stadyumu yıkıldı maalesef yıllar geçmesine rağmen yerine bir türlü yeni tesis yapılmıyor. Artık bu duruma sessiz kalmak mümkün değil. Yıllardır umutla gelecek günleri bekliyoruz fakat artık sabrımız tükeniyor. Buradaki o eski heyecanı yıkıntılar ve umutsuzluklar almış durumda. Yıllarca emek verdiğimiz ter döktüğümüz ve ruhumuzu verdiğimiz bu alanı geri istiyoruz. Sadece bir spor tesisi değil aynı zamanda topluluk merkezi olacak stadyumumuz için yetkililerden bir adım bekliyoruz. Karşıyaka Spor Kulübü olarak artık yeter diyoruz” şeklinde konuştu. “Stadyumu hak ediyoruz” Karşıyaka’da doğup büyüdüğünü ve bu kulüpte yetiştiğini dile getiren Mert Celep: “Buradaki herkese verdikleri desteklerden dolayı teşekkür ediyorum. Çok mutluyum. Tüm çocukluğum bu stadyumda geçti. Çoğu zaman idmanlarımızı burada yaptık. Ama maalesef bilmediğimiz sebeplerden dolayı birkaç sene önce bu stadyumu yıktılar. Artık bize yıllardır verilen sözlerin tutulmasını istiyoruz. Ben Karşıyaka Spor Kulübü’nün ve taraftarının bu stadyumu sonuna kadar hak ettiğini düşünüyorum. Öte yandan düzenlenen taraftar mitingine CHP İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Cemil Tugay, İYİ Parti Adayı Ümit Özlale, İYİ Parti Karşıyaka Belediye Başkan Adayı Yetkin Hafızoğlu AK Parti Karşıyaka Belediye Başkan Adayı İsmail Çiftçioğlu katılım gösterdi.
Diyarbakır DTSO’da “Gençlerin Dijital Sektörlerde İstihdamın Artırılması Projesi” düzenlenen etkinlikle başladı Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Bilim Eğitim Vakfı bünyesinde yürütülen AB destekli "Gençlerin Dijital Sektörlerde İstihdamının Arttırılması Projesi" açılışı düzenlenen etkinlikle gerçekleştirildi. Diyarbakır Gastro İnovasyon Merkezin’de düzenlenen DTSO Başkanı Mehmet Kaya, DTSO Yönetim Kurulu Üyeleri Kamu Kuruluş Temsilcileri ve Sivil toplum örgütü temsilcileri katıldı. Etkinliğin açılış konuşmasını yapan DTSO Başkanı Kaya, "Ticaret ve Sanayi Odası olarak kentte işletmelerin büyümesi, yeni girişimlerin kurulması ve daha katma değerli üretim ve hizmet sunumu için insan kaynağının oldukça önemlidir. Bu nedenle kendi kurduğumuz merkezlerde gençlere ve kadınlara yönelik çalışmalara son yıllarda öncelik vermeye başladık” dedi. “Ekonomimiz için oldukça önemli bir avantaj olan gençlerimizin ve kadınlarımızın işgücüne katılımının düşük olması en temel sorunlarımızdan biri” diyen Kaya, “Gençlerimiz iş bulmakta zorlanıyor. İşletmelerimiz de son yıllarda artan bir şekilde çalışan bulmakta zorlanıyor. Bunun nedenlerine odaklanmak, çözümler üretmek ve projeler geliştirmek önceliğimiz oldu. Bu kapsamda da Diyarbakır Sanayi Mektebi başta olmak üzere merkezlerimiz bünyesinde eğitimler, farkındalık çalışmaları, etkinlikler düzenliyoruz. Şimdi de işletmeler tarafında eşleştirme, gençler ile bir araya getirmeye odaklanmaya başlayacağız” ifadelerinde bulundu. Genç nüfusun kalıcı işsiz olması, ev genci denilen, görünmeyen, iş aramayan gençlerin sayısında artışın kent için önemli toplumsal ve ekonomik sorunlar barındırdığına değinen Kaya, sözlerini şöyle sürdürdü: “Gelecek dönemde en çok eğilmemiz ve üzerinde durmamız gereken hususun gençlerimizin iyi eğitim alması, eğitimlerden sonra desteklenmesi ve istihdama aktif ve sürdürülebilir bir şekilde katılması olmalı. Elbette bu sadece oda olarak bizim işimiz değil ve tek başımıza da yapabileceğimiz bir husus değil. Biz iki yıldır farklı işbirlikleri ile bu alanda çalışıyoruz ve hem gençlerin hem de işletmelerin karşılaştıkları sorunları kısıtları daha iyi görüyoruz. Şimdi tüm STK’larımızın ilgili kurumlarımızın ve yerel yönetimlerimizin bu soruna birlikte daha çok odaklanması gerektiğini düşünüyoruz. Bugün aldığımız hibe desteği ile başlattığımız çalışmaları sizlerle paylaştık. Bunları yaparken de yerelde işbirlikleri sağladık. Ben proje süresince işbirliği sağladığımız İŞ-KUR Müdürlüğümüze, Milli Eğitim Müdürlüğümüze, Yenişehir Halk Eğitim Müdürlüğüne, Karacadağ Kalkınma Ajansına, Gençlik ve Değişim Derneğine çok teşekkür ediyorum." Daha sonra konuşan DTSO Bilim Eğitim Vakfı Başkan Yardımcısı Faruk Korkmaz, “Genç nüfusumuz ilimiz ekonomisi için en önemli avantajlardan biri. Ancak gençler sürdürülebilir bir şekilde istihdama katılamıyor ve iş aramaktan vazgeçiyor. Bu sorunun çok fazla nedeni var elbette. Önemli yapısal sorunlarımız da var. Ancak yerelde çözümler üretilmesi ve yerel dinamiklerin bu sorunu sahiplenmesi oldukça önemlidir. Diyarbakır Sanayi Mektebi’ni 2019 yılında açtık. Önceleri yaygın nitelikli eğitimler ile başladık. KOBİ’ler, çalışanlar, kadın girişimciler için 100’ün üzerinde eğitim düzenledik ve yaklaşık 5 bin kişiye ulaştık. 1,5 yıldır eğitimde, istihdamda ve mesleki eğitimde olmayan gençlere yönelik çalışma yapıyoruz. Moda tasarım, aşçı yardımcılığı, barista, yazılım dilleri gibi eğitimler düzenledik ve sonrasında da işletmeler ile nasıl eşleştirebileceğimize bakmaya başladık. Sanayi Mektebi’nde düzenlediğimiz eğitimleri, İŞ-KUR İl Müdürlüğü, Milli İl Eğitim Müdürlüğü, Karacadağ Kalkınma Ajansı, Yenişehir Halk Eğitim Merkezi, Gençlik Değişim Derneği ile yapıyoruz. Şu an Sanayi Mektebinde animasyon, web tasarım, kısa film ve grafik tasarım eğitimlerimiz var” şeklinde konuştu.