Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Yemen’de Husilerin yaptıkları sadece mezhepsel bir çatışmadır ve burada adeta bir Şii-Sünni çatışmasına bu dönüşmüştür. İran’ın bu bakışının değişmesi lazım. Yemen’den şu noktada kuvveti, gücü neyi varsa çekmesi lazım. Aynı şekilde Suriye’den çekmesi lazım. Aynı şekilde Irak’tan çekmesi lazım. Bu ülkelerin toprak bütünlüğüne saygı duyması gerekir” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, davetlisi olarak Türkiye’ye gelen Fildişi Sahili Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Alassane Vattara ile Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda ortak basın toplantısı düzenledi.
Basın toplantısında gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevaplandıran Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suudi Arabistan’ın öncülüğünde Arap ülkelerinin Yemen’e hava harekatı yapmasını değerlendirdi.
Yemen’de Husilerin yaptıklarını sadece mezhepsel bir çatışma olduğunu ve burada bir Şii, Sünni çatışmasına dönüştüğünü belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz bu mezhepsel çatışmaların hiçbirine olumlu bakmıyoruz, bunların karşısındayız” şeklinde konuştu.
“TAHAMMÜL ETMEK MÜMKÜN DEĞİL VE İRAN’IN BUNU GÖRMESİ LAZIM”
Yemen’in kendi içinde bir bölünmeye doğru gittiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz Yemen halkının tümüne kardeşlerimiz olarak bakıyoruz ve bu kardeşlerimizin hukuku üzerinde herhalde düşüncelerimizi beyan etmemiz gerekir. Şu anda askeri konuda herhangi bir şey söylemiyorum. Şu anda söylemem de doğru değildir ama lojistik konuda, istihbarat konusunda her türlü desteği vermeye hazır olduğumuzu bugün açıkladım. Dışişleri Bakanlığımız bu konuda açıklamasını zaten detaylı olarak yaptı. Çünkü bugüne kadar bölgede gelişmeler, Yemen’de olan gelişmeler gerçekten tahammül sınırlarını artık zorlamaya başlamıştır. İran’ın açıklaması doğaldır. İran’ın böyle bir açıklama yapması zaten şu ana kadar Irak’ta, Suriye’deki gelişmelerde de kendisini ne yapmıştır, göstermiştir. Şimdi burada İran bölgeyi adeta kendine domine etmenin gayreti içerisindedir, böyle bir çalışmanın içerisindedir. Buna müsaade edilebilir mi? Bölgede birçok ülkeyi, bizi de, Suudi Arabistan’ı da, körfez ülkelerini de hepsini rahatsız etmeye başlamıştır. Buna gerçekten tahammül etmek mümkün değil ve İran’ın bunu görmesi lazım” diye konuştu.
“DEVRİM MUHAFIZLARI İLE UĞRAŞILIYOR”
Irak’taki olaylarla ilgili de konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
“Irak’ta yapılanları görüyorsunuz. Bir taraftan DEAŞ ile uğraşılıyor, bir taraftan İran’ın oraya göndermiş olduğu Devrim Muhafızları ile uğraşılıyor. Bu doğru bir şey mi? İlginçtir gönderdikleri elemanları oralarda bakıyorsunuz özel fotoğraflar çektirmek suretiyle kendilerine ayrıca lanse ediyorlar. Böyle bir gayretin içerisinde giriyorlar. Ha ‘filanca ildeki operasyonu kim yapmış? Filanca operasyonun arkasında kimler var?’ ve çok daha tehlikelisi önce diyelim ki DEAŞ terör örgütü bir yerden çıkıyor ondan oraya kim yerleşir bakıyorsunuz oraya Şia yerleşiyor. Böyle bir şey olamaz ve burada da bizim gerçekten üzüntümüzün mucip olan şeyler var. Dert orada aynı şekilde gelişiyor yine maalesef bakıyorsunuz bir taraftan İslam diyeceksin, bir taraftan Müslüman diyeceksin ama öbür taraftan gireceksin bunları yapmaya devam edeceksin.”
“İRAN'IN BU BAKIŞININ DEĞİŞMESİ LAZIM”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, aynı durumun Suriye için de geçerli olduğunu belirterek, Suriye’de de aynı durumda olduklarını, Suriye’de de aynı şeyleri yaptıklarını kaydetti.
“300 bin insanın katili olan bir durum var ortada ve bu katile destek veren bir anlayış, bu savunulabilir mi?” diye soran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunu savunmak mümkün mü? 'Ben Müslümanım' diyen bir insanın bu katili savunacağına ihtimal vermiyorum. Şu anda yaşananlar ortada. Türkiye şu anda 2 milyon insana ev sahipliği yapıyor. Bütün onların sıkıntılarını giderme gayreti içerisinde. Biz bu görevimizi yine yapmaya devam edeceğiz. Diyoruz ki İran’ın bu bakışının değişmesi lazım. Yemen’den şu noktada kuvveti, gücü neyi varsa çekmesi lazım. Aynı şekilde Suriye’den çekmesi lazım. Aynı şekilde Irak’tan çekmesi lazım. Bu ülkelerin toprak bütünlüğüne saygı duyması gerekir” dedi.
“ÖZÜNDE 'SİN' YANİ BARIŞ OLAN BİR DİNİN DEĞERLERİNİ İSTİSMAR EDEN, KENDİNE MASKE YAPAN BU ÖRGÜTÜ ŞİDDETLE KINIYORUM”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Özünde 'sin' yani barış olan bir dinin değerlerini istismar eden, kendine maske yapan bu örgütü şiddetle kınıyorum. Kesinlikle bir Müslüman olarak bunlardan bizler nefret ediyoruz, bunun da bilinmesini istiyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, davetlisi olarak Türkiye’ye gelen Fildişi Sahili Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Alassane Vattara ile Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda ortak basın toplantısı düzenledi.
Türkiye ve Fildişi Sahili Cumhuriyeti arasında imzalanan anlaşmaların ardından konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Fildişi Cumhurbaşkanı Vattara ve eşi Dominique Quattara ile beraberindeki heyeti Türkiye’de ağırlamaktan büyük bir memnuniyet duyduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün Türkiye ile Fildişi Sahili Cumhuriyeti ilişkilerinde tarihi bir anın yaşandığını belirterek, Vattara’nın Türkiye ziyaretinin Fildişi Sahili’nden devlet başkanı düzeyinde ilk ziyaret olduğunu kaydetti.
Cumhurbaşkanı Vattara ile gerçekleştirdikleri baş başa ve heyetlerarası görüşmeler iki ülke ilişkilerini her boyutuyla ele aldıklarını ve görüşmelerin ardından Türkiye ile Fildişi Sahili Cumhuriyeti arasında vizelerin karşılıklı olarak kaldırılmasına yönelik anlaşma, iki ülke arasında gençlik ve spor alanında işbirliği anlaşması, eğitim alanında işbirliği anlaşması, kültürel işbirliği anlaşması, turizm alanında işbirliği anlaşması, askeri alanda işbirliği anlaşması, askeri alanda eğitim, teknik ve bilimsel işbirliği çerçeve anlaşması, güvenlik işbirliği anlaşmasının imzalandığının altını çizdi.
“HEDEFE 500 MİLYON DOLARI, DEĞİL 1 MİLYAR DOLARI KOYALIM”
Fildişi Sahili Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Vattara’nın ziyaretinin imzalanan anlaşmalarla ayrı bir zenginlik kazandığına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunun yanında siyasi noktada uluslararası alanda işbirliğimizin ne denli güçlü şekilde, dayanışma içinde gideceğini de aramızda konuşarak, buradaki mutabakatımızı da ortaya koyduk. Ortak bir irade mevcut, bu ortak irade temenni ediyorum ki siyasi, askeri, kültürel, ekonomik, güvenlik, terörle mücadele her alanda artarak, güçlenerek devam etsin. Ortalama olarak şu anda her iki ülkenin toplam nüfusu yaklaşık 100 milyon. 100 milyon nüfusa sahip olan iki ülkenin şu andaki ticaret hacmi 320 milyon dolar. Aramızda bugün bir şey daha konuştuk, dedik ki; 'hedefe 500 milyon doları, değil 1 milyar doları koyalım', bu hacme Türkiye ve Fildişi Sahili ulaşsın. Bu kararlılığı da önümüzdeki yıllarda göstereceğiz. Zira bir örnek var. 2002 yılında bizim aramızdaki ticaret hacmi sadece 48 milyon dolardı, bu rakam 7 kat artarak 2014 yılında 332 milyon dolara çıktı. Bu rakamda daha sonra maalesef bir düşüş oldu, şimdi bunu tekrar toparlayacağız. Şu anda DEİK ile yarın İstanbul'da yapılacak olan toplantıyı, özellikle iş forumunu çok çok önemli görüyorum. Burada sektörel bazda yapılacak görüşmelerle geleceğe yönelik atılacak adımları işadamlarımızla birlikte inanıyorum ki çok daha hareketli hale getireceğiz” diye konuştu.
“BU YIL İÇİNDE FİLDİŞİ SAHİLİ’NE BİR ZİYARET PLANLIYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yıl içinde fevkalade bir durum olmadığı takdirde işadamlarıyla birlikte Fildişi Sahili'ne bir ziyareti planlandığını belirterek, Afrika genelinde çok başarılı işlere imza adan Türk yatırımcı ve müteahhitlerinin Fildişi Sahili'ndeki altyapı projelerine daha fazla ilgi göstermelerini istedi.
“ÇOK CİDDİ BİR KALKINMA HAMLESİ İÇERİSİNDELER”
Fildişi Sahili'nin çok önemli bir tarım ülkesi ve zengin doğal kaynaklara sahip bir ülke olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, zengin doğal kaynaklar, madenler noktasında iki ülkenin birçok ortak adım atmalarının mümkün olduğunu kaydetti.
Fildişi Sahili'nin, Batı Afrika Ekonomik ve Parasal Birliği'nin toplam gayri safi milli hasılasının yüzde 40'ını oluşturduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Vattara'nın tecrübeli ve vizyonel liderliği altında çok ciddi bir kalkınma hamlesi içerisindeler. Özellikle yüzde 9 gibi bir büyüme hızını yakalamış olmaları önemli. Zira son 3 yıldır ortalama büyüme oranı yüzde 9 oranında. Daha önce Fildişi Sahili'nin durumu çok çok kötüydü, ama bu sıçrama Fildişi Sahili'ne geleceğe yönelik farklı bir ufuk kazandırmış durumda" dedi.
“Şimdi kendimize ait mekanlarda diplomatik hizmetleri verme dönemine geçiyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Geçtiğimiz dönemde TİKA sağlık ve eğitim alanında çok önemli projeleri hayata geçirdi. Bundan sonraki süreçte bunları devam ettireceğiz. Fildişi Sahili ile beşeri münasebetlerimizin giderek güçlendiğine şahit oluyoruz. THY'nin haftada 4 sefer gerçekleştirdiği uçuşlar çok büyük ilgi görüyor. Bu 4 sefer niye haftanın her günü olmasın diye düşünüyorum. Bu kadar ilgi, alakadan sonra, bunun da olabileceğine inanıyorum. Bu üst düzey ziyaretler bunun önünü açacaktır. Kısa bir süre öncesine kadar Türkiye'de Galatasaray'da oynayan Drogba da fahri elçi gibiydi, bunlar güzel şeyler, hakikaten tanışmaya, tanınmaya güzel vesile oluyor, şu anda bulunduğu yerde kendisine başarılar diliyorum” diye konuştu.
“MÜSLÜMAN OLARAK BUNLARDAN BİZLER NEFRET EDİYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün uluslararası basında Nijerya'daki Boko Haram örgütünün 500 civarında kadın ve çocuğu kaçırdığı yönünde haberlerin yer aldığına söyledi.
Daha önce de benzer menfur olaylara imza atan bu örgütün bu eylemini de lanetlediğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunu açık ve net olarak söylüyorum. Özünde 'sin' yani barış olan bir dinin değerlerini istismar eden, kendine maske yapan bu örgütü şiddetle kınıyorum. Kesinlikle bir Müslüman olarak bunlardan bizler nefret ediyoruz, bunun da bilinmesini istiyoruz" dedi.
“TERÖRÜN DİNİ, KİMLİĞİ, MİLLETİ, KUTSALI OLMAZ, TERÖR TERÖRDÜR”
Her ne sebeple olursa olsun sivilleri, kadın ve çocukları hedef alan saldırıların insan olan herkesin karşı durması gereken hadiseler olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Terörün dini, kimliği, milleti, kutsalı olmaz, terör terördür. 30 yılı aşkın bir süre terör belasıyla mücadele etmiş, 50 bine yakın insanını kaybetmiş ülke olarak biz bunun acısını çok iyi biliriz. Nijeryalı dostlarımızın acısını yürekten paylaşıyoruz. Şahsım ve tüm milletimin ortak hissiyatı kaçırılan bu kişilerin bir an önce sağ salim evlerine, ailelerine, yuvalarına dönmesidir" ifadelerini kullandı.
Açıklamaların ardından gazetecilerin sorularını cevaplandıran Cumhurbaşkanı Erdoğan, Fildişi Sahilli bir gazetecinin, “Fildişi Sahili’nin kalkınmasında Türkiye’nin ne gibi katkıları olabilir?” diye sorması üzerine, “Biz bu kalkınma hamlemizi başlattığımızda kendimize 4 hedef belirlemiştik. Türkiye’yi bu 4 temel taş üzerinde yükselteceğiz demiştik. Bunun birincisi eğitim, ikincisi sağlık, üç emniyet, dört adalet demiştik. Bu alanlara ciddi bir yoğunlaşmamız oldu ve kısa bir zamanda sınıflarındaki öğrenci sayılarını şu anda okullarda dersliklerdeki öğrenci sayısı 30 ve altına hemen hemen düşmüş vaziyette. 30’un üzerinde yok denecek vaziyette. Çok yoğun bir derslik inşası oldu” dedi.
“BİZİM ZİYARETİMİZLE BUNLARI TAÇLANDIRIRIZ, BUNLARIN FİNALİNİ YAPARIZ”
Sağlıkta bir devrim gerçekleştirdiklerini ve eğitimde de bir devrim gerçekleştirdiklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şu anda artık üniversite olarak ülkemizin üniversite olmayan şehri yok. Her şehirde üniversiteler var ve 75-76 üniversite varken şu anda 175 üniversite var ülkemizde. Bununla sağlığa geçiyorum, sağlıkta da çok ciddi sıkıntılar vardı. Şu anda artık Türkiye sağlıkta gerçekten reformunu gerçekleştirmiş ve sağlık reformuyla birlikte artık dışarıdan Türkiye’ye tedaviye gelen hastalar var. Avrupa ülkelerinden olsun, İskandinav ülkelerinden olsun gelen hastalar var. Artık bu noktaya gelebildik. Tabi burada çok çok önemli olan bir durumda bizler geçmişte maalesef hastaneye gittiğimiz zaman ilaçlarımızı alamazdık. Bu noktadaydık. Artık böyle bir sıkıntı söz konusu değil. Gayet iyi bir noktadayız. Yine onları da bakan arkadaşlarımız karşılıklı olarak o ziyarette görüşeceklerdir. Adalette ciddi reformlar yaptık. Aynı şekilde güvenlikte ciddi reformlar yaptık. Tabi yeterli mi bunlar sürekli güncellenerek devam ediyor. Ulaşım alt yapısı ki konuştuğumuz şey o çok önemli Türkiye’de 79 yılda bizden önce 6 bin 100 kilometre bölünmüş yol yapılmıştı. Biz buna 12 yılda 17 bin 500 kilometre bölünmüş yol ilave ettik. 17 bin 500 kilometre yol inşa ettik. Çünkü yol medeniyettir. Yolunuz varsa medeniyetsiniz. Yolunuz yoksa medeni olamazsınız. Suyunuz varsa medenisiniz, suyunuz yoksa medeni olamazsınız. Şu anda tabi Fildişi Sahili güzel bir ülke ve yaklaşık 220 bin kilometrekare bir alana sahip. Böyle bir alana sahip olan ülkede şu anda nüfusu baktığımız zaman ben ortalama gidiyorum o da 22 milyon nüfus böyle bakıyorum olaya. Şimdi burada yapılacak olan alt yapı yollarıyla konutlarıyla bir an önce modern bir ülkenin gelişmesine, oluşmasına vesile teşkil edecektir. Tarım diyoruz. Tarımda biz tarım endüstrisinde çok iyi bir konumdayız. Her geçen gün daha iyiye gidiyoruz. Mesela biz buğdayı ithal ederdik. Artık böyle bir sorunumuz yok. İthal ettiğimiz başka ürünler yok mu, tabii ki var. Ama şu anda bu konuda yaptığımız yatırımlarla örneğin zeytin, zeytinyağı ve bu konuda çok ciddi yatırımlar yaptık. Milyonlarca biz sadece zeytin fidanı dikmek suretiyle zeytinde, zeytin yağında ihraç eden bir ülke konumuna geldik. Bunları çoğaltmak mümkün. Bu alanlarda biz tüm tecrübemizi Fildişi Sahili yönetimiyle paylaşmaya hazır olduğumuzu konuştuk. Yarın İstanbul’da yapılacak olan iş formunda inanıyorum ki iş adamlarımız, iş adamlarıyla orada bütün sektörel bazda birikimlerini paylaşacaktır. Daha sonra da bizim ziyaretimizle bunları taçlandırırız, bunların finalini yaparız” diye konuştu.
