GÜNDEM - 17 Temmuz 2017 Pazartesi 12:14

Fatih Terim'in kavga olayında Aydoğdu serbest kaldı

A
A
A
Fatih Terim'in kavga olayında Aydoğdu serbest kaldı

İzmir'in Çeşme ilçesinde, Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim ile kavga ettiği iddia edilen Adana Demirspor'un eski kulüp başkanı Selahattin Aydoğdu, ifadesinin ardından serbest kaldı.

Edinilen bilgiye göre, geçtiğimiz gün Alaçatı'da restoran işleten Fatih Terim'in damadı Ahmet Baran Çetin ile Selahattin Aydoğdu arasında sözlü tartışma çıkmıştı. Tartışmanın büyümesi üzerine olaya Fatih Terim'de dahil olmuştu. Çeşme'ye gelen Fatih Terim'in, Aydoğdu'nun mekanını bastığı ve yumruk yumruğa kavga ettikleri iddia edilmişti. Gelişmelerin ardından Aydoğdu, polisler tarafından ifadesine başvurulmak üzere Alaçatı Polis Merkezine çağrıldı. Aydoğdu, emniyete giderek o gece neler yaşandığını anlattı ve emniyete bilgi verdi. Bir kaç saat emniyette kalan Aydoğdu, ardından da serbest bırakıldı.

Selahattin Aydoğdu'nun oğlu Hüsnü Aydoğdu, o anları şöyle anlattı:
“O sırada babam mekanın koltuğunda oturuyordu. Fatih Terim o sırada alkolün etkisindeydi, babama yumruk salladı ancak vuramadı. Babam karşılık vererek birkaç yumruk attı. Damadı daha sonra babamı arkadan çekti. Fatih Terim ise kısa duvardan atlayarak kaçıp arabasına binip gitti. Daha sonra bizim restoran çalışanlarıyla yan taraftaki restoran çalışanları arasında sopalı, yumruklu, sandalyeli kavga çıktı.”
Selahattin Aydoğdu'nun polis merkezine giderek Terim'den şikayetçi olduğu öğrenildi.

Aydoğdu'dan Terim'e: "Kavgaya gelen adam kavgadan kaçmaz"
Konuyla alakası olmadığını ileri süren Aydoğdu, “Fatih hocanın damadı yüksek bir duvar örmüş. Buna çarşı yönetimi izin vermiyor. Bu konuda benden şüphelenmişler. Fatih hoca da beni aradı. Telefonla beni tehdit etti. 'Benim damadımın yanında neden dükkan açıyorsun' dedi. Ben de 'sana mı soracağım' dedim. 'O zaman benim Alaçatı'ya gelmem gerekiyor herhalde' dedi. 'Beni tehdit etme' dedim. Bodrum'dan uçakla buraya geldi. Geldi, kabadayılık yaptı, atıştık, kaçtı ve gitti. Kavgaya gelen adam kaçmaz. Yıllarca insanlara yutturmuş. Yıllarca insanlara yaptığı eziyetten dolayı onların ahını aldı ve bana denk geldi” ifadelerini kullandı.
“Şikayetçi oldum, şikayetimden vazgeçmeyeceğim” diyen Selahattin Aydoğdu, “Şov yapmayacaksın. Geldi 'Ben geldim' dedi. Ondan sonra birbirimize girdik. Beni tuttular, baktım ortadan kaybolmuş. Şikayetçi oldum ama şikayetimden vazgeçmeyeceğim. Araya hatırlı insanları koyuyor ama şikayetimden vazgeçmeyeceğim. Herkesin yapamadığını ben yapacağım. Zaten Türkiye'de sevilmeyen bir adam. Onun yüzünden herkes futboldan soğudu; ama her yerde yine de o var” şeklinde konuştu.

Olay nasıl başladı?
Olay, İzmir Alaçatı'daki Club Baba Köyiçi'nde meydana geldi. İddiaya göre, Selahattin Aydoğdu'ya ait Yüzevler Kebapçısı'nın bitişik komşusu olan Fatih Terim'in damadı Ahmet Baran Çetin, Beeves isimli mekanına 2 metre yüksekliğinde tahta çit inşa ettirmek istedi. Aydoğdu ise mekanın önünü kapattığı gerekçesiyle buna izin vermedi. Dün akşam saatlerinde taraflar arasında tartışma çıktı. Bodrum'da bulunan Fatih Terim de tartışmaya dahil olarak telefonla Selahattin Aydoğdu'yu aradı. Bu sırada Aydoğdu ve Terim arasında küfürleşme olduğu iddia edildi. Terim 23.00 sıralarında Bodrum'dan Alaçatı'ya gelerek iddiaya göre yanında şoförü, damatları Volkan Bahçekapılı, Ahmet Baran Çetin ve 2 korumasıyla birlikte Yüzevler Kebapçısı'nı bastı. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Edirne Edirne’de gastronomi yolculuğu başladı Edirne Valiliği, gastronomi turizminin gelişimine katkı sağlamak amacıyla Osmanlı Saray Mutfağı lezzetlerini kitaplaştırılarak gelecek nesillere aktarılacak. Edirne Valiliği tarafından “Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri Kitabı” tanıtımı iftar programı düzenlendi. Edirne’de valilik öncülüğünde önemli bir projeye imza atıldı. Proje çerçevesinde "Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri" kitabı oluşturulacak. İftariyelikler, ara sıcaklar, çorbalar, ana yemek, tatlı ve içecekler geçmiş lezzetlere göre sunumla hazırlandı. Tabaklar süslendi, masalar hazırlandı. Ezanın okunmasının ardından oruçlar açıldı. Yemeğin ardından ise duaya geçildi. Devecihan Kültür Merkezi’nde düzenlenen iftar menüsünde geçmişten günümüze gelen lezzetler arasında yer alan bademli terbiyeli tavuk çorbası, ballı gemici böreği, taş kebabı- sarımsaklı pilav, zerde ve ayva şerbeti yer aldı. Geçmişten günümüze gelen ve unutulmaya yüz tutmuş Rumeli, Balkanlar ve Osmanlı Saray Mutfağında yer alan lezzetlerin gelecek kuşaklara aktarılması ve tanıtılması için önemli bir proje çalışmasına imza atıldı. Proje çerçevesinde 87 farklı çeşidin yer alacağı bir kitap oluşturulacak. Edirne’nin kadim ve Osmanlı’ya başkentlik yapmış sultanlar şehri olduğunu söyleyen Vali Yunus Sezer, aynı zamanda balkanlardan gelen insanların yerleştiği ve kendi kültürlerini yaşattığı da bir şehir olduğuna değindi. "Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağı lezzetleri yaşatılacak" Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağının yaşatıldığı Edirne’de çok anlamlı bir ilke imza atıldığını söyleyen Vali Yunus Sezer, "Gelecek nesiller Edirne mutfağında neler var diye baktığı zaman ellerinde bir kitap ve kaynak olacak. Bizim somut varlıklarımızın yanı sıra kültürel zenginliklerimiz de çok önemli. Çok büyük emek var. Hem Rumeli hem de saray mutfağına ait 87 çeşit farklı lezzet var. Bunların bir kitapta buluşması çok önemli. Şeflerimiz kendi illeri için farklı bir şey yapmak istiyorlar. Yaklaşık 1 buçuk aydır çalışmalar devam ediyor" dedi. Gastronomi anlamında çok önemli faaliyetler yürütmüş parmakla gösterilen iller olduğunu söyleyen Vali Sezer, "Biz büyük bir hazine üzerinde duruyoruz. Ama kendimizi anlatmakta zorluk çekiyoruz. Bizim bir tava ciğerimiz, bir de ciğer sarmamız var. Dışarıdan insanlara sorduğumuzda neyimiz var diye ’Bir gelip ciğerinizi yeriz’ diyorlar. Bu güzel bir şey aslında. Ama bunun yanına ne koyabiliriz? Bunun üzerinde çalışıp Rumeli Saray ve Osmanlı mutfağını günümüzle uyarlayıp nasıl yaşatabiliriz bunun peşindeyiz" şeklinde konuştu. "Edirne’nin parlayan yıldız olmasını istiyoruz" Edirne’nin her konuda balkanların ve Türkiye’nin parlayan bir yıldızı olmasını istediklerini belirten Vali Sezer, "Bunu da sanayide, ticarette, turizmde, gastronomide eğitimde aktivitelerle birlikte başarmamız lazım. İçinde saray ve Rumeli mutfağının da olduğu birkaç yemeği ve menüyü tava ciğerin yanına ekleyebilirsek zenginleştirebiliriz" ifadelerine yer verdi. Festivallerin yanı sıra marka aday olabilecek lezzetleri de sunabilecekleri bir yerin olmasının çok önem taşıdığını belirten Vali Sezer, "Bunu başarırsak herkes restoranında alternatif bir ürün sunmak isteyecek. Bunu da hazırlanan projelerle hayata geçireceğiz. Valilik olarak bunu yapıp özel sektöre devrederiz. Buna biz öncü oluruz" diye konuştu. "3 hedefe inşallah hep birlikte ulaşacağız" Önlerinde 3 hedef olduğunu ve buna şeflerle birlikte ulaşacaklarını belirten Vali Sezer, birincisinin bu kitabı hazırlamak ve basıp yayınlamak, ikincisinin gastronomi festivalleri düzenlemek üçüncüsünün de bu markalaştırılan yemeklerin daimi sunulacağı tarihi bir yer yapmak olduğunu ifade etti. "Edirne gastronomide de büyük zenginliğine sahip" Edirne’nin tarihi ve kültürel mirasının yanı sıra gastronomi anlamında da büyük zenginliğe sahip olduğunu söyleyen İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, düzenlenen iftarda saray, Rumeli ve Balkan mutfağından lezzetlerin yer aldığı bir menü hazırladıklarını aktardı. İftar programına, Vali Sezer ve eşi Canan Sezer, Vali Yardımcıları Erdoğan Beypınar ve Eyyüp Batuhan Ciğerci ile eşleri, İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, şefler, gastronomi yazarları ve basın mensupları katıldı. Devecihan Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen iftar programı toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.
Hatay Kızılay Başkanı Hatay’da depremzedelerle iftar sofrasında buluştu Kızılay Başkanı Prof. Dr. Fatma Meriç Yılmaz, Hatay Güzelburç’taki Kızılay Yaşam Merkezi’nde depremzedelerle iftar sofrasında bir araya geldi. Ramazan ayının yardımlaşma ruhunu öne çıkaran Yılmaz, son depremzede yuvasına kavuşana kadar desteklerinin süreceğini belirtti. Deprem bölgesinde ilk günden itibaren varlığını hissettiren Türk Kızılay’ı Ramazan ayında da afetzede vatandaşları unutmuyor. Kızılay Başkanı Prof. Dr. Fatma Meriç Yılmaz, Hatay’ın Güzelburç bölgesinde bulunan Kızılay Yaşam Merkezi konteyner kentinde vatandaşlarla iftar sofrasında bir araya geldi. "Hatay’da son depremzede yuvasına kavuşup, yastığa başını huzurla koyana kadar biz buradaki vatandaşlarımızın, kardeşlerimizin ellerini bırakmayacağız" Ramazan ayının; rahmet, bereket, yardımlaşma ve iyilik ayı olduğunu belirten Kızılay Başkanı Prof. Dr. Fatma Meriç Yılmaz, "Biz bugün burada zor günleri birlikte atlatmaya çalışıyoruz. Türk Kızılay’ı olarak her zaman söylediğimiz bir konu var; son depremzede yuvasına kavuşup, yastığa başını huzurla koyana kadar biz buradaki vatandaşlarımızın, kardeşlerimizin ellerini bırakmayacağız. Ramazan ayındayız, Ramazan ayı; rahmet, bereket, yardımlaşma ve iyilik ayı ama aynı zamanda Ramazan ayı sevdiklerimizle bir araya gelme ve bir sofranın etrafında buluşma ayı. O nedenle biz bugün burada Hatay’da kardeşlerimizle bir ekmeği bölüşeceğiz, beraber iftarımızı açacağız. Birbirimizi dinleyerek bu zor günleri atlatmak adına bir aşama daha ilerlemiş olacağız. Ben zor günlerin geçeceğine inanıyorum. Son 1 sene de gördüğümüz şu ki herkes tünelin ucundaki ışığı görmüş durumda bu da zor günlerin geçeceğine inancı pekiştiriyor. Bu günlerde biz halkımızla bir arada olmaya devam edeceğiz. Tekrar herkesin Ramazanı hayırlı olsun" şeklinde konuştu.