GÜNDEM - 16 Ocak 2009 Cuma 10:43

Erdoğan: İsrail'in pervasızlığı diğer ülkelerin umursamazlığı

A
A
A
Erdoğan: İsrail'in pervasızlığı diğer ülkelerin umursamazlığı

Başbakan Erdoğan, AK Parti Genel Merkezi'nde belediye başkan adaylarının açıklanacağı toplantıda konuştu. Başbakan konuşmasının ilk bölümünü İsrail'in Gazze saldırılarına ayırdı.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları karşısında Tevrat'tan alıntı yaparak, İbranice seslendi. Erdoğan, "Tevrat'taki 10 emirden altıncısı 'öldürmeyeceksin' yani 'lo teer tsakh'. İngilizcesi de 'You shall not kill'. Tevrat da, İncil de, Kuran-ı Kerim de insan hayatına kastetmeyi en büyük günah kabul eder" diyerek İsrail'i saldırıları bir an önce durdurmaya çağırdı. Erdoğan, İslam dünyasını da sert bir dille uyararak, "Bölük pörçük İslam dünyasında bir bütünlük yok. Arap Ligi bölünmüş durumda. Bölge ülkeleri arasındaki ayrışmalar Filistinli kardeşlerimizin acılarını daha da arttırıyor" dedi.

Erdoğan, BM Genel Sekreteri'nin bölge ziyareti sırasında BM binasının vurulmasına da tepki göstererek, "BM Güvenlik Konseyi son bir karar aldı. Bu karar bağlayıcı olmasına rağmen BM hala bu noktada seyrediyor. Niye? Bade harab-ül Basra olana kadar bu sessizlik devam ediyor. BM Genel Sekreteri İsrail'deyken Gazze'deki BM binası vuruluyor, bu açıkça dünyaya meydan okumadır, dünya ile dalga geçmektir" dedi.  

AK Parti Genel Merkezi'nde partisinin bazı belediye başkan adaylarını açıklayan Başbakan Erdoğan, İsrail'in Gazze saldırısı karşısındaki tepkisini bugün de sürdürdü.  

FİLİSTİNLİ YARALININ 'ŞEHADETE KADAR GİDERİM' SÖZÜ DUYGULANDIRDI...  

İsrail'in Gazze operasyonu 3. haftaya girdiğini, dün itibariyle hayatını kaybedenlerin sayısının bini aştığını, yaralı sayısının da 4 bine ulaştığını belirten Başbakan Erdoğan, 10 kişilik Gazzeli yaralı grubunu ve refakatçileri hava ambulansıyla Türkiye'ye getirdiklerini, daha fazlasını istediklerini ancak şu ana kadar alamadıklarını bildirdi. Salı günü Filistinli yaralıları hastanede ziyaret ettiğini belirten Erdoğan, "Gördüğüm manzarayı ifade etmekten, gönlümün derinliklerinde hissettiklerimi dile getirmekte zorlanıyorum. Duygu ve düşüncelerimi anlatmakta gerçekten kelimeler kifayetsiz kalıyor. Şüphesizki 10 yaralının içinde vücudu tamamen felç haline gelen var, ayakları kopan var, o fosforlu bombalar altında yanan Filistinli kardeşlerim var. Hele hele yeni evli bir genç kızımız var ki, 1 aylık yavrusunu kaybetti. Yanında ailesi var, aileden 9 kişi şehit olmuş. Fakat o hala rağmen annenin şu ifadeleri çok önemliydi. Anne şunu söylüyordu. 'Hiçbir yerden gıda yardımı gelmese de, hiçbir şey gelmese de ağaç yapraklarıyla beslenir ve sonuna kadar, şehadete kadar bu mücadelemizi sürdürürüz' diyordu" diye konuştu.  

TEVRAT'TAN SESLENDİ...  

İsrail'in askeri tesisleri, silahlı grupların karargahlarını vurmadığına dikkat çeken Erdoğan, "Çünkü Hamas'ta böyle şey ne gezer? Nerede olacak böyle birşey?" dedi. İsrail'in sivil yerleşim yerlerini, hastaneleri, camileri, okulları vurduğunu dile getiren Erdoğan, Filistin Kızılayı'nın hastanesinin, BM Mülteciler Sığınma Binası'nın, medya mensuplarının bulunduğu binanın vurulduğunu söyledi. "Bu saldırılar neyle izah edilebilir, bu vahşet hangi gerekçeyle meşrulaştırılabilir?" diyen Erdoğan, gencecik insanların, yaşlıların, kadınların, çocukların o bombalara maruz kalmasını, bedenlerinin yanıp tutuşmasını kimin neyle açıklayabileceğini ifade etti. Çağdaş dünyanın uzun zamanlardan süzülüp gelen kurallara, geleneklere, değerlere sahip olduğunu belirten Erdoğan, konuşmasında Tevrat'tan bir bölüm okudu. Erdoğan, "Savaşın bir hukuku vardır, operasyon yapmanın da bir hukuku vardır. Bizim öğrendiğimiz, bildiğimiz her semavi din insan hayatını kutsal sayar. İnsan hayatına kastetmeyi en büyük günah kabul eder. Tevrat da, İncil de, Kuran-ı Kerim'de bu böyledir. 10 emirden 6. derki, Tevrat'tan okuyorum şu anda. 'Öldürmeyeceksin'. İngilizce 'You shall no kill', İbranice 'Lo teer tsakh'. BM İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi de, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi de, insanlık tarihinin tüm hak, hukuk belgeleri de masumiyete, yaşam hakkına veya yaşam hakkına tartışmasız şekilde önem verir. Bu apaçık hükümlere, kurallara rağmen o masum çocukları katletmeyi hangi dine, hangi hukuka, hangi insanlığa, hangi vicdanlığa sığdırabiliyorsunuz? İsrai'lin pervasızlığı bir tarafa dünya kamuoyunun tepkisizliği insanı daha fazla üzüyor. Gözümüzün önünde insanlık değerleri tükeniyor, ölüyor. Bu dram bütün insanlığın gözü önünde yaşanıyor. Bütün insanlık televizyonlarının karşısında her gün, her saat, canlı yayında bu trajedeyi izliyor" diye konuştu.  

'DÜNYA MEDYASI İSRAİL KONTROLÜ ALTINDA'  

Dünya medyasını da sert bir dille eleştiren Erdoğan, televizyonların çok ciddi bir kısmının da görüntü yayınlamadığını ve susturmak istediğini kaydeden Erdoğan, bunları da dünyanın görmediğini söyledi. İsrail'in kontrolü altında bir dünya medyası olduğunu dile getiren Erdoğan, "Bunlar objektif olarak bu yayınlarını yapabilseler o zaman olay çok farklı boyuta ulaşır. Ama hiç kimsenin sesi çıkmıyor, hiç kimse bu insafsızlığa dur demiyor" diye tepki gösterdi. Birleşmiş Milletler'i olaylar karşısında seyirci kalmakla suçlayan Başbakan Erdoğan, "BM Güvenlik Konseyi son bir karar aldı. Bu karar bağlayıcı olmasına rağmen BM hala bu noktada seyrediyor. Niye? Bade harab-ül Basra olana kadar bu sessizlik devam ediyor" dedi. AB'nin tutumuna da sert bir dille eleştiren Erdoğan, 18-19 Ocak'ta Brüksel'de olacağını ve bu konuları konuşacağını belirterek, AB'nin de seyirci kaldığını söyledi.  

'İSLAM DÜNYASI BÖLÜK PÖRÇÜK'  

Başbakan Erdoğan, İsrail'in Gazze saldırısı karşısında İslam dünyasının tavrını da sert bir dille eleştirdi. Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu: "İslam dünyasına bakıyorsunuz, bölük pörçük, bir bütünlük yok. BM Genel Sekreteri İsrail'deyken Gazze'deki BM binası vuruluyor, bu açıkça dünyaya meydan okumadır, dünya ile dalga geçmektir. İsrail'e ben bir kez daha seslenmek istiyorum. Daha fazla can kaybı olmadan, daha fazla ocak sönmeden, daha fazla çocuklar ölmeden bu savaşı durdurun. Buradan bütün dünyaya sesleniyorum. Bu vahşete göz yummayın, bu katliama sessiz kalmayın. Çünkü sessiz kalan, susan bu yanlışa, bu ayıba ortak olur. Bizim Türkiye olarak şu andaki önceliğimiz derhal ateşkesin tesis edilmesidir. Bu amaçla operasyon başladığından beri çok yoğun diplomatik trafik sürdürüyoruz. Son olarak Özel Temsilcim başkanlığındaki heyeti bölgeye gönderdim. 11 Ocak Pazar gününden bu yana aralıksız çalışan ve yoğun bir mekik diplomasi yürüten heyetim Kahire, Şam ve Tel Aviv tarafıyla görüşerek, ateşkesin sağlanmasına yönelik bir çözüm önerisi ortaya çıktı. Bu çerçevede tüm taraflarla temaslar gerçekleştiriliyor, devam ediyor. Gün herkesin olup bitenler karşısında ortak bir tavır sergilemesi günüdür. Özellikle bölge ülkelerinin de birlik içinde hareket etmeleri, aralarındaki görüş ayrılıklarını bir tarafa bırakarak Gazze'deki trajediye derhal çözüm bulunabilmesi için gayret göstermeleri, enerjilerini bu yönde kullanmaları en büyük beklentimizdir. Bölge ülkeleri arasındaki ayrışmalar Gazze'deki Filistinli kardeşlerimizin çektikleri acıları daha da arttırıyor. Bu itibarle bölgedeki tüm ülkeleri ve halkları barış için birlikte çalışmaya davet ediyorum. Arap ligi bölünmüş durumda. Bugün 14 Arap ülkesi Doha'da birarada geliyor. BM Genel Sekreteri ve KKTC Cumhurbaşkanı burkada olacağı için Cemil Bey'i oraya gönderdim. Yine Arap Ligi'nin diğer ülkeleri ne yazıkki duyarsız kalıyor. İslam dünyasına bakıyorsunuz, orada da çok büyük ölçüde, büyük katılımla İslam ülkeleri parlamentolararası toplantı İstanbul'da yapıldı. Uluslararası camia da ateşkesin bir an önce tesis edilmesi için elinden gelen gayreti esirgememeli, bu insanlık dramına son verilmesine yardımcı olmalıdır."  

'İSRAİL HALA BM KAPISINDAN NASIL GİRİYOR?'  

Başbakan Erdoğan, dün akşam İspanya Başbakanı ile bir telefon görüşmesi yaptığını belirterek, İspanya Başbakanı'nın kendisine 'Bana ne düşüyorsa, ben de yapacağım ve gerekli çalışmaları yürütüyorum. Çok yoğun bir irtibat halinde olalım, bu diplomatik irtibatımızı farklı ülkelere de yansıtalım' dediğini açıkladı. BM Güvenlik Konseyi'nin ateşkes kararının hala uygulanamamış olmasının kabul edilemez olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Fakat İsrail buna alıştı. İsrail bugüne kadar 100'e yakın BM kararını uygulamamış ülkedir. BM'ye sesleniyorum. BM Güvenlik Konseyi kararlarını bu denli hiçe sayan, yok kabul eden, uygulamayan ülke BM kapısından nasıl giriyor? Bu soruyu ben kendime soruyorum. Bir taraftan BM Güvenlik Konseyi kararı bağlayıcıdır, diyeceksiniz, öbür taraftan bu karara uymayan ülke çıkacak" diye konuştu. Erdoğan, bu noktadaki düşüncelerin BM Genel Sekreteri'ne de aktaracağını söyledi.  

'ÜLKEMDEKİ MUSEVİLERİN GÜVENCESİ TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ VE HÜKÜMETİDİR'  

Gazze'de yaraların sarılması için uluslararası camianın elbirliğiyle çalışmaya çağıran Erdoğan, Türkiye'nin de istikrar, barış ve huzurun sağlanmasi için elinden gelen gayreti göstereceğini kaydetti. "Bunu yaparken çıkar veya siyasi mülahaza göstermediğimizi, sadece insani ve vicdani duyarlılıkla hareket ettiğimizi, tüm ülkelerden de aynı yaklaşımı beklediğimizi ifade etmek isterim" diyen Başbakan Erdoğan, anti-semitizmin bir insanlık suçu olduğunu kaydetti. Bunu ilk söyleyen liderlerden biri olduğunu, bunu bölgede gür sesle dile getiren bir Başbakan olduğunu belirten Erdoğan, bunu söylerken dünyayı da İslamifobia karşısında duyarlılığa davet ettiğini bildirdi. İslamifobia'yı da büyük tehlike olarak gördüklerinin altını çizen Erdoğan, "Bu topraklar tarihin hiçbir döneminde bu insanlık suçuna iştirak etmemiş, göz yummamış, müsamaha göstermemiştir. Tam tersine Yahudiler kovulduğunda onlara kucak açan aziz ecdadımız olmuştur" dedi. Etnik ayrımcılığı, dinsel ayrımcılığı, mezhep ayrımcılığını asla kabul edemeyeceklerini ifade eden Erdoğan, şu mesajları verdi: "Bu ülkenin, bu bayrağın altında toplanmış herkes bizim birinci sınıf vatandaşımızdır. Hepimiz aynı havayı soluyoruz, aynı gök kubbe altında yaşıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı üst kimliğinde bir ve beraber olarak kader ortaklığı yapıyoruz. Bu toprakların, bu medeniyetin hoşgörü ikliminden hepimiz eşit derecede nasipleniyoruz. Ülkemdeki Musevi vatandaşlarım da insanlığa kasteden her türlü davranış karşısında onurlu bir duruş sergiliyor. Türkiye'de tüm azınlıkların Ermenilerin, Musevilerin, Hıristiyanların huzur ve güvenliğinin güvencesi Türkiye Cumhuriyeti devleti ve hükümetidir."  

'ERMENİLER GİREMEZ, KÖPEKLER GİRER' PANKARTINA KIZDI...  

Başbakan Erdoğan, Eskişehir'de Ermeniler de, Yahudiler de giremez, köpekler girer' diye pankart açan Osmangazi Kültür Dernekleri'ne de sert tepki gösterdi. Erdoğan, tepkisini şu sözlerle ortaya koydu: "Bu çok yanlış bir ifadedir. Böyle bir ifadeyi kullanmak duyarlı olan, Türkiye Cumhurniyeti vatandaşlığı hassasiyetini yakalayan, Türk milletinin tarihten gelen hoşgörü anlayışını yakalayan insanların yapacağı iş değil. Kusura bakmasınlar. Ama eminimki bizler bu hassasiyeti gösteren vatandaşlarımla herşeyi akıl, bilgi, tecrübe, kendi medeniyet değerlerimizle ölçerek biçerek insana öyle yaklaşacağız. Çünkü bizler yaradılanı yaradandan ötürü seven bir anlayışın mensuplarıyız. 70 milyon vatandaşımızın hak ve hukuku bizim güvenvemiz altındadır. Ülkemde hiçbir vatandaşımın baskı altında görmesini kabul edemem. Bu ülkede Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı üst kimliği altında toplanan herkes bizim birinci sınıf vatandaşımızdır, ülkemize gelen insanlar da aynı derecede bizim için önemlidir. Aynı tderecede bizim için güvence altındadır. Protestolar, tepkiler kendi vatandaşlarımızı incitmemelidir. Ülkemizin vatandaşlarına karşı da bir diğer vatandaş gruplarını tahrik etmek doğru değil. Asla evet diyemeyiz. Bu ülkenin engin hoşgörüsünü töhmet altında bırakacak hiçbir girişime evet diyemeyiz."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Marble İzmir’e yoğun ilgi Bu yıl 29. kez kapılarını açan Marble İzmir-Uluslararası Doğaltaş ve Teknolojileri Fuarı yoğun ilgi görüyor. 150 bin metrekareyi aşan alanda, 131’i yabancı, bin 14 katılımcının yer aldığı Marble İzmir’i, ilk iki gününde dünyanın dört bir yanındaki 150’ye yakın ülkeden ve Türkiye’nin dört bir yanından on binlerce kişi ziyaret etti. Dünyanın en büyük doğal taş fuarı Marble İzmir, ilk iki gününde gördüğü büyük ilgiyle dikkat çekti. Devlet kurumları, Türkiye’nin dört yanından valilikler, yerel yönetimler, ihracatçı birlikleri, dernekler ve sektör temsilcileri de katılımcıları ziyaret ederek, fuara; katılım, ihracat görüşmeleri, sektörde yaşanan son gelişmeler hakkında görüş alışverişinde bulunuyor. Bin 500’e yakın doğal taşın yer aldığı blok alanında da ürünlerin yarısından fazlası satılmış durumda. Doğal taş ve makine firmaları da iş bağlantıları kurup milyonlarca liralık anlaşmalara imza attı. Marble İzmir için ABD, Orta Doğu ile Asya ve Avrupa bölgelerindeki ticari ataşeliklerle iş birlikleri yapılırken, fuara dünyanın dört bir yanından katılımcı ve ziyaretçi bekleniyor. Ticaret Bakanlığının ihracata yönelik destekleriyle; Ege Maden İhracatçıları Birliği, İstanbul Maden ve Metaller İhracatçı Birlikleri ve Batı Akdeniz İhracatçılar Birliği ile ortak yürütülen üç farklı alım heyeti programı düzenleniyor. Bu programlar kapsamında hedef ülke olarak belirlenen; Birleşik Krallık, Güney Kore, Fransa, İtalya, Bahreyn, Mısır, Ürdün, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, Umman, Katar, Kuveyt ve Azerbaycan’dan sektör profesyoneli ağırlanıyor. İZFAŞ tarafından yürütülen B2B programına da 186 yabancı alıcı katıldı. Fuar süresince, katılımcı firmaların müşterilerle hızlı ve etkili biçimde görüşmesi sağlanıyor. Ayrıca, Avustralya’dan İtalya’ya, ABD’den Çin’e kadar dünyanın her kıtasındaki toplam 59 ülkeden, binlerce kişi de fuarı ziyaret ediyor. 20 ülkeden 131 yabancı, 47 ilden 883 yerli toplam bin 14 katılımcının yer aldığı Marble İzmir’de, doğal taş ve ürünleri ile madencilik sarf malzemeleri, fabrika ve atölye sarf malzemeleri, madencilik makineleri, iş makineleri ve ağır ekipmanlar, fabrika ve atölye makineleri, çevre koruma, geri dönüşüm ve kazanım sistemleri, sektörel kuruluşlar, bilgi işlem ve yazılım firmaları, nakliye ve lojistik hizmetler, finansman ve kredilendirme hizmetleri, kamu ve resmi kurumlar, dernek, birlik ve STK’lar, medya kurum ve kuruluşları yer alıyor. Marble İzmir, sektöre ve yan sektörlerine, ihracata, istihdama katkı sağlamasının yanı sıra önceki yıllarda olduğu gibi bu yıl da turizmden konaklamaya, ulaşımdan yiyecek içecek sektörüne kadar birçok alanda kent ve ülke ekonomisine pozitif etki sağlıyor. Fuar nedeniyle kente gelen yerli, yabancı katılımcı ve ziyaretçiler, İzmir’de Marble bereketini hissettiriyor. Marble İzmir ilk yapıldığı 1995 yılında doğal taş ihracatı 77 milyon dolarken, yıllar içinde fuarın da katkısı ile Türkiye’nin doğal taş ihracatı 2 milyar doları aştı. Bu yılın ilk üç ayında da Türkiye doğal taş ihracatı, geçen yılın aynı dönemine göre artışla 420 milyon dolara ulaştı. 20 Nisan 2024 saat 18.00’e kadar açık olacak fuarın 100 bine yakın ziyaretçiyi ağırlaması bekleniyor.
Aksaray Başkan Dinçer: “Söz verdiğimiz gibi iyi günde kötü günde vatandaşlarımızın yanındayız” Sosyal belediyecilik çerçevesinde yaptığı çalışmalarla örnek olan Aksaray Belediyesi, yeni dönem için de birçok çalışmayı hayata geçiriyor. Aksaray Belediye Başkanı Evren Dinçer, “Söz verdiğimiz gibi iyi günde kötü günde vatandaşlarımızın yanındayız” dedi. Belediyeciliğin sadece altyapı, üst yapı ve temel belediyecilik hizmetlerinden ibaret olmadığı anlayışı ile ilk dönemde vatandaşların gönlüne dokunan Belediye Başkanı Evren Dinçer, yeni dönemde de ihtiyaç sahiplerinin, engellilerin ve bakıma muhtaç ailelerin yanında olacak uygulamalarını hayata geçirmeye devam ediyor. Sunduğu hizmetlerini sosyal yardımlarla sınırlamayan Aksaray Belediyesi, Aksaray Eğitim ve Araştırma Hastanesinde tedavi gören hastalara bakım seti hediye ederken aynı hastanede yeni doğan sevinci yaşayan ailelere hoş geldin bebek seti hediye ediyor. Aksaray Belediyesi, yıllık 6 binin üzerindeki hastaya, hastaya bakım seti ve 4 binin üzerindeki anneye hoş geldin bebek seti hediye ediyor. Aksaray Belediyesi olarak yürüttükleri sosyal belediyecilik faaliyetlerini değerlendiren Belediye Başkanı Evren Dinçer, “Dostun evi gönüllerdir, gönüller almaya geldik anlayışı ile vatandaşlarımızın iyi gününde de kötü gününde de yanında olmanın gayreti içerisinde çalışıyoruz. Sosyal Belediyecilik anlayışı hastalarımızın talebi üzerine çölyak ve trozonemi hastalarına glütensiz gıda desteğimiz düzenli olarak ulaştırıyoruz. Ayrıca evden çıkma imkânı olmayan hastalara evde sağlık hizmeti, yine hasta olan yaşlılarımıza evde bakım hizmeti sunuyoruz. Sosyal Yardım İşleri Müdürlüğümüz koordinesinde Bebek Taksi uygulamamız, yaşlılarımızın ihtiyacının karşılanması için Huzurlu Yaşam Taksi, engelleri bireylerimiz hastane ve diğer ihtiyaçlarının karşılanması için engelsiz araçlarımız 7/24 görevde. Aksaray Belediyemize ait Aksaray Eğitim ve Araştırma Hastanesi ve Sağlık İl Müdürlüğü bahçesinde yer alan çorba evlerinde günlük 2 bin kişiye çorba ikramımız sürüyor. Hastanedeki çorba evimizden sağlık çalışanları, hasta ve yakınları yararlanıyor. Sağlık İl Müdürlüğü bahçesinde çorba evinden vatandaşlarımız ve öğrencilerimiz faydalanıyor. Bunun yanında mobil çorba aracımız da her gün farklı noktalarda bu hizmeti sunuyor. Engelli Koordinasyon Merkezimiz aracılığı ile engelleri bireylerin ihtiyacına cevap veriyoruz. Akülü araçlar, tekerlekli sandalye, engellilerimiz için ücretsiz E-KPSS kursları ve meslek edindirme kursları devam ediyor. Belediye bünyesinde görev yapan bayan ve erkek kuaförleri, ihtiyaç sahibi aileleri ziyaret ederek ebeveynlerin ve çocuklarının saç kesim işlemini ücretsiz gerçekleştiriyor. İhtiyaç sahipleri sosyal mağazamızdan kıyafetlerini tedarik ederken Sosyal Mağaza Otobüsümüz, mahalle mahalle hatta köy köy gezerek çocuk ve yetişkin bireylere kıyafet ihtiyacını karşılıyor. Haftanın belirli günlerinde Aksaray Eğitim Araştırma Hastanesini ziyaret eden ekibimiz, hastalara ‘Hasta Bakım’ seti dağıtırken, doğum yapan annelere ise ‘Hoş Geldin Bebek’ seti hediye ediyor” diye konuştu.
Konya Başkan Karabacak’tan boykot çağrısına sert tepki Konya Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği Başkanı Muharrem Karabacak, sosyal medyada başlatılan lokanta ve kafeler için iki günlük boykot çağrısına sert tepki gösterdi. Başkan Karabacak yaptığı açıklamada şu görüşlere yer verdi: “Sosyal medya üzerinden bir kısım çevreler tarafından başlatılan ve bazı ulusal kanallarca da desteklenerek gündemde tutulan lokanta ve kafelerimiz için iki günlük boykot çağrısının yapıldığını üzülerek görmekteyiz. Fahiş fiyatların olduğuna vurgu yapılarak Ahilik kültürüyle yoğurulan esnaf ve sanatkarlarımız üzerinden gündem oluşturma çalışmaları tamamen yanlıştır. Esnaflarımızın fiyat tarifesi mevcuttur ve bunun dışında kesinlikle satış yapmaz, yapmamaktadır. Kendi imkanlarıyla varlığını sürdürmeye çalışan, istihdam sağlayan, her türlü olumsuzluklarda vatan aşkıyla devletinin ve milletinin yanında olan, aksi bir düşüncesi kesinlikle olmayan esnafımızı hedef tahtası haline getirmek büyük haksızlıktır. Ticaret Bakanlığımız başta olmak üzere devletimizin denetim organları fahiş fiyat uygulayan işletmelere yönelik her türlü önlemi ve denetimi yapmaktadır. Birliğimiz ve odalarımız da gerekli çalışmalarını itina ile devam etmektedir. Lokanta ve kafelerle masumane başlatılmaya çalışılan sürecin, tüm meslek dallarına yayılma ihtimalini elbette ki bazı çevreler bilmekle birlikte olumsuzluk ortamı oluşturmak için fırsat kollamaktadır. Bu itibarla konunun hassasiyeti ve önemine vurgu yaparak odalarımızın yapmış oldukları işletme maliyet hesaplarıyla birlikte esnaflarımızı yoğun periyotlarda fiyat, porsiyon ve kalite denetimlerine devam edeceğini özellikle belirtmek isteriz.”
Düzce Flüt-Piyano resitali ile sanat dolu ilkbahar akşamı Düzce Üniversitesi Kadın Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (DÜKAM) tarafından düzenlenen “Flüt-Piyano Resitali” gerçekleştirildi. Cumhuriyet Konferans Salonu’nda ki programın açılışında konuşan Düzce Üniversitesi Kadın Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Şule Çeviker Ay, sanatta da kadın temsilinin önemine işaret ederek gençlerin farklı alanlarda cesaretlerini artırmak amacıyla bu resitali düzenlediklerini ifade etti. İki kurumun bir araya gelmesinde emeği geçen Düzce Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nedim Sözbir ile Düzce Güzel Sanatlar Lisesi Müdürü Nazmi Bal’a, programa destek verenlere ve sanatseverlere teşekkür etti. Flütte Düzce Üniversitesi Sanat Tasarım ve Mimarlık Fakültesi’nden Dr. Ögr. Üyesi Eda Nazlımoğlu, piyanoda ise Düzce Güzel Sanatlar Lisesi’nden Piyano Öğretmeni Ahmet Emre Esen tarafından dünya ve Anadolu ezgilerinden sekiz eser icra edildi. Her iki sanatçının başarılı performansları ilgi ve beğeniyle takip edildi. Programın kapanışında konuşan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İlhan Genç, ’’Üniversitelerin üç önemli misyonu vardır, bunlardan bir tanesi ise elde ettiği kazanımları kamuoyuyla paylaşmaktır. Bugün bu etkinlikle birlikte sanat faaliyetlerimizin çok değerli bir sunusunu gerçekleştirdik. Sizleri mayıs ayı içerisinde düzenleyeceğimiz festivalde sanat ve bilimin ön planda olduğu DÜFEST 2024’e davet ediyor, katılımlarınız için teşekkür ediyorum’’ dedi. Sanatçılara; Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İlhan Genç, Müzik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Haluk Yücel ile Kadın Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Şule Çeviker Ay tarafından teşekkür belgeleri takdim edildi.