POLİTİKA - 10 Ekim 2015 Cumartesi 17:30

Davutoğlu'ndan iki lidere çağrı

A
A
A
Davutoğlu'ndan iki lidere çağrı

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Ankara’da meydana gelen terör saldırısı sonrasında bütün siyasi partilerin teröre karşı ortak bir tavır sergilemesini istedi. Davutoğlu, yaşanan olay çerçevesinde MHP Lideri Bahçeli ve CHP Lideri ile Kılıçdaroğlu ile bir görüşme planladığını açıkladı.

Ankara’da bazı STK’lar tarafından düzenlenen emek, barış ve demokrasi mitingi öncesinde toplanma alanı olan Ankara Garı önünde yaşanan patlamaya ilişkin Başbakanlık Çankaya Köşkü’nde açıklama yapan Başbakan Ahmet Davutoğlu, 3 gün ulusal yas ilan edildiğini açıkladı.

“3 GÜNLÜK YAS İLAN ETME KARARI ALDIK”
“Bu saldırı tek bir gruba, o mitinge katılan vatandaşlarımıza ya da herhangi bir siyasi topluluğa karşı değildir, bu saldırı ülkemizin bütünlüğüne karşı yapılmış bir saldırıdır. Bu saldırı demokrasimize yapılan bir saldırıdır” ifadelerini kullanan Başbakan Davutoğlu, Türkiye’nin ateş çemberi içinde istikrarını korumayı başaran, demokrasisi ile istikrarını bütünleştiren örnek bir ülke olduğunu kaydederek, “Bu saldırı ile ülkemizin itibarına, huzuruna, istikrarına doğrudan bir saldırı gerçekleştirilmiştir. Eminim bugün ülkemizin her yanında normal bir gün yaşayan bütün vatandaşlarımız bu saldırıyı kendilerine, ailelerine, evlatlarına yapılmış bir saldırı olarak görmüşlerdir. Bu saldırının acısını hissetmeyen, bu saldırı sonucunda hayatını kaybeden vatandaşlarımızın hüznünü yüreğinde hissetmeyen hiçbir vatandaşımız olduğu kanaatinde değilim. Bu saldırı demokrasimize yapılan bir saldırıdır. Bir kez daha sandıklara giderken, bir kez daha halkımıza iradesini sorma hazırlığındayken böyle bir saldırı gerçekleştirilmesi, doğrudan demokrasiyi ve demokratik hak ve özgürlükleri hedef edinmiştir” dedi.

Saldırıda hayatını kaybedenlere rahmet, ailelerine taziyelerini sunan Davutoğlu, “Bu çerçevede bugün aldığımız karar ile Sayın cumhurbaşkanımızla istişare ederek, terör saldırılarında hayatını kaybeden bütün vatandaşlarımız, şehit polislerimiz, askerlerimiz, korucularımız için 3 günlük yas ilan etme kararı aldık. Bu karar ile terörü yapan kim olursa olsun, terör hangi kesimden gelmiş olursa olsun, kimi mağdur etmiş olursa olsun hepsine karşı 78 milyonun ortak hissiyatına tercüman olacağımıza inanıyorum. Bugünler zor süreçlerden geçilen günler, her zamankinden birliğe, beraberliğe ihtiyaç hissettiğimiz günler” diye konuştu.

“BAHÇELİ VE KILIÇDAROĞLU İLE TEKRAR GÖRÜŞMEYİ PLANLIYORUM”
Siyasi parti liderlerine de bir çağrıda bulunan Başbakan Davutoğlu, “Terörü yapana göre değerlendirmeyelim, terörü mağduruna göre de değerlendirmeyelim. Terör mağdurlarının hepsi mağdurdur, onların hepsinin hukukunu korumak hepimizin vazifesidir. Terörü yapan kim olursa olsun suçludur, katliam yapan insanlık düşmanlarıdır, onlara karşı da omuz omuza duralım. 20 Temmuz Suruç saldırısından bu yana her tür terör olayının tehdidini hep beraber yaşadık. O zaman yaptığım çağrı ile vurguladığım daveti tekrar ediyorum, teröre karşı ortak bir tavırda, çağrıda buluşalım. Sayın Bahçeli ve Kılıçdaroğlu ile bu çerçevede tekrar görüşmeyi planlıyorum. Bütün siyasi liderlerin özellikle teröre karşı olan tutumda birleşmeleri önem taşıyor. Bugün de bazı açıklamalarda gördüğümüz gibi terörün bir kısmını meşru, neredeyse olması gereken veya olduğu zaman masum gösterilmesi gereken bir terör kategorisine koyup, terörün bir başka kısmının daha verileri ortada yokken halkı tahrike yönelik açıklamalar yapmak, Türkiye’de demokrasinin halkımızın talepleri karşısında intikam dili konuşmak kimseye yakışmaz. Gün bir araya gelme, konuşma, ortak tehdide karşı ortak bir bilinçle hareket etme günüdür. Bu çerçevede siyasi parti liderlerine AK Parti Genel Başkanı olarak hitap etmiyorum, bildiğiniz gibi şuanda bir AK Parti hükümeti iş başında değil. Anayasal zorunlulukla ülkeyi seçime götürmek için görev almış bir Bakanlar Kurulu söz konusu. Böylesi zor şartlarda bu ağır sorumluluğu üstlenmiş Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olarak bütün siyasi partilere, tam da bugün demokrasimizi, ülkemizi, halkımızı korumanın hepimizin ortak sorumluluğu olduğunu bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Bu çerçevede bütün siyasi parti liderlerinin söylemlerine, üsluplarına dikkat etmeleri, tahriklerden uzak durmaları, toplumda katlanacak artacak intikam söylemlerine kapılmamaları konusunda çağrıda bulunmayı bir gereklilik olarak görüyorum” ifadelerini kullandı.

“İKİ CANLI BOMBA TARAFINDAN GERÇEKLEŞTİRİLDİĞİNE DAİR ÇOK KUVVETLİ EMARELER OLUŞMUŞ DURUMDA”
Bugün maalesef Ankara’da siyasi görüşleri ne olursa olsun, kimi destekliyor olursa olsunlar, gösteri yürüyüşü yapma hakkını kullanan vatandaşlarımıza yönelik saldırıda 95 vatandaşımızı kaybetmiş bulunuyoruz. 62 tanesi olay yerinde, 24 tanesi ağır yaralı olarak hastanede vefat etmiş vatandaşımız var. Ayakta tedavi görenler hariç 186 yaralımız var. Sağlık Bakanımız, Adalet Bakanımız, İçişleri Bakanımız olayların seyri ile ilgili detaylı bilgi verdiler. Daha sonrada elde edilen bulgularla bu saldırının iki canlı bomba tarafından gerçekleştirildiğine dair çok kuvvetli emareler oluşmuş durumda. Hükümetimiz, milletimiz, devletimiz adına teröre karşı omuz omuza bir arada olma çağrısında bulunuyoruz. Bu tür durumlarda geçmişte olduğu gibi tam bir dayanışma içinde olacağımızı bir kez daha gösterme vaktidir. Hükümetimizin ve ilgili bütün birimlerimizin bugün de, dün de, yarın da terör saldırıları karşısında etkin şekilde mücadele etme kararlılığında olduğumuz konusunda kimsenin tereddüdü olmamalıdır. Geçmişte Diyarbakır’da, Suruç’ta, Reyhanlı saldırılarının sorumluları yakalanmış ve adalete teslim edilmiştir. Şundan emin olunuz ki, bu saldırı kimin tarafından yapılmışsa, arkalarında hangi gizli odaklar bu desteği sağlamışlarsa hepsi ortaya çıkartılacak, hak ettikleri şekilde cezalandırılıp hukuka teslim edilecektir. Bugünlerde her türlü provokasyona, tahrike karşı, tahrik, intikam dili kullananlara karşı birliğimizi ve beraberliğimizi korumanın günleridir. Hangi siyasi görüşe sahip olursanız olun, hangi etnik veya mezhebi kökenden gelerek hangi düşünceyi benimsemiş olursanız olun gelin hep beraber teröre karşı omuz omuza verelim, Bizden en farklı düşünenlere karşı her zamankinden daha fazla hoşgörülü, onlarla birlikte ortak ülkenin kaderini paylaşan eşit kaderdaşlar olduğunu dünyaya gösterelim. Bu gün ilan ettiğimiz yasın, 78 milyonun ortak hissiyatının tercümanı olacağına inanıyorum” şeklinde konuştu.

DAVUTOĞLU’NDA MEDYAYA ÇAĞRI
Terör odaklarının kendi propagandalarını yapabilmek ve ülkede panik havası estirebilmek için birçok görüntüyü internet ortamında ortaya atabileceklerine dikkat çeken Davutoğlu, “Bu terör niyetlerine, propaganda faaliyetlerine karşı medya duyarlılığı, toplumsal duyarlılık içinde bunlara karşı ortak tavır alalım, terör odaklarının oyunlarına alet olacak haberlerden kaçınmaya özen gösterelim” açıklamasında bulundu.

ULUSLARARASI TOPLUMA ÇAĞRI
Bütün uluslararası toplumu Türkiye ile dayanışmaya davet eden Davutoğlu, “Bugün gerek doğrudan arayarak, gerekse yaptıkları açıklamalarla Türkiye’ye destek veren, taziye mesajı yayınlayan devlet adamlarına, ülkelere teşekkürü ülkem adına bir borç biliyorum. Gün uluslararası toplumun da teröre karşı dayanışma günüdür. Terör ister DEAŞ, ister PKK, ister El Kaide, ister DHKP-C formu ile gelmiş olsun, hepsi teröristtir, hepsi insanlık suçu işlemektedir, hepsine karşı ortak tavır sergilemek hepimiz için bir zorunluluktur. Bu yaşadığımız acı olay halkımızın birlik ve beraberliğinin tahkim edilmesine, ülkemizin geleceği konusunda ortak kader inancımızın yaygınlaşmasına ve omuz omuza vermemize ve gelecekle ilgili olarak terörden azade bir Türkiye, terörden azade bir Ortadoğu, terörden azade bir dünya kurmamıza vesile olur” dedi. 

"SAYIN KILIÇDAROĞLU'NUN AÇIKLAMASINI BÖYLE BİR GÜNDE YAPILAN DOĞRU BİR ÇAĞRI OLARAK DEĞERLENDİRİYORUM" 

Başbakan Ahmet Davutoğlu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun teröre karşı mücadele konusunda yaptığı açıklamaları, doğru bir çağrı olarak değerlenderdiğini söyledi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Ankara'da meydana gelen patlamanın ardından Çankaya Köşkü'nde basın toplantısı düzenledi. Davutoğlu, açıklamaları sonrası gazetecilerin sorularını cevapladı. Bir gazetecinin, "Muhalefete çağrı yaptınız ama gelen açıklamalar var, Kılıçdaroğlu 'Biz size açık çek veriyoruz, terörü bitirmek için destek vereceğiz' dedi. Demirtaş'ın da açıklamaları oldu. Neler söyleyeceksiniz?" sorusuna, "Sayın Kılıçdaroğlu'nun açıklamasını böyle bir günde yapılan doğru bir çağrı olarak değerlendiriyorum. Bu günler omuz omuza dayanışma içinde olma günleridir ama şunu söylemeyi bir zorunluluk olarak görüyorum, bu hükümet AK Parti hükümeti değildir, 7 haziran sonrasında millet hiçbirimize tam anlamıyla sorumluluk vermedi. Eğer, bir tek parti hükümetine sorumluluk vermiş olsaydı bütünüyle bunu üstlenmiş olur bundan da kaçınmazdık. Ancak, hükümet kurulamadığı için Cumhurbaşkanımızın verdiği görevle ben yine anayasanını öngördüğü şekilde ülke hükümetsiz kalmasın diye bütün partilerimize CHP milletvekillerine de bakanlık teklifinde bulundum. Daha biz Bakanlık teklifinde bulunmadan Sayın Kılıçdaroğlu ve CHP bu hükümete katılmayacağını beyan etti. Bugünlerde siyasi polemik yapmak istemem ama eğer Sayın Kılıçdaroğlu ve CHP bu hükümete katılmış olsalardı teröre karşı dayanışma konusunda en büyük desteği vermiş olurlardı. Bu yükü omuz omuza kaldırırdık, bu ülkeyi seçime hep birlikte götürürdük ama maalesef bu sorumluluğu ortak olarak alma konusunda imtina ettiler ve kendi milletvekillerinin görev almasını engellediler. Yine de bu çağrıyı olumlu görüyorum. Bu sebeple de Sayın Kılıçdaroğlu ve Bahçeli ile de görüşmeyi birlikte de ayrı ayrı da görüşmeyi düşünüyorum. Arkadaşlarım bu konuda temas edecekler" ifadelerini kullandı.

Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Keşke böyle zorlu günlerde, teröre karşı mücadele ettiğimiz bu süreçte, seçime doğru ülkeyi demokratik şartlarda götürme mücadele ettiğimiz bugünlerde AK Parti, MHP, CHP anayasal zorunluluk olarak HDP'nin bulunduğu bir ortak ulusa lbirlik hükümeti anlamında bir hükümetle bu zorlukları göğüsleyebilseydik. Bu konuda olumsuz tavır takınılması, aslında bugün sergilenmesi olabilecek bir dayanışmayı baştan engellemiştir. Buna rağmen, bu çağrıyı olumlu görüyorum kendisiyle görüşmeye hazırım."

"Demirtaş'ın açıklamaları öncesinde bu davete ve bu görüşme talebinde Sayın Demirtaş'la ilgili farklı bir tutum takınmayı düşünmüyordum" diyen Davutoğlu, "Ama yaptığı açıklamayı okuyunca gerçekten zor günlerde herkesin yüzündeki maskelerin nasıl düştüğünü gördük. Ben diyorum ki, "Bu ülkemize, demokrasimize, halkımıza yapılan saldırıdır', o ise 'Devletin halka karşı yaptığı saldırıdır' diyor. Bu nasıl bir anlayıştır? Böyle günlerde demokrasi, birlik dili, ortak kader dili kullanmak yerine 3 aydır şehit edilen onca asker ve korucumuz varken, PKK'nın döşediği mayınlarla hayatını kaybeden, PKK'nın bombaladığı çorbacıda hayatını kaybeden siviller varken onları görmezden gelip bugün bu saldırıyı yapanlar daha ortada kesin veri yokken saldırıyı yapanlar konusunda hükme varıp devleti mesul göstermek parlamentoda temsil edilen bir partinin genel başkanına yakışmaz. Bu, açık bir tahriktir. Buradan bütün vatandaşlarımıza bu tahrike kapılmamaları çağrısında bulunuyorum. 6-7 ekim olaylarında nasıl vatandaşları sokağa dökmüşse şimdi de aynı oyunun içindedir. Son 3 aydır süregelen terörle mücadelede halkı sokağa dökemediler, çünkü halkımızı çok iyi biliyor ki şuanda devletin bütün meselesi kamu düzenini korumaktır ve halkımız çok iyi biliyor ki bölücü terör örgütü PKK onların hayatını karartan bir yapıdır. O gün sokağa dökemediği halkı şimdi bu açıklamalarla, günlerdir yapamadığı şeye böylesi uğraşmaya çalışıyorsa şimdi yapmaya kalkıyorsa buradan bütün vatandaşlarıma sesleniyorum, bu tahriklere gelmeyin. Hangi siyasi görüşte olursanız olun bu tahriklere kapılmayın. Her türlü güvenlik tedbirini alacağız ama en büyük güvencemiz halkımızın sağduyusu ve bilincidir" açıklamasında bulundu.

VATANDAŞLARIN, SAĞDUYUSUNA SESLENDİ
Vatandaşların sağduyusuna hitap ettiğini belirten Davutoğlu, "Demirtaş'ın sorumsuz açıklamaları karşısında bu sağduyuya sığının, bu haince cinayeti işleyen, bu katliamı işleyen kimse gereği yapılacak. Demirtaş, 'Suruç'ta ve Diyarbakır'da sorumlular yakalanmıyor' diyor. Suruç'ta da Diyarbakır'da da sorumlular yakalandı. Diyarbakır'da olayı gerçekleştiren Orhan Gönder yakalandı ve adalete teslim edildi. Ayrıca, yakalanan şahıs için ev kiralayan Mustafa Kılıç yakalandı, adalete teslim edildi. Urfa Suruç'ta katliamı yapan Abdurrahman Alagöz yakalandı, hukuka teslim edildi. Reyhanlı'da saldırıları yapanlar, Suriye rejimiyle bağlantılı kişiler hukuka teslim edildi. Hiçbir terör olayının üstü örtülmemiştir, her terör olayına karşı da gereken cevap verilmiştir" diye konuştu.

"Terörist teröristtir, terörü kim yaparsa yapsın insanlık suçu işlemiştir" diyen Davutoğlu, "Bu saldırı ile ilgili de araştırmaları sürdüreceğiz. Şu anda böyle bir saldırıyı yapma kapasitesine sahip yapılar belli, DEAŞ, PKK, MLKP, DHKP-C. Bütün olabilecek potansiyel suçlu örgütler nezdinde soruşturma kapsamlı bir şekilde yürütülüyor. Daha önce Kuzey Irak'tan birtakım canlı bombaların Türkiye'ye sokulacağı istihbaratı alınmıştı, buna dönük olarak da son 3 gün içinde kamuoyuna bir kısmı yansıdı ama birçok canlı bomba birtanesi Ankara'da olmak üzere, biri İstanbul'da olmak üzere yakalandı. Çoğu zaman güvenlik birimlerimizin elde ettiği sonuçlar kamuoyuyla paylaşılmaz, bugünde arkasında hangi örgüt varsa bu örgütlerin ortaya çıkarılmasına kadar da bu mücadelemiz sürecek. Biz, terör olayı karşısında herhangi bir farklı tutum alınmasını doğru görmeyiz" şeklinde konuştu.

GÜVENLİK ZAAFİYETİ OLDUĞU İDDİALARI
Güvenlik zaafiyeti olduğuna ilişkin iddiaların sorulması üzerine Davutoğlu, "Olayın olmasına müteakiben, bütün güvenlikle doğrudan ilgili arkadaşlarımızı Resmi Konut'ta toplantıya çağırdım. Olayın oluş seyriyle ilgili kapsamlı bilgi aldım. Böyle bir olay Cumhuriyet tarihimizin de en acı olaylarıyla karşı karşıyayız. Hepimizin çok derin acı ve üzüntü içinde olduğumuz gerçeğini de gözönünde bulundurmamız lazım. Bugün derin hüznü yaşamamızın yanında olayın aydınlatılması içinde rasyonel, bürokratik ve hukuki çalışmalar yürütülür. Herhangi bir eksiklik, zaaf söz konusuysa ki bu konularda gerekli araştırmaların, incelemelerin talimatını verdim. Herhangi bir ihmal söz konusuysa onun için de gerekli adımları atarız. Olayın oluş seyri itibarıyla bakıldığında, olay, mitingin olacağı alanda cereyan etmiyor. Miting meydanına bütün girenlerin üstünün aranması, çevrenin, alanın aranması, bu arama alanlarına barikatlar konup gelen herkes miting meydanına sokuluyor. Buradaki farklı durum, Ankara Garı'ndan Sıhhiyeye kadar olan daha miting alanı değil. Orada da araştırmalar yapılıyor, orada kişiler tek tek aranmıyor çünkü daha miting meydanına ulaşılmış değil. Bütün detay ortaya çıkarılacak. Bu grup içine sızmış ya da bu grup içinde daha önce de bulunmuş olan birtakım artniyetli iki kişi canlı bomba olarak orada bu patlamayı gerçekleştirebiliyorlar. Bütün detaylar incelenir, gerekli incelemeler, soruşturmalar yapılır, gerekli tedbirler alınır" dedi.
Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Şöyle bir kanaat oluyor, 'Sanki bu konularda eksiklik varmış' konusunda bir müddettir bazı PKK ve DEAŞ açıklamalarından da türkiyeye bitakım fedailerin gönderileceği, bu fedailer üzerinden Türkiye'de kaos çıkarılacağı yönünde biratakım bilgiler bize ulaşmıştı. Bütün birimlerimize gerekli talimatlarla canlı bombalara karşı tedbir alınması konusunda ve teyakkuzda olunması hususunda talimatlar verildi. Geçtiğimiz gün valimizden İstanbul'a gittiğimde bilgi aldım. Daha çok DHKP-C bağlantılı bir canlı bomba İstanbul'da yakalandı, bir başka canlı bomba da Ankara'da yargı mensuplarına yapılacak saldırı hazırlıkları içinde yakalandı. Bütün bunlar bize çok kapsamlı bir terör saldırısının Türkiye'yi hedef aldığını gösteriyor. Tek boyutlu, tek eksenli bir gruptan kaynaklanan değil, değişik grupların saldırısıyla Türkiye'de ki istikrar tehdit edilmek isteniyor, bir kaos havası yaratılmak isteniyor ama bu konuda güvenlik tedbirleri almak dışında en büyük güvencemiz halkımızın sağduyusu, demokrasimizin gücüdür. Bu noktadan sonra halkımızla birlikte bu mücadeleyi kararlılıkla sürdüreceğimizden kimsenin şüphesi olmamalıdır."

"DEMİRTAŞ'IN VİCDANI, İZANI KELEPÇELENMİŞTİR"
Demirtaş'ın açıklamalarını değerlendiren Davutoğlu, "Sayın Demirtaş'ın açıklamalarında vahim unsurlar var. Bizim bileğimize ne takılacağına millet karar verir, hukuki olarak da biz her an hesap vermeye hazırız ama hesap veremeyecek olanlar, halkı isyana teşvik edenler, terörist cenazelerine katılmayan milletvekilleri hakkında soruşturma açacağım diyenler, açık olarak terör örgütüne sırtımı dayıyorum diyenler iki polisimiz evinde şehit edilirken iki polis için bunca operasyona gerek var mı deyip insan canının yok sayanlar, barış sözcüğü kullanıp arkasından daha dün bugünkü hayatını kaybeden vatandaşlarımız bizim için kutsal bir emanet ve hüzün kaynağıysa, dün daha Diyarbakır'da hamile eşi ve 3 yaşındaki çocuğunun yanında polisimizi şehit edenlere karşı sesini çıkarmayanlar halk tarafından manen kelepçelenmiştir. Sayın Demirtaş'ın vicdanı kelepçelenmiştir, izanı kelepçelenmiştir. Bugün polemik yapmak istemezdim, ben burdayım, hesap soracak olan varsa buradayım, Ankara'dayım. Diyarbakır'dayım, Konya'dayım, Türkiye'nin her yerindeyim ama Demirtaş bütün bu suçlamalar karşısında PKK terörünü masum gösterip bugünkü terörü ki bugünkü terörün arkasından da PKK, DEAŞ çıkabilir. Kim çıkacağı ortaya konacak. Bugünkü terörde hayatını kaybeden vatandaşlarımızın acıları üzerinde bir iç savaş çağrısında bulunuyorsa, devletin halkına yönelik suçu diyorsa esas bunlar hukuken de millet vicdanında da yargılanacak hükmü verilecek tutumdur. Dünyanın hiçbir yerinde hiçbir siyasi böyle bir terör saldırısı karşısında dönüp de devletini, ait olduğu siyasal yapıyı TBMM üyesi olduğu bağlamında söylüyorum, onu suçlamaz teröristleri suçlar. Ama Demirtaş'ın meselesi terörle mücadele değil, vatandaşların hüznü değil bizim yüreğimiz yanıyor ama onun meselesi bizim yüreğimizdeki yangını ülke yangınına çevirmek. Eminim, HDP samimi bir şekilde oy veren vatandaşlarımız dahi Demirtaş'ın bu ikili dilini, nefret söylemini gerektiği şekilde cezalandıracaktır. Bu derece sorumsuz açıklamalarla bizi terörle mücadeleden caydıracağını düşünüyorsa, kamu düzeni konusunda aldığımız tedbirleri erteleyeceğimizi sanıyorsa yanılıyor" diye konuştu.
"Kim bir yere halkın huzurunu bozmak için canlı bomba gönderirse onlara karşı mücadelemiz kararlı bir şekilde sürecek" Davutoğlu, "Bu ülke hepimizin ülkesi. CHP, HDP, MHP'li ve Meclis'te grubu olmayan partilere oy veren bütün vatandaşlarımıza sesleniyorum, gün birlik günüdür. Ne olur en aykırı görüşlerde bile olsanız birbirinizle kucaklaşın. Sizin aranıza şiddet tohumu ekmek isteyen siyasilere, tahriklere kapılmayın. Sizin aranızda şiddet tohumunu böyle acılı terör olaylarına döndürerek bir yangına çevirmek isteyen teröristlere karşı da omuz omuza olunuz. Bütün bu karanlık günler geçer ama ülkemiz halkımızın en büyük gücü olan demokrasimiz mutlaka yaşayacaktır" ifadelerini kullandı. 

DERYA YETİM - ENİSE YAPAR 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Gaziantep’te esrarengiz patlama sesi korku ve paniğe neden oldu Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde şiddetli bir patlama sesi duyuldu. Bölgede yaşayan vatandaşları tedirgin eden patlama sesi ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatılırken boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durulduğu öğrenildi. Olay, Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde meydana geldi. İddiaya göre, özellikle bölgedeki kırsal Gökçeli Mahallesi’nde yaşayan vatandaşlar bir anda çok yüksek bir patlama sesi duydu. Duydukları sesle korku ve panik yaşayan vatandaşlar 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ihbarda bulundu. İhbar üzerine sesin duyulduğu bölgelere jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Ölen ya da yaralanan kimsenin olmadığı olay sonrası patlama sesinin kaynağı ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatıldı. Olayla ilgili çalışma yapan ekiplerin boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durduğu öğrenildi. Korku ve panik yaşayan vatandaşlar o anları anlattı Yaşadıkları korku ve paniği anlatan Çapan Köse ve Adil Yılmaz isimli vatandaşlar, önce kısa süreli keskin bir ışık gördüklerini sonrasında ise şiddetli bir patlama sesiyle irkildiklerini söyledi. Vatandaşlar, Suriye’ye yakın olduklarını ve oradan bir şey düşme ihtimalinin akıllarına geldiğini de ifade etti. Konu ile ilgili geniş çaplı soruşturmanın sürdüğü bildirildi.
Ankara Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" sergisi Kültür Bakanlığı desteğiyle açıldı Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" isimli resim ve heykel sergisi Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ile Cumhuriyet Müzesi bünyesinde yer alan Sığınak Kültür Sanat’ta açıldı. Gazeteci Hande Fırat’ın “Devriamber” isimli sergisinin açılışı Ankara’da gerçekleştirildi. Sergiye, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, eski TBMM Başkanı Binali Yıldırım, MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, Dışişleri Bakanı Başdanışmanı Nuh Yılmaz, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Yener, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Demirören’in eşi Revna Demirören, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Demirören Oktay ve çok sayıda davetli katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise serginin açılışı için mesaj gönderdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajını serginin açılışında gazeteci Hande Fırat okudu. Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında, "Basın ve sanat dünyamızın değerli temsilcileri, kıymetli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Nazik davetiniz için teşekkür ediyorum. Basınımızın önemli isimlerinden Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Sayın Hande Fırat’ın kendi ifadesiyle ’çınarlarını kaybedip kendileri çınara dönen kadınların hikayesini’ anlattığı resim ve heykel sergisinin başarılı geçmesini temenni ediyorum. Başarılı gazeteci kimliğinin yanı sıra, bu sergi vesilesiyle sanatçı yönünü de öğrenme fırsatı bulduğumuz Sayın Hande Fırat’ı tebrik ediyor, kendisine hem meslek hem de sanat hayatında muvaffakiyetler diliyorum. Sizlerin şahsında basın ve sanat camiamızın tüm mensuplarını, sergiye ilgi gösteren tüm sanatseverleri bir kez daha yürekten selamlıyorum” ifadelerine yer verildi. "Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" Fırat, serginin açılışı için Kültür ve Turizm Bakanlığının tüm personeline ve sergiyi açarken kendisine destek olan arkadaşlarına teşekkür etti. Hande Fırat, "Bu sergi, babalarını kaybeden tüm kız çocukları, tüm erkek çocukları ama özellikle kız çocuklarına atfen yapılmıştır. Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" dedi. Devrialem sergisinin farklı bir anlamı olduğunu belirten Bakan Ersoy, "Bir toplumun zenginliği, kültür ve sanatının derinliği ile ölçülüyor. Kültür ve sanat toplumda ne kadar yerleştiyse, toplumda ne kadar kabul gördüyse, o toplumda kültür ve sanat ne kadar iyi üretilebiliyorsa aslında toplum o derece zengin algılanıyor. O açıdan da biz Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak kültür ve sanatı her yönüyle desteklemeyi görev addediyoruz. Sadece sanat üretimi değil, vatandaşlarımızın kültür ve sanata rahat erişimi de çok çok önemli" şeklinde konuştu. Kültür Yolu Festivalleri ile vatandaşların kültür ve sanata rahat ve kolay erişmesini amaçladıklarını belirten Ersoy, "Vatandaşın sanata erişimi yeterli değil. O yüzden kültür ve sanat üretimini artırmak istiyoruz. Kültür sanatın toplumun sadece bir kesiminin ilgilendiği bir etkinlik olmasının dışına çıkmasını, toplumun her kesimlerinin eriştiği bir alan olması için çabalıyoruz. Bu sergide anlamlı bulduğumuz, toplumda bilinirliği yüksek, toplumda yer etmiş kişilerin kültür sanat üretimindeki katkıları, kültür ve sanat üretiminde pay sahibi olmaları aslında sanatın popülaritesini artırıyor" ifadelerini kullandı. Serginin anlamının önemli olduğunu belirten Bakan Ersoy, “Serginizin anlamı da çok önemli. Ben de babamı kaybettim ama sizin gibi genç yaşta kaybetmedim. Genç kızlarımızın 18 yaşına girmeden önce babalarını kaybetmesinin nasıl bir duygu olduğunu, nasıl omuzlara yük getirdiğini kısmen de olsa anlayabiliyorum” diye konuştu. Sergide, tuval üzerine çeşitli malzemeler kullanılarak yapılan tablo ve heykellerden oluşan 40 eser sergileniyor. Sergi 25 Mayıs’a kadar açık olacak.
Bayburt Bayburt’ta 4 kişinin yaralandığı trafik kazası güvenlik kamerasına yansıdı Bayburt’ta iki otomobilin çarpıştığı ve 4 kişinin yaralandığı trafik kazası, güvenlik kamerasına yansıdı. Kaza, Bayburt merkez Tuzcuzade Mahallesi, Sıla Kent Konutları önünde meydana geldi. Kazada ikisi sürücü olmak üzere toplam 4 kişi yaralandı. Camları, aynaları paramparça olan, kaput kısmı tamamen hurdaya dönen iki aracın karıştığı kaza ise etrafta bulunan iş yeri güvenlik kameralarına yansıdı. Bayburt merkez Köprülü Kavşak yönüne seyir halinde bulunan 69 AG 003 plakalı otomobil, şehir merkezi istikametine gelen 69 AS 030 plakalı otomobile dönüş yaptığı esnada çarptı. Çarpmanın etkisiyle yoldan çıkan otomobil etrafta marketin, evlerin bulunduğu yola devrildi. 69 AS 030 plakalı otomobil içerisinde bulunan 1’i sürücü 3 kişi, 69 AG 003 plakalı otomobildeki sürücü yaralandı. Market çalışanlarının ve etraftan geçen vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Devrilen otomobilde sıkışan bir kişi ve diğer 2 yaralı araçtan çıkarıldı, sağlık ekiplerince yaralılara ilk müdahaleleri olay yerinde yapıldı. Yaralılar ambulanslarla Bayburt Devlet Hastanesine tedavileri yapılmak üzere götürüldü. Hurdaya dönen otomobil, olay yerine çağrılan çekici yardımıyla yoldan kaldırıldı. İş yeri güvenlik kameraları tarafından saniye saniye kaydedilen görüntülerde, anayoldan gelen 69 AG 003 plakalı kırmızı aracın, hatalı dönüş yapan 69 AS 030 plakalı araca sert bir şekilde çarptığı görüldü.
Erzincan Erzincan’da tarım bölümü öğrencileri hem öğreniyor, hem üretiyor Erzincan’da meslek lisesi öğrencileri okulun bahçesindeki serada fide yetiştiriciliği yaparak hem öğreniyor hem de ekonomiye katkı sunuyor. Tarım bölümü öğrencileri, serada teorik eğitimlerini uygulama fırsatı buluyor. Erzincan İl Millî Eğitim Müdürlüğü’nün destekleri ile kurulan seralarda sebze fidesi üretim faaliyeti 2020 yılında başlayarak Tarım Alanı öğretmen ve öğrencileri tarafından kurulduğu yıl 30 bin sebze fidesi üretimi gerçekleştirildi. 2021 yılında Covid-19 nedeniyle uzaktan eğitim yapıldığı için, sebze ve aromatik bitki fidesi üretim faaliyetleri öğrencilerin okulda olmaması nedeniyle Tarım Alanı öğretmenleri tarafından yapıldı. Okul serasının üretim kapasitesi, pandemi olmasına rağmen, 2021 yılında iki katına çıkarılarak 60 bin adet fideye ulaştı. 2022 yılında ise mevcut serada tam kapasiteye ulaşılarak 90 bin sebze ve aromatik bitki fidesi üretildi. 2023 yılında da serada 95 bin fide üretimi yapıldı. Bu sene ise 110 bin fide üretimi yapıldı. Serada, domates, biber, hıyar, kabak, kavun, karpuz, lahana, patlıcan ve 3 cins aromatik bitki olarak reyhan, kekik, fesleğen üretimi olmak üzere toplamda 35 farklı tür fide üretimi yapılıyor. Üretimde yerelde halkın lezzet olarak en çok tercih ettiği ata tohumları kullanılmaya özen gösterilirken, ticari anlamda üretim yapmak isteyenler için yüksek verimli hibrit türlerin de üretimi gerçekleştiriliyor. Kullanılan tohumların genelde ata tohumu olması, üretilen fidelerin piyasa fiyatlarına nispeten en az yüzde 30 daha ucuz olması, hastalıklara dayanıklı olmaları, çeşitlerin doğru olarak verilmesi, ticari olarak üretim yapan üreticiler için ise yüksek verimli hibrit türlerin de olması gibi nedenlerden dolayı vatandaşlardan oldukça rağbet görüyor. Erzincan Gül Celal Toraman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi 11. sınıf öğrencisi Tuba Bakartepe, “Biz derste gördüğümüz teorik işlemleri serada uygulayabiliyoruz. Serada fidelerimizi yetiştiriyoruz. İlaçlaması, gübrelemesi, sulaması hep bizim elimizden geçiyor. Organik gübreyle kendimizin yetiştirdiği fideleri halkımıza sunuyoruz.” dedi. Erzincan Gül Celal Toraman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdür Başyardımcısı Abdullah Çiftçi’de, “Okulumuzun üretim üssü olan seramızdayız. Bu serada öğretmen ve öğrencilerimizle 100 binin üzerinde fide üretilmiş durumda. Kullanılan tohumların genelinin ata tohumu olması, üretilen fidelerin piyasa fiyatlarına nispeten en az yüzde 20 daha ucuz olması, hastalıklara dayanıklı olmaları, çeşitlerin doğru olarak verilmesi, ticari olarak üretim yapan üreticilerimiz için ise yüksek verimli hibrit türlerin de olması gibi nedenlerden dolayı halkımızın talebi fazla olmaktadır. Ayrıca üretilen fideler sosyal projeler dahilinde ihtiyaçlı ailelere ücretsiz olarak verilerek, öğrencilerimiz nezaretinde söz konusu ailelerin üretim faaliyeti yapmaları ve ailelerin geçimlerine katkı sağlamaları hedeflenmektedir." dedi.