KÜLTÜR SANAT - 09 Aralık 2015 Çarşamba 17:32

Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri sahiplerini buldu

A
A
A
Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri sahiplerini buldu

"2015 yılı Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri", Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın himayesinde Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen törenle sahiplerini buldu. Törende "Kültür ve Sanat Vefa Ödülü"ne layık görülen merhum mütefekkir Cemil Meriç'in biyografisinin yansıtıldığı sırada Erdoğan duygulu anlar yaşadı.

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen "2015 yılı Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri" törenine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, Ekonomi Bakanı Mustafa Elitaş, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, İçişleri Bakanı Efkan Ala, Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, ödüle layık görülen isimlerin eşleri, yakınları ile ünlü sanatçılar katıldı. Törende konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ödüle layık görülen isimlere ilişkin düşüncelerini paylaştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilk olarak sinema alanında Münir Özkul için, "Bu yıl 90 yaşını geride bırakan Münir Özkul, tiyatroya başlayan, ardından sinemayı ekleyerek devam ettirdiği 75 yılı bulan sanat hayatına sahip bir sanat çınarımızdır. Sayın Özkul'u farklı kılan hem tiyatroda hem sinemada günlük hayatın estetik bir yorumu olan geleneksel temaşa sanatlarımızı başarıyla temsil etmiş olmasıdır. Mizahı ve sevgiyi en samimi, en yalın haliyle sanatına yansıtmayı başaran Sayın Münir Özkul'un yeni nesiller arasında da biliniyor ve seviliyor olmasını ben buna bağlıyorum. Sayın Münir Özkul kimi zaman fakir ama gururlu, böyle bir aile babası, -tabi kızları burada, bunu çok daha iyi yaşadılar, biliyorlar- kimi zaman vefakar ve cefakar öğretmen olarak hafızalarımızdaki müntaz yerini daima muhafaza edecektir. Tabi bizleri zaman oldu çok güldürdü ama zaman oldu ağlattı. Ben kendisine Allah'tan şifalar diliyorum" ifadelerini kullandı.

"BİR NESLİN DEĞİL ADETA NESİLLERİN AĞABEYİDİR, BENİM DE AĞABEYİMDİR"
Edebiyat alanında ödüle layık görülen Rasim Özdenören'i "Türkiye'nin en önemli edebiyatçılarından biri" olarak nitelendiren Erdoğan, "Kendisi aynı zamanda kendisi 'Yedigüzel Adam'dan biridir. Bir neslin değil adeta nesillerin ağabeyidir. Benim de ağabeyimdir. Bir dava ve mücadele adamıdır. Sayın Özdenören, Mavera Dergisi'nin çıkış gerekçesini ifade ederken 'Tarihte hiçbir uygarlık ilkin bir edebiyat hazırlığı geçirmeden, kelam eğitimini tamamlamadan yani düşünce söze, söz de eyleme dönüşmeden var olma ortamına kavuşamamıştır' diyordu. Tek başına bu cümle dahi onun edebiyatla birlikte bir bütün olarak hayata bakışını da yansıtmaya yettiğine inanıyorum. Evet, kendisi 75 yıllık hayatına başarılı bir bürokrasi kariyeri ki Devlet Planlama Teşkilatımızda uzun yıllar orada aldığı görevlerin hakkını verme dönemi oldu. Onlarca hikaye ve deneme kitabı, çeviriler, binlerce gazete yazısı, her biri hala birer efsane olarak anılan edebiyat dergileri sığdırmayı başarmış bir abide isimdir. Sayın Özdenören'in eserlerinin yeni kuşakları da doyuracağına, aydınlatacağına inanıyorum" dedi.

"BAZI ÖZEL YAŞADIKLARIM VAR Kİ ONU BURADA SÖYLEMEM YANLIŞ OLUR"
Müzik alanında ödüle layık görülen Orhan Gencebay'a ilişkin olarak Erdoğan, "Sayın Orhan Gencebay, bir dönem çok avami olarak telakki edilen, öyle görülen veya gösterilen, itilen, kakılan, adeta boğulmaya, yok edilmeye çalışılan bir müzik türünün en özgün, en verimli, aslında en kıymetli temsilcisidir. Sayın Gencebay'ın müziği köklerini, tınısını, ritmini bu coğrafyadan alan aynı zamanda insanımızın günlük hayatındaki sevdaları, isyanları, üzüntüleri, beklentileri, hatta ümitleri konu edinen bir özelliğe sahiptir. Onun sevdasını da, isyanını da doğru anlamayanlara inat milletimiz kendisine sahip çıkmış, sanatını bağrına basmıştır" dedi.

"1970 ve 1980'lerin o sıkıntılı dönemlerinde takside, dolmuşta, kahvehanede, evde velhasıl günlük hayatımızın her safhasında Orhan Gencebay müziğiyle karşılaşmamız olağan bir durumdu" diye konuşan Erdoğan, "Geçmişte başkalarının yanında Orhan Gencebay'ı ve müziği eleştiren ama muhtemelen yalnız kaldığında yine onu dinleyenlerin olduğunu da biliyorum. 1990'lardan sonra biz özellikle bunu çok daha farklı yaşadık. Hatta bazı özel yaşadıklarım var ki bunu burada söylemem yanlış olur, insanı hakikaten şaşırtıyordu. Çünkü bunlar sanata ve sanatçıya da değer vermeyi anlayamamış kadar ne yazık ki bir yanlışın içindeydiler. Bugün Sayın Gencebay'a verdiğimiz bu ödülün kendisine geçmişte yapılan haksızlıkların telafisi manasına geldiğine inanıyorum" ifadelerini kullandı.

"MEHMET GENÇ HOCAMIZ ÜLKEMİZİN EN ÖNEMLİ DEĞERLERİNDEN BİRİ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, tarih alanında ödül alan Mehmet Genç'le ilgili düşüncelerini şöyle anlattı:
"Sayın Mehmet Genç, insanlık birikiminin son büyük sentezi olarak nitelendirdiği Osmanlı'ya, Osmanlı iktisat tarihine en vakıf tarihçilerimizden biri olarak onların başında geliyor. Sohbetleriyle, konferanslarıyla, dersleriyle her yaştan insanımızın kendisinden istifade ettiği hocamız alanındaki derinliği yanında tevazu ve zerafetiyle tebaruz etmiş bir tarih pınarıdır. Hocamızın her kelimesi aslında yılların imbiğinden geçirilerek yazılmış eserleri, Osmalı'ya, Osmanlı tarihine, iktisadına, bürokrasisine, daha da önemlisi yaygın Osmanlı algısına yönelik bakış açısını kökten değiştirmiştir. İlmi ciddiye alan, tercihini güncelden değil kalıcı olandan yana kullanan ve bu duruşunu yarım asırdır devam ettiren Mehmet Genç Hocamızı ülkemizin sahip olduğu en önemli değerlerden biri olarak görüyorum. Bugün burada kendisine takdim edeceğimiz ödül, milletimizin ve devletimizin bu kıymetli ilim adamımıza olan saygısının ifadesi olarak kabul edilmelidir."

"KUR'AN MEKKE'DE NAZİL OLDU, KAHİRE'DE OKUNDU, İSTANBUL'DA YAZILDI"
Geleneksel sanatlar alanında Hüseyin Kutlu'yu anlatan Erdoğan, "Ve şunu çok açık, net söylüyorum, bir diğer adımı atıyorum, biliyorsunuz 'Kur'an Mekke'de nazil oldu, Kahire'de okundu, İstanbul'da yazıldı.' Bu sözün eğer geçerliliği varsa bunda da Hüseyin Kutlu Hocamızın ve temsilcisi olduğu geleneğin çok büyük katkısı vardır. Hat sanatı bizim tarihimizde ve medeniyetimizde çok büyük öneme sahip. Bursa Ulu Camii, Selimiye, Süleymaniye, Sultan Ahmet ve diğer şehirlerimizdeki abide camilerimiz büyük bir ruh inceliğiyle yazılmış hat ve tezhip sanatının en güzel örnekleriyle doludur. Allah lafzı ve Peygamberimizle birlikte Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali, elbette Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin isimlerini hat sanatının en güzel örnekleriyle camilerimizin duvarlarına beziyen anlayıştaki inceliğe bugün ne kadar çok ihtiyacımız var değil mi? İşte Hattat Hüseyin Kutlu Hocamız, lafzıyla, manasıyla bir ruh hendesesi olan hat sanatını ilim, irfan ve hikmetin diyeti ve mürekkebinden damıtarak bugüne ve gelecek nesillere taşıyan bir sanatkarımızdır" şeklinde konuştu.

"BİLGİ SONU GELMEYEN BİR FETİHTİR"
Son olarak "Kültür ve Sanat Vefa Ödülü"ne layık görülen merhum mütefekkir Cemil Meriç'e ilişkin düşüncelerini paylaşan Erdoğan, şunları söyledi:
"Bilgi sonu gelmeyen bir fetihtir' diyen merhum Cemil Meriç üstadımızı anlatmaya ne sözümüz ne zamanımız ne de gücümüz yeter. Az önce muhtereme kızları, hocamızı dinlerken doğrusu gözlerim yaşardı çünkü kubbe altı sohbetleri aklıma geldi. Milli Türk Talebe Birliği'ndeki hafta sonu sohbetler aklıma geldi. Ve bizi ümrandan uygarlığa taşıdığı o sohbetler aklımıza geldi. Güneşin ülkeleri aydınlattığı gibi sözlerin de milletleri aydınlattığına inanan rahmetli Cemil Meriç, tüm ömrünü bu yolda harcamış, geride nesiller boyunca okunsa, tartışılsa, üzerinde düşünülse bitmeyecek bir hazine bırakmıştır. Üstadımız, insandan başlayarak aydın, din, sağ, sol, tarih, irfan, ümran gibi pek çok kavramı yorumlayışıyla bu yorumlar üzerinde hayata bakışıyla fikir hayatımızda nevi şahsına münhasır bir yer edinmiştir. Kendisine Allah'tan rahmet diliyorum."

Erdoğan, "Bugün bu anlamlı törenle işte tüm bu sanat, kültür ve fikir insanlarımıza, onların temsilcilerine ödüllerini veriyoruz. 2015 Yılı Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri'nin tevci edeceğimiz tüm hocalarımıza, sanatçılarımıza, büyüklerimize bir kez daha tebriklerimi, şükranlarımı sunuyorum. Bu değerlendirmeyi yapan heyetimizdeki tüm arkadaşlarıma özellikle çok çok teşekkür ediyorum" diyerek sözlerini tamamladı.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'I DUYGULANDIRAN BİYOGRAFİ
Törende ödüle layık görülen isimlerin biyografilerini içeren tanıtım filmleri izlendi. Ardından ödüle layık görülenler kürsüye gelerek birer teşekkür konuşması yaptı. "Kültür ve Sanat Vefa Ödülü"ne layık görülen merhum mütefekkir Cemil Meriç'in biyografisinin yansıtıldığı sırada Cumhurbaşkanı Erdoğan duygulu anlar yaşadı.

Konuşmaların ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, tek tek ödülleri takdim etti. 28 yıl önce vefat eden mütefekkir Cemil Meriç'in ödülünü kızı Ümit Meriç ile oğlu Mahmut Ali Meriç aldı. Sağlık sorunları nedeniyle hastanede tedavi gören Münir Özkul'un ödülünü ise kızı Güner Özkul ile torunu Süreyya Özkul aldı.
Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü, sinema alanında Münir Özkul'a, edebiyat alanında "Gül yetiştiren adam" Rasim Özdenören'e, tarih alanında Mehmet Genç'e, müzik alanında Orhan Gencebay'a, geleneksel sanatlar alanında Hüseyin Kutlu'ya ve "Kültür ve Sanat Vefa Ödülü" ise merhum mütefekkir Cemil Meriç'e takdim edildi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Botulinum toksini uygulaması sonrası, sıcak banyo ve saunadan kaçının Dermatolog Hacer Köksal, botulinum toksini uygulamasının sadece estetik amaçlı değil bazı rahatsızlıkların tedavisinde de kullanıldığını, ancak etkisinin zayıflatılmaması için dikkat edilmesi gereken noktalar olduğunu vurguladı. Uzman Dr. Köksal, “Bu uygulamayı ister estetik ister tedavi amaçlı uygulatmış olanlar işlem sonrası belirli bir süre ağır egzersizlerden, sıcak banyo ve saunadan kaçınmalı, uygulama bölgesine masaj yapmamalı, yaptırmamalı” dedi. Acıbadem Kent Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Hacer Köksal son yıllarda kozmetoloji sektöründe en çok tercih edilen işlemlerden olan Botulinum toksini uygulaması ile bilgi verip, uyarılarda bulundu. Botulinum toksin uygulamalarını, hastane ortamında, uygun dozlarda ve Sağlık Bakanlığı tarafından onaylı ilaç kullanımı ile yaptıklarını, bu şartları sağlamanın işlemin başarısında önemli olduğunu belirten Uzm. Dr. Köksal şöyle konuştu: “Botulinum toksini, yüzümüzdeki mimik kaslarını geçici olarak etkisiz hale getirir. Bu işlem, geri dönüşlü bir işlem olup, günümüzde en etkili kozmetik işlemlerden biri olarak kabul edilmektedir. Botulinum toksini uygulaması, danışanların mevcut asimetrilerini düzeltmek, düzenli uygulama ile mimik kullanımına bağlı kırışıklıkların oluşumunu engellemek ve yüze aydınlık bir görünüm kazandırmak amacıyla kullanılmaktadır. Ayrıca, botulinum toksini uygulamasıyla çiğneme kaslarının gücünü azaltmaktayız. Bu, gece uykuda diş sıkma problemi yaşayan hastalarımız için iyi bir tedavi seçeneğidir. 4 ay ara ile 3 kez yapıldığında oldukça faydalı sonuçlar alıyoruz. Güldüğünde diş etlerinin aşırı görünmesinden rahatsızlık duyan kişileri de memnun eden bir uygulama. Terleme tedavisinde ise botulinum toksini, koltuk altı, el ve ayak terlemesi gibi durumlar için oldukça etkili bir çözüm sunuyor.” “Etki süresi, kişiden kişiye değişiyor” Dermatolog Köksal, botulinum toksininin etki süresinin, kişiden kişiye değişiklik gösterse de ortalama 4 ay sürdüğünü, 6 ayda bir tekrar uygulama önerdiklerini söyledi. Bu uygulamanın hastane ortamında, uygun dozlarda ve Sağlık Bakanlığı tarafından onaylı ilaç kullanımı ile yapılması gerektiğinin altını çizen Dr. Köksal, “Elbette ki deneyimli sağlık profesyonelleri tarafından yapılmalıdır. Kişilerin ihtiyaçlarına ve beklentilerine özel olarak tasarlanmış tedavi planları çerçevesinde gerçekleştirilmelidir. Her uygulama öncesi, detaylı bir cilt analizi ve danışanın medikal geçmişi göz önünde bulundurularak, en uygun tedavi yöntemi belirlenmelidir” diye konuştu. “Uyarıları mutlaka dikkate alın” Botulinum toksini uygulamalarının sadece estetik amaçlarla değil, aynı zamanda kronik migren tedavisi gibi bazı medikal durumlar için de tercih edilen bir tedavi yöntemi olduğunu kaydeden Köksal, uygulama sonrası için şu uyarılarda bulundu: “Uygulama sonrasında da tedavinin etkinliğini artırmak ve muhtemel yan etkileri minimize etmek için özel bakım önerilerine de uyulması gerekiyor. İşlem yaptıranlar uygulama sonrasında belirli bir süre ağır egzersizlerden kaçınmalı. Uygulama bölgesine masaj yapmamalı ve yaptırmamalıdır. Ayrıca saunaya girmemeli, sıcak banyo yapmamalıdır. Bu dikkatli yaklaşım, botulinum toksini uygulamalarından en iyi sonuçların alınmasını sağlamak için kritik öneme sahiptir.”