SAĞLIK - 22 Mart 2018 Perşembe 01:40

Diş Hekimliğine dair doğru bilinen yanlışlar

A
A
A
Diş Hekimliğine dair doğru bilinen yanlışlar

“Çocukluktan itibaren yaşlılığa kadar toplumun büyük yüzdesini ilgilendiren ağız hastalıkları, tedavi edilmediğinde genel sağlığa da olumsuz etki etmektedir” diyen Diş Hekimi Hilal Yıldız Yüksel, ağız kanserlerinin en sık görülen kanser türleri arasında olduğunu ve toplum bilincinin bu yönde arttırılması gerektiğini söyleyerek Diş Hekimliğine dair doğru bilinen yanlışlar hakkında önemli bilgiler verdi.

Diş eti hastalıkların ve ağız içi enfeksiyonlarının; ülser, kalp krizi, diyabet ve kanser gibi birçok hastalığa neden olabileceğini kaydeden Türkiye Hastanesi Diş Hekimi Hilal Yıldız Yüksel, halk arasında sağlığa yönelik yanlış davranış ve inançların oldukça yaygın olduğunu söyleyerek “Özellikle ağız ve diş sağlığı alanında kulaktan duyma bilgilerle hastalar gereken tedavisine ya geç kalmakta ya da hiç yaptırmamaktadır. Bunun en büyük sebebi toplumdaki bilgi eksikliği ve oluşan yeni inanç ve davranışların üzerinde durulmamasıdır. Bu durum kişinin kendi ağız sağlığına hatta genel sağlığına da zarar vermektedir” dedi.

Hastaların en çok başvurduğu konular arasında dişlerin hepsini çektirip yerine ya haraketli ya da sabit yapay dişler yaptırmak olduğunu da ifade eden Diş Hekimi Yüksel, “Hem rahat görüntüsü hem de çiğneme açısından mümkün olduğu kadar doğal dişleri ağızda tutmak ve bakımlarını en iyi şekilde sağlamak gerekmektedir” dedi.

 

Diş Hekimliğine dair doğru bilinen yanlışlar

 

Hamilelikte ağız ve diş sağlığı

“Hamilelik en hassas olduğumuz dönemlerden biridir ve öncesinde diş hekimi muayenesi mutlaka gereklidir” diyen Yüksel; “ Toplum arasında hamilelikte diş kaybının normal olduğu ve çaresi olmadığı düşünülür. Oysaki hamilelikte hormonal değişikliklere bağlı olarak diş eti problemleri oluşabilir fakat düzenli diş hekimi kontrolü ile şikâyetlerin yaşanması azaltılır” dedi.

Yüksel açıklamasının devamında şu ifadelerde bulundu:

“Hamilelikte, bebek dişlerden kalsiyum alıyor sanılır fakat annenin beslenmesi, bununla da sağlanmıyorsa, bebekler annenin kemiklerinden kalsiyum alır, dişlerden almaz. Hamilelikte diş çekimi ve tedavisinden kaçınan anneler için, acil olan tedaviler hastanın kadın doğum hekimiyle görüşülüp kontrollü olarak yapılabilir. Acil olmayan tedaviler için de diş hekiminin önerilerine uymak gerekir.”

Çocuklarda ağız ve diş sağlığı

Küçük yaştaki çocuklarda yanlış bilinen ve ileriki yaşlarda ağız ve diş sağlığını tehlikeye sokan durumların olduğuna da değinen Yüksel, bu kapsamda şu açıklamalarda bulundu:

“Süt dişlerinin çekiminde anestezi kullanmak alttan gelen daimi dişin sürmesine engel olur sanılmasına karşın, yapılacak anestezinin alttan gelen daimi dişe olumsuz etkisi yoktur. Bu gibi süt dişleri dökülecek olduğu için dolgu ve tedavinin gereksiz olduğu düşünülmesi de, sonra gelecek olan sürekli dişlerde sürme bozukluklarına ve çene gelişiminde aksamalara sebep olur.”


Doğru bilinen yanlışlar

Diş Hekimi Yüksel, diş sağlığı hakkında doğru bilinen yanlışları da şöyle sıraladı:

1. Bazı hasta inançlarına göre çürük kalıtsaldır ve fırçalamayla önlenemezdir. Kalıtımın etkisi olduğu doğrudur fakat iyi bir ağız bakımı ve düzenli diş hekimi kontrolü ile ağız diş sağlığı yönetilebilir.

2. “Dişteki madde kaybı az bile olsa dolgu yanlış tedavidir. Dolgu düşer. Onun yerine porselen yaptırmak gerekir” diyen hastalarıma hep söylediğimiz şey önemli olan dişi en fazla dokuyla koruyabilmektir. Tekniğe uygun yapılan dolgular düşmez, kaplama ancak çok madde kaybı olan dişlerde hekimin önerisiyle olmalıdır.

3. Aynı şekilde “Kanal tedavisi yerine, dişi çektirmek daha iyidir” görüşü de yanlıştır. Anestezi altında, tekniklere uygun olarak yapılan kanal tedavisi ağrısızdır ve uzun süreler kalıcıdır.

4. Klinikte karşılaşılan en yaygın problemlerden biri de dişi ağrıyan hastaların, bölgeye aspirin, kolonya, alkol, tütün koymasıdır. Bu maddelerin kullanılması kesinlikle doğru değildir. Ağız içi dokularda yanıklara sebep olabilirler.

5. Ağız içerisinde anestezi uygulamanın alışkanlık yapacak bir işlem olduğu düşüncesiyle reddedilmesi de yanlış bilgiler arasındadır. Lokal anesteziler bağımlılık yapan maddeleri içermediği için, alışkanlık da yapmazlar.

6. Ağrıyan diş hemen çekilmelidir, en kolay ve ekonomik yol budur sanılmasına rağmen bir dişi kurtarmak için her türlü tedavi denenmelidir. Fonksiyonel ve estetik anlamda hiçbir protez kendi dişimizden daha iyi değildir.

7. 20 yaş dişleri gereksiz zaten çekelim diye gelen hastalarımızın muayenesinde düzenli bir şekilde çıktığını ve diş dizisini bozmadığını görüyorsak çekim önermiyoruz.

8. “Ağız kokusu toplumda kişinin yaşantısını etkiler, fakat normaldir herkesin ağzı kokar” düşüncesi yanlıştır. Düzenli ağız bakımı, çürük ve diş eti hastalıklarının tedavisi, yine kokuya neden olan sistemik hastalıkların kontrol altına alınmasıyla ağız kokusu önlenebilir.

9. Her diş işleminden önce, doktor önermese de antibiyotik isteyen hastalarımız ileride antibiyotik gerektiğinde direnç olacağını göz ardı etmemelidir.
  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Hamza Dağ: “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, “‘Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerimi anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim” dedi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, Selçuk’ta düzenlenen mitinge katıldı. Dağ’a binlerce hemşehrisinin yanı sıra, AK Parti İzmir milletvekilleri Şebnem Bursalı ve Mehmet Muharrem Kasapoğlu, MHP İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu, Cumhur İttifakı Selçuk Belediye Başkan Adayı Dahi Zeynel Bakıcı, MHP İzmir İl Başkanı Veysel Şahin, AK Parti Selçuk İlçe Başkanı Hakan Bayraklı ve MHP Selçuk İlçe Başkanı Nuri Yılmaz da eşlik etti. “İzmir kararını vermiştir” Hamza Dağ, 2 ayı aşkın süredir İzmir’in her yerinde hemşeriyle kucaklaştığını belirterek, “Ben, İzmir’imizde artık şunu net bir şekilde görüyorum. 31 Mart için İzmir kararını vermiştir. Bugün de görüyorum ki Selçuk kararını vermiş. Hemşehrim İzmir’in, Selçuk’un her sokağına hizmet istiyor, proje istiyor. İnşallah biz bu hizmetleri de projeleri de şehrimize kazandıracağız” ifadeleri kullandı. “Tek gündemimiz İzmir” Bugüne kadar hiç kimseyi ötekileştirmediğini vurgulayan Dağ, “Bundan sonra da ötekileştirmeyeceğiz. Hiç kimse bizim nezdimizde ayrımcılığa maruz kalmamıştır, kalmayacaktır. Kimse bildiği işin dışında başka bir iş yapmak zorunda kalmayacaktır. Belediye başkanına ne için oy verilir? ‘Eser üretsin, hizmet getirsin, yatırım yapsın, sorunları çözsün.’ Evet; bizim tek gündemimiz İzmir, mesaimizin tamamı bin 294 mahallemiz her sokağında, hanesinde geçecek. İzmir’de istişareyi, ortak aklı merkeze alacağız. İzmir’de tüm projelerimi beraber hazırladık, beraber hayata geçireceğiz. Sorunlara anlık değil sürdürülebilir çözümler üreteceğiz” diye konuştu. “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Seçim çalışması süresince 4 önemli lansman yaptığını vurgulayan, Selçuk için yapacaklarına da değindi. Hamza Dağ, konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerim anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim. İzmir’in, Selçuk’un tarihi dokusunu, kültürel mirasını, asırlara sari olan medeniyet birikimini koruyacağız. Selçuk tarımıyla, turizmiyle bereketli ilçelerimizdendir. Bizler de oluşturacağımız eser ve hizmet ekosistemiyle destek olarak parlayan bir yıldız olmasını sağlayacağız.” Miting, Selçuk Belediye meclis üyesi adaylarının tanıtımıyla sona erdi.
Edirne Edirne’de gastronomi yolculuğu başladı Edirne Valiliği, gastronomi turizminin gelişimine katkı sağlamak amacıyla Osmanlı Saray Mutfağı lezzetlerini kitaplaştırılarak gelecek nesillere aktarılacak. Edirne Valiliği tarafından “Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri Kitabı” tanıtımı iftar programı düzenlendi. Edirne’de valilik öncülüğünde önemli bir projeye imza atıldı. Proje çerçevesinde "Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri" kitabı oluşturulacak. İftariyelikler, ara sıcaklar, çorbalar, ana yemek, tatlı ve içecekler geçmiş lezzetlere göre sunumla hazırlandı. Tabaklar süslendi, masalar hazırlandı. Ezanın okunmasının ardından oruçlar açıldı. Yemeğin ardından ise duaya geçildi. Devecihan Kültür Merkezi’nde düzenlenen iftar menüsünde geçmişten günümüze gelen lezzetler arasında yer alan bademli terbiyeli tavuk çorbası, ballı gemici böreği, taş kebabı- sarımsaklı pilav, zerde ve ayva şerbeti yer aldı. Geçmişten günümüze gelen ve unutulmaya yüz tutmuş Rumeli, Balkanlar ve Osmanlı Saray Mutfağında yer alan lezzetlerin gelecek kuşaklara aktarılması ve tanıtılması için önemli bir proje çalışmasına imza atıldı. Proje çerçevesinde 87 farklı çeşidin yer alacağı bir kitap oluşturulacak. Edirne’nin kadim ve Osmanlı’ya başkentlik yapmış sultanlar şehri olduğunu söyleyen Vali Yunus Sezer, aynı zamanda balkanlardan gelen insanların yerleştiği ve kendi kültürlerini yaşattığı da bir şehir olduğuna değindi. "Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağı lezzetleri yaşatılacak" Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağının yaşatıldığı Edirne’de çok anlamlı bir ilke imza atıldığını söyleyen Vali Yunus Sezer, "Gelecek nesiller Edirne mutfağında neler var diye baktığı zaman ellerinde bir kitap ve kaynak olacak. Bizim somut varlıklarımızın yanı sıra kültürel zenginliklerimiz de çok önemli. Çok büyük emek var. Hem Rumeli hem de saray mutfağına ait 87 çeşit farklı lezzet var. Bunların bir kitapta buluşması çok önemli. Şeflerimiz kendi illeri için farklı bir şey yapmak istiyorlar. Yaklaşık 1 buçuk aydır çalışmalar devam ediyor" dedi. Gastronomi anlamında çok önemli faaliyetler yürütmüş parmakla gösterilen iller olduğunu söyleyen Vali Sezer, "Biz büyük bir hazine üzerinde duruyoruz. Ama kendimizi anlatmakta zorluk çekiyoruz. Bizim bir tava ciğerimiz, bir de ciğer sarmamız var. Dışarıdan insanlara sorduğumuzda neyimiz var diye ’Bir gelip ciğerinizi yeriz’ diyorlar. Bu güzel bir şey aslında. Ama bunun yanına ne koyabiliriz? Bunun üzerinde çalışıp Rumeli Saray ve Osmanlı mutfağını günümüzle uyarlayıp nasıl yaşatabiliriz bunun peşindeyiz" şeklinde konuştu. "Edirne’nin parlayan yıldız olmasını istiyoruz" Edirne’nin her konuda balkanların ve Türkiye’nin parlayan bir yıldızı olmasını istediklerini belirten Vali Sezer, "Bunu da sanayide, ticarette, turizmde, gastronomide eğitimde aktivitelerle birlikte başarmamız lazım. İçinde saray ve Rumeli mutfağının da olduğu birkaç yemeği ve menüyü tava ciğerin yanına ekleyebilirsek zenginleştirebiliriz" ifadelerine yer verdi. Festivallerin yanı sıra marka aday olabilecek lezzetleri de sunabilecekleri bir yerin olmasının çok önem taşıdığını belirten Vali Sezer, "Bunu başarırsak herkes restoranında alternatif bir ürün sunmak isteyecek. Bunu da hazırlanan projelerle hayata geçireceğiz. Valilik olarak bunu yapıp özel sektöre devrederiz. Buna biz öncü oluruz" diye konuştu. "3 hedefe inşallah hep birlikte ulaşacağız" Önlerinde 3 hedef olduğunu ve buna şeflerle birlikte ulaşacaklarını belirten Vali Sezer, birincisinin bu kitabı hazırlamak ve basıp yayınlamak, ikincisinin gastronomi festivalleri düzenlemek üçüncüsünün de bu markalaştırılan yemeklerin daimi sunulacağı tarihi bir yer yapmak olduğunu ifade etti. "Edirne gastronomide de büyük zenginliğine sahip" Edirne’nin tarihi ve kültürel mirasının yanı sıra gastronomi anlamında da büyük zenginliğe sahip olduğunu söyleyen İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, düzenlenen iftarda saray, Rumeli ve Balkan mutfağından lezzetlerin yer aldığı bir menü hazırladıklarını aktardı. İftar programına, Vali Sezer ve eşi Canan Sezer, Vali Yardımcıları Erdoğan Beypınar ve Eyyüp Batuhan Ciğerci ile eşleri, İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, şefler, gastronomi yazarları ve basın mensupları katıldı. Devecihan Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen iftar programı toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.