POLİTİKA - 08 Ekim 2017 Pazar 08:59

Egemen Bağış'tan 'Küresel Terör' analizi

A
A
A
Egemen Bağış'tan 'Küresel Terör' analizi

Eski Avrupa Birliği ve Devlet Bakanı, Başmüzakereci Egemen Bağış, Türkiye gazetesinde yer alan yazısında 'küresel terör'le ilgili analizlerde bulundu.

İşte Egemen Bağış'ın yazısının tamamı; 

Gün geçmiyor ki dünyanın herhangi bir noktasından bir terör eylemi haberi gelmesin. O kadar sık terör eylemi gerçekleşiyor ki çok acı ama tüm insanlık kanıksadı ölü sayıları belirten haberleri...

Dünya Sanayi Devriminden bu yana çok hızlı değişiyor. Bu değişimler de devletlerin yapılarını, nüfusun yerleşim dengesini, üretimi, tüketimi, hayalleri ve hatta suçları ve cezaları değiştiriyor. İşte tam da burada “terör” denilen bela da değişim gösteriyor. Özellikle son 20 yılda terör artık bölgesel çapta değil küresel çapta eylemler yapıyor. 11 Eylül 2001 tarihinde ABD’nin New York şehrinde 'İkiz Kuleler’e yapılan saldırı ile artık terörün dünyanın her noktasını vurabildiğini ve hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını tüm insanlık anladı. O günlerde El-Kaide isimli terör örgütünden bahsediyordu tüm dünya. Şimdi DEAŞ tüm dünyaya korku salıyor. Zaten terörün amacı da yaptığı eylemlerle korku oluşturmak...

Eskiden bir terör örgütü bulunduğu ülke ya da ülkenin bir bölgesi üzerinde faaliyet gösterir ve o noktada eylem yaparken bu dışarıdan destek almadığı müddetçe yerel bir sorun olarak tanımlanırdı. Ama dünya değişti ve bu örgütlerin nitelikleri de değişti. Bizim topraklarımızda eylemler yapan eli kanlı örgüt PKK bugün Avrupa'da ve dünyanın başka noktalarında farklı ulusların gençlerini pazarladığı uyuşturucu ile zehirleyerek ya da gariban esnaftan haraç toplayarak finansman sağlıyor, insan kaynağı sağlıyor, eylem yapıyor ve hatta şu an Suriye’nin kuzeyinde PYD olarak da faaliyet gösteriyor.

Dünyanın en güvenli ülkelerinde bombalar patlıyor, ağır vasıta araçlarla kalabalıkların içine dalınıyor ve her gün insanlar ölüyor. Ortadoğu’da insanlar savaş, kaos ve terör örgütleri kıskacında hayat mücadelesi veriyor. Geçtiğimiz günlerde Paris’te, Londra’da, Las Vegas’ta peş peşe terör eylemleri gerçekleşti. Tüm dünya sinema filmi izler gibi hadiseleri izliyor.. 

Terör saldırılarına uzun zamandır şahit olan bir ülkeyiz. Osmanlı’nın son dönemi Ermeni ve Balkanlardaki bazı örgütlerin bombalı eylem ve suikastlarına maruz kaldık. 17 Kasım ve ASALA gibi eli kanlı örgütlerle yıllarca mücadele ettik. FETÖ, DEAŞ, DHKP-C ve PKK belalarıyla zaten mücadele ediyoruz. Defalarca müttefiklerimize teröristlerin elini kolunu sallayarak ülkelerinde gezdiğini ve buna bir tedbir alınmasını ilettik. Kâğıt üzerinde PKK’yı terör örgütü olarak tanıdılar fakat uygulamada gereği yerine getirilmiyor. Türkiye aleyhine çalışan terör örgütleri Avrupa’da farklı sivil toplum kuruluşlarını paravan olarak kurarak insan ve para kaynağı sağlıyorlar. Sınır ötesinde mücadele edebilmenin yegane şartı devletler arası iş birliğidir. İş birliği, yapılan terör eylemini sadece kınamaktan ibaret olmamalı. Ama yaşanan bu. Tüm dünya teröre karşı tek bir tanım oluşturup amacı ne olursa olsun terörün eylem olarak bir suç ve cezası olması gerektiğini bir mutabakata dökmelidir. Bana vurmuyorsa terörist değil, bana vuruyorsa terörist olmaz!.. 

Ne kadar acıdır ki Birleşmiş Milletler dünya üzerindeki en büyük örgüt olmasına rağmen ve birçok kurulunda alt başlıklar hâlinde bazı terör unsurlarına karşı tanımlar ve yaptırımlar getirmiş olmasına rağmen net bir terör tanımı yok. Bu tanımın içeriğine uyan her türlü örgütü de bu liste içine alıp örgüt ortadan kaldırılmalıdır. Türkiye defalarca aklınıza gelen her türlü uluslararası platformda, Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Dışişleri Bakanları temsilinde bu önerilerini dile getirmiştir. Çok pratik uygulamalar sunduk. Örnek olarak: “İade et veya yargıla” prensibi esasında devletlerin iş birliğine gitmesi yol alınabilir bir başlangıç olabilirdi. 

Maalesef daha Birleşmiş Milletler buna bir ortak tanım ve tavır oluşturamıyorken “Dünya Beşten Büyüktür” sözünün önemini daha iyi anlıyoruz. Daimi Üyelerin de, Güvenlik Konseyi Üyelerinin de bir an önce küresel bir güç kazanan teröre karşı hareket etmesi lazım. Ama tüm dünya ülkeleri bu konuda ağırlığını koymalı. Sayın Cumhurbaşkanımız bu konularla alakalı sürekli olarak dünya liderleriyle temas hâlinde. Hamdolsun insanlık için doğru hamleleri sürekli Türkiye dünya gündemine sokuyor. Bugün eli silahlı teröre tüm dünya çapında engel olmazsak yarının siber dünyasında terörün de şekil değiştirerek bütün dijital ağları sabote ederek ülke kaynaklarını felç edecek eylemlerine şahit olacağız. 

İnşallah aklıselim, siyasi çekişmelerin önüne geçer ve Birleşmiş Milletler şemsiyesi altında tüm insanlık ortak bir terörle mücadele haritası çıkarıp bu belayı defeder. Aksi hâlde kaybeden tüm insanlık olacak. Unutmayalım ki hepimiz güvende olmadıkça hiçbirimiz kendimizi güvenli hissedemeyiz. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Bakan Özhaseki, “Şimdi başka belediyecilik başladı, algı belediyeciliği. Adam tatilde, iş başındaymış gibi gösteriyorlar” Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, AK Parti’nin gerçek ve hizmet belediyeciliği yaptığını söyledi. Muhalefeti eleştiren Bakan Özhaseki, "Şimdi başka belediyecilik başladı, algı belediyeciliği. Adam tatilde, iş başındaymış gibi gösteriyorlar" dedi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Zonguldak’ın Devrek ilçesinde Öğretmenevi’nde STK, Sektör temsilcileri buluşması programına katıldı. Burada kalabalığa hitap eden Bakan Özhaseki, yerel seçimlerin önemine dikkat çekerek, “Bütün seçimler Türkiye’de önemlidir. Ama yerel seçimlerin şöyle bir önemi de vardır. Siz orada kendi geleceğinizi inşa edecek insanı seçersiniz. Yani çocuklarımızı büyüteceğimiz, yaşayacağımız ortamı bize hazırlayacak olan insanı seçersiniz. Şehirlerin geleceği o şehirdeki yerel yöneticilerin ufukları ile doğru orantılıdır. Oradaki yerel yönetici başta belediye başkanını kast ediyoruz. Dürüst birisi ise çalışkan, gayretli birisi ise gerçekten Allah rızası için bunu yapıyor, gece gündüz demeden toplum için bunu yapıyorsa Cenabı Allah onun gören gözü oluyor. Ayağı oluyor, yardım ediyor. Değilse, niyet bozuksa her işi eline yüzüne bulaştırıyor. O zaman da bunun eziyetini bizler çekiyoruz. Biz geleceğimizi oyluyoruz. O yüzden bildiğimiz doğruları söylemekte gayret ediyoruz” ifadelerine yer verdi. 1994 yılı öncesinde ideolojik, takıntılı, kafasındaki sapkın hedeflerine ulaşmak için belediyecilik yapan insanlar olduğunu söyleyen Bakan Özhaseki, “İstanbul’da bir semtte kahveler dolu. Fabrikadan mal çekiyorum özel sektördeyim. Kahvehanelerin neden dolu olduğunu sordum. Bana cevap olarak İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin elemanları olduğu, akşama kadar oyun oynadığını söylediler. Çalışmaz, eylem olacağı zaman otobüsler yanaşır, gösteri alanına giderler. Bunlar çalışmak için değil ki. Öğrenciliğim İstanbul’da geçti. Cami yanında tavana kadar çöp deryası olduğunu bilirim. Sular akmaz. Gece saatlerine suyu kurarız, kap kacağı biriktirip elimizi yüzümüzü yıkayacağız. O dönemler öyleydi. Ama biz çıktık dedik ki hizmet edeceğiz. Gece gündüz çalışacağız. Kimseyi ayırmayacağız. Mazeret de üretmeyeceğiz. Bu sözümüzde durduk. Yıllardır çok şükür birçok belediyede bunları da yaptık başardık” şeklinde konuştu. "Biz sözümüzde, ahdimizde dururuz, çalışırız" Kayseri Belediye Başkanlığı dönemlerini hatırlatan Bakan Özhaseki, “Biz sözümüzde ahdimizde dururuz, çalışırız. Haliyle Türkiye’nin birçok zorluğu var. Bulunduğumuz coğrafya böyle bir coğrafya en büyük zorluklardan birisi de depremsellik. Hepimiz bilelim ki şu anda bile yer altında kırılmamış, hangi şiddette kırılacağını bilmediğimiz 500’e yakın fay hattı var. Türkiye bir deprem ülkesi. Çok 100 yılda 6 üzerinde yıkıcı deprem sayısı 231. Ölen insan sayımız 130 bin. Öyle olunca bizim şehirlerimizi muntazam yapmamız lazım. Depreme dirençli yapmamız lazım. Evlerimiz rastgele yapmamız lazım. 6 Şubat’ta meydana gelen hadisede 680 bin evimiz yıkıldı, 170 bin de işyeri. Dile kolay, 850 bin. Burada tam 18 ilimiz etkilendi. 14 milyon insan da zarar gördü. Asrın felaketi olarak deniliyor ama bin yıllık Anadolu medeniyetimizde başımıza gelen en büyük felaket buydu. Bundan daha büyük felaket de Moğol istilası dahil karşılaşmadık. Zararımız 100 milyar doların üzerinde. Ama çok şükür bunu Cumhurbaşkanımızın liderliğinde bizler de yol arkadaşları olarak hep beraber adeta asrın dayanışmasına döndürdük. Gece gündüz çalışıyoruz. Arı gibi çalışıyoruz. Şu anda 300 binden fazla ev yapılıyor. Köy evlerini artık çelik karkastan yapılıyor. Şehirlerin merkezlerini, altyapılarını yapıyoruz. 76 bin evi geçen haftalarda vatandaşlarımıza teslim ettik” diye belirtti. 6 Şubat depreminden sonra asrın dayanışması sergilendiğinde bölgeye gelen yabancı misyon şeflerinin “Bu depremin 4’te 1’i bizde olsaydı vallahi biz bunun altından kalkamazdık” dediklerini hatırlatan Bakan Özhaseki, “Birkaç gün önce gazetelerde gördüm. Amerika’da bir kasırga olmuştu. Devlet üç senede hala oraya gitmemiş, vatandaş isyan ediyor, protestolarda bulunuyordu. Çok şükür bizde ilk günden itibaren oradaydık. 810 AK Partili belediye var. Bütün başkanlarımızı oraya gönderdik. Çalışıyoruz. İnşallah oradaki kardeşlerimizin bütün haklarını vereceğiz” "Hadi gelin bin şantiyeyi gezdireceğim diyorum, gelen giden yok" Özhaseki, “Bir ay kadar önceydi. Ana muhalefetin genel başkanı çıkmış, ‘hükumetin deprem karnesini açıklıyorum, sıfır, sıfır.’ Ne diyor dedim ya? Gösteri yapar gibi adamcağız bağırıyor elinde kağıtla. Bir başka genel başkan çıkıyor diyor ki 76 bin evi ‘Herhalde AKP’lilere verdiler’ diyor. Allah sizi ıslah etsin. Ne olursunuz şu kirli dilinizi çekin. Öteki de çıkmış, ‘Özhaseki’ye bak, utanmadan mis gibi evler yaptık’ diyor. Ne diyeceğim, mis gibi evler yapıyoruz. Aslanlar gibi evler yapıyoruz. Ne dememi beklersiniz. Oradaki çalışma bile zoruna gidiyor. Hükumetin başarısı bile zoruna gidiyor. Deprem olduğunda bir genel başkan yardımcısı diyor ki ‘Hükumet depremin altında kalır, merak etmeyin’ diyor. Ya ne biçim adamsınız? Enkazın altında insanlar var, kurtarmaya çalışıyoruz. Daha birinci gün. Hala siyaset derdindeler. Ne olur şu kirli dilinizi bir çekin ya. Hadi gelin bin şantiyeyi gezdireceğim diyorum gelen giden yok” diyerek muhalefeti eleştirdi. “Hem iktidarda hem yerel siyasette çalışacağız” 22 yılda AK Parti’nin iktidarda olduğunu, geçmiş iktidarlardan kat kat fazlasını yaptıklarını söyleyen Bakan Özhaseki, “Biz çalışacağız. Hem iktidarda hem yerel siyasette çalışacağız. Günü birlik biraz vakit geçirirler geçer giderler. Ama önemli olan bıraktığınız eserler. Hamdolsun 22 yılda iktidardayız. Türkiye’yi büyüttük. Altyapısını yaptık. Hiç kötü sözümüz olmaz geçmiş iktidarların üzerine kat kat fazlasını yaptık. Eğer biz bu beldeyi seviyorsak burada güzel işler olsun istiyorsak, elimizde güçlü bir AK Parti iktidarı varken Özcan Beye de sonuna kadar destek olacağız” dedi. “Hiç çalışma yok, çalışıyormuş gibi gözüküyor” 20 yıl belediye başkanlığı yaptığını söyleyen Bakan Özhaseki, “Her seçimlerde çıkardım. Yaptıklarımı anlatırdım. Önümüzdeki dönemde şunları yapacağım derdim. Vatandaşlar oy verirse gider yapardık. Şimdi başka belediyecilik başladı. Algı belediyeciliği. Yapmıyor, yapıyormuş gibi gözüküyor. Hiç çalışma yok, çalışıyormuş gibi gözüküyor. Adam tatilde, iş başındaymış gibi gösteriyorlar. Geçen seneki İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin kentsel dönüşüme ayrılan taraf 485 milyon, algı operasyonları için ayrılan ara 900 milyon lira civarı. Allah sizi ıslah etsin ne diyeyim. Sosyal medya ordusuyla, trollerle, yan yatıyor alkışlıyorlar, gülüyor, alkışlıyorlar. Sövün buraya diyorlar hücum, 50 bin kişi birden sövüyorlar. Ama gerçek belediyecilik ayrı bir şey. Gerçek belediyeciliğin temelinde hizmet var. Biz de hizmet yapıyoruz” şeklinde konuştu.