POLİTİKA - 25 Ekim 2015 Pazar 14:39

Davutoğlu: 'Nişantaşı’ndan Kandil’e köprüler kuruyorlar'

A
A
A
Davutoğlu: 'Nişantaşı’ndan Kandil’e köprüler kuruyorlar'

Başbakan Ahmet Davutoğlu, “Nişantaşı’ndan Kandil’e köprüler kuruyorlar. Onlar terör köprüleri kursunlar, biz gönül köprüleri kuruyoruz. Ellerindeki medya gücünü kullanıp 40 yıldır terör örgütün barış havarisi gibi gösteriyorlar. Terörü kullananlar makyajlayıp barış güvercini yapmaya çalışıyorlar. Terörden barış güvercini olur mu” dedi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, “Nişantaşı’ndan Kandil’e köprüler kuruyorlar. Onlar terör köprüleri kursunlar, biz gönül köprüleri kuruyoruz. Ellerindeki medya gücünü kullanıp 40 yıldır terör örgütün barış havarisi gibi gösteriyorlar. Terörü kullananlar makyajlayıp barış güvercini yapmaya çalışıyorlar. Terörden barış güvercini olur mu” dedi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Yenikapı’da düzenlenen AK Parti İstanbul mitinginde alanı dolduran yüz binlerce kişiye hitap etti. Davutoğlu’nun konuşmasına başladığı sırada miting alanında dev bir Türk bayrağı açıldı.

“BU SALDIRILAR TÜRKİYE’NİN ÖNÜNÜ KESMEK İÇİN YAPILIYOR”
7 Haziran’dan sonra Türkiye’nin bir kez daha terörle imtihan edildiğini söylenen Başbakan Davutoğlu, “7 Haziran’dan bu yana milletimiz bir kez daha terörle imtihan ediliyor. Alçakça saldırılara uğradık. Askerlerimiz, polislerimiz, sivil vatandaşlarımız şehit edildiler. Buradan bir kere daha, kaybettiğimiz canlara rahmet diliyorum. Bu fatiha göklere yükselirken o alçaklar bilsinler ki Türkiye bu meydandayken hiçbir alçakça pusuya geçit vermeyeceğiz. Bu insanlık dışı eylemlerin hedefi Türkiye’dir, milletimizdir, birliğimizdir. Bu saldırılar Türkiye’nin önünü kesmek için yapılıyor. Türkiye’de 13 yıldır devam eden huzur ve istikrarı ortadan kaldırmak için yapılıyor. Milletimizin sandığa yansıyacak iradesini zaafa uğratmak için yapılıyor. Türkiye 13 yıldır imza attığımız büyük başarılarla, projelerle sizlerin verdiği destekle şaha kalktı. Ancak bu yürüyüşe çelme takmak istediler. Türkiye’nin istikrarını bozmak için hesaplar yaptılar, tuzaklar kurdular. Susacağımızı zannettiler. Biz çıktığımız yoldan geri döner miyiz? Bu tuzaklar karşısında köşemize çekilir miyiz, meydanı bu alçaklara bırakır mıyız? Biz dimdik durduk. Siz bizleri tanıyorsunuz. Biz ne düşündüysek evirmeden, çevirmeden milletimizle paylaşırız” dedi.

“ŞİMDİ NİŞANTAŞI’NDAN KANDİL’E KÖPRÜLER KURUYORLAR”
Gezinin bir benzerinin Kobani olayları ile yapılmaya çalışıldığını söyleyen Davutoğlu, “Tam yeni hükümet kurulmuşken, malum eşbaşkan talimat verdi. Şimdi katil devlet diye küstahça konuşan adam o zaman Kobani olaylarını bahane ederek insanları sokağa çıkmaya davet etti. Kobani’de DAEŞ teröründe kaçan yüz binlerce kişiye kucak açan Türkiye’nin sokaklarını karıştırdılar. 50 vatandaşımız onlar tarafından katledildi. Baktılar olmuyor başka planı devreye soktular. Emanet oylarla, yalan ve iftiralarla bu kardeşliği bozmak için hain bir senaryo harekete geçirdiler. Şimdi Nişantaşı’ndan Kandil’e köprüler kuruyorlar. Onlar terör köprüleri kursunlar, biz gönül köprüleri kuruyoruz. Ellerindeki medya gücünü kullanıp 40 yıldır terör örgütün barış havarisi gibi gösteriyorlar. Terörü kullananlar makyajlayıp barış güvercini yapmaya çalışıyorlar. Terörden barış güvercini olur mu? Bir sabah Diyarbakır’da bir çorbacıyı tarayıp garson Şeyhmuz’u, çorba içen Osmanbey’i katledenden barış güvercini olur mu? İki kelimelerinden biri barış. Hendek kazarak mı, pusu kurar mı, masum sivilleri katlederek mi barış getireceksiniz. Bu ikiyüzlülüktür. Yapılan ihanetin, kurulan tuzağın farkında mısınız? Bu tuzakları boşa çıkaracak mıyız” ifadelerini kullandı.

“ÇEVREYE AŞIK OLANLARI AĞAÇ BAHANESİYLE İTHAM EDEREK GEZİ OLAYLARINI BAŞLATTILAR”
Türkiye üzerinde tuzaklar kurulduğunu söyleyen Davutoğlu, “2013 Mayıs’ına gidelim. 3. Havalimanı ve 3. Köprü gerçekleşirken, Cumhuriyet tarihinin en bereketli baharı yaşanırken birileri devreye girdi. Bizim gibi çevreye aşık olanları ağaç bahanesiyle itham ederek gezi olaylarını başlattılar. Gençlerimizin hassasiyetlerini kullanarak aralarına terör örgütlerini sızdırdılar. Sokaklarımızı yaktılar, yıktılar. Biz ne yaptık, dik durduk. Geldik bunları size şikayet ettik. Biz bunlara boyun eğdik mi? Şimdi tehdit edenlere boyun eğer miyiz? Fatih Sultan Mehmet’in torunları surda gedik açılmış, fetih tamamlanmadan durur muyuz? Onlar durmadılar, gezide başaramadıklarını 17-25 Aralık’ta yılardır koynumuza soktukları bir yılanı, devlete, millete sızmış ihanet şebekesini devreye sokarak denediler. Yolsuzluk iftirası attılar. Biz yolsuzlukları hortumları kestiğimiz için 13 yıldır kalkınıyoruz. Bundan sonra da kim yolsuzluğa bulaşırsa aramızda yeri olmadı olmayacak. Ağa babalarından aldıkları talimatla harekete geçtiler. Beddualarla, montaj kasetlerle yürüyüşümüzü durduracakların zannettiler. Biz Atlantik ötesinde, dağlardan gelen seslere karşı sizin sesinize döndük. Bütün bu hainlere 1 Kasım’da hadlerini bildirmeye var mısınız? Siz bize inandınız, bizi anladınız, bağrınızdan çıkan AK Parti kadrolarına destek veriniz. Bu ülkeyi hainlere yedirmedik Bu şer cephesi vazgeçmedi” diye konuştu.

“KÜRT VATANDAŞLARIMIZIN HAYATINI KOLAYLAŞTIRAN HER ŞEYİ YOK ETMEYE ÇALIŞIYOR”
“Bunlar Kürt vatandaşlarımızın hayatını kolaylaştıran her şeyi yok etmeye çalışıyor” diyen Davutoğlu, “Ne zararı var havalimanının sizlere. Çünkü onlar Hakkarili kardeşimin dünyasını karartmak istiyor. Onlar köprü olmasın istiyorlar. Güneydoğu hep karanlık dönemlerde kalsın istiyorlar. Şemdinli’de devlet hastanesini bombaladılar. Hastane bombalayanlar barıştan, çözümden bahsedebilirler mi. Bunların yaşamayla, yaşatmayla sorunları var. Gencecik çocukları dağa çıkarıp ölümle tanıştırıyorlar. 90’lı yıllarda şiddete dönmeyi özleyenlere bu millet asla fırsat vermeyecek. Biz her türlü ırkçılığı, mezhepçiliği, ayrımcılığı ayaklarımızın altına aldık. Bu ülkenin her insanını canı da hukuku da bize emanettir. Teröre asla izin vermeyeceğiz. Silahlar gömülünceye, terör sona erinceye, bütün dağlarımız temizleninceye kadar kararlı şekilde mücadele edeceğiz. Onlar 7 Haziran’dan sonra ülkede kaos çıkartırız sandılar. Biz bunlara meydanı bırakır mıyız? İşte onun için 3 aydır terörle mücadeleyi sürdürüyoruz. Demokrasiden vazgeçmeden sürdürüyoruz. Bu milletin canına, dirliğine, birliğine kastedenleri mutlaka adalete teslim edeceğiz .Biz demokrasiden, hukuktan ve birlikte insanca yaşamaktan asla vazgeçmeyeceğiz. Bilin ki birliğimize, kardeşliğimize kastedenler mutlaka kaybedecek. 1 Kasım’da Türkiye kazanacak, birliğimiz kazanacak, dirliğimiz kazanacak, kardeşliğimiz kazanacak” şeklinde konuştu.

“3 MİLYON METREKARELİK YEMYEŞİL BİR FUAR VE KONGRE MERKEZİ KURACAĞIZ”

Davutoğlu, “Diyarbakır'da bayram namazını kıldığımda kulağıma eğildiler, dediler ki ‘Başbakanım bizi bu hainlerden kurtarın. Biz Türkiye’ye aşığız’ dediler. İşte Diyarbakırlı bu. Kardeşliği öne çıkaran, dostluğu sağlayan derin vicdanımız bu. Türkiye’de 7 Haziran’dan sonra kısa bir muhasebe yapalım, 4 siyasi yol kendini gösterdi. Biz AK Parti olarak birlik siyaseti denedik. Hepiniz şahitsiniz. Daha ilk gece Ak Parti balkonundan seslendim. ‘Aziz milletim merak etme, sen ne dersen başımızın üzerinde’ dedim. ‘Senin emrin üzerine bu hükümeti kuracağız’ dedim. Biz 7 Haziran’dan bu yana bir saniye dahi bu ülkede boşluk olmasına izin verdik mi? Elimizi taşın altında koymakta tereddüt ettik mi?” dedi.

“UZLAŞMA ÇAĞRISINDA BULUNDUM; BLOK SİYASETİ AK PARTİ’Yİ DIŞLAYACAĞIZ DEDİ”
Davutoğlu, “Bütün partilere uzlaşma çağrısında bulundum. CHP ne yaptı daha ilk gün çıktı ‘biz bir blokuz’ dedi. CHP, MHP, HDP. ‘Blok siyaseti, AK Parti’yi dışlayacağız’ dedi. AK Partisiz bir Türkiye siyaseti mümkün mü? Olmadı. Neden olmadı, hemen arkasından Meclis Başkanlığı'nda dimdik duran 258 kardeşimiz onlara blok siyaseti olamayacağını gösterdi. Kendilerine gittik hükümet formülleri üzerine konuştuk. CHP öyle bir anlayışla geldi ki biz 13 yılık yıkım dönemini tamir edeceğiz. Senin ne haddine” diye konuştu.

“1 KASIM’DA DA MİLLET HERKESE NOTUNU VERECEK İNŞALLAH”
Konuşmasında MHP lideri Devlet Bahçeli’ye yüklenen Başbakan Davutoğlu, “13 yıl Türkiye’nin altın dönemiydi. 13 yılda Türkiye’yi borç alan bir ülke durumundan IMF’ye dahi borç verene bir ülke durumuna geldi. Onlarla bu anlayışla hükümet kuramayacağımız ortaya çıktı. Sayın Bahçeli’nin tavrına ne diyorsunuz. Bahçeli ‘hayır’ siyaseti, Allah aşkına Bahçeli’nin ağzından ‘evet’ diye bir şey duydunuz mu? Bugün Ankara’da sırf bunu örtmek için kendisi demiyor da kitlelere ‘evet’ dedirtmeye çalışmış. ‘Gel birlikte hükümet kuralım’, ‘hayır’, ‘gel beraber erken seçim kararı alalım ‘hayır’, gel bakanlık verelim ‘hayır’. Ne yapar Bahçeli, köşesinde oturur, terörle mücadele et diye başkalarına görev verir. Benim bildiğim MHP’liler sorumluluk sahibi insanlardı. MHP tabanından olumlu mesajlar aldık ama Bahçeli ‘hayır’ dedi başka bir şey demedi. Ona birinin evet demeyi öğretmesi lazım ama hangi dilde öğreteceğiz bilemiyorum. Biliyorum bu tutumdan en fazla samimi MHP’li kardeşlerim rahatsız oldu. Sorumluluk almadı, çekindi Sayın Bahçeli. Bütün tabandan gelen tepkilere rağmen her şeye ‘hayır’ dedi. Siyasi kriz olmuş, ekonomik kriz olmuş hiç umurunda değil. Bağıracağı zaman maşallah sesini yükseltiyor. Ağzından hakaretler, küfürler, iftiralar eksik olmuyor. Yine bugün Ankara mitinginde siyasi nezaketten nasibini almamış. Sürekli kızgın, sürekli öfkeli. Bir kere de tebessüm et. Bir kere de halk o yüzünü görsün, yok sürekli öfkeli. Vatan hainliği ile bölücülükle suçluyor. Sen değil miydin MHP’lilere katil diyenlerle aynı hükümete girmeyi sindiren sen değil miydin? İç güvenlik yasası görüşülürken HDP ile yan yana gelerek bizi bırakan sen değil miydin? Sen değil miydin en yakın arkadaşlarına kumpas kuran, paralel yapıyla kol kola giren. Şimdi çıkmış Sayın Cumhurbaşkanımıza, bizlere hakaret ediyor. Şimdi sorma zamanı değil mi Bahçeli’ye, ülke en çok ihtiyaç hissettiğinde ne yaptın? Sorumluluktan kaçmadın mı? Niye milletin duygularını sömürüyorsun. Şimdi çıkmış koalisyon hükümeti kurulmamasından bizi sorumlu tutuyor. Güya bütün hazırlıkları tamammış da olmamış. Madem bütün hazırlıkları vardı, o televizyon ekranında açtığın çantayı niye bizim yanımızda açıp çıkıp konuşmadın. Çünkü bunlar milletin zorluklarını istismar ederler. Terörü, şehitlerimizi istismar ederler ama ‘gel birlikte mücadele edelim’ dediğinizde kaçacak delik ararlar. Korkarlar, sinerler, mertçe ortaya çıkamazlar. Bir tehdit söz konusu oldu hepsi meydandan çekildiler. Alana inen sadece biz varız. Terörle dimdik mücadele etme iradesi gösteren AK Parti. Yapığımız her teklife hayır diyecek, sonra da milletten oy isteyecek. Millet ona inanır mı? Geçti o günler Sayın Bahçeli, millet notunu verdi. Bu millet sizi bilmiyor mu sanıyorsunuz. Millet her şeyi görüyor, biliyor. 1 Kasım’da da millet herkese notunu verecek inşallah. 1 Kasım akla karayı birbirinden ayıracak” dedi.

CHP ve HDP’ye de ağır eleştirilerde bulunan Başbakan Davutoğlu, “Biz milletin kaderini blok siyaseti diyen CHP’ye, terör siyaseti uygulayan HDP’ye, hayır siyaseti diyen MHP’ye bırakır mıyız? İşte HDP’liler duysun. Terör siyasetine yöneldiler hemen 7 Haziran'dan sonra. HDP kadar samimiyetsiz bir siyasi oluşum gelememiştir. Parti yöneticileri mütemadiyen yalan söylüyorlar. ‘Türkiye partisi olacağız’ diyerek millete şirin görünmeye çalışıyorlar, sonra da dış mihrakların terör oyununa alet oluyorlar Bir açıklama yapıyorlar, Kandil’den tepki gelince çark ediyorlar. Utanmadan, sıkılmadan çatışmaların sorumluluğunu AK Parti’ye yüklüyorlar. Suruç’ta vatandaşlarımız katledildi, ardından Ceylanpınar’da katiller iki polisimizi şehit etti. Zannettiler ki biz susacağız. Suruç’ta vatandaşlarımızı katleden DAEŞ’e de, polislerimizi şehit eden PKK’ya da gerekli operasyon talimatını verdik. Ülkenin her santimetrekaresinde huzuru ihdas edip demokrasiyi hakim kılana kadar bu mücadeleden bir an dahi geri dönmeyeceğiz. Muhalefet partilerini uyardık, istikrarsızlığın faturasını millete ödetmeyin dedik. Gelin hep beraber kibrinizi bir kenara koyun bu işi beraber çözelim dedik, dinlemediler. Koalisyona yanaşmadılar, azınlık hükümetine destek vermediler. Onlar girmedi diye Türkiye hükümetsiz kaldı mı? Onlar elini taşın altına koymadılar diye elini taşın altına koyacak yiğitler çıkmadı mı? Bunlar AK Parti kadroları. Bunların bildikleri tek şey AK Parti’ye karşı olmak. AK Parti bir şeye ‘ak’ derse bunlar ‘kara’ diyorlar. Böyle bir siyaset olur mu? Bunların insanımızın derdi ile zerre kadar alakaları yok. Bildikleri kavga, çekişme, istikrarsızlık. Bunun için AK Parti Türkiye’nin yegane umududur” diye konuştu.

“KILIÇDAROĞLU’NA, BAHÇELİ’YE GİTMEK ZORUNDA BIRAKMAYIN”
Davutoğlu, “Bir daha bu kardeşinizi Kılıçdaroğlu’na, Bahçeli’ye gitmek zorunda bırakmayın. İnşallah bütün bu blok siyasetine, hayır siyasetine, terör siyasetine karşı 1 Kasım’da birlik siyaseti mutlak suretle zafer kazanacak” dedi.
“1 Kasım inşallah Türkiye için yeni ve hayırlı bir başlangıç, yeni bir hayırlı dönüm noktası olacak” diyen Davutoğlu, “İlk günkü aşkla yeni hedeflere hep birlikte yürüyeceğiz. Bizimle birlikte bu hedefleri taşımaya hazır mısınız? Tek başına iş başına diyor muyuz? Halkımızın her kesimine şimdiden müjdeler veriyoruz. Seçim beyannamemizi açıkladıktan sonra bunları Türkiye’nin her yerinde paylaştım. Burada sizlerle de paylaşmak istiyorum. Düşünün doğumdan emekliliğe kadar dedik. Aziz hanımlarımız doğum yaptığı anda doğan bebek Türkiye Cumhuriyeti’nin şefkatiyle karşılaşacak. İlk çocuğa 300, ikinci çocuğa 300, üçüncü çocuğa 600 lira annelerimize veriyoruz. Çocuğun bakımı içinde ailelerimizin yanında olacağız. İşçi veya memur ailelere doğum sonrasında iki ay, ikinci çocukta 4 ay, üçüncü çocukta 6 ay kısmi çalışma ama tam çalışma ücreti vereceğiz. Belediyelere kreş açma zorunluluğu getiriyoruz. Her belediye kreş açacak. Çocuk okul yaşına geldiği zaman kitapları bedava, elinde laptop, karşısında akıllı tahta. Gençlerimizin tümüne ücretsiz internet sağlayacağız. Gençlerden pasaport harcı da almayacağız. Gençlerimizin yurtiçi seyahatlerinde THY yüzde 20, yurt dışı seyahatlerde yüzde 25 indirim yapacağız” dedi.

“BU ŞEHRİ (İSTANBUL) HUZUR VE GÜVEN KENTİ YAPACAĞIZ”
İstanbul’u huzur ve güven şehri yapacaklarını belirten Davutoğlu, “Bu şehri huzur ve güven kenti yapacağız. Bu nedenle hiçbir şehrimizin, sokaklarımızın, parklarımızın güvenliğini ihmal etmedik etmeyeceğiz. Bizim medeniyetimizin aynası olan şehirlerimiz asla suça teslim olmayacak. Her geçen büyüyen, gelişen İstanbul’da, diğer illere örnek olacak dev bir projeyi hayata geçiriyoruz. Projemizin adı huzur ve güven şehri. İşte huzur ve güven şehri olarak İstanbul’da uyuşturucuya karşı mücadelede her alanda, her türlü tedbiri alıp İstanbul’u huzur ve güven diyarı olarak gelecek nesillere armağan edeceğiz. Trafik sorununa kesin çözümler bulacağız. Her iki yakaya şehir hastaneleri yapıyoruz. Anadolu yakasına 3 bin 800 yataklı Sancaktepe Şehir Hastanesi, Avrupa yakasına 2 bin 682 yataklı iki tane şehir hastanesi yapıyoruz. Ayrıca 50 sağlık tesisi daha yapacağız. şehirlerimizi bir anne ve baba gibi sarmalıyoruz. Dördüncü olarak İstanbul’u her köşesini birbirine bağlanan ulaşılabilir bir şehir yapacağız. Bugüne kadar 200 km bölünmüş yol yaptık. İstanbul dünyanın gıpta ettiği hızlı tren şehri yaptık. Türkiye’yi ve İstanbul’u hızlı trenle buluşturduk. Şimdide üçüncü havalimanı ile dünyanın en büyük havalimanı İstanbul’a yapıyoruz. Gebze, İzmit, Bursa, İzmir üzerinden İstanbul ile İzmir’e ulaşımı 3,5 saate indiriyoruz. Her yerde metro, her yere metro projesiyle İstanbul’u ilçe ilçe birbirine bağlıyoruz. 45 km olan raylı sistemi 145 km’ye çıkarttık. 122 kilometrelik inşaatımızda hızla devam ediyor. Metro hatları, teleferikler havaraylar, tramvaylar yapıyoruz” diye konuştu.

“3 MİLYON METREKARE ALANA YEMYEŞİL BİR FUAR VE KONGRE MERKEZİ KURACAĞIZ”
Üçüncü havalimanının yanına dev bir fuar ve kongre yapma müjdesi de veren Başbakan Davutoğlu, “Buradan size bir müjde vermek istiyorum. Dünyada ilk olan bir projemizi İstanbul’da hayata geçireceğiz. Üçüncü havalimanının hemen yanına 3 milyon metrekare alana yemyeşil bir fuar ve kongre merkezi kuracağız. İnsanlar Türkiye’nin dört bir yanından aileleriyle ve çocuklarıyla vakit geçirebilecekler. Dev bir kampüs olacak. Ayrıca beşinci olarak İstanbul dünyanın küresel şehirler endeksinde en üst sırada yer alacak. İstanbul’u bir dünya şehri yapacağız. Bir finans şehri ve merkezi, dünyanın bütün uçaklarının uğradığı, bütün fikirlerin gelip tartışıldığı bir küresel başkent yapacağız inşallah. Bütün bunların olabilmesi için 1 Kasım’da sizin o ak ellerinizle vereceğiniz o ak oylarınıza ihtiyacımız var” dedi.

AHMET FARUK SARIKOÇ - İSMAİL COŞKUN

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kütahya Başkan Selçuk Alıç: "MHP yerel seçimlerde Kütahya’da yeni bir zafer elde etmiştir" Milliyetçi Hareket Partisi Kütahya İl Başkanı Selçuk Alıç, Milliyetçi Hareket Partisi’nin Kütahya’da bugüne kadar en yüksek oyunu 2024 yerel seçimlerinde aldığını söyledi. Başkan Alıç, yaptığı açıklamada, "Hemşerilerimiz kararını sandıkta vererek yeni dönemin Kütahya Belediye Başkanını seçmiş, bizlere de belediye meclis üyelerimiz ile birlikte Belediye Meclis’imizde Kütahya’mız için alınacak kararlarda denetim ve kontrol yetkisini vermiştir. Kütahya’mızın hakkını dün olduğu gibi bugün de en iyi şekilde savunmaya ve üstümüze düşen ne olursa olsun hemşerilerimizin adına yapmaya hazırız. 2023 Genel Seçimlerinde Kütahya Merkezde aldığımız oy sayısı 16,525, ilçeler dahil aldığımız oy toplamı 49,940’dır. 2024 Yerel Seçimlerinde Kütahya Merkezde aldığımız oy sayısı 40,110, ilçeler dahil almış olduğumuz toplam oy sayısı ise 70,956 olmuştur. 6 ilçemiz ve 5 beldemiz; Simav, Gediz, Emet, Altıntaş, Çavdarhisar, Hisarcık, Tunçbilek, Eskigediz, Çitgöl, Akdağ, Kuruçay hemşerilerimizin teveccüh ve takdirleriyle Partimize kazandırılmıştır. Ayrıca yine 2024 Yerel seçimlerinde İl Genel Meclisi üye sayımız 12’ye yükselmiştir. Milliyetçi Hareket Partisi bugüne kadar en yüksek oyunu 2024 yerel seçimlerinde alarak Kütahya’da yeni bir zafer elde etmiştir. Bu zafer bir iki aylık seçim çalışması ile değil yaklaşık 4 yıldır izlediğimiz seçim stratejimiz ve her an vatandaşlarımızla bir arada olmanın sonucuyla kazanılmıştır" diye konuştu. "Hamd olsun mahcup olmadık, mağlup düşmedik" İhanetlere, istikrarsızlık ve iftiralara karşı kararlı duruşlarının devam edeceğini dile getiren Alıç, "Milliyetçi Hareket Partisinin siyaseti, kalın çizgilerle ihata edilmiş akıl ve ahlak sınırları çerçevesinde dengeli, derinlikli, sabırlı, tutarlı ve ilkelidir. Milliyetçi Hareket Partisi bu kutlu amaca ne pahasına olursa olsun onurla ve yılmayan bir mücadele azmiyle hizmet edecektir. “Önce ülkem ve milletim, sonra partim ve ben” anlayışımıza uygun hareket etmeyi vicdan görevi sayarız. Genel başkanımız, Bilge Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli’nin de söylediği gibi; Milliyetçi Hareket Partisinin asil mensupları bu mükâfatın ikramıyla yarım asırdan fazladır siyaset meydanındadır, siyasi mücadele hâlindedir. Hamd olsun mahcup olmadık, mağlup düşmedik. Bizim için siyaset çıkarların at gibi yarıştığı, üzerine bahislerin oynandığı, ’ne kazanırım ne kaybederim’ çetelesinin tutulduğu bir hipodrom değildir. Bizim içim siyaset koltuk, makam ve para aracı değildir. Milliyetçi Hareket Partisi klasik siyaset mücadelesinin ötesinde; davasının hukukunu, Türk milletinin tarihî, kültürel ve ekonomik haklarını hem savunmak hem de sonuçlandırmakla mükelleftir. Türkiye Yüzyılı hedefinin ufuk çizgisi olan Cumhur İttifakı’nın ve Milliyetçi Hareket Partisi’nin kararlı, heyecanlı, yürekli azminin devam edeceğini, canla başla ayırmadan, ayrıştırmadan çalışmalarımızı sürdüreceğimizi kamuoyuna saygıyla duyururuz. Milliyetçi Hareket Parti’mizin dün olduğu gibi bugün ve yarın da kararlı, yürekli ve inançlı şekilde yoluna devam edeceğini herkes bilmelidir. Sözümüz söz, duruşumuz nettir" ifadelerini kullandı.
Sinop Sinop’ta yaraları tedavi edilen doğaya salındı Sinop’ta yaralı bulunan yılan kartalı, şahin ve peçeli baykuş tedavileri sonrası Sinop Valisi Dr. Mustafa Özarslan, Sinop Üniversitesi Turizm Fakültesi öğretim üyeleri ve öğrenciler tarafından doğaya salındı. Sinop Valisi Dr. Mustafa Özarslan Sinop Üniversitesi Turizm Fakültesi öğretim üyeleri ve öğrencileri ile birlikte Doğa Koruma ve Milli Parklar 10. Bölge Müdürlüğü, Sarıkum Yaban Hayatı Kurtarma ve Rehabilitasyon Merkezi’ni ziyaret etti. Klinik, bakım ve ameliyat alanlarında incelemelerde bulunan Vali Özarslan, Bölge Müdürü Orhan Çatalçam’dan, yaban hayvanlarına yönelik yürütülen tedavi ve rehabilitasyon çalışmaları hakkında bilgiler aldı. Doğa, Koruma ve Milli Parklar Bölge Müdürlüğü çalışanlarına gösterdikleri gayret ve emekten dolayı teşekkür eden Vali Özarslan Sinop Üniversitesi Turizm Fakültesi öğretim üyeleri ve öğrencileri ile birlikte yaralı olarak bulunan ve tedavileri tamamlanan yılan kartalı, şahin ve peçeli baykuşları doğaya saldı. Sarıkum Yaban Hayatı Koruma ve Rehabilitasyon Merkezi tarafından, 2023 yılında yüzde 60 oranında tedavi başarısı elde edilerek, 300’ün üzerinde yaralı yaban hayvanı yapılan tedavileri sonrasında doğaya salındığı bildirildi. Sarıkum Yaban Hayatı Kurtarma ve Rehabilitasyon Merkezi’nde yaralı hayvanlara her türlü cerrahi müdahaleyi yapma imkanına sahip olduklarını vurgulayan Bölge Müdürü Orhan Çatalçam, "Burada iki veteriner arkadaşımız var. Hayvanlara her türlü cerrahi müdahaleyi yapabiliyorlar. O noktada teknolojik altyapımız gayet gelişmiş durumda" dedi. Öte yandan Sarıkum Yaban Hayatı Kurtarma ve Rehabilitasyon Merkezi’nin içinde ameliyathane, radyoloji ve yoğun bakım üniteleri de bulunan Türkiye’deki 5 merkezden biri olduğu belirtildi.