GÜNDEM - 13 Eylül 2014 Cumartesi 11:39

Facebook’tan gelen bu mesaja dikkat!

A
A
A
Facebook’tan gelen bu mesaja dikkat!

İrlanda’da yaşayan ve Facebook’tan aldığı bir mesajın peşine düşerek Türkiye’ye gelen gurbetçi Bekir Atalay, Facebook’tan bir hafta yazıştığı adam tarafından bir günde dolandırıldı.

İrlanda’da yaşayan ve Facebook’tan aldığı bir mesajın peşine düşerek Türkiye’ye gelen gurbetçi Bekir Atalay, Facebook’tan bir hafta yazıştığı adam tarafından bir günde dolandırıldı.

İrlanda’da yaşayan 49 yaşındaki gurbetçi Bekir Atalay, iki hafta önce Facebook'ta evli ve bir çocuğu olduğunu belirtip kendisini Süleyman Tekin olarak tanıtan bir adamla tanıştı. Süleyman Tekin, gurbetçi Atalay’a 235 bin İsviçre Frangı olduğunu ancak tek başına bozduramadığını, yardım ederse yarısını kendisine vereceğini yazdı. Teklifi kabul eden Bekir Atalay, adamın talimatları doğrultusunda Türkiye’ye geldi. Ancak, 49 yaşındaki gurbetçi Bekir Atalay, tuzağa düşürülerek 25 TL’si dolandırıldı.

16 yıldır İrlanda’da yaşayan bir mesajla Türkiye’ye gelen ancak dolandırılan talihsiz adam yaşadığı süreci şöyle anlattı:“Sosyal medya ağı Facebook’tan bir gün bir mesaj geldi ve beni arkadaş olarak ekledi. Benimle çok önemli bir konu konuşmak için beni Türkiye’ye davet etti. Bazı konularda mutabık kalmasak da masraflarımı vereceğini söyledi. Önce annemin yanına İzmir’e geldim. Bana, ’Yurt dışında yaşayan pasaportu olan bir arkadaşa ihtiyacı olduğunu, 235 bin İsviçre Frangı olduğunu ve bunu tek başına bozduramayacağı için bir pasaport kaydına ihtiyacı olduğunu' söyledi."

Adamın 'Masrafları ödeyeceğini' belirterek Türkiye’ye davet ettiğini anlatan Atalay, şunları söyledi: "Ben de haliyle buldum, buluşturdum. Afyonkarahisar’ın Sandıklı ilçesinde oturduğunu söyleyerek beni oraya davet etti. Ben de annemi alarak gittim. Annem yaşlarında yanında Ayşe teyze dediği bir bayanla beni karşıladı. Çantayı gösterdiler. Çantada 21 deste 235 bin İsviçre Frangı vardı. Türk parasıyla 550-600 milyar civarında yapıyor. Paraların tedavülden kalkmış olabileceğini düşünerek, destelerden birer örnek aldım ve bankaya gittim.

Afyon’daki bankalar paraların gerçek olduğunu söyledi. Annemle geri döndük. Bize, ‘Burası ufak yer paraları bozduramıyoruz. Sen bozdurabilirsin. Bizi hiç bulaştırma. Ama sen bize 50 bin TL ver' dediler. Ben de o kadar para veremeyeceğimi eğer çok ihtiyaçsa içindeki destelerden o miktarda para bozdurup getirebileceğimi söyledim. Annemi alarak İzmir’e geri döndüm. Annem babamdan kalan emekli maaşını kullanıyor. Ama biz parayı bulmak için kredi çektik. Bir miktar paramla birlikte 25 bin TL’ye tamamladık. Tekrar Afyon’daki evlerine gittik. Sonra aşağıda arabada ben parayı gösterdim. Bana ‘Ayşe teyze parayı saysın’ dedi. Apartmana çıktı. 5 dakika, 10 dakika, yarım saat, 40 dakika oldu kimse yok. Anneme ‘Sen arabada otur, ben bir gidip bakayım’ dedim. Eve bir girdim baktım evde kimse yok, ev bomboş. O an annem arabanın önünde ağladı kaldı kadıncağız. Karakola gittik. Polisler daha önce aynı olayın üç kişinin daha başına geldiğini söyledi. Tek kurban biz değiliz.”

“İKİ YETİME BAKAN ANNEME KREDİ ÇEKTİRDİM”
İki yetim çocuğa bakan annesinin üzerine kredi çektiği için canının daha çok yandığını söyleyen Atalay, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunlar organize çete midir bilmiyorum. Kendi giden parama üzülmüyorum. Ama anneme kredi çektirdim. Başında iki yetimle yaşayan bir insan bu kadın. Duygulanıyorum, konuşamıyorum. 780 TL maaş alan yaşlı kadının, annemin maaşı 250 TL’ye düştü. Zaten ben Avrupa’da işsizlik maaşıyla geçiniyorum. Ben yetkililere sesleniyorum. Duyarlı kişilerin olduğunu da biliyorum. Bu konuda yardım etsinler, çok zor durumdayız. Elimizdeki avucumuzdaki para gitti. Bakkaldan veresiye sigara alıyorum.”
"Uçak biletim kaçtı benim bir hafta önce dönmem gerekiyordu" diyen
Atalay, şöyle konuştu: "Dönemiyorum. İrlanda'da ekonomik sistem kötü. İşsizlik maaşıyla geçiniyordum. Eski maaşlar, eski İrlanda yok. Şu an hiçbir gelirim yok. İrlandalı bir eşim var ve o da kanser tedavisi görüyor. 16 yaşında bir kızım var. Arada sırada 3-5 kuruş biriktirdik mi Türkiye’ye geliyoruz. Buraya geldiğimde böyle birşey olacağını tahmin edemezdim. 15 milyar annemin banka kredisi ile birlikte 25 bin TL gitti. İrlanda’ya dönmeye yüzüm yok. Eşime akrabalarından borç dilendirdik. Şahıs 250 milyar alacaktı bana da 200 bin TL verecekti.”

“ÖNCE GÜVEN VERDİ TUZAK OLACAĞI AKLIMA GELMEDİ”
Facebook’ta bir hafta konuşan ve hemen atlayıp Türkiye’ye gelen Bekir Atalay, hiçbir şekilde şüphelenmediğini şahsın dini duyguları kullandığını belirtti. Atalay, sözlerine şöyle devam etti: “Bir hafta konuştum ama öyle ikna edici konuşuyor ki. Bir yere gitmeyin, kuzu keselim filan diyordu. Bize öyle davranıyor ki tuzak olabileceği aklınıza gelmiyor. Örneğin ‘Alın desteden 4 tane siz de kalsın, siz bana vermeseniz de olur’ diyor. Paranın her bir değeri 250 TL dört tanesi bin TL yapar. Önce güven veriyor. Ancak sonra bir deste bile vermedi. Bir deste verse zaten 25 bin TL’mi kapatacağım. Vermiyor parayı. Sadece göstermelik 4-5 tane veriyor. ‘Destelerin içinden sen kendin seç, beğen al’ diyor. Bu paraları nasıl buluyorlar bilmiyorum. İnsanlar 25 yıl yurt dışında çalışıyor o parayı biriktiremiyor. “

TUZAĞA DÜŞÜREN MESAJ
"Selamün aleyküm. Kusura bakma abi rahatsız ediyorum. Ben Afyonkarahisar Sandıklı ilçesinden ulaşıyorum size. İsmim Süleyman Tekin yaşım 26. Evliyim 1 tane erkek evladım var, ellerinden öper. Abi fazla uzatmadan benim bir maruzatım vardı, size bunu danışmak için ulaştım. Abi ben burada hayvancılıkla uğraşıyorum. Benim bir kapı komşum var. 50-55 yaşlarında kadın. Eşini yıllar önce kaybetti Allah rahmet eylesin. Kadının bir tane özürlü oğlu var 24 yaşında. Bu kadın bu arada yurt dışından emekli bir kadına bakıcılık yapıyordu. Baktığı kadın geçen hafa vefat etti. Allah rahmet eylesin. Kimi kimsesi olmadığı için ölen kadının eşyalarını muhtar bu komşum Ayşe teyzeye verdi. Ayşe teyze eşyaların arasından bir çanta bulmuş. Kilitli ve merak etmiş açmış. Çantanın içinden bir takım kağıt paralar çıkmış. Korkudan bayılmış hemen oğlu beni çağırdı, gittim. Ayşe teyzeyi ayılttıktan sonra paraları bana gösterdiler. Gerçekten de desteler halinde bir çanta para var. Nasıl ve nerede geldiğini sordum. Eşyaların arasından çıktığını söylediler. Bende ne parası olduğunu öğrenmek için paraların içinden 2 tane alıp burada dövizci olmadığı için sarrafa sordum. Önce korktum tedirgin oldum. Adama bu parayı yerde bulduğumu söyledim. Bana dedi ki İsviçre Frankı. Ne kadar ediyor dedim 100 frank 255 TL, bozayım mı dedi. Ben de ‘hayır ‘dedim.

Eve giderken hesap ettim. Çantanın içinde 235 bin frank var yani 520 milyar filan yapıyor. Sonra Ayşe teyzeye gidip bu paraları kimseye söylememesini, ağzını sıkı tutmasını, bu paranın İsviçre Frankı değil Fransız Farı olduğunu tedavülden kalktığını, az bir miktar ettiğini, ancak benim yurt dışında bir akrabamın paraları ondan alacağını söyledim. Ne kadar ediyor dedi. Bende 80-100 TL arasında bir fiyat demiş bulundum.
Abi eğer yardımcı olabileceksen paralar her türlü incelemelerden geçirilebilir. Ve bu kadının parası verildikten sonra geriye kalan parayı ikiye böleriz. Olmazsa ben birkaç fotoğrafını çektim. Bir de siz bakın. Olur derseniz irtibata geçelim abi. Hayırlı günler." 

HALİL KARAHAN - MİHRAP DÜZÖZ
İZMİR  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Palandöken: “Konaklama fiyatlarında abartıya gidilmemeli” Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, konaklama fiyatlarında abartıya gidilmemesi uyarısını yaparak, “İnsanların yaşadığı ülkede tatil yapma şartları kolaylaşsın” dedi. Dokuz günlük bayram tatilinde otel fiyatları cep yakınca yerli turistin yurtdışına yöneldiğini belirten TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “2024’te turizm sektöründen önemli katkılar beklerken potansiyel olarak turizm gelirimiz de artıyor. Ancak yerli turistin yurtdışına çıkarak döviz bırakmasının önüne geçilmeli. Bayram tatilinde 6,8 milyon kişi hava yolu ile seyahat etti. Döviz kurlarındaki artış ve yüksek enflasyona bağlı olarak son dönemde otel fiyatları yükseldi. Yerli turistin bu ücretlerle yurt içinde seyahat edebilmesi mümkün değil. Dolayısıyla bir taraftan döviz girdimiz artsın, turist kazanalım derken diğer taraftan da yerli turisti kaybetmeyelim. Bildiğiniz gibi birçok ülke ile 3-5 günlük tatillerde vize sorunu kalktı. Bu bir taraftan sevindirici ancak diğer taraftan da ülkemizden dövizin çıkması ve turizm gelirimizin azalması anlamına geliyor. Turizm Bakanlığımız tarafından iç turizmde yerli turiste teşvik mekanizmaları ile promosyonların tanınması ve bu sıkıntının giderilmesi lazım. İnsanların yaşadığı ülkede tatil yapmasının şartları kolaylaştırılmalı” diye konuştu. “2023’te 56.7 milyon turist Türkiye’yi tercih etti” Ülkemizin dövize ihtiyacı olduğu dönemde yerli turistin yurt dışına kaçmaması için formül bulunması gerektiğini söyleyen Palandöken, “Coğrafi konumu, doğal turizm kaynakları, köklü tarihsel geçmişi ve geniş mutfağı ile ülkemiz adeta bir turizm cenneti. Turizm açısından son yılların rekoru olarak nitelendirilen 2023’te 56.7 milyon turist Türkiye’yi tercih etti. Turizm geliri ise 54,3 milyar dolar olarak gerçekleşti. Turizmdeki başarımız ülke ekonomisi açısından sevindirici ancak Türkiye turizm açısından çok daha yüksek bir potansiyele sahip. Dört mevsimi bir arada yaşayan ve eşsiz coğrafi özelliğe sahip ülkemizin turizmdeki payını artırmalıyız. Bununla birlikte yerli turistimiz de yabancı ülkelere kaptırılmamalıyız. 2023’te ülkeden çıkış yapan ziyaretçi sayısı bir önceki yıla göre yüzde 11,1 artarak 57.7 milyon oldu. Çünkü yüksek döviz kuruna rağmen vatandaşın yurtdışı tatili yurtiçinde her şey dahil konseptli bir tatilden daha uyguna gelmeye başladı. Buna bir de çeşitli kampanyalar ve kapıda vize vb. gibi uygulamalar eklenince yerli turistin parası yurtdışına kaçıyor” diye konuştu. “Turizmi yılın 12 ayı canlı tutmalıyız” Turizm gelirimizi yabancı ülkelere kaptırmamak için formüller bulunması gerektiğini belirten Palandöken, “Öncelikle turizmi mevsimsellikten kurtararak yılın 12 ayı canlı tutmalıyız. Esnaf ve sanatkârlarımızın turizm gelirinden elde ettiği payı arttırarak ülke ekonomisine katkıda bulunmalıyız. Özellikle son zamanlarda trend haline gelen sağlık turizmi, gastronomi turizmi ve kültür turizmi gibi turizm alanlarından daha çok fayda sağlamalıyız. Turist sayısındaki artışı ülkemizin ve yerli üretimlerimizin tanıtımında fırsata çevirmek için yeni konseptler belirlemeliyiz. Yabancı turistler yalnızca otellerle sınırlı kalmamalı, gittikleri şehirlerin özelliklerini, yöresel ürünlerini tanımalı ve Türk insanının misafirperverliğini hissetmeli. Havaalanı, otogar ve otel gibi kalabalık noktalarda doğal güzelliklerimizin, yöresel ürünlerimizin ve yerli üretimlerimizin tanıtımını içeren broşürlerin dağıtımı zorunlu olmalı” şeklinde konuştu.
Bursa Gümüş balığının ihracat serüveni başladı İznik Gölü’nde gümüş balığı sezonu hızlandı. Yunanistan, Ukrayna ve Amerika’ya ihracatı yapılan ve bu ülkelerde işlendikten sonra cips olarak paketi 4 dolardan satışa çıkarılan gümüş balıkçılığı bu yıl bereketli başladı. İznik Gölü’nde son 25 yıldır yapılan gümüş balıkçılığında bu sezon sıcakların başlaması ile birlikte balıkçılar ağlarını İznik Gölü’ne bırakmaya başladı. 12 ay boyunca tutulması serbest olan ancak sıcak havaların başlaması ile tam anlamı ile sezonu açılan Gümüş balıkçılığı İznik Gölü’nde Orhangazi ve İznik’teki Su Ürünleri Kooperatiflerine bağlı balıkçılar tarafından yapılıyor. 5 kooperatif sezonu bereketli açtı Orhangazi, Narlıca, Göllüce, İznik ve Çakırca Su Ürünleri Kooperatifine bağlı su ürünleri kooperatifine bağlı balıkçıların İznik Gölü’ndeki Gümüş Balığı mesaileri de başlamış oldu. Sezonda toplam bin ton balığın tutulması hedeflenen bölgede bu yıl ki sezon da bereketli başlamış oldu. Orhangazi Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Zelkif Bektaş, gümüş balıkçılığı sezonunun tüm Orhangazi ve bölgeye hayırlı olmasını dileyerek, "Gümüş balığı ihraç ettiğimiz bir balık türü. Epey döviz getiren bir balık. Bu sene de bereketli, hamdolsun. Güzel bir başlangıç, inşallah sonu da iyi olacak" dedi. Zelkif Bektaş, şu anda İznik Gölü çevresinde faaliyet gösteren 5 ayrı kooperatifin yıllık bin ton gümüş balığı tutacağını belirterek, bu kooperatiflerin, Orhangazi, Narlıca, Göllüce, İznik ve Çakırca Su Ürünleri Kooperatifi olarak faaliyet gösterdiğini ifade etti. İznik yakasındaki kooperatiflerin Orhangazi kooperatiflerine oranla daha yüksek kapasiteli olduğunu da belirten Zelkif Bektaş, "Bu yıl çok bereketli bir sezon. İnşallah böyle devam eder" ifadelerini kullandı Zelkif Bektaş balığın Türkiye’de paketlenerek öncelikli olarak Yunanistan’a ihraç edildiğini hatırlatarak, "Ukrayna hatta Amerika’ya gönderen firmalar var. Bu balıklar oralarda cips haline getirilip paketlenip satışa sunuluyor. Oralarda cipsin paketinin 4 dolara satıldığını öğrendik. Geçen yıl balığın kilogram fiyatını 11-12 TL’ye veriyorduk. Maalesef beklediğimiz fiyat bu yıl yok. Bu yıl 13 TL’ye satabiliyoruz. Bu sezon 5 kooperatifin İznik Gölü’nden ortalama bin ton gümüş balığı avlayarak ihracata göndereceğini tahmin ediyoruz" diye konuştu. "Kendimiz cipse dönüştürebiliriz ama tesis lazım" Zelkif Bektaş, gümüş balığının Türkiye’de de işlenip paketlenebileceğini anlatarak, "Bunun için bizdeki tesis yetersiz kalıyor. Bunda devlet büyüklerimizden tek istediğimiz İznik Gölü bölgesinde 600-700 tonluk bir soğuk hava depo yapması. O durumda biz bunları burada paketleriz. Böylece katma değeri yüksek bir ürün elde etmiş oluruz. Daha önceleri çok söz verildi. Bursa Büyükşehir Belediyesi soğuk hava deposu yapılması için sözler verilmişti. İnşallah şimdi gelen yeni başkanlardan bunu bekliyoruz. Aynı projelerin devamı olarak İznik Gölü’nde böyle bir soğuk hava deposu yapılmasını bekliyoruz" şeklinde konuştu.
Ankara “Mahzen-30” operasyonlarında elebaşılığını Doğan Güney’in yaptığı (Yurt Dışı Firar) "Odacılar" olarak bilinen Organize Suç Örgütü çökertildi Batman merkezli 8 ilde Jandarma tarafından düzenlenen “Mahzen-30” operasyonlarında elebaşılığını Doğan Güney’in yaptığı (Yurt Dışı Firar) "Odacılar" olarak bilinen Organize Suç Örgütü çökertildi. Operasyonlarda organize suç örgütünün yöneticilerinden Yonca Onat’ın da aralarında bulunduğu 34 şüpheli yakalandı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Batman merkezli 8 ilde Jandarma tarafından düzenlenen “Mahzen-30” operasyonlarında elebaşılığını Doğan Güney’in yaptığı (Yurt Dışı Firar) "Odacılar" olarak bilinen Organize Suç Örgütü çökertildiğini belirterek Operasyonlarda organize suç örgütünün yöneticilerinden Yonca Onat’ın da aralarında bulunduğu 34 şüphelinin yakalandığını kaydetti. "Aziz Milletimizin Bilmesini İsterim ki; hangi büyüklükte olursa olsun organize suç örgütlerini çökertip, adalete teslim edeceğiz. Şafak sökerken de gün batarken de operasyonlarımız devam edecek" diyen Bakan Yerlikaya operasyonla ilgili şu detayları paylaştı: "Batman Cumhuriyet Başsavcılığı, Jandarma Genel Komutanlığı Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı koordinesinde; Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığının desteğiyle Batman İl Jandarma Komutanlığınca yapılan çalışmalar sonucu; Batman merkezli Adana, Aydın, Mersin, Hakkâri, Van, Mardin ve İzmir’de eş zamanlı olarak düzenlenen “Mahzen-30” operasyonlarında “Bilişim sistemlerini kullanmak suretiyle nitelikli dolandırıcılık” suçunu örgütlü olarak işleyen organize suç örgütü üyesi şüphelilerin; Sosyal medya üzerinden sahte kiralık Bungalov ev ilanı vererek dolandırıcılık yaptıkları, mağdurlardan elde ettikleri gelirleri önce yasal bahis platformlarındaki hesaplara, daha sonra bahisten kazanılmış gibi gösterip kendi banka hesaplarına aktararak paranın izini kaybettirmeye çalıştıkları ve toplam 18 bin 635 vatandaşımızı mağdur ettikleri tespit edildi. MASAK ile koordineli yapılan çalışmalar sonucu; suçtan elde edilen mal varlığı değerlerinin aklanması kapsamında; ilk belirlemelere göre 34 milyon 530 bin TL değerinde işlem hacmine sahip, şüphelilere ait 1.283 banka hesabına el konuldu. Operasyonlarda; ruhsatsız tabanca, çok sayıda cep telefonu, sim kart, banka ve kredi kartı ile çok sayıda dijital materyale el konuldu. Batman Cumhuriyet Başsavcılığımızı ve operasyonları gerçekleştiren Kahraman Jandarmamız ile MASAK çalışanlarını tebrik ediyorum. Allah ayaklarına taş değdirmesin. Milletimizin duası sizinle."