POLİTİKA - 28 Ocak 2018 Pazar 09:59

Eski Bakan Bağış: 'ABD Fetoşu da satacak'

A
A
A
Eski Bakan Bağış: 'ABD Fetoşu da satacak'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Davos’ta ‘One Minute’ çıkışının ardından Türkiye’ye yönelik uluslararası bir kumpasın başlatıldığını belirten eski AB Bakanı Egemen Bağış, “Nasıl bir dönem Saddam Hüseyin onların adamıydı sattılar, Barzani’yi sattılar, Bin Ladin’i sattılar, Kaddafi’yi sattılar. Bunlar her zaman kullanırlar atarlar. Şundan şüpheniz olmasın. Fetoşu da satacaklar. Onu bize canlı vermezler” dedi.

Eski AB Bakanı Egemen Bağış, Ümraniye Mehmet Akif Kültür Merkezi’nde Osmanlı Ocakları tarafından düzenlenen “Recep Tayyip Erdoğan ve 2071 Vizyonu” konulu konferansa katıldı. Konferansa Bağış’ın yanı sıra Osmanlı Ocakları Genel Başkanı Kadir Canpolat, Türkiye Ermeniler Patriği Aram Ateşyan ve çok sayıda davetli katıldı.

Konferanstaki konuşmasına ayakta başlayan eski AB Bakanı Egemen Bağış, “Bu geceden aklınızda kalmasını istediğim tek bir şey olursa, şayet derseniz özetle buradan çıktığınızda aklınızdan çıkmamasını istediğim ve Tayyip Erdoğan’dan öğrenmemiz gereken tek bir şey varsa, o da inandığınız davadan asla yılmamak olmalıdır” dedi.

"Türkiye’nin büyümesi birilerini rahatsız etti"

Tayyip Erdoğan’ın 2071 vizyonunun anlaşılması için Türkiye’nin son yıllarda yaşadıklarına ve Tayyip Erdoğan’a yönelik saldırılara bakılması gerektiğini ifade eden Egemen Bağış, “Türkiye’de Cumhuriyet tarihi boyunca 6 bin 500 kilometre yol yapılmış, onun üzerine 20 bin kilometre yol ve otoban yaptı. Bugün Türkiye’de hizmet veren okulların üçte biri AK Parti öncesi yapılmıştır, üçte ikisi AK Parti sonrası yapılmıştır. Yani üç katı okul yaptı. Barajlarımız aynı şekilde, havalimanlarımız aynı şekilde, deniz limanlarımız aynı şekilde, statlarımız aynı şekilde. Türk Hava Yolları’nın 65 uçağı vardı, bugün 250 uçağı var. Muazzam bir performansla Türkiye doğunun en batılı, batının en doğulu ülkesi olmanın hazzını yaşamaya başladı. Zenginleşmeye başladı. Büyümeye başladı, birileri rahatsız oldu” şeklinde konuştu.

"5 yıldır yaşadığımız garabetlerin tohumu Davos’ta atıldı"

Türkiye’ye yönelik uluslararası kumpasın startının ise Davos’taki ‘One Minute’ çıkışının ardından verildiğini vurgulayan Bağış, “Bu sefer uluslararası bir kumpas başladı. Ne zaman başladı. 2009’un ocağında. Nerede başladı? İsviçre’nin Davos’unda. İlk defa İsrail’in bir devlet başkanına 'siz öldürmeyi iyi bilirsiniz' diyen, ‘one minute’ diyen bir Türk lider gördüler dünyada. Ve ondan sonra başladılar yeni yeni organizasyonlar yapmaya. Şu dört beş yıldır yaşadığımız garabetlerin tohumu Davos’ta atıldı. Gezi olayları, 17-25 Aralık, Kobani olayları, Rus uçağının düşürülmesi, Rus Büyükelçisinin vurulması, 15 Temmuz. Bunların hepsinin perde arkasını bağlarsak aslında Davos’taki o 'one minute' çıkışı vardır. Neden var? Çünkü alışageldikleri bir Türkiye vardı. Türkiye onların gözünde çantada keklik bir müttefikti. Batı emreder, NATO emreder, ABD emreder, Türkiye harfiyen yerine getirir. Böyle bir anlayış vardı. Ve onların gözünde Türkiye büyüdükçe budanan, kurudukça sulanan bir ağaç gibiydi. Ne olsun ne ölsün. Ama hep Batı'ya muhtaç kalsın. IMF’ye borçlu olsun. NATO’ya güdümlü olsun. Amerika’nın emrinde olsun. Onlar emretsin Kore’ye asker göndersin. Onlar emretsin Bosna’ya asker göndersin, onlar emretsin Suriye’ye asker göndersin. Ama kendi isteyince yok. İşte Türkiye o büyümenin, o güçlenmenin, eskiden 'emredersiniz' diyen Türkiye 'one minute' demeye başladı. Bu birilerini rahatsız etti” dedi.

"ABD Fetoşu da satacak"

O kumpaslardan biri olan 17-25 Aralık sürecine de değinen Bağış, kendisine yapılan suçlamalara da cevap verdi. Bağış sözlerini şöyle sürdürdü: “Gezi olayları bastırıldı, aradan birkaç ay geçti 17-25 Aralık kumpası yaşandı. Öyle bir organizasyon yapmışlar ki, en yakın arkadaşlarımız bile şüphelendiler. Kendi yaşadığımdan söyleyeyim size. Binlerce insana vize almışımdır. Vize almasına yardımcı olmuşumdur. Ama bahsi geçen o iddialarda, vize almasına yardımcı olduğumu iddia ettikleri kişinin vize başvurusu bile yok. Alınan bir vize bile yok. Ama bir gazeteci bile sormadı nedir bu işin aslı diye. Bir muhalefetten kimse sormadı. Çok acıdır bizim kendi partimizden de kimse fazla sormadı. Bir tek Tayyip bey sordu o da biliyordu zaten olayların böyle bir kumpas olduğunu. Öyle bir planlama yaptılar ki, Cumhurbaşkanımıza sadakatla bağlı olan, onun Batı ile ilişkilerini koordine eden, köprüsü olan bir kişi olarak bizi seçtiler. Devletle ilişkilerinde önemli bir yeri olan İçişleri Bakanını seçtiler. Ekonomi piyasalarında ilişkilerinde önemli bir köprü olan günün Ekonomi Bakanını seçtiler. Ama buna rağmen 30 Mart’ta bu halk liderinin etrafında kenetlendi ve yerel seçimlerde muazzam bir performansla AK Parti’ye destek verdi.”

Uluslararası kumpasın bugün hala devam ettiğini hatırlatan eski AB Bakanı Egemen Bağış, “Rus Büyükelçisinin olayından sonra bu sefer ekonomide başladılar kurlarla oynamaya. Son bir yılda doların değerini iki kat arttırdılar farkındaysanız. Ama hamdolsun bu millet gitti Tayyip Erdoğan’ın çağrısına uydu, dövizlerini bozdurdu yine o oyunu bozdu. En son YPG’ye 5 bin kamyon silah verdiler. Şu anda Afrin’deki aslanlar sadece bir avuç çapulcu ile mücadele etmiyor. Onlara o 5 bin kamyon silahı veren aşağılık akılla da mücadele ediyor. Ama o aşağılık akıl onları da sattı. Nasıl bir dönem Saddam Hüseyin onların adamı sattılar, Barzani’yi sattılar, Bin Ladin’i sattılar, Kaddafi’yi sattılar. Bunlar her zaman kullanırlar, atarlar. Şundan şüpheniz olmasın. Fetoşu da satacaklar. Onu bize canlı vermezler. Ötmesinden korkarlar. Pis cesedini de biz istemiyoruz zaten” ifadelerini kullandı.

"Afrin operasyonu Türkiye için son fırsattır"

Uluslararası kumpasların bozulması için Afrin operasyonunun son fırsat olduğunu vurgulayan Bağış, “Ama şundan emin olun. Şu anda Türkiye farklı bir mücadele veriyor. Bir egemenlik mücadelesi veriyor. Bakın 1991 yılında rahmetli Özal, Genelkurmay Başkanı’na diyor ki; 'bu tarihi bir fırsattır, Kuzey Irak’a girin. Hem orada Kerkük’te, Musul’da bizim Osmanlı’dan kalma haklarımız var. Hem de bu terör örgütünü kaynağında yok edin.' Ne diyor Genelkurmay. 'Kusura bakma biz giremeyiz' diyor. 2003 yılının 1 Mart'ında eğer mecliste o tarihi hata yapılmamış olsaydı, ki o dönem Başbakan olmayan, milletvekili olmayan, genel başkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatına uyulsaydı, 1 Mart tezkeresi geçseydi, Türk askeri Irak’a girmiş olacaktı, o zaman da PKK kendi kaynağında kurutulmuş olacaktı. O fırsat da kaçtı. Şimdi bu son fırsattır. Bugün Afrin, inşallah yarın Münbiç, en kısa zamanda Kandil temizlendikten sonra bu millet rahat nefes alacaktır” diye konuştu.
Türkiye’nin 2071 yılında dünyanın en büyük ülkelerinden biri olacağını vurgulayan Bağış, “Ne dedi Cumhurbaşkanımız 2017 için. Osmanlı gibi, Selçuklu gibi bir devlet olabilmek. Osmanlı adildi. Osmanlı güçlüydü. Osmanlı kendinden emindi. Ama aynı zamanda merhametliydi. 2071 yılında Allah’ın izni ile biz dünyanın en güçlü ülkelerinden biri oluruz. Bunu istediğimiz için değil, veriler bunu gösterdiği için oluruz diyorum” şeklinde sözlerini tamamladı. 

Mustafa Esen

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Doğan: "Girdi maliyetleri yüzünden çifti üretimden vazgeçmektedir" Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, finansal sorunlarla mücadele eden çiftçinin girdi maliyetleri nedeniyle üretimden vazgeçtiğini söyledi. Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Doğan, temel gıda ürünlerinin üretimiyle doğrudan ilişkili olan ve küresel gıda güvenliğinin sağlanmasında kritik bir role sahip olan tarım sektörünün sorunlarına değindi. Doğan, "Gübre, tohum, ilaç ve yakıt gibi girdi maliyetlerindeki artış, tarımsal üretim maliyetlerini yükseltmekte ve üreticilerin kar marjlarını azaltmaktadır. Finansal sorunlarla mücadele eden çiftçi üretimden vazgeçmektedir. Su kaynaklarının azalmasıyla birlikte yaşanan kuraklık ve yanlış su kullanımı, özellikle sulama gerektiren tarım alanlarında verim kayıplarına neden olmaktadır. Toprak erozyonu, arazi parçalanması ve mülkiyet sorunları gibi arazi sorunları tarım arazilerinin verimli kullanımını engellemektedir. Adil fiyatlarla pazarlanmayan ürünler ve dağıtım kanallarına erişimde yaşanan zorluklar gibi pazarlama ve lojistik sorunlardan dolayı üreticiler ürünlerini satmakta zorlanmaktadır. Yaşanan finansal sorunlarla modern tarım teknikleri ve makineleşmeye kaynak ayıramayan üretici, üretim verimliliğini ve kalitesini arttıramamaktadır" dedi. Doğan, şöyle devam etti: "Tarımsal üretimin büyümesi için devlet destekleri ve tarım sigortası gibi mekanizmalar güçlendirilmeli, üreticiler piyasa dalgalanmalarına karşı korunmalıdır. Su kaynaklarının sürdürülebilir kullanımına yönelik adımlar atılmalı, su yönetimi ve sulama tekniklerinde iyileştirmeler yapılmalı, su tasarrufu teşvik edilmelidir. Toprak koruma uygulamaları ve arazi planlaması gibi alınacak önlemler tarım arazilerinin verimliliğinin artırılmasına yardımcı olacaktır. Tarım ürünlerimizin ulusal ve uluslararası pazarlara erişimini kolaylaştıracak lojistik ve pazarlama altyapısının geliştirilmesi için gerekli araştırmalar ve çalışmalar yapılmalıdır. Tarımsal üretim tekniklerinin modernizasyonu için verilecek destekler ve üreticilere yönelik eğitim programları, sektörün rekabet gücünü artıracaktır. Tarım sektörünün karşılaştığı sorunların giderilmesi ve sürdürülebilir tarımsal üretim sağlanması için tüm paydaşların işbirliği içinde hareket etmesi gerekmektedir."
Uşak Bakan Bayraktar açıkladı: "Göktepe 1’ adını verdiğimiz yeni bir kuyu kazmaya başlıyoruz" Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraklar, "Dün akşam itibarıyla ‘Göktepe 1’ adını verdiğimiz yeni bir kuyu kazmaya başlıyoruz. Bu bir keşif kuyusudur, arama kuyusudur. Şu anda Sakarya gaz sahasının daha kuzeybatısında bir sahada bu arama faaliyetimize başladık. Çok yeni başladık" dedi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Dr. Alparslan Bayraklar, bir dizi ziyaret ve inceleme için Uşak’a geldi. Sektör Temsilcileri ile İstişare Toplantısı’na katılan Bayraktar, yaptığı konuşmada “2020 yılında Cumhuriyet tarihinin en büyük keşfini çok şükür yaptık. Sakarya gaz sahasında bugün 3,7 milyon metreküp günlük gaz üretiyoruz ama daha yolun başındayız. İnşallah oradaki gaz üretimimizi günlük 40 milyon metreküpe çıkaracağız. Bu sayede bugün 1,4 milyon haneye yeten oradaki doğal gaz üretimimiz 15 milyon haneye kadar çıkacak yani nerdeyse 60 milyonluk nüfusun kullanabileceği doğal gazı kendimiz üreteceğiz” dedi. Bakan Bayraktar, Sakarya gaz sahası yakınlarında yeni keşfedilen gaz kuyusundan bahsederek, "Dün akşam itibarıyla ‘Göktepe 1’ adını verdiğimiz yeni bir kuyu kazmaya başlıyoruz. Ramazan ve Uşak’ın bereketiyle, bu kuyumuzdan önümüzdeki birkaç hafta içerisinde yeni bir keşif ve ilave bir rezerv inşallah buluruz. Bütün çalışmamız, gayretimiz bu yönde olacak. Dolasıyla Göktepe 1 kuyumuz da bu anlamda hayırlı olsun. Bu bir keşif kuyusudur, arama kuyusudur. Şu anda Sakarya gaz sahasının daha kuzeybatısında bir sahada bu arama faaliyetimize başladık. Çok yeni başladık. İlk kez kamuoyunda sizlerle paylaşmış olduk” dedi.
İstanbul Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "İstanbul’un ikinci bir 5 yıla daha tahammülü yok” Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Eskiden gelen bir sermaye var, o sermayeden yiyerek 5 yıl daha idare edebilirsiniz ama ikinci bir 5 yıla daha İstanbul’un tahammülü yok. İnşallah İstanbul 31 Martta gerçek belediyecilik diyecek" dedi. Ümraniye Belediyesi tarafından Ümraniye Nikah Sarayında Doğu ve Güneydoğu iftar programı düzenlendi. Programa, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Ümraniye Kaymakamı Abdulaziz Aydın, Ümraniye Belediye Başkanı İsmet Yıldırım, İlçe Başkanı Salim Çetinkaya ve çok sayıda vatandaş katıldı. Programda konuşan Yılmaz, Büyükşehirler arasında yatırım oranı en fazla azalan ilin İstanbul olduğunu ifade etti. “Kimlikleri siyasetin malzemesi haline dönüştürmüyoruz” Programda konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Hiçbir zaman kimlik siyaseti yapmıyoruz. Kimlikleri siyasetin malzemesi haline de dönüştürmüyoruz. Kimliklere sonuna kadar saygılıyız ama kimlik siyaseti yapmıyoruz. Kimliklerimizin ve farklılıklarımızın ötesinde geniş bir ortak zeminimiz var. Aynı tarihten gelen, aynı değerleri paylaşan ve aynı gelecek ufkuna sahip, kederde, tasada ve sevinçte bir olan bir milletiz” ifadelerini kullandı. “Sağlam bir temele oturmayan bir masaydı” Cumhurbaşkanlığı seçiminde oluşan muhalefet masasına değinen Cevdet Yılmaz, “Tabiri caizde 7 düvel birleşti, olmadık masalar kuruldu. Ne oldu seçimden sonra? Masa kaldı mı ortada? Dağıldı gitti. Sağlam bir temele oturmayan bir masaydı. Hatta bazı insaflı muhalifler seçimden sonra ‘iyi ki biz kazanmamışız’ dediler” ifadelerini kullandı. “İstanbul’un ikinci bir 5 yıla daha tahammülü yok” 31 Mart seçimlerine değinen Yılmaz, “Büyükşehirler arasından yatırım oranı en fazla azalan il hangisi olmuş biliyor musunuz? İstanbul. Bir önceki dönem AK Parti döneminde yatırımların toplam harcamalar içinde oranı yüzde 55. Bu dönemde ne olmuş diye baktığınızda yüzde 38’e düşmüş. Tam 17 puan yatırımlarda bir düşüş olmuş. Bundan daha güzel bir gösterge olamaz. Laf ile bunu kapatabilir misiniz? Şovlarla, polemiklerle, kutuplaştırıcı bir takım söylemler ile bu gerçeğin üstünü örtebilir misiniz? Örtemezsiniz. İstanbul’un çok ciddi anlamda yatırıma ihtiyacı var. 5 sene yatırım yapmadan idare edebilirsiniz. Eskiden gelen bir sermaye var, o sermayeden yiyerek 5 yıl daha idare edebilirsiniz ama ikinci bir 5 yıla daha İstanbul’un tahammülü yok. İnşallah İstanbul 31 Martta gerçek belediyecilik diyecek” şeklinde konuştu.
Ordu Ordu’da yaklaşık bin 500 üniversite öğrencisi iftar sofrasında buluştu Ordu İl Müftülüğü tarafından üniversite öğrencilerine yönelik iftar programı düzenlendi. Programa, yaklaşık bin 500 üniversite öğrencisi katıldı. Ordu İl Müftülüğü tarafından ildeki üniversite öğrencilerine yönelik iftar programı düzenlendi. Müftülük hizmet binası bahçesinde düzenlenen iftar programında öğrencilere, Osmanlı Devleti dönemi geleneği olan ‘diş kiraları’ verildi. Programda, din görevlileri tarafından ilahiler okunurken, dualar da edildi. İftar programı hakkında açıklamalarda bulunan Odu İl Müftüsü Dr. İsmail Çiçek, “Bugün artık klasik hale gelen 3’üncü yılımızı öğrencilerle birlikte iftar programı ile geçiriyoruz. Binin üzerinde üniversiteli arkadaşımız bizlere eşlik ettiler. Osmanlı Dönemi’nden gelen ‘diş kiraları’ vardı, bir tarafından onları dağıttık, diğer taraftan ikramlarımız oldu. Hocalarımız tarafından ilahiler seslendirildi. İstedik ki üniversite öğrencilerimiz il müftülüklerimizi ziyaret edebilsinler, müftülerimize dokunabilsinler ve müftülüğümüzü tanıyabilsinler. Onlar bizi camilerde ziyaret ediyorlar, bir de müftülükte ziyaret etsinler istedik, onlar bizim genç neslimiz ve geleceğimiz. Biz hep onlar için dua ediyoruz. Bu ikrama katılan ve destek veren tüm kardeşlerime teşekkür ediyorum” diye konuştu. Programa Ordu Valisi Muammer Erol, Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler, AK Parti Ordu Milletvekili Mustafa Hamarat, Milliyetçi Hareket Partisi Ordu Milletvekili Naci Şanlıtürk, protokol üyeleri ve yaklaşık bin 500 üniversite öğrencisi ile vatandaşlar katıldı.