GÜNDEM - 12 Temmuz 2017 Çarşamba 12:36

Ethem Sancak: “Doğu kendine geldi, Batı bunu anlamalı”

A
A
A
Ethem Sancak: “Doğu kendine geldi, Batı bunu anlamalı”

İstanbul Aydın Üniversitesi (İAÜ) Batı Platformu, Es Yatırım Yönetim Kurulu Başkanı ve AK Parti MKYK Üyesi ve Es Yatırım Yönetim Kurulu Başkanı Ethem Sancak ile birlikte Tarih Perspektifli Türkiye - Batı İlişkileri’ni değerlenirdi. Ethem Sancak yapmış olduğu konuşmada, “Doğu kendine geldi, Batı bunu anlamalı” dedi.

Türkiye’nin Batı ile ilişkilerini inceleyen ve akademik çalışmalar yapan İAÜ Batı Platformu bu kez de tarihi bilgilerinden yararlanmak ve durum değerlendirmesi yapmak üzere Ethem Sancak’ı konuk etti. Düzenlenen panele İAÜ mütevelli Heyeti Başkanı Dr. Mustafa Aydın, Eski Avrupa Birliği ve Devlet Bakanı, Başmüzakereci Egemen Bağış ve konusunda uzman akademisyenler katıldı.

“Üretim nerdeyse bilim oraya kayar”

Sözlerine “Ben tarih uzmanı değilim ama tarihe çok büyük bir ilgim var. Bu alanda çok okuma yaptım” diyerek başlayan Ethem Sancak, ilk olarak Türk-Batı ilişkilerinin tarihsel süreçteki gelişimi hakkında uzunca bir özet yaptı. Sancak, “Tarihsel süreç boyunca Türkler ve Türklerin önderlik ettiği Asyatik kavimler Batı’ya hep iyi niyetli yaklaştı. Ancak Batı bu iyi niyeti çok zaman suiistimal etti. Türkler Batı’ya çok şey öğretti. Aynı zamanda Batı’dan da çok şey öğrendi. Üretim, bilim ve fen arasında çok kuvvetli bir korelasyon vardır. Geçmişte bu denklem Batı lehineydi. Ancak artık Doğu’ya, Asya Pasifik’e doğru kayıyor. Üretim Asya Pasifik ağırlıklı yapıldığı için bilimin de o yöne kayması yakındır” dedi.

Batı’nın Türklerin uyandığını anlaması lazım”

Asyatik kavimlerin ve Türklerin Batı’dan halen öğrenecek çok şeyi olduğunu söyleyen Sancak, “Ancak Batı da artık Türklerin o eski toplum olmadığını, artık kendine gelip uyandığını anlamak zorunda. Bu nedenle de Batı’yla ilişkilerimizi eşit ortaklık düzeyinde geliştirmemiz lazım. Medeniyetin nimetlerini eşit bölüşmek zorundayız. Türkler, Attila’dan beri, tarihin şafağından beri batılıdır. Başkasının bizi Batılı olarak adlandırmasına ihtiyacımız yok. Bunu Batı’nın da anlaması lazım. Aksi takdirde kendileri bilir. Devran yine döner, biz o altın çağımızı yine yakalarız. Nitekim devranın döndüğüne, altın çağımızın yaklaştığına dair işaretler görülüyor” ifadelerini kullandı.

“Bu toplantılarla devleti besliyoruz”

Ethem Sancak’ı özellikle davet ettiklerini ve Sancak’ın tarihe karşı çok fazla ilgisinin olduğunu dile getiren Mustafa Aydın, bu tarz organizasyonların aslında bir nevi devleti beslemek olduğunu vurguladı. Aydın, “Üniversitemizin Batı Platformu’nda ve Aydın Düşünce Platformu’nda biz her zaman ekonomik, sosyal, siyasi ve güncel konuları masaya yatırarak, konusunda uzman değerli kişilerle birlikte bu konuları değerlendirip tartışıyoruz. Bu konular hakkında da sonradan geniş raporlar hazırlanıyor ve alakalı bakanlığa gönderiliyor. Biz buna devleti beslemek diyoruz. Bugün Türkiye’de 190’a yakın üniversite, 150 bin civarında akademisyen ve 7 milyonun üzerinde de öğrenci var. Yani bir akıl, beyin ve düşünce var demektir. Bütün bu aklı ve düşünceyi eğer devletiniz hizmetine sokmazsanız varlığınızı tartışmanız lazım” dedi.

“Avrupa ile ilişkilerimize romantik ve duygusal ve bir çerçeveden bakamayız”

Son zamanlarda Avrupa ile olan kritik durumları da değerlendiren ve bu konuda da objektif yaklaşılmasını söyleyen Aydın aynı zamanda, “Avrupa ile ilişkimize duygusal ve romantik bir çerçeveden bakmamalıyız. İlişkilerimizi objektif değerler üzerine kurmamız gerektiğini düşünüyorum. Avrupa Birliği ile her ne kadar son dönemlerde sıkıntılı bir sürece girsek bile, Avrupa’dan çok şey aldığımızı ve hala almaya devam edeceğimizi, Avrupa Birliği sürecine dâhil olmak için göstermiş olduğumuz çabanın başlangıcından bugüne kadar çok yol kat ettiğimizi kabul etmeliyiz. Dolayısıyla bu krizlerin ve inişli çıkışlı süreçlerin belirli bir dönemi kapsadığını, bu sürecin düzeleceğini ve her iki tarafın da hassas olduğu konularda daha dikkatli davranacağını düşünüyorum” şeklinde konuştu.

Batı ile ilişkilerin her zaman önemli bir konu olduğuna fakat bugünlerde daha da önemli bir yer kapladığını söyleyen Egemen Bağış da konu ile ilgili olarak, “Türkiye ve Batı ilişkileri her zaman çok önemli olmuştur fakat özellikle bugünlerde içinden geçtiğimiz bu travmatik ilişki ağında Türkiye’nin Batı ile ilişkileri bunun perspektifi, tarihi ve günümüze yansımaları gerçekten daha da önemli bir hal aldı” diye konuştu.

“Avrupa şu anda muazzam bir akıl tutulması yaşıyor”

Bağış bununla birlikte Avrupa Birliği Parlamentosu’nda Türkiye ile ilgili alınan kararı eleştirerek Avrupa’nın şuanda muazzam bir akıl tutulmasında olduğunu vurgulayarak, “Avrupa şuanda muazzam bir akıl tutulması yaşıyor. Hele Avrupa Parlamentosu’nun geçen hafta aldığı karar tamamen Avrupa’nın çıkarlarına aykırı bir karardır. Düşünün ondan üç gün evvel Avrupa Konseyi Başkanı Sayın Jean-Claude Juncker Avrupa Parlamentosu’na gittiği zaman sadece 35 Avrupa Parlamentosu üyesi kendisini dinlemesi için salonda bulunduğu için isyan edip konuşmasında Avrupa Parlamentosu’nu eleştirmişti. Bununla birlikte Juncker, üç gün sonra Türkiye ilgili bir kararda 400 küsur Avrupa Parlamentosu üyesinin gelip Türkiye aleyhinde oy vermiş olması karşısında eminim büyük bir şaşkınlığa uğramıştır. Bu akıl tutulması ve Türkiye düşmanlığıdır. Bu ayrımcılık ne Avrupa’ya bir şey kazandırır ne Avrupa’daki insanlara herhangi bir getirisi olur. O yüzden Avrupalıların da akıllarına başlarına toplamaları, Avrupa’nın çıkarları açısından Türkiye ile ilişkilerini değerlendirmeleri ve Türkiye ile ilişkilerine önem vermeleri gerektiğine inanıyorum. Tabi ki de Türkiye’ye düşen görevler de var. O 400 kusur milletvekilinin FETÖ gibi PKK gibi kronikleşmiş Türk düşmanları tarafından yanlış bilgilendirmelerine izin verilmemelidir. O yüzden bizim de tanıtım atağı yapmamız, iletişime önem vermemiz ve oralarda kendimizi daha fazla hissettirmemiz gerekiyor” ifadelerini kullandı.

“Trump sonrası ilişkiler güçlenecek”

Bağış son olarak da Trump sonrası Amerika ile ilişkilerin nasıl olacağı sorusunu da değerlendirerek, “ Ben Trump’ın çok pragmatik bir iş adamı olarak ‘ne getirir ne götürür’ hesabını her önüne geldiği konuda yaptığını düşünüyorum. Türkiye de Amerika Birleşik Devletleri’nin en önemli müttefiklerinden bir tanesi. NATO’da Amerika’dan sonra en büyük askeri güce sahip olan ve bölgede İslam kültürü ve demokrasi kültürünü bir arada yaşatabilme tecrübesini ortaya koymuş olan ender ülkelerden biri olarak Trump için çok önemli. Trump ne getirir ne götürür hesabı yaptığı zaman Türkiye’nin YPG gibi ya da PKK gibi ya da bölgedeki bir takım küçük devletler gibi bir ülke olmadığını net fark edecek. Trump, Amerika gibi önemli bir süper gücün yanında Türkiye gibi önemli bir bölgesel gücü devre dışı bırakamayacak kadar zeki bir siyasetçidir. O yüzden Trump Amerika’da tamamen ipleri eline aldığında Türkiye ile olan ilişkileri çok daha geliştireceğine inanıyorum” diyerek sözlerini sonlandırdı.
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Polisin alkollü sürücü ile imtihanı: Üfleme eğitimi verilen kadın 44. seferde başardı Aksaray-Konya Karayolunda jandarmanın "dur" ihtarına uymayarak kaçan kadın sürücü, jandarma ve emniyeti alarma geçirdi. 53 kilometre kaçan kadın sürücü E-90 Karayolunda kovalamaca sonucu yakalandı. Alkolmetreye üflermiş gibi yapıp üflemeyen ve 3 alkolmetre değiştirerek kadına üfleme eğitimi veren polis, üfletme imtihanına girdiği kadın sürücünün 44. üflemesinde promilini alabildi. 0.97 promil alkollü çıkan kadın sürücüye ceza kesilerek ehliyetine el konuldu. Olay Aksaray - Konya Karayolu Eşmekaya Kavşağı’nda yaşandı. Edinilen bilgiye göre, Aksaray Konya Karayolunda yol kontrolü yapan İl Jandarma Komutanlığı ekipleri durumundan şüphelendikleri kadın sürücünün kullandığı 68 AAN 849 plakalı otomobile ‘dur’ ihtarında bulundu. İhtara uymayan kadın sürücü hızla denetim noktasından kaçtı. Aksaray istikametine kaçan kadın sürücünün plakası jandarma ekipleri tarafından hem jandarma hem de emniyet haber merkezine bildirildi. Bunun üzerine jandarma ve polis ekipleri karayolu ve aracın geldiği istikamete yönelik adeta bölgeyi abluka altına aldı. Jandarma ekipleriyle kısa süre kovalamacaya giren kadın sürücü 53 kilometre kaçtıktan sonra şehir merkezi girişinde polis ekiplerinin de "dur" ihtarına uymadı. Ekiplerin kaza riskine karşı kontrollü bir şekilde takip ettiği kadın sürücü çok gidemeden Tacin Mahallesi E-90 Karayolu üzerinde yakalandı. 44. üflemesinde pes eden kadın sürücü 0.97 promil alkollü çıktı Durdurulduktan sonra araçtan indirilen ve isminin Gülten Nas Y. (49) olduğu belirlenen kadın sürücü rahat tavır ve hareketleriyle dikkat çekti. Ehliyet ve ruhsat kontrolünden geçirilen kadın sürücüye alkol kontrolü yapmak isteyen polis memurlarının üfleme eğitimi ile imtihanı burada başladı. Alkol kontrolünden geçirilmek istenen kadına polis memurlarınca alkolmetre üfletilmek istendi. Alkolmetreyi üflemeye çalışan kadın üflermiş gibi yapıp üflemekten çekinirken, polis memurları kadına adeta üfleme eğitimi verdi. Bir polis memuru ağzıyla kadına üflemeyi gösterirken, bir değir polis memuru da elindeki üfleme çubuğunun poşetiyle üflemeyi anlattı. Eğitimin ardından polis memurlarının üfletme imtihanı başladı. Kadına defalarca alkolmetreyi üfletmeye çalışan polis memurları kadının üflemeyip üflüyormuş gibi göstermesiyle büyük bir sınav verdi. Alkolmetreye de güvenmeyen kadın sürücüye 3 farklı alkolmetre üfletildi. Zaman zaman su içen ve dinlenmeye geçen kadın sürücü 1 saat boyunca polis memurlarına ecel teri döktürdü. 43 kez alkolmetreyi üflemeyerek kandırmaya çalışan kadın sürücü 44. üflemesinde pes ederek normal bir şekilde üfledi. Üflemenin ardından kadının 0.97 promil alkollü olduğu belirlendi. Polis ve kadın arasındaki yaşanan ilginç diyaloglar ise anbean kameralara yansıdı. Alkollü araç kullanmaktan 6 bin 439 TL para cezası kesilen kadın sürücünün ehliyetine de 6 ay süreyle el konuldu. Araç ise olay yerine çağırılan bir yakınına teslim edildi.