POLİTİKA - 05 Haziran 2018 Salı 23:44

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan idam açıklaması!

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan idam açıklaması!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kdz. Ereğli mitinginde ‘idam’ tezahüratları yapan halka, “Şu anda tabi yargı devam ediyor. Bu yargı süreci içerisinde biz bir hukuk devleti mensubu olarak daha önce de söyledim. Yargı böyle bir konuda parlamentonun verdiği karar bu olursa bana geldiğinde ben bunu onarım dedim. Çünkü biz değerler silsilesi içerisinde kanı yerde bırakmayız” diye yanıt verdi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Zonguldak’ta madencilerle iftar programının ardından helikopter ile Kdz. Ereğli’deki miting alanına hareket etti. Sahil bandında toplanan on binlere hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yeni bir dönüm noktasındayız. Artık Türkiye’de 24 Haziran’dan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Yeni bir dönem başlıyor. Bunu milletçe beraber yapacağız. Benim sizden çok önemli bir isteğim var. Bir kardeşiniz, evladınız olarak diyorum ki birilerinin fitnesine, fesadına asla yüz vermeden şu Rabiamız var ya. Bu bizim her şeyimiz. Onun için öyle bir seslenin ki başı rahmet, ortası mağfiret sonu ebedi azaptan kurtuluş olan mübarek Ramazan’ı Şerif’in son on günündeyiz. Bunu biz bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız. Hep birlikte Türkiye olacağız. Bu milleti bölemeyecekler. Bu vatanı parçalayamayacaklar. Yeri geldiği zaman biz Gabar’a, Cudi’ye, Tendürek’e F16’lar ile ineriz. Bunların inlerine gireriz mi? Girdik mi? İşte bak, her ne kadar CHP’nin adayı gidip bir tanesini cezaevinde ziyaret ediyor. Demek ki Sayın Muharrem’in türbesi orası, oradan ziyaret edip de ne alacak. Kim bu adam benim 53 kardeşimi öldürenlerin faili değil mi? Onu ziyaret ediyor. Normaldir çünkü bunlar Ankara’dan İstanbul’a kol kola gitmediler mi? Şimdi de çıkmış milletin karşısında ne diyor, oy istiyor. Bay Kemal de aynı Bay İnce’de aynı” ifadelerine yer verdi.

“Apoletleri ben sökmedim, yargı söktü” 

CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’nin, apolet sökme açıklamalarına yanıt veren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Şimdi ince ince bir şeyler yapmak istiyorlar. Benim şu anda Afrin’de terör örgütlerine karşı mücadele veren o kahraman komutanımıza kalkıp da edepsizce ahlaksızca saldıran bu kişiyle bunlar el ele verdi. ‘Apoletlerini sökeceğim’ dedi. Aç tavuk kendini buğday ambarında sanırmış. Benim milletim bakalım sana yol verecek mi? Dur bakalım sen bir defa bu ülkede bu hukuk devletinde bu işlerin nasıl yapıldığının farkında bile değilsin. ‘Sen apoletleri sökersin de ben sökemez miyim’ diyor. Bay Muharrem ben sökmedim apoletleri yargı söktü. Biz bu millete ihanet edenleri tuttuk yargıya teslim ettik. 15 Temmuz gecesi benim Kdz. Ereğli’deki kardeşlerim meydandaydı. Ne oldu. Bunları tuttuk, yargıya teslim ettik. Kararı yargı verdi. Yargının verdiği kararla şu anda bunlar içerideler. Ödeyecekler bedelini, 251 şehidimizin bedelini ödeyecekler. Gazilerimizin bedelini ödeyecekler. Şu anda yapılan budur” diye konuştu.

‘İdam’ tezahüratına ‘Kanı yerde bırakmayız’ yanıtı 

Erdoğan, ‘idam’ seslerinin yükselmesi üzerine “Şu anda tabi yargı devam ediyor. Bu yargı süreci içerisinde biz bir hukuk devleti mensubu olarak daha önce de söyledim. Yargı böyle bir konuda parlamentonun verdiği karar bu olursa bana geldiğinde ben bunu onarım dedim. Çünkü biz değerler silsilesi içerisinde kanı yerde bırakmayız. İşte bak Afrin’de 4 bin 500 teröristi etkisiz hale getirdik mi? Ne oldu kaçtılar mı? Şimdi sıra Kandil’de, Sincar’da. Benim ülkemi taciz eden, tehdit eden kim olursa olsun onların üzerine üzerine gideriz. Gideceğiz. Artık o CHP’nin Türkiye’si yok. Artık AK Parti iş başında olduğu bir Türkiye var. Biz beşer planında kimsenin önünde eğilmedik. Biz sadece ve sadece Allah’ın huzurunda, rükuda ve secdede eğildik. Ve şimdi diyorum ki biz Türkü ile Kürdü ile Lazıyla, Gürcüsüyle, Abazası, Boşnak’ı, Romanı ile velhasıl 81 milyon tek milletiz. Bizim bayrağımıza eş bayrak yok. Tek vatan, 780 bin kilometre kare. Vatanımızı bölemezler. Türkiye Cumhuriyeti devletinden başka devlet yok. Yok paralel devletmiş, şu devletmiş bu devletmiş. Dimdik ayakta durarak yola devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

“Sandıkları demokratik bir şekilde CHP’nin ve o yanındakilerin kafasına geçirmemiz lazım” 

24 Haziran seçimlerine az bir süre kaldığını da hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2013’te IMF’ye olan borcun kapatıldığını, Merkez Bankası’ndaki döviz rezervinin ise 27.5 milyar dolardan 111 milyar dolara yükseldiğini ifade etti. Erdoğan, “Şurada 18 gün kaldı. Kapı kapı dolaşmaya var mıyız? Evleri ziyaret ederek bilmeyenlere bildiklerinizi anlatacak mısınız? Gençler sizler de liseli ve üniversiteli gençlere bütün bildiklerinizi anlatacak mısınız? Biz göreve geldik. IMF’ye olan borç 23 milyar dolardı. Biz bunu 2013’te sıfırladık. Bitirdik. Şimdi borcumuz var mı? Yok. Merkez Bankamızın döviz rezervi 27.5 milyar dolardı. Şimdi 111 milyar dolar. İhracatımız 36 milyar dolardı. Şimdi 162 milyar dolar. Çalışıyoruz. Durmak yok yola devam. Ama bunları bilmeyen var. Düşünebiliyor musunuz biz kitap bulamazdık. Şimdi okullar açılırken sıraların üzerine kitapları koyuyor muyuz? Düşünün üniversitesi olmayan ilimiz kalmadı. Türkiye’de şu anda 81 vilayetin tamamında üniversitemiz var. Üniversite sayısı son açılanlarla 205’e ulaştı. Yani biz üniversiteyi artık en batıdan en doğuya en kuzeyden en güneye vatandaşımızın ayağına götürdük. İstiyoruz ki Türkiye’de tüm evlatlarımız üniversitelerde rahatlıkla okuyabilsinler. Derslik sayıları benim sınıfımda 75 kişi vardı. Ama şimdi 30’un üzerinde sınıfların sayısı yok denecek noktaya geldi. Niye kaliteli bir eğitim öğretim yapalım. Bunu da başardık. Asıl cevap 24 Haziran’dan sonra. Benim sizden isteğim şu madem ki tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet dedik. O zaman şimdi Cumhur ittifakı var. Bu ittifakla beraber sandıkları biz bu CHP’nin ve o yanındakilerin kafasına geçirmemiz lazım. Demokratik bir şekilde, buna hazırız değil mi?” diye konuştu.

“Mor beyin, Bylock bunların hepsi yargı meselesi” 

Bir vatandaşın ‘mor beyin ve Bylock’a ilişkin sorusuna yanıt veren Erdoğan, “Mor beyin, Bylock bunların hepsi yargı meselesi. Yargıda verilen karara bizim müdahale yetkimiz yok. Müdahale yetkimiz yok. Eğer yargı böyle bir karar vermişse vermiş. Vereceğimiz bir karar yok. Bunlar Mor beyin, Bylock bütün bunlar tasarrufumuzun dışında. Yargının elinde olan şeyler. Ben yargının alanına giremem. Yargının da benim alanıma girmesini istemem. Şimdi buradan size bir haber daha veriyorum. Kandilli Alacaağzı kömür sahasının ihalesi de yarın yapılacak. Bunlar ne demektir. Bu tür şeyler yeni istihdam alanları demektir” dedi. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan ‘Kdz. Ereğli il olsun’ tezahüratı üzerine ise, “Bu tür şeylerden çok buraya gelen hizmete bakarım. İnşallah 24 Haziran buradan çıkacak sandıklardaki oylar bizim istikametimizi de belirleyecektir. Aslında açılışını yaptığım bir tersanemiz vardı. Bunları yeniden hareketlendirmek ve güçlendirmemiz lazım. Gemi inşa sanayisinde yeni bir adım atacağız. Çok daha ileri noktaya bunu taşıyacağız. 79 senede bu ülkede 6 bin 100 kilometre yol yapıldı. Biz bunu şimdi 16 yıllık iktidarımızda buna yaklaşık 20 bin kilometre yol ilave ettik. Bu iş bizim işimiz. Ya bu güzellikleri görmüyor musunuz? Şurada Düzce’ye giderken olan yollar ne durumda? Ereğli-Devrek yolları bizim iktidarımızda yapılır. Bunlar kalmaz. Sanki bize güveniniz yokmuş gibi konuşuyorsunuz. 16 seneye 20 bin kilometre yol ilave eden bir iktidarız. Bunlar CHP’ler şunlar bunlar Bolu Dağı tünelini patates deposu yapmayacaklar mıydı? Biz o tüneli açtık, biz buyuz. Biz yaparız, onlar yıkar. Bay Muharrem ‘Ben yıkarım’ diyor. Yahu siz hiçbir zaman yapmadınız ki” şeklinde konuştu.

"CHP’nin ağalarından İnönü uçak fabrikasını hazmedemedi” 

Nuri Demirağ’ın uçak fabrikasının gaz ocağı fabrikasına çevrildiğini hatırlatan AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, şunları kaydetti: 

“Nuri Demirağ Türkiye’de ilk uçak yapan insan. CHP’nin ağalarından İnönü bunu hazmedemedi. Daha sonra bunlar bunun uçak fabrikasını gaz ocağı fabrikasına çevirdiler. Bunlar bu. Şimdi çıkmışlar konuşuyorlar. Ne konuşuyorsunuz ya sizi biz tanırız. İnce, ‘1. Köprüyü Demirel yaptı, 2.’yi Özal yaptı, 3.’yü tabi benim ismimi veremiyor tabi Erdoğan yaptı. 4.’yü de ben yaparım’ diyor. Ya sen yapamazsın, senin aklın bunlara basmaz. Sen çırak bile olamadın çırak. Kendi genel başkanına, ‘Bir girdin olmadı, iki girdin olmadı, üç girdin olmadı, dört girdin olmadı, beş girdin olmadı, olmadı, olmadı olmadı. Ya çekil’ diyor. Bay Kemal’de ne yaptı. Ona ‘Gel bakalım Muharrem’ diyor. Niye çünkü bunu kendi başına bela olmaktan defedip ondan sonra yola daha rahat gitmek istiyor. 24 Haziran’da benim milletim ikisinin de biletini kesecek. Ben buna inanıyorum.”  

Onur Altındağ - Sertaç Özdemir - Vedat Kılıç - Barış Doğan
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Çarşamba’nın tarihi lezzeti denetimi geçti Samsun’un Çarşamba ilçesinin tescilli tarihi lezzeti pide, 2024 denetimini denetimi geçti. Samsun’da, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu kapsamında 22 Aralık 2016 tarihinden itibaren korunmak üzere 21 Mart 2018 tarihinde Çarşamba Ticaret Borsası tarafından tescili yaptırılan “Çarşamba pidesi”nin 2024 yılı coğrafi işaret denetimi tamamlandı. Denetim kapsamında, coğrafi işaretli Çarşamba pidesi üreticileri yerinde ziyaret edilerek, üreticilere coğrafi işaretin önemi ve kapsamı anlatıldı. İşletmelerin şartnameye uygunlukları açısından denetimi gerçekleştirildi. Denetime Çarşamba Ticaret Borsası Tescil Takip Memuru Oğuzhan Kılınç, Çarşamba Ticaret ve Sanayi Odası Proje Ofisi Müdürü Reyhan Arslan, Çarşambalılar Lokantacılar Odası Başkanı Hasan Gümüş ve Genel Sekreter Serpil Yılmaz, Çarşamba Kaymakamlığı Yazı İşleri Müdürü İbrahim Fethi Sel, Çarşamba Belediyesi görevlisi Onur Öztürk ve İlçe Tarım ve Ormancılık Müdürlüğü yetkilisi Uğur Gencer ile Veteriner Hekim Ali Kemal Altuntaş katıldı. Çarşamba’nın tarihi lezzeti Denetimlerin yer yıl olduğu gibi bu yılda usulüne uygun yapıldığını ifade eden Çarşamba Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Kazım Yılmaz, “Coğrafi işarete sahip Çarşamba Pidesi Çarşamba’nın tarihi bir lezzetidir. Yıllardır süregelmiş bu yöresel ürüne özellikle kamunun öncülüğünde sahip çıkılmalı ve marka değeri artırılmalıdır. İlçemiz için büyük değere sahip Çarşamba pidesinin korunması ve üretimi hususunda görev alan öncü kurum olmaktan gurur duyuyoruz” dedi. ÇTB tarafından Çarşamba’da coğrafi işaretli Çarşamba pidesi üretimi yapan 6 (altı) firmaya coğrafi işaret denetimi yapıldı. Pide üretimi yapan işletmelerinin, coğrafi işaretli Çarşamba pidesinin usullerine uygun bir biçimde yapıldığını ve yörenin doğal ürünlerinin kullanıldığını kaydetti. Pideler denetime gelen yetkililer tarafından tadıldı.
Erzurum Atatürk Üniversitesi ikinci kez akredite edildi Yükseköğretim Kalite Kurulu (YÖKAK) tarafından yükseköğretim kurumlarındaki niteliğin yükseltilmesi ve kalite güvencesine katkı sağlanması amacıyla uygulanan Kurumsal Akreditasyon Programı kapsamında 2021 yılında akredite olan Atatürk Üniversitesi, 2 yıl süreyle yeniden akredite edildi. Bu kapsamda; Başkent Ankara’da düzenlenen törende Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Çomaklı Akreditasyon Belgesini, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar ile YÖKAK Başkanı Prof. Dr. Ümit Kocabıçak’ın elinden aldı. Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Itri Kongre ve Kültür Merkezinde, Uluslararası Kalite Güvencesi ve Akreditasyon Konferansı öncesinde düzenlenen törenle Kurumsal Akreditasyon Belgesini alan Rektör Çomaklı’ya Atatürk Üniversitesi Kalite Koordinatörü Prof. Dr. Bilal Yılmaz ile İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Vedat Kaya eşlik etti. Rektör Çomaklı: “Bu Başarı Tüm Üniversite Mensuplarımıza Aittir” Konuyla ilgili bir değerlendirmede bulunan Rektör Prof. Dr. Ömer Çomaklı; Yeni Nesil Tasarım ve Dönüşüm Projesi kapsamında kurulan Kalite Koordinatörlüğü öncülüğünde, akademik ve idari birimleri ile geçirilen yoğun çalışma döneminin ardından YÖKAK tarafından yürütülen değerlendirmenin ardından 2 yıl süreyle yeniden Kurumsal Akreditasyon onayı almaya hak kazandıklarını ifade ederek bu başarının tüm üniversite mensupları ait olduğunu dile getirdi. Atatürk Üniversitesinin farklı birimlerindeki kurumsal bilgiler, kalite güvence, eğitim-öğretim, araştırma, toplumsal katkı ve yönetim kategorilerinde göstergelerin incelenmesi neticesinde 2 yıl süreyle akredite edildiklerini belirten Rektör Çomaklı, Atatürk Üniversitesinin yetkin bilim insanları ve gelişmiş araştırma alt yapısıyla hiçbir zaman iyiyle yetinmeyerek, daima daha iyiye ulaşma gayreti içerisinde olduğunu söyledi. “Atmış Olduğumuz Adımların Doğruluğu Bir Kez Daha Tescillenmiş Oldu” “Üniversitemiz hem kalite iyileştirme çalışmalarında hem de Araştırma Üniversitesi Performans Göstergelerinde sürekli iyileştirmeyi sağlamak ve bunları sürdürülebilir kılmak amacıyla gerekli faaliyetleri planlamakta, uygulamakta, izlemekte, değerlendirmekte ve daha iyiye ulaşmak için sürekli iyileştirme çalışmalarına devam etmektedir” diyerek değerlendirmesini sürdüren Rektör Çomaklı ayrıca şunları aktardı: “Üniversitemiz, kalite iyileştirme çalışmalarını ve Araştırma Üniversitesi Performans Göstergelerini iyileştirmeyi, ülkesine ve milletine daha iyi hizmet etmenin bir yolu olarak görmektedir. Sürekli iyileştirme çalışmalarını aralıksız olarak sürdüren üniversitemiz, 2021 yılında YÖKAK Kurumsal Akreditasyon Programına dahil olmuştur. Bağımsız değerlendirme takımları tarafından kurumların iç değerlendirme raporu temel alınarak yürütülen değerlendirme programı sonrasında 2. kez akredite edildi. Araştırma Üniversitesi statüsü kazanan üniversitemizin verdiği kaliteli eğitimin yeniden akredite edilmesiyle birlikte atmış olduğu adımların doğruluğu da tescillenmiş oldu. Bu düşüncelerle; akreditasyon belgesini bizlere tevdi eden YÖK Başkanımız Prof. Dr. Erol Özvar ile YÖKAK Başkanımız Prof. Dr. Ümit Kocabıçak ile tüm değerlendirme heyetine ve üniversitemizin kıymetli mensuplarının tamamına teşekkür ediyor, şükranlarımı sunuyorum” dedi. YÖK Başkanı Özvar: “Üniversiteler, 14 Ölçüt ve 46 Alt Ölçüt Dikkate Alınarak Değerlendiriliyor” Üniversitelerin kalite güvencesi sistemi, eğitim ve öğretim, araştırma ve geliştirme, toplumsal katkı ve idari süreçlerde değerlendirilmesini sağlayan Kurumsal Akreditasyon Programı ile Türkiye’deki üniversitelerin ulusal/uluslararası düzeydeki katkılarının ve dünyadaki görünürlüklerinin artırılmasını amaçladıklarını ifade ederek konuşmasına başlayan YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar: “Dış değerlendirme süreçlerimiz kapsamında; üniversitelerimiz, öncelikle Kalite Güvence Sistemi, Eğitim ve Öğretim, Araştırma ve Geliştirme, Toplumsal Katkı ve Yönetim Sistemi alanlarında 14 ölçüt ve 46 alt ölçüt açısından hangi aşamada olduğunu kanıtlarıyla ortaya koyan kapsamlı bir rapor hazırlamaktadır. Böylece kurumun kendi kendini tanıması ve değerlendirmesi bu sürecin en önemli aşamasıdır. Daha sonra, YÖKAK tarafından oluşturulan ve aralarında öğrenci, yabancı değerlendiricinin de bulunduğu 8 kişiden oluşan değerlendirme takımları tarafından bu raporlar okunarak ve kendi aralarında yoğun toplantılar yapılarak ön değerlendirme yapılmaktadır. Sonrasında takımlar, uzaktan veya yüz yüze şekilde ön ziyaret ve saha ziyareti yaparak üniversitenin tüm birimlerini ziyaret etmekte, öğrenciler başta olmak üzere iç ve dış paydaşları ile bir araya gelmekte, kurumun durumunu sahada değerlendirmekte ve sonucunda Geri Bildirim Raporu veya Akreditasyon Raporu hazırlamaktadır. Kurumsal Akreditasyon Programında son olarak YÖKAK’ın ilgili komisyonları ve kurulu bu raporu dikkate alarak ve değerlendirme takımı ile bir araya gelerek üniversitelere “tam akreditasyon” ya da “koşullu akreditasyon” kararını vermektedir. Bu aşamalarda çok dinamik bir süreç yaşayan ve yoğun şekilde çalışan kurul üyelerimize, öğrencilerimiz ve yabancı değerlendiricilerimiz başta olmak üzere, tüm değerlendiricilerimize teşekkür ederim” dedi. YÖKAK Başkanı Kocabıçak, Kurumsal Akreditasyonun Avantajlarını Anlattı YÖKAK Başkanı Prof. Dr. Ümit Kocabıçak ise konuşmasında Kurumsal Akreditasyona sahip bir üniversitelerin diğer üniversitelere göre öne çıkan yönlerine ilişkin bilgi verdi. Kocabıçak: “Kurumsal Akreditasyon belgesi almış bir yükseköğretim kurumu, temel faaliyet alanlarında kamuoyuna vadettiği hedeflere ulaşmayı güvence altına almak için ilgili mekanizmaları oluşturuyor. Üniversiteler, bunların önemli bir bölümünü iyi biçimde çalıştırıyor, izliyor ve iyileştiriyor. Tüm iç ve dış paydaşlarının katılımı önemseniyor. Öğrenci geri bildirimleri özellikle dikkate alınıyor ve karar alma süreçlerine yansıtılıyor. Öğretim programları bilgi çağının gerekleri, değişen öğrenci özellikleri ve öğrenci merkezli öğrenme anlayışı temelinde sistemli biçimde güncelleniyor. Öğrenme kaynakları ve öğretim üyesi yeterliklerinin sürekli biçimde geliştirilmesi için çalışılıyor. Kurumun araştırma yetkinlikleri geliştiriliyor ve toplumsal katkı faaliyetleri sistematik biçimde ele alınıyor” diye konuştu. Program, akredite olan kurum rektörlerinin belgelerini almaları ve hatıra fotoğrafı çekimiyle sona erdi.
Yalova Çiftlikköy Belediyesi’nin borçları belediye binasına asıldı Çiftlikköy Belediye Başkanı Adil Yele, belediyeyi 322 milyon 449 bin liralık borçla aldıklarını açıkladı. Yele, borçların kalem kalem nerelere olduğuna yönelik de hazırlanan pankartı da belediye hizmet binasına astırdı. CHP’den Çiftlikköy Belediye Başkanlığı’na seçilen Adil Yele, Belediye Meclis Toplantı Salonu’nda basın mensuplarıyla bir araya geldi. Yele’ye CHP İl Başkanı Erdem Doğancı ve İlçe Başkanı Savaş Kaşıkçı da eşlik etti. 10 yıllık yapıdan sonra Çiftlikköy Belediyesi’ni teslim aldıklarını anlatan Başkan Yele, işleyişi devam ettirdiklerini söyledi. Belediye başkanlığı makamı kapısını vatandaşa açtıklarını anlatan Yele, “Vatandaşımızın belediye başkanıyla her türlü konuda temas edip istişare edebiliyor, konuşup, danışıp tartışabiliyor” dedi. Güzel bir saha çalışması sonucunda vatandaşın teveccühüyle çok iyi bir oy oranıyla seçimleri kazandıklarını hatırlatan Yele, şöyle konuştu: “5 yıllık süre içinde vatandaşın bize emanet ettiği o koltuğu en iyi biçimde Çiftlikköy halkına hizmet edecek şekilde kullanacağız. Seçim kampanyası süresince vatandaşlarımıza eşit, adil, şeffaf bir yönetim anlayışı içinde Çiftlikköy’ümüzü yöneteceğimizi söylemiştik. Bununla ilgili gerekli adımları hızlı ve ivedi bir şekilde atıyoruz. Gelirimizi, giderimiz net şekilde tespit etmek istedik. 5 Nisan 2024 itibariyle ben gerekli müdürlüklere başkanlık makamı olarak yazdığım yazılarda bir borç tespiti yaptık. Tabi bu borç devam ediyor, müteahhitlerden ve dışarıdaki kesimlerden hala gelen faturalarımız var. Önümüzdeki süreçte bunları belirli periyotlar halinde gelir gider tablosu halinde zaten sizle buluşacağız, tekrar anlatacağım. Görevi teslim aldıktan sonra ilk hamlem belediyede çalışan personel, mesai arkadaşlarımın maaşlarıyla alakalı oldu. Geldiğimizde bununla alakalı bir kaynak yoktu. Hızlı bir hareketle ilk maaşlarımızı eksiksiz, kesintisiz bir şekilde ödedim. Tabi bundan sonraki süreçte belediyenin borç yükü tahmin ettiğimden biraz daha fazla çıktı. Çünkü ticari olarak da işleyen bir birim burası. Bürokrat arkadaşlarım yaptığım çalışmada, ivedi bir şekilde çıkardı. Bunu belediye binasına da astık, sosyal medyadan da paylaşacağız. Herkes dilediği takdirde görecek ve önümüzdeki süreçlerde bu borç yükünün azaldığını ya da arttığını şeffaf bir şekilde vatandaşımıza anlatacağız. Vatandaşın parasını nereye harcadığımızı, nerelerde tasarruf yaptığımızı teker teker anlatacağız.” 4 nisan itibariyle 322 milyon civarı bir borçlarının olduğunu anlatan Yele, bunun önemli bir kısmının kamu kurumlarına olduğunu ifade ederek, “Daha sonra müteahhitlere ciddi bir borcumuz var. Günü gelmiş, ödemesi gelmiş borçlar bunlar. Göreve geldiğimizde 5 milyon civarı bir paramız vardı. İller Bankası’ndan gelen kaynakla ben ilk maaşları ödedim. Maaşları ödedikten sonra bu 322 milyonun karşılığında kasamızda da 1 milyon para var. Dönemeyen bir sistem var. Hızlı bir şekilde belediyenin gelirlerini artıracak hamlelerle alakalı başlangıcı verdik. Kısa bir zamana ihtiyacımız var. 3-5 aylık bir süre içinde çalışan bir mekanizma, belediye başkanının sadece maaş ödemeyi düşünmediği bir sistem, yatırımla alakalı bir sistem anlayışını ortaya koyacağız. Hiçbir zaman ben hayatım boyunca da hiçbir şekilde enkaz edebiyatı yapmadım, burada da yapmayacağım. Borcumuz var, ağır bir borç. Bunun bilincindeyiz ekip arkadaşlarımla beraber. Hızlı ve ivedi bir şekilde belediyenin kaynaklarını artmak istiyoruz” diye konuştu. En önemli projemiz tasarruf Başkan Yele, Çiftlikköy Belediyesi’nde önceliklerinin tasarrufa gidilmesi olduğunu sözlerine ekleyerek şunları kaydetti: “En önemli projemiz aslında tasarruf, tasarruf, tasarruf. Tasarrufla ilgili hamleleri başlattık. Bu 10-15 günlük süre içinde bile bunun farkına varmaya başladım. Nasıl aile ekonomisinde tasarruf yapıyorsunuz, ayağınızı yorganınıza göre uzatıyorsunuz, burada da ilk etapta ayağımızı yorganımıza göre uzatacağımız bir sistem anlayışı içinde olacağız. Tasarruf yapacağız, yapmaya başladık. Mali ve kurumsal yapıyı güçlendireceğiz. Burada kişiye dayalı değil, sisteme dayalı kurumsal bir yapı anlayışı ortaya koyacağız. Biz burada bir bayrak teslimi aldık. Bayrağı aldığımızdaki durumu biz şeffaf bir şekilde gösteriyoruz." Yele, Çiftlikköy’de icraat ve hizmet zamanı olduğuna da vurgu yaptı. İl Başkanı Erdem Doğancı ise Yalova’da CHP’li belediyelerin birbirinden kopuk olmayacağını ve birlikte çalışacağını kaydetti.
Eskişehir Turizm Fakültesi’nde ’Çin Dili Günü Etkinlikleri’ düzenlendi Anadolu Üniversitesi Turizm Fakültesi ve Çin Halk Cumhuriyeti Büyükelçiliği tarafından düzenlenen ’Uluslararası Çin Dili Günü Etkinlikleri’ Turizm Fakültesi Fuaye Alanı’nda gerçekleştirildi. Uluslararası Çin Dili Günü’nde konuşan Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fuat Erdal, “Çin Dili Günü çerçevesinde hem Çin dilinin hem de mutfağının önemini vurgulayarak binlerce yıllık geçmişe ve zengin bir mirasa şahitlik ediyor olacağız. Dillerin ve yemeklerin insanları bir araya getirişi ve kültürel alışverişi teşvik etmekteki yeri çok büyük. Bu etkinlik sayesinde de Türk ve Çin kültürünün kaynaşmasına yardımcı olacağız” dedi. “Türk ve Çin medeniyetleri arasında köprü kurmaktayız” Çin Kültür Ataşesi Zhou Meifen Anadolu Üniversitesi’nde olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Ataşe Meifen, “Bugünkü etkinlik ile Türk ve Çin medeniyetleri arasındaki bağı kuvvetlendirmekteyiz. Zaten yüzyıllardan beri Çin ve Türkiye arasında iletişim ve dostluk süregelmekte ve bunlar bizim için çok değerli. Daha fazla insanın değerlerini, kültürlerini öğrenmek için bu tarz etkinlikler önemli bir yere sahip. Dil medeniyetlerin taşıyıcısıdır, bir medeniyetin mutfağı o ülkeyi anlamak için oldukça önemli bir unsur. Bu etkinlikte bizi ağırladığınız için çok teşekkür ederiz" ifadelerini kullandı. “Diller ve yemekler kültürün eserleridir” Anadolu Üniversitesi Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Semra Günay ise, açılışta yaptığı konuşmasında şunları kaydetti: "Dil kültürün eserlerinden bir tanesi o yüzden dil özelliklerimizi korumamız çok önemli. Mutfak da kültürü yansıtan en güzel unsurlardan bir tanesi. Biz burada Asya’nın değerli kültürünü tanımak istiyoruz. Türk ve Çin mutfağının hem benzer hem farklı yönleri var. Bunları öğrenmek, tadarak deneyimlemek için sabırsızlanıyoruz.” Uluslararası Çin Dili Günü Etkinlikleri açılış konuşmalarının ardından Turizm Fakültesi Fuaye Alanı’nda gerçekleştirilen Çin Dili ve Kültürünün Tanıtımı ile devam etti. Daha sonra Uluslararası İlişkiler Birimi’nden Öğr. Gör. Lili Feng Bahtiyar ile Çin Mutfağı Uygulamalı Atölyesi gerçekleştirildi. Uygulamalı mutfak atölyesi, tadım ve sertifika töreni ile sona erdi. Çin Dil Günü Etkinlikleri’ne Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fuat Erdal, Çin Halk Cumhuriyeti Ankara Büyükelçiliğinden Kültür Ataşesi Zhou Meifen, Anadolu Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ali Resül Usul, Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Semra Günay, Turizm Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hilmi Rafet Yüncü ve Uluslararası İlişkiler Birimi Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Ertuğrul Gökçekuyu başta olmak üzere birçok üyesi elemanı ve öğrenci katılım gösterdi.