POLİTİKA - 05 Temmuz 2016 Salı 09:04

Deniz Baykal: 'Suriyelileri nüfusumuza kaydetmeye mecbur değiliz'

A
A
A
Deniz Baykal: 'Suriyelileri nüfusumuza kaydetmeye mecbur değiliz'

CHP eski Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal, Türkiye'nin zor durumdaki komşularına karşı görevini yerine getirdiğini vurgulayarak, "Komşuda yangın var diye, o yangında perişan olan insanları nüfusumuza kaydetmeye mecbur değiliz' dedi.

CHP eski Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal, Türkiye'nin zor durumdaki komşularına karşı görevini yerine getirdiğini vurgulayarak, "Elbette komşuda acı çekenlere yardımcı olmak görevimizdir, bunu yapıyoruz. Evimize alıyoruz, bağrımıza basıyoruz, ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Ama komşuda yangın var diye, o yangında perişan olan insanları nüfusumuza kaydetmeye mecbur değiliz. Yani Türkiye'nin çevresine yardımcı olabilmesi için, önce kendisine sahip çıkması lazım" dedi.

Deniz Baykal, CHP eski Antalya İl Başkanı Özer Ülken ve partililerle birlikte bayram namazını her bayram olduğu gibi, Kaleiçi'ndeki Tekeli Mehmet Paşa Camii'nde kıldı. Baykal, bayram namazına dakikalar öncesinde gelerek, camideki yerini aldı. Baykal, namazın ardından cemaat ve cami imamı ile bayramlaştı.
Baykal, camii çıkışında yaptığı açıklamada tüm İslam alemi ve Türkiye'nin Ramazan Bayramını kutladı. Baykal, ardından Antalya usulü meşhur serme börek kahvaltısı yaptı.

"Sorgulamak için fırsat"

Bayramların genellikle hak edilmiş mutlulukların kutlandığı dönem olduğunu ifade eden Baykal, "Elbette Ramazan ayını hakkıyla idrak edenlerin bu bayramı yaşamak hakkıdır. Ama bayramlar kendimizi sorgulamak için de bir fırsat olmalıdır. Bizlerin İslam dünyasının kendimizi sorgulamamamız için pek çok neden var. Malasef çok büyük acılar yaşıyoruz. Acıları büyük bir iyi niyetle gayretle göğüslemeye gayret ediyoruz. Sabırla acılara tahammül ediyoruz. Ama bunlardan kurtulmanın yolunu daha iyi düşünmek ve bulmak zorundayız" diye konuştu.

"İslamiyet'i kendi amaçları için kullananlara izin vermemeliyiz"

Terör konusuna da değinen Baykal, "Yaşadığımız terör giderek yeni bir nitelik kazanarak ülkemizi tehdit etmeye devam ediyor. Bir terör belası ile uğraşırken şimdi yeni bir terör belasına daha muhatap olduğumuzu üzüntüyle görüyoruz. Elden geldiğince her türlü güvenlik önlemini alarak, terörle mücadele edilecektir, ediliyor. Ama artık olay sadece terörle mücadele olmanın ötesine geçmeye başladı. Bizim özellikle inancımızı, İslamiyet'i teröre karşı korumamamız lazım. Kendimizi teröre karşı korumadan önce, yapılması gereken şey belki İslamiyet'i, dinimizi, Müslümanlığı terörün tutsak almasına, rehin almasına, terörünün istismar etmesine izin vermemenin yolunu bulmalıyız. Bunun içindir ki İslamiyet'i gerçek anlamıyla, derinliğiyle, güzelliğiyle, insancıllığıyla herkesin anlamasını sağlayacak büyük bir atılım yapmaya ihtiyacımız var. İslamiyet'i çarpıtmalarına, kendi amaçları için kullanmalarına izin vermemeliyiz. Bu böyle bir bayram gününde birbirimize hatırlatmamız gereken bir olaydır. İslamiyet'i rehin almak isteyenlere karşı, tutsak almak isteyenlere karşı bu dinin bilim adamlarının, din adamlarının düşünürlerinin yetkililerin sesini daha yüksek çıkarmaya ihtiyaç var. Gerçek İslamiyet'i sahiplenmeliyiz ve kendi kafalarına göre yorumlamalarına izin vermemeliyiz" dedi.

"Suriyelileri nüfusumuza kaydetmek zorunda değiliz"

Bayramların dayanışma günü olduğunu dile getiren Baykal, "Bu bayramda özellikle dayanışmaya ihtiyaç var. Çevremizde yangın var. İnsanlar, aileler, milletler paramparça oldu. Büyük acılar yaşanıyor, bu acılar karşısında dayanışmaya ihtiyaç var. El ele vermeye birbirimize sahip çıkmaya ihtiyaç var. Türkiye bu konuda üzerine düşeni tüm insanlığa örnek olacak şekilde yapıyor. Bu konunda kimsenin bizi suçlamaya hakkı yoktur. 4 milyona yakın Suriyeliyi Türkiye'de ağırlıyoruz. Onlara karşı insanlık görevimizi, Müslümanlık görevimizi, komşuluk görevimizi en iyi şekilde yerine getiriyoruz. Dayanışma güzeldir ama dayanışmayı yapabilecek konumda olmaya devam etmek her şeyden daha önemlidir. Komşumuzda yangın olunca ne yaparız, çoluğuna çocuğuna ailesine sahip çıkarız. Açıkta kalan insanları evimize davet ederiz. Onlara gerekli desteği veririz. Türkiye bunu yapmıştır. Elbette komşuda acı çekenlere yardımcı olmak görevimizdir, bunu yapıyoruz. Evimize alıyoruz, bağrımıza basıyoruz, ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Ama komşuda yangın var diye, o yangında perişan olan insanları nüfusumuza kaydetmeye mecbur değiliz. Yani Türkiye'nin çevresine yardımcı olabilmesi için, önce kendisine sahip çıkması lazım. Kendisi olabilmeye devam etmesi lazım. Kendisini güçlü şekilde ayakta tutabilmenin yolunu bulabilmesi lazım. Çevremizdeki faciaların bizi de çekim alanı içine sürüklemesine fırsat vermemek lazım. Türkiye'nin kendisini, gücünü, sorumluluğunu bilmesi lazım. Yardımlaşma, dayanışma evet ama Türkiye, Türkiye olarak kalmaya devam etmelidir" ifadelerini kaydetti. 

İsa Akar-Alparslan Çınar
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sakarya Para vermeyen annesini benzin dökerek yakan şahıs tutuklandı Sakarya’nın Akyazı ilçesinde para istediği annesinden ret cevabı aldıktan sonra benzin dökerek kendisini ve annesini ateşe veren şahıs tutuklanarak cezaevine gönderildi. Elleri sargıda adliyeye sevk edilen şahsın, kendisini görüntüleyerek soru yönelten gazeteciye, “Niye çekiyorsun ki bu kadar, ne yaptığımı sen nereden biliyorsun?” ifadeleri de dikkatlerden kaçmadı. Korkunç olay, 18 Nisan Perşembe günü Akyazı ilçesi Erdoğdu Mahallesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, geçtiğimiz hafta annesi M.Y.’den (64) geçtiğimiz hafta bir miktar para alan ve tekrar isteyince ret cevabı ile karşılaşan Ö.Y. (42) öfkelendi. Ö.Y., maddi ve ailevi sorunları iddiası ile benzin dökerek annesi ve kendisini yaktı. Durumun haber verilmesi üzerine bölgeye jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. İlk müdahalesi olay yerinde yapılan talihsiz kadın, ilk olarak Akyazı İlçe Devlet Hastanesi’ne buradan da Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Vücudunda 2 ve 3’üncü derece yanıklar oluşan ve hayati tehlikesi bulunan M.Y., buradaki müdahalelerinin ardından Kocaeli Şehir Hastanesi Yanık Ünitesi’ne sevk edildi. Elleri sargılı şekilde adliyeye sevk edilen şahıs tutuklandı Her iki elinde de yanıklar oluşan şüpheli Ö.Y. ise olaydan kısa bir süre sonra yakalanarak ilçe jandarma komutanlığına götürüldü. Şahıs, burada tamamlanan işlemlerinin ardından elleri sargılı bir şekilde adliyeye sevk edildi. Ö.Y.’nin kendisini görüntüleyerek soru yönelten gazeteciye, “Niye çekiyorsun ki bu kadar, ne yaptığımı sen nereden biliyorsun?” cevabını vermesi ve ‘Pişman mısınız?’ sorusunu ise yanıtsız bırakması dikkatlerden kaçmadı. Adliyeye sevk edilen Ö.Y., tutuklanarak cezaevine gönderilirken, hastanede tedavi gören M.Y.’nin hayati tehlikesinin devam ettiği öğrenildi.
İstanbul Freni tutmayan otomobil, 14 aracı biçti Ümraniye’de frenlerinin tutmaması sonucu kontrolden çıkan otomobil park halindeki 14 araca çarptı. Olay saat 21.45 sıralarında Ümraniye Armağanevler Mahallesi 23 Nisan Caddesi’nde meydana geldi. Frenleri tutmayan 34 DGK 750 plakalı Fiat marka ticari araç, seyir halindeyken Range Rover marka araca çarptı. Çarpışma sonucu lastiği fırlayan 34 DGK 750 plakalı hızını alamayıp 14 araca çarparak durabildi. Kazada şans eseri ölen yada yaralanan olmazken otomobillerde maddi hasar meydan geldi. Kazayı yapan sürücünün araçtan indikten sonra şok halinde olduğunu gören vatandaşların araması sonucu olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Maddi hasar meydana gelen bazı araçlar çekici yardımıyla götürülürken, kaza sonrası cadde polis kontrolünde trafiğe açıldı. Öte yandan kaza sonrası sürücü ifade için karakola götürüldü. Kazayı gören Zafer Karagül, "Bu yol tehlikeli. Yukarıdan gelen araba geldiği zaman bu aşağıdan yukarı araba çıkamıyor. Bu yolu tek yola çevirdikleri zaman veyahut yan yolla açtıkları zaman sıkıntı biraz azalabilir. Birkaç defa çöp kamyonu viraj alamadığı için oraya yuvarlandı. Gene bu dört yol ağzında 3-4 kere kazalar oldu. ’Ne oldu?’ freni tutmayan araba vura vura aşağı indi. Allah’tan büyük bir kazaya engel oldu" dedi. Başka görgü tanığı Serdar Burak Eker, "Doblo sürücüsü var bizim yaşlarımızda 2 tane çocuk, çok hızlı geliyorlar. Yerler de ıslak olduğu için hakimiyetini kaybetmiş. Önde bir panelvan vardı, ona sürttü. Sonra otomobile çarptı. Sonra jeep kurtulayım derken ona ön sağ kafasından çarptı. Sonra park halindeki araçlara çarparak tır dorsesinin orada durdu. Zaten Doblo’nun tekeri orada kaldı, kıvılcımlar falan çıkıyordu. Çocuk büyük ihtimalle şoktan dolayı sarhoş zannedildi, linç ettiler çocuğu. Polis geldi kaldırdı, ifade vermeye götürdüler. Kaldırıma çıkan araçlar oldu baya büyük maddi hasarlı kaza ama can kaybı yok. Ben 20 yaşındayım çocuk da benim yaşlarımda bir şey ama şoktan dolayı konuşamıyordu. Öyle üzüldüm kendisine" ifadelerini kullandı.