POLİTİKA - 24 Mart 2017 Cuma 16:21

Erdoğan'dan sert tepki: 'Sen kimsin ya! Haddini bil'

A
A
A
Erdoğan'dan sert tepki: 'Sen kimsin ya! Haddini bil'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Almanya İstihbarat Başkanı’na çok sert tepki gösterirken, "Diyor ki ‘bu olayların arakasında biz bir terör örgütü olarak FETÖ’yü görmedik’ diyor. Şunlara bak. Sen ne anlarsın FETÖ’den FETÖ’nün ter örgütü olup olmadığından? Sen kimsin ya haddini bil" dedi.

Denizli’de konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa’ya sert tepki göstererek, "Siz Recep Tayip Erdoğan’a ‘diktatör’ dediğiniz sürece bilesiniz ki Recep Tayip Erdoğan da size ‘faşist’ de diyecek ‘Nazi’ de diyecek" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, demokrasi, özgürlük, insan haklarındaki yanlışlıklar için ikazda bulunduklarını belirterek, "Dost acı söyler ama gerçeği söyler. Söylediklerimiz Avrupa’ya acı geliyorsa bilsinler ki biz onları dost kabul ediyorduk da ondan söylüyoruz. Türk arkadan hançerlemez. Arkadan kuyu kazmaz" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 1 milyar TL’lik 112 kamu yatırımının toplu açılış törenini gerçekleştirmek üzere Denizli’ye geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı on binlerce Denizlili izlerken, Türk bayrakları ve "Evet" yazılı flamalar taşıdı. Açılış törenine, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, eski Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu, Denizli Valisi Ahmet Altıparmak, Denizli İl Emniyet Müdürü Mevlüt Demir, Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan, Denizli Ticaret Odası Başkanı Uğur Erdoğan, AK Parti’li milletvekilleri ve ilçe belediye başkanları da katıldı. Erdoğan, konuşmasında Avrupa’ya yüklendi.

"Hesabını vereceksiniz"

Referandum tarihi olan 16 Nisan’ın üretim ve süratle kalkınmayı getireceğini kaydeden Erdoğan, "Bundan öncekiler neredeydi, biz neredeyiz. Ana muhalefetin bu ülkede terör estirdiği zamanı biliriz. Bunlar Menderes idama götürüldüğünde alkışlayanlardı. Bunlarda demokrasi yok. İşte Avrupa Almanya’sında, Hollanda’sında, İsviçre’sinde, Belçika’sında demokrasi mi var? Bunlarda özgürlük adına bir şey yok. İnanç özgürlüğü adına bir şey yok. Sabah gazetesinin Avrupa baskısını, Avrupa parlamentosunda yasakladılar. Hani basın özgürlüğü vardı? Niye yasakladınız? Hesabını vereceksiniz. Recep Tayip Erdoğan’a ‘diktatör’ de, Recep Tayip Erdoğan ‘faşist, Nazi’ dediğinde rahatla. Size rahat olmayacak. Siz Recep Tayip Erdoğan’a ‘diktatör’ dediğiniz sürece bilesiniz ki Recep Tayip Erdoğan da size ‘faşist’ de diyecek ‘Nazi’ de diyecek. Bizim Avrupa’daki mabetlerimizin duvarlarına bunlar gamalı haç yapıyor mu? Ey devlet sen neredesin? Neden müsaade ediyorsun? Bizim camilerimizin camı çerçevesi indiriliyor mu? Neden takip etmiyorsunuz? Birçok vatandaşımız öldürüldü. Hala neticesi yok" ifadelerini kullandı.

"Sen kimsin ya, haddini bil"

Avrupa’nın 15 Temmuz darbe girişimi sonrası üç gün baş sağlığı dilemediğini vurgulayan Erdoğan, Almanya İstihbarat Başkanı’na yönelik olarak şöyle konuştu:
"Bu Avrupalılar üç gün baş sağlığı dileğinde bulunan olmadı. Bunlara güvenmeyin. Bunlar FETÖ’yü destekliyordu. Almanya İstihbarat Başkanı açıklama yapıyor. Diyor ki ‘bu olayların arakasında biz bir terör örgütü olarak FETÖ’yü görmedik’ diyor. Şunlara bak. Sen ne anlarsın FETÖ’den FETÖ’nün ter örgütü olup olmadığından? Sen kimsin ya haddini bil. Bu ne demek; Almanya’nın en üst düzey olanlar diyor ki ‘ben söylemiyorum sen söyle.’ Bu o demek."

"Dost kabul ediyorduk da ondan söylüyoruz"

Türkiye’nin 54 sene Avrupa Birliği kapısında bekletildiğini kaydeden Erdoğan, "Türkiye’yi kapıda bekletiliyor. Neden? Avrupa Birliği’nin içinde bir tane Müslüman ülke var mı? Türkiye’yi hazmedemiyorlar. Nüfusunuz kalabalık diyorlar. Almanya nüfusu da bizim kadar. Ülkemize, ülkemizi temsil eden insanlara yapılan muamelenin AB değerlerine uymadığını söylüyoruz.Ben bunları söyleyince rahatsız oluyorlar. Bunun neresi tehdit? Bizim yaptığımız; demokrasi, özgürlük, insan hakları yanlışlıkları sebebi ile doğacakları sonuçları konusunda ikaz etmekten ibarettir. Dost acı söyler ama gerçeği söyler. Söylediklerimiz Avrupa’ya acı geliyorsa bilsinler ki biz onları dost kabul ediyorduk da ondan söylüyoruz. Türk arkadan hançerlemez. Arkadan kuyu kazmaz. Merak etmesinler. Ne düşünüyorsak açıkça söyleriz."

"Birbirlerini yemişlerdi"

Konuşmasında, anayasa değişikliği hakkında da değerlendirmede bulunan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Eski sistemde hükümetler Mecliste kuruluyordu. Bir parti çoğunluğu elde etmişse sorun yok. Koalisyonlar otellerde kuruluyordu. Milletvekilleri pazarlarının açıldığı günleri hatırlayanlar çoktur. 1970’li yıllarda hükümetlerin ortalama ömrü 9 aydı. 1990’lı yıllarda 14 aydı. 1950’den bu yana ülkemizde her 16 ayda bir hükümet değişmiştir. 9 ayda, 16 ayda hükümetlerin kurulup indiği bir ülkede istikrar, güven olur mu? 60 darbesinin ardından ülkemizde öyle sistem kuruldu ki cumhurbaşkanı ve başbakanlar adeta birbirlerini yemişlerdi. Gazi Mustafa Kemal, İnönü ile kavgalıydı ve istifasını da istemiştir."

"Herkes uzaya giderken meşgul oldukları şey Gezi Parkı'nda oynamaktı"

Geçmiş dönemlerde cumhurbaşkanının bir tarafa, başbakanın bir tarafa çektiği Türkiye’nin siyasi krizlerden başını kaldıramadığını belirten Erdoğan, "Muhalefet partisinin başındaki zat, ‘herkes uzaya giderken Türkiye nereye gidiyor’ diyor. İşte o zaman koalisyonlarla, cumhurbaşkanı-başbakan kavgalarıyla uğraşılıyordu ey Kılıçdaroğlu. 15 senedir Türkiye nasıl kalkınıyor? Çünkü koalisyon olmadı. Bizler ülkemizi sıçrattık. Denizli 15 yıl önce neydi, bugün ne oldu. Sayın Gül başbakandı. Aydın’a geldi. Aydın-Denizli arası bölünmüş yol meselesi vardı. Orada söz verdim. Aydın-Denizli arasını bölünmüş yol yaptık. Biz yol medeniyettir dedik, yol yaptık. Bunların herkes uzaya giderken meşgul olduğu şey Gezi Parkı'nda oynamaktı. Biz ise acaba eğitim sisteminde neler yaparız, üretimde ne yaptık; eğitim sağlık adalet emniyet dört temel direk dedik. 75 üniversitemiz varken, 181’e çıkarttık. Şuanda üniversitesi olmayan il yok. Üniversitelerdeki öğrencileri dilenci durumuna düşüyorlardı. Onlara ciddi rakamlarla burslar vermeye başladık. Bazı gençler illa da burs diyor. İlla da 'burs' deme. Kredi iş bulduğunda ödemeye başlıyorsun ve faizsiz. Böyle imkan kaçırılır mı? Türkiye’de 270 bin derslik ilk ve orta öğretimde ilave ettik. Hastanesi olmayan ilimiz yok. Şimdi şehir hastaneleri kuruyoruz. Biz sıçramak zorundayız. muhasır medeniyetler seviyesine çıkmak zorundayız" dedi.

"Hayırcılar bir garip"

Türkiye’nin tek partili hükümet dönemlerinde yüzde 6, koalisyon dönemlerinde yüzde 4 büyüdüğünü dile getiren Erdoğan, "Geçmişi hiç saymıyorum. Sadece 1990 yılının başından beri tek parti ile yönetilseydi Türkiye iki kat daha zengin olacaktı. Kişi başına düşen milli gelirimiz şuan 11 bin dolar. Şimdi 22 bin dolar olacaktı. İnşallah daha fazlası olacak. Bu hayırcılar bir garip. Herkes oyunda serbesttir ama bunlar bir garip. 15 Temmuz Şehitler Köprüsü yapılırken ‘hayır’ diyordu. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü yapılırken de ‘hayır’ diyorlardı. Biz Yavuz Selim Köprüsü’nün temelini atıyoruz, buna da ‘hayır’ dediler ama bu köprüler şakır şakır hizmet veriyor. Kendileri de üzerinden rahatlıkla geçiyor. Çünkü neden ‘hayır’ dediklerini bilmiyorlar. Şimdi de farkında değiller" ifadelerine yer verdi.

"Kimler ‘hayır’ diyor önemli"

Referandumda "hayır" diyene saygı duyduklarını ancak ama kimlerin "hayır" dediğini önemli olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Kandil’deki PKK terör örgütünün başındaki ‘hayır’ diyor. İmralı’daki ‘hayır’ diyor. Prensilvanya’daki FETÖ’cü ‘hayır’ diyor. E şimdi ‘hayır’ diyenin bunu iyi düşünmesi lazım ‘acaba hayır derken kimlerle beraberim’ diye. Kişi sevdikleri ile beraberdir. Bizim içeride de dışarıda da kimse ile kavga etmek gibi niyetimiz yok ama milletimize karşı sorumluluğumuz var. Nasrettin Hoca’ya ‘kıyamet ne zaman kopacak?’ diye sormuşlar. O da ‘karım öldüğünde küçük, ben öldüğümde büyük kıyamet kopacak’ demiş. Ülkemizin başına kötü bir olay geldiği zaman hep birlikte kıyameti yaşarız. Yakın çevremizde yaşananları görüyorsunuz. Bizim büyük gücümüz birlik ve beraberliğimizdir" diye konuştu.

"Teveccüh gösterilirse beraber yürürüz"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bizler faniyiz. 16 Nisan’a çıkmak için elimizde senet yok. Bazıları ‘Tayyip Erdoğan’dan sonra ne olacak?’ diyor. Bu Tayip Erdoğan için yapılan bir sistem değişikliği değil ki, başka bir şey. Rejim, 1923’te. Biz yeni yönetim sistem ile adım atıyoruz. Tayip Erdoğan bir fani. Yapmamız gereken; öyle bir sistem kuralım ki kim gelirse gelsin ülkemizi çok ileriye taşıyacak bir yapıyı bulsun. Yeni sisteme göre seçimler Kasım 2019’da yapılacak. Eğer partim aday yapar, milletim de teveccüh gösterirse beraber yürürüz başka birine teveccüh gösterirse o gelir. En büyük güvencem sizsiniz. Çünkü bu milletin yarısından fazlasının teveccühünü kazanmak öyle kolay değil. Onlar milletin bu sistemle kendilerine teveccüh etmeyeceğini biliyorlar o yüzden meseleyi başka tarafa çekiyorlar" dedi.

"George’a Hans’a bakmayız"

Konuşmasında vatandaşların "İdam isteriz" sloganları üzerine Erdoğan, "Öyle ise işte 16 Nisan. 16 Nisan bunun kırılma noktasıdır. 16 Nisan'dan sonra onay için geldiğinde ben bunu onaylarım. Avrupa Birliği ne der beni enterese etmez. Biz George’a, Hans’a bakmayız. Biz, Ahmet’e, Mehmet’e, Ayşe’ye, Fatma’ya bakarız. Biz Rabbimize bakarız" diye cevap verdi.

"Gövdesini siper eden bir millet gördüm"

Türkiye’nin 1923’te rejimini cumhuriyet olarak belirlediğini söyleyen Erdoğan, "Gerçek anlamda halkın yönetimi haline gelebilmemiz elbette zaman almıştır. Milletimiz hukuk devletini özümsemiştir. Bizim de amacımız milli, yerli, demokrat, özgürlükçü ve müreffeh Türkiye’yi daha ileriye taşımaktır. Bugünlere demokrasi ile geldik. Bundan sonra da yolumuza demokrasi ile devam edeceğiz. Mücadelenin en ön safında 15 Temmuz’da olduğu gibi biz yer alırız. Tıpkı silah zoruyla ülkeye el koymaya çalışan FETÖ ihanet çetesine yaptığımız gibi. O gece gövdesini siper eden bir millet gördüm. Şehit ve gazilerimiz var ama ülke kurtuldu" dedi.

"Badırdayıp duruyorlar"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
"Badırdayıp duruyorlar. Biz Türkiye yeni hükümet sistemi ile daha çok yatırım yapacak, daha büyüyecek, daha zengin olacak, güvenoyu kalkacak, istikrar olacak diyoruz. Çünkü hükümet 5 yıl ‘ben bu işi götüreceğim’ diyecek. Herhangi bir kriz yok. Şikayet mi var? Yazılı soru önergeleri ile Anayasa Mahkemesine varıncaya kadar hepsi hakkında soru önergesi verirsin. Karşı çıkanların, ülkemizi daha ileriye götürme taahhüdünü gören oldu mu? Ben görmedim. Derler ya, ‘ağlarsa anam ağlar’ diye. Ülkemiz için dertlenirsek milletimizle biz dertleniriz. Onların her şeyi gibi ağıtları da yalandır."

"Yapacağımız şey basit"

Denizli hakkında da konuşan Erdoğan, şu ifadelere yer verdi: "2 yıllık bir aranın ardından bir kez daha sizlerle birlikte olmanın memnuniyeti içindeyim. Denizli’nin tüm ilçe ve mahallelerindeki kardeşlerime selamlarımı iletiyorum. Denizli; bağımsızlığın, özgürlüğün, hürriyetin kıymetini iyi bilir. Denizli, düşman işgaline uğramamıştır ama milli mücadelede en ön saflarda yer almıştır. Denizli halkı, terörle mücadelede de yiğitliğini ortaya koymuştur. Denizli’nin son 1,5 yılda 16 şehidi var. Buradan tüm şehitlerimize Allah’tan rahmeti yakınlarına baş sağlığı diliyorum. Türkiye 16 Nisan’da tarihi bir tercihte bulunacak. Yapacağımız şey basit. Ülkemizin eski yönetim sistemiyle mi yönetileceğinin yoksa yeni bir yönetimle mi yönetileceği seçilecek."

"Bakan Zeybekci, vatandaşlarla şiir okudu"

Açılış töreninde konuşan Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci ise şunları söyledi: "Denizlimize resmi olarak bugün 25'inci defa şeref veriyorsunuz. Bu ziyaretlerinizle gurur duyuyoruz. Bundan tam 13 yıl 4 gün önce tekrar Denizli’deydiniz. Yine Denizli’ye bir baharın gelişini müjdeleyerek, ‘Denizli’yi dünya ülkeleri ile buluşturacak bir belediye başkanı istiyoruz’ demiştiniz. O gün sizlerin talimatıyla Denizlimizi vizyon şehir yapmakla kalmadık, aynı zamanda parmakla gösterilen bir şehir yaptık. Biz de söz vermiştik. İl binamızın üzerine pankart asmıştık. ‘Denizli hak ettiğini alacak’ demiştik. Denizli hak ettiğini aldı mı? Denizli Ege’nin vizyon şehri oldu mu? Avrupa’nın imrendiği bir şehir oldu mu?" Zeybekci’nin bu sorularına alandaki vatandaşlar hep bir ağızdan "Evet" diyerek cevap verdi. Zeybekci, alanı dolduran vatandaşlarla birlikte Necip Fazıl Kısakürek’in "Mehmet’im" şiirini okudu.

Erdoğan yeşil pasaport verdi

Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan da, Denizli’nin 3 yıl önce büyükşehir olmasından dolayı Cumhurbaşkanı Erdoğan’a teşekkürlerini sundu. Konuşmaların ardından Kurtuluş Savaşı’nda müftü Ahmet Hulusi’nin taşıdığı sancak Cumhurbaşkanı Erdoğan’a takdim edilirken, Cumhurbaşkanı Erdoğan da Denizlili 6 ihracatçıya yeşil pasaportlarını verdi. Ardından 1 milyar tutarındaki 112 kamu yatırımın toplu açılış töreni gerçekleştirildi. 

Yatırımların içerisinde 18 okul, toplam 750 öğrenci kapasiteli dört pansiyon ve yurt, Otistik Çocuklar Özel Eğitim ve Uygulama Merkezi, toplam 231 yataklı üç devlet hastanesi ve iki sağlık hizmetleri istasyonu, çeşitli kamu kurumlarına ait bir bölge, yedi il ve ilçe hizmet binaları, bir ilçe adalet sarayı, bir gölet, üç köprü, bir kavşak, bir huzurevi, bir engelsiz yaşam, bakım ve rehabilitasyon merkezi yer alıyor. 

Aykut Yeniçağ - Ceren Atmaca - Medeni Topaloğlu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Kurum’dan otobüs şoförlerine müjde: “Göreve gelir gelmez otobüsçülerin içeride kalan ücretlerini zamlı bir şekilde ödeyeceğiz” İBB Başkan Adayı Murat Kurum, Sancaktepe’de düzenlenen ‘Özel Halk Otobüsçüleri Sahuru’ programında vatandaşlarla bir araya geldi. Programda konuşan Kurum, “Hiç merak etmeyin, hiç üzülmeyin. 1 Nisan’dan sonra göreve gelir gelmez otobüsçülerin içeride kalan ücretlerini zamlı bir şekilde ödeyeceğiz. Bu Murat Kurum sözüdür. Boş yere kesilen cezaları da göreve gelir gelmez iptal edeceğiz” dedi. İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkan Adayı Murat Kurum, Sancaktepe’de düzenlenen ‘Özel Halk Otobüsçüleri Sahuru’ programında vatandaşlarla bir araya geldi. Programa Kurum’un yanı sıra Sancaktepe Belediye Başkanı Şeyma Döğücü, AK Parti Sancaktepe İlçe Başkanı Turgay Akpınar, Tüm Özel Halk Otobüsleri Birliği Dernek Başkan Vekili Göksal Ovacık, ÖZULAŞ Başkanı Sedat Şahin, milletvekilleri ve çok sayıda vatandaş katıldı. Programda ilgiyle karşılanan Kurum vatandaşlarla hatıra fotoğrafı da çektirdi. “İstanbul’daki otobüs sayısı, vatandaşımızın mevcut talebine istese de yetmiyor” Programda konuşan İBB Başkan Adayı Kurum, “Bugün İstanbul’da yaklaşık 3 bin halk otobüsümüz var. Yüzbinlerce yolcuyu taşımaya çalışıyorsunuz. İstanbul’un bu yükünü almak için çaba sarf ediyorsunuz ama her geçen gün bu yük bir kat daha artıyor. İstanbul’daki otobüs sayısı, vatandaşımızın mevcut talebine istese de yetmiyor. Biz, hem özel halk otobüsü emekçilerini hem de İstanbulluları uğraştıran değil ulaştıran İstanbul diyerek rahatlatacağız. İstanbullu kardeşlerimiz sizlere emanet. Genç kızlarımız, kadınlarımız otobüse bindiğinde saat geçse, durak evine uzaktaysa şoför kardeşlerim gerekirse evinin önüne kadar bırakacak. Bu hedef öyle sadece yatırım ve buradaki hizmetlerden müteşekkil değildir. Biz bir yandan yeni ulaşım yatırımları yaparken bir yandan da İstanbul’un trafik sorununa dair, çok önemli adımlar atacağız. Ben ulaşım sektöründeki esnafımızın sorunları için aylarca çalıştım. Bu konudaki tüm uzmanlarla esnaf odalarımızla istişare ettim” dedi. “Göreve gelir gelmez otobüsçülerin içeride kalan ücretlerini zamlı bir şekilde ödeyeceğiz” Otobüsçülerin yaşadığı sorunlara değinen Kurum, müjdeleri hakkında da şöyle konuştu: “Sizler, 40 yıldır yaşadığınız sorunları, dertleri şu beş yılda yaşadınız. Ücretlerinizi iki ay geç aldığınızı biliyorum. Çok büyük mağduriyetler yaşıyorsunuz. 2023 zammını hala alamadınız. Her bir özel halk otobüsümüzün 1 milyon TL alacağı var. Alamadığınız ödemelerinizden dolayı araçlarınıza bakım yapmakta zorlanıyorsunuz. Vatandaşlarımızı taşımak için gereken her türlü fedakarlığı yapıyorsunuz. Yanan ve bozulan otobüsler olduğunda mevcut İBB yönetimi bu sorunları görmezden geliyor. Sen otobüsçünün hakkını ödemezsen bu esnaf otobüsüne nasıl bakım yaptıracak. Mevcut İBB yönetimi sizin eksiklerinizle alakalı bırakın bir irade ortaya koymayı sorunları görmezden geliyor. Yetmiyor, bir de size boşu boşuna cezalar kesiyor. İETT yönetimi, ezan okunurken aracında su içip orucunu açan özel halk otobüsü şoförüne neden ceza keser? Eğer kötü niyetliyseniz, eğer bu milleti sevmiyorsanız elbette kesersiniz. Hiç merak etmeyin, hiç üzülmeyin. 1 Nisan’dan sonra göreve gelir gelmez otobüsçülerin içeride kalan ücretlerini zamlı bir şekilde ödeyeceğiz. Bu Murat Kurum sözüdür. Boş yere kesilen cezaları da göreve gelir gelmez iptal edeceğiz” “Sizlere sağladığımız uygun kredilerle otobüslerimizi yenileyeceğiz” Müjdelerini saymaya devam eden Kurum, “Otobüslerinizi yenileyemediğinizi çok iyi biliyorum. Toplu taşıma kanununu ve mülkiyet probleminin çözümüyle ilgili kanunu meclise bu kardeşiniz taşıdı. Bu konunun takibini yapacağız ve mülkiyet sorununu tamamen çözeceğiz. Göreve gelir gelmez devlet bankalarımızla yapacağımız protokollerle sizlere sağladığımız uygun kredilerle otobüslerimizi yenileyeceğiz. Hem siz huzur içerisinde çalışacaksınız hem de İstanbullu kardeşlerimize en güzel hizmeti vereceğiz. İstanbul halk otobüsü bir marka olacak. İstanbul’un yollarında bozulan, yanan otobüs devri 31 Mart akşamı tamamen bitecek” diye konuştu. “İnsanımız bu seçimi, İstanbul’u yeniden emin ellere teslim etmek için çok büyük bir fırsat olarak görüyor” Seçimin iki zihniyet arasında gerçekleşeceğini belirten Kurum, “Bizim şoför esnafımız, kalenderdir. İşte sizler İstanbullunun sorunlarını dinleyen insanlarsınız. Sizlerle yaptığımız görüşmelerde de bu sorunların çözümleri hakkında konuşuyoruz. Konuştuğumuz herkesin ortak bir noktası var. İnsanımız bu seçimi, İstanbul’u yeniden emin ellere teslim etmek için çok büyük bir fırsat olarak görüyor. Nasıl öyle görmesin? Fark ortada. Milletin karşısında sadece iki taraf var. Bir tarafta afet anında tatil beldelerinde gezenler, diğer tarafta sadece Fikirtepe’de, Esenler’de bile toplam 75 bin yeni yuvayı inşa edenler var. Bir yanda kendi geleceği için İstanbul’u kaderine terk edenler, diğer tarafta Kartal Orhantepe’de, Üsküdar’da, Beykoz’da, Ümraniye’de, 39 ilçemizde şantiyelerde arı gibi çalışanlar var. Bir yanda İstanbul’a yapılan tüm büyük ulaşım yatırımlarına karşı çıkanlar var, diğer yanda havalimanını, Marmaray’ı, Avrasya Tüneli’ni yapanlar var. Bu seçimde ya sağlıksız binalarda deprem korkusuyla beklemeyi ya da kentsel dönüşümle huzur içinde yaşamayı seçeceğiz. Bu seçimde ya 5 yılda 5 bin konut bile dönüştüremeyenleri ya da asrın felaketinde 3 ayda 180 bin konutu başlatanları seçeceğiz. Bu seçimde ya milletin kaynaklarını çarçur edenleri, ya da bizim gibi İstanbul’a her alanda 350 milyar lira yatırım yapanları seçeceğiz. Ya İstanbul’un bütçesini kendi için harcayanları, ya da kenti için, harcayanları seçeceğiz. Ben inanıyorum ki İstanbullular 5 yıldır çektikleri çileyi göz önünde bulunduracaklar. Hizmetin ve eserin adresi olan AK Parti’mizi ve Cumhur İttifakı’mızı sandıkta rekor bir oyla seçecektir. Ne yazık ki, son 5 yılda İstanbulluların derdiyle dertlenen, o dertlere çare olmaya gayret eden bir başkanları olmadı. Bu kardeşiniz, sizlerle hem dert ortağı, hem de çözüm ortağı olacak, İstanbul’un dertlerine deva olacak. Esnaf dostu, emek dostu, ekmek dostu bir belediyeciliği sizlere göstermek için bundan önce nasıl gece gündüz çalıştıysak yine aynı anlayışla çalışacağız” diyerek sözlerini tamamladı. “5 yıldır bir tane kavşak yaptırmadık” İlçede yaşanan sıkıntıları dile getiren Sancaktepe Belediye Başkanı Döğücü, “En büyük sıkıntımızı İBB’nin çalışmalarımızda yaşadık. Burada 200.000 nüfusla başlayan bir ilçe süreci var. 10-15 yıllık genç bir ilçeyiz ama o kadar çok nüfus aldık, o kadar çok tercih edildik, nüfusumuz 500 bine geldi. Bu ilçemizin otobüs hatlarının mutlaka düzenlenmesi lazım. Sancaktepe’de ikamet eden tüm vatandaşımız benimle aynı fikirde. Evinden çıkıp bir mahalleden bir mahalleye giderken bile otobüs hatlarında sıkıntı çekiyor. 2-3 tane vesait değiştirmek durumunda kalıyor. Bunlar için büyükşehirle defalarca görüşmemize rağmen hiçbir ilerleme kaydedemedik. Bırakın ilerleme kaydetmeyi gerileme yaşadık. Otobüs hatları iptal ediliyor. Başka güzergahlar daha faydalı olur hatlarımızı düzenleyelim diyoruz ses yok. Gelin yeni hatlar düzenleyelim, Sancaktepe artık kocaman bir ilçe oldu, bunların yeniden planlanması lazım diyoruz ses yok. Bırakın ses vermeyi duraklara giden vatandaşlar mevcut hatlardaki otobüsleri saatlerce bekliyor. Ulaşımda defalarca söylememize rağmen 5 yıldır bir tane kavşak yaptırmadık. 5 yıl önce bu sorunu görmüş kavşaklarımızı, otopark yerlerimizi, projelerimizi belirlememize rağmen bu konularda da hiçbir gelişme ve ilçemize herhangi bir hizmet alamadık. Bir büyükşehir sadece süt dağıtmasıyla övünemez. Biz ilçeleri zaten Sayın Cumhurbaşkanımızın başlatmış olduğu sosyal belediyecilikle mükemmel bir şekilde yönetiyoruz” ifadelerini kullandı.
Sivas Muhabbet sofrası iftar programı düzenlendi Sivas Belediyesi tarafından şehirdeki okul idarecileri ve din görevlilerine yönelik ‘Muhabbet Sofrası’ iftar programı düzenlendi. İftara; TBMM Ak Parti Grup Başkanı Abdullah Güler, Sivas Milletvekili Rukiye Toy, Belediye Başkanı Hilmi Bilgin, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, mahalle muhtarları, okul müdürleri ve din görevlileri katıldı. Programda konuşan Başkan Bilgin, şehri bir bütün olarak gördüklerini ifade ederek okullar, camiler, hastaneler ve kamu kurumlarının talep ettiği her türlü hizmeti büyük bir hassasiyetle karşıladıklarını ifade etti. “Çalışmalarımıza hız kesmeden devam edeceğiz” Çalışmalarına hız kesmeden devam edeceklerini belirten Bilgin, “Gerçekleştirdiğimiz hizmetlerin hayata geçmesine vesile olan öğretmenlerimize, imamlarımıza ve muhtarlarımıza teşekkür ediyorum. Toplumumuzu yakından ilgilendiren, pahada küçük ancak hizmette önemli olan çalışmalar gerçekleştirdik. Bunu yaparken bizim sizlerden tek istediğimiz dualarınızda yer almak oldu. Bundan sonraki süreçte de çalışmalarımıza hız kesmeden devam edeceğiz” şeklinde konuştu. İl Milli Eğitim Müdürü Necati Yener de, “Eğitim camiasının sürekli yanında olan, okullarımızdan, öğrencilerimizden, öğretmenlerimizden giden her talebin yerine getiren, kurumlar ile çok uyumlu çalışan ve bizlere her konuda destek olan Belediye Başkanımız Hilmi Bilgin’e çok teşekkür ediyoruz” ifadesini kullandı.
İstanbul Bağcılar’da kadın muhtar adayına 4 gün içinde ikinci kez silahlı saldırı Bağcılar Yavuz Selim Mahallesi’nde 3 adayın yarıştığı muhtarlık sürecinde, adaylardan biri olan Münevver Adan büyük panik yaşadı. Adan’ın seçim ofisi olarak kullandığı yere kimliği belirlenemeyen şahıslar tarafından ikinci kez silahlı saldırı düzenlendi. İlk seferde fiziksel bir zarar görmediğini belirten kadın aday saldırıların tekrarlanmasından endişe ediyor. Olay saat 22.00 sıralarında Bağcılar Yavuz Selim Mahallesi 1063. Sokak’ta meydana geldi. Edinilen bilgiye göre Yavuz Selim Mahallesi muhtar adaylarından biri olan Münevver Adan, seçim yarışının sonuna gelinirken 4 gün arayla ikinci kez silahlı saldırıya uğradı. Son yaşanan olaydan yaklaşık 4 gün önce gece saatlerinde yine aynı kişiler olduğundan şüphelenilen şahısların, Adan’ın seçim ofisi olarak kullandığı yerin önüne gelerek 5 el ateş ettiği öğrenildi. Kadın aday Münevver Adan ve yakınları saat 22.00 sıralarında gerçekleşen silahlı saldırı nedeniyle büyük panik yaşadı. Plakasız bir motorla gelerek ateş eden yüzü kapalı şahısların kimliği belirlenemedi. Saldırının dört gün içerisinde ikinci kez tekrarlandığını ve kendilerini korkutmak amaçlı yapıldığını belirten Münevver Adan, “Yavuz Selim Mahallesi muhtar adayıyım. Çalışmalarıma devam ediyorum. Yaklaşık 4 gün önce büronun önünde havaya 5 el ateş ettiler. Bugün tekrar havaya ateş ettiler. Sanırım bizi korkutmak amacıyla yapıyorlar. Kim olduklarını bilmiyoruz. Benimle birlikte 3 aday var, bunu yapan adaylardan biri. Polis ekipleri geçen gün çalışma yürüttü ancak plaka yok ve kafalarında kask olduğu için bir şey bulamadılar. Tutanaklarımız var. Bugün de geldiler ve tutanak tuttular. Sözlü bir tehdit de ulaşmadı. Geçen sefer de saat 02.00 civarlarıydı, havaya 5 el ateş edip gittiler. Büroya bakarak havaya ateş edip gidiyorlar. Biz bunun nedenini anlayamadık, bir can güvenliğimiz yok” ifadelerini kullandı. Can güvenliğinden endişe ettiğini belirten Adan, şahısların bir an önce yakalanarak adalete teslim edilmesini bekliyor. Polis ekiplerinin olayla ilgili çalışması devam ediyor.