SAĞLIK - 28 Temmuz 2017 Cuma 10:21

Dört dörtlük şampiyon spermleri bulan yöntem

A
A
A
Dört dörtlük şampiyon spermleri bulan yöntem

Türk bilim insanı Prof. Dr. Utkan Demirci'nin en kaliteli spermi bulan mikroçip çalışması, Dokuz Eylül Üniversitesi Teknoloji Geliştirme Bölgesi’nin (DEPARK) bünyesine kattığı firmadan dünyaya yayılıyor. “Dört dörtlük şampiyon spermleri” bulan yöntem, tüp bebek tedavisindeki gebelik başarı oranlarını yüzde 70’lere yükseltti.

Çalışmalarını ABD'de sürdüren Türk bilim adamı Prof. Dr. Utkan Demirci'nin en kaliteli spermi bulan mikroçip yöntemi, erkeğin sperm sayısındaki yetersizlik nedeniyle bebek sahibi olamayan çiftlere yönelik tüp bebek tedavisinde umut oldu. Mikroçipler DEPARK bünyesinde bulunan şirketlerden KoekBiyoteknoloji tarafından dünyaya ihraç ediliyor. Tüp bebek uygulamalarında çığır açan mikroçip teknolojisi, gebelik oranını yükselterek özellikle erkek kısırlığından kaynaklı sorunlarda çiftlerin bebek özlemini sonlandırmada yüzde 70 oranında başarı yakalıyor.

Spermler yarıştırılıyor

Tüp bebek tedavisinde, spermlerin seçiminde santrifüj adı verilen yöntem daha yaygın olarak kullanılıyordu. Bu yöntemde; yüksek hızda dönerek çalışan bir laboratuvar cihazı içerisine konulan sperm hücreleri, mikroskobun altında el girişimi ile ayrıştırılıyordu. Yöntemde, başarılı sonuçların yanı sıra sperm hücrelerinin dakikada 3 bin devir hızla dönmesi nedeniyle hücrelerin DNA ve yapılarında bazı bozulmalar meydana gelebiliyordu. Geliştirilen mikroçip yöntemi ise tüp bebek tedavisinde kullanılacak spermlerin en iyisini, en kalitesini seçme ve kullanabilmeyi mümkün hale getiriyor. Bu sistemde sperm hücreleri, tıpkı doğal ortamındaki gibi çiplerin üzerindeki mikroskopik kanalların başında bırakılıyor ve yarıştırılıyor. Kanalların özel dizaynı sayesinde sadece en sağlıklı, DNA’sı hasar görmemiş spermler kanalın sonuna ulaşırken, zayıf spermler ise ayrı bir yerde toplanıp, iyilerden ayrıştırılıyor. Böylece, seçilen en sağlıklı spermler ile sağlıklı gebelik ve sağlıklı embriyolar elde ediliyor.

“Dört dörtlük şampiyon spermler”

Konu hakkında bilgilendirmede bulunan firmanın kurucu ortaklarından Op. Dr. Selçuk Kılınç, “DEPARK bünyesinde bulunan şirketimiz tarafından ürün geliştirme çalışmalarını yaptığımız mikro akışkanlı çip yöntemi, spermler arasında DNA’sı, genetik materyali en iyi olan spermi seçmemize yarıyor. Sperm hücrelerinin hareketleri mikro akışkanlar dinamiği ve mikro akışkanlar fiziği kuralları kullanılarak önce formülize ediliyor ve özel bir mikro akışkan kanalcıkta yarıştırılarak iyi DNA'lı olan spermlerin yeni bir formüle göre yüzmesi sağlanıyor. Bu pistin içerisinde yarışı kazanan dört dörtlük şampiyon spermler kullanılarak yapılan tüp bebek uygulamalarında da çok kaliteli embriyolar elde ediliyor. Önceden spermin şekli, hareketliliği çok iyi olmasına rağmen içerisinde taşıdığı genetik materyalin kalitesi bilinemeyebiliyordu. Daha önce böyle bir teknolojik gelişme ürünü olmadığı için kötü genetik yapılı spermler de farkında olmadan kullanılıyordu. Bu da tüm kötü yönleriyle gebelik elde etme oranlarına yansıyordu. Gerek aşılama, gerekse tüp bebek tedavilerinde mikroçipler kullanılmaya başladıktan sonra tüp bebek başarılarında iki katına varan oranlarda artışlar oldu” dedi.

Sperm hücrelerinin içgüdüleri olabilir

Çipleri DEPARK’tan dünyadaki kullanıcılara sağladıklarını ifade eden Kılınç, “Bu yöntem sayesinde tüp bebek uygulamalarında yüzde 70’e varan klinik gebelik oranları elde ediliyor. Aşılama uygulamalarında yüzde 15 oranında gebelik elde edilirken, çip sayesinde yüzde 25 oranında klinik gebelikler elde ediliyor. Bu ürün 5 yılın ardından ürünleştirildikten sonra ABD’deki birçok bilimsel çalışmada kullanıldı, dünyanın en büyük kongrelerinde yayınlandı” diye konuştu.

Kılınç, yeni yapılan çalışmalar sayesinde her geçen gün yeni bilgilerin ortaya çıktığını da belirterek, “Araştırmalar sonucunda sperm hücrelerinin içgüdüleri varmış noktasına gidiyoruz. Kuş sürüleri nasıl tesadüfen değil belirli bir 'ilahi' düzende uçuyorlar ise sperm sürülerinin de mikro kanalcıklarda belirli formüllere uyarak hareket ettikleri görüldü” bilgisini verdi. 

Ceren Atmaca - Abdülaziz Baydilli

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.