KÜLTÜR SANAT - 27 Ekim 2017 Cuma 15:23

Dünyanın dört bir yanından bitkiler ‘Anadolu Arboretum’da buluştu

A
A
A
Dünyanın dört bir yanından bitkiler ‘Anadolu Arboretum’da buluştu

Anadolu Üniversitesi Yunus Emre Yerleşkesi içerisinde açılışı gerçekleştirilen “Anadolu Arboretum”da, dünyanın dört bir yanından getirilen toplam 373 odunsu bitki çeşidi bulunuyor.

Kökeni Latince olan arboretum sözcüğü ‘ağaç’ anlamına gelen ‘-arbor’ ve ‘bitkilerin yetiştirildiği alan’ anlamına gelen ‘-etum’ sözcüklerinin bir araya gelmesiyle oluşup, bitkilerin yetiştirilmesi için özel olarak düzenlenmiş bahçeler olarak anlamlandırılıyor. Arboretumlar, dünyanın birçok ülkesinde yüzlerce yıl önce planlanıp kurulurken Türkiye’de ise yeni yeni şekilleniyor. Eskişehir’de de böyle bir çalışmaya imza atan Anadolu Üniversitesi, ‘Anadolu Arboretum’un açılışını gerçekleştirdi. Toplam 5 bin metrekare alan içerisinde düzenlenen arboretumda, 53’ü Türkiye menşeili olmak üzere toplamda 92 farklı odunlu bitki bulunuyor. Ayrıca alanda, Himalaya Dağları’nın yanı sıra Uzak Doğu, Avrupa ve Asya’dan da bitkiler yer alıyor.
Turizm Fakültesi Turizm Rehberliği Bölümü öğrencilerinin bazı gösterilerle tanıtımını yaptığı açılışa; Eskişehir Vali Yardımcıları Aslan Avşarbey, Ali Muhiddin Varol, Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Naci Gündoğan, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Yücel Güney, Prof. Dr. Ali Savaş Koparal ve Prof. Dr. Zafer Asım Kaplancıklı katıldı.

“Anadolu Arboretum dünyadaki bütün bitkileri temsil eden bir alan olacak”
Üç yıldır emek verilen bahçede Anadolu Arboretum’un açılışının yapıldığını belirten Rektör Gündoğan, “Anadolu Üniversitesi Yunus Emre Kampüsü, şehrimizin içerisinde çok güzel, yeşil ve nezih bir alan. Biz de Anadolu Arboretum’u açarak buranın özellikle öğrencilerimize ve akademisyenlerimize bilimsel açıdan hizmet vermesini amaç edinen bir yer olmasını istedik. Burada 92 farklı çeşit ağaç ve odunsu bitki var. Tabii ki bu sayı şu an biraz az ama önümüzdeki dönemde Türkiye’nin ve dünyanın farklı bölgelerinden ağaçları buraya dikeceğiz” dedi.

“Şu anda toplamda 373 civarında bitkimiz var”
Anadolu Arboretum’un temelde üç amacı olduğunu söyleyen Rektör Gündoğan konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bunlardan biri bu bahçeyi, akademisyenlerimiz ve öğrencilerimizin bilimsel amaçlı kullanımına açmak. İkincisi, sadece kendi öğrencilerimizi değil şehrimizdeki öğrencileri de düşünerek onların gözlem yapma ihtiyacını karşılamak. Özellikle ortaöğretim kurumlarından öğrencilerimizin buraya yoğun ziyaretler yapacağını düşünüyorum. Çocuklarımızın buraları görmesini, ağaçları tanımalarını istiyoruz. Gördüğünüz gibi bütün ağaçların kimlikleri yanına asıldı, kare kodlar da var. Dolayısıyla kolaylıkla ağaçlar hakkında bilgiye ulaşabilecekler. Üçüncü amacımız ise doğaya karşı farkındalığı arttırmak. Tabii bu süreçte üniversitemizin farklı birimlerinden birçok arkadaşımızın yoğun çalışmalar gerçekleştirdi. Daha önce burası kapalı bir alandı ama şu anda öğrencilerimize ve personelimize açıldı. Öğrencilerimiz de buraya gelip, gezsinler; kampüsün içerisinde farklı bir ortamda bulunduklarını hissetsinler ama burayı korumaya dikkat etsinler. Şu anda toplam bitki sayısı 373 civarında. İlk etapta bu sayıyı 500’ün üzerine çıkarmayı planlıyoruz. Burası 5-10 yıl içerisinde dünyadaki bütün bitkileri temsil eden ağaçların bulunduğu bir alan olmuş olacak. Ben hem üniversitemize hem de şehrimize hayırlı olmasını temenni ediyorum.”

Anadolu Arboretum’un açılışının ardından heyet, alanı gezerek ağaçlar ve bitkiler hakkında bilgiler aldı.

Kadir Arslan - Mehmet Sıddık Yeşilırmak 

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Trabzon Doğaseverler Kadıralak Yaylası’nda bir araya geldi 15-22 Nisan tarihleri arasında düzenlenen 48. Turizm Haftası etkinlikleri çerçevesinde bir çok doğasever Kadıralak Yaylası’nda bir araya geldi. Mavi yıldız çiçekleri ile ön plana çıkan Kadıralak Yaylası’nın eşsiz güzelliği ve doğal zenginlikleri, Trabzon turizmi açısından büyük bir önem taşıyor. Bu çerçevede sivil toplum kuruluşlarının da içinde bulunduğu bir grup doğasever 15-22 Nisan Turizm Haftası etkinlikleri çerçevesinde bir araya geldi. Etkinliğe Tonya Kaymakamı Adem Eser, Trabzon İl Kültür ve Turizm Müdürü Tamer Erdoğan ve vatandaşlar da katıldı. Etkinlikte konuşan Tonya Kaymakamı Adem Eser, Kadıralak Yaylası’nın tanıtımının tüm Türkiye’ye yayılması temennisinde bulunarak "6 aydır burada görevliyim. Bu yaylanın ilçemiz sınırları içerisinde olmasından dolayı çok mutluyum. Trabzon’un içinden ve şehir dışından gelen ziyaretçilerime hoş geldiniz diyorum" dedi. İl Kültür ve Turizm Müdürü Tamer Erdoğan ise, "Burada doğa spor dernekleri ve diğer derneklerimiz ile beraber bugün buradayız. Turizm Trabzon’un vazgeçilmez bir unsuru. Trabzon ekonomisinin yüzde 70’i turizmden geliyor. Turizm sezonu başladı ve bu sezonun 2023 yılına göre daha iyi olmasını bekliyoruz. Tüm hazırlıklarımız tamam. Bayram tatilinden itibaren yoğunluk başladı. Önümüzdeki aylardan itibaren yoğunluğumuz her geçen gün artarak devam edecek" diye konuştu. Bilindiği üzere ‘Uluslararası Bern Sözleşmesi’ gereği korunan yörede “Mor Yayla” ismi ile de bilinen her yıl Nisan ayında açan mavi yıldız çiçekleri ile meşhur Trabzon’un Tonya ilçesine bağlı son yıllarda vatandaşların uğrak yerlerinden biri haline gelen Kadıralak Yaylası binlerce turisti ağırlıyor.
Edirne Edirne’de AFAD gönüllüleri sertifikalarını aldı Edirne’de eğitimlerini tamamlayan destek AFAD gönüllüleri sertifikalarını düzenlenen törenle aldı. Törende konuşan Edirne Valisi Yunus Sezer, Türkiye’de 6 Şubat depreminden önce 500, 600 bin civarında olan afet gönüllüsü sayısının şu anda yaklaşık 1 buçuk milyonu bulduğunu söyledi. Deprem, sel, yangın gibi doğal afetlerde görev almak için çeşitli eğitimlerden geçen destek AFAD gönüllüleri, sertifikalarına kavuştu. Özellikle 6 Şubat tarihinde yaşanan Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından bu tür eğitimlere talep oldukça arttı. Kentteki bir tesiste düzenlenen sertifika töreninde destek AFAD gönüllüleri ile bir araya gelen Edirne Valisi Yunus Sezer, her birine çalışmalarında başarılar diledi. Ülkenin her noktasında neredeyse afet riski ile karşı karşıya kalındığını söyleyen Edirne Valisi Yunus Sezer, bunların sel, deprem, yangın, heyelan gibi tehlikeli afet durumlarından oluştuğunu aktardı. Tokat Sulusaray merkezli ve çevre illeri etkileyen bir deprem yaşandığını ve artçı depremlerin hala devam ettiğini ifade eden Vali Sezer, "Karadeniz Bölgemiz ise heyelan ve sellerle karşı karşıya bir tehdit halinde. Bugün Edirne ilimizde de benzer yağışlar ve bunun getireceği tehlikeli taşkınlar ihtimali var. Bunları biz kendi imkânlarımızla, AFAD personellerimizle de olsa üzerinden gelme imkânımız yok. Afetlerde ilgili olarak eğitim sürecinde de öğrenilen şey, afetlerle mücadelede önemli olan şey riski azaltmaktır. Risk azaldıkça, afetlere müdahale başarısı da ters orantılı olarak artmaktadır. Riski azaltmadan afetlerde mücadelede başarıya ulaşmanın imkânı çok düşüktür. Ancak müdahalede başarılı olursunuz. Müdahale kapasitemiz ülke olarak, risk yönetimi çok fazla olmasa da kriz yönetimimiz belki de dünyada ilk sırada yer alıyor. Krizlerle ülke olarak başarılı olarak, afetlerde özellikle görüldüğü gibi başa çıkıyoruz. Belki dünya tarihinin yaşamış olduğu en büyük depremlerden birini 6 Şubat’ta, 20 ilimizi etkileyen Maraş Pazarcık merkezli depremde gördük ve bu deprem 6 ay geçmeden neredeyse barınma problemleri başta olmak üzere, birçok problemi halletmiş bir ülkeyiz" ifadelerine yer verdi. "Riski azaltma aşamasının en önemli noktası gönüllülük sistemidir" Afet sonrasında iyileştirme noktasında çok iyi noktada olunduğunu ve riski azaltma aşamasının en önemli noktasının da gönüllülük sistemi olduğunu vurgulayan Vali Sezer, gönüllülük sisteminin ülke genelinde çok iyi seviyede olduğuna değindi. Hem Kızılay, hem de AFAD gönüllüleri olduğunu belirten Vali Sezer, bu görevin çok önemli olduğunu ve yeri geldiğinde ailesinden, işinden feragat ederek her türlü fedakarlığın göstergesini de beraberinde getirdiğini ifade etti. Edirne’de bir sivil toplum kuruluşunun akredite olduğunu söyleyen Vali Sezer, itfaiye ve diğer sivil toplum kuruluşlarının eğitimlerinin devam ettiğini ve 2 bin arama kurtarma personeli yetiştirmeyi hedeflediklerini ifade etti. Edirne’yi balkanları da içine alacak şekilde arama kurtarmanın merkezi yapmayı da hedeflediklerini söyleyen Vali Sezer, "Edirne’de afet olmayabilir ama komşu illerimizde bir afet meydana gelebilir bu yüzde Edirne’yi merkez yapmak için çalışıyoruz. Balkanlardaki üniversitelerin de katılımıyla bir arama kurtarma merkezini burada oluşturmayı düşünüyoruz. Şuanda 299 AFAD destek gönüllümüz var. 6 bin de AFAD gönüllümüz var. Bu sayıyı daha da arttırmalıyız" dedi. Gönüllülerin yanlarında olmasının ve kendileriyle çalışmalarının çok önemli olduğunu söyleyen Edirne İl Afet ve Acil Durum (AFAD) Müdürü Elvan Kaya, destek AFAD gönüllüleri ile Kahramanmaraş merkezli depremlerde zor işlerde beraber görev yaptıklarını belirtti. Sertifika töreninde konuşan Destek AFAD Gönüllüsü Selda İnanç, Geçmiş afetlere bakıldığında ülkede büyük kayıplar yaşandığını hatırlattı. 1999 Marmara depremi ile 6 Şubat 2023’te meydana gelen ve pek çok ili etkileyen Kahramanmaraş merkezli depremin ardından afetlerle baş edebilmek için toplumun oluşturduğu gönüllü yapılanmaların afet öncesi ve sonrası meydana gelen kayıpları en aza indirme noktasında ne kadar önemli olduğunu gösterdiğini söyleyen İnanç, ellerinden gelecek her şeyi yapabilmek ve faydalı olabilmek adına AFAD arama kurtarma gönüllüsü olabilmek için elleri, kolları sıvadıklarını ve bu işe adım attıklarını ifade etti. Konuşmaların ardından eğitimlerini tamamlayan destek AFAD gönüllüleri sertifikalarını Edirne Valisi Yunus Sezer’in elinden aldı. Düzenlenen tören toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.