EĞİTİM - 03 Ekim 2015 Cumartesi 14:04

Dershane yerine takviye ve destekleme kursları başladı

A
A
A
Dershane yerine takviye ve destekleme kursları başladı

Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Muhterem Kurt, takviye ve destekleme kurslarına ilişkin, “2 milyon 710 bin öğrencimiz bu kurslarda eğitim almak için müracaat etti. 237 bin kadrolu öğretmenimiz de kurslarda görev almak isteğini bildirdi. Kursları bugün itibariyle başlatmış bulunuyoruz” dedi.

MEB, Müsteşar Yardımcısı Muhterem Kurt, takviye ve destekleme kurslarına ilişkin kurs başlangıç programıyla ilgili Mehmet Emin Resulzade Anadolu Lisesi’nde bilgilendirmede bulundu. Müsteşar Yardımcısı Kurt konuşmasında, “Bugün 3 Ekim itibariyle tüm yurtta resmi olarak destekleme ve yetiştirme kurslarımız başlamış durumda. Şuan itibariyle 2 milyon 710 bin öğrencimiz bu kurslarda eğitim almak için müracaat ettiler sistem üzerinden. 237 bin kadrolu öğretiminizde bu kurslarda görev almak isteğini bize bildirdiler. Ayrıca ücretli öğretmen olarak görev almak isteyen 29 bin öğretmenimiz var. 22 bin 255 kurs merkezimizde bu kursları bugün itibariyle başlatmış bulunuyoruz.

Ortaokul ve lise okullarının toplamı bizde yaklaşık olarak 25 bindir. Okulların yüzde 95’inde destekleme ve yetiştirme kursları açılmış durumda. 9 Ekim Cuma günü saat 17.00’ye kadar kurs başvurularını uzattık. Önümüzdeki hafta öğrencilerimizin başvuruları devam edecek ve biz kurslarda eğitim almak isteyen öğrencilerin sayısının 5 milyonu bulacağını bekliyoruz. 237 bin öğretmenimiz şuanda istekte bulundu belki hepsine görev veremeyebiliriz. Çünkü öğretmen görevlendirirken okul idarecilerimiz öğrencilerimizin ve velilerimizin taleplerini de dikkate alarak kurslarda öğretmen görevlendirmesi yapıyorlar ama 200 bine yakın öğretmeni de 5 milyonu bulursa öğrencimiz bu kurslarda görevlendirme imkanı bulacağız” şeklinde konuştu.

“KURSLAR ÖZELLİKLE MÜFREDAT KAPSAMINDA HEM ORTAOKUL HEM DE LİSE MÜFREDATI KAPSAMINDA HER DERSTEN AÇILABİLİYOR”

“Kurslar özellikle müfredat kapsamında hem ortaokul hem de lise müfredatı kapsamında her dersten açılabiliyor” diyen Kurt, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Şu algı doğru değil, ‘sadece sınavlara hazırlık dershaneler kapandı, dershanelerin yerine devletimiz, bakanlığımız kurs açtı’ bir panik var. Hayır asla değil. Şuan birçok kurs başvurusu var. Özellikle müzik gibi, resim gibi, beden eğitimi gibi hem kültürel, sosyal ve sportif faaliyetler için de kurs açıyoruz. Biz okullarımızı sosyal, kültürel alanlara çeviriyoruz. Okullarımızda öğrencilerimiz enstrüman öğrenecekler, spor dallarıyla uğraşacaklar ve göreceğiz ki sene sonunda bunları da paylaşacağız. Sadece sınavlara yönelik değil. Ama mezunlarımız takdir edersiniz ki bir sınava hazırlanmak için bu kurslara geliyorlar. Bizde programlarımızı onlara, sınavlara dönük olarak hazırladık. Halk eğitim merkezlerimize başvurduklarında halk eğitim merkezlerimiz onları koordine ederek bir kursa yönlendirecekler. Onlarında sınava hazırlanması sağlamış olacaklar. Bu kurslar Mayıs ayının sonuna kadar devam edecek. Dönemlik olarak açıyoruz biz. 1.dönem, 2.dönem ve yaz dönemi dediğimiz 3.dönem var. Genelde kurs talepleri iki dönemlik. Yani okulların bitimiyle Haziran ayının ortasına kadar devam edecek kurslarımız. Dolayısıyla okulların kapanmasıyla da birçok kursumuz son bulmuş olacak ama yaz kursları dediğimiz özellikle sportif ve kültürel faaliyetlerin devam ettiği kurslarımızda yaz tatili itibariyle devam edecek.”

“BİZ HER ŞEYİ OKULDA ÇÖZMEK İSTİYORUZ, EĞİTİME MİLLİ EĞİTİMİN OKULLARINA PARALEL BİR TAKIM YAPILARI ASLA İSTEMİYORUZ”

MEB olarak bir ihtiyaç varsa gidermek durumunda olduklarını anlatan Kurt, “Biz ÖSYM Başkanı Ömer Bey ile de görüşerek, bu sene hazırlanacak üniversite sorularında kendileri bizden yetiştirilmiş uzman öğretmenler istediler soru hazırlamak için. Akademisyenlerle birlikte yaklaşık 100 öğretmenimizi biz ÖSYM’ye görevlendirdik. Bu öğrencilerimizin okulda sınıfta gördükleri konulardan kazanım temelli sorular demektir. Bu kursların üniversite sınavlarında çok başarı getirdiklerine inanıyoruz. Öğrenciler yabancı olmadıkları soru tipleriyle karşılaşacaklar. Biz her şeyi okulda çözmek istiyoruz, eğitime milli eğitimin okullarına paralel bir takım yapıları asla istemiyoruz” ifadelerini kullandı.

“ÇOCUKLARIMIZ İÇİN DERSHANEYE ÇOK PARA VERDİK”

Takviye ve destekleme kurslarının ilk gününde çocuklarının yanında olan velilerden Yasemin Özay, kızının 12’inci sınıfta okuduğunu belirterek, “İlk önce dershaneye vermeyi düşündük temel lise olarak. Ama temel lisenin çocuğumuzun ihtiyaçlarını gidermeyeceğini fark ettik. Kendisi de mutlu olmayacağını düşündü. Burada arkadaşlarıyla birlikte daha iyi motive olduğunu, öğretmenlerini çok severek geliyor. Öğretmenlerinde onun beklentilerini tamamen karşıladığını düşünüyor. Hiç pişman değiliz. Çocuğumuz çok mutlu geliyor, isteyerek geliyor. Hepsine teşekkür ediyoruz fedakarlıklarından dolayı öğretmenlerimize” ifadelerini kullandı.

Yıllardır dershaneye ücret ödediklerini kaydeden Özay, “Bizim çocuklarımız SBS ile sınava girdiler. 3 yıl boyunca ortaokulda gönderdik. Çocuklarımız için dershaneye çok para verdik. 12.sınıf en pahalı olur dershanede biz hiç para ödemeden çocuklarımızın daha iyi eğitim almasını sağlıyoruz. Çok mutluyuz” dedi.

“ÇOCUKLARIMIZIN BU KONUDA BÜYÜK BİR TALEBİ VAR”

Fizik öğretmeni Mustafa Kaya, şunları kaydetti:

“İçerik olarak YGS LYS konularını baz alarak çocuklarımızı burada o sınavları başaracak şekilde yetiştirmeye çalışıyoruz. Çocuklarımızın bu konuda büyük bir talebi var. Bu çocuklar için çok daha olumlu. Çünkü okul ortamında sınıf ortamında çalışmış oluyorlar kendi öğretmenleriyle. Bu çok önemli nokta. Bize güvendiklerini gösteriyor. Okulumuzun öğrenci kapasitesinin çoğunluğu okulumuzda kaldı. Öğrenciler çok olumlu bakıyorlar bize. Söyledikleri şey şu; “Daha önceden dershanelere gidiyorduk. Oradaki öğretmenlerimizin biri veya ikisi oluyordu ama bu kadar bizimle ilgilenen, bize emek veren, bu kadar fazla oranda öğretmenlerimiz olmuyordu dershanelerde. Biz burada bunu gördük ve bu yüzden bu eğitimi sürdürmek istiyoruz. Okul ortamı öğrencinin daha sosyal ve psikolojik olarak daha uygun olduğu, daha rahat ettiği bir ortam. Veliler çocukların en iyi yerlere gitmesini istiyorlar ama birde sağlıklı olarak en iyi noktalara ulaşmaları gerekiyor çocukların. Bu açıdan baktığımızda okul bunu çok iyi veriyor.”

“OKULDA BERABER OLDUĞUM ARKADAŞLARIMLAYIM DERSLERİMDE BANA MOTİVASYON SAĞLADIĞINI İYİ YÖNDE DÜŞÜNÜYORUM”

12.sınıf öğrencisi Umut Döver, “Geçen senelerde dershanelere gitmiştim. Okul kursları yeni başladı. Ama şuan gidişat iyi gözüküyor. Aynı zamanda okulda beraber olduğum arkadaşlarımlayım derslerimde bana motivasyon sağladığını iyi yönde düşünüyorum. Şuan memnunum. Bugün konular bazında gidiyoruz. Dershanede bize verdikleri her şeyi burada da test çözebileceğimiz zamanlarda var. Konuyu da bir yandan işliyoruz. MEB’in kitaplarını kullanıyoruz” diye konuştu.

12. sınıf öğrencisi Eda Nur Ersöz ise “Bu yıl okulun yaptığı ve bizimde büyük bir istekle katıldığımız kurslara bizde arkadaşlarımızla beraber bulunuyoruz burada ve mutluyuz. Öncelikle burada büyük bir motivasyon kaynağımız var. Öğretmenlerimizle çok yakınız hepsi ailemizden birer parça gibi oldu. Onların bizim yanımızda olması bizi iyi yönde etkiliyor. 3 seneden beri beraber okuduğumuz arkadaşlarımız yanımızda o yüzden mutluyuz. Öğretmenlerimizin konu anlatımına aşina olduğumuz için ders işleyişinde de önceki senelerde nasıl işliyorsak bu sene biraz hızlandırılmış halini ve detaylısını işliyoruz sanırım” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sivas Turizmde Sivas hızına hız katacak Sivas Ticaret ve Sanayi Odası öncülüğünde hazırlanan ‘Turizmde Sivas’ın Hızına Yetiş Projesi’ açılış toplantısı, STSO Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Özdemir Başkanlığında gerçekleştirildi. Sivas Ticaret ve Sanayi Odası (STSO) öncülüğünde hazırlanan ve kentin turizm rakamlarını artıracağı düşünülen Turizmde Sivas’ın Hızına Yetiş Projesi’nin açılışı yapıldı. STSO’da gerçekleştirilen açılış toplantısına; Sivas Kültür ve Turizm Müdürü Aziz Erdoğan, Oran Kalkınma Ajansı Sivas İl Koordinatörü Yunus Emre Şeker, Buruciye AŞ Genel Müdürü Mustafa Altun ve Turizm tesislerinin personel ve yöneticileri katıldı. Projeyi Oran Kalkınma Ajansı ile birlikte yürüttüklerini belirten Başkan Özdemir, “Sivas’ın Hızına Yetişin” projemizin başlığında yer alan hız kavramı, Yüksek Hızlı Trenin ilimize gelmesiyle oluştu. Yüksek Hızlı Trenimizin Sivas’a getirdiği en önemli katkı, turizm sektörüne yapacağı katkıdır. Sivas’a daha çok turist getirmek adına turizm sektörüne eğitim anlamında faydalı olmak istedik. Hocalarımızın bilgilerini sektör yöneticilerine ve çalışanlarına aktarmak adına bu projeyi yaptık” ifadelerini kullandı. Programda konuşan Oran Kalkınma Ajansı Sivas İl Koordinatörü Yunus Emre Şeker, Sivas TSO’nun şehrin önemli meselesine dayanan bir proje hazırlayarak destek almaya hak kazandığını ifade etti. Programların projeler geldikçe var olduğunu belirten Şeker, projelerdeki üst amacın Hızlı Tren odağında Sivas’ın turizm hamlesine katkı sunmak dedi. Sivas İl Kültür ve Turizm Müdürü Aziz Erdoğan ise, Turizm sektörünün gelişmesinde Sivas TSO’na teşekkür ederek, projenin sonucunda güzel bir çıktı elde edileceğine inanıyorum dedi. Sivas’ta bulunmaktan ve böyle bir proje yer almaktan memnuniyet duyduğu ifade eden Eğitmen Doç. Dr. İrfan Mısırlı, verilecek olan eğitimler hakkında bilgiler verdi. Sekiz gün sürecek olan eğitimlerde; Konukla İletişim, Müşteri Memnuniyeti, Sosyal Davranış Kuralları ve özellikle Misafir ve İnsan İlişkileri konuları üzerine eğitimler verilecek. Eğitim programını tamamlayan katılımcılara sertifika verilecek.
Ankara YÖK Başkanı Özvar: "2027 yılına kadar üniversitelerimizin tamamına yakınının akreditasyon süreçlerini tamamlamasını bekliyoruz" Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Erol Özvar, "2027 yılına kadar üniversitelerimizin tamamına yakınının akreditasyon süreçlerini tamamlamasını bekliyoruz" dedi. Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi İletişim Fakültesi Itri Konferans Salonu’nda Yükseköğretim Kalite Kurulu (YÖKAK) Uluslararası Kalite Güvencesi ve Akreditasyon Konferansı gerçekleştirildi. Konferansta konuşan YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, yükseköğretime kayıtlı örgün ve açık öğretime devam eden yaklaşık 7 milyon öğrenci ve 185 bine yakın akademik personel olduğunu belirterek, "Sahip olduğumuz bu kapasiteyle Avrupa Yükseköğrenim Alanı içinde önde gelen ülkelerden biri konumundayız. Ancak bizler ulaştığımız noktayı yeterli görerek yavaşlayacak bir anlayışta olamayız. Yükseköğretim Kurulu olarak bir yandan kapasitemizi iş dünyası ile öğrencilerin eğilim ve beklentileri doğrultusunda düzenlerken, diğer yandan üzerinde hassasiyetle durduğumuz kalite güvencesi standartlarımızı yükseköğretim sistemimizin bütün alanlarına yaygınlaştırmaya çalışıyoruz" dedi. "350 bine yaklaşan uluslararası öğrenci sayımız var" Uluslararasılaşma ve kalite bağlamında üniversitelerin uluslararası görünürlüklerini artırmayı hedeflediklerini aktaran Özvar, şunları kaydetti: "Uluslararası sıralamalardaki üniversite sayımızı yükseltmek, akademisyenlerimizin yer aldığı uluslararası projeler ile nitelikli ve etki değeri yüksek yayınların sayısını çoğaltmak; akademisyenlerimizin ve öğrencilerimizin uluslararası hareketliliğini artırmak öncelikli hedeflerimiz arasındadır. Bu alanlarda sağlayacağımız başarı, bir taraftan yükseköğretimimizin kalitesini artıracak, diğer taraftan çok daha fazla sayıda nitelikli uluslararası öğrencinin üniversitelerimize ilgi göstermesini sağlayacaktır. Böylece 350 bine yaklaşan uluslararası öğrenci sayısıyla dünyada ilk 10 içinde yer alan ülkemiz, ilk 5 ülkeden biri olma hedefine bir adım daha yaklaşmış olacaktır." "İyi bir seviyeye ulaşmış olsak da daha atmamız gereken adımlar var" Üniversitelerin yüzde 35’inde kurumsal akreditasyon olduğunu hatırlatan YÖK Başkanı Özvar, "Bu anlamda iyi bir seviyeye ulaşmış olsak da daha atmamız gereken adımların var olduğu anlaşılmaktadır. 2027 yılına kadar üniversitelerimizin tamamına yakınının akreditasyon süreçlerini tamamlamasını bekliyoruz. Hiç şüphe yok ki kalite süreçleri sonu olmayan ve sürekli iyileşmeyi ilzam eden bir uğraşı alanıdır. Program bazındaki akreditasyonlar ise YÖKAK tarafından yetkilendirilen 24 ulusal ve 13 uluslararası akreditasyon kuruluşu tarafından yürütülmektedir. Mevcut durumda yükseköğretim sistemimizde akreditasyondan geçen programların sayılarının artmasını beklediğimizi ifade etmek isterim" dedi. Konuşmaların ardından YÖK Başkanı Erol Özvar, üniversite rektörleriyle hatıra fotoğrafı çektirdi.