SPOR - 20 Kasım 2017 Pazartesi 22:56

Fikret Orman: 'Beşiktaş'ı aşağıya indirmek için ellerinden geleni yapıyorlar'

A
A
A
Fikret Orman: 'Beşiktaş'ı aşağıya indirmek için ellerinden geleni yapıyorlar'

Beşiktaş Başkanı Fikret Orman, "Bir şey iyi gitmeye başladığında o kişiyi aşağıya çekmeye çalışmak bizde maalesef olan bir durum. Beşiktaş şimdi iyi gidiyor. Beşiktaş'ı aşağıya indirmek için ellerinden gelenleri yapıyorlar" dedi.

Beşiktaş Başkanı Fikret Orman, TRT Spor'da açıklamalarda bulundu. UEFA Şampiyonlar Ligi 5. haftasında yarın akşam Porto ile oynayacakları maça değinen Başkan Orman, “Beşiktaş özellikle Avrupa'da üst düzey tecrübeye sahip. İnşallah güzel bir sonuç alacağız. Porto maçı gerçekten çok önemli. Özellikle RB Leipzig maçında olduğu gibi taraftarların takımı desteklemesini istiyorum. Eğer taraftarlar ile birlikte olursak biz bu gruptan çıkarız. Beşiktaş'ın bir vizyonu var. Dünya kulübü olmamız için dünyanın her yerinden taraftarımızın olması lazım. Şampiyonlar Ligi, bu yüzden de bizim için çok önemli. Beşiktaş'ın muhteşem bir taraftarı var. Harika oyunculara ve müthiş bir teknik direktöre sahip. Beşiktaş, iyi bir kurayla Şampiyonlar Ligi'nde çeyrek final oynar. Galatasaray, bu başarıları 2000 yılında yapmıştı. Ben de o dönem Galatasaray'ın başarısı için dua etmiştim. Önemli başarılar bunlar” dedi.

“Aboubakar'ı almak istedik ama olamadı”

Aboubakar ve Gomez'i almak için çok uğraştıklarını aktaran Fikret Orman, “Aboubakar'ı almak istedik, o da burada kalmak istedi açıkçası. Bizim takımda tam bir aile havası vardı. Rakip takımın futbolcusu olarak Aboubakar'ın bizim soyunma odasına gelmesi bunun en büyük göstergesidir. Takımıyla bir yıllık sözleşmesi kalmıştı. Bizim de UEFA gerçeklerimiz var. Çok mücadele ettik ama olmadı. Ben Mario Gomez'in de bir yıl daha kalmasını çok istemiştim. O da olmadı” şeklinde konuştu.

“Çete kuruyormuşuz diye haberler çıkıyor”

Hakkında çıkan haberlerin yalan olduğunu savunarak tepki gösteren Orman, “Çete kuruyormuşuz diye haberler çıkıyor. ‘FETÖ'cü birisiyle görüşmeleri var, işte telefon tutanakları’ yazmışlar. Altında imzalar var, hepsi yalan. Tayfun Aktaş diye birine ev satmışız. Benim adamı görmüşlüğüm yok. Çok sayıda bu tarz haberler çıkmaya başladı. İşte Beşiktaş'a dava açılıyor. Açılsın da göreyim. Fikret Orman'ın Kanada'da şirketi varmış. Makbuzu gösterin, ben de bakayım. Yalan üzerine bir algı üretilmeye çalışılıyor. Bir şey iyi gitmeye başladığında, doğru yaptığında o kişiyi aşağıya çekmeye çalışmak bizde maalesef olan bir şey. Beşiktaş şimdi iyi gidiyor. Beşiktaş'ı aşağıya indirmek için ellerinden gelenleri yapıyorlar. Bodrum'da yangın çıktı, Fikret Orman otel yapıyor diyorlar. Beşiktaş başkanı olduktan sonra, dedikodu çıkar diye bir tane bile inşaat yapmadım. Bir tane iş yapmadım. Bulan varsa gelsin” diye konuştu.

Chelsea Başkanı Roman Abramovich ile aralarında geçen konuşmadan da bahseden Orman, “Chelsea Başkanı Roman Abramovich ile yaptığım görüşmede Chelsea'nin taraftar sayısı hakkında konuştuk. Chelsea dediğimiz yer Ortaköy kadar. Chelsea'nin 300 milyon taraftarı olduğunu söyledi. Tayland, Endonezya'da falan taraftarları var adamların. Dünyanın her yerinde forma satıyorlar. Manchester United'ın Adidas'tan aldığı para 100 milyon Euro. Beşiktaş 5 milyon Euro alıyor" dedi.

“Beşiktaş kar elde ediyor”

Kulübün borçları ile ilgili olarak ise siyah-beyazlı başkan, “Biz göreve geldiğimizde 330 milyon dolar borcumuz vardı. Şimdi 400 küsur milyon dolar borcumuz var. Aradaki fark tamamen kur farkından kaynaklanıyor. Beşiktaş kar elde ediyor. Son iki senedir kar ediyor. Ama amatör şubeler hep zarar ediyor. Basketbolda çok önemli işler başaracağımızı düşünüyorum. Ama taraftarlar hiç ilgi göstermiyor. Anca finallerde falan ilgi gösteriyor. Voleybol, kürek olsun hiçbir geliri yok. Bu durum Fenerbahçe, Galatasaray için de geçerli. Basketbol için değil diğer sporlar için söylüyorum. Zararın çoğu burada. 50 milyon TL değerinde bir zarar var. Faizle birlikte bir sene sonra 100 oluyor” açıklamasında bulundu.

“Cenk’i satma gibi bir düşüncemiz yok”

Cenk Tosun’u satmayacaklarını söyleyen Orman, “Cenk Tosun'un bir bedeli yok. Bu sene kadromuzda. Çok sevdiğimiz pırlanta gibi bir çocuk. Annesi, babası hepsi çok iyi insanlar. Cenk bizim evladımız. Satma gibi bir düşüncemiz yok. Gazetelerde 150-200 veriyorlar diye okuyorum. Resmi bir teklif bize hiç gelmedi” dedi.

“Talisca ve Lens'in bonservisini almak istiyoruz”

Transferlere devam edecekleri söyleyen Başkan Oraman, şöyle devam etti: “Transferler devam edecek. Bu bir show business. PSG'nin forma satışı 300 bin iken, Neymar'dan sonra 1 milyon olmuş. Yıldız transferi bu yüzden önemli. Bizim şöyle bir egomuz yok; ‘başkan oldum da şu starı getirdim’ demeyiz. Takıma uyarsa o yıldızı almak isteriz. Pepe böyle bir transfer. Devam edeceğiz. Talisca ve Lens'in bonservisini almak istiyoruz. Vida mesela. İlgilendiğimiz bir futbolcu. 40 gün sonra sözleşmesi bitiyor. Niye 10 milyon Euro verelim? Mantığı yok bu işin. Şampiyonlar Ligi'ne gidiliyor, 6 ay için ihtiyacımız var denilebilir. Ama onun da bir rakamı olur. Devre arasında Vida gelecek inşallah, bakacağız. Ben 20 milyon Euro veremem oyuncuya. İngiltere verebilir ama ben veremem.”

"Lucescu'ya haksızlık yapıldı"

Milli takım değerlendirmesinde de bulunan Fikret Orman, "Lucescu'ya haksızlık yapıldı. Lucescu için söylenenler çok ayıp. Şu an Milli Takım'ı çalıştırmıyor olsa tüm kulüp takımları için ismi geçerdi. Lucescu'nun kariyeri belli, çok da düzgün, namuslu bir adamdır. Ayıp ediliyor. Biz övmesini de, yermesini de bilmiyoruz. Lucescu takımı en tepeden aldı da aşağı mı çekti, aşağıdan aldı da tepeye mi çıkardı. Zor bir dönemde risk alarak geldi" şeklinde konuştu.

Milli takım teknik direktörlüğü için ismi geçen Şenol Güneş hakkında ise Başkan Orman, "Şenol Güneş'in ismi geçiyor. Futbolda dün asla yoktur. Şenol Güneş gidiyor, Abdullah Avcı geliyor diye konuşulur. Şenol Güneş'in tek düşündüğü, bu sezon şampiyon olarak bitirebilmek. Hoca ile 2 senelik sözleşmemiz var. Aramızda yüksek bir bağ var. Sonuçlar kötü olsa negatif haberler yapılacağını bilecek kadar tecrübeli birisidir. 3 mağlubiyet alsa, Şenol hoca gitsin diye kampanya başlatılır. Ne ben onu yerim, ne de o beni" dedi. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sivas Turizmde Sivas hızına hız katacak Sivas Ticaret ve Sanayi Odası öncülüğünde hazırlanan ‘Turizmde Sivas’ın Hızına Yetiş Projesi’ açılış toplantısı, STSO Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Özdemir Başkanlığında gerçekleştirildi. Sivas Ticaret ve Sanayi Odası (STSO) öncülüğünde hazırlanan ve kentin turizm rakamlarını artıracağı düşünülen Turizmde Sivas’ın Hızına Yetiş Projesi’nin açılışı yapıldı. STSO’da gerçekleştirilen açılış toplantısına; Sivas Kültür ve Turizm Müdürü Aziz Erdoğan, Oran Kalkınma Ajansı Sivas İl Koordinatörü Yunus Emre Şeker, Buruciye AŞ Genel Müdürü Mustafa Altun ve Turizm tesislerinin personel ve yöneticileri katıldı. Projeyi Oran Kalkınma Ajansı ile birlikte yürüttüklerini belirten Başkan Özdemir, “Sivas’ın Hızına Yetişin” projemizin başlığında yer alan hız kavramı, Yüksek Hızlı Trenin ilimize gelmesiyle oluştu. Yüksek Hızlı Trenimizin Sivas’a getirdiği en önemli katkı, turizm sektörüne yapacağı katkıdır. Sivas’a daha çok turist getirmek adına turizm sektörüne eğitim anlamında faydalı olmak istedik. Hocalarımızın bilgilerini sektör yöneticilerine ve çalışanlarına aktarmak adına bu projeyi yaptık” ifadelerini kullandı. Programda konuşan Oran Kalkınma Ajansı Sivas İl Koordinatörü Yunus Emre Şeker, Sivas TSO’nun şehrin önemli meselesine dayanan bir proje hazırlayarak destek almaya hak kazandığını ifade etti. Programların projeler geldikçe var olduğunu belirten Şeker, projelerdeki üst amacın Hızlı Tren odağında Sivas’ın turizm hamlesine katkı sunmak dedi. Sivas İl Kültür ve Turizm Müdürü Aziz Erdoğan ise, Turizm sektörünün gelişmesinde Sivas TSO’na teşekkür ederek, projenin sonucunda güzel bir çıktı elde edileceğine inanıyorum dedi. Sivas’ta bulunmaktan ve böyle bir proje yer almaktan memnuniyet duyduğu ifade eden Eğitmen Doç. Dr. İrfan Mısırlı, verilecek olan eğitimler hakkında bilgiler verdi. Sekiz gün sürecek olan eğitimlerde; Konukla İletişim, Müşteri Memnuniyeti, Sosyal Davranış Kuralları ve özellikle Misafir ve İnsan İlişkileri konuları üzerine eğitimler verilecek. Eğitim programını tamamlayan katılımcılara sertifika verilecek.
Ankara YÖK Başkanı Özvar: "2027 yılına kadar üniversitelerimizin tamamına yakınının akreditasyon süreçlerini tamamlamasını bekliyoruz" Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Erol Özvar, "2027 yılına kadar üniversitelerimizin tamamına yakınının akreditasyon süreçlerini tamamlamasını bekliyoruz" dedi. Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi İletişim Fakültesi Itri Konferans Salonu’nda Yükseköğretim Kalite Kurulu (YÖKAK) Uluslararası Kalite Güvencesi ve Akreditasyon Konferansı gerçekleştirildi. Konferansta konuşan YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, yükseköğretime kayıtlı örgün ve açık öğretime devam eden yaklaşık 7 milyon öğrenci ve 185 bine yakın akademik personel olduğunu belirterek, "Sahip olduğumuz bu kapasiteyle Avrupa Yükseköğrenim Alanı içinde önde gelen ülkelerden biri konumundayız. Ancak bizler ulaştığımız noktayı yeterli görerek yavaşlayacak bir anlayışta olamayız. Yükseköğretim Kurulu olarak bir yandan kapasitemizi iş dünyası ile öğrencilerin eğilim ve beklentileri doğrultusunda düzenlerken, diğer yandan üzerinde hassasiyetle durduğumuz kalite güvencesi standartlarımızı yükseköğretim sistemimizin bütün alanlarına yaygınlaştırmaya çalışıyoruz" dedi. "350 bine yaklaşan uluslararası öğrenci sayımız var" Uluslararasılaşma ve kalite bağlamında üniversitelerin uluslararası görünürlüklerini artırmayı hedeflediklerini aktaran Özvar, şunları kaydetti: "Uluslararası sıralamalardaki üniversite sayımızı yükseltmek, akademisyenlerimizin yer aldığı uluslararası projeler ile nitelikli ve etki değeri yüksek yayınların sayısını çoğaltmak; akademisyenlerimizin ve öğrencilerimizin uluslararası hareketliliğini artırmak öncelikli hedeflerimiz arasındadır. Bu alanlarda sağlayacağımız başarı, bir taraftan yükseköğretimimizin kalitesini artıracak, diğer taraftan çok daha fazla sayıda nitelikli uluslararası öğrencinin üniversitelerimize ilgi göstermesini sağlayacaktır. Böylece 350 bine yaklaşan uluslararası öğrenci sayısıyla dünyada ilk 10 içinde yer alan ülkemiz, ilk 5 ülkeden biri olma hedefine bir adım daha yaklaşmış olacaktır." "İyi bir seviyeye ulaşmış olsak da daha atmamız gereken adımlar var" Üniversitelerin yüzde 35’inde kurumsal akreditasyon olduğunu hatırlatan YÖK Başkanı Özvar, "Bu anlamda iyi bir seviyeye ulaşmış olsak da daha atmamız gereken adımların var olduğu anlaşılmaktadır. 2027 yılına kadar üniversitelerimizin tamamına yakınının akreditasyon süreçlerini tamamlamasını bekliyoruz. Hiç şüphe yok ki kalite süreçleri sonu olmayan ve sürekli iyileşmeyi ilzam eden bir uğraşı alanıdır. Program bazındaki akreditasyonlar ise YÖKAK tarafından yetkilendirilen 24 ulusal ve 13 uluslararası akreditasyon kuruluşu tarafından yürütülmektedir. Mevcut durumda yükseköğretim sistemimizde akreditasyondan geçen programların sayılarının artmasını beklediğimizi ifade etmek isterim" dedi. Konuşmaların ardından YÖK Başkanı Erol Özvar, üniversite rektörleriyle hatıra fotoğrafı çektirdi.