SAĞLIK - 14 Kasım 2018 Çarşamba 12:56

Feryadı duyulmayan Gizem yaşamını yitirdi

A
A
A
Feryadı duyulmayan Gizem yaşamını yitirdi

Daha önce iki kez ince bağırsak nakli olan ve üçüncü kez nakil olması gereken 20 yaşındaki Gizem Kılıç, sosyal medyada paylaştığı videoyla yaşamak istediğini haykırmıştı. Umutla organ nakli olmayı bekleyen Kılıç’tan acı haber geldi. Gizem’in kısa bir süre önce kendisi gibi organ naklini beklerken hayatını kaybeden arkadaşı için de duygu dolu bir paylaşım yaptığı ortaya çıktı.

İzmirli 20 yaşındaki Gizem Kılıç’ın 12 yaşında geçirdiği trafik kazasında ince bağırsakları zarar gördü ve 2010 yılında kök hücreyle birlikte ince bağırsak nakli oldu. Kılıç, 2014 yılında ikinci kez yapılan ince bağırsak nakliyle yeniden hayata tutundu. Bir süre sonra ikinci kez nakledilen organın görevini yapmaması üzerinde Gizem Kılıç’a üçüncü kez ince bağırsak nakli olması gerektiği söylendi. 14 ay İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesinde yatan Kılıç, sosyal medyadan yayınladığı video ile yaşamak istediğini haykırmıştı. Hastane odasında açıktan üniversite eğitimine de devam eden Gizem Kılıç çektiği videoda, “Yılmıyorum, yaşamak için direniyorum. Hatta yattığım yerde eğitimime devam etmek için açık öğretimden okumaya devam ediyorum. Ama her geçen gün şansım azalıyor. Her geçen gün benim aleyhime işliyor” demişti. Videosu sosyal paylaşım sitelerinde paylaşım yağmuruna tutulurken, Gizem’den bugün acı haber geldi. Arkadaşları, Gizem’in öldüğünü duyurdu. Gizem’in hayata tutunması için üçüncü kez ince bağırsak nakli olması gerekiyordu. Öte yandan, Gizem Kılıç’ın, kendisi gibi organ nakli beklerken hayatını kaybeden bir arkadaşı için 2 Kasım tarihinde, "Birimiz daha gitti. Konuştuğum, şakalaştığım, ’iyileşince’ diye başlayan cümleler kurduğum birini daha kaybettim. Mekanın cennet olsun güzel insan" yazdığı ortaya çıktı.

"HER GEÇEN GÜN BENİM ALEYHİME İŞLİYOR” DEMİŞTİ 

Yaklaşık 9 senedir organ nakli hastası olduğunu belirten Gizem Kılıç, videoda şöyle konuşmuştu:
"Daha önce iki kez ince bağırsak nakli oldum. Geçen sene eylül ayından bu yana İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesinde organ nakli bölümünde tedavi görüyorum. Bundan kısa bir süre önce doktorlarım, üçüncü kez ince bağırsak nakli olmam gerektiğini ve daha önce nakledilen organın artık işe yaramadığını söyledi. Türkiye’de iki kez ince bağırsak nakli olup hayatta kalan tek insan ben iken, dünya üzerinde üçüncü kez ince bağırsak nakli olmuş bizim bildiğimiz kadarıyla kimse yok. Yani bu nakil aslında çok riskli ve daha önce eşi benzeri yaşanmamış bir olay. Ben tüm bunlara rağmen, fiziksel ve ruhsal acılara rağmen hiçbir zaman pes etmedim. Yılmıyorum, yaşamak için direniyorum. Hatta yattığım yerde eğitimime devam etmek için açık öğretimden okumaya devam ediyorum. Ama her geçen gün şansım azalıyor. Her geçen gün benim aleyhime işliyor. Türkiye’de ince bağırsak nakli yapan tek merkez hastanesinde yatmama rağmen, bir günde onlarca beyin ölümü gerçekleşmesine rağmen, ince bağırsak bağışlanmıyor. İnce bağırsak kadavrası bulamıyoruz. Yani bireyin karaciğer ve böbrek gibi organları bağışlanıyor, gerekli olan hastalara ulaştırılıyor, tedavisi yapılıyor ama ince bağırsak bağışlanmıyor. Bunun sebebi nedir? İnce bağırsak naklinin ülkemizde yapıldığının bilinmemesi mi, yoksa gerçekten ince bağırsağın bağışlanmaması mı, ya da organ nakli koordinatörlerinin işlerini gereğince yapmaması mı? Bunun bir an önce çözüme kavuşturulmasını istiyorum. Ben ve benim gibi onlarcası hayata tutunmak için hastane odasında beklerken, böyle prosedürle ilgili sebepler ya da insanların üstüne düşen görevi yapmamasından kaynaklı sebeplerden dolayı bizim canımıza kast ediliyor. Türk toplumunu ben ve benim gibilere umut olmak, hayat olmak için organ bağışına davet ediyorum. Ben yaşama hakkımı istiyorum. Lütfen sesimize ses verin. Bize destek olun. Organlarınızı bağışlayın ve bizim hayata tutunmamıza yardımcı olun.” 

Ceren Atmaca-Halil Karahan

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Pursaklar Belediyesi’nden okul bahçelerinde çevre düzenlemesi Pursaklar Belediyesi, ilçede eğitim veren okulların bahçelerinde çevre düzenleme çalışmaları yapıyor. “Kitaplar Devletten Kırtasiyeler Belediyeden” projesi kapsamında kırtasiye seti, TYT, AYT ve LGS soru bankası kitabı gibi eğitime verdiği destekle vatandaşların büyük takdirini kazanan Pursaklar Belediye Başkanı Ertuğrul Çetin’in talimatları ile belediye ekipleri, öğrencilerin daha güvenli ve sağlıklı ortamlarda vakit geçirebilmeleri için ilçede eğitim veren okulların bahçelerinde çevre düzenleme çalışmaları yapıyor. Pursaklar Belediye Fen İşleri Müdürlüğü ekipleri, eksiklikleri olan okulların belirlenmesinin ardından eğitim kurumlarındaki eksiklikleri gidererek, öğrencilerin daha güvenli ve sağlıklı ortamda eğitim görmelerine imkân sağlıyor. İhtiyaç duyan okulların çevre düzenleme çalışmalarına destek verdiklerini belirten Belediye Başkanı Çetin, ‘‘Geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızın ve gençlerimizin en iyi şartlarda eğitim alabilmeleri için belediye imkânlarını seferber ederken, sağlıklı ortamlarda eğitim alabilmeleri için okullara da gerekli destekleri veriyoruz. Birçok okulumuzun fiziki şartlarına katkıda bulunuyoruz. Şu anda da ekiplerimiz çalışmalarını sürdürüyor. Okullarımıza, geleceğimizi emanet edeceğimiz öğrencilerimize ve öğretmenlerimize dün olduğu gibi bugün de, yarın da gerekli desteği vermeye devam edeceğiz’’ ifadelerini kullandı.
Ankara Bora Kaplan’ın avukatı: “Kaplan kerpetenle diş çekti diyorlar, olacak iş değil” Ayhan Bora Kaplan suç örgütüne ilişkin 28’i tutuklu 61 sanığın yargılandığı davaya avukat beyanlarıyla devam edildi. Sanık Bora Kaplan’ın avukatı Doğan Soyaslan, “Bora Kaplan kerpetenle 3-4 tane diş çekti diyorlar. Basında da bu iddialar yer aldı. Nasıl çekecek ki? Kerpeteni nereden bulmuş? Olacak iş değil. Kan kaybından ölür insan” dedi. Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü’ndeki salonda görülen duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile müştekiler ve taraf avukatları katıldı. Mahkeme başkanı, yargılamanın bu aşamada avukat beyanlarıyla devam edeceğini söyledi. Sanık Barış Kurt’un avukatı Muhammet Hardalaş, “Barış Kurt’un ismi sadece Erkan Doğan’ın ifadelerinde geçmektedir. Doğan bugüne kadar sekiz ifade vermiştir. İlk ifadesini kolluk kuvvetlerine vermiştir. Burada Barış Kurt’un adı geçmiyor. Verdiği beşinci ifadede Barış Kurt’un adını geçiriyor. Doğan’ın ifadelerinde yer alan eziyet, yağma, kasten yaralama suçlarını saydığı hiçbir yerde müvekkilim Kurt yoktur. Doğan yedinci ve sekizinci ifadelerinde tüm her şeyi aktarıyor ancak bu son ifadelerinde de Barış Kurt hiçbir şekilde yer almamıştır” diyerek Kurt’un tahliyesini ve beraatını talep etti. “Kaplan kerpetenle diş çekti diyorlar, olacak iş değil” Bora Kaplan’ın avukatı Doğan Soyaslan da, “Bora Kaplan kerpetenle 3-4 tane diş çekti diyorlar. Basında da bu iddialar yer aldı. Nasıl çekecek ki? Kerpeteni nereden bulmuş? Olacak iş değil. Kan kaybından ölür insan” diyerek müvekkilinin tahliyesini talep etti. Bora Kaplan’ın avukatı Umut Köroğlu, esasa ilişkin savunma yapmayacaklarını, Bora Kaplan’ın tutuklanmasının ardından dosyaya dahil olduğunu ifade etti. Avukat Köroğlu, Kaplan’ın yurtdışına ‘Dexas Hamburger’ firmasının bir şubesini açmak için gittiğini anlattı. Diğer sanık avukatları da müvekkillerinin suçsuz olduğunu ve iddianamenin somut delillerle hazırlanmadığını öne sürdü. Duruşmaya yarın devam edilecek. İddianameden İddianameye göre soruşturma, 7 Eylül 2023’te Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına giderek Ayhan Bora Kaplan ve suç örgütü üyelerinden şikayetçi olan müşteki Erkan D’nin beyanları üzerine başlatıldı. Suç örgütü üyelerinin Kaplan’ın talimatı ve bilgisi doğrultusunda farklı tarihlerde Mahfuz Tatar ve Semih Arslan’ın öldürülmesi, müştekiler Altan T, Murat Y, Serhat T. ve Serdar H’nin silahla yaralanması, müşteki Erkan D’ye 2 gün boyunca alıkonularak işkence edilmesi, müşteki Mehmet Taha E’nin sahibi olduğu işletmelerin zorla alınması, müşteki Muhammed S’nin iki otomobilinin gasbedilmesi ve zorla çek yazdırılması ile müşteki Emirhan B’nin darbedilmesi olaylarını gerçekleştirdikleri ileri sürüldü. Kaplan ve örgütün diğer yöneticileri, suç örgütünün işlediği tüm suçlardan sorumlu tutuldu. İddianamede Ayhan Bora Kaplan ve diğer örgüt yöneticileri Fethi Koyuncu, Mutlu Ayaş, Yusuf İzzet Savaş, Kanber Keskin ve Serdar Sertçelik hakkında "suç işlemek amacıyla silahlı örgüt kurmak ve yönetmek", "kasten öldürme", "nitelikli kasten öldürme", 7 kişiye yönelik "kasten yaralama", 2 kişiye yönelik "kişiyi hürriyetinden yoksun kılma", 2 kişiye yönelik "nitelikli yağma", "eziyet", "suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme", "suç üstlenme" ve 2 kez "suçluyu kayırma" suçlarından biri ağırlaştırılmış 2’şer kez müebbet ve 169’ar yıl 6’şar aya kadar hapis cezası talep edildi. Diğer 55 sanık için de çeşitli sürelerde hapis cezası talep edildi.