POLİTİKA - 23 Kasım 2014 Pazar 10:10

Erdoğan: 'Kendi göbeğimizi kendimiz keseriz'

A
A
A
Erdoğan: 'Kendi göbeğimizi kendimiz keseriz'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cezayir ve Ekvator Ginesi'ni kapsayan üç günlük Afrika temaslarından memnun ayrıldı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cezayir ve Ekvator Ginesi'ni kapsayan üç günlük Afrika temaslarından memnun ayrıldı. Dönüş yolunda gazetecilerin paralel yapıyla mücadeleden çözüm sürecine, Suriye meselesinden Papa'nın Türkiye ziyaretine kadar birçok konudaki sorularını cevaplayan Erdoğan'ın değerlendirmeleri özetle şöyle:

Ebola nedeniyle 'Ekvator Ginesi ziyaretini iptal edin' teklifi geldi mi?
Bazı şeyler geldi ama evet diyemezdik. Nitekim zirveyi Malabo'da gerçekleştirmemizden dolayı Afrika ülkeleri çok memnun oldu.

'Mescid-i Aksa'ya saldırı Türkiye'ye yapılmıştır' demiştiniz. Gündeme geldi mi?

Tüm İslam ülkeleri bu hassasiyeti taşıyor. ABD Başkan Yardımcısı Biden Türkiye'de. ABD müttefikliğin gereğini yerine getiriyor mu?

Tümüyle getiriyor diyemem. Çünkü ittifakımız rejim hedefli olmalıydı. Suriye'de uçuşa yasak bölge, güvenli bölge ve eğit-donat… Bir müttefikten konuştuğumuz konuda dayanışmayı göremediğimiz zaman üzülürüz. Türkiye, bu bölgede ABD'nin en güçlü dayanışma içinde olabileceği ülkedir.
Kobani'nin ardından Afrin'i konuşuyoruz…

Neden sadece Kobani'yi konuşuyoruz da Halep'i hiç konuşmuyoruz. Halep çok daha stratejik. 1 milyon 200 bin insan yaşıyor. Rejim orayı vurdu, Kobani'yi vurmadı. Uçuşa yasak bölge, güvenli bölge, eğit-donatın lafını değil uygulamasını yapmak lazım. ÖSO komutanının kaçtığına dair bana gelen bilgi yok. Sıkıntılar var, ama rejim Halep'i tamamıyla ele geçirmiş diye bir şey yok. Halep'in düşmesine seyirci kalınmamalı.
Çözüm sürecinde silah bırakma net şekilde konuşulmaya başlandı. Gelinen nokta nedir?
Sürecin tarafları var. Siz el uzatıyorsunuz ama karşı taraf aynı şekilde mukabelede bulunmuyorsa sonuç alamazsınız. Benim dönemimden beri iktidar hep el uzattı maalesef yumruk gördü. Temenni ederiz ki bu artık ortadan kalkar, silahsızlanma gerçekleşir.

Öcalan için 5 kişilik sekretarya kurulacağı söyleniyor. Bunu 'devletle müzakereye geçiyoruz' diye sunuyorlar?

Müzakere kelimesini kullanmak yanlış olur. Hükümet, benim başbakanlığım dönemimde, yapılması gerekenlerin çoğunu yaptı.

Akil insanlardan da sekreterya fikrini savunanlar var.

Herkes inancına göre söyleyebilir. Ama canı yanan tabii onlar değil. İçlerinde bir kaç tane canı yanan var, bilmiyorum. 50 bine yakın şehidimizin ailesinin canı yanmış. Onların ne dediği de önemli. Keza Diyarbakırlı anneler var… Akil insanlar bu dönemde bir de gidip bu insanlarla konuşmalı.

ABD'nin sürece üçüncü göz olarak katılması öneriliyor, ne diyorsunuz?

Amerika ya da başkası. Bunları daha önce de değişik yerlerde yaşadık. Oslo'da mesela. Üçüncü , dördüncü göz... Bunların nasıl tecelli ettiği ortaya çıktı. Bu işi vatan evlatları kendi arasında çözmeli. Artık kendi göbeğimizi kendimiz kesmeliyiz.

Terör örgütüne silah bıraktırmak kolay değil. Verilebilecek tavizlere devlet hazır mı?
Devlet teröriste taviz vermez. İki kere iki dört. Ama bazı kurumlar görüşmelerle süreci yumuşatır mı yumuşatmaz mı ona bakmak lazım. Biz bulunduğumuz dönemde bu tür çalışmaları yaptırdık. Faydasını da

gördük.
Dersim tartışmaları yeniden alevlendi…

Devlet adına, Başbakan olarak açıklamamızı yaptık. Anamuhalefetin iktidarı suçlu göstermesi anlaşılır şey değil. Tek parti, olayın başlıca sorumlusudur. Sayın Başbakan'ın Tunceli ziyareti isabetli bir karar.
Kılıçdaroğlu, MİT'i suçladı?

Vehimlerle siyaset yapılmaz. MİT'in şu veya bu partiyi bölmek gibi işi olmamıştır, olamaz da. MİT, iktidar da dahil, herhangi bir parti için çalışmaz. Zan altına bırakacak açıklamalardan kaçınmak lazım.

İLK HEDEF OKULLAR…

MGK'nın paralel kararı uluslararası boyut için

“Afrika'daki çağrıma geri dönüşler olumlu oldu. 'Sizin ülkeniz için tehdit olan bizim için de tehdittir'
diyorlar.”
Afrika ülkelerine paralel yapıyla ilgili uyarıda bulundunuz. Nasıl bir geri dönüş aldınız?
Geri dönüşler olumlu oldu. Şu ana kadar anlattıklarımıza itiraz eden lider görmedim. Hatta tam tersine, 'sizin ülkeniz için tehdit olan bizim için de tehdittir' diyorlar. Ama alternatifleri çoğaltmamız lazım. Bu da ağırlıklı olarak eğitimle ilgili. Bu sistemlere girecek kadroları artırmamız lazım. Başbakanlığım döneminde talimatı vermiştim. Milli Eğitim bazı modeller üzerinde çalışıyor. İnşallah oradaki okullarda bu işi başlatacağız.

Bu uyarıya neden ihtiyaç hissettiniz?

Bu mücadele başladı, kararlılıkla devam edecek. Yarıda kesersek bedelini milletçe çok ağır öderiz. Biz en ağır kararı nerede aldık?

MGK'da. Hükümetimiz de Bakanlar Kurulu kararını aldı. Bundan sonra mevzuat süratle bitirilerek adımlar atılmış olacaktır. Geri adım söz konusu değil.
Bunun ulusal boyutu olduğu kadar uluslararası boyutu da var. MGK kararını almamızın sebebi bu işi uluslararası boyutta çözmek. Sadece yargıyla değil, yargı dışında da kararlılıkla bu işi çözmek. MGK ve Bakanlar Kurulu'nun kararları, bir kararlılığın ifadesi. Burada bir çerçeve ortaya koyduk. Bunu bütün dost ülkelerin bilmesi lazım.

Obama ile Galler'de yaptığınız görüşmede, paralel yapı için, 'somut bir şey görmemiz lazım' demişti. Böcek iddianamesi mahkemeye sunuldu. Fethullah Gülen için yeniden iade veya sınır dışı talebiniz olacak mı?
Öncelikle şu mahkeme süreci devam etsin. Neticesinde, kimi nereye kadar ilgilendiriyor bunu göreceğiz. Sonra da deport meselesi de dahil her şey net olarak ortaya çıkacak. Yargı sürecinin hızlanarak devam etmesi bizim için en ideal olanıdır. Bir de önümüzdeki yargı paketinin bitirilmesi lazımdır. Yargı paketinin bitmesiyle inanıyorum ki süreç ivme kazanacaktır.

İddianamede siyasi casusluk üzerinde duruluyor. Nereye servis edildiği konusunda gelişme var mı?
Bazı olaylar yaşadık 2013'te 2014'te… Neydi bunlar? Gezi, 17-25 Aralık, en son 6-7 Ekim olaylarıydı. Bunlar durup dururken olmuyor. Çeşitli yerlerle irtibatlı. Ben tüm bunların arkasında olabilecek kesimleri kastederek, üst akıl diye bir tabir kullanmıştım. Üst akıl, paralel yapıyı da kullanıyor. Bunlar ne yaptı? Cumhurbaşkanlığıydı, Başbakanlıktı, Anayasa Mahkemesiydi, yargıydı, emniyetti, TSK'ydı, tüm ağlarımıza girdiler. Ulusal güvenliğimizi tehdit eden bir yapı oluşturdular.

PAPA'YA ÇAĞRI; İslamofobi'yle mücadeleye katkı verebilir

“Terörle mücadelede Papa'nın dünyadaki etkinliği inkar edilemez. Özellikle Hristiyan dünyaya vereceği mesajı önemsiyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Papa Francesco'nun Türkiye ziyareti ve Saray tartışmalarıyla ilgili mesajları ise şöyle:
Papa Türkiye'ye gelecek. İslam ve terörün bir arada kullanılmaması yönünde bir çağrınız olacak mı?
Terörle mücadelede Papa'nın dünyadaki etkinliği inkar edilemez. Kendilerinin özellikle Hristiyan dünyaya verecekleri mesajı önemsiyorum. Özellikle Batı'daki İslamafobi olayını gündeme getirmesini, bununla mücadeleye katkı sağlamasını önemsiyoruz.

KONUTTAKİ ODA SAYISI 15-20
Yabancı basının Cumhurbaşkanlığı Sarayı konusunu sıkça gündeme getirmesi enteresan değil mi?
Ne dedikleri çok da önemli değil. Burayı “Erdoğan'ın sarayı” biçiminde nitelemeleri yanlış. Burası, Türkiye Cumhuriyeti'nin, Türk milletinin sarayıdır. İşi iyice abartıp, konutta 150 odadan söz edenler var. Halbuki oradaki oda sayısı 15-20 civarında. 4,5 yıl İstanbul belediye başkanlığım olmuştur. Florya'daki o muhteşem köşkte oturmadım. Beylerbeyi'nde bir apartman katında yaşadım. Başbakan olduktan sonra da ben resmi konutta kalmadım. Subayevleri'ndeki bir dairede kirada yaşadım. Kimse 'bu Başbakan ne kadar mütevazı' demedi. Dolayısıyla ben konut meraklısı değilim. Konut da Cumhurbaşkanlığı Sarayı da, ihtiyaca binaen, memleketimize kalıcı bir eser bırakmak için yapılmıştır. 1000 odası var diyorlar. Olacak elbet. Biz küçük düşünmüyoruz. O ofisler, yeni teşkilat şemamızla personelimizin çalışabileceği, hizmet üretecekleri mekanlar olarak kullanılacak.

NURİ ELİBOL - TÜRKİYE GAZETESİ

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Ayhan Bora Kaplan davasında ara karar açıklandı Suç örgütü lideri olduğu ileri sürülen Ayhan Bora Kaplan ile suç örgütü şüphelisi 28’i tutuklu 61 sanığın yargılandığı davada ara karar açıklandı. Suç örgütü lideri olduğu iddia edilen Ayhan Bora Kaplan’ın içerisinde bulunduğu 28’i tutuklu 61 sanığın yargılanmasına Ankara 32’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü’ndeki salonda görülen duruşmaya tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları yer aldı. Mahkeme başkanı duruşmanın sanık savunmalarıyla devam edeceğini ve ardından dosyayı ara karar bağlayacaklarını açıkladı. Hakkında bulunan suçlamaları kabul etmeyen tutuklu sanık Mustafa Koç, operasyonların yapıldığı tarihte kendi rızasıyla teslim olduğunu ifade etti. “Bora Kaplan’ı medyadan tanıyorum” 2018 yılında “Süvari Kahvesi” adlı mekanda bar sorumlusu olarak çalışmaya başladığını anlatan sanık Koç, “Fethi Koyuncu isimli kişi bizim mekanımızda vale eksiği olduğu zaman sadece vale gönderirdi, oradan tanıyorum. Ayrıca Bora Kaplan adlı kişiyi tanımıyorum, sadece medyadan biliyorum. Kaplan’la sadece nezarethane ve duruşma salonunda yan yana geldim. Herhangi bir örgüte üye olmak veya faaliyette bulunmak gibi bir girişimim olmamıştır. Gereğini size bırakıyorum” diye konuştu. “Bora Kaplan’dan suç teşkil edecek emir almadım” Suç örgütüne üye olmadığını iddia eden tutuklu sanık Mümin Ali Beldek, “Suç örgütüne üye değilim. 15 yıldır gece alemin de çalışmaktayım. Bu sebepten dolayı mekana gelen müşterilerle illaki samimi olmuşumdur. Bora Kaplan ile de bu şekilde tanıştım. Filistin Caddesi’nde boş bir dükkan vardı. Bora Kaplan’la konuşup burayı “Makyaj” adında gece kulübü yapalım dedik, kendisi de olumlu yaklaştı. 8 senedir de İzmir Çeşme’de çalışıyorum. Bora Kaplan’dan suç teşkil edecek bir emir almadım” ifadelerine yer verdi. "Dişleri sökülmüş bir şahısla konuşsam muhakkak hatırlarım” Çankaya İlçe Emniyet Müdürü tutuksuz sanık Necdet A.Ç., Organize Şube Ekipleri tarafından gözaltına alındığında konuyla ilgili hiçbir şey hatırlamadığını söyledi. Konunun anlatılması üzerine hatırladığını iddia eden Necdet A.Ç., "Olay günü, komiserlerden birisi gelip bana bir şahsın geldiğini, şahsın dayak yediğini ve hürriyetinden yoksun bırakıldığını ancak çelişkili ifadeler verdiğini söyledi. Bu konuyla ilgili Gasp Büroya ulaşamadıklarını söyledi. Gasp Büro amirini aradım, kendisine durumu söylediğimde, ‘Konuyu ben zaten biliyorum. Siz şahsı gönderin, bende iki güne Esat karakoluna gönderiyorum’ dedi. Şahsı Esat karakoluna gönderdik. Bir gün sonraysa konuyla ilgili ne olduğunu merak ettiğim için komiserlerden bir tanesiyle görüştüm. Komiser bana, ‘Şahıs susma hakkını kullanmak istedi’ dedi. Ben de nasıl böyle bir şey olabilir diye tekrar şahsa ulaşmaya çalışalım dedim. Şahısla konuştuğumu hatırlamıyorum. Çünkü karşımda böyle eziyet görmüş iki gün hürriyetinden yoksun bırakılmış vahşice dişleri sökülmüş bir şahısla konuşsam muhakkak hatırlarım” diyerek savunmasını noktaladı. "Benim arabama bomba atsanız dahi işlemez" Mahkeme başkanının, Bora Kaplan’a ‘Esenboğa Havalimanında yakalandığı beyaz renkli SUV aracın neden zıhlıydı?’ sorusuna sanık Kaplan, “Biz ticaret yapıyoruz, para taşıyoruz. Duyuyoruz haberlerde. Adamı çevirmişler onu gasp etmişler, öldürmüşler. Bizim çalışanlarımızın başına da böyle bir iş gelmesin diye bankadan para çekilirken de bu aracı kullanıyorduk. Zırhlı araç olduğu için dışarıdan saldırı olmaz. Ayrıca benim silaha ihtiyacım yoktur. Neden? Benim arabama bomba atsanız dahi işlemez. Suç işlemek amaçlı değil bu araç. Tamamen kendimi savunma amaçlı” dedi. Sanık beyanlarının ardından ara kararını açıklayan mahkeme başkanı, tutuklu sanıkların mevcut hallerinin devamına, tutuksuz sanıkların adli kontrol tedbirlerimin devamına hükmetti. Duruşma, 22 Nisan Pazartesi gününe ertelendi.
İzmir İzmir Kitap Fuarı Kültürpark’ta başladı İzkitapfest-İzmir Kitap Fuarının açılışı Kültürpark’ta gerçekleştirilirken, 350’ye yakın yayınevi, 50’ye yakın sahaf ile onlarca kurum geleneksel fuarda yerini aldı. İzmir Kitap Fuarı, 19-28 Nisan tarihlerinde 10.00 ile 21.00 saatleri arasında ücretsiz olarak gezilebilecek. İzkitapfest - İzmir Kitap Fuarı, Kültürpark’ta kapılarını açtı. 350’ye yakın yayınevi, 50’ye yakın sahaf ile onlarca kurumun katıldığı İzkitapfest; Lozan’dan 26 Ağustos’a, Kaskatlı Havuz’dan Basmane’ye ve Atatürk Açıkhava Tiyatrosuna kadar Kültürpark’ın tüm alanlarına yayılarak doğayla iç içe bir edebiyat buluşmasına ev sahipliği yapıyor. İzmir Büyükşehir Belediyesinin ev sahipliğinde, İZFAŞ tarafından düzenlenen kitap fuarı, 19-28 Nisan tarihlerinde 10.00 ile 21.00 saatleri arasında ücretsiz olarak gezilebilecek. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay da, bu yıl Kültürpark’ın dört bir yanındaki açık alanlarda düzenlenen İzkitapfest - İzmir Kitap Fuarının açılışını yaptı. Kültürpark Lozan Kapısının iç bölümünde yapılan açılışta Başkan Tugay, yazar Ahmet Ümit ve CHP Zonguldak ve İzmir eski Milletvekili Kemal Anadol’a plaket takdim etti. Fuara İzmirlileri davet eden Başkan Cemil Tugay, “İzmirliler, Kültürpark’ın tamamında bir fuar yaşamanın keyfini, değerini bilir. Şimdi, ülkemizin ilk fuarı İzmir Enternasyonal Fuarıyla yaşadığımız bu geleneğe İzkitapfest de eklendi. ‘Baharın coşkusuyla Kültürpark’ta’ sloganıyla düzenlediğimiz festival sayesinde Kültürpark’a işte şimdi bahar geldi” dedi. “Kitaplar bizi dünyaya açar” İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, “Bugün, İzmir’imizin hazinesi Kültürpark’ın kapılarından geçerken geldiğimiz yer, sadece Kültürpark değildi. Zamanları ve mekanları aşan bir yolculuğa adım attık hep birlikte. Öyle ki parkımızın sınırları genişledi; içine tüm zamanları, coğrafyaları, evrenin sonsuzluğunu ve dünyanın tüm hikayelerini aldı. İnsanlığın başlangıcından bu yana üretilen fikirler, yaşanan duygular, durumlar, hikayeler, bilimin ve sanatın bütün yolculuğu burada; Kültürpark kapılarının içinde bugün; çünkü bugün, kitapların şenliğini başlatıyoruz. Kitaplar, bizi dünyaya açar” diye konuştu. İzmir Büyükşehir Belediyesi Yayınları ile yayıncılığa yeni bir soluk geldiğini ifade eden Başkan Cemil Tugay, “Söyleşiler, imza günleri, konserler, dans ve pantomim gösterileri, müzikaller, tiyatrolar, illüzyonist gösterisi gibi onlarca türde binden fazla etkinlikle tam anlamıyla bir kitap festivali bizi bekliyor" diye aktardı. Sanat ve edebiyatın zorunlu tüketim maddesi haline getirilmesi gerektiğini savunan İzkitapfest’in onur konuğu yazar Ahmet Ümit, “İzmir gibi Türkiye’nin çok anlamlı bir şehrinde kitap fuarının onur konuğu olmak muhteşem bir şey. Bana hep şu soru soruluyor; ‘İzmir’le ilgili roman yazmayacak mısın? İzmir’de konu mu yok, bu kadar renkli, canlı, muhteşem tarihe sahip bu şehirde yok mu seni ilgilendiren bir konu?’ İzmir’i yazmadan ölmeyeceğim, merak etmeyin. İzmir ile ilgili şahane bir roman yazacağım, tarihi bir roman olacak ve elbette bu şehrin ilk ozanı dediğimiz büyük Homeros ile ilgili olacak. Başka çaresi var mı? Homeros olmadan İzmir olur mu?” şeklinde konuştu. Başkan Tugay, açılışın ardından Kültürpark’ta açılan stantları gezdi. Birçok yazar ve yayınevi, Başkan Tugay’a kitap hediye etti. Fuarı geliştirerek ve büyüterek yola devam edeceklerini ifade eden Tugay, büyüdüğünde belediye başkanı olmak istediğini söyleyen fuarın minik katılımcısı Poyraz’la da sohbet etti. Tugay, katılımcılara iyi fuarlar dileyerek İzmirlileri Kültürpark’a davet etti. Birbirinden önemli isimler İzkitapfest’te Girişin ücretsiz olacağı İzkitapfest, saat 10.00 ile 21.00 saatleri arasında ziyaret edilebilecek. İzkitapfest, sadece kitap alışverişi için değil; aynı zamanda söyleşiler, dinletiler, yarışmalar, konserler ve imza günleri ile ziyaretçileri için tam bir kültür şölenine dönüşecek. Yazar, şair, çizer, gazeteci, edebiyat dünyasının birbirinden önemli 800’den fazla ismi, düzenlenecek binin üzerinde imza etkinliği ve söyleşi ile deneyimlerini paylaşacak. Sivil toplum kuruluşları ve bu kuruluşlar bünyesinde yer alan yazarlar da özel olarak düzenlenen alanda okuyucuları ve İzmirli kitapseverlerle buluşacak. Sahaf Sokağı ile Türkiye’nin en geniş sahaf katılımına da ev sahipliği yapacak fuarda, özel kitap müzayedesi de gerçekleşecek. Atatürk Açıkhava Tiyatrosu birbirinden değerli isimleri ağırlayacak Kültürpark Açıkhava Tiyatrosunda bilim, düşün ve edebiyat dünyasının birbirinden değerli isimleri düzenlenecek söyleşi ve imza etkinliklerinde kitapseverlerle bir araya gelecek. Tarihçi, akademisyen, yazar Prof. Dr. İlber Ortaylı 22 Nisan’da, akademisyen, jeolog ve bilim insanı Prof. Dr. Celal Şengör 21 Nisan’da, şair yazar Murathan Mungan 27 Nisan’da, tarihçi, akademisyen, yazar Prof. Dr. Emrah Safa Gürkan 27 Nisan’da, animasyon yapımcısı ve karikatürist Varol Yaşaroğlu da 27 Nisan’da Atatürk Açıkhava Tiyatrosu’nda İzmirlilerle buluşacak. Edebiyatın önemli isimleri İzkitapfest’te Fuarda, birbirinden değerli yüzlerce yazar, şair, çizer, imza günleri ve söyleşilerle okurlarıyla bir araya gelecek. Ahmet Ümit, Ahmet Telli, Ayşe Kulin, Buket Uzuner, Canan Tan, Çağan Irmak, Mahir Ünsal Eriş, Mete Kaan Kaynar, Mine Söğüt, Murathan Mungan, Murat Menteş, Saygı Öztürk, Sema Kaygusuz, Serhan Asker, Şükrü Erbaş, Umut Sarıkaya gibi isimler fuarda okurlarıyla buluşacak. İzkitapfest’i, 10 gün boyunca yüz binlerce kitapseverin ziyaret etmesi bekleniyor. Fuarla ilgili katılımcı yayınevleri, etkinlik, söyleşi, imza günü takvimi ve daha fazla bilgi https://www.kitapizmir.com/ adresinde yer alacak.
Kütahya Kütahya’da sözleşmeli erler için yemin töreni Kütahya Hava Er Eğitim Tugay Komutanlığında temel eğitimlerini tamamlayan 289 sözleşmeli er için yemin töreni düzenlendi. Düzenlenen yemin törenine Hava Eğitim Komutanı Hava Korgeneral Erdoğan Gür, Kütahya Hava Er Eğitim Tugay Komutanı Tuğgeneral Mustafa Baş, Belediye Başkanı Eyüp Kahveci ve temel askerlik eğitimini tamamlayan askerlerin yakınları katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan programda, tugay sancağının tanıtılmasının ardından askerler, ellerini etrafında sıralandıkları masaların üstünde bulunan Türk bayrağı ile silahların üzerine koyarak yemin etti. Kütahya Hava Er eğitim Tugay Komutanı Tuğgeneral Mustafa Baş, yemin eden sözleşmeli erlere başarılar diledi. Türk kültüründe askerliğin kutsal olduğunu belirten Baş, "Hava Er Eğitim Tugay Komutanlığı, insan odaklı yönetim anlayışı ile sadece erbaş ve erlere değil geleceğin komutan, lider ve yöneticilerine temel askerlik eğitimi veren ve kendisine çok özel sorumluluklar yüklenen Hava Kuvvet Komutanlığının tek eğitim tugay komutanlığıdır. Bu bilinç ile icra edilen ant içme törenleri millî birlik ve beraberliğimizin güçlendiği, vatana ve millete bağlılığın şeref sözü ile perçinlendiği, ülkemiz için canımızı seve seve vereceğimizin haykırıldığı çok özel anlardır." dedi. "Evlatlarınızla ne kadar övünseniz azdır." "Türk milletinin bağrından çıkan Türk Silahlı Kuvvetleri onun ayrılmaz bir parçası ve daima Türk milletinin hizmetindedir; yeri, Türk milletinin kalbidir" diyen Tuğgeneral Baş, "Sizlerin varlığı ile bu törenlerin anlamı ve coşkusu daha da büyümekte, heyecanı bir kat daha artmaktadır. Karşınızda büyük bir heyecan ve onurla duran 2024/S1 dönemi sözleşmeli erlerimiz vatanımızın dört bir yanından gelerek kutsal asker ocağında silah arkadaşı olmanın bilincine ve hazzına vardılar. Biraz önce ettikleri yemin ile de birer sözleşmeli er olarak Hava Kuvvetleri Komutanlığı saflarına katıldılar. Sizler, bu evlatlarımızın andına şahitlik edip bu gururu onlarla paylaştınız ve sevinçlerine ortak oldunuz. Ettikleri bu yemin, askerin mesleğine yürekten bağlanışıdır. Teminatı, şeref bedeli gerektiğinde vatan uğrunda gazi veya şehit olmaktır. Ordu-millet kavramının oluştuğu Türk kültüründe askerlik kutsaldır. Kutsaldır, çünkü vatana hizmettir. Şehitlerimizin ve gazilerimizin miras bıraktığı vatanı canı pahasına korumaktır. Bu çerçevede; Türk milletinin bağrından çıkan Türk Silahlı Kuvvetleri onun ayrılmaz bir parçası ve daima Türk milletinin hizmetindedir; yeri, Türk milletinin kalbidir. Değerli anneler, babalar, Mehmetçiklerimizin eşleri ve yakınları, biliyorum ki; bugün burada hayatınızın en unutulmaz anlarından birini yaşıyorsunuz. Karşınızda dimdik duran evlatlarınıza bakarken büyük bir gurur ve mutluluk duyuyorsunuz. Gururu sizlere yaşatan evlatlarınızla ne kadar övünseniz azdır. Bu gururunuzu paylaşmanın mutluluğu içerisinde sizleri kutluyor, bu vatan evlatlarını yetiştirdiğiniz için sizlere saygı ve şükranlarımı sunuyorum. Bu kutsal ocaktaki eğitiminizi başarı ile bitirdiniz ve artık göreve hazırsınız. Eğitim süresi içerisinde sadece verilen eğitimi değil, aynı zamanda bayrak, vatan, asker ve silah arkadaşlığının oluşturduğu paylaşma, yardımlaşma, bir ve beraber olma duygusunu da yaşadınız. İnanıyorum ki bu ortamın sağladığı arkadaşlıklarınız meslek hayatınızda da kalıcı olacaktır. Bu kapsamda öncelikli hedefiniz; şanlı ecdadımızın, canları pahasına kurdukları cumhuriyetimizi sonsuza kadar yaşatmak olmalıdır. Sizleri, Hava Kuvvetleri Komutanlığı saflarına yeni görev yerlerinize uğurlamanın mutluluğu ile kutsal andınızın hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum. Kısa bir eğitim dönemi içerisinde milletimizin bize en değerli emaneti olan Mehmetçiklere saygı ve sevgiyi esas alarak askerî disiplin ve eğitim verdiniz, onları göreve hazırladınız. Sizleri bu üstün gayretiniz ve disiplin anlayışınız nedeniyle kutluyorum. Konuşmamı sonlandırırken kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerinin bir personeli olarak bu gurur anını yaşamamıza vesile olan cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e, silah arkadaşlarına ve değerli gazilerimize sonsuz minnet ve saygılarımı sunuyor, bu aziz vatanın birliği ve dirliği için canlarını esirgemeden feda eden tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum." ifadelerini kullandı. Korgeneral Gür ve Tuğgeneral Baş başarılı askerlere katılım belgesi, ailelerine ise hediye takdim etti.