ASAYİŞ - 19 Temmuz 2017 Çarşamba 11:21

Eski bağımlı uyuşturucuya savaş açtı

A
A
A
Eski bağımlı uyuşturucuya savaş açtı

Tokat'ta 30 yıl alkol ve 26 yıl uyuşturucu kullanan Hadi Özgen, tedavi olduktan sonra da alkol ve madde bağımlılıklarıyla mücadele etmeye devam ediyor. Özgen, 'Adsız Narkotik Değişim ve Özgürlük Grubu' adını verdiği oluşumla birçok gence 21 yıldır gönüllü olarak yardım ediyor.

Tokat Valisi Ömer Toraman Başkanlığında düzenlenen ve kamu kurum, kuruluş, sivil toplum örgütleri ve gönüllü hareketlerin katılımıyla gerçekleşen İl Uyuşturucu Koordinasyon Toplantısında kentte bağımlılıkla yapılan mücadeleler masaya yatırıldı. Tokat Halk Sağlığı Müdürü Dr Cihat Zülfüoğlu tarafından yapılan sunumda İl Emniyet Müdürlüğü tarafından 2017 yılı içerisinde toplamda 56 olaya müdahale edildiği bu olaylara karışan 134 şüpheliden 41'inin tutuklandığını söyledi. Yine Tokat Emniyet Müdürlüğü Uyuşturucu ile Mücadele Şube Müdürlüğü tarafından il genelinde yapılan 4 planlı operasyonda da 30 kişinin tutuklandığı bilgisini katılımcılarla paylaşan Zülfüoğlu, "İlimizde yapılan bu operasyonlarda ilk 6 ay içerisinde 4 kilo 898 gram esrar, 929 gram sentetik kannabinoid, 619 adet ecstasy, 1,1 gram metamfetamin, 149 kök hint keneviri ve 211 gram hint keneviri tohumu ele geçirildi" dedi. Ayrıca yapılan açıklamada Tokat'ta son 5 yıl içerisinde madde kullanımına bağlı ölüm sayısı toplamının 3 olduğu ve 3'üncü olan son ölümünde 2017 yılı içerisinde gerçekleştiği katılımcılarla paylaşıldı.

Tokat Valisi Ömer Toraman ise yaptığı konuşmada, esrar, kokain, morfin gibi çok yüksek maliyetleri uyuşturucuların ayrı bir kategoride tutulması gerektiğini söyledi. Vali Toraman, "Bu uyuşturucular çok büyük maddiyatlar gerektirdiği için belki sınırlı bir kitle tarafından tüketiliyor ama, son zamanlarda malum olduğu üzere başımızın belası ucuz, sentetik uyuşturucular var. İşin cephesi değişti, çehresi değişti. Üretimi çok kolay, ulaşması çok kolay" dedi.

Gerçekleştirilen toplantıya Niksar'dan katılan ve eski bir bağımlı olduğunu söyleyen Hadi Özgen, konuşmasıyla dikkatleri üzerine çekti. 30 yıl alkol ve 26 yıl madde kullandığını söyleyen 66 yaşındaki Hadi Özgen, 21 yıl önce İstanbul Amatem'de bu bağımlılıklarından kurtulduğunu ve şimdi de 'Adsız Narkotik Değişim ve Özgürlük Grubu' adını verdiği gönüllü hareketiyle bağımlı gençlere yardım ettiğini söyledi. Özgen, "Kendimi alkol ve madde bağımlılarının kurtulmasına adadım. Madde kullanan arkadaşlarımıza ya da çocuklarımıza verilebilecek mesaj, ilk uyuşturucuyu lütfen almasınlar. İlk uyuşturucuya ellerini uzatmasınlar. Genelde de arkadaş çevresiyle bu gayet kolay sağlanıyor" dedi.

Madde kullanımının kendi bedeni üzerinde büyük tahribatlar yarattığını söyleyen Hadi Özgen, bu kötü bağımlılığın kendisinde manevi kayıplar yaşanmasına da neden olduğunu söyledi. Hadi Özgen, "Tahribatı tabi ki çok büyük. Her şeyden evvel bir defa zihinsel ve ruhsal yönden sizi bitiriyor. Fizikselliğiniz zaten kalmıyor. İnsani değerlerinizi kaybediyorsunuz. Toplumdaki bütün doneler kaybolmaya başlıyor. İşinizi, eşinizi, çocuklarınızı kaybediyorsunuz. Bunun yanı sıra toplum sizi farklı bir şekilde görüyor" dedi.

Alkol ve madde bağımlısı çocuğa sahip ailelere de bir mesaj veren Özgen, ailelerin çocuklarına şefkat ve sevgiyle yaklaşarak tedavi sürecine katkı sağlayabileceğini söyledi. Özgen, "Şunu da belirteyim lütfen uyuşturucu bağımlısı çocuklarınızı farklı bir kategoriye katarak görmeyelim, onlara şefkat ile sevgiyle yaklaşarak sevgimizi gösterdiğimiz an öyle inanıyorum ki o çocuklarımızda uyuşturucuya ellerini uzatmayacaklardır" dedi. 

Dursun Ekrem Er

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Öğretim Üyesi Dr. Furkan Polat: "İsrail’in ABD’siz İran’a savaş açması mümkün değil" İran ve İsrail krizinin daha da tırmanarak bir savaş çıkmasının kısa vadede mümkün olmadığını belirten Bursa Teknik Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Furkan Polat, "İsrail’in ABD’siz İran’a savaş açması mümkün değil. İsrail, Amerika’nın bölgeye dahil olarak İran’a yönelik bir operasyon yapılma taraftarı. İran tarafından yapılan açıklamalara bakıldığında ise net bir biçimde İsrail’e doğrudan savaşmak gibi bir niyeti yok. Bu aşamada her iki devletin de karşılık geri adım atarak krizi sonlandırmasını bekliyoruz" dedi. Orta Doğu’da yaşananları değerlendiren Bursa Teknik Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Furkan Polat, "Orta Doğu son dönemlerde yine ciddi krizlerle karşı karşıya gelmiş durumda. Özellikle İran ile İsrail arasındaki kriz, kronikleşmiş bir hal almaya başladı. Bu tür rekabetlerde aktörlerin karşısına üç farklı seçenek çıkar. Birincisi aktörlerden biri karşı tarafa blöf yapar, karşı taraf ise geri adım atarak bir saygınlık veya stratejik kayıp yaşamakla birlikte krizin son bulmasına imkan tanır. İkinci seçenekte ise, aktörler karşılıklı olarak bir geri adım atma durumu tercih ederler, bu durumda da kriz kendiliğinden son bulur. Son olarak üçüncüsünde ise, aktörler mevcut pozisyonlarından taviz vermezler. Daha sert adımlar atmaya başlarlar. Bu da kaçınılmaz olarak aktörler arasında bir savaşa yola açarlar" dedi. "İran ve İsrail krizi, daha da tırmanarak bir savaşa yol açması kısa vadede mümkün değil" Bu 3 senaryo üzerinden İran-İsrail ilişkisini değerlendiren Öğretim Üyesi Dr. Furkan Polat, "İran ve İsrail arasındaki ilişkilerde ilk senaryonun gerçekleşmeyeceğini çok net bir şekilde söyleyebiliriz. Her iki tarafta geri adım atma niyetinde değil. Bunu hem İsrail’in Şam’daki büyükelçilik saldırısında gördük. Hem de İran’ın İsrail’e misilleme olarak insansız hava araçları ve balistik füzelerini kullanarak yaptığı saldırıda net bir biçimde gördük. Dolayısıyla iki tarafta geri adım atma niyetinde değil. İkinci seçeneği bir tarafa bırakacak olursak, üçüncü seçenekteki gibi tarafların krizi daha da tırmandırarak bir savaşa yol açması ise kısa vadede mümkün olmayacak gibi görünüyor" ifadelerine yer verdi. "İsrail’in ABD’siz İran’a savaş açması mümkün değil" İran tarafından yapılan açıklamalara bakıldığında İran’ın net bir biçimde İsrail’e doğrudan savaşmak gibi bir niyetinin olmadığını belirten Polat, "Diğer taraftan İsrail ise İran ile savaşma konusunda o kadar isteksiz değil. Ancak bunun da bazı şartları var. İsrail, Amerika’nın bölgeye dahil olarak İran’a yönelik bir operasyon yapılma taraftarıdır. Ancak ABD cephesine bakıldığında ise hem bu yıl içerisinde yapılması planlanan seçimlerin başkan üzerindeki baskısı, hem de Amerika’nın uzun yıllardır yaklaşık 15 yıldır Orta Doğu’ya doğrudan angaje olmamak gibi bir stratejik yaklaşımı söz konusudur. Bu opsiyonu da kısa vadede pek mümkün kılmıyor. Dolayısıyla önümüzde tek bir seçenek kalıyor. Bu aşamada aktörlerin krizi yavaş yavaş iki tarafın da geri adım atarak sonlandırmasını bekliyoruz. Mevcut durumda bu senaryonun gerçekleşme ihtimalini yüksek görüyorum. Özellikle İran ile İsrail arasındaki kriz kronikleşmeye başladı diyebiliriz" dedi. "Türkiye, Orta Doğu’da mümkün mertebe krizlerin barışçıl bir biçimde çözümlenmesini arzuluyor" Türkiye’nin, 7 Ekim’den beri bölgesel krizlerin artık bir noktada durması gerektiği yönünde bir politika benimsemiş durumda olduğunu ifade eden Polat, "Malum, son 15 yıldır Orta Doğu’da yoğun bir rekabet söz konusu bölgesel aktörler arasında. Buna bir de devlet dışı silahlı aktörler ve başarısız devletler eklenmiş durumdadır. Dolayısıyla Orta Doğu, 2000 yıllarının başından 2010 yıllarına kadar olan kısmen istikrarlı dönemini özlemiş durumdadır. Dolayısıyla Türkiye, ne İran-İsrail arasında, ne de İsrail-Hamas arasında böyle bir çatışmanın devamlılığı yönünde bir politika arzulamıyor. Türkiye, Orta Doğu’da mümkün mertebe krizlerin barışçıl bir biçimde çözümlenmesini arzuluyor. Bu çerçevede de girişimlerini sürdürüyor. Türkiye’nin kendi çıkarları açısından da bu oldukça önemli. Aksi takdirde, çeşitli insani krizler, terör örgütlerinin yeniden palazlanması gibi veya başarısız devletlerin ortaya çıkması gibi Türkiye’nin güvenliğini yanından ilgilendiren başka kriz alanları ortaya çıkıyor. Dolayısıyla Türkiye, bu tür krizlerin daha barışçıl yollarla çözümü için mücadele ediyor" şeklinde konuştu.
Van Van-Bahçesaray kara yolunda çalışmalar devam ediyor Van’da çığ riski nedeniyle 119 gün önce kapalı tutulan Van-Bahçesaray kara yolunun ulaşıma açılması için çalışmalar devam ediyor. Van’da 22 Aralık 2023 tarihinde yağan kar yağışı ile birlikte düşen çığlar sonucu Van-Bahçesaray yolu ulaşıma kapandı. Yapılan çalışmalar sonucu yol 29 Aralık 2023 tarihinde ulaşıma açıldı. Ulaşıma açılan yol araç trafiğine açılmadan önce Van İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü bünyesinde oluşturulan Çığ Tehlikesini Belirleme ve İzleme Komisyonu` üyelerinin bölgede yaptığı inceleme sonucu çığ riski devam ettiği için yol araç trafiğine açılmadı. İlerleyen günlerde etkili olan kar yağışı ve birçok noktaya düşen çığlardan dolayı yol yeniden ulaşıma kapandı. “Van-Bahçesaray yolu 119 gündür kapalı” Yaklaşık 119 gündür çığ tehlikesinde dolayı kapalı tutulan Van-Bahçesaray karayolu, Karayolları 11. Bölge Müdürlüğü Görentaş Şantiye ekipleri, Ramazan bayramı sonra bölgede çalışma başlattı. Kar kalınlığının yer yer 5 metreyi bulduğu bölgede, ekipler çığ riskine karşı büyük titizlikle çalışmalarını yürütülüyor. Çalışmalar 2020 yılında ilki 4 Şubat, ikincisi ise 5 Şubat’ta meydana gelen çığ faciasında 11 jandarma, 9 güvenlik korucusu olmak üzere 42 kişi hayatını kaybettiği bölgede yürütülüyor. Yolun kapalı olmasından dolayı aynı bölgeye yine büyük bir çığ düştü. Yolun kapalı olmasından dolayı olumsuz bir durum yaşanmadı. Ekipler yoğun bir mesai harcayarak yola düşen çığları açarak çalışmalarını sürdürüyor.