Doçent Dr. İzak Atiyas ve Sinan Ülgen tarafından kaleme alınan rapora göre, Türkiye 2001 yılından bu yana enerji sektöründe liberal bir piyasanın kurulması yolunda kayda değer mesafeler kat etti.
Ancak bu sürecin tamamlanması ve Türkiye'nin enerjideki uluslararası konumunu güçlendirebilmesi için, toptan piyasanın serbest rekabet koşullarına taşınması önem kazanıyor. Raporda Türkiye'nin doğal gaz kaynaklarını çeşitlendirebildiği oranda bu alanda ilerleme kaydedeceği, bu bağlamda Türkmenistan ve İran ile doğal gaz bağlantılarını güçlendirmesi gerektiği kaydediliyor.
"Önemli reformlar yapıldı"
Çalışmaya göre, Doğal Gaz Kanunu başta olmak üzere enerji konusunda yapılan yasal düzenlemeler, Enerji Piyasası Denetleme Kurulu'nun (EPDK) kurulması, enerji KİT'lerinin yeniden yapılandırılması, özelleştirmeler ve özel sektörün enerji piyasalarında artan etkinliği alınan mesafenin önemli göstergelerini oluşturuyor.
Rapor, şu ana kadar 53 bölgede doğal gaz dağıtım ihalelerinin başarıyla gerçekleştirildiğini ifade ederek, izlenen özelleştirme modelinin başarısına dikkat çekiyor. İhaleleri kazanan özel firmaların, ihale şartnamesinde belirlenen yükümlülükler paralelinde dağıtım şebekesi yatırımlarını yaptığını ve kullanıcılarını bir an önce şebekeye bağlayacak adımları attıklarını ifade eden çalışma bunu sektörün sağlıklı gelişiminin bir kanıtı olarak gösteriyor.
Öte yandan rapor, toptan satış piyasasında etkin rekabet koşullarının BOTAŞ'ın piyasadaki hakim konumu nedeniyle olgunlaşamadığını da belirtiyor. Bu durum doğal gaz üreticisi ülkelerle uzun vadeli anlaşmalar yapmakta karşılaşılan zorluklar ve BOTAŞ'ın sözleşme devri programında yaşanan gecikmelerden kaynaklanıyor.
Çalışma, Türkiye'nin bir enerji terminali olma yolundaki fırsatlarını ve karşı karşıya kaldığı riskleri de öne çıkarırken, kaynak ülkeler ile doğal gaz iletimini sağlayacak boru hatlarının oluşturulmasının önemine dikkat çekiyor. Bu bağlamda, mevcut doğal gaz hatlarının geliştirilmesi ve fizibilite çalışmaları devam eden, Nabucco projesi başta olmak üzere, enerji yatırım planlarının hızla operasyonel hale getirilmesi büyük önem taşıyor.
Türkiye'nin planladığı yatırımlarla, AB ülkelerinin Rusya'ya olan doğal gaz bağımlılığını azaltacak olması, bundan dolayı Türkiye ile Rusya arasında giderek artan rekabet enerji sektöründe çeşitli risklerin de gündeme gelmesine neden oluyor.
"BOTAŞ'ın ithalattaki payı azaltılmalı"
Toptan doğal gaz piyasasında rekabetin sağlanabilmesi için BOTAŞ'ın ithalattaki payının azalması gerekiyor. Deloitte Türkiye'nin hazırladığı rapor, 2001 yılında çıkarılan Doğal Gaz Piyasası Kanunu'nun BOTAŞ'ın "ulusal iletim hatları" dışındaki tekel haklarına son verdiğini hatırlatıyor. BOTAŞ'ın 2009 yılında kadar şirketin altyapı faaliyetleri ile rekabetçi faaliyetlerini ayrı tüzel kişilikler altında yürütecek yasal düzenlemeyi yapması bekleniyor.
Son aşamada altyapı faaliyetlerini yürüten tüzel kişilik ile rekabetçi piyasada faaliyet gösteren hizmet sağlayıcının farklı hissedar yapılarına sahip olmaları gerekiyor. Rapora göre, ancak bunun gerçekleşmesiyle tam olarak serbestleşmiş bir doğal gaz piyasası kurulabilecek.
Bununla birlikte raporda, BOTAŞ'ın pazar payını yüzde 20'ye çekmeyi amaçlayan sözleşme devir hedeflerinin gerçekçi olmadığı belirtiliyor. Çalışmada, sözleşme devri programının, bir hacim devir programının uygulanmasıyla tamamlanması öneriliyor.
Rapora göre, Türkiye'nin bölgesel bir enerji terminali olması Rusya haricindeki doğal gaz alım kaynaklarını çeşitlendirmesine bağlı. Bu yapılabilirse, bu alanda yeni fırsatlar doğabilecek.
Bu bağlamda İran ve Türkmenistan ile kurulacak ilişkiler büyük önem taşıyor. Ancak İran'ın uluslararası ilişkilerde yaşadığı sorunlar ve Hazar denizinin paylaşımında Türkmenistan ile Azerbaycan arasındaki anlaşmazlık bu ülkelerle yapılacak uzun vadeli anlaşmaları güçleştiriyor. Ayrıca Rusya'nın bölgedeki etkin varlığı bu anlaşmaların hayata geçirilmesinde sıkıntılara neden oluyor.
Rusya ile yaşanan rekabetin bir diğer nedeni ise Türkiye'nin Avrupa'ya doğal gaz taşıyabilecek bir konuma gelmesiyle, Rusya'nın enerji piyasasındaki etkinliğinin azalacak olması. AB ülkeleri de Rusya'ya olan bağımlılıklarını azaltmanın yollarını arıyor ve Türkiye'nin temel önemde olduğu Nabucco başta olmak üzere yatırım planlarına destek veriyor.
Rusya ise Nabucco projesine "South Stream" adlı bir başka projeyle karşılık verdi ve bu da Nabucco projesi için bir risk olarak değerlendirildi.
Türkiye'nin ulusal düzeyde enerji piyasasını serbestleştirme yolunda büyük bir gelişim kaydettiğini vurgulayan Deloitte Türkiye Enerji ve Doğal Kaynaklar Endüstri Lideri Sibel Çetinkaya, uluslararası düzeyde de bir enerji terminali olma vizyonuna uygun hareket edilmesi gerektiğini belirtti.