EKONOMİ - 19 Eylül 2018 Çarşamba 10:11

Domateste fiyat düşmeyecek

A
A
A
Domateste fiyat düşmeyecek

Antalya Yaş Meyve ve Sebze Komisyoncuları Derneği Başkanı Nevzat Akcan, maliyetlerin yüksek olması ve ürün azlığı nedeniyle bir ay sonra sera üretimi domatesin tezgahlardaki yerini almasıyla dahi domatesin fiyatında düşüş olmasının zor olduğunu söyledi.

Türkiye’nin örtü altı domates üretim üssü Antalya’da güzlük domateslerde yaklaşık 1 ay sonra ilk hasat başlayacak. Şu anda halde 2.5,3.5 lira arasında alıcı bulan domates pazar ve marketlerde 5 ile 6 lira arasında satılıyor. Tüketici yüksek fiyattan şikayet ederken, hal komisyoncusu ise ürün azlığından dert yandı. Antalya Toptancı Hali'nde ise tüccarın elinde satılmayı bekleyen çok az domates olduğu görüldü.
Antalya Yaş Meyve ve Sebze Komisyoncuları Derneği Başkanı Nevzat Akcan, sektörün amiral gemisinin domates olduğunu belirterek, fiyatlarının dönem dönem yükselip alçalmasının nedeninin arz talep meselesi olduğunu söyledi. 

Geçen yıl yayla sezonunun bu dönemki gibi para etmediğini dile getiren Akcan, "Üretici geçen yıl para kazanamayınca bu yıl başka çeşitleri ekmeye başladı. Talep çok ama mal olmayınca fiyat yükseliyor. Burada biz tarımı para ettiği zaman niye çok para etti dersek felaketten kurtulamayız. Bu konunun tüm paydaşlarıyla birlikte konuşmalıyız ve çözüme kavuşturmalıyız” diye konuştu.

"Hale domates yayladan geliyor" 

Domates satılmadığı zaman kimsenin çiftçinin yanında olmadığından yakınan Nevzat Akcan, ”Bu maliyetlerin altında üretici domates sattığı zaman batar. Çiftçi batarsa ertesi yıl domates 8-10 lira olur. Şu an halde 2.5 ile 3.5 arasında domates var. Domates yayladan geliyor” dedi.

"Fiyatlar düşmez" 

Yayla domatesinin hava şartlarına yönelik bir ay daha devam edeceğini ifade eden Akcan, “Yeni ürünlerden kokteyl gelmeye başladı. Bir ay sonra domates seralardan domates gelmeye başlar. Hangi ürün az ekilirse, onun fiyatı yüksek oluyor. Tüketici açısından 5 lira pahalı ama bizim girdimiz son iki ayda yüzde yüz arttı. Üretici 2 liraya domates satarsa batar. Bir ay sonra domates geldiğinde de fiyatlar düşmez.Domatesi ucuza yersen o zaman üreticiyi batırırız. Fiyatlar düşmez. Bu girdilerle domates ve diğer sebzelerde fiyat düşmez.”diye konuştu.

"Çiftçi için Rusya pazarı önemli" 

Her zaman ihracatta yana olduklarını ve Rusya’nın domates alımına bel bağladıklarının altını çizen Akcan, “Seradaki üretici ürününü iyi fiyata satarsa mutlu olur. Eğer çiftçi domatesi 2.5’dan aşağı bu maliyetle satış yaparsa zarar eder. Buda tezgaha çıkıncaya kadar 4-5 lirayı bulacak” dedi.

"Yaylayı tuta vurdu" 

Antalya'da en fazla domates sevkiyatı yapan Korkuteli ilçesinde ise bu yıl çiftçi ürünü az ekti, ekili alanlarda tutadan zarar gördü. Alınan onca tedbir ve yapılan tüm mücadeleye rağmen seralardan atılamayan bu hastalık nedeniyle üretilen domateslerin hastalanmasının önüne geçilemedi.
Domates üreticisi Şükrü Bucak, domates güvesi de denilen “Tuta absoluta” adlı hastalık, domatesteki rekolteyi düşürdü. Kazancımızı yarı yarıya engelledi” dedi. 

Tuta ile mücadele yaptıklarını fakat yine de engel olamadıklarını söyleyen üretici Şükrü Bucak, “Bu yıl ilçede üretim düşük oldu. Hastalık olarak da domatesler hastalandı. Tuta hastalığı bizim başımıza zarar açıyor. Fiyatlar normal. Bu yıl üretici para kazandı ancak, gübre girdileri bizim üretimdeki kazancımızı yarı yarıya geriletti. Sezon başındaki verimler ve kalite son zamanlarda olmadı” dedi.
Bucak, tuta ile uzun zamandır mücadele ettiklerini belirterek, yaptıkları tüm mücadeleye rağmen tutadan kurtulamadıklarını söyledi.
Öte yandan Batı Akdeniz İhracatçılar Birliği (BAİB) rakamlarına göre 8 ayda Antalya, Isparta ve Burdur'dan yapılan toplam domates ihracatı 100 milyon dolar oldu.  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara UNESCO’da "30 Mart Uluslararası Sıfır Atık Günü" etkinliği yapıldı Fransa’nın başkenti Paris’teki Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütünün (UNESCO) binasında "30 Mart Uluslararası Sıfır Atık Günü" etkinliği düzenlendi. Etkinliğe Türkiye’nin UNESCO Daimi Temsilcisi Büyükelçi Gülnur Aybet, UNESCO’nun 42. Genel Konferansı Başkanı Simona-Mirela Miculescu, UNESCO Yönetim Kurulu Başkanı Vera El Khoury Lacoeuilhe ile UNESCO’nun Ekolojik ve Yer Bilimleri Bölümü Direktörü ve İnsan ve Biyosfer Sekreteri Antonio de Sousa Abreu’nün yanı sıra çok sayıda davetli katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan da etkinliğe video mesaj gönderdi. Türkiye’de farklı belediyelerin sıfır atık girişimi kapsamında yaptığı projeleri anlatan videonun gösteriminin yapıldığı etkinlikte, katılımcılar, Emine Erdoğan’ın önderlik ettiği Küresel Sıfır Atık İyi Niyet Beyanını imzaladı. Büyükelçi Aybet burada yaptığı konuşmada, 30 Mart Uluslararası Sıfır Atık Günü’nü kutlamak için bir araya geldiklerini ve bunu ikinci kez UNESCO merkezinde kutladıklarını ifade etti. Uluslararası Sıfır Atık Günü’nün atık üretim konusunda farkındalık oluşturmayı ve atıkların çevre üzerindeki etkisini en aza indirmeyi amaçladığını kaydeden Aybet, bu önemli günün, sürdürülebilir tüketim ve üretimin tanıtımı için iyi bir fırsat olduğunu vurguladı. Aybet, "Her yıl dünya çapında topraklarımızı, suyumuzu ve havamızı kirleten milyarlarca ton atık üretiliyor" diyerek, sıfır atık konusunda insanların dünya kaynaklarıyla olan bağlarını da tekrar gözden geçirmesi gerektiğine işaret etti. Sıfır atık konusundaki girişimlerin benimsenerek doğal kaynakların muhafaza ve iklim değişikliğiyle mücadele edildiğini belirten Aybet, bunu benimsemenin ayrıca ekonomik bir fırsat olduğunu aktardı. Aybet, Sıfır Atık Projesinin Emine Erdoğan himayesinde 2017’de başlatıldığına dikkati çekti. Sıfır Atık Projesi’nin ana hedefinin, atıkların geri kazanım oranını 2035’e kadar yüzde 60’a taşınması olduğunun söyleyen Aybet, bu projenin, başlangıcından bu yana Türkiye ekonomisine 185 milyar Türk Lirası kazandırdığını ifade etti. Aybet, ayrıca proje sayesinde 490 milyon ağacın kesilmekten kurtarıldığını ve 5,9 milyon ton sera gazı emisyonunun önlendiğini aktardı. "Sıfır Atık Projesi artık küresel bir hareket haline geldi” Sıfır Atık konusunda 21 milyon kişiye eğitim verildiğini dile getiren Aybet, "Türkiye’nin başarılı Sıfır Atık Projesi artık küresel bir hareket haline geldi" dedi. UNESCO’nun 42. Genel Konferansı Başkanı Miculescu da Birleşmiş Milletler (BM) rakamlarına göre, dünyada her yıl 2,24 milyar ton kentsel katı atık, 37 milyon plastik atık üretildiğini, ve 931 milyon ton gıdanın atığa dönüştüğünü belirtti. Miculescu, "Bu plastik atıkların her yıl parçalanarak okyanuslara karışması bekleniyor" diyerek, söz konusu atıkların ekosistemlere zarar verdiğinin altını çizdi. Söz konusu atıkların ekosistemlere zarar verdiğini ifade eden Miculescu, Emine Erdoğan’a, ülkesinin atık ve çevre sorunlarıyla ilgili paradigma değişimine sağladığı katkıdan ötürü hayranlığını dile getirdi. UNESCO Yönetim Kurulu Başkanı Lacoeuilhe de herkesin satın aldığı ürünlerin nereden geldiğine ve etkilerine dikkat etmesi gerektiğini vurguladı. Lacoeuilhe, mümkün oldukça ürünleri yeniden kullanmak ve geri dönüştürmek gerektiğini belirterek, bu bilincin çocuklara da kazandırılmasının önemine dikkati çekti. Kadınların sürdürülebilir tüketim konusunda önemli bir rolü olduğuna işaret eden Lacoeuilhe, kadınların çevreyi muhafaza etmek konusunda öncü rol oynadığının altını çizdi. Antonio de Sousa Abreu de dünyada her yıl milyarlarca ton atık üretildiğini vurgulayarak, "Bu nedenle UNESCO, sıfır atığa doğru ilerlemenin hayati önemini vurgulayan bu girişimi üstlenen Türkiye delegasyonuna çok minnettar" ifadesini kullandı. Sıfır Atık Projesi Emine Erdoğan’ın himayelerinde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca 2017’de başlatılan Sıfır Atık Projesi, sürdürülebilir kalkınma ilkeleri çerçevesinde atıkları kontrol altına alma, gelecek nesillere temiz ve gelişmiş bir Türkiye ile yaşanabilir dünya bırakma amacı taşıyor. Sıfır Atık Projesi kapsamında sıfır atık yönetim sisteminin kurulmasına ilişkin genel ilkelerin ve uygulama esaslarının belirlenmesini sağlayarak sıfır atık yaklaşımının ülke genelinde benimsenmesi, uygulanması ve yaygınlaştırılması amacıyla hazırlanan Sıfır Atık Yönetmeliği 12 Temmuz 2019 tarihli ve 30829 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Türkiye 2018’den bu yana çevre ve sürdürülebilirlik alanlarında ulusal ve uluslararası uzman isimlerin, kurum ile kuruluşların, sivil toplum kuruluşlarının, özel sektör temsilcileri ile bireylerin aynı platformda buluştuğu Sıfır Atık Zirveleri gerçekleştirildi. BM Genel Kurulunda kabul edilen "sıfır atık" kararı Eylül 2022’de BM 77. Genel Kurulu görüşmeleri sırasında New York’ta BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ile bir araya gelen Emine Erdoğan, ikili iklim kriziyle mücadele kapsamında "Küresel Sıfır Atık İyi Niyet Beyanı"nı imzaladı. BM Genel Kurulu, 14 Aralık 2022’de Türkiye’nin ana sunucusu, 105 ülkenin ise ortak sunucu olduğu "sıfır atık" kararını fikir birliği ile kabul etti. Genel Kurulun bu kararla 30 Mart’ı Uluslararası Sıfır Atık Günü ilan etmesinin yanı sıra BM Genel Sekreteri Guterres’ten, yerel ve ulusal sıfır atık girişimlerini teşvik etmek için bilgi, deneyim ve uzmanlığa dayalı, cinsiyet dengesi ve adil coğrafi temsil dikkate alınarak gönüllü ve seçkin kişilerden oluşan 3 yıl görev yapacak bir danışma kurulu kurması istendi. Sıfır atık girişimleri, çevreye duyarlı atık yönetimi, sürdürülebilir tüketim ve üretim konularının BM bünyesinde ele alınmasına devam edilmesi gerektiği vurgulanan kararla, üye devletler, BM ile diğer uluslararası ve bölgesel örgütler, sıfır atık girişimlerini uygulamaya teşvik edildi.