GÜNDEM - 30 Kasım 2016 Çarşamba 13:05

Derbent beyaza büründü

A
A
A
Derbent beyaza büründü

Konya'nın Derbent ilçesi, gece başlayan kar yağışının ardından beyaza büründü.

Derbent Belediye Başkanı Hamdi Acar, yaptığı açıklamada, ilçe genelinde geceden itibaren etkili olan yağmurun ilerleyen saatlerde yerini kar yağışına bıraktığını vurgulayarak, "Geceden beri süren kar yağışı sonrasında ilçemizde güne vatandaşlarımız beyaz örtüyle uyandı" dedi. Konya'nın Kayak Merkezi olması için çalışma yapılan Derbent Aladağ'a yağışla birlikte kış mevsiminin ilk karının da düştüğünü belirten Başkan Acar, "Kent merkezinde 4-5 santim olan kar kalınlığının Aladağ ve yüksek kesimlerde daha da fazla olduğunu tahmin ediyoruz. Yağmur ve beraberinde gelen kar yağışı ilçemize Kasım ayının son gününde bereketini getirirken, Aladağ'ın da beyaz örtüyle kaplanmasına yol açtı. Kasım ayının son günlerinde yağan kara çok seviniyoruz. Yağış beklentisi içerisinde olan yöremizdeki çiftçilerin de yüzü gülmüş durumda. Kar yağışı sonrasında ilçemiz merkezinin ulaşımının kesik olduğu herhangi bir dış mahallesi bulunmuyor. Karayolları ve Belediyemiz ekiplerinin kar yağışıyla birlikte geceden itibaren teyakkuza geçerek yürüttüğü çalışmalar sonucunda tüm yollarımız açık bulunuyor. Aladağ'ın zirvesindeki kar örtüsünü ise yoğun sis nedeniyle göremiyoruz ama ilçemiz tamamen beyaz gelinliğini giymiş durumda" diye konuştu.

Bu arada, Derbent ilçesine yağan kar ardından sevinin ilçe merkezinde yaşayan çocuklar kartopu oynamanın keyfini çıkardı. Kar yağışı sonrasında beyaza bürünen Aladağ Göl Parkı'nda da kartpostallık görüntüler oluştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.