SAĞLIK - 13 Ağustos 2018 Pazartesi 16:56

D vitamini eksikliği kısırlığa yol açabilir

A
A
A
D vitamini eksikliği kısırlığa yol açabilir

Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Operatör Doktor Seval Taşdemir, D vitamini eksikliğinin birçok probleme yol açtığını, bunlardan birinin kısırlık olduğunu söyledi.


D vitamini eksikliğinin Türkiye’de sıklıkla görüldüğünü belirten Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Seval Taşdemir, D vitamini eksikliğinin birçok probleme yol açtığını, bu problemlerden bir tanesinin kısırlık olduğunu söyleyerek önemli açıklamalarda bulundu. Güneşli gün sayısının fazla olmasına rağmen özellikle kadınlarda D vitamini eksikliğinin görülmesinin birçok nedeni bulunduğuna dikkat çeken Op. Dr. Seval Taşdemir, ’’Üreme sağlığını yakından ilgilendiren bu vitaminin eksikliğinin başlıca görülme sebebi kış aylarında güneşten yeterince faydalanmamak. D vitamini hem kadınlarda hem de erkeklerde üremeyi etkilemesinden dolayı kısırlık probleminin en büyük nedenlerinden birisidir’’ dedi.
D vitaminin eksikliğinin kısırlığa neden olduğu gibi tüp bebek tedavisinde gebe kalma şansını da düşürdüğüne vurgu yapan Op. Dr. Taşdemir, sağlıklı bir insan kanının mililitresinde yaklaşık olarak 20-30 nanogram D vitamini bulunması gerektiğini, 20 nanogramın altındaki değerlerin D vitamini eksikliği olarak kabul edildiğini belirtti.

D VİTAMİNİ İÇEREN BESİNLER


D vitamininin her ne kadar güneşten sentezlenebilir olsa da besinler ile de desteklenmesi gerektiğini dile getiren Op. Dr. Taşdemir, vücudun günlük D vitamini ihtiyacının tamamen besinlerden karşılanamadığını, bu nedenle güneş ışığından yararlanmanın son derece önemli olduğunu söyleyerek şu ifadeleri kullandı:
’’Ton balığı ve somon gibi yağlı balıklar, uskumru ve istiridye gibi deniz ürünleri D vitamini açısından son derece zengindir. Ayrıca peynir ve tereyağı gibi süt ürünleri D vitamini deposu olarak bilinmektedir. Bunların dışında yumurta ve patates önemli D vitamini kaynakları arasında yer almaktadır. Deniz ürünü sevmeyen kişiler D vitamini ihtiyaçlarını balık yağı tabletlerinden karşılayabilirler. Yağda çözünebilen D vitamini gıdalardan oldukça az bir şekilde alınabilir. Bu nedenle tek başına yeterli olmamakta ve güneş ışığına çıkmak gerekmektedir’’.

D VİTAMİNİN ÜREMEYE ETKİSİ


"D vitamini eksikliği bulunan kadınların tüp bebek tedavilerinde D vitamini seviyelerinin normale çekilmesine paralel olarak başarı şansının da arttığı görülmüştür" diyen Op. Dr. Taşdemir, ’’Yapılan araştırmalara göre, D vitamini eksikliği doğurganlığı azaltırken tüp bebek şansını da önemli ölçüde düşürmektedir. Tüp bebek tedavisi süresince, testosteron salgılamasını etkilediğinden erkeklerin de D vitamini seviyelerine dikkat etmeleri gerekmektedir" ifadelerini kullandı.
Hamilelik sürecinde D vitamini eksikliğinin hamilelik şekeri, gebelik zehirlenmesi, erken doğum, düşük ağırlıklı doğum ve bakteriyel vaginosis adı verilen kötü kokulu ve akıntılı vajinite neden olabileceğini açıklayan Op. Dr. Taşdemir, bu nedenle anne adaylarını hamilelikleri sürecinde bol bol güneşe çıkmaları ve D vitamini almaları konusunda uyardı.  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Giresun Ziraat Mühendisi Haldun Gedikali: Fındıkta büyük tehdit oluşturan kahverengi kokarca zararlısına karşı Ziraat Mühendisi Haldun Gedikali, kimyasal mücadele uyarısında bulundu. Yeni fındık sezonu öncesi Doğu Karadeniz Bölgesi’nin en önemli sorunu haline gelen kahverengi kokarca ile mücadele hakkında bilgi veren Ziraat Mühendisi Haldun Gedikali, “Doğu Karadeniz’de sık görülen ve fındığa zirai don, fırtına gibi doğal olayların yanı sıra en çok zarar veren bir etkende kahverengi kokarca oldu. Çin menşeili olan bu zararlılar önce Uzakdoğu’dan Avrupa’ya ve Gürcistan’a geldi. Son 15 yıldır da ülkemizde görülmeye başladı. Bu zararlılar, aslında halk arasında kahverengi kokarca olarak değil de yeşil kokarca olarak bilinmektedir. Yeşil kokarcadan farkı ise daha hızlı adaptasyon sürecini tamamlaması ve üreme kabiliyetinin yüksek olmasıdır. Son yıllarda ülkemizde özellikle fındık bahçelerine çok fazla zarar verdikleri görülmektedir. Kışın evlere ve fındık bahçesi içindeki depo, hayvan barınakları gibi yerlerde çok fazla üreyerek, yazın ise fındık bahçelerine geçerek zarar vermektedir. Bu zararlılar fındığın içine girerek, çürütmekte ve fındığı yok etmektedir ve hatta fındık bahçelerine müdahale edilemezse bahçeyi tamamen yok etmektedir” dedi. "Bahçeleri sürekli gezmeliyiz" Kahverengi kokarca ile nasıl mücadele edileceği konusunda da bilgi veren Gedikali, “Bahçelerimizi sürekli gezerek ve dalları sert bir şekilde silkeleyerek, düşen zararlıları orada bertaraf etme yöntemine gitmeliyiz. Kahverengi kokarca ile ilgi çeşitli devlet kuruluşlarında da önlemler alınmaktadır. Bunlardan en önemlisi kahverengi mücadelenin avcı böceği olan ‘Kafkas Arısı’ doğaya salındı. Bizim kişisel olarak yapmamız gereken en önemli müdahale şekli ise bahçelerimizin sürekli kontrol edilmesi ve kimyasal mücadele olacaktır” diye konuştu.
Erzincan Elektrik direğinin tepesindeki yuva, leylek ailesine 21 yıldır ev sahipliği yapıyor Baharın müjdecisi kabul edilen leylekler, yuvalarına dönüşleriyle köy ahalisini yeniden sevindirdi. Erzincan’ın Mertekli köyünde 21 yıldır aynı elektrik direğinin üzerine yuva yapan leylek ailesinden anne leylek kuluçkaya yattı. Erzincan’ın Mertekli köyü sakinleri, 21 yıldır aynı elektrik direğine yuva yapıp kuluçkaya yatan leyleklerin gönüllü koruyuculuğunu yapıyor. Gelişleriyle baharı müjdeleyen, gidişleriyle kışın habercisi olan ve atasözlerine, deyimlere dahi konu olan leylekler, şubat ayından itibaren Avrupa’dan yola çıkıp Anadolu topraklarına varıyor. Sürüler halinde göçen leylekler, kendileri için belirledikleri uygun noktalarda, ilkbahar ve yaz aylarında konaklayarak yavruluyor. Mertekli köyünde 21 yıldır aynı yere yuva yapan leylekler, bu yıl da yine eski muhtar Mehmet Fırat’ın evinin önündeki elektrik direğine yuva kurdu. Baharın müjdecisi kabul edilen leylekler, yuvalarına dönüşleriyle köy ahalisini yeniden sevindirdi. Mahallelinin gözü gibi baktığı yuvalarında sırayla kuluçkaya yatan leylekler, zaman zaman Karasu Nehri’nde besin bulmak için kanat çırpıyor. Köy sakinlerinden Songül Aydın, “Yıllardır bu leylekler köyümüzde yaşıyorlar. Kışın gidip baharda geri geliyorlar. Vefalı leyleklerimiz. Bizde onları seviyoruz” dedi. Köylülerden Hüseyin Fırat da eskiden bölgede çok sayıda leyleğin bulunduğunu belirterek, sayılarının azaldığını söyledi. Leylekler köylerine gelmediğinde üzüldüklerini dile getiren Fırat, "Bir yıl maalesef leyleğimizin 4 yavrusu elektrik direğine takılarak ölmüştü ve çok üzülmüştük. Biz onları gerçekten çok seviyoruz. Maalesef leyleklerimizden sadece 1-2 tane kaldı. Bizler elimizden geldiği kadarıyla onlara sahip çıkmaya çalışıyoruz. Ben her sabah kalktığımda onları izliyorum. Leyleklerin yavrularına ve eşlerine karşı olan saygısı ve sadakati çok yüksek. Onlara sahip çıkmaya çalışıyoruz" diye konuştu.