GÜNDEM - 25 Kasım 2017 Cumartesi 12:57

Diyanet'ten Kutlu Doğum haftası kararı!

A
A
A
Diyanet'ten Kutlu Doğum haftası kararı!

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, Diyanet İşleri Başkanlığının aldığı yeni kararla "Peygamber Efendimizin doğduğu, dünyamızı ve alemleri şereflendirdiği günün içerisinde yer aldığı hafta Mevlid-i Nebi haftası adıyla Miladi Takvime göre değil Hicri Takvime göre kutlanacaktır" dedi.

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağa, Konya’da Zeliha Akpınar Camisi ve Ahmet Keleşoğlu İlahiyat Fakültesi Temel Atma Töreni’ne katıldı. 

Törende konuşan Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, “Bildiğiniz gibi önümüzdeki hafta Peygamber Efendimizin dünyaya teşrif ettiği günün olduğu Mevlid-i Nebi gecesini kutlayacağız. Mevlid Kandili’ni kutlayacağız halk tabiriyle. Bundan önce Peygamber Efendimizin doğduğu alemleri ve dünyamızı şereflendirdiği günün içinde yer aldığı hafta, Kutlu Doğum Haftası adıyla her yılın Nisan ayı içerisinde kutlanıyordu. Aldığımız yeni bir kararla daha doğrusu Diyanet İşleri Başkanlığının aldığı yeni kararla Peygamber Efendimizin doğduğu, dünyamızı ve alemleri şereflendirdiği günün içerisinde yer aldığı hafta Mevlid-i Nebi haftası adıyla Miladi Takvime göre değil Hicri Takvime göre kutlanacaktır. Önümüzdeki hafta bu konudaki yönetmelik değişikliği yayınlanacak ve 2018’den itibaren de Hicri Takvime göre Peygamber Efendimizin dünyayı şereflendirdiği hafta Mevlid-i Nebi Haftası adıyla kutlanmaya başlayacaktır. Ben şimdiden Mevlid-i Nebi Haftası münasebetiyle Mevlid-i Nebi gecenizi gönülden tebrik ediyorum” ifadelerini kullandı.

“Terör örgütleriyle amansız mücadele yapalım diye çağrı yapan belki dünyada tek ülkeyiz"

Dünyanın neresinde olursa olsun terör örgütleriyle amansız mücadele ettiklerini belirten Bekir Bozdağ, "Biz bugün dünyanın neresinde olursa olsun terör örgütleriyle amansız mücadele yapalım diye çağrı yapan belki dünyada tek ülkeyiz. Ama maalesef bu çağrımıza samimi bir dayanışma ve işbirliği desteği bulduk mu? Bulamadık. Bazı ülkeler terör örgütleriyle hedeflerine göre, ideolojilerine göre bilerek ve isteyerek destek vermektedir. Şunu çok net söylüyoruz, terör terördür, terör örgütü terör örgütüdür, teröristler teröristtir. Bunlardan iyilik beklemek bunlardan ülkelerin kendi lehlerine çıkar menfaat devşirme hesabı yapmaları asla kabul edilemez. İşte Mısır’da gördük başka yerlerde de gördük. Yapmamız gereken şey bellidir, birlik olmak, beraber olmak samimi işbirliği yapmak. Nerede kime karşı nasıl olursa olsun bütün terör örgütlerine karşı amansız ve amansız mücadeleyi birlikte yapmaktır” şeklinde konuştu.

“Camileri ezan vakti açıp namazdan sonra kapatmak bu camilerin üzerine yüklendiği fonksiyonu anlamamaktır”

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, camilerin son derece önemli bir görevi olduğunu belirterek, "Camiler Türkiye’nin dört bir yanında kendilerine yüklenen fonksiyonu layıkıyla yapabilseler; bu terör örgütleri Türkiye’de asla destek bulamazlar, hiçbir terör örgütü de kendine destek bulamaz. Onun içinde camilerde imamların müezzinlerin, müftülerin, vaizlerin, görev yapan herkesin dinimizin aydınlık yönünü bütün herkese doğru bir şekilde anlatmakla yükümlü oldukları açıktır. Camileri ezan vakti açıp namazdan sonra kapatmak bu camilerin üzerine yüklendiği fonksiyonu anlamamaktır. Bunun gereğini yapmamaktır. Cami hizmetleri sadece cami içinde kalamaz. Artık cami dışı hizmetlere de müftülüklerimizin din görevlilerimizin Diyanet İşleri Başkanlığımızın ağırlık vermesinin vakti gelmiştir de geçmektedir. Bu nedenle ben inanıyorum ki yeni dönemde camilerin asli fonksiyonuna uygun bir şekilde ayakta yer almalarını sağlamak hepimizin en önemli görevidir” dedi.

"İslam tektir"

Son dönemde İslamla ilgili tartışmalar olduğunu söyleyen Bozdağ, “Son günlerde yeni tartışmalar var ılımlı İslam, ılımlı olmayan İslam... İslam toplumunu ayırmak için uğraşırken yeni bir siyasal mühendislik bugünlerde yeniden gündeme geldi. Benim bildiğim kadarıyla İslam tektir. Yorumları farklı olabilir ama İslam tektir. Kitabı Kur’an, Peygamberi Hazreti Muhammed'dir. Ilımlı Müslüman ılımsız diye Müslümanları birbirinden ayırmak, İslam anlayışını birbirinden ayırmak da asla kabul edilemez. Bu Müslümanlara ve İslam’a dönük yeni bir uluslararası projedir. Müslümanlar üzerine terör örgütleriyle kurdukları tuzakların yeni dönemde farklı bir formatta İslam dünyası içerisinde yer alacağını göstermektedir. O nedenle bunun karşısında hep beraber durmamız ve bu tür anlayışlara yer açmasına da izin vermemeliyiz. İslam Dünyasının yeni mühendisliklerle yeni mühendislerle yeni taşeronlarla, yeni FETÖ’lerle yeni DAEŞ’lerle yeni terör örgütleriyle şekillendirilmesine asla izin vermeyeceğiz. Onları deşifre etmeye onların tuzaklarını bir bir çökertmeye devam edeceğiz ve bu yolda da mücadelemiz devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

"İslam dünyasının bir çok yerinde bugün temelini attığımız camiler tahrip ediliyor"

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Konya Milletvekili Ahmet Sorgun ise “İslam dünyasının bir çok yerinde bugün temelini attığımız camiler tahrip ediliyor. Daha dün Sina’da bir camide patlatma oldu ve 250’ye yakın ibadet eden mümin vefat etti. Elbette sadece başkalarını suçlamak yetmez. Önemli olan bu camianın bu arkamızda ve yan tarafta yani üniversitenin anlamını için doldurmak. Bir taraftan da şimdi temelini atacağımız caminin içini doldurmak, anlamıyla da doldurmak sadece kalıp olarak değil kalp olarak da bir olmak, cemaat olarak da hakkını vermemiz gerekiyor” şeklinde konuştu.

Necmettin Erbakan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muzaffer Şeker de, “Üniversitelerin toplumun eğitim öğretim ihtiyacının karşılanmasının yanı sıra aynı zamanda topluma hizmet etme anlamında da katkı vermesi gerekmekte. İlahiyat Fakültesi sadece üniversitemiz öğrencilerine, akademik ve idari personelimize yönelik değil, Konyamıza da hizmet edecek şekilde planlanmış bulunmakta. İnşallah bu hayırlı hizmet sadece Konyamıza değil. Türkiyemize örnek teşkil edecek şekilde yerini alacaktır” dedi.

Meram Belediye Başkanı Fatma Toru ise “15 bin kişinin aynı anda ibadet edebileceği caminin bir katını 2018 yılının sonunda inşallah hep birlikte ibadete açmış olacağız. Camilerimiz artık sadece beş vakit namaz kılınan bir yer değildir. Bir külliye mantığında düşünme zorunluluğu vardır. Gelişen ve değişen yaşam koşullarımız günümüz insanını baskı altına alırken bize düşen imkanlarımızı her türlü olumsuz şartlara karşı koruyacak projeler geliştirmektir” şeklinde konuştu.

Konuşmaların ardından Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağa, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Konya Milletvekili Ahmet Sorgun ve protokol üyeleri caminin temelini attı.
Programa, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Konya Milletvekili Ahmet Sorgun, Konya Vali Vekili Mehmet Usta, AK Parti Konya Milletvekili Prof. Dr. Hacı Ahmet Özdemir, AK Parti Konya İl Başkanı Hasan Angı, NEÜ Rektörü Prof. Dr. Muzaffer Şeker, Meram Kaymakamı Resul Çelik, Meram Belediye Başkanı Fatma Toru, Konya İl Müftüsü Prof. Dr. Ali Akpınar, çok sayıda protokol mensubu, STK temsilci ve öğretim üyesi katıldı. 

Mustafa Yaşar Beşer - Çağrı Cihan Yıldız

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kastamonu Sahurdan sonra hemen uyumayın: Organları yoruyor Kastamonu Üniversitesi Turizm Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Anabilim Dalı Dr. Öğretim Üyesi Elif Zeynep Özer, sahurdan sonra hemen uyumanın organları yorduğunu söyledi. Kastamonu Üniversitesi Turizm Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Anabilim Dalı Dr. Öğretim Üyesi Elif Zeynep Özer, Ramazan ayında beslenmede dikkat edilmesi gereken hususlarla ilgili bilgi verdi. Ramazan orucunun vücuttaki toksinlerin temizlenmesine imkan sağladığını belirten Özer, sahurun önemli bir besin olduğuna dikkat çekti. Sahurdan sonra hemen uyumamak gerektiğine dikkat çeken Özer, iftardan sonra da çorba içtikten sonra bir kaç dakika bekleyip ana yemeğin verilen aranın ardından yenilmesi gerektiğini kaydetti. "Ramazan insan vücudunu yeniliyor" Ramazan ayında sağlıklı beslenmeye karşı herhangi bir engel bulunmadığını belirterek, “Aksine özellikle sağlıklı beslenme Ramazan’da mümkün olabilmektedir. Çünkü 11 ay boyunca yediğimiz gıdaların tamamının vücuttan atılması bir hayli zor. Ramazan orucu içerisinde yaşanan uzun süreli ‘açlık’ ile vücutta birikmiş toksinlerin temizlenmesine, insan vücudunun yenilenmesinin desteklenmesine destek olmaktadır. Orucun insanın beslenme alışkanlıklarından kaynaklanan mevcut sıhhi durumunun iyilik halini daha iyiye taşıyabilmesini sağlaması üzerine oluşturulmuş bir sistem şeklinde düşünülebilir” dedi. “Vücudun su dengesi bakımından kahve ve çay tüketimine dikkat edilmeli” Oruç tutarken uzak durulması gereken yiyeceklerle ilgili örnekler veren Özer, “Ramazan, aşırılıklardan ve abartıdan uzak kalma felsefesine sahiptir. Her anlamdaki aşırılık insana zarar verir. Gıdada da durum aynı şekilde, örneğin en sağlıklı olarak bilinen bir gıda abartılı bir biçimde fazla tüketilirse bu gıda kişiye zamanla zarar vermeye başlayacaktır. Ramazan’da, yani özellikle uzun süreli aç kalmış bir mideye, ilk besin maddesi olarak basit karbonhidratlar girerse burada sağlıklı beslenmeden kesinlikle bahsedemeyiz. Basit karbonhidratların özellikle Ramazan’da fazla tüketilmemesine özen gösterilmelidir. Basit karbonhidrat içeren besinler olarak; toz şekerler, mısır şekerleri, beyaz ekmek gibi unlu mamullerden bahsedebiliriz. Bunların dışında fazla tuzlu yiyecekleler vücutta su tutacağı ve kişide su ihtiyacı uyandıracağı için özellikle Ramazan ayında bu tür beslenme şeklinden muhakkak kaçınılmalı. Vücudun su dengesi bakımından kahve ve çay tüketimine de dikkat edilmeli” diye konuştu. “Özellikle kadınlar sahur yapmalıdır” Kadınların sahur yapmaları noktasında tavsiyede bulunan Özer, “Sahur oruç tutarken önemli, fakat olmazsa olmaz değil. Ramazan ayının her yıl değişmesinin beraberinde getirdiği açlık süreçleri de değişmekte, bunun oluşturduğu 16 saat ve üzeri açlık durumlarında hormonal dengenin korunması bakımından özellikle kadınların sahur yapmalarını tavsiye ederim. Ramazan’da yapılan en büyük yanlışlardan biri ise, günlük su tüketimini iftardan sonraki süreçte tamamlayabilmek adına tek seferde büyük yudumlarla su tüketmek. Günlük tüketilmesi gereken su miktarının yudum yudum içilerek tamamlanması istenilen faydayı sağlayacaktır. Unutulmamalıdır ki hızlı içilen su vücuttan hızla atılırken yavaş yavaş/yudum yudum içilen su vücuttan daha yavaş atılır. Fazla susuzluk çekmemek ve gerekli mineral dengesinin sağlanabilmesi adına soda ve demirhindi şerbetinin (Osmanlı Saray Mutfağı’ndan) içilmesini öneririm. Eğer kişinin mide sorunu yoksa sodaya limon ve az miktarda tuz eklenip içilmesi faydalıyken, kişinin mide sorunu varsa kişi sodayı suyla karıştırarak içebileceği gibi yüksek mineralli su da tercih edebilir. Ramazan ayında yoğun baş ağrıları yaşanmaması adına su tüketimi oldukça önemlidir” şeklinde konuştu. “Sahurun hemen ardından uyunmuşsa, organların yorulması söz konusu olacaktır” Sahurda işlenmiş gıdalardan uzak durulması gerektiğini belirten Özer, “Sebzeden zengin, yumurta (haşlanmış, omlet vb), peynir ve az tuzlu zeytin tercih edilebilir. Meyve istenirse tüketilebilir; ancak içerisinde şeker bulunduğu için acıkmaya etki edeceği bilinmelidir. Salam, sucuk, sosis gibi işlenmiş gıdaları tüketmemeli ve fazla şekerli gıdalardan uzak durulmalıdır. Doğallıktan uzaklaşmış gıdaları tercih listemizin dışında tutmalıyız. Vücudun kendi sisteminde organlar sürekli çalışma halindedir. İnsan uyuyunca organları daha yavaş çalışarak dinlenebilme sağlanırken, sahurda yiyecek-içecek tüketiminde bulunulup hemen ardından uyunmuşsa, organların yorulması söz konusu olacaktır. Yemek yedikten en iyi ihtimalle minimum bir saat sonra uyunmalıdır” ifadelerini kullandı. “İşlenmiş gıdalardan uzak durulmalıdır” Gluten hassasiyeti olanların Ramazan’da çok şanslı olduklarını söyleyen Özer, "Sağlıklı beslenmede bilinen yanlışlardan biri unlu mamulleri (örneğin ekmek) yersek tok kalırız düşüncesidir. Glutensiz beslenenler zaten undan uzak bir beslenme biçimleri olduğu için halihazırdaki sağlıklı beslenme biçimlerini koruyarak Ramazan ayını rahat geçirebileceklerdir. Sağlıklı beslenme rutininde yer alan sebze yemekleri ile proteince zengin yiyeceklerle beslenilirse açlık hissini yoğun yaşamayacaklardır. Ramazan ayında ve Ramazan ayı dışında da dikkat edilmesi gereken en önemli husus işlenmiş gıdalardan uzak durulmasıdır. Bu, gıda alerjisi olmayan kişiler için de geçerlidir” dedi.
Bursa Bursa’da yanan ormanların yerine 48 bin fidan dikildi Bursa’da 11 Ağustos 2018 tarihinde Mudanya ilçesinde çıkan orman yangınında 36 hektar alan zarar gördü. Zarar gören alanlara Bursa Orman Bölge Müdürlüğü ekipleri, 2024 yılından itibaren 15 bin adeti tıbbi aromatik bitki olmak üzere 48 bin fidan dikti. Bursa’nın Mudanya ilçesi Çağrışan Mahallesi’nde 11 Ağustos 2018 tarihinde çıkan orman yangınında 36 hektar alan zarar görmüştü. Bursa Orman Bölge Müdürlüğü ekiplerinin çalışmaları ile birlikte yanarak zarar gören ağaç ve diğer bitkilerin temizlenmesinin ardından toprak işlendi. 4 ay süren çalışmaların ardından aralık ayında ilk fidan toprakla buluşturuldu. Yangında zarar gören alanı tekrar ormanlaştırma çalışmaları çerçevesinde, 15 bin adeti tıbbi aromatik bitki olmak üzere toplam 48 bin fidan dikilen alan zamanla eski görünümüne kavuşacak. "Saha içerisinde hiçbir alan kaybımız olmadı" Orman yangınında zarar gören alanın tamamının ormanlaştırıldığını ifade eden Bursa Orman Bölge Müdürü Esat Şimşek, "İçinde bulunduğumuz alan 11 Ağustos 2018 yılında çıkan Mudanya Çağrışan alanı içerisindeyiz. Burada 36 hektarlık alan orman yangınında zarar gördü. Bu 36 hektarlık alan içerisinde çalışma arkadaşlarımız hızlı ve etkili müdahale ile 1 gün içerisinde bu alanı kontrol altına aldılar. Hemen arkasından bu alanın tekrar orman olabilmesi için gerekli adımların atılması, başka bir faaliyet ve amaç için kullanılmaması için çalışmalara başladılar. İlk iş olarak içerisinde zarar görmüş ağaç ve çalıları temizleyerek araziyi toprak işlemesi yaparak fidan dikimi haline getirdiler. Kısa bir süre içerisinde ağustos ayından aralık ayına kadar bu faaliyetleri yerine getirdik. İlk fidanı da aralık ayında toprakla buluşturduk. Toplam saha içerisinde 48 bin fidan toprakla buluşturuldu, bunun 15 bin tanesi de tıbbi aromatik bitki. Saha içerisinde hiçbir alan kaybımız olmadı" şeklinde konuştu. Son 10 yılda çıkan 774 yangından zarar gören 2 bin 398 hektar alan tekrar ormanlaştırıldı Orman yangınlarında zarar gören alanların orman bölge müdürlüğü ekipleri tarafından tekrar ormanlaştırıldığını ve kesinlikle farklı bir amaçla kullanılmadığının altını çizen Şimşek, "Türkiye ormanlarında 1 metrekare bile yanan alan başka bir faaliyet ve amaç için kullanılmıyor. Son 10 yıl içerisinde Bursa Orman Bölge Müdürlüğü’nde 774 adet yangın 2 bin 398 hektarlık alan da bu yangınlardan zarar gördü. Bu alanlar içerisinde de şimdiye kadar tamamında bu faaliyetleri yerine getirdik, tamamında da ağaçlandırma çalışmalarını yaptık. Her sene bu alanlarda koruma kontrollerimizi ve bakım çalışmalarımızı yapıyoruz. 2023 yılı içerisinde Bursa Orman Bölge Müdürlüğü’nde 76 adet yangın meydana geldi. Bu yangınlarda da 395 hektarlık alan zarar gördü. Şu ana kadar 2023 yılında çıkmasına rağmen 218 hektarlık alanda 265 bin fidanı toprakla buluşturduk. Bu günden sonra da 175 hektarlık alanda 180 bin fidanı yıl sonuna kadar toprakla buluşturarak 1 yıl içerisinde ormanlaştıracağız" ifadelerini kullandı. "Orman yangınlarının önlenmesi için proje geliştiriyoruz" Bursa Orman Bölge Müdürlüğü ekiplerinin muhtemel orman yangınlarına karşı daima hazırlıklı olduğunu ifade eden Şimşek, "2024 yılı ile ilgili çalışmalarımızda Bursa Orman Bölge Müdürlüğü olarak orman yangınlarını önleme ve mücadele çerçevesinde 2 helikopter, 55 arazöz, 12 su ikmal aracı, 19 iş makinesi, bu konularda uzman 175 kişilik teknik uzman kadromuz ve 529 yangın personelimiz ile hazır bir şekilde orman yangınlarını önleme ve mücadele konusunda çalışmalarımıza başladık. Yangınların çıkmaması için eğitimler ve bu konu ile alakalı vatandaşları bilgilendirme çalışmalarına önem verdik. 2024 yılı içerisinde hedefimiz 10 bin kişiye bir proje geliştirip orman yangınlarının önlenmesi ile ilgili eğitimler planlayıp yangınların çıkmaması için bir proje geliştiriyoruz" dedi.