GÜNDEM - 04 Haziran 2015 Perşembe 02:33

Dünyada 600 tane, birisi Akyaka’da

A
A
A
Dünyada 600 tane, birisi Akyaka’da

Yavru bir Akdeniz Foku, 50 yıl sonra ilk kez beslenmek için Akyaka Azmağına geldi. Türü tehlike altında olan Akdeniz Foku, Yardımcı Doç. Dr. İnci Tüney tarafından görüntülendi.

Fok Badem’in Muğla kıyılarında hareket seyrini izleyen Akdeniz Koruma Derneği Başkanı Zafer Kızılkaya, Akyaka Azmağında ve Gökova Körfezi'nde yeni görülmeye başlanan Akdeniz Foku ile ilgili yaptığı açıklamada, “Bu bir dişi fok. Burada önemli olan yaklaşık 50 yıldır bir Azmağın içine bir Akdeniz Foku’nun beslenmeye gelmesi. Badem’i örnek olarak saymıyoruz. Çünkü Badem’i biz salmıştık Gökova Körfezine. Badem başka bir yerde yavru iken bulup, yetiştirip daha sonra Gökova Körfezi’ne bırakmıştık. Badem de Azmak’ta besleniyordu ama bu fok doğal beslenmek için geliyor” dedi.

TÜRK SULARINDA 50-60 TANE VAR

Nesli koruma altında olan Monachus monachus cinsi Akdeniz Foku’nun Türk sularında 50-60 tane olduğunu belirten Kızılkaya “Fok’un Akyaka Azmağına gelmesi demek, bir üzerinde tehdit hissetmemesi demek, koruma alanlarında istediğini yapıyor. İkincisi burada yiyecek olması demek. Çünkü hayvan en çok beslenme ihtiyacı olduğu zaman Azmak ve etrafında yeterince balık buluyor. Bir başka önemli konu da insanlar tarafından bir tehdit olmadığını hissediyor. Bu Akyaka için çok önemli. Akdeniz’in en nadir canlısından bahsediyoruz. Şu anda belki sularımızda 50-60 tane var ve bunlardan birisi burada yavru olarak. Üzerinde herhangi bir tehdit olduğuna ve kimseye zara vereceğine inanmıyorum. Sabahları besleniyor burada ve insanlar ile fazla muhatap da olmuyor. Biraz daha büyüdükten sonra kaybolacak zaten muhtemelen ve daha açıklara gidecek” dedi.

KORUMA ÇABALARININ BİR ESERİ

Akdeniz Koruma Derneği olarak Gökova Körfezi'nde koruma alanları oluşturma çabalarının sonuç verdiğini belirten AKD Başkanı Kızılkaya, “Akdeniz Foku’nun buraya beslenmeye gelmesi, bizim burada Akdeniz Koruma Derneği olarak verdiğimiz çabaların, korumak için gösterdiğimiz çabaların belli bir noktaya ulaştığını gösteriyor. Akyaka için de Kooperatif için de büyük bir şans bu. Çünkü besin zincirinin en üstteki halkanın yani Köpekbalıklarının, Fokların sağlıklı olması sistemin sağlıklı olması demek. En büyük halkayı aldığınız zaman sistem tökezlemeye başlıyor. Dolayısı ile Akyaka’da fok görülmesi çok önemli” dedi.

BEKİR TOSUN 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muş Muş’ta Masa Tenisi Turnuvası 60 sporcunun katılımı ile başladı Muş’ta Kredi ve Yurtlar Genel Müdürlüğü 27. İller arası “Masa Tenisi Turnuvası Bölge Grup Elemeleri” 60 sporcunun katılımı ile başladı. Yeni spor salonunda düzenlenen masa tenisi turnuvasına; 9 ilden 60 sporcunun katılımı ile başladı. 4 gün sürecek olan turnuvanın sonunda gruplarını finale çıkaracak olan takım Türkiye finallerinde eleme oynamaya hak kazanacak. Turnuvaya; Muş, Elazığ, Bingöl, Bitlis, Van, Bayburt, Ağrı. Iğdır, Kars’tan sporcular katıldı. Programda konuşan Gençlik ve Spor İl Müdürü Mehmet Arif Taşdemir, “Kredi Yurtlar Genel Müdürlüğünün organizasyonunda, 24-27 Nisan tarihleri arasında 27’nci Masa Tenisi Grup Birinciliği ev sahipliğimizde başladı. Burada 9 ilimizden yaklaşık 60 sporcumuz masa tersinde ter dökecek. İnşallah burada elde edilen başarılar neticesinde Türkiye finaline gidecek olan gençlerimize başarılar diliyorum. Geçen günlerde güreşte ev sahipliği yaptık, bugün burada masa tenisine ev sahipliği yapıyoruz. Spor salonlarımız tamamen çevre illerden gelen öğrencilerimize hem bölge birincilikleri, hem Türkiye şampiyonalarında ev sahipliği yapmaya hazır. Burada birçok misafirimizi de ağırlıyoruz. Burada ter dökecek olan sporcularımız çevre illerimizin yurtlarında kalanlardır. Dün bizim sporcularımız Iğdır’da voleybolda ter dökmüşlerdi. Ben katılım sağlayan tüm illerimize teşekkür ediyorum. Gelen bu ekipler ilin ekonomisine de katkı sağlamaktadırlar. Bu vesileyle yaptığınız turnuvalar da önem arz etmektedir” dedi.
İzmir Egeli bilim adamlarının projesine TÜBİTAK’tan destek Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Çocuk Acil Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Eylem Ulaş Saz’ın yürütücülüğünü yaptığı “Sistemik Enfeksiyon Şüphesi Olan Bir Yaş Altı Çocuklarda Tükürük Prokalsitonin (PCT) Düzeylerinin Kullanımı ve Serum PCT Düzeyleri İle Karşılaştırılması” başlıklı proje TÜBİTAK tarafından desteklenmeye uygun bulundu. Proje ekibini makamında ağırlayan Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, yaptıkları nitelikli çalışmalarından dolayı ekibi tebrik etti. Budak, “Üniversitemiz bilim insanları, ülkemiz başta olmak üzere tüm insanlığın ihtiyaçları doğrultusunda araştırma alanlarını yoğunlaştırarak, ulusal ve uluslararası iş birlikli ve disiplinlerarası önemli projeler hazırlamaya devam ediyorlar. Referans gösterilen araştırma üniversitemiz ekosistemi bünyesinde çocuklarda sık görülen enfeksiyonların erken teşhisi ve tedavisine yönelik nitelikli bilimsel çalışma yürüten ekibimizi yürekten tebrik ediyorum” dedi. “PCT düzeylerini ölçen prospektif bir analiz olacaktır” Projenin içeriği ile ilgili bilgi veren Prof. Dr. Eylem Ulaş Saz, “Bakteriyel enfeksiyonlar, özellikle 1 yaş altı çocuklarda ciddi morbidite ve mortaliteye yol açabilir. Bu nedenle, enfeksiyonun erken teşhisi ve tedavisi hayati önem taşır. Geleneksel biyokimyasal belirteçler ve klinik bulgular, erken teşhiste sınırlılıklar gösterebilir. Bu çalışmanın amacı, tükürükteki Prokalsitonin (PCT) düzeylerinin, 1 yaş altı çocuklarda bakteriyel enfeksiyon şüphesi durumunda kullanımını ve serum PCT düzeyleri ile karşılaştırılmasını incelemektir. Prokalsitonin, bakteriyel enfeksiyonlara spesifik bir belirteç olup, vücutta enfeksiyon varlığında artış gösterir. Çalışma, serum ve tükürük örneklerindeki PCT düzeylerini ölçen prospektif bir analiz olacaktır. Araştırmadaki hipotezimizi, tükürük PCT düzeylerinin, bakteriyel enfeksiyonun erken teşhisinde kullanılabileceği ve serum PCT düzeyleri ile yüksek oranda korelasyon göstereceği üzerine kurduk. Bunun sağlanması durumunda özellikle invaziv olmayan bir yöntem olarak, tükürük PCT düzeyleri, bakteriyel enfeksiyonların erken teşhisinde ilk basamak test olarak potansiyel bir araç olabilecektir. Bu yaklaşım, özellikle küçük bebeklerde kan alma işleminin zorlukları göz önünde bulundurulduğunda, hastane kaynaklarının gereksiz kullanımını azaltacağı, ileri test (kan kültürü, BOS kültürü, Akciğer grafisi) taleplerini engelleyebileceği, uygunsuz antibiyotik kullanımını düşüreceği ve acil servislerden hızlı taburculuk üzerine önemli bir avantaj sağlayacağını düşünüyoruz ” diye konuştu. Yürütücülüğünü Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Çocuk Acil Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Eylem Ulaş Saz’ın yaptığı projede, Doç. Dr. Ali Yurtseven, Doç. Dr. Caner Turan, Dr. Sercan Çınarlı, Doç. Dr. Elif Azarsız, Doç. Dr. Timur Köse araştırmacı olarak yer alıyor.