POLİTİKA - 03 Ekim 2017 Salı 12:06

Erdoğan'dan Kuzey Irak Yönetimine net mesaj: Eğer kendilerine gelmezlerse...

A
A
A
Erdoğan'dan Kuzey Irak Yönetimine net mesaj: Eğer kendilerine gelmezlerse...

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kuzey Irak’taki gayrimeşru referandumuna ilişkin, ''Devlet olmanın gerektirdiği vakardan asla taviz vermeyeceğiz. Şimdilik sadece belirli alanlardaki ambargolarla yetiniyoruz. Artarak devam edecektir ki, eğer kendilerine gelmezlerse. Çok daha ileri adımlar atmakta tereddüt etmeyiz'' dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bölgede çok kritik gelişmelerin yaşandığına dikkati çekerek, Türkiye’nin bu gelişmelerin merkezinde yer aldığını kaydetti. Erdoğan, “Bizi tehdit edenlerin, bize kefen biçenlerin, kriz dönemlerini fırsat bilenlerin hiçbirinin bu topraklarda esamesi okunmuyor, okunmayacaktır. Bizim kimseyi tehdit etmek gibi bir niyetimiz yok. Biz tüm samimiyetimizle ikaz görevimizi yerine getiriyoruz. Bu da ancak bir dostun bir başka göstereceği türden yaklaşımdır. Uyarılarımız acı olabilir ama hakikatin ta kendisidir. Kuzey Irak’ta yaşanan referandum krizi bölgemizin bağrına yeni bir hançer saplama girişimidir” dedi.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, yeni yasama yılının ilk grup toplantısında kürsüdeydi. Erdoğan, konuşmasında, ekonomi alanındaki gelişmelere değinerek, “Faizlerdeki düşüş açık söylüyorum, istediğimiz noktada hala değil. Faizlerde düşüşü sağlayamazsak, bunu başaramazsak bilesiniz ki birçok musibet bizi beklemektedir. Bunu halletmemiz lazım. Şu anda piyasa faizlerinin yüzde 20 yakaladığı bir dönemdeyiz. Piyasa faizinin yüzde 20 olduğu bir ülkede yatırımcı yatırım yapabilir mi? İstihdam aratabilir mi? Artmaz. Birçok sefil ailelerle karşı karşıya kalırız, bunu bir defa aşmamız lazım. Biz faizci adımlarla, faiz lobilerinin yaklaşımlarıyla atım atamayız. Eğer onlarla adım atarsak sadece onları ihya ederiz” ifadelerini kullandı.

Enflasyonda hala düşüşün sağlanamadığına dikkati çeken Erdoğan, “Niye? Yüksek faizler. Yüksek faiz asla enflasyonu aşağı çekmeyecektir. Bunun bir defa kararını öyle veya böyle vermemiz lazım. Faiz düşerse enflasyon düşer. Ama şu andaki anlayış ters orantılıdır” dedi.

Orta Vadeli Programın geçtiğimiz hafta kamuoyuyla paylaşıldığını hatırlatan Erdoğan, yüzde 5,5’luk büyüme hedefinin memnuniyet verici olduğunu ifade etti. Erdoğan, “Yapmamız gereken küresel sermaye, yabancı teknoloji, yerli yetenekler, iç piyasa talebi ve devlet desteği olarak ifade edebileceğimiz 4 ayaklı bir politikayı hayata geçirmektir. Uluslararası şirketlerle yerli şirketlerin işbirliğine gitmesini sağlayıp bu girişimleri de devlet desteği ile tahkim ederek tüm tarafların kazanacağı bir büyüme modeli oluşturmalıyız” şeklinde konuştu.

Varlık Fonu’na ilişkin değerlendirme

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Varlık Fonu’nun içeride ve dışarıda ihtiyaç duyduğumuz yatırımların katalizörü olacağını ümit etmiştik, ancak fonun henüz böyle bir kapasiteye kavuşmadığı da bir gerçektir. Bu sıkıntıyı da en kısa sürede aşarak varlık fonunun büyüme için ihtiyaç duyduğumuz yatırımların en önemli destek unsuru haline getireceğimize inanıyorum” açıklamasında bulundu.

Vatandaşlara, yastık altındaki altınların değerlendirilmesi konusunda çağrı

Altın tahvili ve altına dayalı kira sertifikaları uygulamasını da önemli gördüğünü anlatan Erdoğan, “Bu modelin yatırıma ve üretime dönüşemeyen, özellikle ekranları başında bizi izleyen vatandaşlarıma sesleniyorum, yastığın altında veya kolunuzdaki altınlar size bir şey kazandırmaz. Fakat, burada yastık altı ziynet eşyalarımızın ekonomimize kazandırılmasına imkan sağlayacağına inanıyorum, aynı zamanda da bu altın sahiplerine değerlendirme noktasında da çok şeyler kazandıracağına inanıyorum. Vatandaşlarımızı yastık altındaki altınlarını bu şekilde değerlendirerek hem kendine hem ülkemizin büyümesine ve gelişmesine katkı sağlamaya davet ediyorum” diye konuştu.

Erdoğan, “Ünlü yazar George Orwell’ın Hayvan Çiftliği isimli kitabında bazılarının daha eşit olduğu bir düzeni, mesele BM Güvenlik Konseyini 5 ülkeyle sınırlayan bir dünyayı eleştirir. Aynı eleştiriyi finans sektöründe sadece kendi hesabında büyümesini meşrulaştıran veya mültecileri insandan saymayan bir dünya için de yapmalıdır. George Orwell’ın bir başka kitabında ise bir babanın işsiz kalması çocuklarının oyuna katılamaması, karısının itibar kaybetmesi, kendisinin de artık sokağa çıkamaması demektir diye duyurur. Bizim de ‘insanı yaşat ki devlet yaşasın’ diyerek her fırsatta belirttiğimiz şekilde istatistik olarak ifade ettiğimiz her bir vatandaşın kendisi, eşi, çocuklarıyla birlikte bir insan olduğunu asla unutmamalıyız” dedi.

“Bu anlayışla Orta Vadeli Programda işsizlik sigortasından, yaşlılık aylıklarına, sosyal yardımlara kadar insanımızın hayatına dokunun her konuya özellikle önem verdik” diyen Erdoğan, “İstihdamı artırmayan hiçbir ekonomik başarının bizim nezdimizde kıymeti yoktur. Bunun için son dönemde yaşadığımız ekonomik sıkıntılarla mücadeleyi istihdam odaklı bir anlayışla başlattık. Uygulanan proaktif ekonomi yönetiminin bütçe açığımızı bir miktar artığının farkındayız. Önümüzdeki yılların programları, yine mali disipline göre uygulanacaktır. İçinde insanın olmadığı, halkı mutlu etmeyen bir ekonomi politikasının velev ki tüm rakamlar, hedefler tutturulsa dahi anlamlı olmadığına inanıyorum. Yapmamız gereken, hem hedeflerimize ulaşmamızı sağlayacak hem milletimizi mutlu edecek hem de mali kontrolü elden kaçırmayacak bir ekonomi yönetimi anlayışına daha sıkı sarılmaktır. Bu çerçevede icab ettiğinde vergi artışı yapılmaz mı, elbette yapılır. Ama bir şartla ortaya çıkan yükü doğru hesaplayarak millete bunu en başta izah etmemiz, insanların yapacakları fedakarlıkla elde edilen kaynakların nereye kullanacağımıza ikna etmemiz şartıyla tabii ki bunu yapabiliriz.Aksi takdirde ‘ben yaptım oldu’ anlayışına her konuda olduğu gibi ekonomi politikalarında da yer yoktur” açıklamasında bulundu. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Sağlık Bakanı Koca: "Malpraktis, Türkiye’de kökten çözülüyor" Yedikule Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ni ziyaret eden Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, “Beyaz reformla birlikte düzenlenen Malpraktis Yasası var. Dünyada benzeri olmayan şekliyle Malpraktis, Türkiye’de kökten çözülüyor" dedi. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Zeytinburnu’nda esnafları ziyaret ederek vatandaşlarla bir araya geldi. Bakan Fahrettin Koca’ya Zeytinburnu Belediye Başkanı Ömer Arısoy, eşlik etti. Öğle namazını Millet Camii’nde kılan Bakan Koca, 58. Bulvar esnafını ziyaret etti. Ziyaretin ardında Bakan Koca, Yedikule Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesine geldi. Başhekimlik binasında hastane yöneticileri ve çalışanları ile bir araya gelen Bakan Koca, daha sonra gazetecilere açıklamalarda bulundu. "Dünyada hekimlik, sigorta şirketleri ile avukatlar arasına sıkışmış durumda” Hekimlerin yapmış oldukları operasyonlardan sonucu kötü olan ve hekimlerin tazminat ödemelerini sonlandıran yasa ile konuşan Bakan Koca, “Beyaz reformla birlikte düzenlenen Malpraktis Yasası var. Dünyada benzeri olmayan şekliyle Malpraktis, Türkiye’de kökten çözülüyor. Kasıt olmadıkça sağlık çalışanına veya hekime rücu edilme durumu söz konusu değildir. 1 buçuk yıldan fazla zaman geçti, devam eden davalar dahil olmak üzere bugüne kadar hiçbir hekim arkadaşımıza rücu söz konusu olmadı. Kasıt olmadıkça rücu söz konusu olmayacak. Kasıt varlığı mahkeme kararıyla sabitse o zaman cezaevinde olan bir kişiden bahsediyoruz. Bu anlamda beyaz reformun en büyük kazanımlarından bir tanesi Malpraktis Yasası oldu. Dünyada hekimlik, sigorta şirketleri ile avukatlar arasına sıkışmış durumda. Türkiye uygulamada dünyada örneği olmayan bir ülke hekim arkadaşlarımızın uygulamadaki başarılarını biliyoruz” dedi. “Bahsettiğiniz bilirkişi raporuyla tespit edilen özel sektörde çalışan biriyle ilgili olan bir davadan bahsediyoruz” Özel sektörde çalışan bir hekimin 39 milyon tazminat ödemesiyle ilgili konuşan Bakan Koca, “Malpraktis, bu uygulamadaki başarımızı sürdürmek için son derece önemli bir yasaydı. Bu yasa ile kasıt olmadıkça rücu söz konusu olmayacak. Bahsettiğiniz bilirkişi raporuyla tespit edilen özel sektörde çalışan biriyle ilgili olan bir davadan bahsediyoruz. Kamuda çalışan hiç kimsenin bu anlamda kasıt olmadıkça rücu durumu söz konusu olmayacak. Özel sektör ayrı. Kamuyla ilgili güvence sağlanmış durumda. Bu anlamda hiçbir hekim arkadaşımız endişe etmesin. Devam eden ve bundan sonra olacak olan davalarla ilgili kasıt, mahkeme kararıyla sabit değilse hiçbir şekilde rücu söz konusu olmayacak. Bu yasa dünyada benzeri olmayan hekimleri güvence altına alan bir yasa olduğunu bilelim” şeklinde konuştu. “700 yataklı bir hastanenin yakında yapım ihalesine çıkıyoruz” Zeytinburnu’nda yeni bir hastanenin yapım ihalesine çıkıldığını söyleyen Bakan Koca, “Zeytinburnu’yla ilgili ciddi bir sağlık kuruluşuna ihtiyacımızın olduğunu biliyoruz. Buradan arsasını planladığımız, imar durumunu belediye başkanımın da bu noktada bitirdiği ve projesini de bitirmiş olduğumuz 700 yataklı bir hastanenin yakında yapım ihalesine çıkıyoruz. Var olan hastanenin 300 yataklı hastane ile birlikte sağlık kampüsünde toplam 1000 yataklı eğitim, araştırmasın Zeytinburnu kavuşmuş olacak. Bununla ilgili 2026 yılı sonunda bitirmeyi planladık. Burada göğüs hastalıkları, göğüs cerrahisinin önemli olduğunu biliyoruz. Göğüs hastalıkları, göğüs cerrahisinin önde olduğu ama onkoloji, KVC dahil bütün birimleriyle yetkin olan hastanın bir başka hastaneye sevk edilmediği, şehir hastanesi standartlarında bir hastaneye Zeytinburnu kavuşmuş olacak. 2026 yılı sonu için bitirmeyi planladık” ifadelerini kullandı. Zeytinburnu’na yeni bir sağlık kompleksine ihtiyacı olduğunu söyleyen Bakan Koca, “Başkanımla da konuştum, var olan alanın sağlık alanı olarak, sağlık kuruluşu yapılmasından yanayım. Bu konuyla da ilgili Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanımız Mehmet Özhaseki’yle onunla görüşmüş olacağım. Burayı da sağlık alanına katmak istiyoruz. Çabamız o yönde olacak” cümlelerini kullandı. Bakan Koca, açıklamaların ardından hastaneden ayrıldı.