POLİTİKA - 05 Haziran 2018 Salı 22:35

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan ‘yerli kömür’ açıklaması

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan ‘yerli kömür’ açıklaması

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Zonguldak’ta maden işçileriyle iftarda bir araya geldi.

Erdoğan, “Artık madenlerimizi yürek burkan kazalarla değil en ileri tekniklerle yapılan üretim modelleriyle konuşmak, tartışmak istiyoruz. Maden sahalarını sarı, kırmızı, mavi olarak risk gruplarına ayırarak denetimlerini de ona göre yapacağız. Tüm bu süreçleri şeffaf bir şekilde yürüterek kömürü ülkemizin yeni milli güç kaynaklarından biri haline dönüştürmekle kararlıyız” dedi.

Zonguldak mitingi sonrası maden işçileri ve aileleri ile bir araya gelen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, iftar programı sonrası enerji ve kömür politikalarına ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Erdoğan, siyasete başladıkları günden bu yana milletin yanında olduklarını ifade ederek 16 yılda karşılarına çıkan her engeli milletle beraber aştıklarını ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Siyasete başladığımız günden beri bizim yerimiz daima milletimizin yanı olmuştur. Kdz. Ereğli’deki çay sohbeti ile muhabbetimizi artıracağız. Biz seçimden seçime değil bulduğumuz her fırsatta ülkemizin dört bir yanındaki illeri ve ilçelerimizi ziyaretten büyük bir mutluluk duyarız. Milletimizle birlikte olmak bize güç verir, enerji verir. Daha çok çalışmak için motivasyon sağlar. Önümüzü vesayet ve darbeyle kesmeyle çalışsalar hep çareyi milletimize gitmekte bulduk. Geçtiğimiz 16 yılda karşımıza çıkan her engeli sizlerle beraber aştık. Bugün mitingi yaptığımız meydanda 15 Temmuz gecesi orada gümbür gümbür o FETÖ’cülere haykırdınız. O büyük ihanetin üstesinden milletimizle birlikte geldik. Şimdi yeni bir dönemin eşiğindeyiz yine çözümü milletimizde alıyoruz. Güçlü meclis, güçlü hükümet, güçlü Türkiye. Onun için de deştiğini bekliyoruz” diye konuştu.

“Şu anda Trakya’dan Şırnak’a kadar devasa bir damar var. Bu damarda yerli kömür var” 

Türkiye Taşkömürü Kurumu’na yılsonuna kadar bin, yeni yılda 500 işçi ilavesi müjdesini verdiklerini aktaran Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Bu akşam yılsonuna kadar inşallah 1000, önümüzdeki yıl da 500 ilave ile böyle bir alım müjdesini verdik. Bilesiniz ki biz birbirimizden sinerji, güç alacağız. O sinerjiyi alacağımız ki buralara hasım olanlar ders alsınlar. Çünkü hasım olanlar var. Hazmedemeyenler, yalan yanlış vaatlerde bulunanlar var. Ama biz yaptıklarımızla konuşuyoruz. Biz bir şeyi söylersek onu yaparız. Yapamayacağımızı asla vadetmeyiz. Madenciliği de kapsayan enerji sektörü dünyanın her yerinde olduğu gibi ülkemiz için de önemli stratejik öneme sahip. Enerji Bakanımla hep konuşurum biz ithali durduracağız. Niye ithali durduracağız diyoruz. Sebebi şu, bizim bütçemizde bir cari açık varsa bunun en önemli sebeplerinden birisi ithal enerjidir. Termik santral dediğimiz olay kömürden kaynaklanıyor. Ben bunu niye ithal ile yapayım. Şu anda Trakya’dan Şırnak’a kadar devasa bir damar var. Bu damarda yerli kömür var. Biz buraları hayata geçirmemiz lazım. Maliyeti biraz yüksek olabilir ama hiç olmazsa bizim cari açığımızı körüklemez. Şimdi işte bu adımı atıyoruz. Ciddi bir noktaya da geldik. Milli enerji ve maden politikasını oluşturduk. Uzun ve kapsamlı bir çalışma ile oluşturduğumuz bu politikayı az güvenli yerlileştirme, öngörülebilir piyasa olmak üzere üçayak üzere oturtuyoruz. Amacımız enerjide dışa bağımlılığımızı azaltmak için yerli kaynakları en üst düzeyde değerlendirmektir. Her bir başlığın altında çok önemli açılımlar var” diye konuştu.

“İthalata dayalı enerji politikalarıyla daha fazla yol kat edemeyeceğimizi öngördüğümüz için kendi kaynaklarımızı harekete geçirmeye başladık” 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yerli kaynakları harekete geçirmeye başladıklarını vurgulayarak, “İthalata dayalı enerji politikalarıyla daha fazla yol kat edemeyeceğimizi görmeye başladığımız için kendi kaynaklarımızı harekete geçirmeye başladık. Bunda da güzel yol alıyoruz. Bize siyaset mühendislerinin değil maden, petrol, makine mühendislerinin lazım olduğu bilinciyle insan kaynağımıza yatırım yaptık. Bunun için geçtiğimiz 16 yılda eğitim yatırımlarını bütçede ilk sıraya çıkardık. Arkasında sağlık, arkasında adalet, emniyet, arkasında ulaştırma, enerji, bunlar arka arkaya geliyor. Dış politika, tarım arka arkaya bunların hepsinde hamdolsun sıçrama yapan bir Türkiye. Eğitim seviyesi arttıkça eskiden beri milletimize dayatılan kimi yanlışlarla daha kolay mücadele edebileceğimize inanıyoruz” diye konuştu.

“Maden sektörü çevrecilik adına ekonomik değil diye horlandı” 

Maden sektörünün yıllarca horlandığını ifade eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, şöyle devam etti:
“Yıllarca bu ülkede maden sektörü kimi zaman çevrecilik adına kimi zaman ekonomik değil diye horlandı. Ötelendi. Termik santral inşaatlarına karşı akıl almaz dirençler gösterildi. Kömürün sanayide kullanımı engellenmeye çalışıldı. Halbuki bize örnek gösterilen Avrupa’ya baktığımızda hala elektrik enerjisinin büyük bölümünü kömürden elde eden bir Avrupa var. Başta Almanya bu konuda çok önde. Avustralya’ya gidin bu konuda çok çok önemli yere sahip. Kimse onları değerlendirerek hareket etmiyor. Bize kalkıp yok şöyleydi yok böyleydi diyorlar. Biz onlara serbest olan kömürü bize haram etmesinin niyetinin aslında ne olduğunu çok iyi biliyoruz. Bu çevrelerin tek derdi var. Türkiye’nin güçlenmesini, gelişmesini büyümesini engellemektir. Güney Afrika’dan, Sibirya’dan kömür getir ama kendi kömürünü kullanma. Bu durum karşısında kömür madenciliğimizi daha ileriye taşımak için yeni yöntemler, yollar, stratejiler geliştirdik. Kömürün keşfinden rezervinin belirlenmesi, üretimde kullanımından zararlı etkilerinin önlenmesine kadar tüm aşamaları bilimsel yöntemlerle ele aldık. Ülkemizin 10 milyon tona kömür kadar üretim potansiyeli var. Ancak şu anda ortalama 1,2 milyon ton üretim yapılıyor. Hali hazırda sektörde çalışan 10 bin işçiyi 20 bine çıkarma potansiyeline sahibiz. Kimsenin mağdur olmadığı doğru bir modelle teknolojik imkanları da maden bölgeleri düzenlemelerinde kullanarak inşallah hayata geçireceğiz. Bu modelle kömür üretiminin yanı sıra sosyal imkanları da genişleterek Zonguldak’ın ihya olmasını sağlayacağız. Şehir uzun süredir özellikle Lavuar Alanı’nın düzenlenmesini bekliyor. Halen TTK’ya ait olan bu bölgeyi inşallah Millet Bahçesi’ne dönüştürüyoruz. İnşallah burayı süratle millet bahçesine dönüştüreceğiz. Yaklaşık 160 dönüm bir yer. Bütün bu cıvıl cıvıl çoluk çocuğu alacaksınız. İnsan her yerde olduğu gibi kömür konusunda da belirleyici faktördür. Madencilerimizin alın teri, emeği, aklı, tecrübesi olmadan hedeflerimize ulaşamayız. Bunun için de sektörü insan odaklı, insan güvenliği merkezli bir şekilde yapılandırmaya karar verdik.”

Zonguldak’ın cami projesi 

Sahil bandında 5 bin kişilik cami inşaatının sürdüğünü hatırlatan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “İnşallah bu güzergahta şöyle yaklaşık 5 bin kişilik güzel de bir cami yapıyoruz. Şu anda cami inşaatımız biliyorsunuz devam ediyor. O da bittiği zaman Zonguldak’ a bambaşka bir hava verecek. Şu anda fore kazıklar vesaire onların çakılması devam ediyor. İşi iyice sağlama alalım güzel bir eseri de böylece Zonguldak’a kazandırmış olalım. Bilimi ve teknolojiyi ön plana çıkartıyoruz. Günümüzde uylaştığı seviyeyi bu sektörde kullanmadan ekonomik ve güvenli üretim yapamayacağımızı biliyoruz. Artık madenlerimizi yürek burkan kazalarla değil en ileri tekniklerle yapılan üretim modelleriyle konuşmak, tartışmak istiyoruz. Amerika, Avusturalya’da kişi başına günlük 11 ton üretim yapılırken bu rakamın ülkemizde 1.5 tonda kalmasına gönlümüz razı değil. Daha çok kömürü daha çok istihdamla çıkartmayı hedefliyoruz. Maden sahalarını sarı, kırmızı, mavi olarak risk gruplarına ayırarak denetimlerini de ona göre yapacağız. Tüm bu süreçleri şeffaf bir şekilde yürüterek kömürü ülkemizin yeni milli güç kaynaklarından biri haline dönüştürmekle kararlıyız. Kömürü ülkemizin yeni milli güç kaynaklarından biri haline dönüştürmekte kararlıyız. Vakit Türkiye Vakti ile birlikte Vakit Kömür Vakti de demeye hazırlanıyoruz. Huzurun da güvenin de kalkınmanın da demokrasinin de temel şartı istikrardır. Şu iki kelime sihir kelimelerdir. Bir güven, iki istikrar. İşte biz 16 yıl önce bu iki kavramla yola çıktık. O gün bu gün böyle geliyoruz. Türkiye geçtiğimiz 16 yılda 3.5 kat büyüyebilmesini güven ve istikrar ortamının sürekliliğe borçludur. Son 5 yılda ardı ardına yaşadığımız terör saldırıları, sosyal ve siyasi kaos denemeleri dahil istikramızı bozamadı. Bu ortam öylesine güçlü bir zemine oturmaktadır ki son 5 yılda ardı ardına yaşadığımız terör saldırıları, sosyal ve siyasi kaos denemeleri dahil istikrarımızı bozamadı. Güven ve istikrar ortamının kökleşmesine katkı sağlayacağına inandığımız için Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi konusunda ısrarcı olduk” diye konuştu.

“Sen zaten gelecek değilsin de, aç tavuk kendi buğday ambarında sanırmış” 

CHP Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’nin sözlerini eleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı: 

“24 Haziran seçimleri yeni sistemin ilk meyvelerini verecektir. Biz güven ve istikrar ortamı konusunda ne kadar hassas ve ısrarcı isek birileri de kaos çıkarma ülkemizi yeniden eski günlerine döndürme noktasında azimli gözüküyor. Öyle ki biz yapacağız diyoruz onlar sadece yıkacağız diyorlar. Biz ileriye gideceğiz diyoruz onlar tek parti CHP’sine dönmenin hayalini kuruyor. Biz demokrasi diyoruz onlar yeni sistemi kendi diktatörlüklerini kuracakları bir düzen olarak tasavvur ediyor. Afrin’deki kahraman komutanımız Metin Temel paşa ile ilgili ‘Ben apoletlerini sökeceğim diyor geldiğinin hemen ertesinde’ Sen zaten gelecek değilsin de, aç tavuk kendi buğday ambarında sanırmış. Senin zaten böyle bir durumun yok. Haddini bil ama bu millet benim tanıdığım bu aziz millet 24 Haziran’da teröre ve teröristlere karşı kahramanca mücadele veren komutanıma ve heyetine gidip teröristi cezaevinde ziyaret eden Bay Muharrem sana 24’ünde gereken dersi verecektir. Terörist diyorum niye Diyarbakır’da 53 Kürt kardeşimin ölümüne neden olan odur da onun için. Şimdi onu ziyaret edince Cumhurbaşkanı olacağım. Bu millet yemez. Biz kalkınma, büyüme, gelişme diyoruz. Onlar devam edenleri durduracak, yenilerini iptal edeceğini söylüyor. Bu ülkede seçim vaadi olarak tüm yatırımları durduracağını söyleyen adaylar var. Bu ülkede bölücü terör örgütüne kan kusturan komutanlarımızı apoletlerini sökmekle tehdit edenler var. Bu ülkede nasılsa yapmak zorunda kalmayacağını bildiği için hesapsız kitapsız atıp tutanlar var. Biz yatırımları durdurmak bir yana iki katına üç katına beş katına mümkünse on katına çıkartacağız diyoruz. Ancak bu şekilde Zonguldak’taki madencimizin ekmeğini büyütebiliriz. Nafakasını binlerce derecelik fırının karşısında demir üreten işçimizin emeğinin karşılığını verebiliriz. Her zaman Besmele ile açtığı dükkanında, atölyesinde emek veren esnafın hakkını veririz. Biz terör örgütleriyle mücadele edenleri daha büyük zaferler için desteklemeye devam edeceğiz. 24 Haziran’da tercihinizi yaparken işte bunları göz önünde bulundurmanızı rica ediyorum.”  

Onur Altındağ - Yasin Erdem - Ahmet Bilal Hamzaçebi
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Ruhsatsız tabanca ile yakalandı, “Taşımıyorum bozuk” diyerek tüfek ruhsatı gösterdi Aksaray’da ruhsatsız tabanca ile yakalanmasına rağmen önce “Taşımıyorum” deyip inkar eden, sonra da “Bozuk” diyen sürücü bir de “Ruhsatım var” diyerek tabanca yerine tüfek ruhsatı gösterdi. Olay Gülağaç Yolu Kireçlik Mevkiinde yaşandı. Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde gece yarısı bekçilerin de katıldığı asayiş ve trafik uygulaması yapan İl Emniyet Müdürlüğü asayiş ile trafik şubesi ekipleri şüphe üzerine Gülağaç ilçesinden Aksaray merkez istikametine seyreden Ali B. (38) idaresindeki 51 ACV 230 plakalı otomobile "dur" ihtarında bulundu. Sürücüsü ehliyet ve ruhsat kontrolünden geçirildikten sonra araçta arama yapan bekçiler araç içerisine gizlenmiş bir adet tabanca buldu. Kullandığı araçta tabancayla birlikte yakalanmasına rağmen “Taşımıyorum” diyen sürücü Ali B. daha sonra tabancanın bozuk olduğunu belirterek işlem yapılmasından kaçmak istedi. 2 ayrı bahanesiyle başarılı olamayan sürücü bu kez de “Ruhsatım var” diyerek yakalattığı tabanca yerine tüfek ruhsatı gösterdi. 3 ayrı bahanesiyle işlemden kaçamayan sürücü son olarak tabancayı kabullenerek “Benim, tamir için taşıyorum” dedi. Tabancaya bekçiler tarafından dolu boş kontrolü yapıldıktan sonra el konulurken ruhsatsız tabanca taşımaktan gözaltına alınan sürücü adli işlemler için polis merkezine götürüldü.
Bartın Bartın’daki feci yangının tanıkları yaşanan dehşeti anlattı Bartın’da 1 kişinin öldüğü, 2 kişinin yaralandığı yangında şok detaylar ortaya çıkarken, olayın tanıkları ise yaşanan dehşeti anlattı. Bartın’ın Kayadibikavlak Köyü Örencik Mahallesi’nde bulunan tek katlı bir evde saat 20.30 sıralarında kesin sebebi henüz bilinmeyen bir nedenle yangın çıktı. Bitişiğindeki eve de sıçrayan yangında Tevfik Çetinbağ hayatını kaybederken, eşi Seher Çetinbağ, ile kardeşi Selim Çetinbağ ağır şekilde yaralandı. Olay yerine itfaiye, jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. İtfaiye ekiplerinin yaklaşık 2 saat süren çalışmalarının ardından yangın söndürülürken, iki ev de kullanılamaz hale geldi. Yaralılar ambulansla hastaneye kaldırılırken, durumlarının ağır olduğu belirtildi. Boş tüpü itfaiye evden uzaklaştırdı Yangın esnasında Bartın Merkez İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri, bölgede geniş güvenlik tedbirleri alındı. Yangının tamamen söndürülmesinin ardından nöbetçi savcı ve olay yeri inceleme ekipleri, evin içerisinde, çevresinde detaylı inceleme yaptı. Evin kapısının önündeki boş tüp ise, ekiplerin incelemesinin ardından bir itfaiye eri tarafından kapının önünden alınarak, yola çıkartıldı Faciada şok detaylar Facianın ardından olayla ilgili sır perdesi de aralanmaya başladı. Yanarak ölen Tevfik Çetinbağ’ın yatalak hasta olduğu ve yangından kaçamadığı öğrenildi. Patlama esnasında kocasıyla birlikte evde bulunan Seher Çetinbağ’ın patlamanın hemen ardından yardım istemek için dışarı çıktığı ve kocasının kardeşi olan Selim Çetinbağ ile birlikte yatalak eşini kurtarmak için alevlerin arasına girdiği belirtildi. Alevlerin arasında kalan Seher Çetinbağ ve kaynı Selim Çetinbağ, Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmayı başaramazken, kendileri de ağır bir şekilde yaralandı. "Gaz sızıntısı" iddiası Yapılan ilk incelemelerde, Seher Çetinbağ’ın olaydan birkaç saat önce tüp değişimi yaptığı belirlendi. Dolu tüpü kendisini ocağa monte ettiği ileri sürülen Seher Çetinbağ’ın, yemek yapmak için tüpü açtıktan bir süre sonra tüpten sızan gazın alev aldığı ve patlamanın meydana geldiği tahmin ediliyor. Yangının kesin sebebinin ise itfaiye ve olay yeri inceleme ekiplerinin hazırladığı raporların tamamlanmasının ardından ortaya çıkacağı kaydedildi. Patlama sesine irkildiler Alevlerin kül ettiği evlerin yaklaşık 5 metre uzağındaki evde oturan Belma Çetinbağ ve yengesi Fatma Çetinbağ, o anlarda yaşanan dehşeti anlattı. Yangında amcasını kaybeden ve babası yaralanan Belma Çetinbağ, yemek yerken patlama sesi ile irkildiklerini kaydetti. Patlama sesinin ardından dışarı çıktıklarında ise amcasının kaldığı evin alevlerin arasında kaldığını gördüğünü kaydeden Belma Çetinbağ, “Akşam yemeği yiyorduk. Ben yan evdeki üst kattaydım. Bir yerde bir patlama gibi bir ses oldu. Ben yengeme, soba gibi bir şey patladı dedim. Yengem dışarı çıktı. Ev yanıyor diye bağırmaya başladı. Dışarı çıktım ben de, baktım ahşap ev birden alev almış” dedi. Kurtarmak isterken alevlerin arasında kaldılar Babası ve yengesinin yatalak amcasını kurtarmak için alevlerin sardığı eve girince yaralandığını söyleyen Belma Çetinbağ, “Babamla yengem de, sakat amcamı kurtarmak için eve girmişler ama kurtaramamışlar. Zaten ev bir anda alev aldı. Evde 2 kişi vardı, amcamla yengem vardı. Tüp patlayınca yengem, dışarı çıkıp bizimkileri mi çağırdı, ne olduğunu tam olarak bilmiyorum. Babamla, yengem tekrar amcamı kurtarmak için girmişler içeri. Sonuç olarak ikisi de yandı. Onlar da şu an hastanede. Amcam tamamen yandı. Yengem de yanmış olarak içeriden çıktı. Ambulans hastaneye götürdü. Amcam sakattı, sol tarafı hiç tutmuyordu, yatalaktı, yatağa bağlıydı” diye konuştu. “Yengem büyük ihtimal tüpü tam takamadı” Patlamanın ve yangının tüp değişiminden sonra olduğunu kaydeden Belma Çetinbağ, “Yengemin bu akşam tüpü değiştirdiği söylenmişti. Büyük ihtimal tüpü tak takamadı, çakmağı çakınca öyle patlama oldu. Zaten yengem tüpü yeni değiştirmiş. Büyük ihtimal tüpten oldu. Tüpü tam takamadı herhalde” diye konuştu. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma sesi duydum” Emmi yanıyor diye bağırma sesi üzerine alevlerin arasında kalan amcası Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmaya çalıştığını anlatan Fatma Çetinbağ ise, “Akşam yemeğini yiyorduk, o anda aniden bir dinamit patlaması gibi bir patlama oldu. Ben merdivenden aşağıya inerken baktım emminin evi alev almış. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma duydum. Kurtarmaya çalıştım, camı falan açtım ama kurtaramadık. Bir şey yapamadık, çok üzgünüm. Yemek yaparken mi olmuş bilmiyoruz. Tüp mü patladı bilmiyoruz. Ama akşamüstü, boş tüpü kapının ağzına koydu. Galiba tüpten oldu” diye konuştu. Olay yerinde yapılan incelemelerin tamamlanmasından sonra ise Tevfik Çetinbağ’ın yanan bedeni, ceset torbasına konularak, evden çıkartıldı. Çetinbağ’ın cesedi, evin önüne getirilen tabutun içerisine yerleştirildi. Tabuta konulan Tevfik Çetinbağ’ın cesedi jandarma, itfaiye ekipleri ve vatandaşlar tarafından cenaze aracına taşındı.