GÜNDEM - 26 Mayıs 2016 Perşembe 14:58

Dink davasında savunmalara geçildi

A
A
A
Dink davasında savunmalara geçildi

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin davada ilk kez savunma yapan dönemin Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay, “Cinayet öncesi bana hiçbir istihbarat bilgisi verilmedi. Erhan Tuncel’in istihbarat elemanı olduğunu Celalettin Cerrah’tan öğrendim. Hrant Dink gibi bir insanın öldürülmesi ülke menfaati için son derece olumsuz bir durum” dedi.

 Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin davada ilk kez savunma yapan dönemin Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay, “Cinayet öncesi bana hiçbir istihbarat bilgisi verilmedi. Erhan Tuncel’in istihbarat elemanı olduğunu Celalettin Cerrah’tan öğrendim. Hrant Dink gibi bir insanın öldürülmesi ülke menfaati için son derece olumsuz bir durum” dedi.

İstanbul 14’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada, iddianamenin okunmasının ardından sanıkların savunmalarına geçildi. Duruşmada ilk olarak dönemin Trabzon Emniyet Müdürü olan tutuksuz sanık Reşat Altay ifade verdi. Altay, meslek hayatı boyunca legal veya illegal hiçbir kurumla ilgisi bulunmadığını belirterek, “Dink davasında sanık olarak yargılanmaktan dolayı üzüntü duyuyorum. Kırklareli'de görev yaparken 2006 mayıs ayı kararnamesi ile Trabzon İl Emniyet Müdürlüğü'ne atandım. Benden önce görev yapan Ramazan Akyürek İstihbarat Daire Başkanlığı görevine başlamıştı. Ramazan Akyürek tarafından Trabzon’daki genel asayiş, güvenlik durumu ve devam eden operasyonlar hakkında bana yazılı ve sözlü bir bilgi verilmedi” dedi.

Trabzon’un o dönem bir takım sansasyonel olaylar nedeniyle güvenlik ve asayiş yönünden çok yönlü bir konuma sahip olduğunu kaydeden Altay, “Hatırlatmam gerekirse Rahip Santoro’nun öldürülmesi, Trabzonsporlu futbolcuların iş yeri ve arabalarının kurşunlanması gibi. Trabzon’da neler oluyor noktasında kamuoyunda bir hassasiyet oluşmuştu. Bu nedenle göreve başladığımın ertesi günü başta istihbarat şube olmak üzere sırayla bütün birimlerden bilgi alarak mevcut durumu öğrenmeye ve ne gibi tedbirler alınması gerektiğini tespit etmeye çalıştım” ifadelerini kullandı.

“TUNCEL SÜREKLİ PARA TALEP EDİYORMUŞ”
Birimlerle yaptığı tüm görüşmelerden Dink'e yönelik suikast girişiminde bulunulacağına ilişkin istihbarat alındığına dair tarafına hiçbir bilgi verilmediğini savunan Altay, “Göreve başladıktan bir müddet sonra istihbarat şube müdürü makamıma gelerek bir yardımcı istihbarat elemanının sorunlu olduğunu ve bilgi vermediğini, sürekli para talep ettiğini söyledi. Bu agresif yapısıyla istemediğimiz bir olaya karışabileceğini beyan etmesi üzerine bu elemanın hangi konularda bilgi getirdiğini sordum. Bana bu elemanın Karadeniz Bölgesi'ndeki radikal dini gruplara ilişkin haber alma faaliyetleri yürüttüğünü söyledi” diye konuştu.

“SORUNLU BİR İSTİHBARAT ELEMANINI DUYMUŞTUM”
“İstihbarat elemanının motivasyonunun sağlanması için eğer benim görüşmemin bir yararı olacaksa bende görüşeyim dedim” diyen Altay, “Engin Dinç bana ‘Siz zahmet etmeyin ben görüşürüm’ dedi. Ancak Dinç, yardımcı istihbarat elemanının (Erhan Tuncel) Yasin Hayal grubunun Dink'e yönelik bir eylem tasarladıkları hakkında bilgi getirdiği konusunda bana hiçbir bilgi vermedi. Trabzon’dan tayin olup gidinceye kadar da ne yardımcı istihbarat elemanı ne de Dink'e yönelik yapılması düşünülen eylemler hakkında bir daha benimle konuşmadı” şeklinde konuştu.

“FARUK SARI BANA SUİKAST İLE İLGİLİ HİÇ BİLGİ VERMEDİ”
Faruk Sarı’nın İstihbarat Şube Müdürü olarak 2006 yılı Temmuz ayında göreve başladığını kaydeden Altay, “Göreve başlamasından cinayetini işlendiği tarihe kadar suikastla ilgili olarak Faruk Sarı bana hiçbir bilgi vermemiştir. 2006 Kasım ayında Faruk Sarı, yardımcı istihbarat elamanı olarak çalışan Mehmet Kurt kod adlı kişinin (Erhan Tuncel) agresif olduğunu, buluşmalara gelmediğini, herhangi bir bilgi vermediğini, başka istihbarat kurumlarıyla da ilgisinin olduğunu söyleyerek istihbarat elemanlığından çıkarılması gerektiğini anlattı. Daha önce Engin Dinç'in de bahsettiği elemanın aynı kişi olduğunu anladım. Mehmet Kurt'un yardımcı istihbarat elemanlığından çıkarılması için üst yazısını hazırlayarak İstihbarat Daire Başkanlığı'na gönderdim. İstihbarat Daire Başkanlığı elemanın çıkarılmasına karar verdi” dedi.

“YASİN HAYAL VE ÇEVRESİNDE KİM VARSA GÖZALTINA ALINMALARI TALİMATINI VERDİM”
Cinayetin ertesi günü bir şahsın karakola başvurarak televizyonda gördüğü beyaz bereli kişinin kendi oğlu olduğunu bildirdiği yönünde bilgi aldığını belirten Altay, “Bunun üzerine bu şahısla görüşme yaptım. Bütün birim amirlerini makama çağırdım. Kısa bir mülakat sonucu televizyonda resmi gösterilen kişinin oğlu Ogün Samast olduğunu, birkaç gün önce İstanbul'a gittiğini söyledi. Ogün Samast'ın Yasın Hayal ile ilişkisi olduğunu ve iyi görüştüklerini söyledi. Yasin Hayal’in restorana bomba koyan kişi olduğunu daha sonradan öğrendim. Samast’ın İstanbul’da kalabileceği yerlerin bilgisini aldıktan sonra İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah'ı aradım. Yasin Hayal ve çevresinde kim varsa gözaltına alınmaları talimatını verdim” diye konuştu.

“ERHAN TUNCEL’İN İSTİHBARAT ELEMANI OLDUĞUNU CERRAH’TAN ÖĞRENDİM”
Cerrah‘ın daha sonra kendisini aradığını ve Erhan Tuncel'in sorgusunda Trabzon'da yardımcı istihbarat elemanı olduğunu söylediğini kaydeden Altay, “Cerrah bana Tuncel’in ifadesi esnasında, Dink cinayetine yönelik Trabzon Emniyet Müdürlüğü görevlilerine bilgi verdiğini açıkladığını söyledi. Cerrah'ın söylediği ana kadar Erhan Tuncel'in Mehmet Kurt kod adlı yardımcı istihbarat elemanı olduğunu, Dink'e yönelik bilgi getirdiği hususunu bilmiyordum. Erhan Tuncel'in Dink cinayeti ile ilgili olarak emniyet teşkilatına yardımcı istihbarat elamanı olduğunu İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah'tan aldığım bilgi dahilinde öğrendim. Cerrah ile görüşme yaptığım sırada İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek'in de yanında olduğunu öğrenerek onunla görüşmek istedim. Akyürek'e cinayetin Yasin Hayal grubu ile ilgili olduğunu söylememe rağmen bu konuda bana hiçbir bilgi vermediği gibi İstanbul Emniyet Müdürüne de hiçbir bilgi vermediğini öğrendim” dedi.

“BERAATİMİ İSTİYORUM”
Görevde kaldığı 7 aylık süre boyunca Mehmet Kurt kod adlı yardımcı istihbarat elemanı ile ilgili olarak iki tane F3 buluşma raporuna imza attığını belirten Reşat Altay, “İddianamenin birçok yerinde Reşat Altay tarafından hazırlanan F3 raporu ifadesi geçiyor. Ancak F3 raporu yardımcı istihbarat elemanı ile buluşan kişi tarafından hazırlanır. Suçlamaları kabul etmiyorum. Beraatimi istiyorum” ifadelerini kullandı.

“DİNK’İN ÖLDÜRÜLMESİ ÜLKE MENFAATİ İÇİN SON DERECE OLUMSUZ BİR DURUM”
Duruşmada daha sonra üye hakim, Altay’a Dink cinayetine ilişkin bilgilerin kendisinden gizlenmesinin özel bir amacı olup olmadığını sordu. Altay, “Hrant Dink gibi bir insanın öldürülmesi ülke menfaati için son derece olumsuz bir durum. Allah’tan cinayetin faali ertesi gün yakalandı. Eğer yakalanmasaydı devlet töhmet altında kalırdı. O dönem belli bir cemaate mensup insanların emniyet teşkilatında bulunduklarına ve söz sahibi olduklarına dair yaygın bir görüş vardı. Ben de bu görüşe katılıyorum. Dink cinayetini gerçekleştirmek isteyenler, Türkiye'de nasıl bir sonuç yaratmayı amaç edinmişlerse o sonucu arzu edenlerin bu konuyu da belirleme noktasında görev yapanların gizleme gayretinin sonucudur” dedi.
Duruşma, verilen aranın ardından Altay’ın çapraz sorgusuyla devam ediyor. 

BAŞAK AKBULUT
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Gaziantep’te esrarengiz patlama sesi korku ve paniğe neden oldu Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde şiddetli bir patlama sesi duyuldu. Bölgede yaşayan vatandaşları tedirgin eden patlama sesi ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatılırken boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durulduğu öğrenildi. Olay, Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde meydana geldi. İddiaya göre, özellikle bölgedeki kırsal Gökçeli Mahallesi’nde yaşayan vatandaşlar bir anda çok yüksek bir patlama sesi duydu. Duydukları sesle korku ve panik yaşayan vatandaşlar 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ihbarda bulundu. İhbar üzerine sesin duyulduğu bölgelere jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Ölen ya da yaralanan kimsenin olmadığı olay sonrası patlama sesinin kaynağı ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatıldı. Olayla ilgili çalışma yapan ekiplerin boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durduğu öğrenildi. Korku ve panik yaşayan vatandaşlar o anları anlattı Yaşadıkları korku ve paniği anlatan Çapan Köse ve Adil Yılmaz isimli vatandaşlar, önce kısa süreli keskin bir ışık gördüklerini sonrasında ise şiddetli bir patlama sesiyle irkildiklerini söyledi. Vatandaşlar, Suriye’ye yakın olduklarını ve oradan bir şey düşme ihtimalinin akıllarına geldiğini de ifade etti. Konu ile ilgili geniş çaplı soruşturmanın sürdüğü bildirildi.
Ankara Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" sergisi Kültür Bakanlığı desteğiyle açıldı Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" isimli resim ve heykel sergisi Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ile Cumhuriyet Müzesi bünyesinde yer alan Sığınak Kültür Sanat’ta açıldı. Gazeteci Hande Fırat’ın “Devriamber” isimli sergisinin açılışı Ankara’da gerçekleştirildi. Sergiye, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, eski TBMM Başkanı Binali Yıldırım, MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, Dışişleri Bakanı Başdanışmanı Nuh Yılmaz, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Yener, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Demirören’in eşi Revna Demirören, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Demirören Oktay ve çok sayıda davetli katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise serginin açılışı için mesaj gönderdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajını serginin açılışında gazeteci Hande Fırat okudu. Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında, "Basın ve sanat dünyamızın değerli temsilcileri, kıymetli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Nazik davetiniz için teşekkür ediyorum. Basınımızın önemli isimlerinden Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Sayın Hande Fırat’ın kendi ifadesiyle ’çınarlarını kaybedip kendileri çınara dönen kadınların hikayesini’ anlattığı resim ve heykel sergisinin başarılı geçmesini temenni ediyorum. Başarılı gazeteci kimliğinin yanı sıra, bu sergi vesilesiyle sanatçı yönünü de öğrenme fırsatı bulduğumuz Sayın Hande Fırat’ı tebrik ediyor, kendisine hem meslek hem de sanat hayatında muvaffakiyetler diliyorum. Sizlerin şahsında basın ve sanat camiamızın tüm mensuplarını, sergiye ilgi gösteren tüm sanatseverleri bir kez daha yürekten selamlıyorum” ifadelerine yer verildi. "Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" Fırat, serginin açılışı için Kültür ve Turizm Bakanlığının tüm personeline ve sergiyi açarken kendisine destek olan arkadaşlarına teşekkür etti. Hande Fırat, "Bu sergi, babalarını kaybeden tüm kız çocukları, tüm erkek çocukları ama özellikle kız çocuklarına atfen yapılmıştır. Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" dedi. Devrialem sergisinin farklı bir anlamı olduğunu belirten Bakan Ersoy, "Bir toplumun zenginliği, kültür ve sanatının derinliği ile ölçülüyor. Kültür ve sanat toplumda ne kadar yerleştiyse, toplumda ne kadar kabul gördüyse, o toplumda kültür ve sanat ne kadar iyi üretilebiliyorsa aslında toplum o derece zengin algılanıyor. O açıdan da biz Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak kültür ve sanatı her yönüyle desteklemeyi görev addediyoruz. Sadece sanat üretimi değil, vatandaşlarımızın kültür ve sanata rahat erişimi de çok çok önemli" şeklinde konuştu. Kültür Yolu Festivalleri ile vatandaşların kültür ve sanata rahat ve kolay erişmesini amaçladıklarını belirten Ersoy, "Vatandaşın sanata erişimi yeterli değil. O yüzden kültür ve sanat üretimini artırmak istiyoruz. Kültür sanatın toplumun sadece bir kesiminin ilgilendiği bir etkinlik olmasının dışına çıkmasını, toplumun her kesimlerinin eriştiği bir alan olması için çabalıyoruz. Bu sergide anlamlı bulduğumuz, toplumda bilinirliği yüksek, toplumda yer etmiş kişilerin kültür sanat üretimindeki katkıları, kültür ve sanat üretiminde pay sahibi olmaları aslında sanatın popülaritesini artırıyor" ifadelerini kullandı. Serginin anlamının önemli olduğunu belirten Bakan Ersoy, “Serginizin anlamı da çok önemli. Ben de babamı kaybettim ama sizin gibi genç yaşta kaybetmedim. Genç kızlarımızın 18 yaşına girmeden önce babalarını kaybetmesinin nasıl bir duygu olduğunu, nasıl omuzlara yük getirdiğini kısmen de olsa anlayabiliyorum” diye konuştu. Sergide, tuval üzerine çeşitli malzemeler kullanılarak yapılan tablo ve heykellerden oluşan 40 eser sergileniyor. Sergi 25 Mayıs’a kadar açık olacak.
Bayburt Bayburt’ta 4 kişinin yaralandığı trafik kazası güvenlik kamerasına yansıdı Bayburt’ta iki otomobilin çarpıştığı ve 4 kişinin yaralandığı trafik kazası, güvenlik kamerasına yansıdı. Kaza, Bayburt merkez Tuzcuzade Mahallesi, Sıla Kent Konutları önünde meydana geldi. Kazada ikisi sürücü olmak üzere toplam 4 kişi yaralandı. Camları, aynaları paramparça olan, kaput kısmı tamamen hurdaya dönen iki aracın karıştığı kaza ise etrafta bulunan iş yeri güvenlik kameralarına yansıdı. Bayburt merkez Köprülü Kavşak yönüne seyir halinde bulunan 69 AG 003 plakalı otomobil, şehir merkezi istikametine gelen 69 AS 030 plakalı otomobile dönüş yaptığı esnada çarptı. Çarpmanın etkisiyle yoldan çıkan otomobil etrafta marketin, evlerin bulunduğu yola devrildi. 69 AS 030 plakalı otomobil içerisinde bulunan 1’i sürücü 3 kişi, 69 AG 003 plakalı otomobildeki sürücü yaralandı. Market çalışanlarının ve etraftan geçen vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Devrilen otomobilde sıkışan bir kişi ve diğer 2 yaralı araçtan çıkarıldı, sağlık ekiplerince yaralılara ilk müdahaleleri olay yerinde yapıldı. Yaralılar ambulanslarla Bayburt Devlet Hastanesine tedavileri yapılmak üzere götürüldü. Hurdaya dönen otomobil, olay yerine çağrılan çekici yardımıyla yoldan kaldırıldı. İş yeri güvenlik kameraları tarafından saniye saniye kaydedilen görüntülerde, anayoldan gelen 69 AG 003 plakalı kırmızı aracın, hatalı dönüş yapan 69 AS 030 plakalı araca sert bir şekilde çarptığı görüldü.
Erzincan Erzincan’da tarım bölümü öğrencileri hem öğreniyor, hem üretiyor Erzincan’da meslek lisesi öğrencileri okulun bahçesindeki serada fide yetiştiriciliği yaparak hem öğreniyor hem de ekonomiye katkı sunuyor. Tarım bölümü öğrencileri, serada teorik eğitimlerini uygulama fırsatı buluyor. Erzincan İl Millî Eğitim Müdürlüğü’nün destekleri ile kurulan seralarda sebze fidesi üretim faaliyeti 2020 yılında başlayarak Tarım Alanı öğretmen ve öğrencileri tarafından kurulduğu yıl 30 bin sebze fidesi üretimi gerçekleştirildi. 2021 yılında Covid-19 nedeniyle uzaktan eğitim yapıldığı için, sebze ve aromatik bitki fidesi üretim faaliyetleri öğrencilerin okulda olmaması nedeniyle Tarım Alanı öğretmenleri tarafından yapıldı. Okul serasının üretim kapasitesi, pandemi olmasına rağmen, 2021 yılında iki katına çıkarılarak 60 bin adet fideye ulaştı. 2022 yılında ise mevcut serada tam kapasiteye ulaşılarak 90 bin sebze ve aromatik bitki fidesi üretildi. 2023 yılında da serada 95 bin fide üretimi yapıldı. Bu sene ise 110 bin fide üretimi yapıldı. Serada, domates, biber, hıyar, kabak, kavun, karpuz, lahana, patlıcan ve 3 cins aromatik bitki olarak reyhan, kekik, fesleğen üretimi olmak üzere toplamda 35 farklı tür fide üretimi yapılıyor. Üretimde yerelde halkın lezzet olarak en çok tercih ettiği ata tohumları kullanılmaya özen gösterilirken, ticari anlamda üretim yapmak isteyenler için yüksek verimli hibrit türlerin de üretimi gerçekleştiriliyor. Kullanılan tohumların genelde ata tohumu olması, üretilen fidelerin piyasa fiyatlarına nispeten en az yüzde 30 daha ucuz olması, hastalıklara dayanıklı olmaları, çeşitlerin doğru olarak verilmesi, ticari olarak üretim yapan üreticiler için ise yüksek verimli hibrit türlerin de olması gibi nedenlerden dolayı vatandaşlardan oldukça rağbet görüyor. Erzincan Gül Celal Toraman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi 11. sınıf öğrencisi Tuba Bakartepe, “Biz derste gördüğümüz teorik işlemleri serada uygulayabiliyoruz. Serada fidelerimizi yetiştiriyoruz. İlaçlaması, gübrelemesi, sulaması hep bizim elimizden geçiyor. Organik gübreyle kendimizin yetiştirdiği fideleri halkımıza sunuyoruz.” dedi. Erzincan Gül Celal Toraman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdür Başyardımcısı Abdullah Çiftçi’de, “Okulumuzun üretim üssü olan seramızdayız. Bu serada öğretmen ve öğrencilerimizle 100 binin üzerinde fide üretilmiş durumda. Kullanılan tohumların genelinin ata tohumu olması, üretilen fidelerin piyasa fiyatlarına nispeten en az yüzde 20 daha ucuz olması, hastalıklara dayanıklı olmaları, çeşitlerin doğru olarak verilmesi, ticari olarak üretim yapan üreticilerimiz için ise yüksek verimli hibrit türlerin de olması gibi nedenlerden dolayı halkımızın talebi fazla olmaktadır. Ayrıca üretilen fideler sosyal projeler dahilinde ihtiyaçlı ailelere ücretsiz olarak verilerek, öğrencilerimiz nezaretinde söz konusu ailelerin üretim faaliyeti yapmaları ve ailelerin geçimlerine katkı sağlamaları hedeflenmektedir." dedi.