SAĞLIK - 27 Ocak 2015 Salı 09:37

Diş hekimliğinde dijital dönem

A
A
A
Diş hekimliğinde dijital dönem

Teknolojinin geldiği son noktadan diş hekimliği de payına düşeni aldı. Bilgisayar destekli tasarım ve üretim yapma imkânı veren dijital diş hekimliği ile madde kaybı yaşanan dişlere uygulanacak olan kaplama ve porselen dolgu aynı seans içerisinde hastaya teslim ediliyor.

Bir kısmı kırılan, çürüyen, geniş dolgulu ya da madde kaybı olan dişlere uygulanan kaplama ve dolgu tedavisi Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi’ndeki bilgisayar destekli tasarım ve üretim cihazıyla dakikalar içerisinde gerçekleşiyor. Özellikle tedaviye uzun zaman ayıramayacak koşullara sahip hastalar için büyük kolaylık anlamına gelen cihaz, laboratuvar sürecini ortadan kaldırarak zamandan tasarruf sağlıyor. Cihazın çalışma prensibi hakkında bilgi veren Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gözde Çelik, bu yöntemle dişe uygulanacak restorasyonu yaklaşık 1 saat içerisinde hastaya teslim ettiklerini söyledi. Dolgu ve kaplama işleminin geleneksel yöntemlerin aksine çok hızlı bir şekilde gerçekleştiğini belirten Doç. Dr. Gözde Çelik, “Cihazın kamerası yardımıyla ağız içinden dijital bir ölçü alıyoruz. Bu görüntü bilgisayar ekranına aktarılıyor ve 3 boyutlu bir model hazırlanıyor. Ondan sonra tasarımı yapıyoruz yani dizaynını, yüksekliğini, yan dişlerle temasını ve şeklini seçebiliyoruz. Tasarımı bitirdikten sonra istediğimiz renkteki hazır porselen bloğu yontma makinesinin içine yerleştiriyoruz ve üretim işlemi başlıyor. Sistemin verdiği sürenin sonunda yontma işlemi bitmiş ve restorasyon tamamlanmış oluyor. Son olarak kaplama ve porselen dolguyu hastaya aynı seansta yapıştırarak teslim ediyoruz. Hastaya ilave bir bekleme zamanı çıkarmayan bu yöntemle hızlı ve güvenilirliği kanıtlanmış restorasyonlar yapıyoruz” dedi.

“ÇOK MODERN BİR YÖNTEM”
Bilgisayar destekli tasarım ve üretim cihazları ile yapılan restorasyonun çok modern bir yöntem olduğunu ve hastaların ilgisini çektiğini belirten Doç.Dr.Gözde Çelik, “Ölçü malzemeleri ile uğraşmıyoruz. Midesi bulanan veya vakit darlığı yaşayan hastalar için çok avantajlı bir yöntem. Kamerayla hemen ölçü alınması hastalara çok enteresan geliyor” dedi. Çelik, sistemin, geleneksel yöntemden farkını ise şu sözlerle açıkladı: “Normal yöntemlere ilaveten bu sistemin en büyük avantajı çok hızlı olması. Biz geleneksel yöntemde bir ölçü alırız, laboratuara göndeririz ve restorasyon belirli bir süre içerisinde hazırlanır. Sonrasında ise prova yapılır ve eğer uygunsa hastaya teslim edilir. Ama bu yöntemle yaptığımız restorasyonu hemen görme imkanımız var. Beğenmediğimiz yanı varsa yine geri dönerek aynı günde ve aynı seans içerisinde tekrar düzeltip istediğimiz şekilde tamamlayabiliyoruz.”

“HERKESE ÖNERİRİM”
Bilgisayar destekli tasarım ve üretim yöntemi ile iki dişine protez yapılan 22 yaşındaki Feyza Erez, işlemlerin tek seansta gerçekleşmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi. İş yerinden sürekli izin alamadığını ve iyi bir teknoloji olduğu için bu yöntemi tercih ettiğini belirten Feyza Erez, “Ağrısız bir şekilde bir anda iki dişime protez yapıldı. Tedavi uzun sürseydi izin alıp gelemezdim. Hafta içi çalışıyorum ve hafta sonu da kursa gidiyorum bu nedenle sürekli gelme olanağım yok. Zamanı olmayan bir insan için bir günde yapılabilecek çok güzel ve kalıcı bir işlem. Herkese öneririm” dedi.

BANU EZBER - HÜSEYİN ÇAKMAK

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bilecik Çocukların hazırlanan gösteride hünerlerini sergiledi Bilecik Belediyesi’ne bağlı çocuk sosyal tesislerinde eğitimlerini sürdüren çocukların hazırlanan gösteride hünerlerini sergiledi. Şeyh Edebali Kültür ve Kongre Merkezinde gerçekleştirilen programa Belediye Başkanı Melek Mızrak Subaşı, Belediye Başkan Yardımcıları Yaşar Külhan ve Sabri Çobanoğlu da katılarak, öğrenci ve ailelerin kutlama sevincini paylaştı.Şehitler için saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal marşının okunmasıyla başlayan programda konuşan Belediye Başkanı Subaşı, tüm çocukların bayramını kutladı. Bilecik Belediyesi olarak yarınların mimarları çocukları en güzel şekilde yetiştirmek için çalıştıklarını kaydeden Başkan Subaşı, şunları söyledi: "Bugün elime birkaç veri aldım. Çocuk sosyal tesislerimizdeki sayılarla ilgili. Çok mutlu oldum. Doluluk oranlarımız çok iyi. Bu seviyeyi korumak için belki de bazı mahallelerimizde iki kreşi hizmete açma gereği duyacağız. Bazı kreşlerimizde değişiklik ve düzenlemeler yapacağız. İstiyoruz ki her çocuğumuz kreş bahçelerinde oynayabilsin, yeşille buluşabilsin. Bizim Bilecik Belediyesi kreşlerinin farkı bu olması lazım. Aynı zamanda Atatürk’ün izinde güzel evlatlar yetiştirmek istiyoruz. İlke ve inkılapları en güzel ve doğru şekilde öğreterek, psikolojilerini en iyi ve doğru şekilde anlayıp davranarak, çocuklarımızı yetiştirmek istiyoruz. Çünkü çocuklar bizlerin geleceği. Onları en iyi şekilde yetiştirmek amacındayız. Bu güzel programda da emeği olan tüm öğretmenlerimiz, çocuklarımız ve aile üyelerine de teşekkür ediyor, bayramlarını kutluyorum’’ ifadelerini kullandı. Sırasıyla sahneye çıkarak gösterilerini sunan öğrencilere, aileleri ayakta alkışladı.Gösterisi Başkan Subaşı, öğretmen ve öğrencilerle hatıra fotoğrafı çektirmesiyle sona erdi.
Sivas Uzmanı uyardı: 10 km uzaklıktaki yetiştiriciyi bile etkiliyor Arıcıların kabusu olan ‘Amerikan Yavru Çürüğü’ hastalığı 10 kilometre uzaklıkta ki arı yetiştiricilerini de tehdit ediyor. Yapılan açıklamada, arıcıların kovanlarını düzenli olarak kontrol etmeleri gerektiği söylendi. Arı kovanlarındaki Amerikan yavru çürüğü hastalığı vakalarının artmasıyla, arıcılar ciddi kayıplarla karşı karşıya kaldı. Hastalığın, bir arı kovanını kısa sürede yok edip ve çevredeki diğer kolonilere yayılabildiğini belirten Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Hayvan Hastanesi Başhekimi Doç.Dr. Abdurrahman Takcı, “Arıcılar, kovanlarını düzenli olarak kontrol etmeli, hastalık belirtileri gördüklerinde hemen önlem almalı ve enfekte kovanları diğerlerinden izole etmeliler. Ayrıca, yeni arı kolonileri alırken dikkatli olmalı ve sağlıklı koloniler seçmeye özen göstermeliler” dedi. “Yetiştiricilerin kovan sayıları çok ciddi şekilde azalabiliyor” Takcı, arıların eskisi gibi belirgin bir sonbahar ve ilkbahar yaşamadıklarını, geçişlerin daha ani şekillendiğini, buna bağlı olarak da kış için biriktirdiği bal rezervlerini tükettiklerini belirterek, “Bu noktada o rezervleri bazen erken tüketmeye başlıyor ve iyi bir sonbahar bakımı yapılmadıysa bu yıl gibi, arıların ilkbaharda birçoğu sönmüş oluyorlar yani ölüyorlar. Buna bağlı olarak yetiştiricilerin kovan sayıları çok ciddi şekilde azalabiliyor. Gündüz ve gece sıcaklık farkları arıların çalışma mevsimi olan ilkbaharda etkiler. Ancak kış mevsiminde veya sonbaharda arının tabiattan yararlanmadığı mevsimlerde gündüz ve gece sıcaklık farkı çok sıkıntı oluşturmaz. Ancak arı artık dışarıdan polen, nektar getirmeye başladığı zamanlarda problem oluşturabiliyor. Çünkü arı ona güveniyor ve yetiştirici de bu noktada takviyeler yapmıyor. Arı doğadan tam anlamıyla yararlanamaz ve takviyeler de yapılmazsa bahar aylarında arılarımızı yine kaybedebiliriz” dedi. “Bu hastalık çevredeki arıcılara da zarar verebiliyor” Bölgesel olarak ergin ve yavru bal arılarının paraziti olan Varroa paraziter mücadelelerinin yapılması gerektiğini vurgulayan Takcı, “Bahar bakımında arıların çıtaları, arı sayısının, ana arının kontrolü yapılması lazım. Ana arıda hala işte yumurta ve yumurta döl verimi devam ediyor mu? bunlara bakılması lazım. Bununla birlikte arı kayıplarının bazıları hayati bazen de işte bölgesel olarak zarar verebiliyor. İhbarı mecburi hastalıklarımız var. Avrupa yavru çürüğü, Amerikan yavru çürüğü gibi hastalıklarda hemen bulundukları il tarım veya ilçe tarımlara başvurarak arılarının böyle bir hastalıktan mustarip olduğunun belirtilmesi gerekiyor. Aksi takdirde bu hastalık çevredeki arıcılara da zarar verebiliyor. Yine aynı şekilde kireç hastalığı olsun, işte baharda tespit edebildiğimiz hastalıklar bunlar. Arıcılar ilkbahar bakımında bunları belirleyip bir an önce eksiklikleri varsa gidermeli. Eğer ihbarı mecburi bir hastalık varsa kovanlar da dâhil olmak üzere bu hastalığın engellenmesi adına yakılması gerekiyor. Arıcılar bu noktada bilinçliler ancak eğer böyle bir şey varsa göz ardı etmemeliler. Arı tabiatta polen topladığı esnada birçok birçok çiçeğin veya bitki tohumlarının bir sonraki nesline aktarılmasına katkı sağlıyor. Bu noktada arılar bu basamağı yerine getirmediği takdirde tabiatın devamlılığında da bir risk olur” şeklinde konuştu. (FA-GF-