POLİTİKA - 01 Aralık 2015 Salı 11:04

Davutoğlu'ndan, Demirtaş'a sert tepki!

A
A
A
Davutoğlu'ndan, Demirtaş'a sert tepki!

Başbakan Ahmet Davutoğlu, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın Tahir Elçi'yi polis kurşununun öldürdüğü yönündeki iddiasına ilişkin, "Sayın Demirtaş'ın herhangi bir şekilde söyleyecek sözü varsa olay yerini incelemeye giden ekiplere, baro temsilcilerine ateş açan o hainlere, alçaklara dönük konuşmalı" dedi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, ilk resmi yurtdışı ziyareti olan KKTC'ye gitmeden önce Esenboğa Havalimanı'nda basın toplantısı düzenledi. Davutoğlu, "Bu ziyaret vesilesiyle KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı, Başbakan Sayın Ömer Kalyoncu ile görüşmeler yapacağız. Kuzey kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile işbirliğini teminen görüş alışverişinde bulunacağız. İkili ilişkileri daha üst düzeye çıkarma yönünde atacağımız adımları ve önümüzde yapacağımız planlayacağız. 15 Mayıs 2015 tarihinde, yeniden başlayan müzakerelerde gelinen son aşamayı da başta Akıncı olmak üzere müzakere heyetiyle kapsamlı biçimde ele alacağız. Bu müzakereler, bir sonuca ulaşılabilmesi açısında son şans niteliği taşımaktadır, artık herkesin elindeki bütün imkanları seferber ederek, BM parametrelerini temel alan, adada siyasi eşitliği temin edecek çözüm yönünde ağırlığını koyması lazım" ifadelerini kullandı.

Maruz kaldığı tüm ekonomik ambargolara rağmen KKTC'nin sağlıklı bir demokrasi ve yaşanan krizlere rağmen ekonomik kalkınmasını sürdürdüğüne dikkati çeken Davutoğlu, "KKTC'nin her zamankinden daha istikrarlı bir görünüme sahiptir. Türkiye'de KKTC'ye sağlanan ve dünyada ilk niteliği taşıyan su aktarımı ise Türkiye'nin adaya dönük olarak bakış tarzını ortaya koyan önemli bir adımdır. Özellikle, Suriye'deki gelişmeler bağlamında da Doğu Akdeniz'in refah ve istikrar bölgesi olması bütün taraflar için önem taşımaktadır. Şu anda dünyada büyük krizler yaşanırken tek olumlu yönde seyreden müzakere Kıbrıs müzakerelerdir. Ümit ederim ki, artık yarım asır geçmiş olan bu krizin sona ermesi yönünde iki halkında da destek vereceği çözüme umarım ulaşırız" dedi.

Davutoğlu, açıklamaları sonrası gazetecilerin sorularını cevapladı. Bir gazetecinin, "Tahir Elçi soruşturmasıyla ilgili elde edilen yeni veriler var mı? Olay yeri incelemeleyle ilgili birtakım saldırılar var, nasıl tamamlanacak? HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş'ın bir iddiası oldu, 'Elçi'nin ölümünün polis kurşunuyla gerçekleştiğinin kesin olduğu' gibi bir ifade kullandı" sorusuna Davutoğlu, "Olayın olduğu gün hem eşleriyle hem kamuoyuna yaptığım açıklamada bu konudaki araştırmanın mutlaka en şeffaf şekilde paylaşılacağını zikrettim. O günden bugün gerek adli gerek güvenlik birimlerimizi olayın aydınlatılması bağlamında yoğun bir çaba içindeler. Bu olayla ilgili spekülasyon yapanlara da bir çağrıda bulunmak istiyorum, eğer gerçekten bu olayın aydınlatılması isteniyorsa niçin olay yerine giden başsavcımıza ki güvenlik birimlerimiz bile değil, olay inceleme ekibine hatta onlara eşlik eden baro temsilcilerine dönük olarak saldırılar yapılıyor? Eğer, birileri bu olayın örtülmesini istiyorsa o birileri o saldırıları gerçekleştirenlerin arkasındaki odaklardır" karşılığını verdi.

Olayın yaşandığı gün derhal olay yeri incelemesi talimatını verdiğini hatırlatan Davutoğlu, "Hemen olay yeri ve başsavcımıza roketle saldırılar gerçekleştirildi. Yine, olay yerine gidine başsavcı ekibine bu sefer, baro temsilcilerine de dahil etme kararını aldık, baro temsilcileri de olay yerine gitti, onlara da roketle saldırılar, bombalamalar yapıldı, silahlı ateş açıldı. Bütün bunlar herkesin gözü önünde cereyan ediyor. Biz, demokratik hukuk devletinin kurallarını işletip, varsa suçlular onları ortaya çıkarmaya çalışırken, mutlaka bir suçlu var burada, bunu araştırmaya çalışırken oraya giden sivil ekiplere saldıranlar bu cinayetin gerçek faalleridir. Demek ki örtmek istedikleri bir mesele var. İstedik ki baroların diğer sivil toplum kuruluşların da katılımıyla bu çalışmaları yapalım, bu sefer ikinci gidişte de aynı şekilde saldırıya maruz kaldı oradaki hiçbir silah taşımayan sivil inceleme heyeti" ifadelerini kullandı.

Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Sayın Demirtaş'a sormak lazım, elinde hangi belge var da bu kanaati serdediyor? Kendisi olay yeri incelemesi mi yaptı? Her olayda dönüp devlete 'katil' diye bağırmanın, her olayda dönüp 'sorumluyu poliste ve askerde aramının' ne kadar yanlış olduğu geçmiş olaylarda ortaya çıktı. Eğer Sayın Demirtaş'ın herhangi bir şekilde söyleyecek sözü varsa olay yerini incelemeye giden ekiplere, baro temsilcilerine ateş açan o hainlere, alçaklara dönük konuşmalı. Dönüp, kendisinden nasıl olsa emin olduğu ve gelip kendisine hiçbir yapmayacak olan hukuk devleti kuralları içinde devlet temsilcileri konuşacak diye, konuşmak yerine dönüp oradaki teröristlere hitap etsin, teröristleri arkasına alarak ulaşacağı tek yer Tahir elçinin katline sebebiyet verenlerle işbirliği yapma olur. O gün orada iki polisimiz de şehit edildi. Eğer o iki polisimize saldırı olmamış olsaydı bugün o iki polisimiz de Tahir Elçi de aramızda olacaktı. O iki polisimize saldıranlara hiçbir şey söylemeyenler, o saldıranların peşinden giden polislerin girdiği çatışma üzerinden spekülasyon üretmeleri aslında cinayeti örtme çabasıdır. Sayın Tahir Elçi'nin eşleri ve aile çevresi son derece vakur durmuşlardır ama emin ki Sayın Tahir Elçi yaşasaydı, olay inceleme ekiplerine saldıranlara dönük olarak adaletin gerçekleşmesine engel olmayın diye haykırırdı. Yine, dönüp kendi cenazesini istismar ederek üzerinde İslam gelenekle taşınan bir örtüyü kaldırıp, kendisinin ölümüne sebebiyet veren PKK teröristlerinin paçavrasını oraya örtenlerden hesap sorardı."

"BU OLAYIN MÜSEBBİBİ, POLİSLERİMİZE ALÇAKÇA SALDIRAN PKK'DIR"
"Gerekiyorsa tek tek mahallelere girilecek, bu saldırıları yapanlar adaletin önüne çıkarılacak" diyen Davutoğlu, "O tarihi surda, silah sesleriyle, roketlerle halkımızın gününü karartmaya çalışanlardan hesap sorulacak. Bu hesap aynı zamanda Tahir Elçi'nin katillerinden hesap sormaktır. Onun için, herkesin konuşurken neyi kastteğini, neyi amaç edindiğini düşünmek durumundadır. Halkımızın da bu olayları en doğru şekilde değerlendireceğine olan inancımı bir kez daha dile getiriyorum. Adalet bakanımız bugün Diyarbakır'da Sayın Elçinin ailesine ziyaret edecek. Kim bu cinayeti örtmeye çalışırsa çalışsın, örtülemeyecek bir gerçek var, bu olayın müsebbibi olaya yüz metre mesafede polislerimize alçakça saldıran PKK'dır. Bütün bu baskılara rağmen olay inceleme ekibimiz çalışmasını büyük ölçüde tamamlamıştır" ifadelerini kullandı.

TÜRKİYE-RUSYA İLİŞKİLERİ
Başka bir gazetecinin, "Bölgede Rusya uçaklarının hareketliliği devam ediyor. (NATO Genel Sekreteri ile görüşme) Dünkü görüşmenizde, Türkiye'nin hava sahasının desteklendiğine dair NATO'dan bir öneri geldi mi?" sorusunu Davutoğlu, "Türkiye, hiçbir zaman gerilimin, çatışmanın tarafı olmak istemez, istememiştir. Bu olayda da Türkiye, defansif bir şekilde kendi hava sahasını savunmuştur. Şunu Rus yetkililerinin bilmesi icap eder, Türk uçakları hava sahasını ihlal etmedi, Türk uçakları Rus uçağını herhangi bir hava sahasında hedef almadı, ihlal edilen hava sahası Türk hava sahasıdır ve dünyanın her yerinde hava kuvvetlerinin birinci görevi 'hava sahasının ihlallerden korunmasıdır'. Öte yandan, sınırımızın öte yanında bir savaş cereyan ederken ve yanı başımızda mülteciler akın akın Türkiye'ye gelirken herhalde hava sahamızı ihlal eden uçakları 1,2-3 ihlalden sonra tekrar tekrar bu ihmallerine göz yummak yapılacak sorumlu bir davranış değildir. Pilotlarımız angajman kurallarının gereğini yaptılar" dedi.

Olayın sonrasında Türkiye'nin Rusya'ya çağrıda bulunduğunu anlatan Davutoğlu, olayla ilgili detaylı bilginin de verildiğini ifade etti. Hiçbir şekilde böyle bir olayın yaşanmasını istendiğini belirten Davutoğlu, "Eğer burada karşılıklı olarak bir artniyet yoksa, yani Türk hava sahası bilinçli bir şekilde ihlal edilmemişse, burada bir kasıt yoksa Rus tarafının bilmesi lazım gelir ki Türkiye'nin mukabelesinde de bizatihi Rusya'yı hedef alan bir kasıt yoktur. Oturup konuşulur, bu konuda atılacak adımlar birlikte ele alınır. Tekrar iletişimimiz normal, iletişime açık bir şekilde sürmesi sağlanabilir ama bunun yerine karşılıklı suçlamalar, asılsız ithamlarlarla 'Türkiye deaştan petrol alıyormuş' bu tür ithamlarla Türk hava sahasının ihlalini örtmek de mümkün değil. Suriye krizi bir Türk-Rus krizi değildir, hatta Suriye krizi bir Rus-NATO krizi değildir" diye konuştu.

"BENZER OLAYLARIN YAŞANMAMASI İÇİN ASKERİ İLETİŞİM KANALLARIMIZI AÇALIM"
Türkiye'nin, Suriye sınırı aynı zamanda bir NATO sınırı olduğu içinde bir gerilim konusu olarak uluslararası gündeme girdiğini belirten Davutoğlu, "Türkiye, koalisyon unsuru olarak DEAŞ'ın sınırlarımızdan temizlemesi çabalarına devam edecek. Türkiye'nin kendi sınırlarını koruma iradesinden de hiçbir zaman şüphe edilmemelidir. Rusya'ya tekrar çağrımız geliniz benzer olayların yaşanmaması için askeri iletişim kanallarımızı açalım, ilişkilerimizin tekrar rayına girmesi için diplomatik iletişim kanallarımızı açalım, oturup konuşalım, daha büyük çaplı krizlerin önüne geçelim. Türkiye-Rusya komşudur ve bu kader değişmeyecektir o zaman bunun gereğini yapmanın vaktidir. Türkiye'ye yönelik asılsız suçlamalar yerine oturup masa başında ne yapacağımızı konuşmalıyız. Ümit ederdik ki Sayın Putin ve Sayın Cumhurbaşkanımız arasında Paris'te bir görüşme olsun, olmadı ama bundan sonra da bu iletişim kanallarını açık tutmak gerekiyor. Türk-Rus ilişkileri her iki tarafın kazandığı ilişkilerdir, her iki tarafın kaybedeceği bir ilişkiler manzumesinin önü açılmamalıdır ama Türkiye'den de kimse hava sahası, kara ve deniz sınırları konusunda taviz vermesini veya geri adım atmasını bekleyemez" açıklamasında bulundu.

ENİSE YAPAR 
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Gaziantep’te esrarengiz patlama sesi korku ve paniğe neden oldu Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde şiddetli bir patlama sesi duyuldu. Bölgede yaşayan vatandaşları tedirgin eden patlama sesi ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatılırken boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durulduğu öğrenildi. Olay, Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde meydana geldi. İddiaya göre, özellikle bölgedeki kırsal Gökçeli Mahallesi’nde yaşayan vatandaşlar bir anda çok yüksek bir patlama sesi duydu. Duydukları sesle korku ve panik yaşayan vatandaşlar 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ihbarda bulundu. İhbar üzerine sesin duyulduğu bölgelere jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Ölen ya da yaralanan kimsenin olmadığı olay sonrası patlama sesinin kaynağı ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatıldı. Olayla ilgili çalışma yapan ekiplerin boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durduğu öğrenildi. Korku ve panik yaşayan vatandaşlar o anları anlattı Yaşadıkları korku ve paniği anlatan Çapan Köse ve Adil Yılmaz isimli vatandaşlar, önce kısa süreli keskin bir ışık gördüklerini sonrasında ise şiddetli bir patlama sesiyle irkildiklerini söyledi. Vatandaşlar, Suriye’ye yakın olduklarını ve oradan bir şey düşme ihtimalinin akıllarına geldiğini de ifade etti. Konu ile ilgili geniş çaplı soruşturmanın sürdüğü bildirildi.
Ankara Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" sergisi Kültür Bakanlığı desteğiyle açıldı Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" isimli resim ve heykel sergisi Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ile Cumhuriyet Müzesi bünyesinde yer alan Sığınak Kültür Sanat’ta açıldı. Gazeteci Hande Fırat’ın “Devriamber” isimli sergisinin açılışı Ankara’da gerçekleştirildi. Sergiye, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, eski TBMM Başkanı Binali Yıldırım, MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, Dışişleri Bakanı Başdanışmanı Nuh Yılmaz, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Yener, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Demirören’in eşi Revna Demirören, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Demirören Oktay ve çok sayıda davetli katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise serginin açılışı için mesaj gönderdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajını serginin açılışında gazeteci Hande Fırat okudu. Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında, "Basın ve sanat dünyamızın değerli temsilcileri, kıymetli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Nazik davetiniz için teşekkür ediyorum. Basınımızın önemli isimlerinden Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Sayın Hande Fırat’ın kendi ifadesiyle ’çınarlarını kaybedip kendileri çınara dönen kadınların hikayesini’ anlattığı resim ve heykel sergisinin başarılı geçmesini temenni ediyorum. Başarılı gazeteci kimliğinin yanı sıra, bu sergi vesilesiyle sanatçı yönünü de öğrenme fırsatı bulduğumuz Sayın Hande Fırat’ı tebrik ediyor, kendisine hem meslek hem de sanat hayatında muvaffakiyetler diliyorum. Sizlerin şahsında basın ve sanat camiamızın tüm mensuplarını, sergiye ilgi gösteren tüm sanatseverleri bir kez daha yürekten selamlıyorum” ifadelerine yer verildi. "Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" Fırat, serginin açılışı için Kültür ve Turizm Bakanlığının tüm personeline ve sergiyi açarken kendisine destek olan arkadaşlarına teşekkür etti. Hande Fırat, "Bu sergi, babalarını kaybeden tüm kız çocukları, tüm erkek çocukları ama özellikle kız çocuklarına atfen yapılmıştır. Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" dedi. Devrialem sergisinin farklı bir anlamı olduğunu belirten Bakan Ersoy, "Bir toplumun zenginliği, kültür ve sanatının derinliği ile ölçülüyor. Kültür ve sanat toplumda ne kadar yerleştiyse, toplumda ne kadar kabul gördüyse, o toplumda kültür ve sanat ne kadar iyi üretilebiliyorsa aslında toplum o derece zengin algılanıyor. O açıdan da biz Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak kültür ve sanatı her yönüyle desteklemeyi görev addediyoruz. Sadece sanat üretimi değil, vatandaşlarımızın kültür ve sanata rahat erişimi de çok çok önemli" şeklinde konuştu. Kültür Yolu Festivalleri ile vatandaşların kültür ve sanata rahat ve kolay erişmesini amaçladıklarını belirten Ersoy, "Vatandaşın sanata erişimi yeterli değil. O yüzden kültür ve sanat üretimini artırmak istiyoruz. Kültür sanatın toplumun sadece bir kesiminin ilgilendiği bir etkinlik olmasının dışına çıkmasını, toplumun her kesimlerinin eriştiği bir alan olması için çabalıyoruz. Bu sergide anlamlı bulduğumuz, toplumda bilinirliği yüksek, toplumda yer etmiş kişilerin kültür sanat üretimindeki katkıları, kültür ve sanat üretiminde pay sahibi olmaları aslında sanatın popülaritesini artırıyor" ifadelerini kullandı. Serginin anlamının önemli olduğunu belirten Bakan Ersoy, “Serginizin anlamı da çok önemli. Ben de babamı kaybettim ama sizin gibi genç yaşta kaybetmedim. Genç kızlarımızın 18 yaşına girmeden önce babalarını kaybetmesinin nasıl bir duygu olduğunu, nasıl omuzlara yük getirdiğini kısmen de olsa anlayabiliyorum” diye konuştu. Sergide, tuval üzerine çeşitli malzemeler kullanılarak yapılan tablo ve heykellerden oluşan 40 eser sergileniyor. Sergi 25 Mayıs’a kadar açık olacak.