POLİTİKA - 28 Kasım 2014 Cuma 11:58

Bahçeli: 'Dersim isyandır isyancılar teröristtir'

A
A
A
Bahçeli: 'Dersim isyandır isyancılar teröristtir'

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 1937 yılında yaşanan isyanla ilgili ''1937-38’de Tunceli’de baş gösteren hadiseler isyandır bu isyana karışanlar da devrin bölücü teröristleridir'' dedi.

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, millet ile aralarına örülmek istenilen nifak duvarlarını yıkmak, kurulan tuzakları bozmak, kapatılmak istenilen gönül yollarını açmak için Tunceli’de olduğunu söyledi. Bahçeli TBMM’nde Dersim isyanı için sarf ettiği sözlerin aynısını Tunceli’de de söyleyerek, “Milleti bölmeye çalışan hiçbir kötü çevreye izin verilemez. Çeteler, örgütler, ayrılıkçı eylemler, çıkar ve menfaat ağlarıyla örülmüş, feodal kalıntılar devletin sürekliliğine, milletin bütünlüğünü hazımsızlık çekiliyorsa bu karşılıksız bırakılamaz. Bu itibarla 1937-38'de Tunceli’de baş gösteren hadiseler bir isyandır. Bu isyana karışanlar da devrin bölücü teröristleridir” dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Elazığ’dan karayoluyla Tunceli’ye geçti. Bahçeli Tunceli Valiliği önünde bulunan Atatürk büstü önünde yaptığı konuşmaya aziz vatandaşlarım, değerli Tuncelili kardeşlerim diyerek sözlerine başladı. Tunceli’ye kardeşlik hissiyatını pekiştirmek için geldiğini söyleyen Bahçeli, “Bugün buraya kardeşlik hissiyatını pekiştirmek için geldim. Bugün buraya bin yıllık kardeşliği kaderdaşlığı, bin yıllık kucaklaşmayı perçinlemek için geldim. Bugün buraya Tuncelili kardeşlerimle hasret gidermeye, muhabbet ve dostluk bağlarını güçlendirmeye geldim. Aramıza örülen nifak duvarlarını yıkmak için Tunceli’deyim, kurulan tuzakları bozmak, kapatılmak istenilen gönül yollarını açmak için Tunceli’deyim” dedi.

“MHP’DE MANGAL GİBİ YÜREK, DAĞLARI ERİTECEK KADAR DEVASA CESARET VARDIR”
Konuşmasında Tunceli’ye gidemiyor dedikodularına da yanıt veren Bahçeli, hiç kimsenin MHP’nin cesaretini ölçmeye kalkmaması uyarısında bulundu. Bahçeli, “Tunç yürekli kardeşlerimizle buluşmamızı çekemeyenler dedikodu yaptılar. Tunceli’ye gelmemize sanki yabancı ve hasım bir ülkeyi ziyaret ediyormuşuz gibi sabote etmeye ve engellemeye kalkıştılar. İcazet ve vesayet altında başbakanlık yapan Davutoğlu geçtiğimiz Salı günü şahsıma meydan okumuştu. Cesaretimi sınamış, yürekli olup olmadığımı sorgulamıştı. Başbakan öylesine çıldırmıştı ki buyurun gidin bu söylediklerinizi Tunceli’de de söyleyin, cesaretiniz ve yüreğiniz varsa diyerek denge ve kontrolünü bütünüyle kaybetmişti. İşte Tunceli’deyim İşte Türk milletinin güzide evlatlarıyla bir aradayım. Devlet, devletiyle, devlet milleti ile Tunceli’dedir. Bizim vatan topraklarında gidemeyeceğimiz bir yer yoktur. Türkiye’nin her karışında anımız, hatıramız, iddiamız vardır. Çünkü biz Türkiye’yiz. Çünkü biz hepimiz Türk milletinin onurlu evlatlarıyız. Biz Türkiye’nin her yerinde birlik ve beraberlik mesajı veriyoruz. Biz Türk vatanının her yöresinde şeref ve namus mücadelesi ile ülkülerimizi anlatıyor ve yolumuza devam ediyoruz. Sayın Davutoğlu bilmiyorsa, öğrenmediyse, öğrenemediyse buradan kendisine hatırlatıyorum. MHP’de mangal gibi yürek, demir dağları eritecek kadar devasa bir cesaret vardır. Biz ne insanımızdan cayarız, ne vatanımızdan vazgeçeriz, biz ne devletimize yüz çeviririz, ne milletimizden koparız. Biz ne ihanetten korkar, ne de haram yiyenlerden çekininiz. Bunlar bizim için hayatımızın varlığımızın ve davamızın anlam ve değer yüklü ana ilkeleridir. Efendilerinin koltuğuna sığınmış sığ ve sorumsuz zihniyetlerin bizimle aşık atması bizimle iddialaşması mümkün değildir. Yufka yüreklilerle çetin yolların aşılamayacağını iyi biliriz. İstismarcı, bozguncu, bölücü, yıkıcı niyet ve amaçlarla bir gelecek olmayacağını bir an olsun aklımızdan çıkarmayız. Geçmişte yaşananları bugüne getirip özür lobisi kurmanın huzur beka ve iç barışımıza katkı sağlayamayağını da asla unutmayız. Bu vesileyle tarihten husumet çıkarmak için el ovuşturanlara açık açık sesleniyorum, Türk milleti hükmü şahsiyetine devlet olmaktan kaynaklanan hak ve yetkilerine el ve dil uzatan kanlı emellere geçmişin her döneminde haddini bildirmiştir. Bu dün olmuştur, bugün olmalıdır gelecekte de olmalıdır” şeklinde konuştu.

“İSYANA KARIŞANLAR DEVRİN BÖLÜCÜ TERÖRİSTLERİDİR”
Devlet Bahçeli, 1937-38 isyanına karışanların terörist olduğunu söyledi. Bahçeli, “Dünyanın neresinde olursa olsun halkının güvenini ve desteğini almış meşru bir devlet kendisine yönelmiş tehlikeleri önlemek ve bertaraf etmekle mükelleftir. Mahşeri vicdan bunu şart koşmaktadır. Hukuk bunu emretmektedir, var olmak ebediyete ulaşabilmek iç ve dış mihraklara karşı uyanık olmalıyız. Herkes bilmelidir ki devleti yıkmaya çalışan hiçbir gayri meşru girişime küsmemizi, darılmamızı, parçalanmamızı, projelendiren hiçbir ahlaksız sürece müsaade ve müsamaha gösterilemez. Milleti bölmeye çalışan hiçbir kötü çevreye izin verilemez. Çeteler, örgütler, ayrılıkçı eylemler çıkar ve menfaat ağlarıyla örülmüş, feodal kalıntılar devletin sürekliliğine, milletin bütünlüğünü hazımsızlık çekiliyorsa bu karşılıksız bırakılamaz. Bu itibarla 1937-38 de Tunceli’de baş gösteren hadiseler bir isyandır. Bu isyana karışanlar da devrin bölücü teröristleridir. Ve hiçbir teröristin dini, milliyeti, mezhebi, kimliği, etnik kökeni önemli olmayacak, önemli sayılamayacaktır. Zira elinde silahla dağda, bayırda, ovada, gezenler topraklarımızdan pay kapmak isteyen, masum vatandaşlarımızı, güvenlik güçlerine kast eden hiçbir bedbaht mazlum görülemeyecektir. Hele ki onlardan özür dileyerek hürmet ve hayranlıkla yad ettiğimiz evladı Kerbela’dan adledilmesi zillet olduğu kadar da hakarettir” ifadelerini kullandı.

“SİZLERLE GÖNÜL BİRLİĞİYLE KONUŞMAK İÇİN BURAYA KOŞTUK”
Devlet Bahçeli konuşmasında Tuncelilerle gönül birliğiyle konuşmak için geldiklerini söyledi. Bahçeli, “Muhterem Tuncelililer biz buraya sizlerle gönül birliğiyle konuşmak için koştuk. Buraya Tuncelililerle aramıza demir perde çekmek için provakasyonlar üretenleri hayal kırıklığına uğratmak için geldik. Şimdi ben Tunceli’de olduğuma göre devlet, devletinin her yerinde ve milletinin her değerinde sapa sağlam durduğuna göre, başbakan ne yapacaktır. Mahcup oluş mağlup düşmüş Tuncelilinin hassasiyetleri ile oynayarak siyasal rant devşirme peşinde olan bu şahsiyet bundan sonra nasıl başbakanlık yapacaktır. İsyankarlardan özür dilemenin erdem olduğunu zırvalayan Davutloğu gerçekten de erdemli davranıp istifa ederek kalan haysiyet ve itibarını kurtarabilecek midir? Devletin diz çökeceğini söyleyen başbakana diyorum ki devlet diz çökmez. Devletin el etek öpeceğini ileri süren başbakana diyorum ki devlet el de öpmez etek de öpmez. Devlet diz çökerse millet ricat edecektir. Devlet zarara düşer ve zayıflarsa milletin bozgun yaşaması kaçınılmaz olacaktır. Siz bakmayın bu güne tarihteki hiçbir Türk devleti hamdolsun ne zalimin karşısında diz çökmüş ne de hainin karşısında iki büklüm olmuştur. Türk milletinin şan ve şerefinin bir mükafatıdır. Diz çökseydik, el öpseydik, taviz verseydik yurdumuzda bağımsızlığımızdan bahsedemeyeceğimiz gibi Tunceli gibi bir ilimiz de olmazdı. Bugün buradaysak vehimlere teslim olmayan vesveselere kanmayan, tehditlere kulak asmayan asil bir mücadelenin sonucu sayesindedir. Bunun kıymetini bilelim” dedi.

“BU KUTLU VATAN HEPİMİZİNDİR”
Bahçeli bu vatan topraklarının Türkiye’de yaşayan 77 milyonun olduğunu söyledi. Bahçeli, “Mezhebi ve yöresi ne olursa olsun, Türk milletine ruh ve mana katan aziz ecdadımız bizlere gözümüz gibi bakacağımız bir vatan, üzerinde titrememiz gereken bir kardeşlik mirası bırakmıştır. Bu kutlu vatan hepimizindir. Türkiye 77 milyon Türk vatandaşının kutsal hazinesidir. Nitekim herkes eşittir. Büyük Türk milleti hepimizin iftiharı hepimizin duası ve gururudur acılarımız sevinçlerimiz ortak günümüz bir geleceğimiz birliktedir. Tunceli 81 vilayetimizden biridir. Elazığ neyse Tunceli odur. Hakkari neyse Ankara aynısıdır. Bu topraklar, bu vatandan kopmayacak, ayrılmayacak birer parçasıdır, o halde kardeşçe yaşamak varken, el ele, gönül gönüle Allah’ın nimetlerinden nasiplenmek dururken, içimizi karıştırmaya çalışanlara niçin göz yumalım, oyunlara neden gelelim. AK Parti PKK ittifakıyla sürdürülen ihanet müzakerelerini nasıl ve hangi vicdan körlüğü ile görmezden gelebiliriz. Eğer yanlışa suskun kalırsak 16. Yüzyılda Türkçe söyleyen Türkçe yazan rahmetli Pir Sultan Abdal’a yarın mahşerde ne diyeceğiz. Unutmayınız ki yavrusunu kaybetmiş bir koyunun dahi feryadını ciğerinde duymuş Pir Sultan Abdal hepimizin kutup yıldızıdır. ‘Deniz çaldım asa ile, göğe aldım İsa ile Tur Dağı’nda Musa ile, Münacette dura geldim’ mesajındaki muhteşem ferasat, enginlik, geniş görüşlülük, kucaklayıcı tavır Pir Sultan’dan bizlere öğüt kalmıştır. Bir kez daha Tuncelili kardeşlerimi selamlayarak konuşmalarımı bitiriyorum” ifadelerini kullandı.
Bahçeli’nin konuşma yaptığı sırada zaman zaman gergin anlar yaşandı. 

AHMET ÜN - ERCAN TOPAÇ - HALİL İBRAHİM VARLI

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Aksaray’da nefes kesen polis-hırsız kovalamacası kamerada Aksaray’da inşaat malzemesi deposunu soyan hırsızlar ile polis arasındaki kovalamaca film sahnelerini aratmadı. Elektrikli motosikletle kaçan hırsızlar bir süre sonra motosikletin aküsünün bitmesiyle bu kez de yaya olarak kaçmaya başladı. Gecenin sessizliğini siren seslerine bıraktığı kovalamacada hırsız kardeşler yarım saat süren takip sonucu yakalanırken, nefes nefese kalan şüphelilerden biri yere yatırılıp ters kelepçe yapıldığı esnada polis memurlarına “Kalbim var” diyerek yardım istedi. Olay, gece yarısı Tacin Mahallesi’nde bulunan bir inşaat malzemesi deposunda yaşandı. Edinilen bilgiye göre, depodan oksijen bariyerli yerden ısıtma borusu çalan 2 hırsız, çaldıkları boru paketlerini beraberinde getirdikleri 3 tekerlekli elektrikli motosiklete yükledi. Hırsızlık esnasında çevrede bulunan bir vatandaş durumu fark ederek hemen 112 Acil Çağrı Merkezine ihbarında bulundu. İhbar üzerine olay yerine polis ekipleri sevk edildi. Kısa sürede belirtilen adrese intikal eden ekipler 2 şahsı depodan hırsızlık yaparken suçüstü kıstırdı. Polisleri görünce neye uğradıklarını şaşıran 2 hırsız deponun duvarından atlayarak bahçe dışındaki boruları yükledikleri elektrikli motosiklete binerek kaçmaya başladı. Şahısların kaçması üzerine polis ekipleri telsizden anons ederek diğer ekiplere kaçış istikameti hakkında bilgi verdi. Ekiplerin hırsızların peşine düşmesiyle gecenin sessizliği siren sesleriyle yankılandı. Polis ve hırsızlar arasında yaşanan kovalamaca ise film sahnelerini aratmadı. Bir süre elektrikli motosikletle kaçan hırsızlar kaçarken çaldıkları boruları da motosikletin kasasından aşağıya attı. Polis ekiplerinin bölgeyi abluka aldığı kovalamacada motosikletin aküsünün bitmesi üzerine hırsızlar bu kez de motosikleti bırakıp yaya olarak kaçmaya başladı. Taşpazar Mahallesi’nde ara sokaklara ve apartmanların bahçesine girerek izlerini kaybettirmeye çalışan S.Ç. (21) ve U.Ç. (34) isimli 2 kardeş çok geçmeden yakalandı. Yüzüstü yere yatırılarak ters kelepçe yapılan nefes nefese kalan hırsızlardan S.Ç. ekiplerin ters kelepçe taktığı esnada “Kalbim var” diyerek yardım istedi. Yüzüstü yatırılarak kelepçelenen 2 kardeş gözaltına alınarak polis aracına bindirildi. Şahıslar sorgulanmak üzere İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesine götürülürken çaldığı yaklaşık 150 bin TL değerindeki malzemeler sahibine teslim edildi. Olayla ilgili Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından tahkikat başlatıldı.
Sakarya Para vermeyen annesini benzin dökerek yakan şahıs tutuklandı Sakarya’nın Akyazı ilçesinde para istediği annesinden ret cevabı aldıktan sonra benzin dökerek kendisini ve annesini ateşe veren şahıs tutuklanarak cezaevine gönderildi. Elleri sargıda adliyeye sevk edilen şahsın, kendisini görüntüleyerek soru yönelten gazeteciye, “Niye çekiyorsun ki bu kadar, ne yaptığımı sen nereden biliyorsun?” ifadeleri de dikkatlerden kaçmadı. Korkunç olay, 18 Nisan Perşembe günü Akyazı ilçesi Erdoğdu Mahallesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, geçtiğimiz hafta annesi M.Y.’den (64) geçtiğimiz hafta bir miktar para alan ve tekrar isteyince ret cevabı ile karşılaşan Ö.Y. (42) öfkelendi. Ö.Y., maddi ve ailevi sorunları iddiası ile benzin dökerek annesi ve kendisini yaktı. Durumun haber verilmesi üzerine bölgeye jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. İlk müdahalesi olay yerinde yapılan talihsiz kadın, ilk olarak Akyazı İlçe Devlet Hastanesi’ne buradan da Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Vücudunda 2 ve 3’üncü derece yanıklar oluşan ve hayati tehlikesi bulunan M.Y., buradaki müdahalelerinin ardından Kocaeli Şehir Hastanesi Yanık Ünitesi’ne sevk edildi. Elleri sargılı şekilde adliyeye sevk edilen şahıs tutuklandı Her iki elinde de yanıklar oluşan şüpheli Ö.Y. ise olaydan kısa bir süre sonra yakalanarak ilçe jandarma komutanlığına götürüldü. Şahıs, burada tamamlanan işlemlerinin ardından elleri sargılı bir şekilde adliyeye sevk edildi. Ö.Y.’nin kendisini görüntüleyerek soru yönelten gazeteciye, “Niye çekiyorsun ki bu kadar, ne yaptığımı sen nereden biliyorsun?” cevabını vermesi ve ‘Pişman mısınız?’ sorusunu ise yanıtsız bırakması dikkatlerden kaçmadı. Adliyeye sevk edilen Ö.Y., tutuklanarak cezaevine gönderilirken, hastanede tedavi gören M.Y.’nin hayati tehlikesinin devam ettiği öğrenildi.
İstanbul Freni tutmayan otomobil, 14 aracı biçti Ümraniye’de frenlerinin tutmaması sonucu kontrolden çıkan otomobil park halindeki 14 araca çarptı. Olay saat 21.45 sıralarında Ümraniye Armağanevler Mahallesi 23 Nisan Caddesi’nde meydana geldi. Frenleri tutmayan 34 DGK 750 plakalı Fiat marka ticari araç, seyir halindeyken Range Rover marka araca çarptı. Çarpışma sonucu lastiği fırlayan 34 DGK 750 plakalı hızını alamayıp 14 araca çarparak durabildi. Kazada şans eseri ölen yada yaralanan olmazken otomobillerde maddi hasar meydan geldi. Kazayı yapan sürücünün araçtan indikten sonra şok halinde olduğunu gören vatandaşların araması sonucu olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Maddi hasar meydana gelen bazı araçlar çekici yardımıyla götürülürken, kaza sonrası cadde polis kontrolünde trafiğe açıldı. Öte yandan kaza sonrası sürücü ifade için karakola götürüldü. Kazayı gören Zafer Karagül, "Bu yol tehlikeli. Yukarıdan gelen araba geldiği zaman bu aşağıdan yukarı araba çıkamıyor. Bu yolu tek yola çevirdikleri zaman veyahut yan yolla açtıkları zaman sıkıntı biraz azalabilir. Birkaç defa çöp kamyonu viraj alamadığı için oraya yuvarlandı. Gene bu dört yol ağzında 3-4 kere kazalar oldu. ’Ne oldu?’ freni tutmayan araba vura vura aşağı indi. Allah’tan büyük bir kazaya engel oldu" dedi. Başka görgü tanığı Serdar Burak Eker, "Doblo sürücüsü var bizim yaşlarımızda 2 tane çocuk, çok hızlı geliyorlar. Yerler de ıslak olduğu için hakimiyetini kaybetmiş. Önde bir panelvan vardı, ona sürttü. Sonra otomobile çarptı. Sonra jeep kurtulayım derken ona ön sağ kafasından çarptı. Sonra park halindeki araçlara çarparak tır dorsesinin orada durdu. Zaten Doblo’nun tekeri orada kaldı, kıvılcımlar falan çıkıyordu. Çocuk büyük ihtimalle şoktan dolayı sarhoş zannedildi, linç ettiler çocuğu. Polis geldi kaldırdı, ifade vermeye götürdüler. Kaldırıma çıkan araçlar oldu baya büyük maddi hasarlı kaza ama can kaybı yok. Ben 20 yaşındayım çocuk da benim yaşlarımda bir şey ama şoktan dolayı konuşamıyordu. Öyle üzüldüm kendisine" ifadelerini kullandı.