POLİTİKA - 10 Şubat 2017 Cuma 14:13

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu: 'Hayır' çıkarsa Türkiye rahat bir nefes alır'

A
A
A
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu: 'Hayır' çıkarsa Türkiye rahat bir nefes alır'

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, referanduma ilişkin, “Deniyor ki 'Hayır, çıkarsa Türkiye'de büyük bir karmaşa çıkar.' 'Hayır' çıkarsa Türkiye rahat bir nefes alır" dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Genel Merkezinde gerçekleştirilen Parti Meclisi (PM), Yüksek Disiplin Kurulu (YDK) ve TBMM Grubu’nun ortak toplantısının açılışında konuştu. Üniversitelerin KHK’larla susturulduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, “Görevine son verilen açığa alınan üniversite öğretim üyelerinin sayısı 4 bin 811 oldu. Akademisyen, bilim insanı, Türkiye’nin aydınlık yüzleri, değişik siyasi görüşlerde olabilirler, değişik dünya görüşlerini savunabilirler. Ama her birisi bu ülkenin emekle yetiştirdiği bilim insanlarıdır. Hangi vicdan, hangi akıl, hangi bilim, hangi ahlak bir akademisyeni kapının önüne koyar. Bunun adı ahlaksızlıktır. O akademisyenler yetişinceye kadar ne tür emekler verildi ne tür fedakarlıklar yapıldı. Şimdi bunları kapının önüne koyuyorsunuz” şeklinde konuştu.

“Birinci sorumlu YÖK’tür. İkinci sorumlu üniversitelerin rektörleri”

“Birinci sorumlu YÖK’tür” diyen Kılıçdaroğlu, “Neden YÖK. Çünkü YÖK bir darbe kurumudur. Kendi üniversitesine sahip çıkmayan bir kurum görevini yapmamış sayılır. Sivil darbecilerin YÖK’e sahip çıkmalarının nedeni de budur. Darbeci darbeciye sahip çıkacak, kime sahip çıkacak? Bize sahip çıkacak hali yok ya. YÖK’e sahip çıkıyor. İkinci sorumlu üniversitelerin rektörleri. Rektörler kendilerini muhbir olarak konumlandırdılar. Bir üniversitenin rektörü muhbir olabilir mi? Yanında beraber çay içtiğin insanı nasıl ihbar edersin? Muhbir konumunda görev yapıyorlar şu anda. Yarın bu insanların tamamı üniversitelere geri dönecek, bundan hiçbir endişem yok. Bu rektörler arkadaşlarının yüzüne nasıl bakacaklar? Utanma dediğimiz bir duygudan bilimadamı arınmış olabilir mi? Ahlaktan bilim adamı arınmış olabilir mi? Sadece bilim insanlarını değil, sanatçıları da kapının önüne koydular. MGK'nın tavsiye kararını bir daha düşünün. Batıdan Türkiye’ye bakıldığında Türkiye’de üniversitelerin olmadığı algısı çıkıyor. Bu kadar üniversite hocası kapının önüne konmuş, hiçbir üniversiteden tık yok. Bu üniversiteler bu anlayışla giderlerse Türkiye’yi ortaçağ karanlığına götürürler” değerlendirmesinde bulundu.

“TBMM’de diye bir mecliste kalmadı aslında. Görünürde var ama fiilen dişleri sökülmüş bir aslana benziyor”
Sivil darbe sürecinde hukuk, demokrasi, insan hakları, ahlak diye bir şey kalmadığını belirten Kılıçdaroğlu, “ TBMM’de diye bir mecliste kalmadı aslında. Görünürde var ama fiilen dişleri sökülmüş bir aslana benziyor. İtiraz eden sadece CHP. Diğerleri ne iyi oldu diyor. Türkiye bir yarı açık cezaevine dönüştü demiştim. Sayın Binali Yıldırım, Türkiye'yi böyle tanımlamak doğru değil demişti. Öğretim üyesini atıyorsunuz, pasaportlara el koyuyorsunuz ama Türkiye'de gezebilirsiniz diyorsunuz. Kaldı ki sadece hocanın pasaportuna değil, eşinin pasaportuna da el koyuyorsunuz. Gazetecinin eşinin de pasaportuna el koyuyorsunuz” ifadelerini kullandı.

“Referandum sürecinde asla ve asla partinin bayrağını kullanmayacağız. Türk bayrağı kullanacağız”

Bütün bunların yürürlükteki anayasaya göre yapıldığını ama anayasa değişiklikleri kabul edilirse Türkiye’nin başına açılacakların bir düşünülmesi gerektiğine dikkat çeken Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
“Yeni anayasa değişikliklerinin kabulu halinde Türkiye’nin nasıl tehlikeli bir mecraya sürüklendiğini hep birlikte düşünmemiz lazım. Bütün vatandaşlarıma çağrı yapıyorum; çocuğunu, komşunu, ülkeni, bayrağını, vatanını düşünüyorsan bu referandumda çok 'hayır'lı bir iş yapacaksın. Hayır oyu kullanacaksın, hayırları çoğaltacağız. Gittiğiniz her yerde şunu söyleyin, bu bir siyasi parti seçimi değil. Bu bir referandum, burada siyasi iktidar seçilmiyor, Türkiye'nin geleceği, burada demokrasi oylanıyor. Bu referandum Türkiye'nin geleceğini belirleyen önemli bir süreçtir. O nedenle biz sorumluluk alarak dedik ki bu referandum sürecinde asla ve asla partinin bayrağını kullanmayacağız. Türk bayrağı kullanacağız. Çünkü Türkiye’nin sorunu bu.”

“Düzenleme, Türkiye'nin başına felaket getirecektir”

TBMM’de 4 parti olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, “Biz ne istiyoruz 4 partide yetmez diyoruz. Yüzde 1 oy alan partinin bile en azından genel başkanı meclise gelmeli mecliste konuşmalı. Milletvekilleri parti liderinin iki dudağı arasında değil, milletin oylarıyla seçilsin gelsin istiyoruz, ön seçim olsun istiyoruz. Gelin parlamentoya ön seçimi zorunlu hale getirelim. Önümüzdeki haftada bunun kanun teklifini vereceğiz. Atatürk'e verilmeyen yetkiyi biz bir adama vereceğiz. Böyle bir şey olamaz. Ortak akıl denen bir kavram var. Akıl akıldan üstündür denen bir kavram var. Şimdi biz, parlamentonun yetkisini alıyoruz, bir kişiye veriyoruz. Mahkemeleri bir kişiye teslim ediyoruz. Devlette likayatı bir kişi belirleyecek. Böyle bir devlet düzeni olur mu? Türkiye sonu belli olmayan bir maceranın içine sürüklenebilir mi? Bu cumhuriyeti bunun için mi kurduk biz? Başbakanlık kalkacak, gen soru verilmeyecek. Yapamadıklarını muhalefete yüklüyorlar. Dünyada örneği olmayan bir anlayış. 'Türk tipi' diyorlar. Ne Türk tipi? Sizin Türklükten de Türk tarihinden de haberiniz yok. böyle bir şey olamaz. Olay, bir Erdoğan olayı değil. Özellikle Adalet ve Kalkınma Partisi'ne oy veren saygı değer vatandaşlarıma sesleniyorum; Olay bir Erdoğan olayı değil, yapılan düzenleme de Erdoğan için yapılan bir düzenleme değil. Düzenleme, Türkiye'nin başına felaket getirecektir. Her insan fanidir, hepimiz faniyiz. Hiçbir koltuk, bize baki olarak tahsis edilmemiştir. Hele demokrasilerde böyle bir şey yoktur. Babadan oğula geçecek diye de bir şey yoktur. Referandumda oy kullanırken çocuğunu, torunlarını düşüneceksin. Daha güzel, huzurlu bir Türkiye mi yoksa kargaşa içinde bir Türkiye mi istiyorsun? Hepimizi görev düşüyor" diye konuştu.

" El-Bab’ı alacağız, niye alacaksın?"

Türkiye'nin dış politikasıyla ilgili değerlendirmede bulunan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"El Bab'dan şehitlerimiz geliyor. Şehit sayımız 60'ı aştı. 'Güvenli bölge yaratacağız'. Yaratın, destekliyoruz biz de, dedik. gittiler El-Bab’a, El-Bab’ı alacağız, niye alacaksın? Türkiye topraklarına mı katacaksın? Hayır. O zaman El Bab'a kadar olan bölgeyi, güvenli bölge ilan et, orada dur. Daha derinlere inme. Bunu söyledik, kıyamet koptu. 'Siz Türkiye'ye ihanet ediyorsunuz'. Sonra aklı başına geldi. Bir uçak yolculuğunda 'Evet, El Bab'dan daha derinlere inmemek lazım' dedi. Bizim söylediğimizi teyit etti. Geçen gün Sayın Trump ile görüştü. 'El Bab değil, Münbiç ve Rakka'ya da gideceğiz.’ Arkadaş, 24 saatte ne değişti? Bir ülkenin yönetimi, başka ülkelerin yönetim kadrolarını kendi umudu olarak görürse o ülkeyi yönetemez. Dönem değişiyor, doğru Rusya'nın yanına. Rusya, 'PKK bizim için terör örgütü değildir' dedi. Ses çıkıyor mu? Tık yok. Trump'ı umut olarak beklediler. Bir ülke böyle mi yönetilir? Senin iraden yok mu? Vatandaş sana yüzde 49,5 oy vermiş. Sen umudu neden başka ülkelerin liderlerine bağlıyorsun? Trump kalktı, 'Çoğunluğu Müslüman olan 7 ülkenin vatandaşlarını Amerika'ya sokmayacağım' dedi. İktidardan tık yok. İtiraz eden kim? Biziz. Bu insan haklarına aykırıdır dedik. Onlar söyleyemiyorlar. Neden? Onlara şükranla bağlı olduklarını, iktidarlarını onlar var olduğu sürece sürdürebileceklerini düşünüyorlar. Bir ülkenin geleceğini, başka bir ülkenin yönetimine endekslemek kadar yanlış bir şey yoktur.”

"'Hayır' çıkarsa Türkiye büyük bir rahat bir nefes alır"

"Deniyor ki 'Hayır, çıkarsa Türkiye'de büyük bir karmaşa çıkar'” ifadesini kullanan Kılıçdaroğlu, “ 'Hayır' çıkarsa Türkiye rahat bir nefes alır. 'Hayır' çıkarsa TBMM kanun tekelini korur. Herkes anayasal konumuna geri döner. Herkes yasaların kendisine verdikleri görevleri yaparlar. Ne diyoruz 'hayır'da hayır vardır. Ülkenin geleceği açısından bunu yapmak zorundayız. Evlatlarımız için güzel ülkemiz için birlikte beraber yaşamak için farklı görüşlerde bile olsak demokrasi ortak paydasında buluşmak için. Bu bizim çok önemli" değerlendirmesinde bulundu. 

Pelin Üzek

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Balıkesir "Minik eller büyük hayaller" etkinlikleri başladı Balıkesir’in Bandırma ilçesinde, Bandırma Halk Eğitimi Merkezi, "Hayat Boyu Öğrenme Kurumları, Geleceğimiz Olan Çocuklarımızla Buluşuyor" projesi kapsamında "Minik Eller, Büyük Hayaller" temasıyla öğrencileri geleneksel Türk el sanatlarıyla buluşturdu. Etkinlik, anaokulu, ilkokul ve ortaokul öğrencilerine geleneksel Türk el sanatlarını tanıtma ve kültürel mirası aktarma amacıyla yapıldı. Bandırma Halk Eğitimi Merkezi’nde gerçekleştirilen etkinliğe Bandırma İlçe Milli Eğitim Müdürü Mutlu Aslan, öğrenciler, öğretmenler ve veliler katıldı. Ebru Sanatı’nda Usta Öğretici Zekiye Tatlı, Seramik’te Usta Öğretici Nail Yurdusev ve Tokat Tahta Baskı’nda da Usta Öğretici Dilek İkizçelli alanlarında öğrencilere eğitim verdi. Etkinlikte çocuklar eğlenirken öğrenmelerine de destek olmayı hedeflendi. Bu etkinlikler, çocukların düşünce gücünü geliştirmeyi ve sosyal becerilerini artırmayı amaçladı. Bandırma Halk Eğitimi Merkezi Müdürü Ahmet Özdemir, "Minik Eller, Büyük Hayaller" etkinliğinin geleneksel sanatları yaşatmayı ve nesilden nesile aktarmayı amaçladığını belirtti. Proje kapsamında farklı okullardan öğrencilerle yapılacak etkinliklerin yıl boyunca devam edeceği planlanıyor. Özdemir "Hayat Boyu Öğrenme Kurumları, Geleceğimiz Olan Çocuklarımızla Buluşuyor" projesi kapsamında "Minik Eller Büyük Hayaller" temalı etkinliğimizde Şehit Teğmen Doğuş Uran Anaokulu, 17 Eylül İlkokulu ve Ticaret Borsası Ortaokulunda öğrenim gören öğrencilerle birlikte geleneksel sanatlarımı yaşatmak ve bunları nesilden nesile aktarmak için yapılmaktadır. Amacımız kültürel mirasımıza ilgi duymak, sizlerde var olan yetenek ve ilgi alanlarınızı geliştirmektir. Müdürlüğümüzce ilçemizdeki farklı okulların talepleri doğrultusunda proje kapsamında yapılacak etkinliklerin yıl boyunca devam etmesini planlıyoruz" dedi.
Kayseri Bir daireyi farklı kişilere sattığı iddia edilen müteahhidin yargılanmasına başlandı Kayseri’de bir daireyi farklı kişilere sattığı iddia edilen müteahhidin yargılanmasına başlandı. Kayseri Adliyesi 3. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya başka davadan tutuklu sanık T.Ç. SEGBİS ile katılırken, Müşteki A.Ç. ve taraf avukatları duruşma salonunda hazır bulundu. Sanık T.Ç. savunmasında dolandırmak niyetinde olmadığını, muhasebe servisinde yapılan hatadan kaynaklı müştekiye verilen dairenin başka birine satıldığını iddia etti. Müştekiye istediği takdirde aynı binada bulunan başka bir daireyi verebileceğini söyleyen sanık, suçsuz olduğunu belirterek beraatini istedi. Müşteki A.Ç. ise savunmasında 2020 yılında bedensel engelli çocuğu olması hasebiyle zemin kattan ev almak için sanık T.Ç. ile 270 bin TL karşılığında anlaştıklarını söyledi. Ödemeyi yapmak için aracını 120 bin TL karşılığında müteahhide verdiğini, kalan 150 bin TL’yi ise zaman içinde parça parça ödeyerek borcunu bitirdiğini, bunun karşılığında makbuz değil ama toplu olarak borcu yoktur kağıdı verildiğini söyledi. Ayrıca Müşteki A.Ç. 2023 yılında evinin son durumuna bakmaya gittiğinde bir başka şahısla karşılaştığını ve o şahsın bu dairenin kendisine ait olduğunu, tapunun da kendi üzerinde olduğunu söylediğini ifade etti. A.Ç.; bu durumun ardından sanık T.Ç.’ye gittiğini ve durumu anlattığında T.Ç.’nin bir yanlışlık olduğunu ve ’yerine 1. kattan daire verelim’ dediğini, ancak bu görüşmeden 9 gün sonra o dairenin de başka birine satıldığını öğrendiğini söyledi. A.Ç., zararının karşılanmadığını ve ev sahibi olamadığını, halen kirada oturduğunu da ifadesinde belirtti. Müşteki avukatı ise sanığın bu olay dışında birçok kişiyi de bu şekilde mağdur ettiğini ve buna benzer 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılaması devam eden davayla birleştirilmesini ve sanığın cezalandırılmasını talep etti. Mahkeme heyeti eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı başka bir tarihe erteledi.
Kayseri Kayseri’de öğrenciler Mareşal Fevzi Çakmak’ı andı Mareşal Fevzi Çakmak, Kayseri’de adını taşıyan Fevzi Çakmak Anadolu Lisesi tarafından düzenlenen ‘Mareşal Fevzi Çakmak’ı Anma ve Geleneksel Pilav Şenliği’ programında anıldı. Okulda düzenlenen programa İl Milli Eğitim Müdürlüğü Şube Müdürleri, okul yönetimi, öğretmenler, öğrenciler ve veliler katıldı. Programda konuşan okul müdürü Seyit Efeoğlu,”2023-2024 eğitim öğretim yılı sosyal etkinlikler kapsamında okulumuz öğretmen ve öğrencileri tarafından hazırlanan Mareşal Fevzi Çakmak’ı anma ve Bahar Etkinlikleri programımıza hoş geldiniz. Fevzi Çakmak Anadolu Lisemiz 1973 yılından beri 51 yıldır eğitim öğretim faaliyetlerine devam eden Kayserimizin köklü liselerinden biridir. Açıldığı günden bu tarafa binlerle ifade edilen mezunumuz bir çok meslek gurubunda ülkemize hizmet etmektedir. Şu an 1230 öğrenci 75 personeli ile eğitim öğretim faaliyetlerine devam eden okulumuz akademik, kültürel, sanatsal ve sportif alanlarda öğrenciler yetiştirmeye devam etmektedir. Okulumuz İsmini Cumhuriyetimizin Kuruluşunda Gazi Mustafa Kemal Atatürk ün yanında kurucu kadroda yer alan zamanın Genel Kurmay Başkanı, Büyük devlet adamı Mareşal Fevzi Çakmaktan almıştır. "Geçmişini topyekün unutmuş insan, hafızasını yitirmiştir" der Merhum Teoman Duralı. Bizler Fevzi Çakmak Anadolu Lisesi ailesi olarak şanlı tarihimizi unutmadan, ismini aldığımız tarihi şahsiyetimiz Mareşal Fevzi Çakmak 1 anmak ve anısını yaşatarak farkındalık oluşturmak istedik. Günümüzde özellikle sosyal medya aracılığı ile toplumumuzu ve özellikle çocuklarımızı etkisi altına alan popüler kültür, milli ve manevi değerlerimizi değersizleştirmekte ve bizi öz benliğimizden uzaklaştırmaktadır. Eğitimciler ve ebeveynler olarak bizlere düşen en önemli görevlerden biri de çocuklarımızı etkisi altına alan kültür emperyalizmine karşı etkin mücadele etmektir. Kendi örfümüzü, adetlerimizi gelenek ve göreneklerimizi, inancımızı, müziğimizi, oyunlarımızı hatta yemeklerimizi daha görünür kılmak ve gelecek nesillere aktarmak, bizi biz yapan değerlere sahip çıkmak anlamına gelir. Bizler de bu amaçla kendi kültür ve inancımıza ait değerleri yaşatmak ve farkındalık oluşturmak için bu programı düzenledik” dedi. Programda mehter takımı tarafından dinleti gerçekleştirilirken, Mareşal Fevzi Çakmak’ın hayatı hakkında da bilgilendirme yapıldı. Bir okul öğrencisi tarafından hatim duası okunması ile devam eden program müzik dinletisi, halk oyunları gösterisi ve pilav dağıtımının ardından sona erdi.
Erzurum Avrupa Veteriner Eğitim Kurumları Birliği, Uluslararası akreditasyon için Atatürk Üniversitesinde Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Çomaklı, Veteriner Fakültesinin uluslararası düzeyde akreditasyonu kapsamında 23-25 Nisan 2024 tarihlerinde Veteriner Fakültesinde yeniden değerlendirme ziyaretinde bulunan Avrupa Veteriner Eğitim Kurumları Birliği (EAEVE) değerlendirme ekibinde yer alan Dr. Bertil Douw (Chaırperson-Netherlands) ve Koordinatör Prof. Pierre Lekeux’ı kabul etti. Kabulde Veteriner Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yavuz Selim Sağlam, EAEVE İrtibat Görevlisi Prof. Dr. Armağan Hayırlı ile Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Sözbilir de yer aldı. Rektör Çomaklı: “Veteriner Fakültemizin Uluslararası Akreditasyona Sahip Olacağına Yürekten İnanıyorum” Rektör Prof. Dr. Ömer Çomaklı yaptığı konuşmada; Atatürk Üniversitesinin, kaliteli eğitim-öğretim ve bilimsel çalışmaları ile bölgenin ve ülkenin kalkınmasına önemli katkılar sağladığını belirtti. Atatürk Üniversitesinin, hedeflerini dünya standartları doğrultusunda belirlediğini ve bunları gerçekleştirmek için stratejiler oluşturduğunu aktaran Çomaklı: “Dünyada ve ülkemizde meydana gelen değişimleri yakından takip eden üniversitemiz, seçkin akademik ve idari kadrosu ve üstün nitelikli öğrencileri ile aydınlık geleceğin şekillenmesinde çok önemli bir rol oynamaktadır. Üniversitemiz Veteriner Fakültesi de eğitim, araştırma ve hayvan sağlığına yönelik hizmetlerini başarıyla sürdürmektedir. Üniversite yönetimi olarak bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da fakülteye her türlü desteği vermeye devam edeceğimizi belirtmek isterim. Ulusal düzeyde VEDEK tarafından akredite edilen Veteriner Fakültemizin uluslararası akreditasyona sahip olması için yoğun çalışmalar yaptık. Bu başarıya da tüm çalışma arkadaşlarımla birlikte ulaşacağımıza yürekten inanıyorum” diye konuştu. Dekan Sağlam: “Fakültemiz, Hayvan Sağlığına Yönelik Hizmetlerini Başarıyla Sürdürmektedir” EAEVE değerlendirme ekibini ağırlamaktan büyük mutluluk duyduklarını ve heyeti Erzurum’da ağırlamaktan büyük bir mutluluk duyduklarını ifade eden Veteriner Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yavuz Selim Sağlam da yaptığı açıklamada: “Bildiğiniz gibi fakültemize ilk tam ziyaret EAEVE ekibi tarafından 15-19 Kasım 2021 tarihlerinde yapıldı. Bu hafta fakültemize "yeniden ziyaret" yapıyor. İlk ziyaret raporunda belirtilen büyük ve küçük eksiklikleri gidermek için yoğun bir şekilde çalıştık. Hazırladığımız Yeniden Ziyaret Öz Değerlendirme Raporunda çalışmalarımızı detaylı bir şekilde anlattık. Veteriner Fakültemiz; eğitim, araştırma ve hayvan sağlığına yönelik hizmetlerini başarıyla sürdürmektedir. İlk ziyaret raporunda sunulan övgüler ve olumlu yorumlar bizi cesaretlendirdi. Ziyaret ekibinin görüş ve önerileri dikkate alınarak öğrencilerin uygulamalı eğitim deneyimlerini artıracak önemli iyileştirmeler yapıldı” dedi. İlk ziyaret sonrasında yapılan revizyon ve değişikliklerin Veteriner Fakültesinin EAEVE standartlarına uyumunu önemli ölçüde artırdığını ve akreditasyon durumu açısından olumlu gelişmeler olarak değerlendirileceğini düşündüklerini aktaran Dekan Sağlam: “Dr. Bertil Douw ve Prof. Pierre Lekeux’u üniversitemizde ve fakültemizde ağırlamaktan bir kez daha mutluluk duyduğumuzu belirterek, nazik iş birlikleri ve yardımlarından dolayı kendilerine teşekkür ediyor, verdiği sonsuz destek için Rektör Prof. Dr. Ömer Çomaklı nezdinde tüm fakülte ailemize şükranlarımı sunuyorum” ifadelerini kullandı. Ziyaretin ardından Avrupa Veteriner Eğitim Kurumları Birliği (EAEVE) değerlendirme ekibi; Veteriner Fakültesinin değerlendirilmesi, öğrenci ve akademisyenler ile yüz yüze görüşmeler yapılması ve uygulamalı derslerin yerinde incelenmesi neticesinde yapmış oldukları raporlama çalışmalarının ardından şehirden ayrıldı.
İstanbul TFF’den Türk vatandaşlarına EURO 2024 öncesi Schengen uyarısı Türkiye Futbol Federasyonu (TFF), Almanya’nın ev sahipliğinde 14 Haziran-14 Temmuz 2024 tarihleri arasında düzenlenecek olan 2024 Avrupa Futbol Şampiyonası’nı (EURO 2024) yerinde takip etmek isteyen Türk vatandaşları için Schengen vizesi gerektiğini açıkladı. Türkiye Futbol Federasyonu’nun (TFF) resmi internet sitesinden yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı: "Almanya’daki 10 şehrin ev sahipliğinde 14 Haziran - 14 Temmuz 2024 tarihleri arasında düzenlenecek olan ve A Milli Takımımızın da yer alacağı 2024 Avrupa Futbol Şampiyonası’nı (EURO 2024) yerinde takip edecek olan vatandaşlarımıza bu seyahat için geçerli bir Schengen vizesi gerekmektedir. Henüz geçerli bir Schengen vizesi bulunmayan vatandaşlarımızın, vize başvurularının zamanında onaylanabilmesi adına vakit kaybetmemeleri önemle rica olunur. Almanya’nın İstanbul Başkonsolosluğu tarafından, Türk pasaportuyla seyahat edecek olan maç bileti sahibi vatandaşlarımız için başvuruların hızlandırılması doğrultusunda özel bir süreç oluşturulmuştur. Bu özel sürecin detayları aşağıdaki gibidir: Schengen vizesi başvuruları yalnızca Almanya’nın İstanbul Başkonsolosluğu’na şahsen yapılabilir. Randevuların garanti altına alınması adına hem bilet numarası, hem de rezervasyon referans numarası gerekmektedir. Bu bilgilere UEFA Bilet Portalı’nda yer alan ’Sipariş Geçmişi’ sekmesinden ulaşmak mümkündür. Yaşanabilecek teknik problemler ve sorular için https://support.tickets-euro2024.uefa.com/hc/en-us adresinden destek alınabilecektir."