GÜNDEM - 20 Mayıs 2018 Pazar 15:22

Erzurum’da ‘Çukur’ mahalleler

A
A
A
Erzurum’da ‘Çukur’ mahalleler

Son dönemin reyting rekortmeni Çukur dizisine Erzurum’da hayranlarının ilgisi bina duvarlarına yansıdı.

Erzurumlu Çukur hayranları mahallelerin duvarlarını Çukurdan alıntıladıkları sözlerle doldurdu. Bazıları ise evlerini yeniden boyatarak Çukur logoları ve reklam panoları şeklinde dış görünüşlerini yeniden dizayn etti. 

Çukurun seyirciyle kurmuş olduğu ilişkinin olağan üstü olduğunu ve Türkiye’nin her yerinde çığ gibi büyümeye devam ettiğini belirten Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Mevlüt Özben, “Dünyada da örnekleri var bu gibi durumların. Bizim kendi toplumsal yapımızın içerisinde çıkan bir yapı. Çukur bir sığınak aslında bir yuva buranın en önemli özelliği bu sığınağın dışarıya karşı korunması bu bakımdan diyebiliriz ki böyle sıkı sıkıya kenetlenmiş bir yapı var. Tabi bu yapının dışarıya karşı bir ‘’biz’’ imgesini bir ‘’biz’’ profilini oluşturduğunu görebiliyoruz. Dizinin ötekileri var bu ötekiler iyiliği değil kötülüğü temsil ediyor ‘’biz’’ iyiliği temsil ediyor yani Çukur iyiliği temsil ediyor. Çukur kendi yasaları olan kuralları olan bir yer bu boyutu eleştiriye tabi tutulabilir ama seyirciyle kurmuş olduğu ilişki olağan üstü yani arkamızda ki duvar yazılarından da görüyorsunuz burası Erzurum yani Erzurum’da bu dizinin yansımaları net bir şekilde tüm Türkiye’de olmak üzere görülüyor. Bu bakımdan dizinin duvar yazılarının ayrı bir önemi var eskiden sol geleneğinin daha fazla anarşizmle özdeşleşen hale gelmiş bu duvar yazılarının daha alt kategoride yaşayan muhafazakar ya da geleneksel toplumda yaşayanlarında burada bir farkındalık çıkardığını gördük yani eskiden sola aitmiş gibi görülen örnek olarak mizah gibi unsurlarında bu duvar yazıları tarafından da net bir şekilde sahiplendiğini görüyoruz’’ şeklinde konuştu. 

Erzurum’da ‘Çukur’ mahalleler

Seyircilerin hep kötü alışkanlıkları değil iyilik kırıntıları aldığını ve yaşam koşullarının zorluğunun isyanına karşın pazarlandığı çok önemli bir sosyolojik bir içerik olduğunu ifade eden Prof. Özben ‘’Bizim daha dikkatli olmamız gereken yerler şunlar aslında bizim gençlerimiz bu diziyi nasıl örnek görüyor? Benim biraz çekingenliklerim var. Ama izleyicilerimizin burada kendilerine almış oldukları elbette iyilik kırıntıları da var, yani bir duruşta var, iyilerin kazanmasına yönelik bir arzuda var. Bizim için Deli Yürekle başlayan Kurtlar Vadisi ve Adanalıyla devam eden bir damar vardı aslında Çukur bu damarı devam ettiriyor. Aslında bir melez yapım her şeyinde bir melezlik görülebiliyor işte Rap ile Türkünün karışımından bir müzik anlayışından da o melezliği net bir şekilde görebiliyoruz. Bu melezlik aslında bir arayıştan çıkan bir şey bugünün dünyasında gelinen noktalardan birisi aslında bu bakımdan dizinin etkilerinin sanıldığından fazla olduğunu gençler üzerinde özellikle bir hesap kesme kültürünü hesabı kendi kurallarına göre kesme kültürünün ön plana çıkmasının ben çok iyi olmadığını düşünüyorum. Belli başlı şeyler var mesela işte ‘’ otizmin yanındayız ’’ bu Türkiye’de olağanüstü etki oluşturdu. Böylesine sosyal bir konuyu ortaya çıkarttı ama diğer taraftan baktığımızda bizim tek sorunumuz otizm değil kadına şiddet ve kadın konusu da var mesela ben Çukur yapımcılarından beklerdim ki birde kadına şiddet konusunda bir duvar yazısıyla ters yüz etsinler. Ama bu pek mümkün olmuyor nedeni dizi de de kadın karakterler pasif erkek karakter çok güçlü aileyi ve toplumun vicdanını temsil ediyor. Kadın sevgisi uğruna fedakarlık yapmak zorunda kalan tipleri temsil ediyor. Bu bakımdan da bazı noktalarda eleştirilebilir. Ama yaşam koşullarının zorluğunun isyanına karşın pazarlandığı çok önemli bir sosyolojik bir içerik yakalamış yapımcılar.‘’ dedi.  

Sefa Tetik

Erzurum’da ‘Çukur’ mahalleler

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Gaziantep’te esrarengiz patlama sesi korku ve paniğe neden oldu Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde şiddetli bir patlama sesi duyuldu. Bölgede yaşayan vatandaşları tedirgin eden patlama sesi ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatılırken boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durulduğu öğrenildi. Olay, Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde meydana geldi. İddiaya göre, özellikle bölgedeki kırsal Gökçeli Mahallesi’nde yaşayan vatandaşlar bir anda çok yüksek bir patlama sesi duydu. Duydukları sesle korku ve panik yaşayan vatandaşlar 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ihbarda bulundu. İhbar üzerine sesin duyulduğu bölgelere jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Ölen ya da yaralanan kimsenin olmadığı olay sonrası patlama sesinin kaynağı ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatıldı. Olayla ilgili çalışma yapan ekiplerin boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durduğu öğrenildi. Korku ve panik yaşayan vatandaşlar o anları anlattı Yaşadıkları korku ve paniği anlatan Çapan Köse ve Adil Yılmaz isimli vatandaşlar, önce kısa süreli keskin bir ışık gördüklerini sonrasında ise şiddetli bir patlama sesiyle irkildiklerini söyledi. Vatandaşlar, Suriye’ye yakın olduklarını ve oradan bir şey düşme ihtimalinin akıllarına geldiğini de ifade etti. Konu ile ilgili geniş çaplı soruşturmanın sürdüğü bildirildi.
Ankara Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" sergisi Kültür Bakanlığı desteğiyle açıldı Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" isimli resim ve heykel sergisi Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ile Cumhuriyet Müzesi bünyesinde yer alan Sığınak Kültür Sanat’ta açıldı. Gazeteci Hande Fırat’ın “Devriamber” isimli sergisinin açılışı Ankara’da gerçekleştirildi. Sergiye, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, eski TBMM Başkanı Binali Yıldırım, MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, Dışişleri Bakanı Başdanışmanı Nuh Yılmaz, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Yener, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Demirören’in eşi Revna Demirören, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Demirören Oktay ve çok sayıda davetli katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise serginin açılışı için mesaj gönderdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajını serginin açılışında gazeteci Hande Fırat okudu. Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında, "Basın ve sanat dünyamızın değerli temsilcileri, kıymetli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Nazik davetiniz için teşekkür ediyorum. Basınımızın önemli isimlerinden Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Sayın Hande Fırat’ın kendi ifadesiyle ’çınarlarını kaybedip kendileri çınara dönen kadınların hikayesini’ anlattığı resim ve heykel sergisinin başarılı geçmesini temenni ediyorum. Başarılı gazeteci kimliğinin yanı sıra, bu sergi vesilesiyle sanatçı yönünü de öğrenme fırsatı bulduğumuz Sayın Hande Fırat’ı tebrik ediyor, kendisine hem meslek hem de sanat hayatında muvaffakiyetler diliyorum. Sizlerin şahsında basın ve sanat camiamızın tüm mensuplarını, sergiye ilgi gösteren tüm sanatseverleri bir kez daha yürekten selamlıyorum” ifadelerine yer verildi. "Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" Fırat, serginin açılışı için Kültür ve Turizm Bakanlığının tüm personeline ve sergiyi açarken kendisine destek olan arkadaşlarına teşekkür etti. Hande Fırat, "Bu sergi, babalarını kaybeden tüm kız çocukları, tüm erkek çocukları ama özellikle kız çocuklarına atfen yapılmıştır. Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" dedi. Devrialem sergisinin farklı bir anlamı olduğunu belirten Bakan Ersoy, "Bir toplumun zenginliği, kültür ve sanatının derinliği ile ölçülüyor. Kültür ve sanat toplumda ne kadar yerleştiyse, toplumda ne kadar kabul gördüyse, o toplumda kültür ve sanat ne kadar iyi üretilebiliyorsa aslında toplum o derece zengin algılanıyor. O açıdan da biz Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak kültür ve sanatı her yönüyle desteklemeyi görev addediyoruz. Sadece sanat üretimi değil, vatandaşlarımızın kültür ve sanata rahat erişimi de çok çok önemli" şeklinde konuştu. Kültür Yolu Festivalleri ile vatandaşların kültür ve sanata rahat ve kolay erişmesini amaçladıklarını belirten Ersoy, "Vatandaşın sanata erişimi yeterli değil. O yüzden kültür ve sanat üretimini artırmak istiyoruz. Kültür sanatın toplumun sadece bir kesiminin ilgilendiği bir etkinlik olmasının dışına çıkmasını, toplumun her kesimlerinin eriştiği bir alan olması için çabalıyoruz. Bu sergide anlamlı bulduğumuz, toplumda bilinirliği yüksek, toplumda yer etmiş kişilerin kültür sanat üretimindeki katkıları, kültür ve sanat üretiminde pay sahibi olmaları aslında sanatın popülaritesini artırıyor" ifadelerini kullandı. Serginin anlamının önemli olduğunu belirten Bakan Ersoy, “Serginizin anlamı da çok önemli. Ben de babamı kaybettim ama sizin gibi genç yaşta kaybetmedim. Genç kızlarımızın 18 yaşına girmeden önce babalarını kaybetmesinin nasıl bir duygu olduğunu, nasıl omuzlara yük getirdiğini kısmen de olsa anlayabiliyorum” diye konuştu. Sergide, tuval üzerine çeşitli malzemeler kullanılarak yapılan tablo ve heykellerden oluşan 40 eser sergileniyor. Sergi 25 Mayıs’a kadar açık olacak.