POLİTİKA - 28 Mayıs 2016 Cumartesi 18:22

Erdoğan: 'El ele, omuz omuza vereceğiz'

A
A
A
Erdoğan: 'El ele, omuz omuza vereceğiz'

Dürümlü mezrasında 16 köylünün hayatını kaybettiği terör saldırısına değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti, 'Paramparça olan bedenlerin hesabını hep beraber sormamız lazım. Her şey devletten beklenmez. El ele, omuz omuza vereceğiz ve bunun hesabını da soracağız' dedi.

 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dürümlü mezrasında 16 köylüyü şehit edenlerin dinle, diyanetle, insanlıkla ve vicdanla ilgisinin olmadığını belirterek, “Paramparça olan bedenlerin hesabını hep beraber sormamız lazım. Özgürlük, barış, hukuk gibi cilalı kavramları siper alarak yaptıkları tek şey demokrasiye kurşun sıkmaktır. Niye kaçıp gidiyorlar. Kaçmasınlar, kalsınlar burada. Nereye kaçarsa kaçsınlar kovalayacağız” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, eşi Emine Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım ile eşi Semiha Yıldırım, İçişleri Bakanı Efkan Ala, Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan, AK Parti Genel Başkan Yardımcıları Mehdi Eker ve Çiğdem Karaaslan ile birlikte katıldığı Diyarbakır'daki 116 projenin toplu açılış töreninin ardından, bir otelde sivil toplum kuruluşları ve kanaat önderleri ile bir araya geldi.
Bir yıl aradan sonra medeniyet, tarih ve peygamberler şehri Diyarbakır’da olmaktan ve bu şehrin manevi iklimini teneffüs etmekten büyük bir memnuniyet duyduğunu belirten Erdoğan, “Bugün hem toplu açılış yapmak hem de Diyarbakır’ın acısını paylaşmak üzere burada bulunuyoruz. Terör örgütünün baskısına ve tehdidine aldırmadan bu hizmetleri Diyarbakır’a sunan tüm kurum ve kuruluşlarımızı tebrik ediyorum. Türkiye’de taş üstüne taş koymak hiçbir zaman kolay olmamıştır. Bürokrasiden, mevzuattan ve kimi zaman imkansızlıktan kaynaklanan birçok sorunla uğraşmanız gerekir. Doğu ve Güneydoğu’da bu 2-3 kat daha zordur. Burada diğer güçlüklerin yanı sıra terör örgütü uzantılarının önünüze çıkardığı engelleri de aşmak zorundasınız. Havalimanı açmak istersiniz, terör örgütü müteahhidi, işçiyi, mimarı, mühendisi tehdit eder. Yeni fabrika kurmak istersiniz, yatırımcıyı tehdit eder. Okul, kütüphane yaparsınız, örgüt tahrip eder. Bütün bu zorlukları bilen birisi olarak her şeye rağmen yılmadan bugün açılışını yaptığımız eserleri Diyarbakır’a kazandıran herkesi tebrik ediyorum. Öğretmenlerimizden sağlık personellerimize, güvenlik görevlilerimizden din adamlarımıza kadar herkes vazifelerini hakkıyla yerine getirmeye çalışıyor. Terörle mücadele kaybettiklerimiz başta olmak üzere bu ülke ve millet için canlarını feda eden tüm kamu görevlilerine Allahtan rahmet diliyorum” dedi.

“SONUNA KADAR MÜCADELE EDECEĞİZ”

Türkiye’nin temmuzdan beri kalleş saldırılara maruz kaldığını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Örgüt Suriye’de elde etti kazanımları ülkemize taşımaya çalıştı. 2,5 yıl boyunca büyük bir sabırla devam ettirdiğimiz süreci bazı ülkelerin kulaklarına fısıldadığı ihtiraslarla kaybetti. Bölücü terör örgütü 30 yıldır bölgemize ve ülkemize kan, gözyaşı ve acıdan başka bir şey vermemiştir. Bu terör örgütünün bizi yaradan rabbimizle işi var mı? Kula kulluk diye bir şey var mı bunlar da? Var. Ancak Allah’a kulluk diye bir şey yok. Bunlar Zerdüştlük diye bir inancın mensubudurlar. Bütün belgeler elimizde. Bunlar da ateizm var mı? Var. Bunu dindar Kürt kardeşime anlatmaktan niye çekiniyoruz. Anlatacağız ki Kürt kardeşim bunların ne mal olduğunu bilsin, görsün ve safını belirlesin. Kardeşlerim, eğer dindar, namuslu, inançlı Kürt kardeşlerim sonuna kadar yerini almazsa bu mücadeledeki süreç zor olur. Biz sonuna kadar bu mücadeleyi yılmadan usanmadan vereceğiz” diye konuştu.

“OMUZ OMUZA BU İŞİ BİTİRECEĞİZ”

Dürümlü mezrasında 16 köylünün hayatını kaybettiği terör saldırısına değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
“Düşünün 15 ton bomba ile oraya gelmek suretiyle, bunu orada patlatan ve 16 kardeşimizi şehit edenlerin dinle, diyanetle, insanlıkla ve vicdanla ne ilgisi var. ‘Kürtlerin temsilcisiyim’ demek gibi bir yaklaşımla ne ilgisi olabilir. Hiçbir ilgisi olamaz. Onlarda insanlıktan nasibini almak diye bir şey yok, vicdan diye bir şey yok. Paramparça olan bedenlerin hesabını hep beraber sormamız lazım. Her şey devletten beklenmez. El ele, omuz omuza vereceğiz ve bunun hesabını da soracağız. Özgürlük, barış, hukuk gibi cilalı kavramları siper alarak yaptıkları tek şey demokrasiye kurşun sıkmaktır. Niye kaçıp gidiyorlar. Kaçmasınlar, kalsınlar burada. Nereye kaçarsa kaçsınlar kovalayacağız. Eğer demokrasi ve hak ile özgürlük diyorlarsa silahı bombayı gömerler, koordinatları da verirler. Gelsinler parlamentoda mücadelelerini sürdürsünler. Gelecek benim Kürt kardeşimi tehdit edecek, muhtarı tehdit edecek, ‘Buradan bir başka partiye oy çıkarsa biz bu köyü yakarız, yıkarız’ diyecek. Yaptılar mı, yaptılar. Buna fırsat vermemeliyiz. Hep beraber omuz omuza bu işi bitireceğiz.”

“EN VAHŞİ KATLİAMLARI YAPMAKTAN ÇEKİNMİYORLAR”

Halen safını belirlememiş olanların olduğunu ancak onların da saflarını belirleyeceğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
“Biz de safımızı belirleyeceğiz. Biz safımızı belirlersek o zaman bilesiniz ki er ya da geç hak batıla galip gelecektir. Bunun önünde kimse duramaz. 30 yıl boyunca tam gözü dönmüşlükle sadece yaktılar ve yıktılar. Benim Kürt kardeşlerime de dünyayı zindan ettiler. Dünyanın hiçbir ülkesinde kendi halkına bu kadar düşmanlık eden başka bir yapı bulamazsınız. Bir yıl önce, batılı ülkelerden, ‘Yolu kapattık, trafiği aksattık’ diye özür dileyenler ülkemizde en vahşi katliamları yapmaktan çekinmiyorlar. Biz terör örgütünün ülkeyi bölmek isteyenlerin taşeronu olduğunu yıllardır söylüyoruz. Son bir yıldır yaşadıklarımızın bunun ispatı durumundadır.”

“TÜRKİYE’NİN GÖNLÜ YARALANDI”

Terör örgütünün, bölgede güven ve istikrar ikliminin hakim olduğu bir süreçte “öz yönetim” demeye başladığını anlatan Erdoğan, şu ifadelerde bulundu:
“Ancak bunu ‘Öz katliama’ çevirdiler. Bunun sebebi ne? Rızkının peşindeki garsonu, müşteri bekleyen esnafı, şifa veren doktoru öldürmenin kime ne faydası var. Camileri, kütüphaneleri, okulları yakmanın, ambulanslara saldırmanın ne gerekçesi olabilir. Bunu izah edebilirler mi? Çocuk sesleriyle şenlenen sokakları kana bulamanın haklı bir mazereti olabilir mi? Sadece Diyarbakır, Mardin, Şırnak’ın değil, tüm Türkiye’nin gönlü yaralandı.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Ahlat’ta Filistin için yürüyüş düzenlendi Bitlis’in Ahlat ilçesinde sivil toplum kuruluşları öncülüğünde Gazze’deki saldırı ve ablukanın sonlanması, Filistin’in özgürlüğü için yürüyüş ve basın açıklaması düzenlendi. Bitlis Filistin Dayanışma Platformu öncülüğünde düzenlenen yürüyüşe yüzlerce kişi Filistin bayrakları ve çeşitli dövizlerle katıldı. İlçenin Akkoyunlu Camii önünde başlayan yürüyüşte sloganlar atılarak 15 Temmuz Çeşmesine geçildi. Burada ortak basın açıklamasını okuyan Bitlis Filistin Dayanışma Platformu Sözcüsü Emrullah Erkan, Gazze’yi unutmadıklarını ve hiçbir zaman unutmayacaklarını söyledi. Siyonist İsrail’in yaptığı soykırımı lanetlemek, Filistinlilerin yanlarında olduklarını göstermek için alanlarda olduklarını söyleyen Erkan, “Kendi yolunda cihat edenlere izzet, yolundan yüz çevirenlere zillet elbisesi giydiren Allah’a hamdolsun. Tarih boyunca haddini aşmış nice tağutları helak eden, yeryüzünün mustazaflarına özgürlük ve salih kullarına yeryüzünün verasetini vaat eden Eabbimize hamdolsun. Gazze’deki soykırım ve bütün yoksunluklara rağmen şanlı direniş 6. ayını da geride bıraktı. Altı Gün Savaşlarında bölgenin en güçlü ülkelerini dize getiren İsrail, neredeyse yirmi yıldır abluka altında tuttuğu Gazze direnişine karşı hiçbir askeri başarı elde edemedi. İnsanlık, tarih boyunca gördüğü en büyük zulümlerden birine şahitlik ediyor. Apartheid rejimi işgalci İsrail; kadın, çocuk, yaşlı ve sivil ayırt etmeksizin Gazze’de soykırım suçu işliyor. Yaşanan bu işgal ve soykırım, vicdan sahibi yürekleri kanatıyor, başta bölgemiz ve Ortadoğu olmak üzere tüm dünyanın huzuruna kast ediyor. Gazze’de şu anda on binlerce insan, yeterli gıdaya ve suya ulaşamıyor. Evet, ne yazık ki on binlerce insan 2024 yılında dünyanın gözleri önünde açlık ve susuzluk sebebiyle ölüm tehlikesiyle karşı karşıya kalmış durumda. Gazze; direnişiyle, şehadetleriyle ders vermeye, uyandırmaya, diriltmeye devam ediyor. İslam dünyası ise anlamıyor. Nitekim, Filistinli imam Mahmut Hasanat, hutbeye çıkarak; ’30 bin şehidin, 70 bin yaralının, 100 bin sakatın, 2 milyon evsiz ve aç susuzun uyandırmadığı, bir şey anlatmadığı bir ümmete ben buradan konuşsam ne olur konuşmasam ne olur, kamet getirin de namazımızı kılalım’ dedi ve hutbeden indi. İnsanlık için feveran, ümmet için sitem olan bu haykırışı çok iyi anlıyoruz” dedi.
Gümüşhane Gümüşhane’de son 10 günde kene vakalarında artış yaşanıyor Gümüşhane’de ilkbaharın gelmesiyle birlikte Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) Hastalığı vakalarında artış başladı. Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Ahmet Furkan Kurt, Gümüşhane’nin de içinde bulunduğu Kelkit Vadisinin en riskli bölge olduğunu belirterek son 10 günde vaka artışları yaşandığını söyledi. Türkiye’de ilkbahar mevsiminin etkisini göstermesiyle birlikte Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) Hastalığı vakaları görülmeye başladı. Yılın ilk vakasının görüldüğü Gümüşhane’de ise vakalar artmaya devam ediyor. Son olarak kentte A.S. ve H.S. isimli karı koca da KKKA hastalığı teşhisiyle tedavi altına alındı. Son günlerdeki vaka artışları ile ilgili açıklamalarda bulunan Gümüşhane Devlet Hastanesi Başhekim Yardımcısı Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Ahmet Furkan Kurt, Gümüşhane’nin de içinde yer aldığı Kelkit Vadisinin en riskli bölge olduğunu belirterek bu bölgede yaşayan insanların daha dikkatli olmaları gerektiği uyarısında bulundu. “Şu anda 3 hastaya kesin tanı koyduk” İlkbaharın gelmesiyle birlikte son 10 günde vakalarda büyük artış olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Kurt, “Hastanemize çok fazla kene sonrası başvuru olmakta ama şu ana kadar tanısını koyduğumuz 3 tane vakamız oldu. 1 tane hastamız tedavisini olup taburcu edildi, 1 hastamız hala yatıyor, 1 hastamızı da Trabzon’a sevk ettik ve durumunun iyi olduğunu öğrendik. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığı keneler yoluyla bulaşmakta ve bu keneler daha çok Kelkit vadisi yani Kelkit Çayı’nın aktığı 256 kilometrelik bir hat üzerinde yoğun. Bu hat üzerinde Tokat, Sivas, Erzincan, Giresun ve Gümüşhane bulunuyor. Kenelerin aktifleştiği dönemler ilkbahar ve yaz ayları olduğu için son 10 gündür vakalarda resmen patlama var. Çok fazla başvuru oluyor hastanemize ama şu an 3 tane hastaya kesin tanı koyduk. Hastalar genellikle ateş, baş, kas ve eklem ağrısı şikâyetleri yani sanki bir üst solunum yolu enfeksiyonu gibi bulantı, kusma ve ishal şikâyetleriyle başvuruyorlar. Hastalar daha geç başvurursa bu şikâyetler kanamalarla seyredip, hastalar kaybedilebiliyor” dedi. “Gümüşhane en riskli noktalardan birisi, vatandaşlar daha çok dikkat etmeli” KKKA hastalığının kanıtlanmış bir tedavisi olmadığının altını çizen Dr. Kurt, “Bu hastalığın kanıtlanmış bir tedavisi yok. Biz destek tedavileri yapıyoruz. En önemli yol ise korunma yöntemleri. Bölgemiz de bu noktada yoğun olduğu için vatandaşların bilinçli olması gerekiyor. Riskli bölgelerde vatandaşlarımızın pantolon paçalarını çoraplarının içine koymalılar, açık renkli giyişiler giymeleri gerekiyor keneyi fark edebilmek için. Bu riskli yerlerden ayrılma durumunda hem kendilerini hem de çocuklarını kene var mı diye kontrol etmeleri gerekiyor. Kene ile karşılaşma durumunda ise eğer sağlık kuruluşuna başvurma zaman alacaksa bunun çıkarılması lazım. Çıplak elle dokunmamak kaydıyla, bir bez, bir eldiven, naylon bir poşetle kenenin vücuda tutunduğu en yakın yerden tutulup çıkarılması lazım. Kene çıkarıldıktan sonra da 10 gün boyunca hastalık belirtilerini takip ederek bunun gerçekleşmesi durumunda en yakın sağlık kuruluşuna başvurulması gerekiyor. Kenenin üzerinde sigara söndürmek, kolonya dökmek, deterjan dökmek, yakmak kenenin kusup taşıdığı mikrobu daha fazla boşaltmasını sağlayacağından yapılmaması gereken şeyler. Keneyi hafife almadan tedbirli olmamız gerekiyor. Gümüşhane bu hastalık için en riskli bölgelerden birisi olduğu için burada yaşayan vatandaşların ilkbahar ve yaz mevsimlerinde çok dikkatli olması gerekiyor” diye konuştu.
Niğde ’Yılın Doktoru’ Mustafa Doğan Niğde’de Başhekim Oldu Niğde Ömer Halisdemir Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Dr. Öğretim Üyesi Yakup Çetinkaya’nın görevden ayrılması ile başhekimlik görevine Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Doğan getirildi. Niğde’de ’yılın hekimi’ olarak seçilen Dr. Mustafa Doğan, 11 ili etkileyen Kahramanmaraş merkezli depremler sonrasında Osmaniye merkez, Kırıkhan, İskenderun ve Hatay merkezde fedakârca yürüttüğü çalışmalardan dolayı yılın doktoru seçilmişti. Doğan, yine deprem döneminde Hatay Adli Tıp Grup Başkanlığı ve önceki dönemde 5 yıl süre ile Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde başhekim yardımcılığı görevlerini üstlenmişti. 3 yıldır Niğde Ömer Halisdemir Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimliği görevini yapan Kardiyoloji Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Yakup Çetinkaya veda açıklaması yayınladı. Kardiyoloji Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Yakup Çetinkaya yaptığı veda açıklamasında, "Yer ve görev fark etmeksizin, devletime ve milletime hizmetin en iyisini sunmak için aralıksız çalışmaya devam edeceğim" dedi. Çetinkaya; "Yaklaşık 3 yıldır büyük bir onur ve gurur ile sürdürmüş olduğum Niğde Eğitim ve Araştırma Hastanesi başhekimlik görevimden görev süremin bitmesi nedeniyle ayrılmış bulunmaktayım. Bu süreçte herkes için en iyi hizmeti sunmak ve Niğde’mize on yıllarca hizmet edecek olan yeni hastanemizin inşasına katkı sunmak için tüm gücümüz ile çalıştık. Sağlık Bakanlığımız, birlikte çalışmaktan büyük onur ve gurur duyduğum Valilerimiz Cahit Çelik ve Mustafa Koç, milletvekillerimize, Belediye Başkanımız Emrah Özdemir, İl Sağlık Müdürümüz Dr. Koray Okur, mesai gözetmeksizin çalışan tüm hastane personelimize, başhekim yardımcılarıma, başarılı çalışma ekibime ve tüm Niğde halkına teşekkür eder, saygılarımı sunarım. Bana hep destek olan büyüklerime, dostlarıma ve birlikte çalıştığım tüm mesai arkadaşlarıma teşekkür ederim. Yer ve görev fark etmeksizin, Devletime ve milletime hizmetin en iyisini sunmak için azim, heyecan ve gayretle aralıksız çalışmaya devam edeceğim. Dualarınızı beklerim" ifadelerini kullandı.