SAĞLIK - 17 Temmuz 2018 Salı 11:35

'D vitamini alırken, zararlı ışınlardan korunun'

A
A
A
'D vitamini alırken, zararlı ışınlardan korunun'

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Birsen Öztürk, özellikle D vitamini başta olmak üzere güneşin pek çok özelliğinden faydalanırken, zararlı ışınlarından da korunmak gerektiğini söyledi.

Yaz ve bahar aylarının gelmesi ile birlikte ev dışında geçirilen zamanın artması, güneş ışınlarının yararları ve zararlarını gündeme getirdi. Nişantaşı Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Birsen Öztürk, D vitamini kaynağı olan güneşten istifade ederken, zararlı ışınlarından da korunmanın yollarına değindi. Öztürk, özellikle D vitamini başta olmak üzere güneşin pek çok özelliğinden faydalanırken, zararlı ışınlarından da korunmak gerektiğini söyledi.

Öztürk, “Güneş ışınları başlıca ultraviyole A ve B dalgalarından oluşur. UV-A (yaşlandırıcı ışınlar) ozon tabakası tarafından emilmez, ciltte erken yaşlanma ve kırışıklığa neden olabilir, pencere camından geçebilir. UV-B (yakıcı ışınlar)ise kısmen ozon tabakası tarafından emilir, ciltte bronzlaşmaya, güneş yanıklarına ve katarakta neden olabilir, pencere camından geçemez. Cilt kanseri oluşumunda ise hem UV-A, hem de UV-B ışınları sorumlu tutulmaktadır” dedi.

Dr. Birsen Öztürk, D vitamininin en önemli kaynağının güneş ışınları olduğunu, ifade ederken “Bir miktar D vitamini yağlı balıklarda (örneğin somon, uskumru, ton balığı), yumurta sarısı veya D vitamini ile zenginleştirilmiş sütte bulunabilirse de, güneş ışığı almadan veya vitamin takviyesi olmadan, sağlıklı bir kan seviyesi için gıdalar D vitamini için yeterli değildir ifadelerini kullandı.

Dr. Öztürk şu bilgileri verdi:

“Güneş D vitamini kaynağıdır 

D vitamininin kemik sağlığı için önemi yıllardan beri bilinmekte olup her geçen yıl yeni yararlarından bahsedilmektedir; sinir sistemi ve bağışıklık sistemini de güçlendiren D vitamininin eksikliğinde çocuklarda raşitizm, erişkinlerde osteomalazi gibi kemik hastalıklarının görüldüğü, ayrıca yine bazı hastalıklara (kolon, meme veya prostat kanseri, multipl skleroz, tip 1 diyabet gibi) yakalanma riskinin D vitamini eksikliğinde arttığı saptanmıştır. 

Güneş ışınlarının bu çift yönlü etkisi (vücudumuzda D vitamini sentezini sağlayan güneş ışınlarının aynı zamanda güneş yanığı ve cilt kanseri gibi önemli sorunlara da neden olabilmesi), ne kadar süre güneş ışığı alınması gerektiği, güneş koruyucularının kullanılıp kullanılmaması gerektiği gibi tartışmaları da beraberinde getirmektedir. 

Koyu ten cilt kanseri konusunda daha az risk taşır 

Koyu cilt rengi, ileri yaş ve düşük UV indeksi (örneğin kuzey enlemlerinde kış ayları) D vitamini sentezini olumsuz etkileyen faktörlerdir. Beyaz tenli kişiler cilt kanseriyle sonuçlanabilen UV ışınları riski altındayken, koyu tenli kişilerde kanser riski daha az olsa da D vitamini eksikliği riski daha fazla olmaktadır. Güneş kremi kullanılması, güneşin zararlı etkilerine karşı korurken öte yandan vitamin D üretimini de engellemektedir. 

UV ışınlarının zararlı etkisinden korunmak ve yeterli D vitamini de alabilmek için, güneş ışınlarına ‘sınırlı’ maruz kalma önerilmektedir. Ancak bu sürenin ne kadar olması gerektiği bazı faktörlerle değişebilmektedir; örneğin, mevsim, günün saati, hava koşulları, ten rengi, yaş..vb. bu nedenle yeterli D vitamini sağlanması için herkese önerilebilecek standart bir süre yoktur. Günümüzde kabul edilen görüş ise, ultraviyole ışınlarının zararlı etkisinin unutulmaması gerektiği ve güneş koruyucuların kullanılması yönündedir. 

Güneşin zararlı etkilerinden nasıl korunmalıyız? 

En önemlisi, güneş ışınlarının en yoğun olduğu saatler olan 10.00-16.00 arasında, özellikle de 11.00-14.00 arasında, güneşten kaçınmak gerekir. Bu saatlerde dışarıda olunduğu zaman gölgede bulunmaya çalışılmalı, geniş kenarlı şapka ve UV-A ve UV-B filtreli güneş gözlüğü kullanılmalı, rahat ve bol pamuklu giysiler giyilmelidir. Güneşin zararlı UV ışınları kum, su, kar veya betondan yansıyabilir ve bulutlu günlerde dahi zararlı olabilir, bu nedenle güneş koruyucu kullanılması önerilir. 

Güneş koruyucu nasıl seçilmelidir? 

Hem ultraviyole A (UVA), hem de ultraviyole B (UVB) ışınlarına karşı koruma sağlayan, geniş spektrumlu ve mümkünse suya dayanıklı güneş koruyucular kullanılmalıdır. Güneş koruyucular içinde bulunan çinko oksit, etkili bir fiziksel bariyer oluşturur; özellikle burun, yanaklar, kulakların üst kısmı ve omuzlarda ekstra fayda sağlamaktadır. Ancak hormonal etkileri de olabilen kimyasal etkili oxybenzone içeriği olan ürünler tercih edilmemelidir. Güneş koruma faktörü (SPF), 2-12 arası ürünler hafif, SPF 12-30 olanlar orta, SPF > 30 olanlar ise yüksek koruma sağlarlar. Cilt rengi açık veya koyu olan herkesin güneş koruyucu kullanması önerilmektedir, açık tenli kişiler daha yüksek faktörlü ürünleri tercih etmelidirler. SPF minimum 15 olmalı ancak, dermatologlar SPF 30 ve üstünü önermektedirler. SPF 50+ olan güneş koruyucuların ilave yararı olmadığı bilinmektedir. 

Güneş koruyucular, güneşe çıkmadan 30 dakika önce sürülmeli, 2-4 saatte bir yenilenmelidir. Yüksek koruma faktörlü güneş koruyucuların güneşte kalma süresini uzatmayacağı unutulmamalıdır. Ayrıca suya dayanıklı bir ürün de olsa, terleme ve yüzme sonrası tekrar sürülmesi önerilmektedir. UV ışınlara maruz kalan tüm vücut kısımlarına (özellikle yüz, burun, kulaklar, el ve ayaklar, omuzlar ve dizler) bol miktarda uygulanması önerilmektedir. Güneş koruyucular, güneşten korunmak amacıyla kullanılmalı ve güneşte daha uzun kalmak amacıyla kullanılmamalıdır. 

Güneş koruyucular D vitamini sentezini engeller mi? 

Evet, ancak buna rağmen ultraviyole ışınlarının zararlı etkileri göz önüne alındığında güneş koruyucu kullanımı önerilmektedir. Sadece yüz ve ellerin günde 15-20 dakika güneşe maruz kalması vücutta D vitamini sentezi için yeterli olabilmektedir. Gıdalar D vitamini açısından iyi bir kaynak değildir. Pencereden gelen güneş ışığı, D vitamini sentezine yol açmamaktadır. İlerleyen yaşla birlikte de D vitamini sentezi azalmaktadır. Bu nedenlerle, vücutta vitamin D eksikliği olduğu takdirde, dışarıdan D vitamini desteği alınması uygundur. Özellikle kış aylarında, güneşe maruz kalma olasılığı da bulunmadığından D vitamini takviyesi gerekebilmektedir. 

D vitamini ihtiyacımız ne kadardır? 

Vücudumuzun doğumdan sonraki ilk bir yaşta günlük 400 Ü, daha sonraki yaşlarda günlük en az 600 Ü, 70 yaşından sonra 800 Ü D vitaminine ihtiyacı vardır. Bu miktar, kişinin yaşam şekline ve mevcut sağlık problemine göre değişebilmektedir. Kanda D vitamin düzeyi ölçülerek eksiklik olup olmadığı saptanabilmektedir. 

Çocukları güneşten korumalıyız 

Çocuk ve ergenlerin dışarıda geçirdikleri süre, erişkinlerden çok daha fazladır. Yaşam boyunca maruz kalınan UV ışınlarının yüzde 50’den fazlasının bu dönemlerde alındığı bildirilmektedir. Çocukların güneşten korunması, ileri yaşlarda gelişebilecek cilt kanserlerinin önlenmesi açısından çok önemlidir, ayrıca güneş ışığının etkisi ile çocuklarda güneş yanığı, ateş, titreme gibi rahatsızlıkların görülme olasılığı daha fazla olduğundan, çocukların yaz aylarında özellikle korunması gerekmektedir. 

6 aydan küçük bebeklerin güneşten korunması için; 

Direkt güneş ışınlarına maruz kalmamaları, gölgede tutulmaları, kolları ve bacakları kapatan hafif giysiler ve kenarlı şapkalar giydirilmesi,
Bebeğin aşırı terlemediğine ve yeterli su/sıvı aldığına emin olunması,
Uygun kıyafetler veya gölgede kalma olasılığı bulunmadığında, bebeğin açıkta kalan vücut bölümlerine az miktarda (yüz, el sırtları, boyun gibi) en az SPF 30 olan güneş koruyucu sürülmesi (mümkünse güneşe çıkmadan
30 dakika önce sürülmeli),
Eğer güneş yanığı oluşursa etkilenen bölgeye soğuk kompres uygulanması önerilir.
Çocukların güneşten korunması için;
Zararlı UV ışınlara karşı çocuğun ilk ve en önemli korunma yolu giysilerdir, mümkünse gölgede tutulması, UV ışınlarının en yoğun olduğu saatler olan 10.00-16.00 arasında güneşten kaçınılması,
Pamuklu giysilerin tercih edilmesi, geniş kenarlı şapkalar takılması, UV korumalı güneş gözlükleri kullanılması,
Giysilerin örtmediği ve güneşe maruz kalan bölgelere minimum SPF 30 olacak şekilde, güneş koruyucular sürülmesi (ilk önce çocuğun sırtına küçük bir alana sürülerek, alerji olasılığı test edilmeli, göz çevresine dikkatlice uygulanmalı ve göze sürülmemeli),
Her 2 saatte bir, ayrıca terleme ve yüzme sonrasında yeterli miktarda güneş koruyucu tekrar sürülmelidir.
İçeriğinde çinko oksit veya titanyum dioksit olan ürünler veya hassas çocuk ciltleri için özel olarak yapılmış güneş koruyucular tercih edilmelidir, krem formundaki güneş koruyucular çocuklar için daha uygun bir seçenektir.”  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mersin Mersin toz bulutu altında Meteorolojinin uyardığı toz taşımının etkili olduğu Mersinde şehrin genelinde belirgin olarak görülen tozla kaplı gökyüzü Akdeniz’i ve Toros dağlarını neredeyse görünmez hale getirdi. Meteoroloji 6. Bölge Müdürlüğü Kuzey Afrika kaynaklı toz taşımının Mersin ve çevresinde bugünden itibaren etkili olduğunu bildirildi. Sabahın ilk saatlerinden itibaren şehrin çevresi tamamen toz bulutu ile kaplandı. Özellikle Akdeniz ve Toroslar dağları tozla kaplı gökyüzü nedeniyle görünmez hale geldi. Evlerin balkonları ve araçlarda da toz kalıntıları dikkat çekti. Kent genelinde olduğu gibi Erdemli ilçesinde de sokağa park edilen araçların üzerlerinde oluşan tozlar dikkat çekti. Yarın gece yarısına kadar devam etmesi beklenen toz taşınımı hava kalitesini düşürdü. Toz bulutunun etkili olduğunu belirten oto yıkamacısı Hacı Tuna , "Afrika’dan gelen toz bulutu bizlerinde işlerini arttırıyor. Zannedersem 3-4 günlük süreç içinde yıkamacılarda bir talep oluşacak. Ama çiftçilerimize İnşallah bir zarar vermez. Hava puslu, kapalı. Sanki yağmur yağacakmış gibi ama hava sıcak" dedi. Valilik uyardı Toz taşınımı nedeniyle Mersin Valiliği’nden yapılan açıklamada ise," Cuma günü gece saatlerine kadar görülmesi beklenen toz taşınımının meydana getireceği başta sağlık problemleri olmak üzere görüş mesafesinde düşme, hava kalitesinde azalma, çamur şeklinde yağış ve ulaşımda aksamalar gibi olumsuzluklara karşı dikkatli ve tedbirli olunmalıdır" denildi. (HİV-
Samsun LGS birincileri, ortaokul öğrencilerine rol model oluyor Samsun’da Liselere Geçiş Sistemi’nde (LGS) 1. olan öğrenciler, ortaokul öğrencileriyle deneyimlerini paylaşıyor. Milli Eğitim Bakanlığı Din Öğretimi Genel Müdürlüğü "HEDEF 2024 Lise Giriş Sınav Projesi" kapsamında Kazım Karabekir İmam Hatip Ortaokulu Rehberlik Servisinden Rehber Öğretmeni Ruşen Yıldırım tarafından hazırlanan "Biz Kazandık Sıra Sizde Projesi" ile LGS Samsun birincileri, "Kazım Karabekir İmam Hatip Ortaokulunda Buluşuyor" etkinliğinde ortaokul öğrencileri ile bir araya geldi. Etkinliğe Atakum İmam Hatip Lisesi, Aziz Atik Fen Lisesi, Canik Fen Lisesi, Emine-Ahmet Yeni Kız İmam Hatip Lisesi, Garip Zeycan Fen Lisesi ve Sosyal Bilimler Lisesi’nden okul birincisi 10. sınıf öğrencileri katıldı. LGS’de okullarına birinci sırada yerleşen öğrenciler, LGS’ye hazırlanan 8. sınıf öğrencilerine "Kendi liselerinin tanıtımı", "Başarı hikayelerinin paylaşılması", "Bundan sonraki hedefleri nedir?", "Bu hedefe nasıl ulaşmayı düşünüyorlar?" konu başlıklarında bilgi paylaşımında bulundular. Düzenlenen program hakkında bilgi veren Kazım Karabekir İmam Hatip Ortaokulu Müdürü İbrahim Teker, "Proje, LGS’ye girecek öğrencilerin yeni bakış açısı kazanmalarına ve tecrübelerinden faydalanma imkânı sunmuştur. Bu etkinliği düzenlerken akran öğretimine dayalı yakın hedef ilkesi ön planda tutulmuştur. Etkinliğe katılan okul birincisi öğrencilerin LGS’de tam puan alan ve yüzdelik dilimi 1 civarında olması olayın güzel tarafıydı. Proje paydaşı okul birincisi öğrencilerin ve okulumuz öğrencilerin memnuniyetlerinden dolayı bu projeyi her yıl geleneksel olarak yapılmasına karar verilmiştir” dedi. Programda Atakum İmam Hatip Lisesi birincisi Muhammet Salih Çetin, Aziz Atik Fen Lisesi birincisi Bilal Emre Çiçek, Canik Fen Lisesi birincisi Defne Ilgın Koçak, Emine-Ahmet Yeni Kız İmam Hatip Lisesi birincisi Zeynep Doruel, Garip Zeycan Yıldırım Fen Lisesi birincisi Ahmet Pekşen ve Sosyal Bilimler Lisesi birincisi Zeynep Akgül sunum gerçekleştirdi. Biz Kazandık Sıra Sizde Projesi’ne katılarak başarı hikayelerini aktaran okul birincisi öğrencilere İbrahim Teker tarafından katılım sertifikası verilmesiyle etkinlik sona erdi.
Kahramanmaraş Kahramanmaraş’ta altyapı seferberliği Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanı Fırat Görgel, “Kahramanmaraş’ımızın uzun süredir en önemli sorunlarından altyapıyı 10 milyar liralık yatırımla büyük ölçüde yeniliyoruz. İlk etap çalışmalarımız başladı. İnşallah 2 yıl içerisinde şehrimizin altyapı sorunu büyük oranda ortadan kalkmış olacak” dedi. Yeni Kahramanmaraş’ın imarı ve inşası noktasında tüm alanlarda faaliyetlerini kesintisiz sürdüren Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi, altyapı yatırımlarına da durmaksızın devam ediyor. Şehrin birçok yerinde deforme olan şebeke hatlarını yenileyen Büyükşehir Belediyesi, yeni bir çalışmayı daha başlattı. Deprem sonrası altyapı ihtiyacını karşılamaya yönelik yatırımların ilk etabı olan 500 milyon liralık projede çalışmalar başladı. Şehrin altyapısının yenilenmeye başladığını belirten Başkan Görgel, “Kahramanmaraş’ta önemli bir sorun olan altyapımızın yenilenme çalışmalarını yerinde incelemek için bir araya geldik. Depremler öncesinde içme suyu sorunu hep gündemdeydi. 6 Şubat depremleriyle birlikte sudaki kayıp oranı yüzde 70’lerin üzerine çıktı. Sayın Cumhurbaşkanımızın destekleriyle şehrimize gelen 10 milyar liralık hibe ile çalışmalarımızı yürütüyoruz. Şehrimizde toplam bin 350 kilometre içme suyu ve bin 350 kilometrelik kanalizasyon hattını yenileyeceğiz. Kahramanmaraş’ımıza 150 kilometre de yağmursuyu hattı kazandıracağız. Sudaki kayıp oranımızı ilk etapta yüzde 50’lere devamında ise yüzde 30’lar seviyesine düşürmeyi hedefliyoruz” cümlelerini kaydetti. Başkan Görgel, “Şehrimizin yeni yerleşim alanlarından bir tanesi de şu an çalışma yapılan Kuzey Çevre Yolu civarı. Burada nüfus yoğunluğu kısa süre içerisinde artmış durumda. Sık sık su kesintilerinin yaşandığı bir bölge. Bu yatırımlar sayesinde artık bu kesintilerin önüne geçeceğiz. İhalesini yapıp başladığımız ilk etabın toplam maliyeti 500 liralık. Bölgede 17 adet depo, 45 kilometre içme suyu ve 10 kilometre kanalizasyon hattı inşa ediyoruz. Projelerimizin tamamı bittiğinde inşallah 2 yıl içerisinde şehrimizin altyapı sorunu büyük oranda ortadan kalkmış olacak. Böylece şehrimizin altyapısını en az 100 yıl hizmet verecek şekilde yenileyeceğiz. İnşallah Kahramanmaraş’ımız hem altyapısı hem de üstyapısıyla çok daha sağlam, güvenli ve yaşanabilir bir şehir olacak. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.