POLİTİKA - 13 Eylül 2017 Çarşamba 12:29

Erdoğan'dan heykelinin yapılmasına tepki: 'Çok üzüldüm'

A
A
A
Erdoğan'dan heykelinin yapılmasına tepki: 'Çok üzüldüm'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘Belediye Başkanları İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’nda konuştu. Erdoğan, "Şahsımın heykelini ve benzerlerini yapmışlar. Tabii bunu duyunca ben çok çok üzüldüm. Bu bizim değerlerimize terstir" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ATO Congresium'da düzenlenen Belediye Başkanları İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nda konuştu. Erdoğan heykelinin yapılmasına tepki göstererek, "Şahsımın heykelini ve benzerlerini yapmışlar. Tabii bunu duyunca ben çok çok üzüldüm. Bu bizim değerlerimize terstir. Ben ne heykelimin dikilmesini istiyorum, ne masklar yapılmasını istiyorum, ne bu tür görseller yapılmasını istiyorum. Bir defa bunları kaldırttık. Bundan sonra lütfen bu yanlışlara tevessül etmesinler. Heykel değil hizmete yönelik eserleri diksinler. Bunların bizim değerlerimizle çatışan şeyler olduğunu bir defa bilmemiz lazım. Asla bu yola, hiçbir arkadaşım böyle bir yanlış yaptılar. Bundan sonra kimse de bu yola tevessüle etmesin" ifadelerini kullandı.

Erdoğan, ödülleri verilecek olan yerel yönetimler proje yarışmasında sosyal projeler ve kent kategorisinde ödül alan isimleri tebrik ederek, "Bu yıl 6'ncısını düzenlediğimiz yerel yönetimler proje yarışmasını, AK Partili belediyeler tarafından hayata geçirilen özgür ve orijinal çalışmaları tüm Türkiye'ye tanıtması açısından önemli görüyorum. Ülkemizde artık 2019 yılında dördüncü dönemine girecek olan ve esasında 1994 yılına kadar götürebileceğimiz çok daha köklü bir geçmişi olan AK Parti belediyeciliği modeli ortaya çıkmıştır. Bilindiği gibi ülkemizde 1984 yılındaki seçimle birlikte belediyeler büyük ölçüde Anavatan Partisi'ne mensup başkanlar tarafından yönetilmiştir. Bu deneyim milletimizi memnum etmemiş olacak ki 1889 yılında milletimizin SHP ve DYP'ye yönelmesiyle belediyeler üç parti arasında dağılmıştır. 1994 yılına gelindiğinde bu defa ülkemizde dördüncü bir parti belediyelerde söz sahibi olmuştur. O da Refah Partisidir. Bir sonraki dönemde 1999 yılında ilk sırayı Fazilet Partisinin aldığı, onu Anavatan, DSP, CHP, MHP, DYP'nin takip ettiği yerel yönetim tablosu ortaya çıkmıştır. 2004 yılından itibaren ise önceki dönemlerle mukayese edilemeyecek derecede yüksek bir destekle il genel meclisindeki yüzde 42'lik, büyükşehir belediyelerindeki yüzde 46'lık, il belediyelerindeki yüzde 40'lık oy oranıyla AK Parti belediyeciliği sahneye çıkmıştır. Her ne kadar 2009 yılında yüzde 38'e gerilemiş olsa da bu destek 2014 yılında yeniden 43-45 düzeylerine çıkmıştır" ifadelerini kullandı.

"Şimdi önümüzde yeni bir seçim ve imtihan var" diyen Erdoğan, "2019 seçimlerinde sadece cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliğinde değil, aynı zamanda belediye başkanlığı seçiminde de yüzde asgari 50+1 oya ulaşmayı hedefliyoruz. Bu bir hedeftir. Şayet belediyecilik hizmet işiyse, ki kesinlikle öyledir. AK Parti belediyelerinin hizmet büyüklüğünü ve kalitesini diğer belediyelerle kıyaslamak mümkün değildir. Ülkemizde bin 397 belediyeden 884'ünün AK Parti tarafından yönetiliyor olması bu gerçeğin belediyemiz ve milletimiz tarafından da teyidi anlamına geliyor. Gerçekten de tıpkı hükümet ve diğer alanlarda olduğu gibi belediyecilikte de rakiplerimizle değil biz kendi kendimizle yarışıyoruz. Öyle ki kendimizi rakiplerimize göre ayarlamaya kalksak yaptıklarımızın yarısına bile ulaşamayız. Aramızda işte o derece büyük bir fark bulunuyor. Önümüzdeki seçimde çıtayı biraz daha yükseltiyoruz. Milletimizin gönlünde daha fazla yer edinmek için de buna uygun bir vizyon ortaya koymamız, projeler geliştirmemiz, ekipler oluşturmamız gerekiyor. AK Parti, belediyelerdeki tecrübelerimizin, hizmetlerimizin, başarılarımızın üzerine kurduğumuz, hükümetteki kadroların özünü de belediyelerdeki arkadaşlarımızın oluşturduğu bir partidir. Çünkü mektep belediyeler. Belediyecilikten Türkiye'nin yönetimine, oradan da küresel ve bölgesel güç olmaya doğru giden bu yolun doğru bir yol olduğunu sayısız tecrübeyle gördük ve yaşadık. Milletimizle olan güçlü bağımızı tepeden inme değil de tabandan gelen siyaset hikayemize borçlu olduğumuz bir gerçektir" şeklinde konuştu.

Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Belediyecilik dönemimizde, millete hizmet etmenin sadece yol yapmaktan, su, kanalizasyon, ulaşım sorunlarını çözmekten ibaret olmadığını, aynı zamanda gönülleri de yapmaktan geçtiğini yaşayarak gördük. Hacı Bayram Veli'nin dediği gibi 'Nagihan ol şara vardım.' İnsan, taşla toprak arasında kendini de inşa eder ama toplumu da inşa eder. Biz, bu anlayışla yola çıktığımız için şehirlerle birlikte zihniyetleri de değiştirdik. Dün İstanbul'da veya ülkemizin herhangi il, ilçemizde verdiğimiz hizmeti 15 yıldır Türkiye'nin tamamında dünya çapında yürütüyoruz. Bir yandan da belediyelerde oluşturduğumuz modeli zaman içinde yenilenen arkadaşlarımız eliyle başarıyla sürdürüyoruz. Bununla birlikte de şu gerçeğin farkındayız. Türkiye, 15 yılda çok büyük mesafe katetti. Ekonomide üç kat büyüdük, seçmen sayımız 41 milyondan 55 milyonun üzerine çıktı. Yani, 14 milyon gencimiz sisteme girdi. 30 yaş seçilme yaşıydı, biz bunu önce 25'e, sonra 18'e indirdik. Bunu yapan, Türk demokratik yaşamı ve siyasetine sokan parti AK Parti olmuştur. Bu, bir tarihe kayıt düşmektir."

"Biz gençliğimize güvendik, inandık, inanıyoruz" 

Gençlere güvendiklerine dikkati çeken Erdoğan, "Gencine güvenemeyen diğer siyasi partiler, gencine güvenen AK Parti'yi görmüştür. Biz gençliğimize güvendik, inandık inanıyoruz. Şimdi de kalite sorunumuzu halletmek suretiyle bunu farklı bir yere taşıyacağız. Bu tablo bizim de hem AK Parti olarak kurumsal hem de bireysel anlamda kendimizi geliştirmemiz, yenilememiz ve geleceğe hazırlamamız gerektiğini gösteriyor. Esasen her seçim döneminde hem parti teşkilatlarında, hem Mecliste hem belediyelerde nispeten kapsamlı bir yenilenmeye gittik. Ancak ülkemiz ve dünya öylesine hızlı gelişiyor ki bu değişimi, yenilenmeyi, bu tazelenmeyi çok daha köklü bir şekilde yapmamız gerektiği anlaşılıyor. AK Parti teşkilatlarında, Meclis kurulunda, belediyelerimizde görev alan arkadaşlarımızın her biri benim gözümde partisine, şehrine ve ülkesine hizmetler yapmış birer kahramandır. Bizim partimizde en vasat arkadaşımızın performansı muhalefet partilerinin yıldızlarından çok daha ileri düzeydedir, çok daha iyidir. Bizim ölçümüz kesinlikle diğer partiler ve onların belediyelerinin başkanları değildir. Çıtayı o kadar düşürmeye hakkımız yok. Biz, kendi kendimizle yarışıyoruz, öyle de devam edeceğiz. 2019 Mahalli İdareler Seçimlerinde yüzde 50'nin üzerine çıkmak için mevcutla yetinemeyiz. Şehrin ve milletimizin günlük ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılarken aynı zamanda geçmişimizin ihyasını ve geleceğin inşasını da gerçekleştirmek mecburiyetindeyiz. Şehirlerimizi ancak bu şekilde küresel çekim merkezi haline getirebiliriz" şeklinde konuştu.

Erdoğan, "Hükümetlerimizin hayata geçirdiği reformlardaki ilkemiz hep insanı yaşat ki devlet yaşasın anlayışı olmuştur. Belediye başkanlarımız da hemşehrilerine en güzel, medeni hizmetleri vererek geçmişi ve geleceği ile şehirlerini yaşatarak aynı yolda ilerlemişlerdir. Şehre hükmeden değil, şehre hizmet eden belediyecilik anlayışı ve bulunduğu görevi bir emanet olarak gören belediye başkanları sayesinde bugün bulunduğumuz noktaya ulaştık. Emaneti eline verme konusundaki hassasiyetimiz, AK Parti belediyelerini milletimizin gözünde hep yüceltmiştir. Aynı zamanda birer demokrasi okulu olan AK Parti belediyeleri 15 Temmuz'da bu sıfatlarının hakkını ziyadesiyle vermişlerdir, kendilerini tebrik ediyorum" açıklamasında bulundu.  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Kulüpler Birliği, TFF seçimini haziranda istiyor Kulüpler Birliği, Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) seçimleriyle ilgili açıklama yayımlayarak, seçimin haziran ayının ilk haftası yapılması gerektiğine vurgu yaptı. Kulüpler Birliği’nin konuyla ilgili yaptığı açıklama şöyle: "Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı tarafından 18 Temmuz’da yapılacağı ilan edilen seçimli genel kurul tarihinin, aşağıda paylaştığımız sebeplerden ötürü haziran ayının ilk haftasında yapılmasının elzem olduğunu düşünmekteyiz. Ülkemizde futbol sezonu genel olarak her yıl Mayıs ayının bitimiyle kapanmakta, Avrupa Kupaları öne elemesi oynayacak kulüplerimiz açısından ise en geç Haziran sonu itibarıyla futbol faaliyetleri yeniden başlamaktadır. Hal böyle iken, yeni sezon planlamalarının tamamının bu takvime uygun olarak yapılması gerekmektedir. Zira; 1. Spor kulüplerinin mali takvim yılı 31 Mayıs-1 Haziran tarihleri arasındadır. Bu kapsamda, Kulüp Lisans ve Finansal Sürdürülebilirlik Talimatı’nda yapılması gereken değişikliklerin bu takvime uygun olarak yapılması kaçınılmaz bir gerçekliktir. Bu konularda yeni sezon için yapılacak değişiklikler için yeni yönetime kendi bakış açısı, futbol yönetim anlayışı ve ilkelerine uygun hareket alanı tanınmalıdır. 2. Ülkemizde futbol faaliyetlerinin sezon içerisinde ortaya çıkan eylem ve davranışlar, TFF Yönetim Kurulu ve Hukuk Kurulları ile diğer yürütme kurulları tarafından değerlendirilerek karara bağlanmaktadır. Gelinen noktada, en büyük sorun ülkemiz futbolunun organizasyonu ve idaresinden sorumlu TFF Yönetim Kurulu’na ve diğer kurullara duyulan güvensizliktir. Dolayısıyla, kurulların yönetim ve karar istikrarı sağlayabilmesi adına aynı yönetim anlayışı ile döneme başlaması ve devam etmesi elzemdir. Bu sebeple, yeni seçilecek yönetimin kendi bakış açısı ve ilkelerine uygun kurullar oluşturması için yeni sezon başlangıcına kadar makul bir zaman dilimi tanınmalıdır. Yeni yönetim, 18 Temmuz’da seçildikten sonra kendi ilke ve bakış açısıyla yeterli çalışma zamanı olmasa da bu değişiklikleri yapmış olsa dahi ilan ve tahkim itiraz süreleri dikkate alındığında liglerin başlama tarihine yetişmesi mümkün değildir. 3. 2024/2025 futbol sezonunun 9 Ağustos 2024 tarihinde başlayacağı ilan edildiği göz önünde bulundurulduğunda; transfer dönemlerinin, lig statülerinin, A Takım listelerinin ve futbolcu uygunluklarının yeni yönetim tarafından hazırlanması fiilen mümkün olmayacağından, değişmesini talep ettiğimiz bugünkü anlayışla hazırlanması hedeflenen amaca hizmet etmeyecektir. 4. Yeni sezon için yapılacak olan hakem klasman atamalarının belirlenmesinin yeni seçilecek yönetim kuruluna bırakılması gerekmektedir. Bu sebeple yeni seçilecek yönetime hareket alanı bırakmayacak olan 18 Temmuz tarihinin kabulü mümkün değildir. 5. Ülke futbolunun yönetim esaslarını teşkil eden TFF Ana Statüsü, talimatlar, lig ve kupa statülerinin maddi gerçekliğe uygun olarak detaylı araştırma ve futbol paydaşlarıyla bilgi alışverişi neticesinde hazırlanması gerekmektedir. Bu şekilde hazırlanmayan talimatların yıl içerisinde sezon devam ederken sürekli olarak revizyona uğraması hakkaniyet ve adalet duygularını zedeleyecektir. En güncel örnek olarak 2023/2024 futbol sezonu içerisinde Futbol Disiplin Talimatı’nın 44.maddesinin 3.fıkrasında yapılan değişikliğin tahkim kurulu tarafından iptal edilmesi karşımıza çıkmaktadır. 6. 2024/2025 sezonu TFF bütçesinin mevcut Yönetim Kurulu tarafından belirlenirken, seçilecek yeni yönetimi etkileyebilecek kararların alınma ihtimali de bugünkü talebimizin ne kadar haklı olduğunu ortaya koymaktadır. Ülkemiz futbolunun içerisinde bulunduğu kaotik durum, bir gün dahi gecikmeyi kaldırabilecek noktada değildir. Bunun için hep birlikte şahsi menfaat ve beklentilerimizi bir kenara bırakarak Haziran ayı başında TFF Seçimli Genel Kurulu’nu yapmak zorundayız. Bugün bu sorumluluktan kaçanlar tarihte Türk futboluna verdikleri zararla hatırlanacaktır."
Edirne Önce kardeşleri sonra kendisi... Edirne’nin en meşhur ciğercisi hayatını kaybetti Edirne’de 2 ay önce toprağa verdiği ağabeyinin acısını sindiremeden geçen hafta Perşembe günü yine bir ağabeyini daha toprağa veren Edirne’nin meşhur ciğercisi Bahri Dinar, uyurken geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetti. Edirne’nin tanıtıma büyük katkı sağlayan kentin sevilen yüzü, Edirne’yi Tanıtma ve Tava Ciğer Kalite Koruma Derneği Başkanı 63 yaşındaki Bahri Dinar, hayatını kaybetti. Sabah eşi tarafından yatağında hareketsiz halde bulunan Dinar’ın kalp krizi nedeniyle hayatını kaybettiği belirlendi. İki ay içersinde 2 kardeşini toprağa veren ciğerci esnafı Bahri Dinar’ın kalbi daha fazla bu acılara dayanamadı. Ciğerci esnafı Bahri Dinar’ın ağabeyleri Nazmi Dinar (68) Şubat ayında geçirdiği kalp krizinden, Bahattin Dinar (65) ise Perşembe günü Uzunköprü ilçesinde geçirdiği iş kazasında hayatını kaybetmişti. Ciğerci Bahri Dinar, ikindi namazının ardından Eski Camide düzenlenen cenaze töreni ile birlikte son yolculuğuna uğurlandı. Cenaze törenine katılan çok sayıda vatandaş, göz yaşlarına hakim olamadı. Cenazeye Adülhey de katıldı Kurtlar Vadisi dizisinde hayat verdiği Abdülhey karakteriyle akıllarda yer edinen ünlü oyuncu Kenan Çoban da, "Sabah çok üzücü bir haberle uyandık. Yakın dostumdu. Bahri abi bir değerdi. Ciğerci Bahri diye anılıyordu ama bizim ciğerimizi yaktı. Edirne’mizin Türkiye’mizin başı sağ olsun" dedi.